Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet T A K V İ M 25 H a z i r a n 1983 I m s a k : 3 25 G u n e ş : 5.28 Öğle: 13.16 Sahibı: t'umhariyet Matbaacılık ve Cia/elecilik Turk Anonim Şırkeli adına Nadir Nadî, • Cienel Yayın Muduru H=san Ccmal, Muessese Muduru Kminc Uşakhcil, Ya/ı Işleri Muduru: Okay iionensm, • Yazı l^lerı Mudur Yardımcısı. Ahmrt Korutsan, Habcr Merke/ı Muduru: Yalçın Bayer. Sayta Du/enı Yonetmeni: Ali Acar. A k ş a m : 20.45 Yatsı: 22.48 Temulcilrr: ANKARA Yalçm Doğan. IZMIR: Hikmrt Çelinkaya. ADANA. Mehmcl Mercan, • ServisŞe/lrri: Istanbul Haberlerr Selahaltin (.uler. Dis Haberlcr: Ergun Baicı. Ekonomı: Osman Ulagay, Yun Haberlerı Bjrbaros Cençak, Kultur: Aydm Emrç, Maga/ın Yalçın Pckşcn, Spor Danışmanı: Abdulkadir Yucclman. Duzeltme Konur Eriop. Arastırma. Sahin Alpa). Burolar: • Ankara: k o n u r Sokak No 24 4 Yenıjehır. Tcl 175825 I 7 5 8 M I . Idare: 183335. • lzmır:»Halıl Zıya Bulvarı No 65 V Tel 254709131230 • Adana: Atalurk Caddesı. T H K Işhanı k a ı 2 13. Tel I455OI97M 0 Basan ve Yayan: Cumhuriyrl Matbaacılık \e Ga/eıecılık T A Ş l u r k Ocağı C a d . 39/41. Cağaloğlu. Ist PK 246İM Tel: 5209703 l e l e \ 22246 İ k i n d i : 17.17 Bastldıgı Yer: YENI ASIR Gazeıe ve Matbaacılık Lıd. Ş Mecıdıyekov Ist. 6 yaş uygıüaması bu yıl başlayacak Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam: "7 yaşını bekleyen çocuklann özel okullara girmelerinde mağdur olmamaları için kolaylık sağlanacaktır"dedi. ANKARA (a.a) Milli Eeitim Bakanı Hasan Sağlam, "İlkokııllara altı yaşında başlama uygulamasının bu yıl imkanlar ölçüsünde aşamalı olarak gerçekleştirileceğini, hazırlanan plan ve programlan rahatlıkla beklemelerini istiyoruz" dedi. Sağlam, 1973 yılında çıkan temel eğitim yasasının ancak 1982 yılında uygulamaya başlandığını hatırlatarak, önumüzdeki ders yılında toplam 416 okulda temel eğitim uygulaması yapılacağını söyledi. "19831984 öğretim yılında tahminen 900 bin 7 yaş grubu çocuğun ilkokula başlayacağını bildiren Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam, 6 yaş grubu da ilave edildiğinde rakamın çok artacağını, bu nedenle her okulda bu uygulamaya gidilmeyectğini kaydetti. Altı yaşında ilkokula başlama uygulamasının 19831984 oğretim doneminde okulların kapasitelerine göre aşamalı olarak başlatılacağını ifade eden Sağlam, daha sonra şöyle konuştu: "Hangi okullarda imkan varsa orada altı yaşındaki çocukları okula almak istiyoruz. Bu sanıyoruz ki, (ek eğitim yapan okulların ikili eğilime döntiştürülmesiyle altı yaş sınıfian açılacak. tkili ve üçlü eğitim yapan okullarda da sınıf kapasitelerini genişletmeyi diışünüyoruz. Bunlar muhtemelen sakıncalarına rağmen karma olabilirler. Önumüzdeki yıl yatılı bölge okullarımızı >alnız altı yaştan başlayacak şekilde planladık. Özel okullar için çahşmalanmız devam ediyor. Ne kadar ogrenci alınabilir? Nasıl alınabilir? Ancak, bu arada okula başlamak için yedi yaşını bekleyen çocuğun hakkının kaybolmamasını da sağlayacağız. Çocuk eğer o kentle altı yaşında bir başka okula gitmişse, 7 yaşında tekrar yabancı dille eğitim yapan okullara girebilmeleri için kolaylık sağlanacak. Altı yaş uygulamasını yasadaki hükiimlere uydurabilmek için geniş planlar ve programlar yapılıyor." Öte yandan, İstanbul Edebiyat Fakültesi oğretim görevlilerinden Doç. Dr. Ayla Oktay yasayı olumlu bir adım olarak nitelendirdi. Oktay, 6 yaş uygulamasını öncelikle düşük bolgelerden başlatılmasını istedi. Ankara Hukuk'ta "Ceridei Kantar" tartışması sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosa) Doçent Dr. Nurkut Inan, öğrencilerin yayımladığı Ceridei Kantar adlı mizah dergisinin toplatümasının Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turgut Akıntttrk'ün kararıyla olduğunu söyledi Hukuk Fakültesi öğrecilerince hazırlanan Ceridei Kantar adlı mizah dergisinin toplatılması konusunda Dekan Prof. Turgut Akıntürk'ün açıklamasmda kısmen yanıltıcı olduğu görüşünü savundu. Doç. fnan şöyle dedi: "Ögretim üyelerinin yazmış olduğu makaleler ne bölum başkanının ne yayın kurulunun denetimine tabidir. Bu nedenle iki öğretim üyesinin (doçent) makalelerinin geri alınması konusunda bir yayın kunılu karan olmadığı bunların bölüm kurulunun onayına da tabi olduğu yolunda bir kural yoktur. Ceridei Kantar'ın loplatdması ise, salt dekanın kendi karanyla olmuşrur. Bu konuda yayın kurulunun bir yetkisi ya da karan mevcut değildir." Acil servislerde 20 saat Eczaneler görevlilere reçete başına"yüzde" veriyor ma, ses lonları yükselerek devam ediyor: DOKTOR Boş durmuyoruz ki! Bak, birçok hasta var. KADIN Ama doktor bey bizimli zehirlendi. DOKTOR Bu adam da mide kanaması geçirmiş. Ayakta sallanan genç kız 30 tane Optalidon'u şeker niyetine yutmuş. Hem sen buranın personelinden değil misin? Hiç olmazsa sizler halimizden anlayın. KADIN Ama doktor, zehirlendi diyorum. DOKTOR Of. Zaten ne çekersek hastane personelinden çekiyonız. GEL HEMŞİRE. KOŞ HEMŞtRE Acil'in günduz hemşirelerinden biri öğle saatlerinde kayıplara kanşıyor. Gidenin işlerini de "M hemşire" üstleniyor. İçerden, dışardan durmaksızın sesler yükseliyor; " M hemşire, şu hastaya Novalgin y a p ! " . "Hemşire t u t ! " , "Hemşire, 5 numaranın iğne saati geldü", "Hemşire bin Antistin y a p ! " , "Hemşire hanım bir kalçadan!" M hemşire ilaç ampulünü boynundan testereliyor. Kafasını bir fiskede kırıyor. îlacı enjektöre çekiyor. Bir iki damla havaya püskürttükten sonra, hop hastanm etine. Ampulden enjektöre, enjektörden hasta etine. Hemşirenin hünerli elleri görülmüyor. Ampulden ete. Ampulden ete... Kırkbeşinci kez ete. Kırkaltıncı kez ete... Saat 15.30'ayaklaşırken hemşirenin hareketleri ağırlaşmaya başhyor. Alnından burnunun ucuna doğru ter damlaları yuvarlanıyor. Dikkatle bakıldığında hemşirenin ellerinin titremeye başladıgı görulüyor. Testerelediği bir ampul elinden kayıyor ve düşüp kırılıyor. Mesai saati dolmadığından, belki 50. kez yapacağı enjeksiyon için titreyen eli yeni bir ampule uzanıyor. İLAÇ PARASI YOK Saat 16.00'yadögru doktorun bir hasta yakınıyla yaptığı tartışmanın uzadığı görülüyor. DOKTOR Reçeteyi hemen yapıp gelin. Neyi yapıp gelelim doktor bey? DOKTOR En yakın eczaneden. Nasıl yapıp gelelim doktor bey? DOKTOR Nasılı var mı canım? Yapıp geleceksiniz işte. Cebimde tam tamına 300 lira para var. DOKTOR Ne yapabiliriz? Siz de hakhsınız, ama elimizden bir şey gelmez. Ya ilaçları getireceksiniz ya da hastanızı bir başka hastaneye götüreceksiniz. Bu ve benzeri konuşmalara, acil servisinde kaJdığımız surece birçok kez tanık oluyoruz. Bir baba da şeker komasına giren kızının tedavisi için şöyle yakınıyor: "Yok, mümkün değil. İlaca, seruma 20 bin lira para ödemem mümkün değil? Bu parayı >ermem demek çoluk çocuğumu 20 gün aç bırakmam demektir!" Uzun tartışmalardan sonra, çaresiz baba, kızını SSK Samatya Hastanesi'ne götürmek üzere oradan ayrılıyor. HASTANE ECZANESİ Bu olaydan sonra, bu kez bir başka hasta için "Sevk kağıdı" tartışması başlıyor. Doktor, hastayı getirenden sevk kağıdı istiyor. "Sonra getiririz," yanıtını alınca, sonra olmayacağını, aksi halde hastaya ilaç verilemeyeceğinı, serum takılamayacağını söylüyor. Bu durumda gerekçesini de şoyle açıklıyor: "Karantina akşam saat 4 (saat 16) dedin mi kapanır. Hastanın yatış işlemleri ise karantinada yapılır. Yatış işlemi olmayan bir hastaya hastane eczanesi ilaç vermez." Daha sonra bu konunun biraz daha açılması için doktora " H o cam, diyelim ki akşam bir hasta geldi. Yatış işlemleri yapılmadı. Hasta yakınlan gerekli ilacı nöbetçi eczaneden bulamadı. Hastane eczanesi yine ilaç vermez mi?" yolundaki bir soru soruyoruz. Acil doktorunun yanıtı şöyle oluyor: "Gerçi hastanın yaşamı sozkonusu olduğunda, bize verilmeyen yetkimizi kullanıyoruz. Durumu idare etmeye çalışıyoruz. Ama kurala göre verilmez." YLZDE 20 NEREYE? Aynı konuyu akşam acil gece nöbetçi doktoruyla konuşuyoruz. Gece doktoru piyasada bulunmayan bir ilacın hastane eczanesinde de bulunmayacağını soyluyor. Bunun uzerine "Neden hocam?" diye sorduğumuzda doktor şu yanıtı veriyor: "Hastanenin eczanesinde bulunmayan ilaçları. hastanın piyasa eczanesinden alması için reçetesine yazarız. Buradaki personelden bazı çalışanlann onceden anlaşma yaptıklan eczaneler \ardır. Gidip reçeteyi bu eczanelerden yaptınıiar. Diyelim ilacın üzerinde 500 lira yazıyor. Eczacı hastane görevlisinden 400 lira alır. Aradaki 100 lira görevlinin cebinde kalır." Doktora, "Bu durumun, hastane eczanesinden bazı ilaçların bulunmamasıyla ne gibi bir ilgisi \ardır?" diye soruyoruz, ama yanıt vermiyor ve kapıdan gire hastanın yanına gidiyor. Giriş işlemleri yapılmamış hastaya hastane eczanesi ilaç vermiyor. Doktorlar bazen olmayan yetkilerini kullanıp "durumu idare ediyorlar." ASİYE UYSAL Hastane acil servislerinde, personel başına düşen hasta sayısının çokluğundan, bir hemşire günde ortalama 4050 kez enjeksiyon (iğne) yapmak zorunda kalıyor. İlaç ve hastane giderlerini karşılamayacak durumda olup da acil kapısından dönenlerin sayısının az olduğu günler bu sayı biraz daha artıyor. Acil polikliniği tıklım tıklım dolu. Doktor bir yandan birbirine kanştırmadan hastalan muayene etmeye, reçetelerini yazmaya çalışırken, bir yandan hasta yakınlarından odayı boşaltmalarını istiyor. Bir ara servisi çınlatırcasına bağırarak, dışan çıkmayan hasta yakınlarına sesini daha iyi duyurmaya çalışıyor. Henuz içini tam olarak boşaltamamışken, doktorun sesi ile giysisinden hastane görevlisi olduğu anlaşılan bir kadının sesi birbirine karışıyor: "Doktor bey, bizim hastamızla hiç ilgilenen yok." Bunun uzerine doktorla kadın tartışmaya başlıyorlar. Tartış Küflenmiş yem yiyen hayvanın eti karaciğer kanserine yolaçıyor NİLGÜN UYSAL Kuflu yem yemiş hayvanın etiyle beslenen insanlarda karaciğer kanseri ortaya çıkabiliyor. Uzmanlar, "sağlığa uygun e t " yiyebilmek için gerekli kontrolleri "sadece mezbaha aşaması"nda yoğunlaştırmanın yeterli olmadığını hayvanlar "kesilmeden çok daha önceki aşamalara'da önem verilmesi gerektiğini söylüyorlar. Anlatılan o ki, eğer kesilen hayvan kötü ya da kirli yemle beslenmişse, istendiği kadar mezbahada hijyen koşullanna dikkat edilmiş olsun fazla bir anlam taşımıyor. Bu nedenle konunun ilgilileri, yalnız mezbahaların değil, hayvanlanna verilen yemlerin de sıkı bir konlrolden geçirilmesini öneriyorlar. Yemler konusunda genel olarak vurgulanan temel noktalar şunlar : • Et verimini arttırmak amacıyla günumüzde, hayvan yemlerine kalsiyum, fosfor ve çeşitli enerji verici maddeler katılmaktadır. Eğer, katılan maddeler kirliyse, ya da zararlı bileşimleri içeriyorsa, bunlar hayvanın etine, sütüne ve yumurtalarınada geçecektir. Bu nedenle, yemlerin üretim aşamasında dikkatle denetlenmesi, çağın gereğidir. • Yemler depolama aşamasında da bozulabilir. özellikle "küflenme" hem hayvan sağlığını hem de insan sağlığını tehdit edici bir olaydır. Küflenme ya yemin kötü saklanması nedeniyle olur ya da yem yapımında kullanılan küspe bozuksa ortaya çıkar. Küflü yem ise, hiçbir şey yapmasa et ve yumurta verimini duşürur. Bunun ötesinde, küflü yem yemiş hayvanın etiyle beslenen kişilerde, en iyi ihtimalle barsak bozuklukları olur, en kötu ihtimalle ise, karaciğer kanseri ortaya çıkabilir. Sütle beslenen bebeklere gelince... Hiç kuşkusuz onlar küflü yemin en savunmasız kurbanlan olacaktır. • Hayvanjarı hastalıklardan korumak için verilen antibiyotiklerin ya da parazit düşürücü ilaçların bilinçsizce kullanımı da insan sağlığına olumsuz yansımalar yapar. Uzay Mekiği Challenger döndü Dış Haberler Ser\isi Uzayda 6 gün suren uçuşunu tamalayan Uzay Mekiği Challenger dünyaya döndu. Challenger dun öğleden sonra California eyaletindeki Edwars hava üssune indi. Uzay Mekiği'nin daha önce Florida'daki Cape Cenevarel ussiine inmesi planlanmıştı. Uzay Mekiği Challenger'in dunya çevresinde yörüngede kaldığı 6 gun içinde araçta bulunan 5 astronot uzaya 2 haberleşme uydusu yerleştirmiş, uzayda uydu yakalama deneyleri gerçekleştirmiş ve bazı bilimsel araştır. malar yapmıştı. Kissinger: Ekonomi, iktisatçılara bırakılmayacak kadar önemlidir ERGUN BALCI ABD'nin eski Dışişleri Bakanlarından ünlü diplomat Dr. Henry Kissinger dün İstanbul Ticaret Odası tarafından onuruna verilen öğle yemeğinde yaptığı konuşmaya espri ile başladı. Türkiye'yi verek devam etti ve Sov>etler Birliği'ne sert, iktisatçılara ise daha yumuşak biçimde çatarak sözlerini bitirdi. Dr. Kissinger kendisini davetlijere tanıtan ABD'li senatör RobicofPdan sonra mikrofona geldiğinde sözlerine şöyle başladı:Dün\adabenim kadar tanıtılmaya az ihtiyacı olan insan her halde yoktur. Ama benim kadar tanıtılmaktan hoşlanan insan da bulunamaz. Dr. Kissinger, Türkiye'ye siyasal ya da ekonomik nedenlerle değil sadece dostluk ziyareti ivin geldiğini vurguladıktan sonra kendisinin, Türkiye'nin her zaman dostu olduğunu, Turkiye'nin de ABD'ye dostluk ve anlayışla baktığını belirterek, " a m a " dedi. "Biz Amerikalılar da Türkiye'nin sorunlarına aynı anlayışı göstermeliyiz". Dr. Kissinger real politik'in \e guçler dengesi doktrininin sa\unucusu olduğunu, hemen ardından eklediği şu tumce ile gösterdi: "Türkiye'nin dostuyum derken, Türkiye'ye bir ayrıcalık lanıdıgım ya da jest yapmak istediğim için söylemiyorum. Bu bir ortak çıkar sorunudur. Turkiye, ABD için de çok büyük öneme sahiptir. Türkiye'nin geleceği, ABD'nin geleceği için de önemlidir. " Dr. Kissinger, daha sonra dünyamızın bu bölgesinde guçler dengesininne deniiönemli olduğunu da vurguladı. İranIrak savaşına da değinen Kissinger, ABD'nin iki ulke ile de diplomatik ilişkileri bulunmadığını oysa Türkiye'nin her iki ulke ile diplomatik ilişkilerin ötesinde guçlü dostluğu olduğunu, bu bakımdan Ankara ile gorüş alışverişi yapmayı yararlı bulduklannı söyledi. Dr. Kissinger, bu girişten sonra konuşmasının eleştiri bolümüne geçti. Bu bölümde, Sovyetler Birliği en büyük payı alırken, ik Türkîye'yi övdü, Sovyetler Birliği'ne çattı Ameliyat sırasında hastanın vücudunda gazlı bez unutan doktor kusurlu bulundu Yargıtay 13. Dairesi'nin karannda, "Davalı operatörün, davacınm vücudunda 2 metre gazlı bez unutması bizzatihi sorumlu olmasını gerektirir ağır bir ihmaldir" denüiyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, ameliyat sırasında hastanın vücudunda iki metre uzunluğunda gazlı bez unutan doktoru kusurlu buldu. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin konuya ilişkin karannda özetle şu görüşlere yer verildi: "Doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olar ak kabul edilmelidir. Doktorlar hastalarının zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat deneyimlerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktorun davranışlarında kusur kendisinden beklenilen gerekli ozeni ve sadakat borcunu eksik veya hiç yerine getirmemesi durumunda ortaya çıkar. Kusurun saptanmasında objektif olçü esas alınır. Davalı operatör doktorun, davacınm vücudunda ameliyat sırasında iki metre uzunluğunda gazlı bezi unutması, bizat'ıhi sorumlu olmasını gerektirir ağır bir ihmaldir. Tıp dalında unutma, hoş görülmesi, müsamaha ile karşılanması olanaksız kusurlu bir davranıştır. Sırf bu niteliğiyle, olayın bir uzman önünde incelettirilmesine de gerek yoktur. Gazlı bezin viicutta unutulduğu çekişmesiz olduğuna göre bu açık olgu karşısında, doktorun objektif ağır kusurunun varlığı kabul edilmeli, doktorun kusurlu olup olmadığının bilirkişiye • incelittirilmesine < gerek duyulmamalıdır. Davacı, davalı hastaneye ameliyat olmak için yattığına, geçici de olsa, ameliyatın yürütülmesi için davalı doktoru hastane çağırdığma, operasyon birlikte yürütüldüğüne göre davalı doktorun sorumluluğu hastanın sorumluluğu kusursuz sorumluluktur." İmar affına girecek yapüarın tesbiti Eylül 1984'te bitecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Turkiye duzeyinde imar mevzuatına aykırı yapılarla gecekondulann sayısının 67 ildeki dokümlerin gelmesinden sonra belirleneceği açıklandı. Yetkililer, il imar müdürlukleri ile belediyelerden gelecek bilgilerden sonra, yapılan başvurunun ne kadar olduğunun anlaşılacağını, ancak bunun ıızun zaman alacağını bildirdiler. Ote yandan, başvuruvu engelleyecek hastalık veya görev gibi mazeretini ispat edenler önumüzdeki uç ay içinde başvuruda bulunabilecekler, yurt dışındaki işçiler için baş\urma suresi21 Mart 1984'de bitecek. İmar Yasası uyarınca başvurulardan sonra tespitler ve değerlendirmeler yapılacak. Başvuru işlemleri usulune uygun tamamlanmış yapılann tespit işlemleri valilik veya belediyelerce oluşturulacak teknik ekiplerce, mahallinde yasadaki öncelik sırasına gore yapılacak. Suresi içinde başvurusu yapılmayan yapılar ise, valilik veya belediyelerce elektrik, su vebenzeri kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak ayrıca mahallinde araştırılarak belirlenerek tespit edilecek. Tespit işlemlerinin 21 eylül 1984 tarihine dek tamamlanması gerekiyor. Hisseli arsa ve arazilerde ise bu işlemler 21 mart 1986'da tamamlanacak biçimde gereken önlemler alınacak. imar mevzuatına aykırı yapılarda gecekondulara ait değerlendirme sonuçları değerlendirilmenin tamamlanmasından itibaren en geç 15 gün içinde bir ay sureyle umumi mahallere asılacak ve bu belgelerin birer örneği mahalle ve köy muhtarlıklarına verilecek. Vergi daireleri bııgün 14'e kadar açık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Vergi daireleri, bazı kamu alacaklarının ozel uzlaşma yoluyla tahsili hakkındaki kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen mükelleflerin başvurularını kabul etmek üzere bugun saat 14'e kadar çalışacaklar. Yasadan yararlanmak isteyenler, 30 Haziran Perşembe gününe kadar bir dilekçeyle vergi dairelerine başvurmalan gerekiyor. Ozel Uzlaşma Yasası'na göre, vergi mahkemeleri ve Danıştay'da dava konusu yapılan vergi ihtilaflarından vazgeçen mukelleflerden dava konusu verginin dortte biri ile bu vergiye ait vergi cezaları ve gecikme zamlannın tahsil edilmeyeceği bildirildi. ABD eski Dışişleri Bakanı Kissinger, Turkiye j>eüçiıncü durağı Istanbul'da dün hareketti bir gün geçirdi. İlk önce beraberinde oğlu ve eski Cumhuriyetçi Senatör Abraham Rebkaffa, Ahmet Ertegün, Selahattin Beyazıt'la Vali Ayaz'ı âyaret eden Kissinger Turkiyeye daha önce resmi goriişmeler nedeniyle geliyordum, bu sebeple İstanbul'u gezemiyordum. Bu gezimde üç gün kalacağım istanbul'u yeterince gezebileceğimi sanmıyorum. Bir kez daha gelecegim" dedi. "Dosenize İstanbul bir dost daha kazandı" diyen Ayaz'a, Kissinger "İstanbullu musunuz?" diye sordu. Ayaz da "Ankaralı" olduğunu belirtti. Kissinger daha sonra Kapalıçarşı'ya gitti, burada eşiyle görüştü. Eşinden öpüşerek ayrılan Kissinger, Anadolu Medeniyetleri Sergisini gezdi, Abdullah Efendi Lokantası'ndaki yemeğe katıldı. Yemekten sonra da Kissinger bu kez eşi ve oğluyla Ayasofya ve Sultanahmet Camiini gezdi. Fotoğrafta eşi, Kissinger'i öperken görülüyor. (Foto: Kadir CAN) "IstanbuPa yine geleceğım (Arkası l/.Sayfada) ıı (riei... Or "Herhalde turistik bif gezi için gelmedim" HENRY KISSEVGER