25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER uyguladığı yöntemi biz de uygulamalıyız" diyor. Sayın özal, liberalizmin beşiği olan lngiltere'nin dünyada sanayi devrimini ilk gercekleştiren ülke olduğunu, Adam Smith'in bu devrimin bir ürünü olduğunu, öbür sanayileşmiş ülkelerin, başta ABD olmak üzere sanayilerini kalın gümrük duvarlanmn himayesinde, hiç de liberal sayılamayacak bir sistem altında gerçekleştirdiklerini ve ancak bu sanayi yerli yerine oturduktan sonra kendilerine liberal süsü verme yolunu tuttuklannı, bu liberal görüşü özellikle sömürgelerde ve kapitülasyonlarla eli kolu bağh Osmanlı Devleti'nde uyguladıklarını bilmiyor mu? Bugün serbest tıcaretin, serbest işçi dolaşımımn bayraktarlığını yapan, sanayileşmiş Avrupa devletlerinin oluşturduğu AET, canı istediği zaman Türk tişörtüne kapılannı kapamıyor mu? Türk işçisinin serbest dolaşımına karşı çıkmıyor mu? Nerede kalmış bu "liberalizm?" Bizim liberaller neyin taklitçisi oluyorlar?... 1950'lerde iktidara geldiğinde DP, liberalizmin bayrağım açmış, o dönemin genç ticaret bakanlan sabah akşam liberasyon listelerine imza basar olmuşlardı. Yülarla birikmiş altm ve dövizler böylece çok kısa sürede incik boncuğa harcanmış, köşebaşlannda milyonerler türemişti ama devlet de iflâsm eşiğine gelmişti. Gemiyi ilk teTkeden bu bakanlar olmuştu. Bunlar, "ispat hakkı" bahanesiyle bir muhalif parti kurup kendilerini bflylece sorumluluktan kurtarmışlar, ya da, tarih önünde, kurtardıklannı sanmışlardı. Şimdi bu genç bakanlardan arda kalanlar, serbest bölge şampiyonlugu yapmakla meşguldürler. "Piyasa ekonomisi" dendiğinde, bunun bir iç, bir de dış piyasası vardır. Bu dış piyasanın Mayıs ayının taze önerilerine bakaüm: Dünya Bankası "Türkiye enerji alanında yabancı sermayeye açılmah", FAOda "bölgenin ekmek sepeti olabüirsiniz" diyor, çok nazik savümayacak bir edayla. Artık ahşageldiğimiz bu tür müdahale ve ekonomik baskılar birçok kalkınma projemizin geri bırakılmasına ya da tümden teTkedilmesine götürmüyor mu bizi? Liberal görüşlü profesörlerimiz, yaldızlı davetiye çıkanlan yabancı sermayenin ancak "kontrol sanayii'ne, yani ülkenin ekonomisini dcnetim altında tutacak alanlara yatınm yapacağını bümiyorlar mı? Atatürk milliyetçiliguıin "Istiklâli tam"a dayandığuu hepimiz biliriz. O halde nerede kaldı Atatürk miüiyetçiliği? Hemen görüldtiğü gibi, Türkiye*nin bugünkü koşullan içinde, önerilen liberalizm, bir çelişkiler zincirinden başka birşey olmuyor. Nitekim, Avrupa'mn liberal burjuvazisi, ancak f~dali, yani toprak ağalığını bir vana ittikten sonra gelişebilmiştir. Bu iş tngiltere'de, Ingiliz soylusunun büyük ölçüde "ilerici" ve yasalara saygdı bir sıruf olmasıyla kansız olarak, Fransa'da da bildiğimiz ünlü Devrim'le gerçekleşmiş. Bizim her zaman tekrarladığımız gibipsödo (sözde) burjuvazimiz, köklü bir toprak reformundan yana çıkmayıp feodal güçlerle uyum içinde bulunuyor. "»AVAK ÇALIMLARINI BIRAKMALr Ve nihayet bu liberalizm halka da ters duşüyor, sucuğunda eşe'.v eti, ilâcmda noksan aktif maddesiyle... Bir süre önce, Saym Selçuk Yaşar I.Ü. Işlctme Iktisadı Enstitüsü'nde "Güçlü devlet ve dürust özel sektör" konulu bir konferans verdi. Bir özel sektör mensubu olarak Sayın Yaşar'ın da sigara yapımı özlemi içinde olması doğaldır. Ama buna karşılık yine söylediğl çok önemli şeyler de var, konferansında; tam anlamıyla serbest piyasa uygulamasımn sakıncalanna değmip bunun eninde sonunda devletleştirmeyi getirmesinden korkuyor. 24 Ocak kararlannın yalnız o dönemin yönetiminin karan olmadığını, dıştaki dostlann (herhalde Propeller's Club'de Sayın özal'ı çevreleyenler olacak) da önerileriyle ajmdığım..., bu dönemde özel sektörün daha dürüst çalışmaya başlafdığmı ekliyor. Bankalann, sigorta şirketlerinin tekelleşmesi hususunda da "Bunun önlenmesi ve güçlü devlet kurallan içinde yönlendirilmesi şarttır. özel sektör, oyunlan veya Şark'ın ayak çalımlannı bırakmahdır. Hesaplar doğru tutulmalı, vergiler tam ödenmelidir..'.' diyor. özel sektörün dürüst davranmadığını bu denli açık yürekle ortaya koyan Sayın Yaşar'ı kutlamak gerekir. 21 TEMMUZ 1985 Bizim "serbest piyasa ekonomisi" yandaşı ttberallerimiz bir yandan dünya Uberalleriniıı bize reva gördükleri kısır kalkınmaya "eyvallah" derken bir yandan da, Batı'nın çoktan terk etmiş olduğu liberalizm türünü ülkemize uygulamak sevdasındadırlar, düşündüğünü söyleme serbestliğini sadece kendi tekellerinde tutma koşuluyla! Bu kadar çok çelişki (absurd), bir sistemi nereye götttrür, dttşünmeliyiz. Liberalizm PENCERE Şadi Babafnın Yolculukları Erenköy'de Galip Paşa Camii Bağdat Caddesine bakar. Şirin bir avlusu vardır. Dostlann, tanıdıklann. gençlerin "ŞadiBaba" diye andığı Şadi Alkılıç'ı son yolculuğuna bu avludan uğurladık. İlk yolculuğuna ne zaman çıkmıştı Şadi Alkılıç? Bilemem. 1916'da istanbul'da doğan Şadi'nin babası, Birinci Dünya Savaşında şehit olan Doktor Binbaşı Hüseyin Şadi Beydi. Küçük Şadi babasını hiç görmemişti. Kimbilir belki annesi Fatma Talat Hanım, oğlunu elinden tutarak eski istanbul'un Çamlıca'sına, Vanikoyü'ne, Kuzguncuk'una, Vefa'stna götürmüstür. O dönemde böyle bir gezinti bile yolculuk sayılırdı; ama Şadi'nin bu gibi yolculukları bizi ilgilendirmez. Toplumu ilgilendiren ilk yolculuğuna Şadi 1938'de Nazım Hikmet davasıyla çıkmıştı. O yıl Harp Okulu'nda öğretim görüyordu; yargılandı; "beraat" etti. Uzun yolculuk başlamıştı. Bir davada aklanan insan tüm haklarını yeniden sağlamaz mı? Zamanın devleti bu kuralm ne demek olduğunu biliyordu. Şadi Alkılıç İstanbul Belediyesine memur olarak girdi; şef oldu, müdür muavini oldu, müdür oldu; 1962 yılına değin kamuya hizmet etti. • 1962'de yeni bir yolculuk başladı. Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Armağanı Yanşmasf nın o yıl konusu "liberalizm mi, Sosyalizrn mi?" sorusunu gündeme getiriyordu. Şadi'yi şeytan dürttü; iki daktilo sayialık bir yazıyla bu yarışmaya katıldı. Ne \^x ki yazıda komünizm propagandası yapıldığı gerekçesiyle Şadi Alkılıç'a ilişkin kovuşturma ve daha sonra bütün uygar dünyayı ilgilendiren uzun bir dava başladı. Acaba Şadi, iki daktilo sayfasında neler yazmıştı? Bu soruya yaayı inceleyen ünlü düşunürler ve devlet adamlan şöyle yanıt verdiler. italya Cumhurbaşkanı Saragat: ' Makale ilkel ve ütopist bir sosyalizm kavramı aksettirmektedir. Şadi Alkılıç'ın yaztsı komünist bir yazı değildir. Bundan bir yuzytl önce herhangi bir Batı sosyalistinin altına imzastnı koyabileceği bir yazıdır" İtalya Sosyalist Partisi Başkanı ve ttalya'mn eski Başbakanı Pietro Nenni: Bugün General Frankofnun İspanya'sı hariç hiçbir memlekette bahse konu makale gibi bir yazı dava konusu olamaz." Cambridge Üniversitesi Profesörü Maurice Dobb: "Yazı bu ülkede (İngiltere) iskandinavya'da, Fransa'da ve Italya'da sakıncasız sayılırdı. Sözkonusu kişinin hapse girmesi sonucunu doğurması gulünçluk düzeyinde bir olaydıcr Prof. Hüseyin Naili Kubalı gibi dünya görüşü sağa dönük kişilerin de bulunduğu biürkişi kurullan Şadi'nin yazısı için olumiu raporlar verdiler; ama sorun büyümüştü. Tam yedi yıl "İki sayfalık yazı" çeşitli ağır ceza mahkemeleri ye Yargıtayın çeşitli daireleri arasında gitti geldi; dosyalar büyüdükçe büyüdü. Şimdi sayısını unuttum; Şadi için üç beş kez beraat karan verildi, buna yakın bozma kararlan dosyaları kabarttı. Bu arada Şadi Alkılıç, tutuklanıyor, salıveriliyor, yine tutuklanıyor, yine salıveriliyor; yıllar demir parmaklıklar ardında geçiyordu. Yolculuk uzundu. içterinde Canterbury Başpiskoposu; Uluslararası insan Hakları Birliği Başkanı; ünlü Profpsör Gunnar Myrdal; Yehudi Menuhin; Pablo Casas; Amerika Otomobil Işçileri Sendikası Genel Başkanı ve benzeri kişilerin bulunduğu bir kurul Şadi Alkılıç'ı 1967 yılında "Dünya Mahktmu" İlan etti. Ama yolculuk bitmemişti. Beş çocuk babası, 24 yıllık kamu görevlisi Şadi, 1960'ların Türkiyesi'nde ve uygar dünyada fikir özgürlüğünün ölçütü gibi bir tartışma konusu oldu; bu tartışma sürdükçe Şadi mahpus haneden mahpushaneye sürülüyordu. 1970'lerin ilk yarısına değin sürdü bu yoluculuk... • Bağdat Caddesinde Galip Paşa camiinin şirin avlusunda m ı salla taşında yatan Şadi 1983'ün sıcak bir temmuz günü so yolculuğuna çtkıyordu. Çocukları anlatıyorlardı: Iyi değilim, dedi, bir bardak su istedi; suyu getirmeye ks madan gözlerini kapadı. Eşi Hikmel Hanım ağlıyordu: Sizi çok severdi, dedi, ölüm ilanınm sizin köşeniniz altı da yayınlanmasmı vasiyet etmiş; el yazısıyla yazıp bırakmış Naci Sadullah'ı andım: ' Şadi Alkılıç" demişti bir yazısında, "Rodin'in o ahmak t mak düşünen adamı değil, 1968 Türkiyesi'nin bütün keskln <, lişkilerine ve uğradığı bütün adaletsizliklere tombalak çehre nin olanca verimliliğiyle insanı saşırtacak kadar 'gülen adarr Güle güle Şadi Alkılıç. BURHAN OĞUZ Yüksek Mühendis, Iktisatçı Liberalizm, genel anlamıyla mtişterek amaçlan bireyler ve gruplar içinde daha çok serbestnk sağlamak olan yöntem ve politikalann yanında olmaktır. Gclişmesinin ilk dönemlerinde liberâl güçler, çabalannı devletin müdahalesini sırurlamaya ve devlet poütikasını bireyldrin ve gruplann serbestliğini artırıcı bir araca dönüştürmeye yönelmişti. Ama kısa sürede klasik dönem Ingiliz ekonomistleri, büyük toprak sahiplerinin hükümet içindeki egemenliklerini sınırlayıa, politik reform olmadan ekonomik liberalizmin hiçbir anlam taşımayacağmı anlamışlardı. Bu amaçla liberaller hürriyetin çok daha eşit dağıhmuu, tekellerin ilgasını, büyük toprak mülkiyetinden doğan ayncahklann (imtiyazların) kaldınlmasını ve nihayet ussal ilkelere dayanan bir genel yasayı desteklemişlerdi. Bu nedenle liberaller, genel olarak (muhafazakârların karşısında) "ilerici", yani ekonomik ve sosyal ilerleme yandaşt ve bilim, teknoloji ve pragmatik deneyselliğin dürtücü gücü olmuşlardı. Avrupa'mn geçirdiği 1848 politik bunalımından sonra liberalizm, zorunlu olarak demokratik, milliyetçi ve sosyaüst duygularla uzlaşacaktı. özellikle endüstri ve iç ve dış ticaretin gelişmcsi, liberal tutumun yeni baştan elc ahnıp değerlendirilmesiyle sonuçlanmıştı. YALNIZ ADI KALM1Ş! Piyasa içindeki büyük eşitsizlikler nedeniyle bir kişinin ekonomik özgürlUğü, başkasına baskı şeklinde belirdiğlnden liberaller dahi ikiye bölünmüşlerdi. Bir kısmı, devletin suiistimallere karşı etkin önlemler almasını isterken, öbürleri devlet müdahalesini kesin olarak reddedip "serbest ticaret" dogmasma asıh kalmışlardı. Bunlar, liberalizmin yarattığı zenginliği kendi içinde bir,amaç, liberalizmin kendisini debir muhafazakâr ideoloji haline getirmişlerdi. Ama hürriyetle eşitlık, hukukla egemenlikler aym şeyler olmadıklanna göre modern liberalizm, devleti bireylerin ve zayıf grupların yardımma çağınr olmuştu. Bunda, demokratik ve sosyalist hareketlerden çok esinti vardı. tki büyük dünya savaşmdan sonra, Doğu ile Batı arasındaki soğuk savaş, karşısında eski ateş sönmeye yttz tutmuş, liberalizm, özellikle gelişmekte olan ülkelere, Batı Avrupa'mn yan sosyaM devletierine çok daha az anlanüı hale gelmişti. Adam Smith'in 3erbestlik stratejişi için gerekli koşullar, yerlerini çok değişik yenilerine bırakmıştı. Liberal geçinen ülkelerin çoğu, politikalannı bilerek ve isteyerek milliyetçi ve sosyalistik düzeyde tutmaktadırlar: Liberal adam için tüm dünya, içinde serbestçe ahşveriş edebilece|i bir alandır; burada milliyetçilik söz konusu olamaz. Bu itibarla liberalizmin adı kalmış, kendisi büyük ölçüde başka ekonomik platformlara atlamıştır. BtZİM LtBERALLER NEYtN TAKLtTÇİSt Bu verilerin ışığında gelelim şimdi bizim liberal, "altta kalanın cam çıksın" deyip koca sınai birimlerin kurtarümalanna karşı çıkan takıma. "Piyasa ekonomisi" şampiyonlannın en önde gelen kişisi, Türk ulusunun yazgısını belirleyecek ilk siyasi konuşmasmı, sağ ve solunda bazı yabancı misyon mensupları ve iş adamlan olduğu halde, Propeller's Club'de, yabancı dilde yapıyor ve "Avrupa'mn refah düzeyine ulaşmak istiyorsak onların EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Terör ve Ermeni Sorunu Terör sözcüğünün sözlükteki karşılığr. 'büyuk korku'dur. 'Roberf sözlüğü de şöyle açıklıyor, 'terreur'ü, Bir toplulukta ortak bir korku yaratmak. Dehset yollanna ve akılalmaz çarelere başvurarak o topluluğun direncinikırmak... Insanı altüst eden, paralize duruma getiren büyük bir korku... Kim basvurur teröre? Büyük kalabalıklan, belli bir yönde koşullandırmak isteyenler... Sayıları azdır, yeterti güçleri yoktur, topluluklan ürkütecek, yıldıracak kıyımlara bu yüzden kalkışırlar. Kahpeliktir, yani arkadan vurmaktır, terörün baş silahı... Döşman bildiğin kişinin karşısına çıkmayacaksın, gözünün içlne bakamayacaksın, 'senden bunu istiyorum, vermiyorsun, 6yleyse ben de güç yoluna başvuruyorum' diyemeyeceksint.. Peki ne yapacaksın? Karanlıklara sığınarak, yüzünü maskeleyerek, sinsi, kahpece, insanlığa sığmayan çarelere başyuracaksın. Suçsuz insanlara kıymak, bavullara bomba yerleştirip kalabaJlklann ortasında patlatmak, uçaklan kaçırmak, savunmasız göreviileri öldürmek gibi... Son yıllarda sürdürülen bir konu var: Ermeni sorunu. Uzun zaman unutulmuştu, kimsenin aklına gelmiyordu, son yıllarda birden, canlandınldı. Benim kuşağım için Ermeni kıyımı diye bir sorun yoktu. Ne içte, ne dışta, böy'e bir konu sözkonusu edilmedi, 1923'ten 1960'lara dek... 1970'lerden sonra Ermeni öç alma örgütleri belirdi. Yavaştan yavaştan cinayetler başladı. Önce elçilere, Dışişleri görevlilerine, sonra da toplu kıyımlara yöneldi bu terör girişimi... Pek çok olayda da suçlular yakalanmadı. Batı ülkeleri, bir garip anlayışla yaklastılar konuya. öyle ya, bir iki yüz bin Ermeni tehcir" olayında ölmüştü, ya da birtakım çeteler tarafından öldürülmüştü. Babalannın, dedelerinin öcünü alıyordu bu Ermeni gençler, az çok 'haklı' görülebilirlerdi! Batı gazeteleri, radyo ve TV'leri korkunç bir yanılgı, büyük bir saflık, ya da akıl almaz bir kurnazlık içindeydiler. Yıllar böyle geçti. Orda burda Türk görevliler öldürüldü, yaralandı, sakat bırakıldı. Ama işin özüne inilmedi. Bu terör" olaylan, birtakım dengesiz gençlerin öç alma girişimleri sayıldı. Böyle oluşu, suçsuz insanların öldürülmesini doğru gösterirmiş gibi! Dünyanın hemen her ülkesinde zaman zaman toplu ktyımlar görülmüştür. Ornek vermek mi gerek? Almanya'daki Yahudi kıyımı. Kırım Türklerinin toplu sürgünü. Fransa'nın, İngiltere'nin, İspanya'nın, Hollanda'nıh, Amerika'nın giriştikleri kırımlar. En uzak geçmişten en yakın günlere gelinceye dek Batı ülkelerinde yaşanmış kıyımları; kınmları bir bir göstermek olasıdır. Türk tarihinde ise başka bir ırka, bir ulusa, başka dinden olan halka karşı bilinçli bir kıyım eylemine rastlamak kolay değildir. En acımasız sultanlar bile, bir halkı topluca yok etme yoluna sapmamışlardır. Ele geçirdikleri topraklarda yaşayan insanları kendi dinlerinden, kendi görenek ve geleneklerinden zorla ayırmaya kalkışmamışlardır. Yakın tarihteki 'Ermeni kıyımı' ya da 'Ermeni Sürgünleri'ne gelince; bunların, Osmanlı Devleti sınırlan içinde yaşayan değişik etnik topluluklar arasındaki çekişmelerin bir sonucu oldukları bilinmektedir. Hele son yüzyılda devlet oldukça güçsüz düşmüştür, çeşitli etnik topluluklan egemenliği altında tutamıyordu. Yer yer görülen kanlı olayları önlemekte güçlük çekiliyordu. Buna, Birinci Dünya Savaşt'nda, Rus ordusu ile işbirliğine girişen Ermeni çetelerin kanlı eylemleri de eklendi. devlet, kimi yörelerdeki Ermeni halkı başka yöreye nakletmekten başka çıkar yol bulamadı. Bu 'tehcir' sırasında birçok acı olay yaşandı. Soygunlar, öldürmeler vb. Savaş koşullannın çaresiz sonuçları... Kısacası Osmanlı Devleti'nde yaşayan Ermeni halkı savaş yıllarında birtakım Ermeni çetecilerin düşmanla işbirliği edip, Türk halkına karşı, çirkin işiere girişmeleri sonucu zor durumlara düştü.Pek çoğuyabancı ülkelere gitti. Bütün bunları yadsıyan yok. Yadsımaya da zaten olanak yok. Ama bu olaylar ki, hepsi karşılıklı yaşanmıştı yetmiş yıl önce geçti. Bir bölümü daha daha eski tarihlerde yaşandı. Bunca zaman susuldu, unutuldu, 'öç' alma hesaplan yapılmadı da 810 yıl önce Türk kıyımı birdenbire nasıl başlatıldı. Üstüste diplomatlar, görevliler neden öldürüldü, toplu terör olaylanna başvuruldu? Burda bir gizli bir neden var. O da Türkiye'nin Ortadoğu'da güçlü bir devlet olarak betirienmesidir. Türkiye'nin ellialtmış milyon nüfuslu, çağdaş uygarlığa ulaşmış, sanayileşmiş bir ülke olmasının pek çok düşmanımızı ürküttüğü, korkuttuğudur. Ermeni sorunu, işte bu Türk korkusunun sonucu olarak ortaya sürülmüş, bazı Ermeni gençler aldatılarak, kanlı eylemlere itilmiştir. Son Orly toplu kıyım girişimine de bu gözle bakmak gerekir. lDünya Bankası kredileri kullamlarak aşağıda miktarları yazılı taşıtlar, Veteriner tşleri Genel Müdürlüğü'ne sattn ahnacaktır. 2lhale 2490 sayılı yasaya göre değil uluslararası rekabete (International Competative bidding) esasma göre yapılacaktır. 3Firmalar ihale ile ilgili tekhf zarflarını 8.Ağustos.l983 Pazartesi güntl saat 12.00'ye kadar, Veteriner lşleri Genel Müdürlüğü AKAY No: 3 BAKANLIKLAR Ankara adresine teslim edebilirler. 4Postadaki gecikmeler ve telgrafla yapılan teklifler nazarı itibare alınmaz. 5lhale dökümam Veteriri:r lşleri Genel Müdürlüğü'nden temin edilebilir. Alınacak taşıtların cinsi 75 adet station vagon 35 adet Pick up Basın: 21602 TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI VETERİNER İŞLÇRÎ GENEL MUDURLUĞU'NDEN Duyunı I. EKREM BEŞKARDEŞ: İPA: 8657 hesap no.lu borç senediyle Sandığunız Beyazıt Şubesmden aldığı borç paraya karşvlık sahibi bulunduğu; Fatih, Kürkçübaşı Ahmet Şemsettin mahallesi, Cenahpaşa camii sokakta kâin, 11 kapı, 221 pafta, S68 ada, 65 parsel sayılı gayrimenkulün 24/1000 arsa paylı BBlok 2. bodrum kat 1 no.lu dairesini Sandığımıza birinci derecede ipotek etmişti. Dosyadaki kayıtlara göre işbu gayrimenkulün tamamı; 2 bodrum, 1 zemin ve 2 normal kattan ibarettir. Sandığrauzca satışa çıkanlan 2. bodrum kat 1 no.lu dairesinde 1 hol, 2 oda, 1 mutfak, 1 helâ ve 1 banyoWC vardır. Gayrimenkulde elektrik ve şehirsuyu tesisatt mevcuttur. İşbu 1 no.lu dairenin açık arttırmasma katılmak isteyenler (93.750.) lira pey akçesi yatıracaklardır. 2 RAMAZAN ÇAKIRCA: İPA: 281 hesap no.lu borç senediyle Sandığımız Fikirtepe Şubesinden aldıgı borç paraya karşılık sahibi bulunduğu; Kadıköy, Merdivenköy mahallesi, Yol yalvaç sokakta kâin, 13 kapı, 194 pafta, 768 ada, 17 parsel sayılı gayrimenkulün 8/120 arsa paylı 2. kat, 9 no.lu dairesini Sandığımıza birinci derecede ipotek etmişti. Dosyadaki kayıtlara göre işbu gayrimenkulün tamamı; 1 bodrum, 1 zemin ve 3 normal kattan ibaret olup 2 kat 9 nolu dairesinde; 1 antre, 3 oda, 1 salon, 1 mutfak, 1 helâ, 1 banyoWC ve 2 balkon bulunmaktadır. Gayrimenkulde elektrik ve şehir suyu tesisatı mevcuttur. İşbu 9 no.lu dairesinin açık arttırmasma katılmak isteyenler (312.500.) TL pey akçesi yatıracaklardır. 3 ELMAS UYGUN: İPA: 1859 hesap no.lu borç senediyle Sandığunız Ümraniye Şubesinden aldıgı borç paraya karşılık sahibi bulunduğu; Üsküdar, ÇakmakÜmraniye mahallesi, özlem sokakta kâin, 26 kapı, 25 pafta, 667 ada, 12 parsel sayılı gayrimenkulün tamamını Sandığımıza birinci derecede ipotek etmişti. Dosyadaki kayıtlara göre işbu gayrimenkulün tamamı; 1 bodrum ve 1 zeminden ibaret olup, her iki katta 2'şer daire bulunmaktadır. Her bir dairede l'er antre, 1'CT hol, 2'şer oda, l'er mutfak ve l'er duşWC bulunmaktadır. Gayrimenkulde elektrik ve şehirsuyu tesisatı vardır. tşbu gayrimenkulün açıkarttırmasına katılmak isteyenler (372.650.) lira pey akçesi yatıracaklardır. 4 SÜLEYMAN ELİGÜL: İPA: 251 hesap no.lu borç senediyle Sandığımız Fikirtepe Şubesinden aldığı borç paraya karşılık sahibi bulunduğu; Kadıköy, Merdivenköy mahallesi, Çeşme sokakta kâin, 37 (Eski: 45) kapı, 192 pafta, 746 ada, 6 parsel sayılı gayrimenkulün tamamını Sandığımıza birinci derecede ipotek etmişti. Dosyadaki kayıtlara göre işbu gayrimenkul 1 zemin ve 1 normal kattan ibaret olup, zemin katın evsafı; 1 antre, 2 oda, 1 mutfak ve 1 helâ, Normal katın evsafı ise, 2 oda, ve 1 helâ'dan ibarettir. Gayrimenkulde elektrik vardır. Sandığımızca satışa çıkanlan işbu ahşap evin açık arttırmasma katılmak isteyenler (127.500.) lira pey akçesi yatıracaklardır. 5 MAZLUM SÖNMEZ: İPA: 4446İPA: 4695 hesap no.lu borç senetleriyle Sandığımız Küçükçekmece Şubesinden aldığı borç paralara karşıhk sahibi bulunduğu; Bakırköy, Safra mahallesi, Halkalı Caddesinde kâin, 6 (üz:4) kapı, 26 pafta, 7955 parsel sayılı gayrimenkulün 15/1000 arsa paylı 1. kat 5 no.lu dairesini Sandığımıza birinci ve ikinci derecelerde ipotek etmişti. Dosyadaki kayıtlara göre işbu gayrimenkulün tamamı; 1 bodrum, 1 zemin ve 4 normal kattan ibaTet olup. Sandığımızca satışa çıkanlan 1. kat 5 no.lu dairesinin evsafı; 1 antre, 2 oda, 1 salon, 1 mutfak, 1 helâ, 1 duşWC ve 1 balkondan ibarettir. Gayrimenkulde elektrik ve şehirsuyu tesisatı mevcuttur. tşbu 5 no.lu dairesinin açık arttırmasma katılmak isteyenler (187.500.) Hra pey akçesi yatıracaklardır. 6 E. FETHİYE KARABACAK: İPA: 4666 hesap no.lu borç senediyle Sandığımız K. Çek. şub./aldığı borç paraya karşılık sahibi bulunduğu; Bakırköy, AvcılarGümüşpala mahallesi, Denizköşkler caddesinde kâin, 36 kapı, 21 pafta, 10563 parsel sayılı gayrimenkulün (Karabacak apt:nın) 80/1280 arsa paylı 5. kat 12 no.lu dairesini Sandığımıza birinci derecede ipotek etmişti. Dosyadaki kayıtlara göre işbu gayrimenkul 1 bodrum, 1 zemin, 5 normal ve 1 çatı katından ibaret olup Sandığımızca satışa çıkanlan 5. kat 12 no.lu dairesinde 1 antre, 2 oda, 1 salon, 1 mutfak, l helâ, 1 duşWC ve 2 balkon bulunmaktadır. Gayrimenkulde elektrik ve şehirsuyu tesisatı mevcuttur. tşbu 12 no.lu dairesinin açık arttırmasma katılmak isteyenler (225.000.) lira pey akçesi yatıracaklardır. 7 MÜŞERREF StYLt: İPA: 12926 hesap no.lu borç senediyle Sandığımız Beşiktaş şubesinden aldığı borç paraya karşılık sahibi bulunduğu; Beşiktaş, Dikilitaş, mahallesi Girne caddesinde kâin, 9/4 kapı no.lu, 59 pafta, 471 ada, 69 parsel sayılı gayrimenkulün 40/1000 arsa paylı 1. bodrum kat 4 no.lu dairesini Sandığımıza birinci derecede ipotek etmişti. Dosyadaki kayıtlara göre işbu gayrimenkulün tamamı; 2 bodrum, 1 zemin ve 4 normal kattan ibaret olup. Sandığımıza ipotekli olan 4 no.lu dairesinin evsafı; 1 antre, 1 hol, 2 oda, 1 salon, 1 mutfak, 1 helâ ve 1 banyo WC'den ibarettir. Gayrimenkulde elektrik, şehirsuyu ve kalorifer tesisatı mevcuttur. tşbu 4 no.lu dairenin açık arttırmasına katılmak isteyenler (200.000.) lira pey akçesi yatıracaklardır. 8 HÜRREM ÖZGÖZ: İPA: 12206 hesap no.lu borç senediyle Sandığımız K.M. Paşa Şubesinden aldığı borç paraya karşılık sahibi bulunduğu, Fatih, Abdi Çelebi mahallesi, Mütesellim sokakta kâin, 8 kapı, 320 pafta, 1208 ada, 28 parsel sayılı gayrimenkulün 48/512 arsa paylı 2. kat 7 no.lu dairesini Sandığımıza birinci derecede ipotek etmişti. Dosyadaki kayıtlara göre işbu gayrimenkulün tamamı; 1 bodrum, 1 zemin ve 4 normal kattan ibaret olup, 2. kat 7 no.lu dairede; 1 hol, 3 oda, 1 mutfak 1 helâ ve 1 banyoWC bulunmaktadır. Gayrimenkulde elektrik ve şehirsuyu tesisatı mevcuttur. tşbu 7 no.lu dairenin açık arttırmasına katılmak isteyenler (250.000.) lira pey akçesi yatıracaklardır. Borçlular hakkında yapılan kanunî takip üzerine 3202 no.lu kanun 4O.ncı maddesine göre yukarıda evsafı yazılı gayrimenkuller Sandığımızca bir buçukay müddetle açık arttırmaya konmuştur. Satış Tapu Sicil kayıtlarına göre yapılmaktadır. Birikmiş bütün vergilerle Belediye ve tellâliye rüsumu ile ipoteklerin terkin harcı borçluya, ihale pulu ve tapu tescil harcı ile varsa şerefiye borcu alıcıya aittir. Satış şartnameleri ilân tarihinden itibaren acıktır. Yukanda yazılı gayrimenkullerin birinci açık arttırmaları 14.9.1983 çarşamba günü Cağaloğlu'nda tstanbul Emniyet Sandığmda yukandaki sıraya göre saat 9.30"den 10.00 a, 10.00 dan 10.30 a, 10.30 dan 11.00 'e 11.30 a ve 14.00 den 14.30 a, 14.30 dan 15.00 e, 15.00 den 15.30 a, 15.30 dan 16.00 ya kadar yapılacaktır. Muvakkat ihalenîn yapılması için teklif edilecek bedelin, öncelikle ödenmesi gereken gayrimenkul mükellefiyeti ile Sandık alacağını tamamen geçmesi şarttır. Aksi halde, son atırarun taahhüdü bâki kalmak şartı ile 29.9.1983 perşembe günü aynı yer ve aynı saatlerde son arttırmaları yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkuller, ençok arttıranın Ustüne bırakılacaktır. Hakları Tapu Sicilleri ile sabit olmayan ilgililer ve irtifak hakkı sahiplerinin bu naklannı özellikle faiz ve mesarife daır ıddialanm ilân tarihinden itibaren 20 gün içinde evrakı müsbitleri ile beraber Sandığımıza bildirmedikleri taktirde satış fazlasvnm paylaşmasından hariç kalırlar. Fazla bügi edinmek isteyenlerin Sandığımız HUKUK MÜŞAVtRLİĞt Servisine başvurmalan rica olunur. Basın 21629 İSTANBUL EMNİYET SANDIĞINDAN GAYRİMENKUL SATIŞ tLÂNI ONDOKUZMAYIS ÜNİVERSİTESİ SATINALMA KOMİSYONU BAŞKANLIĞFNDAN 1 Üniversitemiz çeşitli birimlerinin ihtiyacı olan ve aşağıda cins ve miktan yaalı (33) Kalem cihaz 2547 Sayılı Yüksek öğretim Kanunu'na göre çıkanlan Yönetmeliğin 32. maddesi uyarmca akıeditif açmak suretiyle satınahnacaktır. 2 Teklif mektupları 15.8.1983 Pazartesi günü saat 17.00'ye kadar RektöTİÜğümüz Ayniyat Levazım Müdürlüğü'ne makbuz mukabilinde verilmesi gerekir. 3 Firmalar istedikleri malzcmelere teklif verebilirler. Birden fazla malzeme için teklif verilmesi halinde herbir malzemeye ayrı bir Proforma düzenlenmesi gerekmektedir. 4 Firmalar orjinal teklif mektuplannda ve tercümelerinde: a) Malzemenin tam taramını, her kalemin tek ve toplam Fabrika fiyatını, b) Toplam FOB fıyatını c) Siparişin almmasından sonraki gönderme periyodunu, d) Belçika Gümrük tarife pozisyonunu, e) Malın menşeini, 0 Opsiyonun en az dört ay olmasını belirtmelidirler. 5 Firmalar teklif mektuplanyla birlîkte yurt dışındaki Fırmarurı Kanunî mümessili olduğuna dair Belgeyi de vermelidirler. 6 Mal ve Hizmet bedelinin normal düzeyde olduğunu firmanın bağlı bulunduğu ülkenin resmi kuruluşlan ile o yerin Türk Resmi Makamlanna onaylatmak kaydıyla tekliflerini gönderebilirler. 7 Siparişe müteakip mal bedeli üzerinden "h 10 kontrgarantili teminat mektubu alınır. 8 Malzemenin özelliğini belirtir Teknik Şartnameler Rektörlüğümüz Ayniyat Levazun Müdürlüğü'nde görülebilir. 9 Üniversitemiz 2490 sayılı kanuna tabi olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. Cinsl 1 Binoküler Dual Mikroskop komple 2 Omptokinetic Stimilatör 3 Hemodializ Cihazı 4 Cerrahi Mikroskop (Komple) 5 Respiratör erişkin 6 tnfant Vantilatörü 7 Kan Isıtma Cihaa 8 Digital Oscillascope 9 Pre Amplifıkatör 10^ Stimilatör ve izolasyon birimi 11 Nazofarengoskop 12 Kardiak Monitör 13 Skoplu ve kaydedicili seyyar defibrillatör 14 özafagus Dilatatörü (Değişik özellikte) 15 Buhar Makinası 16 tnsan Maketi 17 Kalp Modeli 19 Flamefotometre 1 Adet 20 Elektro forez cihazı. 21 Fotokoagülatör 22 Gama kamera 23 Röntgen Makinası (Stabil) 24 Röntgen Makinası (Portable) 25 Raytex opak madde 26 Elektron Spin Rezonans Spekuometresi 27 Ultrâ Violat Spektrofotometresi 28 Sıvı Kromotograf 29 Infrared Spektrofotometresi 30 Acetic anhydride GR 31 Barbital 32 Barbital sodium 33 Methanol GR Basın: 21362 1 8 Gastroskop Miktan Adet 2 2 6 Takım 5 " Takım 'OOObobin Adet MEVLUT Yokluğunun acısmı hissedeceğimiz sevgili varhğınuz, yaijadıgımız »tirece ,5 Itx4 Kg.x6 Kg.x6 2,5xltxl6 GÜNER GÜL DARACALAR'i] K s 3 / (THY tstas y° n Md : lu 8u İŞGARANT1S1 Jlkokul mezunlanna. Vntomtakl Ortaokul ve Lise mezunlanni %>,. •• / Personel Şefi) Vefatının 52'inci günü münasebeti ile 24.7.1983 pazar günü öğle namazından sonra YEŞİLKOY MECtDtYE Camii'nde (Çmar Oteli'ne yakın) Kura Kerim ve Mevlidi Şerif okunacaktır. Tüm gevenlerine ve de muhteretn din kardeşlerimize duyurulur. EŞt: MUHSİN DARACALAR ve AİLESİ USOLANAKLAR1 «•mtayokit». T F" K SINIRLI SORUMLU BOĞAZtÇt ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESE MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN BİLDtRİLMİŞI 1 Müessese Müdürlüğümüzün ihtiyacı 165 adet 15 KV, 31! 35 KV.'luk akım transformatörleri ile 174 adet gerilim transfc törleri kapalı zarfla birim fiat almak suretiyle, şartnamesi ger< iç piyasadan satın ahnacaktır. 2 Bu ihalenin geçici teminat miktan 1.500.000. TL.V 3 Bu ihaleye ait şartnameler, Millet Caddesi No. 86 Kat dıkzade / tSTANBUL adresine yerleşik Makina Ikmal Satıı Grup Müdürlüğü'nden 2.500. TL. Bedelle temin edilebiliı 4 Teklif mektupları, en geç 25.7.1983 günü saat 14.00'e Müessese MüdUrlüğümüzUn 2. kat 205 no.'lu muhaberat seı verimiş olacaktır. 5 Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 6 Müessese Müdürlüğümüz 2490 sayılı yasaya tabi olmayı leyi yapıp yapmamakta ve ihalenin tamamını ya da uygun g( kısmı dilediğine vermekte serbesttir. T VK SINIRLI SÖRUMLU BOĞAZİÇt ELEKTRtK D A C m M MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ Basın: 21579 İLÂN FATİH 1. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİNDEN 1982/411 Davacı tstanbul Vakıflar Baş MüdürlüğU tarafından davalılar Refık Soyduyu vs. aleyhlerine açılan Fatih, Arpaemini, Mah. Kolcu Başı Sokağı'nda kain 1847 ada, 59 parsel sayılı taşınmazın 16/48 hissesinin mahlulen adli Mehmet Efendi Vakfı adına tescili davasmda davahlardan Sıdıka Erimeli, Ahmet Kamil Erimeli, Fethiye Erimeli ve Güler Erimeli'nin Fındıkzade özbek Süleyman Sk. No: 10 Fatih adreslerine tebligat yapılamamış ve emniyetçe de yeni adreslerinin tesbiti mümkün olmamış, kendilerine, dava dilekçesi ilanen tebliğ ediımiş ve duruşmada hazır bulunmadıklarında gıyap karannın da aynı şekilde tebliğine ve yargılamanın 24.10.983 günü saat 10.10'a bırakılmasına karar verilmiş bulunmaktadır. Karar gereğince muhataplann yukarıda yazılı duruşma gününde bizzat mahkememizde hazlr bulunmalan, veya kendilerini kanuni birvekil ile temsil ettirmelerijaksi taktirde yargılamaya gıyaplannda devam olunarak sonuçlandplacağı gıyap karannın tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur Basın: 8042
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle