15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 , iyasal partilerin kurulmasına olanak sağlayacak, onlann işleyiş biçimini düzenleyecek olan tasan. anlaşıldığına göre, pek yakında yasalaşacak. Siyasal partiler, yeni Anayasa'da da tanımlandığı üzere. toplum ve devlet düzenini. tünı kamu işlerinj etkileme, yönetme, denetleme amacıyla ortaya çıkan demokratik kuruJuşiardır. Bu işlevieriyle de ister ıktidarda, ister muhsîefet.te olsunlar demokratik siyasal ya.şamın vazgeçilmez öğelori elarak Ana yasa'da yer almışlardır. Bu yönden, siyasal partilerle ilgili hukuksa] düzenlemeler bir gereksinim oîarak görülünce. çıkantacak yasalar üzerip.de öbür yasalardan çok daha titizükle durmak gerekir. Gerci pek çok demokratik top!umda siyasal partiler için örei ya,sa çıkarma yoluna gidilmemiştir. Ülkemizde ise. bu. 3 060 sonrasında bir gereksinim olarak ortaya fconmuş, siyasal partîler yasası çıkarılmıs. bugünkü yönetim 1 de aynı düşünceyi paylaşarak Anayasa dan sonra ilk is olarak aynı konuyu gündeme getiraıiştir. Sorun bu ölçüde önemü görüldüğüna göre, siyasal partiler yasasının. önümüzdeki dönemde yakmılan bazı olumsuz gelişmelere neden olacak aksaklık ve çelişkilerrîen armriınlarak çıkarıîmnsı gerekir. Tasarıda üzerinde önemle durulan, tasandan çıkanlması istcnen maddelerden biri de partilerin merkez organlarmın seçiıniyle ilgiü Uî. maddedir. Madde Anayasa Komisyonu'ndan çıktığı biçimde yasaJaşırsa, kuruîacak yeni partilerin işleyişinde umulanm tam tersj gelişmelere yol açacaktır. Şimdilik komisyonda olan maddeyi birlikte okuyalım: «Madde 16Siyasi partinin merkez kar rar organı. parti tüzüğünde gösterilen şekılde kurulur. Merkpz karar orpranı seçimlorinde birc'on fazla liste i!e soçime pirildiğl (akdirdf, üynler scçim kanunundaki usule göre seçilir.» Nedir bu «usül» (Yöntem)?... Bu yöntem bellidir ve cıknnlacak olan veni seçim yasasındaki «nisbi temsil»e yöneliktir. Örnek verelim ve vareayal'.m ki. adı ister «Ku rultay». ister «Büyük Kongre» olsun ya da bir başka adla anılsm, bir siyasnl partinin en üst organı (merkez organı) için yapılan seçime üç liste sunulsun. Bu üç listeden A listesi yüzde 40'lık, B listesi yüzde 35'lik, C listesi de yüzde 25lik oy toplamış olsun. Aynı maddeye göre siyasal partilerin en üst organı 15 üypden olusacagma göre bu oy da OLAYLAR VE GÖRÜŞLER aşamayanlar Meclis'ts temsil hakkı btüamayacakiar, dolayısıyla da bazı siyasal inançlnr parlamenfo dışı kaîacaklardır. Bu sınırîama parlamento dışında kalan siyasal maçlprı payla$an kişilerin kendilerine yakın da'ın güçlü pır'İİGre yönelmeîerine. o partilprde yönclimi ple geçirmek için savaşım vcrmelnrine knpı aralayacaktır. Ovsa siya&al parti'cr. izionceleri, sov çim bildirgeleri. öndprlerinin e yöneticilerinin sözleri. davranışinr!. uygulamalany!a decerlendirilirler. Partüer kamuoyu kar şısında tutarlı olmak zoıundadırlar. Tutfirİ!. özü sözü bir, söylediğini yapnn, yapamnyacaânı söylemcyen parti olmak, ka muoyunda îbchIesine bir pörüntü yaratmak biraz da disiplin konusudur. Fakat yasa ta sfirısındaki " C madde, sıralanan bu olum1 suz gelişmc'erc kapı nralayacağı için parti disipiminj, partilerde aranan t.utarlıği bo zucu nitelik|!eriir. JVIaddenin yasalaşması hizipler. karşö, inançlar koalisyonuna dönüş türeceği parti yönetnnlerini. dolayısıyla sağ lıklı bir yapıya kavuşturulmalan tstenen partileri kısa sürede yoziaşmava itecektir, 2 MABT ıaat Parti mi, Karşıt Inançlar Koalisyonu lönu? EĞER GELECEĞİN SİYASAL PARTİLERİNİ SAĞLIKLI BİR YAPIDA GÖRMEK İSTİYORSAK, ONLAKI KENDİ YÖNETİr.ffLERİi\DE IÎÎZİPLER İÇİNE ATMAYALIM. Soykırımın Kııraım Bir eylem ne zaman clnayettlr; ne lamaa savaştır; ne zaman »oykınmdır? Blrlnel wruy» Mustafa Kemal Atatürk 16 mart 1923't« yanrt vermiş: « Millet hayatı t*hlikey« marnc kalmayiB«ı ca, harp bir cinayettlrj» • Bu yanıt bizl «haklı sava^ haksıc asvaç* ayrımına götürür. Ylne Atatürk haklı sava$m tanımmı kesin biçimde şöyle yapıyor: « Harp zarııri ve hayatl olmalı. HaklM kanaatim şudur: Milletl harbe götürünce vicdanımda azap duymamalıyım, öldürecegiz diyenlere karşı, "ölmeyeceğiz" diye harbe glrebilirlz.» (16 mart 1923). Haklı savas ulusal bağımsızlık İçin yupılan kavgaya verilen addır. Soykırımın ise değlşfk bir nlteliğl var. Soykınmda savaş yokttır; bir halkı, topluluğu, ulusu yok. etmek amacıyla işlenen cînayete soykırım denlr. YeryüKÜ tarihinde şimdlye değln en billnçll soykırım Hitler faşizminln Yahudilere uygularaasında Izleniyor. Planlı programh biçimde gas odalarında yürütülen bu soykırımın vurguladığı gerçek nedir? Soykırım, «teknolojik düzeyl yilksek blr top* lumun devlet örgiitü eliyle» uygulandığı zaman daha ağır insanlık suçıı oluşturmuyor mu? • Almanya; tinlü edebiyatçılar, sanatçılar, felsefecller, bilginler yetlştiren blr ülkedir. Batı, fya da Avrupa) ııygnrhgı dcdigimiz kavramdan Almanya'yı soyutlayabilir miyiz? Hayır; böyle bir işlem olanaksızdır. Hegel'l, Luther'i, Beethowen"i, Gocthc'yi, Wagner'i uygarlığm ^fçmişindcn silebllir miyiz? Cermen soyu gibi Yahudüer de Batı'nm uygarlık tarihine katkıda bulunıntışlardır. Bu konuda yalnız Einstein'ı ya da Freud'ü anımsamak bile yeterlidir. Ne var kt Yirmlnci Yüzyıl tarihine Almanya Hitler faşizmini yazdı; Nazizmin planladığı soykırımın kurbanı da Yahudi soyu oldu. Olaym en çarpıcı yanı bu soykırımın, bilincini. Nazîzmin kurammda bulmuş olmasıdır. Peki, ya daha dün Lübnan'da yaşadığımız Filistinli soykırımının sorumhısu İsrail değil mi? Ortadoğu'nun yaşanı dü/eyi en «ııygar?» ülkesi nln hiikümeti. Şatilla'da Sabra'da yaşayan mazlum Araplprı yok etmek irin planlı ve programh bir davranış içinde bulurımadı mı? Acaba İsrail Başbakanı Menahem Beçin ile hükümetin gözdesi Aris! Şaron'un dıizenlediklsri toplu cinayetin lıilinci yalnız kendi lıastalıklı beyinlerinden mi türenıiştir? Yofesa Nazizm gibi Siyonlzm de «ırkçıhgın ve faşizmin bir tiirii» olduğu için gerektlğinde soykınma yonelme hakkı ideolojHıin özünöe mi var? + Son günlerde dünyanın orasından burasmdan «katliam» haberleri geliyor. Hindistan'ın Assam eyaletinde seçim kavgası nedeniyle Hinduların göçmen Müslümanları asıp kesmeleri insanın tüylerini diken diken eden bir olaydır. Zimbabwe'dekl çatışmalarda Afrika'nın kara insanları birbirlerini doğradılar: Rodezya'mn pls mirasını üstlerinden atamayanlar, bilglEizIiğin ve geriligin çukurunu suçsıız 1nsanlann kanlarıyla doldurmaya çahştılar. Ne yazık ki bu kanlı senaryoiarın da ardmda sözde uygarhk dünyasında yansıyan çelişkilerin parmak izlerini bulmak olasıdır; ama, bllinçsizllğln körgüdüsti, hafifletici nedenler sayılablllr. • Yazımızm baçlangıcmdaki sorulara dönelim. Bir eylemin ne zaman cinayet, ne zaman savaş, ne zaman soykınm olduğu yaşamda ortaya çıkıyor. Soykınm. çnâımızdaki geric! kuramlannda gücönü ve gerekçesinl bulan ve biünçle işlenen bir suçtıır. Prof. Dr. Sıma KİLİ fParis Sorbonna 7 Üniversitc.i Konuk öğretim Üyesi)' âıhtnı karşısmda A listeslnden «n çok oy alan 6 kişi, B listesinden 5 kişi, C listesinden de 4 kişi seçilecek, karar organına girecektir. Bu oy dağıhmı içinde parti genel başkanı, yasa tasarısmın 15 maddesindo beürlendiği üzere. büyük kongrece seçileceğine göre, doğa! olarak A listesini ohıştaranlni'm oyîanyla. görpve getirüccektir. Kuşkusuz öbür listeleri çıkaraniarın oylann dan da destek gormesi olasıdır. Fakat partiler siyasası gerçeğinde genel başkan, yüzde 40'lık oyu olan A listesinin adayıdır demek içlü bir varsayımdır. tlk bakışta bu yöntem çok tutarîı g6rülebilîr ve der.ebilir ki «bundan daha demok ratik bir uyguiama ne olabi'ir?.. Her liste topladıgı ov oranında temsil hakkı bulacak; bunun sakmcalı yanı nedir?...* Söyleyelirti: Bu madda çağdaş, deınok ratik siyasal bir partinin karar organmı bir yana iterek ya da bilmezlikten gelerek bir hizipier koalisyonu öngörmektedir. Doğrudur, siyasal inanışların, düşüncelerin partiler kanalıyla parlamentolara yan sımasmda demokratik yöntem, alman oy oranında temsil hakkı sağlamaktır. Bunun dogsl sonucu olarak da eğer bir siyasal parti tek başına hükümet kuracak sandalyeye sahîp değilse, hükümetler koalisyon yöntemiyle oluşurlar. Burada bilinmesi ve unutulmaması gereken partilerin parlamento. parti karar organîannın da hükümet olmadığıdır. Parti kongrelerinde çarpı şan ekiplerin, onlann çıkardıkları listelerin siyasal sözlüktekl adı «hiziptir. Bir kongrede kaç liste çıkarsa o kadar hizip var demektir. Bu hiziplere aldıklan oy oranında karar organına seçilmo hakkı tanımak. partilerde «cligarşi»yi önleyelim derken, bu organlan, «anarşi» demiyelim ama çatışma içine itmektir. Partiler parlamento değildir» dedik, fakat ille de bir benzeşiklik söz konusu edilmek istense bile. bu benzcşiklikten önerilen madde yaranna kanıt çıkannıak yine de olanaksızdır. Şöy!e ki, partileıjfe par lamDntolar birbirine benzer olsun. <> halde parlamentoya bcn?er olan, partirtn büyük kongresidir. Bu benzerük içinde rparlar meniodan hükümeMne güven oyu al.sn ^' başbqkana. 'hayır bu Mecliste başka» parti gruplan var onlardan da sandalye. sayılan oranınriı hüivümete bakan alacaî<sın» : demiyor, di;.' "'z da niçin bir parti genel başkanı .>cpdi listesi knzansa» bile, öbür listelerdeki kişileri de aldıkian oy ora nında partisinin üst. karar organ^na talma yasa! zorunlıığuyla karşı karşıya bıra!^™^!? istiyomz?.,. Bunun savunulacak yönü,;yoktıır BİR EAŞKA SORUN Partiler aynı siyasal. ekonomik. toplumsal innnç ve düşünceleri paylaşap insanlann biraraya gelip örgütleştiği drrnokrn.tik kurııluşlardır. îlor siyasal inrtncm, partiler kanalıyla parlamentolara yanfimasına olanak tanımayan ya da nisbi tşinsile karşın. temsil hakkmı seçim yasatonnda öngörülen oy yüzdesi barailanyla «Hnırlayan toplumlarda siyasal partiler bir çekinceyle karşı kaışıyadırlar. Böylesine» ortamlarda inançlan parlamentoda t'esnsil hakkmdan yoksun kişiler, gruplar k^üdilerine yakm gördükleri siyasal partilere Jjayarlar, onlann örgütlerinde etkinlik; kazanaıtı.k. inançlanm yaymak. yandaş toplamak. söz sahibi olmak ister'er. Paıjftiler :ıe ölçüde disiplin kurmak isterlerse 'ist.esinier, bu çekinceden bütünüyle kur^ulamazlar. Bunun örnekleri. geç.mış dön<ymde ülkerniz panilerinde de görülmüştür. tönü müzdeki partiler düzeninde de görüleccjktir. Söyleniyor ve biliniyor ki, siyasal partiler yasasından sonra çıkanlacak spçim yasası nisbi temsil yöntemini sürriürecek. fakat partilerin nisbi temsilden yararîianabilmeleri için. belirlenecek bir oy oraıjının üzerinde ov toplamalarını ön koşul oltarak görecektır. Yasada yer alacak oy barBjını Hizipier Koaüsyonu Yasa Koyucular da... Yasa kovucular da tutarlı olmak zo nındadır. Cfcçmişin koalisyon hükümetlarinden yakınır, seçim yasasını koalisyonla' ra olanak tanımayacak oy barajlarıyla pekiştirirken parti yönetimlerini koallsyon'ara itmek tutarsızlıkt.ır. Gorçi Danışma Mec lisi Anayasa. Komisyonu 16. maddeyi oy birliğiyîe benimsemiş desildir; maddeye kar şı çıkanlar da vardır. Fakat maddo üzerine oy çokluğu sRğlandıtcına göre Meclis' te. sonra da MilH Güvenlik Konseyi'nde bu sorun üzerinde önemlo dunılacaftmı umuyor ve diiiyoruz. 16. madde Danışma Meclisi'nde ya korunacak. ya da tasarıdan çıkarılacaktır. Fakat son söz Milli Güvenlik Konscyi'nin olacaktır. Konsey isterse. korunan maddeyi sakmcalı göriip yok sayacnk; istcrse Penısma Meclisi'nca benirnsenmoyen maddeyi ye niden yasaya alabilecektir. Tüm bu olasılıklan dikknte alarak düşüncemizi bir kez daha açıklıkla belirtmek istiyor ve diyoruz ki; eğer geleceğin siyasal partilerini saglıklı bir yapıda görmek istiyorsak, onlan bir de böyiesine hizipier, karşıt inançlar koalisyonlanyla dalıa işin başlangıcında parçalamayalıtn. Yoksa, bu maddeden doğacak zaraıiı gelişmelerin sorumlusu partiler değil. yasayı çıkaranlar olacakMr. 16. Madde OKTAY AKBAL Baston ve Şapka soruları sorımları Kısa söyleşi: ögreîîcîîiin MuammerTUNCER Nerde bulunur bu bastonlar? Belki pazaryer!»rinde. Oysa bir vakitier baston sa.tan öze! dükkânlar vardı. Şimdi böyle yerler yok. Kimse baston kullanmıyor da ondan. Gereksiz bir nesne oldu. Eski reslmlerde kaldı, eski filmlerde. yaşlılann belleğinde... Kırkelli yıl öncenin kolekslyonlarma bir göz atarsanız o günlerin olgun kişilerinin hep bastonla dolaştıklannı görursünüz, fncesi, kahnı, ucu kıvrık olam. düzü, her beğeniye göre... Benim de iki bastonum var. Biri babamdan, birl büyükbabamdan kaldı. Uçlan fildişi. Birinin orta yerinde altm bir halka var. Sarnrım tahta3i da değerlidir. Dolapta yıllardır öyle dururlar. Kar yağacak. yollar buz tutacak, ancak o zaman ortaya çıkacaklar. Dilleri olsa da konuşsalar neler anlatırlar. Yüz yı] önceden. elü yıl önceden binlerce an;... Gezip tozduklan yer'.er. bastıklan topraklar... Arabistan'dan Ma.kedonya'ya, İstanbul'dan Viyana'ya... Şehzadebaşı gecoyanlannı anımsıyorum. Konuklan babamla birlikte evlerlne kadar götürüşümüz. Bu fildişi saplı. fildişi uçlu baston o lö30'lu yülann tanığidır. Hava yagmurlu da, karh da olsa yaz da, ilkyaz da, kış da olsa babam hep bu bastonu tasırdı. Kötülüklere karsı bir çeşit koruma süahı raıydı'' Tıkır tıkır aiderdik. fnsanlar değişir. yıpranır, tükenir. ölür de nesnelere bir şeycik olmaz. însanoğlundan nssnelerin öç alması mı? Kişinin ya^ rattığı. o kişiden sonraya kalıyor. Şu bastonlar da benden sonraya. hatta daha ileriye kalacak Bir gün baston moda.sı çıkarsa geleceğin bir delikanlısı bu bir türlü yaşlanmayan tahta parçasını elin© alıp sokaklarda dolaşacak... Otobüse bir.diğimde baston elimdeydi. Baktım nenden başka kimseds yok. Bir îki kişide şemsiye... O kadar. Oysa karda. buzda no kadar yararh bir nesne bu. Ayıp mı sayılıyor, moda dışı mı? yaşlılar büe kullanmıyorlar artık. Geçti gitti baston modası. tıpkı fötr .şapka s?ibi... Kasket, bere var. ama fötr şapka artık pok yok. Silindi ortahktan. Fötr tutkunlannm sonunculanndanım, ben bile bıraktım fötrij. bir kasket uydurdum, soğuktan, yağmurdan korunmak için... Sonra mağaza ^itrinlerinde kendimi gördüm, tanıyamadım. Kasket başka, fötr daha başka... Biz böyle alışmışız. Kişi ahşkanhklanndan kopamıyor. 1046'da mıydı, o zamanm Başbakanı Recep Peker 'başı kasketlüer' gibi bir söz söylemişfi de kıyamet kopmuştu. Hani 'kravatiılar kravatsızlar" gibi kasketlüer ile fötrlüler da hep ayn tutulmuşlardır toplumda... Kendilerini ayn tutrrıuşlar. ayn görmüşlerdir. Bastonlular da öyledir. Şimdi ne baston kaldı, ne fötr şapka. Belki de böylesi daha iyi. Esitlik denen şey böyle kuruîacak, böyla böyle... Ama ben fötr şapkalarımı unutamıyorum. Daha lise sıralanndayken okul çantamda taşıdığım o bobstil şapka en başta... Kapıcı görmeden çant«.ya tıkardım, eze büze, sonra akşarn saatlerinde Şelizadebaşı'ndan Fotih'e şapkayı başıma ge.çirir yürürdüm. İlk delikanlıhk he^'esleri... Sanki başıtnda fötr var diye herkcs benj daha çok sayacak, sevecek. kızlar ilgi göstererek!.. Daha sonraki yıllarria nep fötr <;apkayla gezdim. Borsalino en iyi markaydı. Viyana şapkalan da başka güze!likteydi. 104576 bir yeşil Borsalino'm vaıdı, Saray sinema.sir.da bırakıp çıktını. Geri döndüysem de ara da bul... Şimdi ben de kasket giyiyorum. Herkes gibi olmak daha iyi bu günlerde... Amaç kafayı korumak değil mi? Cakası yok, ama istediğin zaman Kivırıp çantana koyarsın. tstedipinde çıkarır kafana geçirirsin. Geçen gün trenda baktım, bir tek fötrlü yok. Ankara'da da özellikla lzlemiştim, İki üç fötrlü görmüştünı, o da yaşı yetmişi geçmişlerden... Ama baston iyice sîlinip gitmiş. Şu karlı, buzlu günlerde de ortaya çıkmazsa, bir daha. ne zaman çıkarl Ama ben akiım bastonumu. karlan savura savura yürüdüm çarşıya doğru. Herkes bakıyordu, zamanın gerilerinden çıkıp gelmiş birini seyredercesine... Belki de geçmişteki anılara daldı yaşı ileri olanlar... Gençlerse 'bu da nedir?' diye düçünmüşlerdir. Amaç karda buzda düşüp bir yerimizi kırmamak, öyleyse ne var şaşacak? Baston ve fötr şapka beni geçmiş yıllara götürdu. ilk gençlik, çocııkluk günlericıe... Yetmez mi? Mehmed Kemal'in bir anısı ögrenciliğinizde Rlze yanlı? davranan öğrermen oldu mu? Anlatayım. Fizik dersi ile başım hlç hoş değildi. Bu yüzden de fizik öğretmeniy la aram yoktu. Fiziğe bir türlü aklım ermiyordu. Her derse kaldınldığ'.mda kırık not alıyordunı. B:r gün fizik Sğretmenl «Babana söyle benimle göıüşsün,» de di. Babama söyledim. geldi. Öğretmenle babam konuşurken ben yanlarmda us'u uslu duruyordum. Ummadığım bir şey oldu. öğretmen birdenbire babama. »Bu adam olmaz, okuldan alın, sa nata verin,» dedi. «1110 do herkes okuyacak tlp.iîil ya.» Eaşıma kaynar sular döküldü. Babam ne düşündü, bilmiyonjm. Akşam eve geldim. Çck korkuyordum. Babam bana birkaç gün hiçbir şey söylemedi. Bir akşam yemekten sonra yanına çağırciı, kimseye duyurmadan. «Öşretmeninin sözlerine ne diyorsun?» diye sordu. Ben okumak istiyomnı» dedim ve ağîamaya ba.şladım. Sırtımı sıvazladı, «okumana devam et bakalım,» dedi. Aradan yıllar geçü. Ben bir yandan okuyor. bir yanrian gazetecilik yapıyordum. Bana «Bu çocuk okıımaz» ciiyen fizik ögrctmeni mil letvflküi olrnuş. Meclise girmişti. Gazetemizin Meclis muhabiriydim. Bir gün öğret menin siyasal bir sorundan öturü başı dprrie girdi. •Bea sizin öğrencinizim» deuim, «Kiç üzülmeyin bu işin üstnsindcn gcliriz.» Çok sevindi. S.rtımı sıvazladı: •Senin gibi öşrrencilerimle kıvançlanıyorıüTî» dedi. Iliç bir zaman onun babüma. «Bu çotuk okunıaz. dediğini yüvurmadım. Sivaslı Lisesi'ııin ceza yöntemi Lisemlzin yönetiml bîze raya vuıpıluyor. Kılık kıya «falaka döneminden kalma fetlerlmie ve diğer konular yöntcmler uyguluyor. En bahano »edilerek bize ikide ııfak kusurlarımız bile da bir masraJ? çıkarılıyor. Dert yakla cezalandırılıyor. Cs İprimizi Itimseye anlatamatelik bu cezalandırcnada ga dık. Sorpnlanmızı ele al rip bir yönteme başvurulu manızı dîftiyoruz. Okuîumuz yon Örneğln, sınıfta bir öğ yönetimisSn bu tutumu çagrenci kusur işledl de orta daş disip jfrı anlayışıyla bağ daşıyor jnu? ya çıkmadı mı, lüm sınıf sıra dayagına çekiliyor. Slvash.JJsesi Öğrencilerl Saçlanmız sürekli üç numa Çağdaş eğitbilimde dlsip lin öğrencide özdenetim (o'o kontrol) mekanızmasını ça lıştırmaya yönelik eğitsel önlemler toplamı olarak ö zetlenebilir. Okul disiplinini, çocugun çevresiyle ilişkilerinde ölçülü, saygıh. iç dünyası ile tutum ve davranışlarında uyumlu olması nı sağlamayı amaçlayan bir alışkanlık eğitimi haline ge tirmek zorunludur. En ilkel •davraınş biçimi olan dayak elbette eğiîim aracı olamaz. Pek çck okulumuzda daya J;m sürüp gitmesi, kanımız •a kimi öğretmenlerin «ğit c sel yanılgılanndan oldnğu kadar, velilerin de çocuklannı bugün bile «eti senin, ke miği benim» anlayışıyla akula tesiim etmelerinden kaynaklanıyor. öğretmen Dünyası Dergisi'nin şubat 1983 sayısmda Beşir Göğııs ve Abdullah Birkan, dayağın çocuğu okuldan tiksindirdiği ni kcndi okul anılanndan so mut örnekler vererek anlatryorlar. Sivaslı Lisesi yöne ticilerinin yanhş tutumları m titizlikle gözden geçire oeîderini umahm. BÎK UYGULAMA ÜSTÜNE SORÜ Edirne Devlet Mühendisîik ve [Hlmarlık Akademisi' nin dördüncü sınıfında, bir ild dersten be.KlE'.meli öğrencileriz. Akademimiz 19S21983 öğretim yılında fakülte^î dönüştürüldU. Bu arada öğretim progranıma 10 yeni ders ekienili. Eski öğrenciler (Jİmamıza karşın, biz de bu 10 âersten sorun flu tutuluyonE. Bu dunım karşısmda bir yıl daha okumamız ycrekiyor. SanM lakü'.temiz 4 yıHık dcgil de 5 yıllıkmış gibi... Aslında bu derslerin konnıasuıda yarar var. Ama bizltr devam zorjmlulugumuzaı bitir:r.iş ve derslerden vir.e almış öğrencileriz. ^ ı üa. var ki, yeni dsrslor öşretim prograın'.na konukırken bir A'andan da biziın .•şlmdiye deg:n gördüğümiiz, smavlarım verdi;|jmiz birçok ders ögvetımden kalrtınlıyor. Bitirme projesiyle birBfrrie yaptıgımız vs ftaşarıiı oldt/gumuz 9 orojs 3'e indirilyor. Böyl|sce, ek dersier öğretime almırken fazladan gördüğilmib! dersier» ve proie'er görönıine aiır.mıyor. Bu konuda dekanırr.!Ta naşvu{r<îuk. «Elindcn bir şey pelmediğ!ni> söyledi. Ne yapabiliriz?.. IJrakra Üuiversitesi niühemlBslik ve Mimarlık Fajrültes) Oğrcncileri YAMT Üniversiteierde ortaya çıkın kinü soronların ün;vrrsitelenn ker.ai bünyelcri içinde çözüme ul.ıstırüması konusund3 YÖK'ün ^;k9 karan aidığmı öğıendik. İBu sorun Trakva Uni\'ersitesi bünyesinde ço?,üm'enebilir mi, bHnüyonız. Ama pek çok öğrencinin cuplomaiarını etîdleyecek geçer rtJtlan bir kalem tle yok sayıp öjrer.im süresmi bir yıl daha U7Kltacak olan bu r.vgıüama, kanırnızca yenıden gözden geçirilmesi zorunlu bir işlcmdir. Sevilen öğretmen Orta dereceli okullarda 500 ögrenciye yöneltilen «Sevdginiz ögTetmen nasıl olsun?» anket sorusuna büyük çofinnluk sşağıdaki yanıtlan vertii: 1) Hangi nedenle olursa ol'run dayak atmasın. 2) İyi ders anlatsın. 3) Çalışmalan mıza yardımcı olsun. 4) Arkariaşlanmız arasında yar tutmasın, kayırma yapmasın, 5) Sınıfta kızıp bağırma s:n,üinirlenmesin 6' Güleryüz, göstersin. 7) Güzel giyinsin. 8) Cana yakın. sem patik olsun. S) Çok ödev ver mesin. 10) Düşük not verme sin.ll) Her kusıırumuzu gör mesin. 12) Kusurlanmızı herkesin içinde yü.;i'müz8 vunnasın. KlS3. ..KlSd H Rpykoz Ikesinden bfr snıp öğretmen, «devrim» sözcüŞilr.ü kullanan öğretmenlere ilkögrefim müfettiş; İHüsamcttin Öztürk'ün baskı yr.ptıgını belirterek bu sözcüğün yBsaklanıp yasaklanmadığım soruyor. Bildiğimiz kadanyla, «devjtfm» sözcügilnü yasaklayan herl'Miji b:r yasa, yönetmelik, gcm=!gıa ya da buyruk çıkmndı. 18 î^mit'ten hlr emekü öğrpimenc: 1) İl'< üç c'fereceder, emekli olan devlet. ınerr.urlarıra Dışişleri Bakanlıgı'ma verilen Ö7.el r'2ine<:h yeşıl pasaporta y?.b?ncı konsolo?hıklanr* vir.e işleminde ayrırabk tanmımyor. 2) Ynrt rtışında >kpn hastelanırsanız, bııiunub'âunuz ülkedeki t.emsilcilikl'rimiü lelçiliklfp:, konsoloslııklarl •avacıhğıyla tedavinizi yaptıvabilirsimz. K Mehmct Şahin'e, Kars. Ticsretle ııgraşan eşinizin d'irıınv.'nu hp'.pplerspniz (B*> özür grııbundan yer de^tîtirnıe istemin("e bulun.ibilirsıniz. Yerei ticaret od?sından işy<?ıS belgesi, vergi dairesinclen eşinizin ve.rgi miıkellefi oldi'.ğııııa ilişbin helge, BaÇSKtır'n siirfiri içinde prim ödPdiSia) bildirir bcl%c vc nüfus kayıt örn°'ri almpnız perrkiyor 01 A>(!m l'aksoy'a: Hans:i npdenle olursa olsatt» okul tatüe girerken bayrak törenl yapılması gerekir. Oktay AKBAL Edip CANSEVER Necati CUMALI Fethi NACİ Tomris L'YAR Ataol BEHRAMOĞLU Leylâ ERBİL îsmet Zeki EYUBOGLU Memet FUAT Bekir YILDIZ 4 Mart Cuma Melih Ccvdct ANDAY Frhan RFİNER MuzaVfer BUYRUKÇU Nursel DL'RUEL ÎÜRUZAN (Imza Saatleri: 15.0019.00) KlTAPHAlTASInda; t.20 indirimli kitap satıjı, Kil.ip Kapagı Orijinalleri Scrgisi, Bülten, ICütalng, Afış vc Indınm Kanlan. VADA Yıym • Dıjılım A Ş CMmı V » l i Ry S«l No (ı Divanyolu. Isur.bu! Tc! M7472 (GELÎR VERGİSİNDE YENİ DEĞİŞİKLİKLERE GÖRE BEYANNAME TANZİIVIİ) Konusu 10 mart 1983 perşembe gürıü saat 14.00'de GALATASARAY Istiklâ! Caddosi ODAKULE IŞ MERKEZİ Konferans Salonunda Tjye ve Muhasebe ile îlgili meslekdaşiarımıza girişte davetiye alınaral* sunulup tartışılacaktır. KONUŞMACI: MEHMET KÜÇÜKÎNCE Maliye Bakanlığı eski Gelirler Koutrolörü Dernek Üyesl BİLGİ İÇİN: Türkiye Muhasebe Uzmanlan Derneği TELEFON : 48 42 27 47 48 18 TÜRKfYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞI MESLEK TOFLAMTISI I L İSTANBL'L 7. ASLİYE HMİUK HAKİM BCRO MAKİNAIJtJU TAMÎR MERKEZt Dosya No: 982/548 Davacı Canan Serez Vekili Av. Şenay Aras tarafından açılan gaipüfc davasmın yapılan duruşması sırasmda: Denlzli, Çal iloesl. Seken köyil, C. 053/04. S. 59. K. 191/177'de nllfusa kayıtlı SadıU Serezin gaip olduğu iddi;ı edilrliginden. hayatta olup olmadığı hakkmda malnmatı ulatı kimselerin M.K. nun 32 nısıidpsi Keregince biriııci ilnn tarihinden itibaren bir <pne içinde tstanbul Yedinci Asltye Hukuk Mahkemesînin 982/518 Fsas sayılı dava dosyasına müracaat etmeleri ilân olunur. 24.2.1983. (Basın: 2377) BÜRO MAjKİNALARI TAMİÎİ MERKEZİ • Her marka yazı. hesap. teksirwkasa ve elektronik hesap m8(kinalan tamir ve bakımı. • Abone ka"brul edilSr. NOT: Kullanılıruş yazı alınır. hesap makinası satın Yüksekkatünm Cad. Oliva Han, No: 30, Kat, 3 No: 15 K/URAKÖY r İSTANBUL Tel.: 43 72' 59
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle