Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 ğretmen yetiştirme sorunu, güncel bir konu olarak, gittikçe ağırlık kazamyor. Bakanlıgımızın bu görevl iizerinden atnıaga yönelmesini keııdi tarihsel ve yapısal sorumluluğu ve bugünkü yönetim düşürıcesi ile bağdaşık bulamıyoruz. Öğrelmen okulunun îörenle ilk açıldığı gün olan 16 Mart 1848'i (iki gün önce yıldönümüydü) anarken meslektaşlarıma bu başlangıç olaymm ve bugünkü oğretmen yetiştirme sorunumuzun geçmişgelecek psrspektifi içindeki yerini anımsatmak istiyorum. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER • En büyük eksik: Ulusal eğitim yönetimimizin en büyük eksiğl her an başvurabileceğimi;?; çapta, tam ayrmtıh bir ulusal eğitim tarihini yazdıramam'.ş olmai:ı. Ulusal eftitim tarihinin yazılmış olması demek, eğitim kurumlarımızın ve bu kurumlardn gorev üstlonen kişilerin, tarihin yüce divanı önüne çıkarıîmalan, orada yargılanmalan ve göreceli de olsa son yarsıının halk vicdanma yansit'îması ricmektir. Böyle bir yapıtın ileri gidisimi?i luzlandiracaşrı kamFindayız. • Ulusal hiriîk: Yukarıda bizi yerimizde saydıran yni'lışlıktan söz edorken buRtin ic?n soylpm.ık istediğimi?; şudur: Öfirelmen yot.Utiren kurumlarımız ünivorsitc düzpyindoki jTvlerinin nrayıpı 1r.inde iken nMkanlıcımız bunları yonl yeni kurıılmakta olnıı üniversitolerin gpne kurulma çabası ic.inde olan ve birbirleriyle örgtitsel bağlantılnn bulunmayan, her birinin nasıl bir e'Utiın tasnrımmın içine Kirocpfti hilinmoyen faktiltclere bırakmıs ve kendi kuruluşu icindeki oğretmen okuüarı genel miidürlüffiinü kaldırarak biîyült bir yüktotı (!) kurtnlmustur. Beili ki BLiknnîık asıl Körevinin ö';retmenlerin yptismelp.r:. meslok irindekl çalısma'arı ve bu calışm'iların ReliEtirilmfisl aşamalarma kanat germek. bu yolla ulu.«:ıl eâitim esnrisini KeroekleKtirmek, üevlptmek oldu<iunu unutmuş. Eğitimin ulusal eğitim esnrisir.den yoksım bırakılması. sözselimi bir ordvmun ulusal savunma. espvisinden yoksun hırakılması kadar fphlikPİidir. Öt;retmon yetiştiren kurumlar arasmdaki birliüi sagliimak. onları devletin ilk elden gözetimi altında tııtmak ve öüretmenliği üniversitelerin yan iirünîerl durumuna sokmamak \r\n gerpkli önlemlcr kesinl'k'e alınmnİKİır. Cözüın, yurdun dört bir yanında fakültelerı olan. Bakanlığın doğrudan isbirüeine nfik bir Oğretmen Üniversitesi kurmak olabilir. Sayırı Bakrmlvî'mîzm sorunu yenlrlcn elo alncnğını ummak istiyoruz. Bu, tnriiıpp! bir karnr ohıi'aktır. (1) Klzrlrki, ri'ştivc nktıllırım öğrrtmpn yetiv thmck içJn açıln^iır. Onclan virmi \ıl srıını rta «ıi'ya'.ı n1 r'l^n (iü\pkul) için iii;rptmtMi okulu arıiıdğına ^akıîırsa hirinci» sinin orta iii:rc(rtiik>i o'^oi'i sayı'mıı«ı 5erc> l.ir. Genell'hlp höylc :'ü •i'<:ıülîii!>k'.f(lir. ()ysıı. tkîTci Mrho'ut lıu ckulu ı> zamaııın fiüşüııiişiinf cörı> mo'Jcm bir çorukhık çağı nhn!<i. Vk «kırt. olarak düşiinmüştür. CBk. İiki;»vpliın, (•ıımhuriyct niinpminrtc Eği 19 MART 1983 O Oğretmen Yetiştiren Kurumlar Oğretmen yetiştiren kurumlar arasındaki birliği sağlaniak, onları devletin ilk elden gözetimi altında tııtmak ve öğretmenliği, üniversitelcrin yan ürünleri durumuna sokmamak için gerekli önlcm hcmen aknmahdır. H. Hüsnü CIRITL1 Emekli Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve Kültür Müsteşarı timcl aydınmı çevresinde topladı. Darülfünun kaışısıcda değilse de yanmda ynni iieri düşünüşün morkozl oldu, ikinci bir üniversite niteliği kazandı. Ve darülfünundan daha gözde bir konuma girdi. Istanbul ilköğretmen okulu. en etkin bölüm olarak, ülke oğretmen okullarımn öncülüğünü yaptı: onlara oğretmen verme coşkusu içine bile girdi. rüp gelen. Enstitünün havrsına slnrn ve oradan yurdun dört bir yanına vayılan. halkçıl bir ögretmen'.ik ooşkusunun icinde kp.zanmıştır. Cumhuriyet döneıni eğitimi bir önceki döneradon farklı bu halkcıl sıcaklığı AtatHrk'ten ve onun kururu Bakanı Mustafa N'ccati'don almı.ştı. • Yeni bir dtinem: öiıretmen okulları toplumdaki ve öğretiın kurumlarındaki değişikliklere karşı cok duyaıiı olma durumundndır. Bu tcmel kurala karşın. son ^amanların oğretmen okullnn. eğitim enstitiileri ve yllksek oğretmen okvllan günümü^üü toplum hareketüliğinin bir hayli gerisinde kalınışlardır. Bunlar artık ister istemcz. daha çok gecikıneden. yerlerini üniversite düzeyinde arayacaklardır. Bu yoni bir dönemdir. Bizdfki bu gecikmeli son durum Amerika Birîeşik Devletlerindeki 189n"ların getird'.ği gecikmosiz durumun aynıdır. Bir de yazımızın başmdaki. öğretmen okullarımn ilk kııruldııklan tarihlere ilic.kiıı karfjilastırmaya bakın. Bu smırlı göz leme dayalt bir yargıya varmak gerekirse denilebilir ki Batı toplumu ile toplumuımız arasındaki acıklık azalncağı yerde büyümüş. 9 Büyük neden: tlk akla Eclebiler.rk neden bizde kurıımların birbirleriyle. özellikle öşret'rn kurumlannın gene birbirleriyle ve büyük toplumlrı. ayrıcn biiyük toplurrun kapı bir komr:u Batı toplumîariyle özeür ilişkil^r içinrln bulıınnmroasıdır. Ovsa, Atatürk devrimleririn basta gelen n:rıaciarından hiri bu ÖZRÜIlüklevi sağlamaktı. Anlaşılan, tılıalı Osmanlı topluraunun ilerl düşünceli aydınları dar boğa/'lara hemen geçerli tanı (teşlıisi getirobilmişler. ama toplum onu kabul etmemiş: Cumhuriyetin acık toplumu geçprli tamları kabule ha/.ır. ama hu kcz <ip avdınlar znmanında tanı Krt Birikimci Yaiırımcı Bağmiısı... Ankara'da «Kiîşpba.ş! BaııIpıUrî» battığı zaman «Uanker Kastelü» diye r.mlan Sr.'in Cevher özden'in gazete'ere yansıydn demecl yöylejdi: Gerçek bankerlik çiııuli buçlıyor. ÇoŞu kisi sanıyordu ki hr!k yiik^ck faizo tam:ih eimiş: jyarHf^nı çtırç'ir baiikerlere kaptırmış: bu da bir dcrs olmıışta. «Kapilnlı/nı böyîe öğreniürdi.» Artık birikimci yurttaş ıtasarruf sahibi) akıüı davranacak ve «kendisinn gıivcnli bir yol seçecekti.» Ncreden geçiyordıı bu yol? Kastelli'dcn mi? Oysa o yol çoktan kapanmıştı: snrbpst faiz piyasasında kıran kırana bir ^avaş süriiyordu. Sayın Özdeıı"i yurl, dışma karıran nedenlerın kökeniyle Ankara Banketlevi'ni yıknn iicdenlerın kökeni blrdi: nına «kimkinıe flumtli'.n'a».vflı. Kastelli yıkıiınca demeçier verüdr Baş torpitdoi' lîitti: şir.ıdi isier diizelir. NP var ki Bauker Kastelli'yr mrvduat MTtil'îkası satnrak durumUırını düzeltHcekierini sanan Hisarbank ve İstanbul P.iinkisı ı'bcşkahırı da var) dar bogazı çoktan girmişlerdi. çünkü piyasayı ssran güvensizük ortamında birikimciler paralarını küçiik barîkalr.rdiin çekip büyük bankalara akıtıyorlardı. Küçük bankRİnrdıın büyüklıre doçru «IHRVdnat yüklemesi» ile sorun siuüyordu: Hi.sarbank ile İstanbul Bankası'na deviptçe ei konmasından sonra da sürecekti. • Bir özdeyiş var: İnsan bcıjer, pîbeı ş.ışnr! Gazetclerde holding profesöıierinin yeniden ahkâm kesmesine baktıkca şnşkınlıgın duruöıına tırmanmamak elde deeril. <;Kotii îıankaciiıktan. pip.sman ustalîjrından. rtrvlpüıı pl koytltısu baııkalardaki nıevdı:atm ti'iıır or.ı:ı a yiızde "'yi aşmadiiirıudan, iyi yöneticîlprlp lvrşp.viu düzcleceŞrinden» söz açarak krnrti kendini :ı!datma yarışına girişen kişiler, insana parmak ısırtıyorlar. Acaba gerçegi görmemek için Amcrika'da, Avrupa'da ekonomi ve maliye dallarında uzmanlık öğretimi görmek mi şcrekiyor? Diigün bir bankaya «mcvduat akış»nın (yanl para yatırımuıın) yavaşlr.nıası veya durması ne üonli tehlikeliyse. mevduat yüklemesi de o denli tehlikeiidir. Çünkü baıika küçük birikimcinin parasını yfizde 40'la .ılıyor: yüzde 100'le işietip masraflarım çıkarması ve kâr etmesi gerekiyor. İster büyük chıın. ister k'icük. tilm bankular bıı r.çmazm kıskac!nr':(dır. Hastahk nerededir? Ülkemlzde «Temmıız lîankacı'ığı» «birikimci» ilo «yatıruncı» arasındaki bagları koparmıştır. Kırk yıllık bankacılar, holding proresörleri, kredi uzmanları bunu görmüyorlar mı? Aile holdingleri özel bankalaruıa yüklenen mevduatı kendi aile şirketlerine akıtarak ayakta durmaya çabalamaktadırlar; ama bu çarpıklık fiyaskoya doğru gitmektedir. * Holding profesörleri, kırk yıllık bankacılar, eski kulağı kesikler, belki gerçekleri görüyorlar. Ama halka söylemiyorlar. Şlmdi bu işin ikilemli çıkışı vardır: Birikimclnin büyük bankaîara yüklenen paralarını yatınmcıya akıtmak için faiz oranlarmı devlet eliyle indirmek: ya da durmadan para t>asıp ayakta tutmak İçin bankalara şırmga etmek... • Bir ülkenin bankacılıgı hastalıklı, ekunomlsi sağhklı olabilir mi? Elindeki mevduatın çapı birkaç yılda üçdört katma çıkan bankacılık, bu birikimi yatırım kredilerine aktaramazsa, o toplumda büyüme nasıl gerçekleşir; ulusal gelir yüzde 4 oıanmda nasıl artabilir? Soruya yanıt vermiyeyim; çünkü bu tür soruların yanıtı kendi içindedir. Atılımiar 19. Yüzytlın ilk yansı başlangıç: Bizde ögretmen okulunun ilk açılması olayı Batı toplumu ile kültürel ilişkimizin tarihsel gidişi bakımından iyi bir göstergesi sayılabilir. Batı uygarhğı yanşmasında eski Yunan'dan bayrağı ilk kapan ülke olarak Fransa ilkokul öftretmeni yetiştirecek okulu Paris'te «rcole normale» adıyla 1795' te açtı. flk oğretmen okulunun acılışı Almanya'da 1825. Amerika Birleşik Devlellerinde 18S8. İngiltere'de 184G ve Türkiye'de 1848'de. llginçtir: Bu öncü okullarm hepni ilkokula oğretmen yetiştiren okullardır; ve tarihler bunlara devletlerin ilk elden sahip çıktıkları tarihlerdir (1). Oğretmen okullarınm ortaya çıkısları ile birliktc J. J. Rousseau, J. H. Pestalozzi gibi ünltl e£itim filozoflarının ilkiröretim üzerindeki etkileri sonucu insan düşünüsiine doğa sevgisi. insancıl iMşkilcr ve uhır.çulhalkçıl özlemler girmlştir. 1840'den sonra 1 eyüil 1869 Maarifi Umumiye Nizamnamesi'nin çıkışı ikincl büyük atılım olmuştur. Nizamname büyük oğretmen okulu (büyük darülmuallimin) tasarımını getirdi. Bu. 'külliye* yapısmda. yüksek dereceli. üç basamaklı idî ve sonracinn lise olarak acılan 'mektebl sultp.niler'i yüksek okul saymış. yüksek bölümıi ona öiiıretmen yetiştirmeye ayırmıştı. Biz bugün bu kavrayışa daha ulaşamadık. Ancak ne yazık ki Nizamnams çıktığı ireriklc hemen uygulanma olana&ı bulnmiunıştır. Bunu izleven öSretmen yetiştirme atıhmı füçüncü büyük atılım) 1909 1914 Watı (Huseyri) Bey dönemidir. .Satı Bey ÖSretmen Okulu» ülkeye çok sey kazandırmıştır. O. ilk. nrta ve yüksek oğretmen okulu kunı'usııydu: zamanının Tevfik Fikret. Selim Sırrı. Ibrahim Alaattin, Ihsan Sungu gibi daha bir çok değeıii eği Cumhuriyet Dönemi 'Büyük oğretmen okulu'nun arkasından gelen atılım »Cumhuriyetin kui'uluşu dönemine rastlar. Atatürk, Mustafa Necati'nin M. Eg. Bakanlığı sırasında Gazi Eğitim Enstltüsü binasım Satı Bey dönemi oğretmen okullarının, Cumhuriyet ilkelerine uygun. bir benzeri olması düşüncesiyle yaptırmıştı. Gazi Eğitim Enstitüsü binasının benzerleri başka illerde de yaptırılmıştı. Zaıru>.nla kuruluş biçiml snptanabilseydi yurdıın her yerine aynı düzen yayıîacaktı. Ne yazık ki bu gerçekleşenıedi. Bununla beraber. vaktiyle Satı Bey okulunun ögretmenliğini ve müdürltiğünü yapan. Cumhuriyetin kuruluş döneminin Talim ve Terbiye Kurulu Başkanhğında ve müsteşarlıjında bulunan, aynı zamanda Enstitüde öirretmen'ik eden İhsan Sungu. eski ÎF.trmbul Oğretmen Okulu ile Ğn/i Egit.im Enstitüsü arasında köprti '..jlevi görmüs ve dolayıfi.yle Enstitünün yupısal güç kazanniasında rtken olmuştur. îstanbul oğretmen Okulunun o zaman ülke oğretmen okullarına yaptîğmı Gazi Eftitim Enstitüsü de Cumhuriyet oğretmen okullanna ve öbür eğitim enstitülerine yöneticl ve oğretmen vererek yapmıştır; onların kuruluşlarına ve gelişmelerine destek olmuştur. Köy Enstitülerinin kurucusu îsmail Hakkı Tonguç. meMeksel plandaki kişiliğini Gnzi Esitim Enstitüsündeki öğretmenliği sırasında. 1909'dan bu yana sü Son'jç OKTAY AKBAL Kant ve Meray ; büim teknâk Elektronik örunler günlük yaşama hızla girmiş bulunuyor. Transistörlü radyodan sonra hesap makineleri. videolar ve en son olarak da •kişisel bilgisayar» kitlelerin eîektronik çağma girmesini satladı. Bu alanda ileride yepyeni urünlerin piyasaya çıkması, eskilerin ise daha geliştirilmiş ve çogu zaman daha ucuz olarak tüketiciye sunulması kaçınılmaz Bütün bu gelişmeler olurken elektronik endüstrisi, ileride etkisi yaygin bir şekilde görülecek yeni atıhmlan gerçekleştiriyor. yöneten Resst CANBEYLİ Elle taşmır bilgisayar üretimi başladı sin gözüyle bakıhyor. Ella ta^mabilir bilgisayarlar, elektronilt tıbbi âletler, video gösiericilerinin geliştirilmesinin yanısıra endüstride kulîanılan robotlara yeni duyum olanakları sağlanacağı da sanıhyor. «Insan kişiliğine, düşünce özgürlüğüne içten saygi; insan yapısı mutluluğu, adı ne olursa olsun ayrıcahklı bir azınhgın tekelinden kurtararak. büyük çoğunluklara ulaştırma çabalarıyle gönül ve eınelt hirlirji; âoğul ya da yapma engeller çıksa da karşısma. insanlığm isterse. bu yönde çaba gösierirse bu amaca ulo.şabileceğine inamş.» Seha Meray 1974't.e ilk basımı yapılan 'İnsanca Yaşamalî' adlı kitabının Sunuş'unda böyle yazmış. insanca yaşamanm yolları budur: însan yapısı mutlulusu belli bir azmîığın elinden kurtarmak, bu yönde çaba harcamak... Bu. değişmez bir kuraldır. lf)74'ton 1983'e sürüp gelen bir istek bir özlem... Hil Yavmları'nda yeni basımı yapılan 'İnsanca Yajamat'ta bir araya getirilen yazılar böyle bir ana çizgiye ba.{;!ı... Gonç yaşta dünyamı/.dan aynldı Seha Meray. Yaşam do'u bir kişiydi Bilim adamı olduğu kadar iyi bir yazardı da... 'Deneme' türündeki yazıları her zaman sevgiyle okıınacalttır. Kendi deyimiyİ9 o 'pircfesiır» değil 'profesör'dür. 'Dar Kapıdan Geçmek" yazısım okuyorum. Kanf dan söz ediyor. onun devlet adamlanna verdiği bir s« ö":üdü yineliyor: 'Devlet adamları, düşünürlere, filozaflara danısmahdırlar.* Kant'a göre, *susturulmazlarsa. filczoflar zaten kendiliklerinden konuşurlar.* Bir de şu uynnda bulunur: •Kralların filozof, HloznHann kral olmasını beklememeli, hunu dilememeli. c'inkü iktidarda olmak. akhn duşünme yeteneç/ini bosor.» Nferay. Kant'ın bu tür düsüncelerini benimsedigini bPİirtiyor: «PoUtilzacıahlâkçüar, hukulıa ve ahlâka aykırı olanı. hakh ve doğru göstermek için çırtnnir dururlar İnsan doğasının. aklın buyurduğu 'iyilik' kavrami.ni gerçekleştirme yeteneğinde olmadıfn hahanesini ileri sürmekle. her türlü iyiye gidişi olanaksız kılar. engellerler.» Kant bu gibi politika ösîütçülcrinden şu snzlerle yakınırmış: «O gün iktidarda kim varsa yalnız kendi çıliarlanm yitirmemsfe için onu övmekle uğraşırlar. bütün ulusu, ellerinden gelse. bütün dünyayı feda edecek aşağıhh oyunlara başvururlar.» Seha Meray. 'politikacıahlâkçılar'm kafalannın Kant'a göre şu biçimde işlediğini yazıyor: Önce yap sonra da özür dile*. «Ne yapmışsan inkâr eU, 'Ayir, buyw.» Meray bu ilkelerin açıklamasını vap tıktan sonra şöyle diyor: 'Kant artık bu özdeyişlere, bu kurallara kimsenin kanmadığmı söylüyor, bunlar evrensel hir biçimde herhesce bilinmekte.» Oysa geri kalmı? üikelerde bu iikeleri başanyle sürdürülmekte dir. Kimse yutmuyorsa da 'ahlâkçıpolitikacı' tüıündeki kişiler bu paslı silahı kullanmaktan hâlâ kaçınmamaktadırlar. Seha Meray, 'neyin doğru, neyin dürust, neyin yanlış olduğunu' anlamak için Kant'm şu ölçütü ilerl sürdürünü yazıyor 'Ba$ka insanlann haklarıyle iU gili olan ve dayandığı özdeyiş açığa vurulmakla bağdasmayan bütün eylemler ve davramşlar hak ve adalete aykındır.» Meray diyor ki: 'Kanfın istediği, ahlâkı politiknmn buyrug'u altmdan kurtarmak. İikeleri amaca uydıırrnayaiırn, amacı ilkelere uyduralım, istiyor, onun deyimiyie 'sapam atların önüne koşmayalım.' Meray'ın 'İnsanca Ya$amak»ında. eskimeyen, her zaman okunan, yararlanılan yazılar var. Seha Meray'ın geniş kültürü her yazıda ağır basıyor. Okuyan. çok okuyan. okuduklannı özümseyen bir aydın, gerçek bir aydın... Voltaire, Montaigne, Kant... Kendi başma düşünebiimenîzi öğreten, öğütleyen, 'insam. insan eden' bilgileri veren yazılar... Montesauîeu şöylo dermis: 'Yazarlonn çopunda yazan adamı görüyorum. Montaigne'de ise düjünen adamı.» 1977'de aramızdan ayrılan Soha Moray'ın İnsanca Yasamak'mda, ve 'Su Başlarını Devler Tutmus* gîbi kitaplannda yer alan her yaztrla beliren de bu. dusünen, arayan bir aydın kişi... Ayrıca iyi yazmasmı da bilen Transistörden sonra «Quiteron» CHMOS elektronik alanında yeni bir minyatürizasyon çağma doğru atılmış önemli bir adım. Bu alanda başka bir gelişme transistörün özellıklerini aşan y^ni bir yaniletken: Quiteron Bu yeni buluşun hızh bilgisayarlarda ve iletiçim aygıtlanndaki transistörlerinkıne benzer sinyal iletme ve yükseltme özelliklpri va>. Üstelik transistörlere göre önemli avantajlara sahip. Ouiteron şu anda kullanılan en ileri yarıiletkenlerin enerji tüketiminin yüzde biriyle çalışabiliyor. Üret.im tekniğinde gerçekleştirilmesi umulan yeniliklerla de, saniyenin milyarda birinden bile daha hızh çalışabilecpği ve bir milimetrenirt onda. biri kadar bir yer kaplayacağı sanıhyor. Minyatür devreler ve yeni buluşlar Elektronik aygıtlarda devrim binlerce transistörün ufak bir entegre devreye sığdınlabilmesi ile başlamıştı. Bugün 120,000 tronsistöru içeren «çipler» sayesinde kişisel bilgisayarlar üretilmiş durumda. Bu alanda minyatürizasyonun Waha ufak çiplere daha çok devre yerleştirme. hızını şimdilik yavaşlatmış bulunan bir iki soruna yojii'n araştırmalarla çözüm aranıyor. Bu sorunlar, çiplerin boyutlamıı kücültürken elektrik tüketimini ve ısı üretimini r.zaltmak ile ilgili. On binlerce transistörvn birbirleriyle eşzamanlı iletisim İĞNE DELİĞİNDEN GEÇİYOR Binlerce transistörü içcren bir çip iğne deliğindon fieçobilecek kadar ince ve ufak. Yukarıdaki rcsimde bir iğnc deliğinden, aynı 7amanda geçirilen bir çip ve iplik büyütülmüş biçimiyle görülüyor.. kurabilmeleri için elektrik akımmm kıs,i mesafeler katctmesi gerekiyor. Bunu sağlamak için de çipin üzerindeki yarıiletkenlerin d;\ha yoğun olarak yerleştirilmelerîr.e ça'ışılıyor. Bu ynğunlukta i.se yarıiletkenlorin ürettiUIeri ısı bir sorun oiuyor. çünkü aşın ısıda entegre devreler püvenilir bir şekildc çaiışmıyor. Büyük bilgisayarlarda su ile soğulma bu sorunu çözss bile ufak elektronik aygıtlarda soruna başka bir ya.klaşım eerekiyor. Yeni geliştirilen bir yarıiletken elektrik tüketimini ve ısı üretimini normalin onda birine indirmiş bulunuyor. CHMOS adlı bu yarıiletkenler sayesinde şimdiye değin gerçekleştirilen çip lerden daha yoğun entegro devreler üretmek olanaklı. Bu alanda bütün bir bilgisayan bir cip Ozerine yerleşürmek aınaçlanıyor. Bu hedefe vanldığında cloktronik aygıthr konusunda yeni bir çıgır açılacağına ke İLAN ÎSTANBUL SU VE KANALIZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Uluslararası Rekabetli îhale yoluyla 2 adet 15 ton kapasii.eli, arazi tipi teleskopik bumlu hidrolik vinç satm alacaklır. Mühürlü teklifler 24 MAYIS 1933. Saiı gününe kadar aşağıdaki adrese tesiim edilmelidir. Postadakl gecikme ve telgra'la yapılacak teklifler kabul edilmeyecektir. Yalmz Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası CDünya Bankası)'na üye ülkeler. îsviçre ve Taiwan" dan teklifler verilebilir. Bu ihalo ile ilgili şartndmeier 2.000. TL. veya 10, US $ veya muadili karşılıgı aşağıdaki adresten satm alınabilir. Aynı adrese yapılacak çek ödemeleri de kabul edilir. Posta ücroti olarak ayrıca 5, US $ veya muadili gönderildiği takdirde şartname ilgililere uçakla da postalanabilecektir. POSTA ADRESİ: İstanbul Su ve KanrJizasyon İdarosi Genel Müdürlüğü İstiklâl Cad. Fransız Çıkmazı BEYOGLU İSTAVBUL TURKİYE TELGRAF ADRESİ: ISTSULAR İSTANBUL TÜRK1YE (Basın: 14750) 1319 «Uyumlu cl» CHMOS, birkaç yıl sonra piyasaya çıkması beklenen Quiteron ve benzeri buluşlarîa eloktronik alanının nitelifiinirı değişeceği ve yepyeni urünlerin kitlelerin hizmetine sunvılacağı kesin. Ilerde ilginç gelişmeler beklenirken, bugünkü tokniklerle do yakın zamanlara degin düşünülemeyecek türdsn elektronik aygıtlar üretmek olanaklı. Bunun yeni bir örneği beyin dalgalarını kullanarak yapay bir elin işletilmesini sağlyan, bir çeşit •bcyinprotez» entegrrasycnunu gerçekleştiren bir bulıış. Almanya'da poiiştiriien ve Uyumlu El» diye adlandınlan bir protcz el. beyip. dalgalarının motorlar vasıtasıyla yapay bir eli çahştımıası ilkesine dayanıyor. Yapay elin başparmağını ve dört parmağmı iki ayn motor kontrol ediyor. Beyin dalgaları yaklaşık kırk bin kez yükseltilerpk rrotorları çalıştınyor. Motor bızınm da beyin dalcalanyis kontrol edilebilmesi ile eli oimayan bir kişi oldukça 1 kullnnışh ve güvenilir bî» yapny ele kavuşmuş oiuyor. Bu parmaklann beyin dalsalanyla harekete geçirilmesi ile yapay el kırmadan bir bardağı tutabiliyor vs birçok işlevi normal elinkinîî benzer bir ustalıklx !rerç(;l;!e5tiri!ebiliyor. Bir dokt.orun denctiminde taUılan yapny cli beyin dalgalarıylfi kontrol etmek için bi'ıaç baftahk bir eğitim ve alı.şma süresi gere: kiyor. Düzensiz geometrik sekiüeri konu alan yeni bir da!: Fraktal geometri Euklides'ın yaklaşık 230o ytl önce geliştirdiği geometri, üçgenler, daireler, koniler gibi bu gün yaygın olarak bilinen vo kullanılan şekilleri konu almıştır. Bu ahşılngelmiş şekillerm yarciınuyla hem daha lıartnaşı!» geometrik olguları incslenıck hem de doğad". karşılaşılan fiziksel olaylann çoğunu betimleyip açıklaınak olanaklı. Yi ne de doğada rastlanılan ve ilk bakışta düzensiz gürünen öyle olgular var ki bunları becim lemek ve oluşumlp.rmı • i • bilmck için yeni bir geometri anlayışı gerekiyor. örnrğin car> lıların vnya uzuvlannın gelişim sırasında iıdıkian çekiller, ovı Jutlann göıünümü. hatta kaı tanelerinin simef.rik yapılsrını alışıiagelmiş geometrik şckiileı le tanıtlamuk olanaklı değii. Son yıllarda geliştirilen ve t'rak tal geometri diye adlandınlan yeni hir »öntemie bu gibi oig'.ılan fîa incelemenin yollr.rı araş tırılıyor. frakta) (Latinoa cl:1.rık» anlamına gelen fractus söz cügüııtlen füreülmiştir) geomet ri. geometrik şe&llerin karmaşiE VP buzen ras.ı;p)e birleçimirı. den ortaya (,ıkan yeni sekiücı inceliyor ve bu şeklUerle doğacîa rastlnnan, îluklides geoiTjet risine ilk taukışta uymayan ol'.;ulan ksrşılastırmayı amaçiı yor. KOCa KAR TANESİ Yukarıriaki jekiiier, bu yüzyı uı başmda csrç^kleştirildikle ii halde iraktai gecmctrinin vaklasımına ışık tutuyor. Şekil ıer, Von tiocn adlı bir mate^.atikçinin bir üçgendan kar fanesini anıtıran bir çekli üref.irken kullantiığı î'öntemin ilk dört adımmı gösteriyor. Karmaşık ve sentetik şekil'erin nasıl elde ecülebileceğini göstRren sağdaki üç şekli, soldaki e.j kenar üçgendcn, aynı işlemin yi nelenmesiyie «zenginlcştirilorek» üretihyor. ikinci şekilde, soldaki üçji^nin lıer bir yanının orta"!ina, tabanı bu üçeeı\\n yaııımn üçie biri urımluSimda biror ikizkenar üçgcn elı leniyor. Bu işlcmin, bir öncekinden daha ufak ildzkenar üıjsenler kullanılarak yinelenır.esiyls sağdakt iki şekil elde ediliyor. Bu şl?mi sürdürerek, ilk şpkündeki eçkenar Uçgene ilişki S'ni görmenin gırtcrık zorlaçtıfh Koch kar tnnesi üref ilebilir. Fraktal gconıef.ride başka konvrnsivonel çokülerin de kullanı.'ır.ası ve bnzpn rasge'p yeni bir ışlsmm devreye sokulması ile karmaşık ama do»al olgulara kcşut «e.'illcr geliştiriiebiliyor, ILAN Ankara Telefoı Başmüdürlüğünden 1 Başmüdürlüğümüz pcrsoneli için 1779 çift ter» lik kapah yazılı teklif mektubu alma usulü il« diktirilecektir. 2 İhaleye ait şartname Başmüdürlugıımüz Malzeme Müdürlüğü'nden bedeii mukabilinde tamin edilecektir. 3 İhale 14.4.1983 günü saat 15.00'de Başmüdürlüğümüzde yapılacaktır. 4 Geciken teklifler kabul edilmez. 5 Başmüdürlüğümüz ihaleyi yapıp yapmamakta veya tercih yapmakta serbesttir. fBasın: 14956) 1320