27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ARALIK 1983 HABERLER CUMHURİYET/7 Demokratik sol çizgide yeni parti kurma çalışmaları son aşamayu vardı Papandreu KKTC konnsunu gündeme getirince.., Akman: Hiçbirimiz, hiçbîr mevkiye angaje değiliz Toplumsal Dayanışma'nın üç sözcüsü Halil Tunç, MurtezaÇelikel veDr. Sedat Akman bugün tstanbul'da bir araya gelerek partileşme çalışmalarmı değerlendirecek. CELAL BAŞLANGIÇ tZMİR Demokratik sol çizgide yeni bir parti kurma çalışmalan sözcülerin açıkladığı takvime göre son aşamaya vardı. Yeni Solpartileşmenin üç sözcüsü Türklş eski genel başkanlarından Halil Tunç, sanayici Murteza Çelikel ve Dr. Sedat Akman, bugün tstanbul'da bir toplantı yaparak "Toplumsal Dayanışma"nın örgütlenme asamasıyla ilgili değerlendirme yapacaklar. Toplumsal Dayanışma Hareketinin sözcülerinden olan Dr. Sedat Akman, yeni partinin kuruluş çahşmalarıyla ilgili olarak "Cumhuriyet"in sorulannı yanıttadı. Parti kurma çalışmalannız hangi aşamada? AKMAN Bugünkü yasalara göre özgürlükçü demokrasilerde, Batı demokrasilerinde olduğu gibi bir partinin, demokratik Sol bir partinin kurulması imkânsızdır. BugUn kurulan partilerin nasıl yasallaştıkları ortadadır.Sosyal Demokratik Partiler tabanda değil tavanda kunılurlar. Şu anda bölgelerde halkımız birbirleriyle tanışarak, tarlalarda, işyerlerinde fıkir geliştirerek demokratik sol tabanı oluştur•aktadırlar. Demokratik sol bir jtinin kurulması yasalann elverdiği en kısa zamanda gerçekleştirilecek ve partimiz kunılmuş olacak. TABAN BELİRLEYECEK Kurucular nasıl saptanıyor? AKMAN Her ilin, her ilçenin kurucuları teker teker saptanıyor. Eğer illerle ilçelerdeki kurucu sayılannı toplarsak bu sayı binlere varır, ancak kimse şu ya da bu yerde değil, yöneticiler kurucular arasından çıkanlacak. Bunu yapacak olan da tabandır. "Toplumsal Dayanışma"nın en çok elestiri alan sözcülerinden birinin de Halil Tunç olduğu belirtilijor. Bazı sosyal demokrat lar Halil Tunç'un Türktş'te izlediği partilerüstü politikanın ve AKMAN Mustafa KemaTin öncülüğündeki Kurtuluş Savaşı'ndan da ivme alan demokratik solun kuracağı partinin uğraşısı Batı anlamında tüm kurumlarıyla özgürlükçü bir demokrasinin ülkede yerlesmesini ve gerek ekonomik, gerekse de siyasal bağımsızlığı tüm koşullarıyla gerçekleşürerek Türkiye'nin uluslar topluluğu içinde onurlu yerini almasıdır. Dr. Sedat Akman'a silahlanmaya ve Avrupa'ya yerleştirilen füzelere karşı olan tavrını sorduk. Avrupa'ya yerieştirilen füzelere ve silahlanma yaıtşına yaklaşımınız nedir? AKMAN Savaşın ülkelere ne büyük felaketler getirdiğini, Ortadoğu'da her gün birbiri üzerine gelen felaketleri görüyoruz. Toplumdan yana olanlar insanlann öldüriilmelerine ailelerin yok olmasına özellikle çocuklann ateş kusan silahlarla öldürülmelerine, yaralanmalarına karşı olması gerekir. Demokratik sol ilkeleri benimsemiş bir insan olarak biz uluslann banş ve kardeşlik içinde yaşamasından yanayız. Bu en büyük dileğimizdir. Demokratik sol çizgide bir parti kunılacagının açıklanmasından sonra bazı gelişmeler oldu. Bunlar arasında, aynı tabana yöneldiğini söyleyen Halkçı Parti'nin seçimlerde beklenenin üzerinde bir başan sağlayarak meclise 117 milletvekili sokmasını ve yine aynı kesimde olan SODEP'in sosyal demokrat nitelikteki bazı kadroları bünyesine topladığını sayabiliriz. Bu gelişmelerden sonra demokratik sol çizgide kurulması dttşiinülen partinin durumu şu anda nedir? AKMAN önümüzde çetin günler vardır. Bağımsız Türk'rye, Atatürk ilkeleri ve demokratik sol ilkeler doğrultusunda tüm Türk halkının yararı için yüreklice uğraş veren partinin bayrağı altında toplanacağına inanıyorum. Biraz önce, partinin kadrolannın hazır olduğunu, ancak üç sözciinün de hiçbir mevkiye angaje olmadığını söylemiştiniz. Sözcüliiğiinü yaptıgınız hareketin partileşmesi nalinde üst kadroları kimler oluşturabilir? AKMAN Kadrolar hazır, en kısa zamanda açıklanacak. Ancak bunu açıklamaya ben yetkili değilim... NÂTO toplantısı TürkYunan tartışmasına saluıe oldu Bülend Ulusu Ulusu, veda ziyuretlerini sürdürüyor ANKARA, (a.a.) Veda ziyaretlerini sürdüren Başbakan Bülend Ulusu, dün saat 11.00'de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Ürug'u ziyaret etti. Genelkurmay Başkanlığı görevini önceki gün devralan Orgeneral Necdet Ürug'u kutlayan Başbakan Bülend Ulusu, kendisi ile bir süre görüştü. Ulusu, daha sonra Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil Sözer ile Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Zahit Ataku'ı ayrı ayrı ziyaret ederek, yeni görevlerinde basarılar diledi. Öte yandan, Başbakan Bülend Ulusu öğleden sonra da Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Haydar Saltık ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Mehmet Buyruk'u ziyaret etti. Papandreu, LimniAdası'nınNATOmanevralan "Üzgünnm çünkü bu tartışma üçüncü na dahil edilmemesini eleştirdi, Avrupa'ya nükle ne aynı kez meydana geliyor. Yigörüşler tekrarianıyor, er füzelerin yerleştirilmesine karşı çıktı ve boşu boşuna Savunma Planlama KKTC'nin kurulması konusunda Türkiye'yi Komitesi'nin zamanını aiıyoruz" dedikten sonra Türkiye'nin suçladı. NATO ittifakına verdiği önemin altını çizdi, Bayülken, Yunanistan'ın Limni'yi silahlandırarak orta menzilli aynca Türkiye'nin füzelerin Avrupa'antlaşmaları ihlâlettiğini vurguiadı, Türkiye'nin or yerleştirilmesi karanna verdiya ta menzillifüzelerin Avrupa'yayerleştirilmesini des ği desteği bir kez daha ifade etti. Dolitika teklediğini belirtti ve Türkiye ile Yunanistan 'ın so danBu genelda "Çok açılmasınsonra üzgünüm runlarını ikili ııörüşmelerle çöztnesini istedi. ama, Sayın Papandreu'nun beSEDAT ERGİN BRUKSEL Gelenek bozulmadı ve Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu, Ege'ye ilişkin iddialannı üçüncü kez bir NATO Savunma Bakanlan toplantısma getirdi. Diğer bakanlar Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin ilanına da çatan Papandreu'nun "açışı" üzerine meydana gelen TürkYunan tartışmasının dışında kalmayı yeğlerken, NATO Genel Sekreteri Joseph Luns, bağımsızlık ilanının tartışılacağı yerin NATO olmadığını belirtti. Papandreu'nun öne sürdüğü görüşleri tek tek yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Ümit Haluk Bayülken de. "Kıbns'ın bağımsızlığının tek güvencesi her zaman için ada'daki Türk toplumunun varlığı olmuştur" dedi. NATO'ya üye 15 ülkenin Savunma Bakanlannın biraraya geldikleri Savunma Planlama Komitesi'nin dünkü dar katılımlı oturumu, Papandreu'nun açtığı polemik üzerine neredeyse tümüyle bir TürkYunan tartışması şeklinde geçti. Hafta sonunda Atina'da yapılan AET doruğunda Kıbrıs konusunda beklediğini bulamayan Papandreu, ayağının tozuyla geldiği Brüksel'deki NATO toplantısında da diğer bakanlardan Kıbns konusunda destekleyici herhangi bir tavır görmedi. Savunma Bakanlannın önceki günkü oturumuna katılmayan ve ilk kez dün sabahki toplantıda boy gösteren Papandreu, Yunanistan'ın Kıbns konusundaki bilinen görüşlerini masaya sürnıekle birlikte, işi daha ileri boyutları götürüp Savunma Planlama Komitesi'ni tümüyle krize sokacak bir tutuma girmekten de kaij'indı. BAYÜLKENİN SÖZLERİ Milli Savunma Bakanı Ümit Haluk Bayülken de, tartışmalı toplantıdan sonra Türk gazetecilerinin sorularını yanıtlarken, "Gördügum kadarıyla dunım şudur: Papandreu >ine şikayetlerini anlatmıştır. Bizden de gereken ölçıide cevaplannı almıştır. N Aden memnun olduğunu sanmıyorum. Biz de bundan bahtiyar değiliz. Eğer kendisi getirmesiydi. Biz de bu meseleleri açmayacaktık" dedi. NATO çevrelerinin ise söz konusu tartışmanın çıkmasından dolayı "memnuniyetsizlik" ifade etmekle birlikte tepkilerini tartışmayı başlatan taraf olarak Yunanistan'a yönelttikleri dikkat çekti. Papandreu'nun öğleden sonra ABD Savunma Bakanı Casper Weinberger ile yapacağı görüşme nedeniyle öğle saatlerine alınan Savunma Bakanlannın sınırlı katılımlı toplantısı başladığında ilk sözü Papandreu'nun aldığı görüldü. Yunanistan'ın 1980 yılında ittifakın askeri kanada dönüşünü sağlayan Rogers Anlaşmasının yürürlüğe girmesini NATO askeri makamlannın "yanhş anlamalan"na bağlayan Papandreu, Ege'deki askeri tatbikattar konusunda da yine NATO makamlannın tutumlanndan yakındı ve Limni adasının manevralara dahil edilmemesini eleştirdi. Papandreu, NATO askeri makamlarının bu tutumlarını değıştirmediklerı sürece kendilerinin de "NATO manevralanna katılmamaya devam edeceklerini" belirtti. Papandreu, Avrupa'ya nükleer füzeler yerleştirilmesine de açık bir şekilde karşı çıktı. Papandreu, bu konudaki eleştirilerini tamamladıktan sonra "yeri olmadığını biliyorum, ancak çok onemli olduğu için temas etmeden geçemeyecegim" diyerek sözü Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin ilanına getirdi. BM Genel Sekreterinin girişimlerini sürdürdüğü bir sırada tek taraflı bir bağımsızlık ilan edildiğini, bunu yasa dışı saydıklarını söyleyen Papandreu KKTC'nin ilanını "aynlıkçı bir hareket" olarak niteleyerek şöyle devam etti: "Kıbns'ın egemenliği ve toprak bütünlüğü vahim bir şekilde ihlal edilmiştir. Bağımsızlık iddiasında olan bu devleti dunyada, üstelik üçdört saat içinde tanıyan tek devlet Türkiye olmuştur." Papandreu'nun yönelttiği eleştirilere ve suçlamalara karşılık oldukça sakin bir ses tonuyla yaptığı konuşmayı tamamlamasından sonra Luns, kendisine üç noktada yanıt verdi. Limni adasının statüsü ve manevralardaki duruma değinen Luns, "tttifak içinde bilinen bir keyfıyet, NATO'nun üyeler arasındaki hukuki ihtilaflara kanşmamasıdır. NATO'da bu teamül yerleşmiştir. Bu nedenle biz manevralar sırasında hukuken anlaşmazlık olan bu konulann dışında kalıyonız" dedi. Luns, KKTC'nin ilanı konusunda da Papandreu'ya "gerçi temas ettiniz ancak, bu burada göriişülecek bir konu değildir" karşılığını verdi. Luns, üçüncü olarak da Papandreu'nun Avrupa'ya orta menzilli füzeler yerleştirilmesine karşı çıkması üzerinde durdu ve ittifakın 1979 yılında aldığı karar doğrultusunda bu füzelerin yerleştirilmesinin olumlu olacağı yolundaki resmi NATO görüşünü aktardı. Luns, yanmndan sonra sözü Bayülken'e verdi. Bayülken de ^? (Baştarafı 1. Sayfada) önerali noktaya erişmemizde sizierin ve parti örgütünün büyük gayretleri olmuştur. Bütün milletimize bize verdikleri güçten dolayı ve Cumhurbaşkam'na bize bu görevi vermelerinden dolayı teşekkürlerimizi arz ettim. Hemen Merkez Karar ve Yönetim Kurulumuzu toplantıya çağırdım. Bir saatten fazla bir süre durumumu kendilerine izah ettim. Durum anlasılmıştır. Merkez Karar ve Yönetim Kunılumuz hükümetin kurulmasına oy biriiği ile karar vermiştir. Bu konuyu gnıbumuzda da gorüşmeyi arzu ettim. Grubumuz konumuzun en yakın destekçisi olacaktır." Memleketin ciddi meseleleri bulunduğunu yineleyen Turgut Özal sözlerini şöyle sürdürdü: Şimdi görüyoruz ki, yani son üç ayda enflasyon oranı yüzde SÖ'ye yaklaşıyor. Bu ciddi problemle uaraşmak zonında kalacagız." TARİHİ DÖNEMEÇ Turgut Özal, partisinin tarihi bir dönemeçte bulunduğuna dikkati çekerek şunları söyledi: "Hükümet grup ve parti ahenk içnde çalışmalıyız ve meseleleri çözmeliyiz. Şunu unutmayalım, siyasete fazla dalarsak, günlük meselelerden kendimizi alamazsak başanlı olamayız. ESKİYİ ÖZLETMEYELİM Turgut Özal, daha sonra iç ve dış politika konulanna değindi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz yeni bir siyasi teşekkülüz. Hiçbir partinin devamı değiliz. Yeni bir anlayışın (emsikisiyiz. Biz uzlaşma taraftanyız. Uzlaşmayı ön planda tutan bir anlayışı getirmek istiyoruz. Eski siyasi partilerin izlerini bir anda silmek kolay değildir. Eski siyasi teşekküller vardır. Yeni siyasi teşekküller vardır. Biz, geriye değil, ileriye bakacağız. Bize ümit bağlayanlan utandırmamak gerekir. Onların geriye değil, ileriye bakmalarını sağlamalıyız. Geriyi ve eskiyi özleimemeliyiz. Anavatan Partisi bu milleti ileriye dogru geliştirmenin yolunu açmalıdır. Yalnız bunun kolay olmayacağını, eski alışkanlıklan birden \ok etmenin mümkün olmadığını biliyoruz. Hedefi şaşırmamalıyız. Geriye dönüş yoktur. Şuradan geldik, filanca eski partideniz diye konuşmayalım. Biz, Anavatanlıyız. Bu memlekete hizmet için varız. Az veya çok geçmişte hu millete yanlanna cevap vermem gerekiyor" diyen Bayülken, önce Yunan Başbakanı'nın Limni Adası'nın statüsü ile ilgili sözlerine karşıhk verdi ve "Batı Anadolu topraklannı çevreleyen diger adalar gibi" Limni Adası'na da uluslararası antlaşmalarla "gayriaskeri" bir statü verildiğini hatırlattı ve "Bu adanın Yunanistan tarafından silahlandınlmış olmasının söz konusu antlaşmalann 'vahim bir ihlalini' oluşturdugunu" belirtti. Akman: "Kadrolar hazır" bu görevde bulunduğu sıradakı tavırlannın işçiler arasında tepkiyle karşılandığı öne sürulüyor. Ancak "Toplumsal Dayanışma" yanlılan ise Tunç'a bir başka parti tarafından kuruluş aşamasında bu tür söylentilere başvurduklarını belirterek, "Tunç, Türkts Genel Baskanlığı sırasında sosyal demokrat hükumeller toplmnsal anlaşmayı imzaladı. Son yıllarda da tavn ortada" şeklinde konuşuyorlar. Sosyal demokrat kesimdeki bu tartışmayı, Dr. Sedat Akman'a sorduk: "Toplumsal Dayanışma'nın bazı sözcülerine yönelik eteştirileri nasıl degeriendiriyorsunuz? AKMAN Yeni kurutacak ve tabanda oluşturulmakta olan demokratik sol partinin kuruluş çalışmalannı sürdüren kadroların önünde görülen ve bu ilerici hareketin sözcüsü durumunda olan üç kişi şu anda hiçbir mevkiye angaje değildir. Inançlan doğrultusunda özgürlükçü demokratik rejimin ülkede, halkımıza mal olabilmesi için en kısa zamanda demokratik sol partinin kurulmastm sağlamak için inançlarımız doğrultusunda çalışmaktayız. Tiirkiye'de sosyal demokrat, ya da demokratik sol akımın Batı'daki benzerlerinden önemli bir ayırınu olduğu sık sık öne sühilüyor. Bu konudaki yaklaşımınız nelerdir? maya ikna etsin ki, bu amaca dönıik görüşmeler başlayabilsin. Benim Sayın Papandreu'ya karşı iyi dileklerimden başka bir duygum yok. Şunu bilsinler ki, Türkiye Yunanistan ile sonınlannı hep ikili görüşmelerie çözümlemek istemiştir ve istemektedir de." Bayülken'in konuşmasını tamamlamasından sonra Papandreu, Luns'tan yeniden söz istedi. Luns da "kısa tutmak" kaydıyla Yunan Başbakanı'na söz verdi. Papandreu, Bayülken'e "Ben de sizin için sempatiden başka bir duygu beslemiyorum biz de Türkiye'ye karşı dostane duygular içindeyiz" dedi. tlk kez "Türkiye'nin sağlam bir müttefik" olduğunu kaydeden Papandreu, "ancak", "kendilerinin de bazı güçlükleri olduğunu" kaydetti, "1974'teki Banş Harekâtı'nın Türkiye'nin niyetleri hakkında Yunanistan için bir kaygı kaynağı olduğunu" söyledi. Papandreu, Kıbns konusunda da "size elimi uzatıyorum, Türkiye de Yunanistan da Ada'dan askerlerini çeksinler ve toplumlar müzakerelere başlayabilsin" dedi. TürkYunan ilişkileri konusunda ise Papandreu, "Türkiye ile ekonomi ve turizm alanlannda görüşmeleri başlatmıştık. Ancak Kıbns'taki dunım ortaya çıkınca görüşmeleri sürdürmek konusunda sıkıntıya düştük" şeklinde konuştu. Ancak Papandreu, konuşmasında Limni'nin statüsüne değindi ve Montreux Sözleşmesi'nin kendilerine bu adayı silahlandırma hakkı verdiğini bildirdi. BAYÜLKEN tKtNCt KEZ KONLŞLYOR Papandreu'nun bu kısa yanıtı üzerine Bayülken ikinci kez Luns'tan söz istedi. Luns da "Lütfen kısa olsun" diyerek sözü Bayülken'e verdi. Bayülken de Montreux Sözleşmesi'ne yapılan atfın "kuvvetli" olmadığını söyleyerek "hukuki argümanlann sonu gelmez" dedi. Bayülken, toplumlararası görüşmelerin başlaması açısından Türk tarafının bir sıkıntısı olmadığını ima ederek "Türk toplumu ne derse biz kendilerini destekleriz" dedi. "Aramızdaki. sorunları çozmenin tek yolu Türkiye ile Yunanistan'ın diyalog içinde olmalandır" dedi. NATO'nun sınırlı katılımlı toplantısındaki TürkYunan tartışması Bayülken'in bu sözleri ile bitti ve bakanlar daha sonra gündemdeki diğer konulara gectiler. ANAP 60 bin, SODEP 40 bin üyv bildirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) 40 bin, ANAP 60 bin üyesinin adlarını Cumhuriyet Başsavcılığfna bildirdi. Yeni Düzen Partisi 5 kurucu üyesi eksik olduğu için henüz kurulamadı. Siyasi Partiler Yasası uyannca, partiler üyelerini Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirmek zorundalar. Bu yasa uyannca ilk olarak SODEP ve ANAP kendi üye listelerini başsavcilığa bildirdi. SODEP'in 40 bin, ANAP'ın 60 bin üye listesi çuvallarla Başsavcılığa getirildi. 1 temmuz 1983 tarihinde tüzel kişilik kazanan Yeni Düzen Partisi 5 kurucu üyesi eksik olduğu için kurulamadı. TEHDİT NEREDEN GELİYOR Bayülken, Papandreu'nun kendilerine tehdidin Türkiye'den geldiği ve "Türkiye NATO'da olduğu için Yunanistan'ın NATO'da bulunduğu" yolundaki demeçlerine atıf yaparak, "Bunu dediğine göre, adaların silahsızlandınlmasıyla ilgili bizim güvenlik gereklerimiz daha açık ortaya çıkıyor" dedi. Bayülken, NATO'da siHfhsızlandırılmış adalara ilişkin başka emsaller bulunduğunu kaydederek, "Norveçli meslektaşım ifade etmeme izin versin, NATO üyesi, olan Norveç'e ait Svalbard adalan da gayriaskeri statüdedir" şeklinde konuştu. ADA'DA TEK TOPLUM YOK Bayülken, daha sonra Papandreu'nun Kıbrıs ile ilgili sözlerine değindi ve şöyle dedi: "Sayın Papandreu'yu dinlerken çok üzüldüm. Kendisi en aşağı 20 yıldır Kıbrıs somnunu yakından izlemiştir. Bense yaşa•mımın 34 yılını Kıbns'a verdim. Rumlann 1950lerde Ada'da tek bir toplum olarak kendilerinin bulunduğu yolunda BM'ye yaptıklan girişimler sonuçsuz kalmıştır. BM Ada'da iki toplum olduğunu belirtmiş yalnızca Kıbnslı Rumlar için self determinasyon hakkını tanımamıştır. Türk toplumu da bağımsızlık ilan ettiğinde asıl amacının iki bölgeli iki toplumlu bir federasyonunun biran önce kurulması olduğunu belirtmiştir. Sayın papandreu da yardımcı olsun ve Kıbnslı Rumları masava otur HABERLERİN DEVAMI Evren: Ordu huzur içinde kışlasına çekiliyor (Baştarafı I. Sayfada) Evren, Anayasa gereği çıkarılması gereken 27 yasanın bu yasama döneminde çıkarılmasını istedi. Cumhurbaşkanı 12 Eylül'den sonraki yasal düzenlemelerin bir kısmının vatandaşlara ağır gelmiş olabileceğini belirterek "Kinin acıdır; fakat sıtmanın tedavisi için o acı ilacı vermek lazımdır" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Evren, 12 Eylül öncesine ülkeyi getiren bazı siyasilerin bazı hazırlıklar içerisinde olduğunu ifade ederek, "milletvekillerinin böyle çirkin oyunlara alet olmayacağını, Tiirkiye'mizi 12 Eylül'den evvelki durumlara düşmesine asla izin vermeyecegine inanıyorum?" dedi. Evren, bir mahkemenin uzun zamandan beri devam eden bir davayı karara bağlaması üzerine Avrupa Konseyi'nden bir grubun bu kararı "Vahşice bir karar" olarak nitelendirdiğini kaydederek, "Türkiye'yi dag kanunlan ile idare edilen bir ülke mi zannetmektedirler?" dedi. Cumhurbaşkanı konuşmasının ilk bölumünde, parlamenter sisteme geçiş hazırlıklarının çeşitli aşamalarında Avrupa ülkelerinden görülen olumsuz tutum ve anlayışsızlığa değinmek istediğini belirterek, şöyle konuştu: "Bu ülkelerin, Tiirkiye'nin demokrasiye döniişü üzerinde haksız da olsa yaptıkları yıkıcı eleştirileri bir dereceye kadar anlayışla karşılıyorum, ancak, demokrasiye dönüş ile hiçbir alakası olmayan ve aksine bu dönüş sürecini uzatan, ekonomik yardımlan kesme, adli makamlann ve bağımsız mahkemelerin aldıkları kararlara karışma ve Kele birçok ülkelerdeki diplomatik temsilcilerimize karşı acımasızca sürdürülen terör ve öldürme olaylannı kınayacaklanna, adeta bu olayları teşvik eder mahiyette karar suretleri sunma ve sanki Türkiye'de ayrı bir toplum varmış ve onlara ayrı muamele yapılıyormuş gibi beyanda bulunma ve daha da acısı zelzele felaketine uğrayan vatandaştenmızın dış ülkelerden yapılan yardımlann mahilline gönderilip gönderilmediğini yerinde incelemek ve dagıtımında hazır bulunmak üzere heyetler gönderme istegi gibi, demokrasiye dönüş ile hiçbir ilgisi olmayan tutum ve "•«vranış içerisinde olmalannı, . ı niyetleri ile bağdaştırmak mümkün degildir. Eğer bu ülkeler Türkiye'nin herhangi bir ittifaka ya da kuruluşa üye olması veya herhangi bir ülke ya da kuruluşun mali yardımda bulunması halini. konuşmasının son bölumünde, öyle dedi: "Bu gibi girişimlerde bulunanlann, her fırsattan yararlanarak sizleri bölmek, parçalamak ve bu suretle istikrarsızlık ve huzursuzluk yaratmak isteveceklerini unutmayınız, bu çevrelerin daha şimdiden böyle hazırlıklar içerisinde olduklan gözlenmektedir. TBMM'yi oluşturan Nitekim, daha bundan kısa siz değerli milletvekillerinin böybir süre önce, bir mahkememile çirkin oyunlara alet olmayazin uzun zamandan beri devam cağına ve dolayısiyle Türkiye'eden bir dava\ ı karara bağlamamizin 12 Eylül'den evvelki dusı sonucunda, mahkem olanlar rumlara düşmesine asla izin veriçin Avrupa Konseyi'nin. burameyecegine inanmakla beraber, da ismini venneyeceğim bir gnıbu konuda sizleri >ine de uyarbu adıma şahsıma çekilen bir makta büyük yarar gördüm, ontelgrafta mahkemenin bu karalara bu fırsatı vermeyiniz." n, vahşice verilmis bir karar olaCumhurbaşkanı Evren konuşrak nitelendirilmekte ve benden masını 24 dakikada tamamladı. Evren.Türk Silahh Kuvvetkri arttk yönetime et Cumhurbaşkanının sol gerisinde Meclis Başkanı Necmettin Karakoymaktan başka çaresinin bulunmadığı ortamlarta duman ve diğer başkanvekilleri karşı karşıya btrakılmamahdır, Ben bu görevâebu konuşma süresince ayakta durlunduğum sürece, demokratik sisiemin mevcut ku dular. Evren'i Cumhurbaşkanlığı rumlarıyia uyumîu ve kesintisiz bir şekilde sürme Konseyi üyeleri Nurettin Ersin, si için bütün gayretimi göstereceğim. Bu konttda sizTahsin Şahinkaya, Nejat Tümer terin deyardımcı olmanm hakh olarak bekliyorum. ve Sedat Celasun ile birlikte yeni atanan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Haydar Saltık, Habu karann tekrar gözden geciril malumatı dışında ilan edildiğini va Kuvvetleri Komutanı Orgenemesi istenmektedir, bu gnıba yineleyerek şunları söyledi: ral Halil Sözer, Deniz Kuvvetleri mensup üyeler, Türkiye'yi dağ "Türkiye bundan haberi olKomutanı Oramiral Zahit Atakanunları ile idare edilen bir ül mamakla beraber ilan edilen bu ke mi zannetmektedirler? Öyle Cumhuriyeti tanımamazlık ede kan ve Jandarma Genel Komukabul ediyorlarsa. o takdirde mezdi. Yönetimde biz olmasay tanı Orgeneral Mehmet Buyruk Türkiye'yi neden Avrupa Kon dık da başka bir hükümet bulun izlediler. Evren'i izleyenler arasında hükümeti kurmakla görevseyi'nde tutmaktadırlar. saydı, o yönetimin de aynı kararı lendirilen Başbakan adayı Turalacagından kesinlikle şüphem Biz üç yıldır bu gibi müdahayoktu. Zira, konu Türk kamu gut Özal'ın karısı Semra Özal da le ve tazyiklere cesaretle karşı vardı. oyuna mal olmuş bir husustur. koyduk ve bu konuda en ufak Cumhurbaşkanı Evren'in koTürkiye iki taraf arasındaki bir taviz vermedik, değerli mecnuşmasından önce, Meclis Başgörüşmelerin başlatılmasını ve lisimizin de bu konuda daha haskanı Karaduman, Özal'a başbabenzeri diğer bazı ülkelerde olsas davranacağından hiç şüphekaniık görevi veren Cumhurbaşduğu gibi, eşit şartlarla bir fedemiz yoktur. kanlığı tezkeresini okuttu. rasyon çatısı altında birleşmeleTürkiye ile uğraşmayı kendi rini desteklemeye devam edecekCumhurbaşkanı Kenan Evren lerine görev sayan bu gibi ülke tir." konuşmasını bitirdikten sonra lere, kişi ve kuruluşlara, milletimilletvekilleri, kürsüden inip Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mizin temsilcisi olarak sizierin ve başkanlık divanı kapısından çıhükümetin gerekli cevabı bun şimdi huzur içinde kışlasına çe kıncaya kadar ayakta alkışladıdan böyle de zamamnda ve et kildiğini bildiren Evren, "Türk lar. Bundan sonra Meclis Başkakin bir şekilde vereceğine inanı Silahlı Kuvvetleri, artık yönetinı Karaduman, Anavatan Partisi me el koymaktan başka çaresi başkanvekili Ercüment Konukyorum." nin bulunmadığı ortamlarla kar man, HP Grup başkanvekili CaTBMM'nin uç y\lhk bir araşı karşıya bırakılmamalıdır. Ben hit Tutum ve MDP Grup Başdan sonra yeniden çalışmaya bu görevde bulunduğum sürece. kanvekili Ali Bozer'in ortak olabaşladığını, bu anlamlı ve güzel demokratik sistemin mevcut ku rak başkanlığa verdiği önergeyi sonucun milletin demokrasiye rumlarıyla uyumlu ve kesintisiz okuttu. Önergede, demokrasiye olan bağlılık ve inancımn en çarbir şekilde sürmesi için bütün geçişte başta Cumhurbaşkanı pıcı göstergesi olduğunu belirgayretimi göstereceğim. Bu ko Kenan Evren olmak üzere MGK ten Evren, parlamentonun denuda sizierin de yardımcı olma üyelerine ve Türk Silahlı Kuvvetmokratik parlamenter sistemin nızı haklı olarak bekliyorum" lerine, "TBMM'nin en içten dinamosu olduğunu dile getirdi. dedi. şükran duygulan" belirtildi. Meclisten, 12 Eylül'den önceki Başkan bu önergeyi oya koydu gibi kaba kuvvete başvurulmaPARTİ KURMA ÇABALARI ve oybirliği ile önerge alkışlar masını, demagoji yerine diyaloarasında kabul edildi. Önergenin Wni siyasi partilerin kuruluğun seçilmesini, birlik ve berakabulünden sonra ihtisas komisşu .ırasında 12 Eylül'den önce berlik içinde bulunulmasını, paryonlarının kurulması ile ilgili gevar olan ve daha sonra kapatılan tilerin anarşi ve terörde mutlaka partilerin yöneticılerının yeni tirilecek önerileri görüşmek üzegörüş birliğinde olmalannı isteparti kurma girişimleTİne dikkat re birleşim bugün saat 15.00'e di. çeken Cumhurbaşkanı Evren, bırakıldı. Evren, milletvekilierini bekleTürkiye'nin içişlerine müdahale etme hakkını kendilerinde görme yetkisini veriyor kabul ediyorlarsa o takdirde Turkiye bağımsızlık hakkından feragat ediyor demektir ki, işte o zaman ülkemiz tam bağımsızlığını kaybeder, mutemadiyen o ülkelerin müdahaleleri ile karşı karşıya kthr. yen birçok mesele bulunduğunu söyledi, çıkanlması gereken 27 yasa bulunduğunu bildirirken, "Bu yasal düzenlemelerin bir kısmı vatandaşlara ağır gelmiş olabilir, ancak bir konuşmamda ifade ettiğim gibi kinin acıdır, fakat sıtmanın tedavisi için hastaya o acı ilacı vermek lazımdır" dedi. Bu arada Toprak ve Tarım Reformu Yasası'nın çıkartılması için yeni hükümete bırakıldığını belirten Evren, Osmanlılar'dan bu yana toplumu mahveden rüşvetle sürekli mücadele edilmesini istedi, "Bütün sorunlara bu çatı altında en iyi hal çaresini bulacağınıza eminim" şeklinde konuştu. Kıbns konusuna da değinen Evren, KKTC'nin Türkiye'nin Tonunbutopiant.daboy.ebir Q z a j . M G K tartışmanın meydana gelmesin tiyeleriniıı nıüdafaasıııı "Önümüzde hükümetin kurulması, güvenoyu meselesi var dır. Ahenkli konuşmak zorundayız. Bakanlık meselesi geçmişte siyasi partilerde çeşitli sıkıntılar doğurmuştur. Bunu yakından bilirim ve görmezlikten gelemem. Ama şimdi bakanlık en zor işlerden biridir. Kırmızı araba onemli değildir. Ben inanıyorum ki, eski anlayışa itibar etmeyeceksiniz. Grubun yüzde onu bu vazifeye gelecek. Ben inanıyorum ki, gnıbumuzda çok sayıda milletvekili arkadaşımız bakanlık yapmaya layıktır. Ama yüzde on kadro bu işi yapacaktır. Yeni sistemde. bakanlar istifa elmek ile karşı karşıya gelebileceklerdir. Eskiden bir bakan istifa etmiyor, başbakan istifa ediyordu. Şimdi dunım değişmiş, başbakanın ve cumhurbaşkanının isteği üzerine istifa zorunlu hale gelmiştir. Sayın bakanlann bu yola gitmeyeceklerine, bu noktaya gelmeyeceklerine inanıyorum. Sizden kimseyle konuşmayacağım. Vazife verdiğim zaman reddetmeyiniz. Bu çok onemli dönemde aynca bakan arkadaşlanm için özel olarak yardımcı seçeceğim. Milletin gözü bizim üzerimizdedir. Her ne surette olursa olsun görev yapmalıyız. Millet, büyük bir umutla bizden hizmet beklemektedir." OMUZLARIMIZ EĞİLlYOR "Millet bizi seçti ve bu noktaya geldik. Neden seçti bilemiyonım. Fazla vaat da etmedik. Bizden başkaları daha fazla vaatte bulundu ama bu noktadayız. Bize güvendikleri ve inandıklanndan dolayı oy verdiler. Bu güveni boşa çıkarmamalıyız. Ahenk içinde çalışmalıyız. Ş ı anda hepimizin görevin yükü altında omuzlanmızın eğildigini ben hissediyorum. tnançla birbirimize sanlarak bu işlerin ve yükün üstesinden gelmeliyiz." Özal, önceki akşam Kaya Erdem'in evinde Hüsnü Doğan, Yehbi Dinçerler, Ercüment Konukman, Cahit Aral, Vural Ankan ve öteki çalışma gnıbu elemanları ile birlikte toplanarak son hazırlıkları gözden geçirdi. Bu toplantıda asıl olarak Bakanlar Kurulu'nun yeniden düzenlenmesi konusu üzerinde duruldu. Özal'ın incelemesinden sonra, hükümet programına da kesin şekli verilerek daktilo edilmeye başlandı. hizmet vardır. Bunları herhangi bir şekilde karşımıza almayalım." Özal, Milli Güvenlik Konseyi'nin Meclis Başkanlık Divanı'nın kurulmasıyla görevinin sona erdiğini anımsatarak, partisi adına Cumhurbaşkam'na bir plaket verdiğini açıkladı. Özal, şunları söyledi: "Her ne kadar MıHİ Güvenlik Konseyi'nin gecntiş dönemdeki kraatı ile ilgili bir yasa çıkanlmışsa da, mühim olan yasalar değil, insanlann anlayışıdır. Bir insanı yasalaria konımak mümkün olmaz. Tarihin içinde herkes pozitif ve negatif işlerine göre değerlendirilir. Şunu açıkça belirtmek istiyomm. Bu insanlar, memleketi bir uçummun kenanndan kurtarmışlardır. Biz grup olarak onlann müdafaaya ibtiyacı yok yeri geldiği zaman müdafaasını biz yapalım. Birlik ve beraberlik için." Bu sözleri de şiddetle alkışlanan Özal, daha sonra dış konulara değindi. Özal, Lübnan, Ortadoğu olaylan üzerinde durarak, "Lübnan olaylanna büyük devletler kanşmıştır. Rahmetli tsmet Paşa'nın dediği gibi çok dikkatli olmalıyız. Bunlarla bir yatağa girmemeliyiz. Ne de uzakta dunnalıyız" deyince gülüşmeler oldu. özal, daha sonra Irakİran savaşma değindi. Kıbns'ın son durumunu anlattı ve TürkYunan ilişkileri üzerinde durdu. Özal, şöyle dedi: "Yunanistan ile olan ilişkilerimizde, birçok ihtilaf konuları vardır. Bunlan çözmek elimizdedir. Biz Yunanistan ile komşuyuz. Asırlarca beraber çalışmışız. Çözümlenemeven meseleler üzerinde kavga etmeklens'e, bir an bunlan dondurup. anlaşabileceğimiz meselelere deginebiliriz. Tktisadi, ticari ve turizm ilişkilerini gorüşürüz. Bir tüccar gibi göriışürüz. Bu işbirliğinin ardından belki çözülmeyen davalar da ele alınıp, çözülebilir. Türkiye'nin kimsenin topragında gözü yoktur. Kendine en yakın Kıbns'ta düsman bir rejimi kabul etmeyiz. Kıbrıs, Türki>e'nin karnına sokulmuş bir hançer gibidir." GRUBUN YÜZDE ONU Grubun ve partinin şimdiye kadar çeşitli sınavlardan başarı ile çıktığına dikkat çeken Özal, hükümet kuruluşu ile ilgili görüşlerini de açıklayarak, şunları söyledi: Türkiye, Insan Hakları Komisyonu'nun karann ı eleştirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'nun Türkiye*yle ilgili aldığı karara tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nazmi Akıman, Avrupa Konseyi'nin 5 üyesinin Türkiye'yle ilgili şikâyetinin, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu tarafından "kabul edilebilir" gördüğünü hatırlatarak, "Komisyonun Türkiye'de parlamentonun kurulup, demokrasiye geçildigi bir sırada değişik bir tutum içinde bulunması kuşkusuz daha yerinde olurdu" dedi. Akıman, başvuru yapan ülkelerin iddialannın kabul edildiği anlamına gelmediğini belirterek, şunları söyledi: "Bu karar değerlendirilirken, gözönünde bulundurulması uygun olacak bir husus da. Avrupa tnsan Haklan Komisyonu'nun bugüne kadar devletlerce yapılan hiçbir başvuruyu reddetmemiş olduğudar."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle