14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÖŞLER 21 MART 1983 ALI SÎRMEN Saym Nunn, Turh Alman Kültür Enstitüsü nedir? RUDOLPH NUNN ö n c e belirtmek teterlm ki. hukuksal nedenler dolayısıyla, kendi normal adımız olan Goethe Enstitüsü adını taşımıyoıuz. Burada biz hukuk açısından, tam bir Türk derneğiyiz. Size bizim bağlı olduğumuz kuruluşun gerçek adını vermek isterim. Asıl adı, Alman Dilinin Yabancı Clkelerde Gelişmesi ve Uluslararası Kültür Ilişkileri Goethe Enstitüsü'dür. Biz burada, dünyanın öbür üîkelerinde Goethe Enstitülerinin yaptığı gibi, herşeyden önce Alman dilinin yayılmasıru sağlamaya çahşıyoruz. Burada da konuyu ikıye ayırabiliriz. Bunlardan birincisi, Türklere Almanca'yı öğretmektir. Bunun için dil kurslanmız var. Ama bunun yanı sıra, Almanca öğrctmenlerinin ve yabancı germanistlerin eğitimi sorunuyla da ilgiliyiz. Bu arada, bizim yardımımızIa bu alanda kuruîrnuş olan kuruluşun çıkardığı bir dergi de var. Bunlan, faaliyetimlzin birîncî bolümü olarak tanımlayabiliriz. İkinci bölüm ise. kültürel faaliyetin tümü diye Cumhuriyet sordu RudoiphNUNN Rudolph Nunn kimclir? 1927'de Nürnberg'de doğdu. Emmengen ve Lion Üniversiteleri'nde öğrenim gördü. Roman dilleri okudu. Goethe Ensîitüleri'nde çalışrnaya 1964'te Lion'da başladı. 7178 Brüksel, 78 82 Tahran Goethe'de çalıştı. 82 ekiminden beri İstanbul'da, Türk Alman Kültür Enstitüsü'rıün başında. yanittadı aydını ile Almanya'da sokaktaki adaıru arasıru da da, sanayileşmenin sayesinde büyük günlük yaşam alışkanhğı farkı olmasa bile büyük davranış ve düşünce farkları viar. Örneğin Türklere karşı tutum Alman aydınlan arasmda yaygın değil. Hatta onlar, istisnalan olmakla birlikte, bu akırnı pMerindcn geldiğince önlemeye çalışıyorlar. O zamaifi bir kez daha meselenin özüne geliyoruz: Siz sokaktaki Alman'a Türkler'in de, geçrniş ve bugünkü uygarhklan olan, yazarları. rassamları, müzisyenleri, sinemacıları tiyatrocusları olan bir ulus olduğunu, yalnız kaha işgücü olmadığını anlatmak için ne yapıyorsunuz? Mesela, burada sizden önce bulunan müdür bir buçuk iki yıl önce, Berlin'de Türk sanatçılann katılmasıyla bir Türk haftası yaparak elden geldiğince geniş topluluklara Türklerin Almanlarca biünmeyen yanlannı tamtmaya çalışmışiı. Bu alanda ne gibi girişimleriniz oluyor? Programınız nedir? 10 yıîdır eski faaliyet biçimimizi bıraktık. Eskiden Almanya'yı ve kültürünü tanıtmaya çalışırdık, şimdi bulundui*umuz ülkenin kültürünü de tanıyıp Almanya'da tanmmasına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Türk • Alman Kültür Enstitüsü Müdürü nnı yanıthyor. adlandırabileceğimiz bir bölümdür. Burada, belirtmek isterim ki, ağırhğı karşıhklı kültür ahşverişine vermekteyiz. 10 yıl var ki, eski faaliyet biçimimizi bıraktık. Eskiden. yabancı ülkelerde. belki de tck yanlı olarak Almanya'yı ve Alman kültürünü tanıtmaya çahşırdık. Artık, çalışmalanmızda, yalrsîz küîtürün Alman yanını vermekle smırlı kalmayıp, kendimizi bulunduğumuz ülkenin insanlan yerine koyrnaya ve onlann kültürlerini de tanımaya ve kendi ülkemizde tanınmasma yardımcı olmaya çalışıyoruz. Son zamanîann en sıcak konulanndan biri olan F. Almanya'daki Türk işçilerj sorunlannda seminerler düzenliyoruz. Enstitümüz Beriin'de Türkler'in oturduğu Kreuzberg'de evler yapacak olan Alman mimarlannı davet etti. SIRMEN Kreuzberg'e bir Türk gettosu da diyebiliriz değil mi? NUNN Evet diyebiliriz, gelecek olan mimarlar. Türklerin yaşam biçimlerini ve nelere alışık olduklannı inceleyecekler ki. yapacaklan binalar gereksinimlere daha rahat yanıt verebilsin. Gelecek yıl da her iki ülkenin gençliğini de yakmdan ilgilendiren uyuşturucu maddeler konusunda geniş bir seminer riüzenlemeyi düşünüyoruz. Gelecek ay, F. Almanya'daki Türk filminin sonuçlan üzerinde bir toplantı yapacağız. Rudolph Nunn, arkadaşımız Ali Sırmen'in sorula Uluslararası ödünc sistemi yoluyla dısardan istenen kitabı getiriyoruz îşte bizim genişletilmiş kültür kavramınd&n kastımız bu tür çalışmalardır. SIRMEN Şimdi Saym Nunn, konunun bir de öbür yanı var. Yani siz burada iyi kötü Türk aydınlanyla ilişki halindesiniz. Ama gü~ nümüzde Türk Alman ilişkilerinin ve kültür etkileşiminin sıcak konusu F. Almanya'daki Türk işçileridir. Onlar Almanlar tarafından pek iyi karşılanmıyorlar, pek iyi muamele görmüyorlar. Bu alanda ne yapıyorsunuz? Yani soruyu açalını, Almanlara Türklerin, Türk halkının Türk kültürünün ne olduğunu göstermek için ne yapıyorsunuz? NUNN Evet biraz daha önce söylemiştim. Bizim asıl konumuz bu degil. Fakat hemen belirtmek isterim îd, Almanlarm çogunluğu Türk isçilerine karşj değildir. Doğallıkla lçlerinde karşı olanlar yok degil. Ancak burada önemli bir sorun da var. Biz burada birbirinden farklı iki toplulukla karşı karşıyayız. Burada bizler Türk aydınlanyla ilişki halindeyiz ki, onlar öbür Batıh aydınlar gibi insanlar. Ama Anadolu'nun, mesela Van'ın bir köyünden gelen insan aynı değil. Ve bu insan bir Alman kentinde yaşamaya başlayınca büyük kültür şokuyla karşılaşıyor. sorunlar çtkıyor. Dediğim gibi biz burada asıl işimiz bu oimamasma karşın bu sorunlara da eğiliyoruz. SIRMEN Türk aydını ile sokaktaki adam* dan ve aradaki farktan sözeiîiniz. Ama samnm aynı şey Almanya için de geçerli. Alman NUNN Evet, bu alanda yapılan son toplantı geçen yılvn mayıs ayında olmuştu. Ben de bu gibi çalışmalan yeniden başlatacağım, daha doğrusu deyirn yerinde olmadı. devam ettireceğim. Bu vesileyle Alman kamuoyuna dolaylı yoldan da olsa etki yapabileceğimizi samyomm Bu kanuda tamamen hakhsınız. son zamanlarda F. Almanya'da Türk kültür düşünce ve sanat yaşamına duyulan ilgide büyük bir artış olmuştur. Tabii bunu söylerken herhangi bir Alman işçisini kastetmiyorum, düşünce olarak dısanya dünyaya açık kişileri söylemek istiyorum. Mesela. son olarak Berlin Festivali'nde oynayan ve Gümüş Ayı ile birlikte Eleş tirmenler Ödülü'nü de kapsayan «Hakkâri'de bir Mevsim» adlı film büyük ilgi uyandırdı. Tabif bütün bu olayiar Türkiye'nin tanıtılmasında büyük katkılar sağlıyorlar. Ama hemen yineleyeyim ki ,bu bizim faaliyet alanımızm bir bölümünü kapsıyor yalnızca. Mesela önürnüzdeki günlerde. Richard Wagner'in 100. yılı dolayısıyla programlar düzenleyeceğiz. Daha sonra patronumuz olarak kabul ettiğimiz Goethe için programlar düzenleyeceğiz vto. SÎRMEN Bu gîbi programlara hlamhul kının gösterdiği ilgi nasıl oluyor? hal OKTAY AKBAL Rüştü Onur'u Anmak okuriardan Elazığ'da görev yapan okul müstahdemleriyiz. Bilindiği gibi çoğu okul çevresinde sağlığa zararlı olduğu herkes tarafmdan bilinen yiyccekleri satan seyyar satıcılar türomiştir. OkuJ yöne^mi seyyar satjcılarln mücadele için bızlere görev verdı. Ancak bu bizltri seyyar sahcılarla karşı karşıya <?ftirmiş bulunmaktadır. Her gün bu satıcılarla aranıızda tartışmalar, hatta kavgalar meydana gelmekted'r. Bu görev biza değil, zabıta vc emniyete verilmelidir. Okul yönetimi, seyyar satıcılan çevreden uzaklgçtırmadığımız zaman, bizleri yv.ıh olarak uyarmaktadır. Seyyar satıcılarla mücadeîenin belediye ve emniyet ekipleri tarafmdan yapılmasmm sağlanmasıni bekliyoruz. Mehmet ÇAKAN ELAZIG Okul müstahdemlerinin görevî nedir? «Ben kendl halimde yaşanm Şapkamın altında» «Şair Dostlanm» kitabımda Rüştü Onur lçln şunları yazmışım: «İlk defa şiirlerini okuduğum zaman belki de aldırmadan, şöylo bakıp geçmişimdir. Beni onlara kopmaz bağîarla birleştiren kimbilir hangi şiirleriydi. Rüştü Onur'u ölümünden sonra sevmeye başladığımı itiraf etmellylm. Hayatta iken bfrkaç şiirini okumuş aldırış etraemiştim. Fakat öldüğü sıraîarda okuduğum 'Memnuniyet' şiiri yirmi iki yaşında bizîeri terkeden çocuğun iç dünyasını açıvermişti.» 1912'ydi Rüştü Onur'un öldüğü yıl... Tam kırk yıl geçti aradan. Yaşasa şimdi 63'ündeydi. Olgun yaşta bir şair Birsel'lerin, Aksal'ların, Cumah'larm yaşdaşı, yazınımızın ünlü bir kişisi o olacaktı. O, bir de yakın arkadaşı Muzaffer Tayyip Uslu, 24 yaşında dünyamızdan ayrılan başka bir değerli şairimi/... 1920'de Devrek'te doğmuştu. 1938'de verem hastalığına yakalanmıştı. Zonguldak Hastanesi, Heybeli Sanatoryumu. Sonra evlenme, yaşam savaşı. Beşiktaş'ta Şair Leyla sokağndaki bir ev. Geçim için sebzo satmak. Bir yandan da ilk şiirler Kısa sürede 1940'lann yazın savaşımır.da adını duyur~ mak. Cumalı Birsei gibi genç şairlerle dosthık. Sonra da 22 yaşında çekip gitmek. Geride bir avuç şür, birkaç öykü, deneme bıraka'ak... «Size açabiîmeliydlm içiml Geceler yalnız slzo Ve yüzüm kızarmadan Çocukluğumun küçük aşklarını Anlatabilmeliyd'm Geceler yalnız size Benim de aşklarım olou Ve alabildiğine günahlarım Halbuki bigünah olmak istedim Bütün ömrümce.» Bütün ömür dediği yirmi iki yıl!.. Şimdi arar sanız da Rüştü Onur'un ve arkadnşı Muzaffer ] ayyip'in şiirlerinj bir yerlerde bulamazsıruz. Yeditepe Yaymlarında çıkmış, Birsel'in 'Rüştü Onur'unu, Cumalı'nın 'Muzaffer Tayyip'ini niye kimse basmaz? Niye, bu iki genç yaşta ölmüş şairimiz büyük güldestelerde yer almaz? Rüştü de, Muzaffer de 1940 şiirinin iki vazgeçilmez kışisi olduğu halde, bu unutuş neden? Bu yıl, önümüzdeki 26 Mart günü Devrek Lısesi Edebiyat Kolu Rüştü Onur'u bir törenle anacak. Değerli yazar ve öğretmen Mehmet Yaşar Bilen bu güzel işi üstlenmiş. Onur'u tanıyanları, dostlarmı Devrek'e çağirmış. Kimler gidece1.: bilmem. Ama Devrek Lisesi'nin, Devrek'ten yetismiş bir şaire, ö'ümünden kırk yıl sonra da olsa böyle bir anma gecesi düzenlemesi sevindirici bir o!ay. Rüştü Onur'un en güzel şiirlerinden biri, «Memnuniyet»tir. Bu şiiri tüm okurlanmm bilmesini, sevmosini isterim. «Benden zarar gelmez Kovanındaki arıya Yuvasındaki kuşa Ben kendi hahmde yaşanm Şapkamm altında. Sebepsiz gü'üşüm caddelerde Memnııniyetimden. Ve bu çılgınhk delicesine Içimden geliyor Dilsiz değilim susamam Oyîe ölüler gibi Bu gftzel dünya ortasında» 1940'da bir «yaşama sevinci» modası çıknnştı. Şairler, öykücüler ikinci Dünva Savaşının yarattıgı bir bezginlik, bir umutsuzluk içinde «yaşama» bağlanmak istiyorlardı. Savaş kapımızdaydı, her an, yaşı yinnilerde olanlar cephelere sürülebilirdi. Yazında, «yaşama sevinci» temalannm işlenmesi boşuna değildi.. Bu güzel dünya ortasmda ölüler gibi susulmazdı elbet. Rüştü Onur da bu akıınm en güzel örnekîerini verenıerden biriydi. Rüştü Onur'un bir şiirini daha sunayım size. îstiyorum ki sizler de belki bugüne kadar adını bile duymadığmız, bir dizesini bilo okumad'ğmız yirmi ikisinde ölmüş bir şairimizi sevin, tanıvm, ya şa'ianıza katın bu güzel, anlamh dizelerini... «Sen aziz şehrim Uykusuz yaşadığîmı biime lisln Bütün işçileıin Saçak altında uyuduğu bîr saatte Ben mızıka çalarak geçjyoruru sokaktan Sen aziz şehrirn Ellerim gözlerim ka dar benimsin 3u anda seni terketmem için her şey tamam Gemi hazır, yclken fora Fakai neden Ölülerim bırakmıyor yakamdan» Yaşam'la ölüm içiçedir. Daha doğrusu bir bü tündür. Sanatcı bu bütünün içirde paramparç;; eder kendini. Genç de ö!se; yaş'ı da oîse. doymaz, yetinmez «yaşama denen bu eşsiz güzelliğe... Istanbul'un sorunları İstanbul'un sorunları saymakla bitmez. Öyle sarıyorum ki, ufak bir ilgiyle bu soruıılar ortadan kaldınla. bilir. Araçların gelişi güzel kaldv rımlara parked'lmesi, kaldınmlan bozduğu gibi, vavalann geliş gidişine engel olmj.l<tadır. En çarpıcı örnek olarak Zinc irlikuyu'da Puro Fay Fabrikası, An Bisküvi Fabrikası arası ile Çemberlitaş'ın karşısındaki sokak göste.rilebilir. Caddelerdeki ağaç ve direklero asılan bez asılar (afişler). kenti çir. kinleştirmektedir Ası ipleriyle bo; ğazlanmayan ağaç yok gib dir. Istanbul'un ana caddelerinin de çok dar olduğu biUuon gerçeklerdendir. Bu darhk yetmiyoımuş gibi, ticarethane ve bankaların tanıtma 'evhaîarı ve tabelalan ^addelere nik o'arak, binaların rephelerini boydan boya kaplamaktadır. Kanımca bu çirkin durumlar yetkililerce önlenebilir. Selahattin YILMA7 ISTANBUL Büyük denıien ya da öyle sanılan gazetelerim'^ çogunlukla piyangoculuğa yöneimiçlerdir. Ayrıca xıe kadar yapay ooya türü varsa o günün gazetesine yansıtılıyor. Savurganlığm böylesine denecek föz yok gibidir! Kimi gazetelerin adlannuı yanlannda, üstünde süslü kuponlar, sütun sütun aç'klamalar, piyangoculuk yöntemleri Ve de arabalar, mobilyalar. TV'or içdış gezi düzenlemeleri, daJıa neler neler! Ama kitap, ansiklopedı benzeri dağıtım kuponu göremezsiniz. Gazetelerimi7.irj yıllardır sürdürdüğü bu tutum 5yjesine bir alışkanlık kazandırmıştı» ki; okurlar, o tür gazeteyi alır aimaz ilk işi kuponl a n kesip biriktiımeyi yegliyorlar. Eksik kuponlar ya da ikinci bir şans denemesi *çin aynı gazeteyi alan tanıdıklanna, komşulanna ba? vuruyorlar. Kupon için iki gazete alanlara bile raotlanıyor. İşte bu tür gazetelerin bası (tiraj) sayısı yükseUyor, okundugu için değil, kupon için, boyah açık saçık fotoğrafia için... Ve bası sayılan yüksekligine göre «Resml İlan.lardan büvük pay almak için. Basın özgürioğü dedikleri bu mudur? Gazetecilik s^ygın bir meslektir. Bu saygınhk, Basın Ahlak Yasası ve Gazeteciler CemiyetJ kararlarıyla korunmah; okurlar böylesi oyalay.cı (aldatıcı da diyebiliriz) yöntemlerden kurtanîmalıdır. Kemal ÜSTÜN KadakÖy /İST. zı yollarda tüketirız. Taksim'den kalkan (48) numarah otobüs bizleri Kâgıthane'de bırakmaktadır. Havuzlar Mahallesino çıkmak için minibüse binmek zorunda kahyoruz. îlgililerden dileğimiz 48 numaraiı otobüsün Havuzlar Mahallesine kadar çıkmasını sağlamaları.. Fuat PALABfYTK İSTANBUL NUNN îstanbul da beni en çok şasırtan ve mıitlu kıîan olay îstanbul halkmın doğalhgla aydınlan vc ögrencileri kastediyorum kültürel faaliyetlerimize gösterdiği ilgi oldu. Inanm, burada salonu dolduiTnak diye bir sorun yok. Hatta Batı ülkelerindekinden daha rahatım bu konuda. Bakın kasım ayında bir hafta süreyle kadınm toplum içindeki rolünü konu alan bir film çevirmiş olan bir Alman kadm rejisörün filmini oynattık. Kendisj de haftaya katıldı. Filmden sonra tartışmalar da oluyordu Bir defasında salonda 680 kişi vardı. Bu az bir rakam değildir. SIRMEN Bir başka konuya geçelim îki ülkenin halklarımn birbirlerini daha iyi tanımasında basına da görev düsüyor. iki tarafın basını da zaman zaman bu görevi oldukça iyi yerine getirirlerken. zaman zaman da bazı eksiklikler gösteriyorlar. Ama zaman zaman iki tarafta da. boşluklar, bilgi eksiklikieri oluyor karşıhkh olarak. Acaha siz bu konuda, Yetim aylığım neden kesildi? Emekli Sandığı'ndan 1981 yıhna kadar yetim aylığı alıyordum. Bu aylığım 198081 öğretim yılmda Bozüyük Lisesini bitirip lise diplomamı almamla birlikte kesildi. 1982 yılında ÜSYM'yi kazanıp Burdur Eğitim Yüksek Okuluna kaydımı yaptırdım. 1982 ekim ayı içindes sandıktan yeniden yetim aylığı alabilmem için tüm evraklan tamamlayıp gönderdim. Aynı zamanda okul idaresi öğrenim durum belgemi ve kayıt tarihini belirten belgeyi 1983 ocak ayında Emekli Sandığı Genel Müdürlüğün© iletti. Tüm bunlara rağmen aylığım bağlanmadı. Şu anda başka bir gelirim bulunmamaktadır. Yetim ayhğımın bağlanmasını ve bir an önce gönderümesini bekliyorum. Mustafa AKSU Burdur Emcklîlik Slcil No. 4/36442055 Şu anda Alman basınınm Türkiye'de sürekli muhabiri yok. Ben kütüphanenin açılışı için bazı gazetecileri çağırmak istedim, gelmediler. Ama 1 Mayıstan sonra Alman Radyo Televizyonu'nun burada sürekli bir bürosu oîacak. sorunun gerçek yüzünü gösterebümek için bazı çalışmalar yapmayı düşünüyor musunuz? Orneğin 1980 yılı aralık ayında Türk Alman Kültür Enstitüsü, İstanbul'da böyle bir çaîışma yapmıştı. NUNN ö n c e Alman basınmı ele alalım isterseniz: Şu anda Alman basınmın Türkiye'de sürekli muhabiri yok. Ben kütüphanenin açılışı için bazı gazeteciler ça#rınrıak istedim, gelmediler. Ama 1 Mayıstan sonra burada Alman Radyo Televizyonu'nun sürekli bir bürosu oiacak. O zaman. onlar aracılığıyla Alman basım ile bu tür ilişkileri kurmaya çahşacağız. Türk basmma gelince: Bu alanda da çalışmalar yapmak amacındayız. Yalnız unutmamanızı rica ederim ben daha henüz dört aydır buradayım ve yeterince ilişki kıırmak olanağmı bulamadım. Bu arada en büyük çabamı? da. Almanca okuyanların büyük bir ilgiyle bekledikleri kütüphanenin bir an önce açılmasını sağlamaktı. Nihayet bunu başardık. SIRMEN Saym Nunn konumuzun can alıcı noktasına geldik. Zaten görüşmemizin nedeni de, 10 gün kadar önce hizrnete giren bu kitaphktır. Sayın Nunn, kitaplığımzda kaç kitap var? NUNN Başlangıç olarak 5.000 kitap. Bu daha artacak tabii. Burada hep kitaplıktan sözediyoruz. Oysa aslında bu bir mediotektir, yani burada hem kasetler, hem plaklar lıem de fiLmler var. SIRMEN Sanıyorum bir de bu kitapları ödünç alarak eve götürmek olanağı var ve daha önemlisi de öğrendiğime göre, burada kitaplıkta bulunmayan herhangi bir kitabın da, uluslararası ödünç alma servisi aracılığıy la getirtmek olanağı da bulunacak ki, bu son derecede önemli bir hizmet. NUNN Evet, belki de kitaplığımızm en önemli hizmeti bu oiacak. Siz çok iyi biliyorsunuz, Türk aydmlarmın, öğretim üyelerinin ve araştırmacılann kitap sorunu. döviz sorunu var. getirtmek uzun sürüyor vb. Biz, uluslararası ödünç sistemine bağlıyız. Bu şu demek: Herkes istediği kitabı, Almanya'da bulunması koşuluna bağlı tabii, bizim aracılığımızla getirtebilmektedir. SIRMEN Bu hizmet için ne kadar beklemek gerekiyor. Yani dışarda daha doğrusu Almanya'da bulunan bir kitabı isteyen biri ne kadar bekliyor: Bir de burada bunlardan fotokopi almak olanağı var mı? NUNN Bekleme süresi, kitabın o sırada aranan yerde bulunup bulunmamasına göre değişiyor. Eğer kitap başvurduğumuz kurumlarda hazır ise, 15 günde geliyor Eğer kitap orada bulunmuyorsa, o zaman bu süre 1.5 aya kadar çıkıyor. Fotokopi sorununa gelince: Su anda bu olanağa 8ahip değiliz. girişimlerde bulunduk getirteceğiz. Pek yakmda bu olanak sağl anacak. SIRMEN Peki Sayın Nunn son bir sorıi: Siz Goethe Enstitüsü olarak, Dışişleri Bakanlığı ve F. Alman hükümetinin direktiflerine göre mi çalışıyorsunuz? NUNN Bizim kültür merkezlerimizin faaliyetleri, hiç bir şekilde. Dışişlerine bağlı değildir. Enstitü müdürleri de, KonsoJosa ya da Büyükelçiye bağlı değiller ve diplomatik sıfatları yok. Bizim çok daha büyük özgürlük alanımız var. Bizim Enstitülerimizin çahşmalannda Almanya'daki yetkililer de. açıkça eleştirilebilmiştir. Mesela Türk İşçileri sorununda olduğu gibi. Bizim statümür/ün öz^ürlü&ü gerçekten çok istisnai bir durumdur. Bu durum tarihsel deneylerimizden kaynaklanıyor. Gerçekten. Naziler döneminde devletin tüm kültür faaliyetlerino kanşmasının ne denli kötü sonuçlar verdiğir' yaşayarak gördük. Bu yüzden bizde devlet, kültür faaJiyetlerinde kısıtlayıcı bir tutum içine girmemektedir. SÎRMEN Teşekkür ederim Bay Nunn. Atama karannı bekliyoruz Gazi Yüksek öğretmen Oku!u Beden Eğitimi Böîümü 1981 82 cğretim yılı yaz ve güz dönemi mezunlarıyız. Sayın Bakanın ve kendimizin edindiği bilgilere göre, biiıyoruz ki Beden Eğitimi öğretmenl açığı en. fazla olan daldir. Yaz ve güz döneminde mezun olan 111 beden eğitimi öğretmeni adayının atamalan yapılamamışt'r. Yapılmadığı gibi bugüne kadar da neden yapılmadığı hakkmda hiçblr açıklama yapılmamıştır. Saym Bakandan bu konuda açıklama bekliyoruz. Kerim KAYA ALANYA îstanbul Kağıthane Havuzlar Ma hallesi sakinleriyiz. Sabahlan işimize, akşamları evimize dönmek için iş saatımîzin yarısı kadar zamanımu Sorun geneîde ele ahnmaîı 1.3.1983 Tarihli «Okurlardan» adlı bu sütunda yer alan «Biologlar neden mağdur ediliyor» başlıkh yazıda. magdur edilen yalnız kamu kuruluşlarında çalışan ve teknik elamanlarla aynı tahsil seviyesinde bulunan idari elemanlar arasmda da vardır. Bu bakımdan konu belir li bir kesim yararına değil de, bir bütün üzerinde yorumlanmalıdır. Her çahsan kesimin bireyleri bu ül kenin öz evlatlarıdır. Dovkit Personel Dairesi Başkanhğının bu konularda yaptıklan çahşmalarda. tüm kamu kuruluşlarında çahşan elemanlar arasmda denge esası ele alınarak huzursuzluk yaratıcı ayınmlardan kesinlikle kaçmmalıdır. Her meslek gurubunun ülke ekonomfsinde kendine özgü bir önemi vardır. Kamu Kuruluşlarında îdari eleman olarak çalışan Yüksek Okul mezunlan Basın özgürlüğü ve piyangoculuk Basının so< urJarı için sık sık toplantılar, açık niuruınlar, semine'1ler, paneller dı'/enlenir ve tartışmalar yapılır. Yapıhr da f.'edense hemen hiç biıindf gazetecil'gin piyangoculuk ya da lotaryacıhkla bağdaşmayacağı konusuna c'eginilmez. Oysa, bu konuya değU soruna eğilmek ge"elcir. Belediyeden bir istek Gerçeklerden Yana, Bağımsız, Demokrat İLÂN SOSYAL SİGORTAIAR KURUMU İSTANBUL ŞATINALMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Kurumumuz Eskişehir, Zonguldak, Bursa, Zindankale ve Ankara Dış Tedavi ve Protez Merkezi ihtiyacı dişçi maizemeleri teklif alma usulu ile satmalınacaktır. 2 İhaleye iştirak etmek istiyen firmalann idari şartname esaslan dahilinde hazırlıyacakları teklif mektuplannı ve numuneleri en geç 31.3.1983 Perşembe günü mesai saati sonuna kadar Beyoğlu Kalyoncu Kulluk Cad. Malh Han'daki Müdürlüğümüze vermeleri veya aynı gün ve saatte bulundurmak üzere posta ile göndermeleri gerekir. 3 Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. 4 Bu işe ait idari şartname ve ihtiyaç listesi 1 No'lu Satmalma Komisyonumuzda mesai saatleri dahilinde görülebilir. 5 Kurumumuz arttırma eksiltme ve ihale kanununa tabi olmadığmdan ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbssttir. (Basın: 14592) 1373 HAFTALIK HABER DERGİSİ • Sabancı Marlboro projesini Nokta'ya açıkladı. Öze! sektör sigarası, tiryakileri ve tutün ureticilerini nasıl etkileyecek?» Personei Yasası dtgışiyor. Maa^lar artıyorv izinler uzuyor. •Türkjş'ın, MGK'ya verdiği iş'yasalarına ilişkin goruşleri. • Türkiye'de en çok sevilen dünya liderleri ve ülkeler hangiieri; onayianmayanlar hangileri? PİAR'ın araştırmas! ve Amerika'da bu konuda yapılan kamuoyu araştırmaiarıyia karşıiaştırılması • Dunyada ye Türkıye'de batıl inançlar. Din batıl inançları reddediyor, oysa biürrı bazısının pek de batıl olmadığı görüşünde. 4. Sayısı Çıktıî
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle