Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 8 8 HAZİRAN 1983 Uygarlıgın kaynaklarına dogru Röportaj : Onat KUTLAR/Fotoğraflar: Yavuz ONAR ANKARA NOTLARI Sırca Kösk. Mustafa EKMEKCİ Uygarlıgın merkezleri değişiyor 3W. Ceram'ın dilimize de çevrilen ünlü yapıtı «Tanrılar, Mezarlar ve Bilginler»in 253. |sayfasını açan okurlar ilginç bir anekdotla karşılaşırlar. Şunlan yazıyor Ceram: «1911 yılında Şam'daki tngiliz Konsolosunun eşi Bayan Winifred Fontana'nın üç genç arkeolog konugu vardı. Bayan Fontana ressamdı ve bu merakına uygun olarak günlüğüne şöyle yazmıstı: «...Her üçii de bir ressam kadın için çok güzel modeller . » Bu üç arkeolog Da vid Hogarth, T.E. Lawrence ve Leonard Hoolley idiler. Bjnlardan biri birkaç yıl sonra dünyada ün kazanacaktı, ama artık arkeolog olarak değil. Bu, Birinci Dünya Sa vaşmda Arap ayaklanmasını yöneten Lawrence'ti. Üçüncüsü kamuoyunda daha az ün kazandı. Fakat arkeolog meslektaslarının gözünde iş bunun bütünüyle tersine oldu. Bayan Winifred Fontana'nın, çok daha sonra bir kez daha soruldu&unda aradaki zamanda Albay Lawrence'nın kazandığı tarihsel onemin etkisinde kalarak üç genç arkeoloğun ziyaretini yeniden anlatırken «ama Lawrence benim hep dikkatimi çekmişti» demesini dogal görmeüdir. Ama onlarla birlikte Konsolo sun konuğu olan bir Suriyeli, Bayan Fontana'nın tersini söyler: «Genç Lavrence. o denli kibar ve knsursuz bir centilmen olan Mr. Woolley'le ne denli zavaJlı bir çelişki oluşturuyordu...» Bu kusjrsuz centilmen, sonraları, 192728 yı 1larında, kırk yedi yaşında iken, Fırat kıyısındaki Cr kentinde, Hazreti tbrahim'in efsanevi vatanında kazıya başla dı. Çok geçmeden Sümer ulusu konusunda görülmedik zenginlikte belgelere rastladı. Ur'nn kıral mezarlarını aç tı, zengin hazineler buldu ve buldugu altınlardan da da ha degerli olarak Babil'in ve Meıopatamya'nın eski tarihi üzerine bilgilerimizi öylesine degistirdi ki, nygarhgın ilk merkezi konusundaki görüşler de ansızın altüst oldu.» i C Lidar'da yapılan kazılarda bulunan binlerce yıllık seramlk kaplar. ru bir yolculuk yapıyordum Rehberün. Sir Leonard Woolley'di. Gerçekten 191114 yılları arasında Karkamışta Hittit uygarlığı ile ilgili kalıntılarda kazılar yapan üç arkeolog'dan ikisi Intelligence Service'in adamlarıydı Law rence ve Hogarth. Üçüncusü ise hem bir centilmen. hem de büyük bir bilim adamı. İklyüz yıldan berl uygarlıgın kaynaklarına yolculuk yapan billm adamlarımn Inatçı ve çetin araştırmaları sırasıyla Uc önemlt buluşla lnsan soyunun geçmişlni aydınlattılar. Bunlardan blrlnclsi, bugün tüm batının ken disini kültürel mirascısı saydığı eskt Yunan uygarlığını doğuran «MinosMiken» kültürü Idl. Ve 1900 yılında bir îngiliz arkeologu Arthur Evans. küreğlnl Girlt adasında bir ören yerine daldırarak Milattan 2400 yıl önce' ye uzanan yani bugüne göre 4380 yıllık bir uygarlık mer kezini ortaya çıkardı. Bu buluş, batı dünyasının. Eski Yunan'ı uygarlıgın beşiği sayan görüşünü doğruluyordu. Eski Mısır'daki araştırmalar taa geçen yüzyılın başında. Napoleon'un Mısır seferi sırasında Champollion tarafından başlatılmıştı. Sonra hepsl de büyük serüven ler geçirerek çalışan sayısız bilgln bu büyük uygarlıgın temellerini ortaya çıkardılar Ama eski Mısır'lıların za mantarih anlayışları günUmüze uymuyordu. Bu yüzden Mısır uygarlığının başlangıcı olan Kral Menes'in ba şa geçlş tarihl zorlukla saptanablldl. Alman Protesör Georg Seindorff ve onu izleyen bilginlere göre bu tarih M.ö. 2900dür. Yani GirltMinos uygarlığının başlan gıcından 500 yıl önce. « n g i l i z arkeolog Sir Leonard Woolley 1927de. MeI zopotamya'da eski Ur kenttnln bulunduğu yerde ^ ElObeid höyüğünde kazılara başladığında. bu luşları ile uygarlıgın ilk beşlğlnln yerlnl değiştlren bir sonuca ulaşacağını belkl de biliyordu. ÇUnkU bilim adamlan, çoktan beri eski Sümer uygarlığının varlığı ve özellikleri hakkında teortk bllgi sahibl idiler. Ama tarih bakımından en eski «Somut» billmsel bulgulara henüz ulaşamamışiardı Woolley, bulduğu tapınakta bir de altın boncukla karşılaştı Boncuğun üzerinde «Ur kralı Messanipadda'nın oğlu ür kralı Aannlpadda.» yazılıydı. Böylece en az M.ö 3100 yılına alt büyük bir uygarlık belgelenmlş oluyordu. Yani Mısır'dan da önce bir yazılı belge. Böylece sadece yüzyılımızın başından beri, yazılı kaynaklara dayalı uygarlıkların merkezi üç defa yer değiştirmişti. Son yıllarda ise Kuzey Suriye'de, Anadolu'da yapılan kazılar, Hittit'lerle llgill araştırmalar daha Kuzey' de de çok eski uygarlıkların bulunduğunu ortaya koyuyordu yapıya girdlk Düzenli. disiplinli Almanlar. kerplç evlerin ortasında rahat, modern yaşam koşullarına sahip, tertemiz bir kazıevi kurmuşlardı. Dış avludaki garajı geçip büyük bir kapıdan lç avluya girdlk. Yerler genis taş.larla döşeliydl. Çevrede sütunlu Urfa usulü eyvanlar, geniş, aydınhk çahşma odaları vardı. Sarışın. sağlıklı genç Kazının mali destekçisi ümcüme Köyü'ndeki Amerikan kazı evtnin avlusunda. gellşimizin üçüncü günü, hasır gölge liğin altına sığınmış, Prof. Lee Marfoe'nun verdiği belgeleri inceliyordum. Elimdekl. Lee'nin da ha önce katıldığı, Suriyedeki bir kazının raporuydu. Ra porda. kazıyı mali bakımdan destekleyen çeşitli kuruluşların adlan yazılıydı Birden bir kuruluşun adı dik katimi çekti: «Seven Pillars of Wisdom SocietyLondon» Türkçesi. Bllgeliğin Yedi Temel Direği CeraiyetiLondra. Bu isira, ünlü yazar, arkeolog ve înglliz gizli servislerinin ajanı. Tflrklerin amansız düşmanı T.E. Lawrence'ın Ara bistan sertlveninl anlatan Unlü yapıtının adıydı BUgeliğin Yedi Temel Direği. tngillz emperyalizminln soğuk hesapları ve yazarının Türk halkına duyduğu bitmez tü kenmez nefretin çarpık izleriyle gölgelenmiş olmasına C İngiliz arkeolog Sir Leonard Wool. ley 1927'de Mezopotamya'da eski Ur kentinin bulunduğu yerde, El . Obe. id höyüğünde kazılara başladığında buluşlan ile uygarlıgın ilk beşiğinin yerini degiştiren bir sonuca ulaşaca. ğını belki de biliyordu. kız ve erkekler sessiz btr çalışmayı sürdürüyorlardı. Ama komşu bilim adamlarını görünce yanımıza geldiler. Aynı kurtarma kazılarının heyecanlarını paylaşan bilglnlerin karşılaşmaları da duygulandırıcı idi. Az sonra sundurmanın altındaki genlş masada, kazı heyetlnin başkanı Proı. Harald Hauptmannla karşı karşıyaydık ve çaylanmızı yudumluyorduk. Oldukça. genç. aydınhk bir yüz, zeki bakışlar ve yaptığı ise önem veren bir bilginin heyecanı. Amerlkah arkeologlara ve blze, buluntuların fotoğraflarını gösteriyordu Son derecede mükemmel çekilmiş ve büyük boyutlarda basılmış fotoğraflardı bunlar. Bizim,, röportaj yapmaya geldiğlmizi öğrenince Prof Hauptmann gülerek takıldı: «Ben James Mellaart degüim...» Ünlü Dorak hazineleri nedeniyle adı gazetelere geçen İngiliz arkeologunu kastediyordu. «Hayır» dedim «Sansasyonel bir olayın peşinde deglliz. Sadece sizin de katkıda bulundugunuz bu büyük kurtarma çaüşması hakkında okura bllgi ulaştınnaya çaüşıyoruz. Tıpkı Keban Barajı bölgesinde olduğu gibl. Bu arada elbette Güneydogu Anadolu'nun tarihl, geçmiş uygarkkları konusunda yenl biigiler edinilecekse...» Araya girdi Pror. Hauptmann, «Evet, ,evet! Tıpkı Suriye' de olduğu glbi...» «Kamuoyu baraj konusunu billyor. Ama arkeolojik arastırmadan haberi yok. Neler buldunuz bugüne kadar? Arastırmanızın tarihsel amaçlan hakkında birşeyler söyliyebilir misiniz?» Önceki akşam. sosyal demokratların kuruluş kokteylindeydik. Kokteyllerde. kulisleri öğrenmeye çalışırız ya. herşeyin açık olduğu yerde neyin kulisini araştıracaksınız?. Dedeman Oteli'nin havuz başı, yerli yabancı gazetecilerle tıklım tıklım. Kurucu üyelerin hemenhemen tümü gelmişler. Gecenin yıldızlanndan biri Erdal İnönü ise. öbürü de tsmail Gulgeç' ti Giilgeç'le tanışmak isteyenden geçilmiyordu... Sosyal Demokratların Yönetim Kurulu seçünleri ilginç olmuş. Önce bir öneri gelmiş: Yönetimde görev almak isteyenler adaylıklarını koysunlar da seçimleri öyle yapabm. Erdal tnönü. bu öneriye karşı çıkmış: Zaten otuz yedi kişiyiz. Herkes de görev almak ister; en iyisi herkes adaymış gibi, seçim yapalım... demiş. Cahit Talas'la Güler Tanyolaç. on dokuzar oy almışlar. Kura çekilmiş. sonunda Cahit Talas seçilmiş. Seçim sonuçlarının bir özelliği de. iki eski parlamenterin Yönetim Kurulu'nun dışında kalmaları olmuş.. Bir arkadaş. Erdal Inönü'ye sordu: Metin Tokerin «Bizim Erdab demesine ne diyorsunuz? Erdal İnönü. ne desin? Söyleme özgürlügü var! gibi bir yanıt verdi. ÖzgUrlük güzel şey doğrusu!. Metin Toker gelmemişti kokteyle. Gelmemişti ama. onun da Hasan Pulur'un da kulaklan çınlatılıp durdu. . Bu kez, yazlık akları değil de. lacivertleri giymiştim. Gören gazeteciler: Geç kaldın. artık kurucu olamazsın! dlyorlardı... Öbür partilerin kuruluş kokteyllerine gidemedim. Bir, çağrılı değildim; haberim olmadı. Olsaydı giderdim. Kısa adıyla «SODEP»in kuruluşu sıcak başladı, içten bir hava lçinde... Gazeteciyazar. olayların içinde. kendini unutamaz Kendi gözlüğü ile bakar olaylara. Tüm bunlara karşın. yansız olmaya çalışmalı. Bu da bir gerçek. övgüler aldığım olur. doğrusu sevinirim. Ancak, eleştirilerden de ürkmem doğrusu. Her kişi. biraz sırça köşktür. Dışaudan şatafatlı görünse de. bakarsınız bir flskeyle tuzla buz oluverir. Politikaya soyunanlar da. kendi özlerini saklamamak durumundadırlar. övgüyle, yergiye gelecektim ya; Mihneti'nin dizelerini aktarmak istedim. Satır arasında uyarılar var; şöyle diyor Aşık Mihneti: «Bir de beriye dön Kara Mustafa / Gör ki, tanınmadık nice canlar var / Begenmezsen eger kaldır at rafa, / Çok kişide sezilmeyen yanlar var.. Dogdun çocuklugun geçti Konya'da, / Ak ile karayi seçtin Hanya'da / Sonsuıltık içinde koca dünyada, / Yttzyıllara sığmayacak anlar var... Ne yanıltır ne de kuyu kazarsın, / Ne uydurur ne de yalan düzersin, gerçekleri açıkaçık yazarsın, / Konu etmedigin ylne zanlar var... Neye el attınsa aldın götürdün, / Tarafsızca baktın dile getirdin, / Mihneti der, bir çok isler bitirdin, / Hakkı ödenmeyen daha kanlar var...» Geleyim yergiye. o da dost uyarısı. Bir cezaevinden geliyor. İki imzalı, ama biri yazmış arkadası da. görüşe katıldığı için ünzalamış. Görüşlerini açıklıyor, adlarını saklı tutuyorum. Mektup şöyle: «Sayın Ekmekçi, 25 Mayıs 1983 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'ni okurken, sıra sizin köşenize de geldi.> Te, ekmek ye! «Yazınızın ilk paragraflarında öfkem tepeme çıktı. Ve kendi kendime: Ekmekçi'nin yaptıgı yanhşlıklar çizgl hallne geldi. Ekmekçi'yi bir okur olarak uyarmalıyım, dedim... Sayın Ekmekçi, köşenizde sürekli olarak okuru ilgilendirmeyen, okura göre saçma sapan gelecek şeyler anlatıyorsunuz Yok efendim, 'Kız kardeşimin gününde misafirler benim tsmet Paşa'yla birlikte resmiml görünce; cAy! Bu sizin kardeşiniz mi?> dcmlşlennlş. Yok efendim, «Fllan kokteyle giderken. protokola uymayıp beyaz yazlıklarını giymişmiş; yok efendim sabah kalktığında Aldıkaçtı'yla karşılaşmış da, Aldıkaçtı,» Ekmekçi, gel seni şehre kadar arabamla götüreyim» demişmiş. Ve bugünkü «Ye ekmek ye!» yazınızüa da, «babamın fırınımn yanında Hancı Mahmut Aga' dükkânı vardır» deyip, köşenizin yarısını bunu aktararak doldurmuşsunuz... Bir Cumhuriyet okuru olarak beni, sizin kokteyllerde giydiginiz elblsenln kışuk mı, yazlık mi olduğu, siyah mı, beyaz mı olduğu hiç ama hiç ilgilendirmiyor. Bir başka okuyucuyu da ilgilendirecegini sanmıyorum. Bütün anılarının yazmaya çok meraklıysanız, günce tutarsınız, sonra da gttncelerinizi toplar, kitap olarak bastırırsımz. Çok merak eden de kitabımzı alır, okur. Cumhuriyet Gazetesi gibi ciddi bir gazetede, bu tür hafiflikler yapmanız sizin gibi bir yazara hiç yakışmıyor. Okurun sizden beklentilerini size hatırlatmaya gerek görmüyorum. Bir daha bu tür hafiflikler yapıp da okuyucuyu öfkelendirmeyeceginize, okurun kafasındaki sorulara ışık tutacak ciddl yazüar yazacaguuza inanıyorum. Size ttvgü dttzen mektupları köşenizde yayınhyorsunuz. Yazar dürüstlügünün ve sorumlulugunun gereği olarak, bu mektubu da köşenizde yayanlamanızı istiyorum. Saygılarunla.» Son yıllarda yapılan Hititlilerle araş. tırmalar Mezopotamya'nın kuzeyin. de çok eski uygarlıkların bulunduğu. nu ortaya koyuyordu. Ve biz şimdi, Fırat'in suları altında kalacak bu ta. rihî bölgede, belki de dünyayı sarsa. cak bilgilerin gömülü olduğu toprak. Iarda bir höyükten öbürüne koşu. yorduk. •)*> karşın, gene de benim uzun sUredir Hgiyle okuduğum önemli bir kitaptı. Bu kitabın, bugün her zamankinden daha büyük önem kazanan ortadoğu olaylarını, Arap ül kelerinin tavırlarını. Filistin hareketlerini ve Osmanlı tmparatorluğunun Birinci Dünya Savaşında onbinlerce evladını bıraktığı çöl ve kanal savaşlarını anlamakta hâlâ önemli bir anahtar niteligi taşıdığına lnanıyorum. Büyük bir uygarlık belgeleniyor Önemli bir bağlantı bölgesi eban Kurtarma kazılarında da çalışan, çok lyl Türkçe bUen Hauptmann bir an düşündü sonra bir billm adamının ölçüleri lçinde konuşmasını dlkkatle sürdürdü: «Bu bölge eskiçaglardan beri onemll bir baglantı bölgesi. Hem sınır, hem köprü sayüabilir. Suriye, Mezopotamya ile Anadolu arasında. özellikle Samsat güney ve kuzey, dogu ve batı arasında çok önemli blr baglantı noktası. Buralarda üruk döneminden beri yerlesmeler var. Ve işin ilginç Urafı bu bölge bugüne kadar hemen hiç arastırılmamı?. Commagene dönemine alt uTak kazılar yapılmış, o kadar. Oysa Samsat. Bozova Te Karkamışta üçüncü ve ikinci bln yıllarda önemli yerleşmeler olmuş. Buradan bij yol başlıyor, Harran'a g\diyor. Kazı yaptıgımız Lidar Höyük'te de Samsat'ta ol duğu gibi beş bin yıllık kesiksiz yerleşmeler buluyoruz. Kalkolitik dönemden Urartu'ya kadar. Biz Lidar'da henüz sadece Ortaçag dönemini kazdık. O dönemde burası Edessa'ya (Urfa) yakın. Edessa'lı Mateos adlı tarihçi, Bizans döneminde Bizans tmparatorunun buraya geldiğini yazıyor. Commageneier zamanında da Li dar bir merkez. Baskent Samat, ama Lidar da önemli. 6 Metre kazdıktan sonra çeşitli çanak çömlek, en önemlisi bir çanakçömlek atölyesi bulduk. Gunde yüzlerce çanak çömlek yapabilen bir atölye. tki mezar bulduk. Biri, önemli birine ait olmalı. tlk bulgularımıza göre kazı derinleşti. M.ö. 3000 yılına, Uruk çagı ve öncesine ulaşacagız.j» K Tarihe dogru bir yolculuk ğleden sonra saat Uç sıralarında iki arabaya do luşup Kurban Höyük'e en yakın ikinci önemli kazı yerine. Prof Harald Hauptmann başkanlı ğında Almanlann katıldıkları Lidar'a giderken ben de henüz epeyce eksik olan bilgilerimle tarihe doğ Aynı heyecanı paylaşan bilginler İDAR köyünde blzl öbür köylerde olduğu glbı köpekler ve çocuklar karşıladı. Toz içlndeydlk ve heplmlzln ortak lsteği, bir bardak soğuk suydu. Bir köylüye Almanlann evini sorduk. Köylü «Gâvurlamn evinl gösterdl. Az sonra blzi çok şaşırtan bir Ö L Bir metre toprağın altındaki geçmiş rof Hauptmann. belki de Güneydogu Anadolu' nun uygarlık tarihindeki yerini belirleyecek olan çalışmalarını anlatırken onu Hgiyle dinllyoruz. Bir metre kazınca bin yıllık bir zamanı aşan bu bilginler bende hayranlık uyandırıyor. Lidar hö yüğün tepesinde. Hauptmann ve ekibinin titiz çalışmalarının izlerine bakarken düşünüyoruz. Geçmişte. ülkemizde araştırmalar ve kazılar yapan arkeologlardan bazıları belki arkalarında bir burukluk bırakarak gittller. Çünkü bir yandan uygarlık tarihine ve büime hizmet ederken öbür yandan da kendi ülkelerinin muzelerini Anadolu uygarlıklarının. Mezopotamya ve Mısır'ın pa ha biçilmez hazineleri ile zenginleştirdiler. Ama bizler geregince sahip çıkamıyorsak suç bizim değil mi? Bilim adamı herşeyden önce tarihin araştınlmasını, buluntuların insanlıgın hizmetine verilmesini lster. Şu anda büyük Fıratın kıyısında. Samsat'ı ve başka düzinelerle höyüğü gören Lidar Höyüğünün tepesinde birlikte dolaş tıgımız Türk. Amerikalı. Alman. Kanadalı ve İngiliz arkeologların bir tek kaygısl var: Eski uygarlıklan sular altında kalmaktan. bozulup yokolmaktan kurtarmak. ka zılarda elde ettiklei bilgiieri uygarlık tarihçilerinin ve onların kanalıyla milyonhiıca okurun hizmetine ulaştırmak. P çalışanlar, scH*ulan sorunlan DUZELTME 1 haziran 1983 tarihli sayımızda sBaşka bir yol yok mudur?» başlıklı yazımız 2829 sayılı hizmetıerin birleştirilmesine ilişkin yeni düzenlemeler getiren ve 1 hazaran 1983'de yürurlüge giren yasadan bnce yazıldığı için yanıtın yanlışlıgıru belirtir ve bu konuya ilışKin daha önco yazılan yazıların da yeniden gözden geçırilerek yeni yasa uyannca yanıtlanacağını belirtir, okurumuzdan ozür dileriz. Prof. Dr. Besim Üstünel MAKRO EKONOMİ Yeni genişletilmiş bası çıkmıştır. Başlıca kitapçılarda 6 METRE DERtNLIKTEKt FIRI.N Lidar'da 6 metre derinlikte bulunan ortaçag dönemine alt çanak, çotnıetc avoıyesi bulunuyer. Bu aiölje günde yüzlerce çanak çömlek üretebilecek kapasitede. SÜRECEK