10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 TEMMUZ 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 YAYEV DÜNYASEVDA İNCELEME ARAŞTIRMA YÖNETEN ŞAHİN ALPAY Duyduk Gördük Emin Çölaşan, 24 OCAK: BtR DONEMİN PERDE ARKASI, Milliyet Yayınları, İstanbul 1983, 332 s. Washington Post gazetesinin ölarak gördükleri 24 Ocak kaünlü yöneticilerinden Benjamin rarlann'" 'tlVemiz ekrmomisi C. Bradlee, gazeteleri "Tarihin açısından önemli bir olay olduilk taslağı" olarak nitelendiri ğu üzerinde görüş birliği var. yor. Bradlee'nin gündelik hayat Çölaşan kitabında bu kararlann ta pek hilincinde olmadığımız bu hazırlanışı, kabul edilmesi ve 12 saptaması, "Gazetedler tarihin Eylül'e gelinceye kadarki uyguılk taslagını yazanlardır" lamasının öyküsünü, bu gelişme»ckuııue ae ıiaae edilebilir. Ger lerin önde gelen aktörlerinin diçekten günümüzde tarih araştır linden anlatıyor. macılarının, tarih incelemeleriÇölaşan'ın " O dönem sonin en önemli kavnakları arasın rumlu makamlarda yaşamış olan da gazetelerin, dolavısıvla ga çok sayıda yetkili" ile görüşerek zeTecflerin geldiğine kuşku yok. ye "yüzlerce dosya ve belgeyi" Gazetecilerin araştıncı olma, inceleyerek kaleme aldığı kitagerçeklere bağblık ve nesnellik ü bında en önemli bilgi kaynaklakelerinden ayrılmama konula rından birinin 24 Ocak kararlannda taşıdıklan büyük sorumlu nmn baş aktörii Turgut özal olluğun bir önemli nedeni de bu duğu anlaşıhyor. özal ile Çölarada yatıyor. şan'ın ilişkilerinin ilginç bir yaEmin Çölaşan'ın geçtiğimiz nı var. Çölaşan bu ilişkiyi şöyle mayıs ayı sonunda yayınlanan ve , anlatıyor: "20 Ocak Pazar sabaçok kısa sürede ikinci baskısı ya 'hı, Ankara'ya geldiği 2 aralık pılan kitabı, ülkemizde araştır gününden beri ilk kez bir gazemacı gazeteciliğin en başarılı ör teci ile evinde konuştu. Bu gazeneklerinden biri. Kimilerinin teci ile arasında daha önceki yılekonomide istikrar sağlayıcı bazı larda, DPT müsteşarlığı yaptığı önlemler, kimilerinin de Türki sırada büyük olaylar geçmiş ve ye'ye ilk kez gerçek kapitalizmi mahkemelik olmuşlardi. Gazetegetirmeyi amaçlayan kararlar ci, o zaman DPT'de çalışan bir Araştırmacı gazetecîliğin seçkîn örneklerînden bîri Senfonik rock ve Pink Floyd üzerine İstanbul Festivali nın bitimine doğru, 13,14 ve 15 temmuz günlerinde festivaldeki tek rock grubu A vusturyah Eella Craig topluluğunun üç konseri izlendi. Türkiye standartlanyla ölçülmesi pek mantıkh olmayacak bir kalitede, ama uluslararası planda kendini kabul ettirmesine yeterli olmayan bir düzeyde müzik yapan bir gruptu bu. Yani hem kalite açısından hem de müzik tarzı açısından ortalama birAvrupalı rock grubu. Bu tür konserleri dinleme imkânından yoksıın Türk seyircisi için de elbette hiç voktan ivivdi. Sorun Eela Craig 'in kalitesi falan değil. İstanbul Festivali tanıtma kitabında bu topluluğun sunuluşu. Eela Craig, festival kitabında "senfonik rock topluluğu" diye sunuluyor. Ikincisi, topluluğu methetmek için "Pink Floyd'un da ö'tesinde birfanteZİ ve hayâl giicüne sahip olan topluluk" ifadesi kullanılıyor. İstanbul Festivali gibi, artık kendini kabul ettirmiş sayılabilecek bir organizasyonun bu tür, "en hakiki ö'z sahici Maras dondurması" türünden tanıtımlara ihtiyacı var mı gerçekten? Eğer Eela Craig'İn müziği İstanbul'da dinlendiğimizden ibaretse, bunun ' 'senfonik rock'' diye nitelenmesine sanırız en başta topluluk elemanları itiraz edecektir. Gelelim "Pink Floyd"dan da öte..."meselesine. Sonyıllarda İstanbul başta olmak üzere daha gelişmiş ve "incelmiş" bir rock türüne ilgi gösterenlerin sayısının arttığı, bu dinleyici kitlesinin en tuttuğu gruplann başında Pink Floyd'un geldiği biliniyor. Pink Floyd'un son plâğı çıktıktan bir haftaon gün sonra yerli baskısı yapıldı, plâkçılar ' 'Pink Floyd 'un son plağı geldi'' diye ilanlar astılar, Somut gazetesinde plağın sözlerinin çevirisi yayınlandı, v.b. İstanbul Festivali organizatörlerinin bu durumu dikkate alıp, Eela Craig konserine seyirci çekebilmek için topluluğun tanıtımmda "Pink Floyd'dan da ötefantezi ve hayâl giicüne sahip..." ifadesini kullanmaya hakları olabilir mi? Müzik alanında, üstelik "fantezi ve hayâl gücti" gibi bir konuda "şundan da^ öte", "bundan daha az" gibi kıyaslamaları yapmak mümkün olabilir mi? Koskoca festivalde, ele güne karşı... Diyelim birisi çıktı, TRT Ankara Oda Orkestrası için "Londra Senfoni Orkestrası'ndan da öte... içten ve kabiliyetli müzisyenler çalıyor" falan dedi. Ne olur? Herhalde çok ciddi tepkiler gösterilir. Ama zihniyet şu: rock müziği zaten bir takım uzun saçlı gençlerin anlaşılmaz "dağıtma" merakına cevap veriyor. Önemli olan, bunların mümkün olduğu kadar çoğuna bilet aldırtmak. Öyleyse yazalım. gitsin. uzmandı ve Özal tarafından görevine son verilmişti. Aynı zamanda, gazeteci henüz öğrenci iken, ODTÜ'de matematik derslerini Turgut özal'dan almıştı." (s.121) Çölaşan'ın gördüğü geniş ilgjye gerçekten değer nitelikteki kitabında kamuoyuna ilk kez yansıyan birçok bilgi bulunuyor. Bunlara bir örnek Turgut özal'ın 8 Ocak 1980 Salı günü (kararlann hükümetçe benimsenmesinden 16 gün önce) Genelkurmay Başkaru, Kuvvet Komutanlan ve 30 dolayında general ve amirale alınması düşünülen önlemler konusunda verdiği brifîng. Çölaşan brifing sonrasım şöyle anlatıyor: O akşam "Demirel'le Özal yeni bir 'durum mahkemesi' yaptüar. özal iceride havanın çok iyi olduğunu, askerlerin konuyu büyük bir ilgiyle dinlediklerini, kararlar açıklandığı zaman bir tepki göstereceklerini sanmadığmı söyledi." (s. 111) Çölaşan'ın zihinlerdeki irili ufakîı pek çok soruyu ayüırilatıcı nitelikteki değerli çalışması üzerine arkadaşımız Füsun özbilgen'in izlenimlerini yandaki sütunlarda bulacaksımz. da en değerli üyelerinden birini yitirdi. tktisadi ahlâk ve zihniyet üzerine araştırmalanyla tanınan Profesör Sabri F. Ülgener geçirdiği kalp krizi sonucu 1.7.1983 gecesi vefat etti. Ülgener ölümünden çok kısa bir siire önce gazetemizi ziyaret etmişti. Sohbetimiz sırasında toplumlann ve bilimin gelişmesinde diişiince ve bilim özgürlüğiinün önemi üzerinde bir kez daha durdu. Kendisini saygıyla anıyoruz. Yukanda Ülgener, Cumhuriyet arşivine bıraktığı fotoğraflanndan birinde görülüyor. jV. (19101983)Türk toplumbilimcir . L J l g e n e r leri topluluğu geçtiğimiz haftalarv Dedikodu yapamayanlar Bir süre önce Ankara Mehmet Akif Ersoy tlkokulu yanlannda açılan öğretmenevi'nden söz ederek, bu okul öğretmelerinin, "Yöneticiler eve yerleşmekle kalmayacaklar, eşlerinin de bu ilkokula atanmasını sağlayacaklar" biçiminde konustuklan anlatılıyordu. llkokul müdürü Hamza Inönü de bir açıklama yaparak, okulda böyle bir konuşma olmadığım belirtti. Biz merak ettik: Sayın Inönü, öğretmenlerinin nerede, ne zaman, ne konuştuklannı nasıl bilebtliyordu? Eğer tnönü, gerçekten okuldaki bütün öğretmenlerin konuşmalannı bilme olanağına sahipse o zaman okuldaki öğretmenler adına üzülmemek elde değildi. Çünkü şöyle bir kenara Kısa...kısa Felsefe Yazıları, 6. Kitap YAZKO Yayını, tstanbul, Haziran 1983, 192 s. Felselefe Yazılan'nın son kitabı Arslan Kaynardağ'ın ülkemizin seçkin felsefecilerinden Profesör Takiyettin Mengüşoğlu ile yaptığı konuşmayla açılıyor. Bu kitapta yer verilen ilginç katkılar arasında Cem Taylan'ın Georg Lukacs üzerine incelemesi, Erkut Sezgin'in "Wittgenstein: Dil ve Dünya" adlı yazısı ve I. Kant'tan çevirdiği "Aydınlanma Nedir Sorusuna Yanıt"ı (çeviren Neiat Bozkurt) bulunuyor. Emre Kongar / Demokrasi ve Külttir Hil Yayın, tstanbul, Haziran 1983, 251 s. Emre Kongar'ın son kitabı, daha önce Çağdaş Yayınlan arasında çıkan Kültür Üzerine (1982) adlı kitabının ikinci cildi niteliğini taşıyor. Bu ciltte Kongar'ın kültür, demokrasi edebiyat, gençlik ve kültür adamlarımız üzerine yazıları derleniyor. Turgut ÖzaVın sözettiği kitap FÜSUN Ö Z B İ L G E N Gazeteci arkadaşımız Emin Çölaşan'ın kitabını ilk gördüğümde, üç yıldır üzerinde herşey söylenen 24 Ocak kararları ile ilgili yeni bir şey okuyamayacağımı düşünerek almaıruştım. Ama 24 Ocak kararlarının miman, şimdi Anavatan Partisi Geneİ Başkanı olan Turgut Özal gazetemizi ziyaret ederken, 24 Ocak'la ilgili bazı soru ve eleştirilerimizi Çölaşan'ın kitabına atıfta bulunarak yanıtlayınca merak ettim. Çölaşan'ın vaktiyle Ozal'ın müsteşarlığı döneminde DPT'de kıyıma uğrayanlardan olduğunu da biliyordum. özal'ın bu kitaptan sık sık bahsptmesinin nedeni okurken daha iyi anlaşılıyor. Çölaşan, 2A Ocağin perae arkasım at<t}uuıken belli ki özal'dan oldukça geniş bilgi almış. özal'ın şu sözles.rrini aktarıyor: "..BMF'ye karşı daima şu politikayı gütmüşümdür: Onların istediğinde pazarlık etmek, ama Türkiye'nin hakiki ihtiyacı ne ise onu yapmak. Tabii bunu da onlara söylememek..." Kitabın bir yerinde de Özal için şöyle deniyor: "Türkiye ile IMF arasındaki ilişkilerde genellikle olumlu bir hava olur, bu havanın oluşmasında Turgut özal'ın büyük katkısı bulunurdu. Özal, sadece IMF'de değii, bütün uluslararası kuruluşlarda güven yaratmışlı.." Kitabın konusu kuşkusuz özal'ın değerlendirilmesi değil. Çok daha önemli konular ele alınıyor. örneğin ilk kez Türkiye ile başlanan "Dünya Bankası'na taahhüt mektubu" imzalanmasının öyküsü tüm dehşeti ile anlatılıyor: "Bu pazariıklar iki gün sürdü. özal büyükelçilikten yeni öneriler gönderiyor, Dünya Bankası da karşılığında kendi göriişünü iletiyordu. Buna karşı başka bir görüş gidiyor ve Türk heyeti, 300 milyon dolarlık kredi uğruna şartlan bir parca olsun hafifletmeğe çalısıyordu. Özal çevresindekilere sürekli olarak Bu kadan da olmaz yahu, bu adamlar çıldırmış, bunu imzalayanı ipe gönderirler" diyordu... Mektubu imzaladıktan sonra VVashington'dan New York'a giderken, Turgut Özal heyet üyelerine uçakta şöyle diyordu: Arkadaşlar, bu adamlar belki para verecekler ama, karşılığında biz de çok şey vereceğiz.." (S.160). Çölaşan, olayları araştırmış, derlemiş, bağlantılarını kurmuş ve öykü gibi anlatmış. Bu öyküde o dönemde devletin nasıl yönetildiğini, bakanlar arasındaki çatışmalan, bürokrasideki kavgalan, kararlann Bakanlar Kurulundan nasıl çıktığını izlemek olası. çekilip gönül rahatlığıyla dedikodu bile yapamayacaklan çıkıyordu ortava. G. V. Plehanov / Tarihte Bireyin Rolü Çev.: İbrahim Altınsay, Kaynak Yayanıları, tstanbul, Aralık 1982, 99 s. tstanbul BelediyesVnin öbür yusakları İstanbul BelediyesVnin koyduğu "yasak"lar, günlükyaşantımızın içine o denli girmiş ki, bunlar sanki uyulması gereken kurallar gibi geliyor insana... tşte, Belediye'nin bile unuttuğu "yasak"lann devamı: • Ana cadde ve meydanlarda fıçı, bidon, tekerlek, çemberyuvarlamak, inşaatlarda işgaliye ödenen tahta perde ile çevrili kısmın haricinde herhangi bir iş yapmak, işgaliye ödenen kısımdaki yol veya kaldınmın vusfını bozntak ve tahrip etmek, • Halkın çok kaldbalık bulunduğu yerlerde büyükçe eşyalarla halkı rahatsız ederek geçmek, • Kümes, ahır ve ağıl hayvanlannı sokaklara bırakmak, park, bahçe, arsa, cami ve diğer mabetlerin avlularında otlatmak, Belediyece tayin edilen cadde ve yollar dışındaki yollardan ve meydanlardan geçirmek, • Çimenlere ve çiçek parklarına basmak, top oynamak, ağaçlara,fidanlaraher ne suretle olursa olsun zarar vermek, çiçek koparmak, ağaçlara çıkmak veya bu hareketleri hayvanlara yaptırmak, hayvan bağlamak, ağaçlara ilan yapıştırmak, salıncak kurmak, çivi çakmak, isim yazmak, şekil çizmek, tahrip etmek, • Dükkân ve binalann sokak üzerindeki yüzlerine dikey (yaya kaldınmı genişliğmden fazla olamazj olan üç metreden aşağı yühseklikle perde, saçak, siper, ilan, reklâm ile tretuar üzerinde her çeşit işaret levhası, reklam panolan dikmek ve bahçelerden sarkan ağaç dallannm yukanda belirtilen yükseklikten aşağı sarkmasma meydan vermek, * Umumi havuzlarda balık tutmak ve balıklara zarar vermek, •Umumiyerlerde ağaçlar, tellere çamaşır, kilim, yatak, yorgan, çarşaf gibi eşya asmak, kurutmak, • Gelip geçenlere zarar verecek derecede azetn ve huvsuz olan hayvanlara umumi verlerde binmek, bunları tedbir almadan yedekte götürmek, • Yollarda ve meydanlarda kayar ayakkabılarla yürümek, tekerlekli patenle veya buzpateniyle kızakla kaymak, kar topu, futbol oynamak, oyuncak tüfekle atış talimi yapmak, uçurtma uçurmak yasaktır... Halil Berktay / Kabileden Feodalizme 24 Ocak kararlarının perde arkası bir şeyi çok iyi orta yere ko"Burada... Kapitalizm öncesiyuyor Ekonomi poatikamız üzene ilişkin belli bir yorumun unrinde IMF, Dünya Bankası, , surlarını sunuyorum," diyor. OECD gibi batılı ekonomik Berktay'ın her iki kitabı ile ilgiodakların taşıdığj ağırhk. Herkeli yazüarı önümüzdeki haftalarsin büyük bir ilgiyle okuyacağı da yayınlamayı umuyoruz. bir kitap. Georgi Valentinoviç Plehanov (18561918) Marxço düşüncenin önde gelen isimlerinden biridir. Diyalektik materyalizmin kuruKaynak Yayınlan, İstanbul, Ha cuları arasında sayılır. "Diyalekziran 1983, 412 s. tik Materyalizm" kavramını da ilk kez o kullanmıştır. Aynı PleA.Ü. Siyasal Bilgiler Fakülte hanov, Rus Sosyal Demokrat Işsi'nden aynlan öğretim üyelerin çi Partisi içinde Lenin'in parti ve den Halil Berktay'ın Cumhuri devrim teorilerine karşı çıkan yet İdeolojisi ve Fuat Köprülii Menşevik kanadın (sonra parti(Kaynak Yayınları, Mayıs 1983) nin) liderlerindendir. Son eserlebaşlıklı incelemesinin hemen ar rinden biri olan bu kısa inceledından yayınlanan bu kitabı, ya mesinde Plehanov, kişilerin tazarın fakültede verdiği İktisat rihsel gelişme üzerindeki etkisi Tarihi terslerinin bir bölümün konusundaki görüşlerini işleden oluşuyor. Yazar, kitabı için: mektedir. Bir sıccık ilişki uzmanı ama, bir sıcak ilişki uzmanı sevimli bir devlet memuru. Şakir Kaptap her ne kadar bir planlama uzmanı değilse de kendisini işçi şirketlerine adamış bir DPT çalışam. Karpat bir süredir sıcak ilişki kurma yeteneğiyle işçi şirketleri konulu projeler üzerinde çalışan birproje bürosuna da girer çıkar olmuş. Şakir Karpat devlet bursu ile Hollanda 'ya gitme hazırhklatı içinde. Fazla bilgi için Şakir Karpat'a başvurmak isteyenler onu artık Hollanda'da bulabilecekler. Şakir Karpat'ı tanıyanlar, onun yoğun burs programı içinde bile kendisine başvuranlara Hollanda'da yardım edebileceğini, onlarla oralarda bile sıcak ilişkiler kurabileceğini belirtiyorlar. Konuyla ilgilenenlerin fazla Sıcak ilişkinin ne olduğunu bilgi için Şakir Karpat'a başvurbilmeyenlere küçük bir anımsatmaları isteniyor. Şakir Karpat, sıcak ilişkileri devlet çarkına sok ma. Örneğin, hiç tanımadığtnız birinin boynuna sarılıp "n'aber, mayı becermiş, kısa sürede çok nasılsınız üstadım?" diyebiliyor iş yapabilmiş bir DPTpersoneli olarak dikkatleri üzerinde topla musunuz. O zaman size de "Bir sıcak ilişki uzmanı" denilebilir. yatn bir kişi. DPT uzmanı değil DPT bir broşür yayınladı. DPT her zaman broşür yayınlar. DPT'nin yayınladığı bu broşürde birgariplik var. DPT'nin her bir işinde zaman zaman gariplikler olur. DPT Teşvik ve Uygulama âaşkandığı 'mn sözkonusu yayınında 6224 sayılı "Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu" ve uygulama ile uğraşanlara birtakım teknik: bilgiler yer alıyor. Yabancı sermayenin özendirilmesine ka.tkıda bulunacak herkes için yararlı bir broşür bu. Buraya kadar her şey normal gibi. Anccık broşürün bir ikinci sayfası varki. DPT'nin nasılyöneuıuığinin bir belgesi niteliğinde J a c o b BeııAmittay / Siyasal Düşünceler Tarihi Yüzyıhımzın en önemli iktisatçısı: Keynes Keynes'in 100. doğum yıldönümü dolayısıyla birçok ülkede toplantılar düzenleniyor; çeşitli yayınlar yapılıyor. J.M. Keynes (18831946), içinde bulunduğumuz yüzyüda gelişmiş kapitalist ülkelerde en büyük etkiyi yapmış olan iktisat kuramcısı. İktisat teorisinde klasik (A.Smith, D.Ricardo, vd.), Marxist ve NeoKlasik (A. Marshall, vd.) yaklaşımlar yanısıra bir diğer önemli okul Keynes ve izleyicilerinden oluşuyor. En büyük katkılarını iktisat alanında yapmış çokyönlü bir düşünür olan Keynes'in 100. doğum yılı dolayısıyla birçok Ulkede toplantılar düzenliyor; çeşitli yayınlar yapılıyor. Hayatının büyük bölümünü Cambridge Üniversitesi'nde geçiren Keynes'in iktisadi teorilerinin önemi, sanayileşmiş Batı ülkelerinin iki dünya savaşı arasında yaşadıklan iktisadi bunaşirketlerin fiyatları yüksek tutmalarının neden olduğu tıkanıkIıkla açıklamaya çalıştı. Bazıları da Marxizmin öngördüğü şekilde kapitalizmin sonunun gelip gelmediğini sormaya başladı. Keynes ise piyasa ekonomisinin kendi kendine dengeye gelme yeteneğinin bulunmadığını, ekonomiye müdahale edilmediği takdirde sistemin yıkılabileceğini öne sürdü. tşsizliğin giderilli politika yürütmesini; iş alanları açacak yatırımlara girişmesini; açık bütçeyle talebi artıncı harcamalarda bulunmasını savundu. Batı ekonomilerinin birçoğu Keynes'in çözümlemesi ve önerilerini izleyerek bunahmı aştılar. Kimileri Keynes'in teorilerini fazla radikal ve Hpitalizmin sürdürülmesi açısından "tehlikeli" buldular. Oysa Keynes kapitalist sistemin üstünlüklerine inanıyordu. Ancak içinde taşıdığı istikrarsızhk eğilimleri, sistemin istenildiği şekilde işleyebijmesi için devletin düzenleyici bir sorumluluk yüklenmesini gerektiyordu. 1930'lardan itibaren Batı ülkelerinin çoğunda iktisadi düşünce ve politikalar geniş ölçüde Keynes'in görüşlerinin etkisiyle biçimlendi. Bu ülkelerîn özellikle 2. Dünya Savaşı ertesindeki iktisadi gelişmelerinde Keynesçi yaklaşım ağırlıklı bir rol oynadı. Batılı sanayileşmiş ülkeler 1970'lerin ortalarında, kimilerinde 1930'ların boyutlarını aşan işsizlik ve enflasyonun bir arada yaşandığı bir bunalıma girdiler. Bu kez Keynesçi önlemlerle bunalımdan çıkılamayacağı görüşü egemen oldu. Çare NeoKlasik geleneğe dayanan Monetarist çözümleme ve önlemlerde arandı. (Monetarist yaklaşımı, Keynes'in bir eleştiricisi olan Milton Friedman ve 'Chicago Okulu' denilen iktisatçılar temsil edjyor.) tktisadi düşünce tarıhinin devlerinden biri olan Keynes'in başyapıtı General Theory Of Employment, Interest and Money (1936) Istihdam, Faiz ve Para Genel Teorisi başlığı altında Türkçeye çevrilmiş bulunuyor. (Çev.: Asım Baltacıgil, İstanbul 1969, 1980). Keynes'in iktisat teorileri icin Prof. Gülten Kazgan'ın iktisadi DUşünce veya Politik tktisadın Evrimi adlı kitabının (Remzi Kitabevi, 2. basım, Arahk 1980) 2527. bölümlerine başvurulabilir. Çev.: M. Ali Kılıçbav Levent Köker, Savaş Yayınları, Ankara 1983, 235 s. uazi Universitesi öğretim üyeleri Kılıçbay ve Köker'in Ingiüzceden çevirdikleri kitap, çeşitl* fakültelerimizde okutulan siyasal düşünceler tarihi derslerinde yararlanılabilecek iyi bir başlangıç kitabı olma niteliğini taşıyor. Çevirmenlerinden öğrendiğımize eöre kitabın yazarı BenAmittay Israil'in Kudüs Universitesi'nde siyaset bilimi profesörüdür ve Siyaset bilimine Giriş başlıklı iki ciltlik bir eseri daha vardır. HAYVANLAR Ismail Gülgeç KUZUM BU PREN&E& SeyDıR . DED.KUER; NASIL B;R DE RESMİ VİVR Mİ Ressam Owen Raverat'ın çizgfleriyle Keynes lımın çözümlemesini yapmasında ve çıkış yollarını göstermesinde yatıyor. Klasik iktisat teorisi, işsizliğin piyasa ekonomisinde ancak sınırlı ve geçici olacağını öngörürken 1920 lerin sonunda patlak veren bunalım, görülmemiş düzeyde ve kendiliğinden giderilmeyen bir işsizliğe yolaçtı.Bazı iktisatçılar bunalımın sendikaların ücretleri yüksek tutarak iş alanlarının açılmasını engellemeleriyle, bazîları da tekelci bir konuma ulaşmış büyük Ö GAZETE EVET. PCENSES OîANNA'NlN BiR RE5Mİ VAKA\ 6AK:.. NE BU MU Keynes'in Cambridge çevresi J.M. Keynes'i yetiştiren düşünsel ortam, Ingiltere'nin olduğu kadar, belki de son yüzyıllarda dünyanın en canlı kültür çevresindeydi. 'Klasik' Cambridge Üniversite'sinde, YeniHegelci 'idealist' filizofların (McTaggart, Bosanquet, Bradley) 'hegamonya'lanna 'devrimci' bir atıhmla son veren G.E. Moore ve Bertrand Russell, XX. yüzyıla damgasını vuracak 'modern' akımların (mantıkçı pozitivizm, analitik felsefe) başını çekerler. Yine Russell, matematikçi filozof VVhitehead ile birlikte, ünlü Principia Mathematica'yı yazar (1910). Mantık ile matematiğin akrabaıığını serimleyen bu 'dev' yapıt (hemen PM "piyem"diye kısaltılarak) AngloSakson felsefesinin 'Incil'i haline gelir. Keynes'in de ilk düşünsel cabalan, aynı gelenek içinde Hume'a kadar geri giden 'olasılık kuramı' alanındadır: PM temelli, felsefemantık matematik üçlüsüne dayanan oylumlu Deneme'si 1921'de ortaya çıkar. Ekonomi konulu ünlü GenelTeori nın çatısının çatılmasında bu birikimin rolü küçümsenemez herhalde. Cambridge'in en ilginç kişilerden biri, belki de en ilginci, filozof Ludwig Wittgenstein'dir. 'Soğukçözümleyicimantıkçı' Cambridge'lilerin arasına, 'ince' Viyana'nın, sanata, musikiye yakın, 'yaşamın gızemleri'ne yönelik 'sıcakcanh' felsefesini getiren Wittgenstein, I. Dünya Savaşı bitiminde, savaş boyu yazdığı başyapıtı Tractatus'u, savaş esiri olarak bulunduğu Jtalya'dan RusselPa, tngiltere'ye, o sırada önemli devlet görevlerinde bulunan Keynes'in aracıhğıyla ulaştırır. Cambridge ortamının bir başka ilginç kişisi de, 19 yaşındayken Keynes'in Treatise'i, 20 yaşındayken de Wittgenstein'ın Tractatus'u üzerine yazılar yazan, 26 yaşmudyncıı uc oien F.P. Ramsey'dir. Keynes, Ramsey'in ölümü üzerine (1930) yazdığı yazıda, onun "vergilendirme" ve "tasarruf" konulu matematiksel iktisat makalelerini göklere çıkarır. Kısacası, dehayı 'üretme'se bile, onun kendi kendini yetiştirmesi için gerekli olan, benzerleriyle canlı, çokyanlı, çokyönlü ilişkiler kurabileceği, tartışmalar yürütebileceği düşün ortamlarına örnektir, Keynes'in içinde yetiştiği Cambridge. A.O.A. TARİHTE BUGUN Mümtaz Arıkcrn İNSANOÖLU "AVDA! 1369 'DA BUGÜM, SABAH O3.56 'DA, AMERi KAll ASTRONOT NEIL ALOEN ARMSTRON6 AY'A AYAK BASTI.' CAPE KâNNâDy ÖSSÜN. OBSI ATILAN APOLLO H AY ARACI İLE UzA. YA 6ÖN0ERİLEN UÇ. ASTKOHOT;ALDRfN, COLLfNS VE ARMSTROUG'uAH, AlPg/AI AMA KOMUTA ARACINOA KALMIŞ, E>İĞ£& İKİSİ "£AGLE"(KARTAÛ)APUMAPSül İLE AY YÜzeytNE INMIŞLE(ZPI.(2O T^MMOZ) BRTESİ SÜN, ARMSTRONG, ARAClN KAPIS/Nl AÇIP DIŞARI ÇIKMIŞ VE AVA /İK APJMIM ATMIŞT/. DÜNYA'OAN DUYUUHN ILK SÖZÜ ŞU OLDU: "BİR INSA/y /ÇİAJ KÜÇİİK SİR AOIM AMA INSAML/k İÇ/N BÜYÜK BİR AÇAMA!" 21 Temmuz SÜMERBANK YARIMÇA SERAMİK SANAYİİ MÜESSESEStNDEN 50 YIL ONCE Cumhuriyet Heyeti Vekile Toplantısı Ankara 20 (Telefonla) Heyeti Vekile bugün saat dörtte Ismet Paşa'mn riyasetinde toplanmıştır. Bir müddettenberi tiişlerinden rahatsız bulunan Başvekil Paşa bugün ilk defa şehre inmiş ve kabine içtimaına riyaset etmiştir. Tahminen üç saat kadar süren bugünki içtimada Hariciye Vekili Teyfık Rüştü Bey Londra Konferansı ve Roma, Paris, Atina mülakâtları hakkında mufassal izahat vermiştir. 21 Temmuz 1933 sogugun hayata mani olmadığım ispat etmektedir. 19331983 Kamerclp hnyat var mı? Londra'clan gelen malumata göre Da rülfünun müderr islerinden Mister V.H. Picker ing isminde bir heyet şinas kamerin Erat osthnes ismi verilen bir pançası üzerinde yaptığı uzun raiıatlar neticesinde burada hcıyat izleri görmüştür. Fjiğer Ingiliz heyetşinasları da bu krater üzerinde teleskopla yaptıkları tetkikat neticesinde kamerde büyüyen bazı nebatlar görmüşlerdir. 38 mil kutrunda olan bu sahada canlı şeylerin mevcudiyeti, kamerde fazla PERSONEL NAKLETTİRİLECEKTİR Tıp t'akültesi binası lise oluyor Can lMüessesemiz mensuplarının Izmit ve Tavşancıl istikametinden Yarınıca'daki müessesemize kadar giriş ve çıkış saatlerinden taşıma işi şartnamesi şartlan dahilinde 29 Temmuz 1983 günü saat 15.00'de kapalı zarf usulü teklif alınmak suretiyle ihale edilecektir. 2Bu işe ait muvakkat teminat 2.500.00ftTL. olup ihale saatinden önce müessesemiz vcnesine yatınlması şarttır Kat'i teminat ihale tutarının % 10'dur. 3lhaIemize iştirak edeceklerin teklif mektuplarıyla birlikte noter tastikli taşıma kapasite belgesi ve taahhütnamesini de vermeleri ger.ekmektedir. 4Şartname Müessesemiz Ticaret Müdiırlüğünden «emın edilebilir. 5Müessesemiz 2490 sayılı kanuna tabi değildir. Basm: 21401 Darülftinunun ıslahile meşgul bulunan komite dün de pofesör Malş'ın riyasetinde toptanarak tetkikatına devam etmiştir. Birkaç güne kadar nakil işlerine başlanacaktır. Haydarpaşa'daki Tıp Fakültesi binasma Kız lisesinin naklinden şarfı nazar olunmuştur. Buraya tam devreli bir erfoek lisesi geçecektir. Erenköy Kız Lisesi de yerinde kalacaktır. Gelir; i$tıtıasi7İık, iyi neiıce ve' mtı, ıştıha d:lm ali'ndaJır derlcr ama, sen ı n a r, m a Beşîr Kennl Kınakına Hü'âsası En ınatçı ış'ahs'llıkia1 önlınu aur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle