15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Türkİş Yönetim Kurulu ve Genel Başkanları, Genel Kurul'g iki gün kala bugün bir araya gelecekler. Türkİş'teki toplantıda Divan Başkanlığı için Şevket Yılmaz önerilecek. Diğer adaylar arasında Denîz Ulaşİş Sendikası Başkanı Emin Kul ile Tek GıdaIş Sendikası Başkanı Zeki Gedik'ten söz ediliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türklş Yönetim Kurulu ve konfederasyona bağlı sendika genel başkanları bugün Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ın başkanlığında toplanıyorlar. Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ın "Checkoff bakkındaki göriişleri dışında işverenleriıı raponına evet" demesi çeşitli işçi çevrelerinde "olumsoz" yankı yarattı. Türktş Genel Merkezi'nde Yılmaz'ın başkanlığında toplanacak olan Yönetim Kurulu ve genel başkanlar, 29 kişiden oluşacak olan Türktş Yönetim Kurulu'nda tum sendikalann temsil edilmesi için nasıTbir yöntem izleneceğini saptayacakBu konuda iki öneri bulunuyor. Bunlardan biri, sendikalar arasında bir centilmenlik anlaşması sağlanıp, tüm sendikaların tek aday gös Sahıbı (umhurhel Matbaaulık \e üa/elealık Turk ^nonını Şırkeıı adına Nsıdır \adi. • üene! V a\ın Mudıırıı Hasan Cemal, Mucssese Mudurıı Kmine l >akli)JİI. \a/ı l>len Mudurıı Oka> (><>nensin. • >a/ı Werı \1udur >ardmıUM 4hmel Korulsan, Habcr Merkc/ı Muduru: \ alvın Ba\er. Sa\la Du/enı \onetnıenı \li Acar. reınsıkıler \Nk\RA \ al<,ın l)«gan, 1/MIR Hikmet (,'elinka>a. \D\NA Mehmet Mercan, • Ser\/s Şefierı l^ıanbul Habcrlen Selahallin (Juler. l)ı> Haberlcr hrgun Balcı. Ekonomr Osman l'laga), Kullur \>dın hmev. \İJa/ g m >alçm Pek»en, Spor Danı>mam Ahdulkadir Yucelman. Du/clımc Refik »urba». Vasıırma Şahin <\lpa\. Burolar. • Ankara: KonurSokak No: 24/4 Yenışehır.Tel: 175825i75866, Idare 183335, • tzmir: Halıl Zıya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Alaiurk Caddesı. T.H K Işhanı Kaı 2/13, Tel 1455019731 • Basan ve Yavan l umhurnel Matbaacılık ve Gazelecilık T.A Ş Turk OcağıCad 39'4I, Cağaloğlu, ht PK 246lst Te! 5209703 Telex 22246 TAKVİM 19 Arahk 1983 Imsak6 34 Guneş: 8.19 Öğle: 13.11 Ikindı: 15.30 Akşam: 17.43 Yatsı: 19.21 Yılmaz'ın işveren isteklerine "evet" demesi olumsuz karşılandı termesi, bir başka oneri de, 29 kişilik yönetim kurulu yerine 79 kişilik ünvanhk bir yönetim kurulunun yanında tüm sendikalann temsil edileceği ancak "tavsiye" kararları almanın dışında bir işlevi olmayan "Başkanlar Kurulu" oluşturulmasını içeriyor. Türklş'teki toplantıda Divan Başkanlığı için Şevket Yılmaz önerilecek. Divan Başkanlığı için ileri sünilecek diğer adaylann arasında Deniz Ulaş İş Sendikası Başkanı Emin Kul ile Tek Gıdaİş Sendikası Başkanı Zeki Gedik'in isimlerinden söz ediliyor. YILMAZ'IN SÖZLERİNE TEPKİ Şevket Yılmaz'ın, önceki gün TtSK Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, TİSK Genel Kurul raporu ile ilgili olarak "Checkoff hakkındaki genel göriişleri hariç işverenlerin raponına evet diyorum" bıçiminde konuşması tepki yarattı. TİSK raporunda yer alan ve Şevket Yılmaz'ın "Checkoff hakkındaki göriişleri dışında evet dediğini' soylediği konular özetle şöyle: " İşverenlerin odedikleri iiyelik aidatı vergi bakımından masraf kabul edilmelidir. Hak grevi kaldınlmıştır. Konfederasyonumuzla birlikte bilim çevrelerinin uzun süredir savunduğu toplusozleşmelerle sağlanan banş dönemlerinin bak grevi ile kesilmemesi hukme bağlanmıştır. Esasen bir hakkın ihlaj edilip edilmediğini takdir edecek >egâne merci bağımsız Turk mahkemeleridir. Bu gorevi, grevin üstlenmeye kalkışması hukuk devleti anlayışı ile hiçbir surette bağdaşmayacağı gibi ilkel toplumlarda görulen ihlakı hak yolunun açılması demek olacaktır. Grevlerin makul süreyi aşması önlenmelidir. Konfederasyonumuza göre yapılacak bir kanun degişikliği ile grev ve lokavtın azami suresi 60 gün olarak kabul edilmeli, bu süre içinde anlaşma sağlanmazsa Toplu tş Sozleşmesi Yuksek Hakem Kumlu'nca bağıtlanmalıdır. Kıdem tazminatına ilişkin değişiklik, işletmeleri ve hatta tüm Türk sanayiini tehdit eden kıdem tazminatı yükünde beklenen ölçüde bir iyileştinne saglanmamıştır. Aksine gene bu dönemde yürüriiıge konulan 2869 sayılı kanunla evlenen kadın işçiye de kendi isteği ile işten aynlsa bile kıdem tazminatı odeneceginin öngöriılmesi, tazminat ödenecek halleri ve dolayısıyla yiikii bir miktar daha artırmışür." KLRTAJ TUZUGU YÜRÜRIÜĞE GİRDİ Kürtaj 10. haftadan sonra ancak tıbbi zorunluluk nedeniyle yapılacak SATIŞLAR DURGUN Yılbaşı dolayısıyla yapılan hindi satışlan çok durgun. Çok kişi hindüeri seyretmek ya da fiyatlannı sormakla yetiniyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Turkiye"de etkin bir nüfus planlaması uygulamasının bir ögesi olarak çıkarılmış bulunan kurtaj yasasına işlerlik kazandıracak kürtaj tüzuğü yurürlüğe girdi. "Rahim Tahliyesi ve Sterlizasyon Hizmetlerinin Yüriitülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük" adını taşıyan tüzüğe gore kurtaj ve sterlizasyon (kısırlaştırma) uygulanacak kişilerin reşit olmalan, ya da vasilerinden izinli bulunmaları şartı aranıyor. Tuzüğe gore kürtaj veya kısırlaştırma ameliyatı olacaklann "nza belgesi" imzalamaları gerekiyor. Gebelik süresi 10. haftaya kadar olan kadınlara uygulanacak kurtajın kadın doğum uzmanlarınca yapılması, on haftayı aşan gebeliklere ancak tüzüğe ekli listedeki nedenlerden birinin varhğı halinde rahim tahliyesi uygulanabileceği belirtiliyor. Bu nedenler arasında doğum ve kadın has talıklanna bağlı nedenler, doğu mu güçleştiren ortopedik engeller, kan hastalıklarına (anemi, sarılık) bağlı nedenler, kalp ve dolaşım sistemi hastalıklan, böbrek ve enfeksiyon hastalıklan ile hormonal ve ruhsal bazı hastalıklar sayılmakta. Tüzukte kadınlara ve erkeklere uygulanacak kısırlaştırma işleminin resmi ve ozel hastanelerde yapılması ve bu tür durumlarda aranacak izin belgelerinin düzenlenme biçimleri belirtiliyor. Pazarcılar Derneği Başkanı: Bir orta tabakadır tutturdu gidiyor herkes Belediyeye soruyoruz: Fire hakkımm niye vermi muzda, aldıgımız yanıt aynen zabıta memuryorsunuz?" Efendim, memurlarımız fire payını he şoyle : Efendim,hesabını yapalarımız bunun saplayamaz diyorlar.Hesap bilmeyenin belediye zamazlar. O'nun için veremeyiz. bıta memurluğunda ne işi var? Yani, satış fiyatına yansıtamazFUAT KOZUKLU "Bir orta tabakadır tutturdu gidiyor herkes. Kimine göre, gelir duzeyi yok denecek kadar olanlar, "Orta direğin ana kollarını" oluştunıyorlar. Kimine göre de, memur kesimi yeterli maaş alamadığından orta sınıfın asıl bireylerini oluşturuyorlar. Orta direk diye diye kendini acındıranlann sayısı her gecen gün artarken, esnaf kesimi ister yeterli gelir düzeyine sahip olsun, ister olmasın, ezilen, magdur olan kesim, yani "Orta direk", bizleriz diyorlar. Orta direk bizden alışveriş yapar. Fiyatlar astronomik olunca, belediye deneü'msizligini üstlenmezse pazarcı esnafından alınan vergi adil olmazsa, orta direk ezilir... Ve, ölür..." Bu sözlerin sahibi, haftanın her günu yaklaşık 200 yerde kurulan pazarların esnafının başı Istanbul Umum Pazarcılar Derneği Başkanı İbrahim Avcı. Avcı'ya göre, işsiz kesimin iş yapabildiği tek alan pazarlar. Buralan işsizliğin az da olsa eritilebildiği yerler. Pazarcılar Derneği Başkanı lbrahim Avcı, pazarcı esnafının sorunlarını dile getirirken, oldukça karamsar bir biçimde, yeni hükümetten, kendi deyimiyle "Orta tabakanın babası Özal''dan büyuk destek bekliyor. Avcı, sorunlarını şöyle dile getiriyor: "Biz, pazarcılar olarak, esnaf kesiminin bir parçasıyız. Resmi 13 bia, gayri resmi de 100 bin dolayında olan bir kesimiz. Adaletsiz vergi dağılımı, bizlerin. kırılmış bulunan bellerini tedavisi olanaksız hale getirmektedir. Ömeğin nasıl belimiz kınldı? Belediye pazarda tezgâh açan esnafa, yıizde 20 kâr haddi lanımıştır. Biz, bu kâr haddinden memnunuz. Ancak, kanunen hakkımız olan yiızde 12'lik fire hakkımızı belediye tanımıyor. Niye tanımıyorsunuz diye sorduğusınız ... Buynın, belediye zabıta memıırları hesap kitap bilmi>orlar dememek işten bile değil. Aslında bizim için bir şey farketmiyor. Biz, gıinlük ekonomik duruma göre aldıgımız fiyata kâr haddimizi ekleyip satı>oruz. Olan, orta tabakaya oluyor. Onlar. etkileni>orlar, alım güçleri kınlıyor. Hatta ve hatta öliiyor. Şimdi soruyoruz. Hesap bilmeyenin, Belediye Zabıta Memurlugu'nda ne işi var?..." Yılbaşı gecesi için hindi almak "baba" işi Dört, dörtbuçuk kiloluk bir hindi 4 bin 500 liraya satılıyor. Konuştuğumuz bir hindi satıcısı, "Bıktım" diyor, "Hem aîmıyorlar, hem de fıyat sorup duruyorlar. iki gündür siftah bile edemedim." REHA ÖZ Hindisinin de, yılbaşısının da.. Beyefendi biraz terbiyenin takınsanız.. Kısmetse evlat, kısmetse.. Hoppalaaa.. Tozuttu mu adam ne.. Yahu beyefendi, kötü bir şey demedik. Hindi.. Kısmetse evlat, kısmetse.. Dönup uzaklaşıyor adam. "Nesi var yahu bunun" diye bakınıyoruz çevremize, hindiler ibiklerini kızartmışlar, guluyorlar hep birlikte. Sürünün aralanndan bir yerlerde, elinde kocaman bir sopa biri duruyor. Bu kez onun yanına yanaşıyoruz. Afedersin bey kardeşim. Acaba bu hindi.. Bir dikleniyor, bir dikleniyor ki, sormayın. Hindilerinden daha da çok "baba"lan tutuyor ve hani biraz da biz diklensek var ya, iniverecek gibi geliyor elindeki sopa. Sorma sırası bu kez onda: Alıcı mısın bcyim? Evet.. diyorum ya, pek inanmışa da benzemiyor. Bıktım be.. diyor. Hem almıyoriar, hem de fiyat sorup duruyorlar. İki gündür tek siftah edemedim be.. Bak kardeşim.. diyoruz. Kusura kalma. Alıcı değiliz, gazeteciyiz. Hani şöyle bir röportaj.. Onun için sorduk da. Kusura kalma.. Eh, gazeteciyiz ya. Sorun kalmıyor ortada. Umarsız söylüyor o da. Şu gördüğün.. diyor. 4 bin 500 lira abicim.. Ne kadar gelir peki bu?.. Eh, dört, dörtbuçuk gelir işte. Kısa bir hesap: kilosu neredeyse bin liraya geliyor. Uzun bir "Yaaa.." çekip döngeri ediyoruz babahindilerin "glu.. glu.." sesleri arasında. Ve böylece de anlamış oluyoruz hindilerin neden böyle kasım kasım kasıldıklarını.. "Ne işin var oğlum burada" diyoruz kendi kendimize. "sana mı kaldı, bu orta direk bile olamamış halinde babahindi yemek.." Içimizden, "kabaramazsın kel fatma.." diye geçip karşılarına " n a n i k " yapmak da geliyor, ama tüm "Fatma"lardan utanıp uzaklaşıyoruz. Uzaklaşıyoruz ya, hep bir ağızdan hindilerin, tempo tuttuklarını da duyar gibi oluyoruz arkamızdan: "Bir baba hindi, hey allah.." LONDRA'DAN M. SAK1K YURDAKUL Doğal yasa yapay yasa Son haftalarda İngiltere, doğal yasalarla yapay yasalar arasındaki çatışmayı yansıtan, ilginç iki olay yaşadı. Biri Dizgi İşçileri Sendikası'nın bir basımevinde uyguladığı grevgözcülüğüydü; ikincisi, nükleer artıkları denize döken bir tesisin yarattığı radyoaktif kirlenmeyi önleme çabasıydı. Birincisinde, grev gözcülüğü hakkına, yapay yasalarla bir deli gömleği gıydirildiği için; ikıncisinde de doğa temizliği kural olduğu halde, yapay yasalar doğayı kirletenleri adeta koruduğu için; hükümeti, polisi, yargıcıyla yapay yasalar düzeni, doğal yasa bilinciyle çatışmaya düştü. İngiltere'nin batı yakasında, Irlanda Denizi kıyısında bir nükleer santral var. Eski adı VVindscale'di; şımdı Sellafield diyorlar... Bu tesise, dünyanın birçok yerinden nükleer artık gönderilir. Tesis de bu artıklan, bir buçuk kilometre uzunluğundaki bir boru hattıyla deniz yatağına pompalar. Bu nükleer artıkların deniz tabanına çöktüğü, doğayı kirletmediği söytenegeliyorbu öteden beri. Ama son sıralarda denizden alınan yosun örneklerinde radyoaktif kirlenmenin fazlalaştığı saptandı. Yöre çocukları arasındaki kanser olayları da artınca, suçlayan parmaklar bu nükleer tesisi göstermeye başladı. "GreenpeaceYsşiıbanş" adlı doğayı koruma örgütü harekete geçtı. Amaçları, nükleer artığı deniz yatağına taşıyan boruhattını tıkamaktı. Nükleer santralın avukatları "Vfeşilbanş"\ dızginlemek üzere mahkemeye başvurdular. Yargıç "Vfeş//6an$"tani boruhattını tıkamayacağına dair güvence yermesini istedi. Orgüt bu güvenceyi vermediği için 50 bin İngiliz lirası, yaklaşık 20 milyon Türk lırası para cezasına çarptırtldı. Ya sayı bilmiyor, ya hiç para cezası ödememiş bu yargıç diyorsunuz, biliyorum. Sayı bilmese de '"feşilbanş"çıların, doğayı koruma çabasında özden olduklarını biliyor yargıç hazretleri; "ama" diyor, "Birçok kişinin, ya fedekârlık duygusuyia ya meydan okuma arzusuyla, kendini, yasalann uygulaytcısı sayması trapkür. Kendilerini ne kadar haklı görürlerse görsünler, insanlar, yasalan kendi ellerine almaya kalkışmamalıdırlar. Yasalara olmasını ıstediğimiz şekliyle değil oldukları şekliyle boyun eğmeliyiz..." Gördüğünüz gibi, en azından bir yüzyıl geride kalmış, ataerkil devlet ve kamu düzeni anlayışının yargıç karanna yansıyan görüntüsü bu... Nükleer artıklar doğayı mı kırletiyor? Devlet var, hükümet var; size ne oluyor? Hükümet gerekeni yapar. Sezar'ın hakkı Sezar'a... Gerçekten hükümet tutmuş bir komisyon kurmuş; Sellafield nükleer santralı doğayı kirietiyor mu, kirletmiyor mu, onu araştırtıyor. Ama komisyon raporunu verinceye kadar iş işten geçecekmiş; dereye su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlayacakmış, o ayn. Çağımız devletinin üstlendiği yeni görevler sonucu palazlanıp büyüyen bürokrasınin aksamaya başlamasıyla, baskı gruplarının doğal yasalara işlerlik kazandırma çabalannın artması arasındaki bağlantıyı görmemek için, yapay yasa düzeninin yargıcı, savcısı, polisi, hükümeti olmak gerekiyor galiba... İkinci olay, Dizgi İşçileri Sendikası'nın, bir gazetedeki grev gözcülüğü. Muhafazakâr hükümetin 1980 ve 1982 yıllarında çıkardığı iki yasa, bir yandan sendika üyeliğini, bir yandan grev gözcülüğünü düzenliyor. Bir işyerinde en çok üyeye sahip sendikanın öteki sendikaları dışarması geleneğine, bu yasalar kâğıt üzerınde son vermışti. Yine aynı yasalara göre, greve gidilen işyerinde, ancak grevci işçiier grev gözcülüğü yapabiliyor. Ayrıca grev gözcülüğü, grevi daha etkinleştirme çabasıyla başka işyerlerine taşırılamıyor. Diyelim çelik işçileri grevde. O grevin etkinliğıni arttırmak üzere Örnegin doklarda ıthal malı çeliği ülkeye sokmamak için grev gözcülüğü yapamıyorsunuz. Ya da başka işçiler, grevdeki işyerinde, dayanışma amaçlt grev gözcülüğü yapamtyorlar. ilk bakışta çok doğal görünen bu değişikliklerle muhafazakâr hükümet, grev silahını, çakaralmaz, antika bir filintaya dönüştürmek ıstıyordu. Thatcher hükümeti bu yasaları çıkarırken, grevin, işçinin banşçıl silahı olduğu gerçeğini görmezlikten geldi; o silah kullanılamaz hâle gelırse doğal yasaların kapıyı omuzlayabileceği uyarısına kulak asmadı. Ama son defa Dizgı İşçileri Sendikası'nın Stockport Messenger gazetesinde giriştiği grev gözcülüğü, doğal yasaların sürgit gözardı edilemiyeceği gerçeğini ortaya koydu. Sayı bilmez bir başka yargıç, grev gözcülüğü yapmayacağı güvencesini vermeyi reddeden sendikayı ilkin 50 bin, ikinci kez 100 bin İngiliz lirası, yaklaşık 60 milyon Türk lirası para cezasına çarptırıp, tüm mal varlığına el koyar koymaz, sendika gazetenin önüne, bir gece içinde 45 bin grev gözcüsünü yığıverdi. Başka deyışle muhafazakâr hükümetin, grev gözcülenni hizaya getireceği sanılan yapay yasa, doğal yasa karşısında, daha ilk denemede çöktü. İngiltere, çağdaş devletin koşumlarına, doğal yasaları umursamaz ataerkil kafalı hükümetleri bağladığı sürece, bu olaylar yinelenecek gibi görünüyor. ANKARA (ANKA) Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun iki gun devam eden Genel Kurul toplantısı tamamlandı ve yeni yöneticiler belli oldu: TİSK Yönetim Kurulu'na seçilenler şunlar: • Halit Narin, Şahap Kocatopçu, Oğuz Pınar, Mesut Erez, Rasih Soraer, Nihat Yiiksel, İsa Soydan, Nazım Düzenli, Oral Turanoglu, Nurettin Kocak, Kenan Tiizttn, Refik Baydır, Metin Eriş, Sağlam Dalaman, Mehmet Ali Aydemir, Bahri Ersöz, Hulusi Çetinoğlu, Mustafa Agan, Metin tplikçi, Ali Nizamoğlu, Atilla Yurtçu, tsmet Akıncı, Talha Altınbaşak, Necmettin Ozdemir, Bulend Çorapçı, Nezib Tunçsiper, Orhan Demirtaş, Kudrel Baban, Esal Şensoz. TİSK'in yeni Yönetim Kurulu üyeleri belli oldu "Bir baba hindi, hey allah.." Hindilerden soz ediîirken, nedense hep " b a b a " sözcuğu getirilir başına. Yine, " h i n d i " deyince de sık sık yukandaki tekerleme. Ne demektir " b a b a " ? "Baba"nın türlüçeşitli anlamları vardır. Her şeyden önce.ailesel bir işlevi vardır. Insanın, çolukcocuk sahibi olan erkeğine denir. İkinci bir anlamı, büyukluğü içerir. "Çok baba adammış dogrusu.." diye boşuna demiyoruz ya! Burada " b a b a " sözcuğü, "büyük'Müğün yani sıra, belirli bir "sevgi"yi de banndınr bünyesinde. Üçüncü olarak da, yeraltı fellüerini içerTürktş yılbaşından sonra, dünyasımn kelli küçüğü vardır, mektedir. Gerçi, artış için resmen Çalışma Ba büyuğu vardır, ama " b a b a " yikanlığı'na başvuracak. ne de "baba"dır işte. Aslında şimdiye değin saydıANKARA (ANKA) Turkğımız bu "b«ba"ların tumu de Iş asgari ucretin arttınlması için, büyüklüğu, güçlülüğü ve liderlik yılbaşmdan sonra resmen Çalışöğelerini içermektedir. ma Bakanlığı'na başvuruda buBunun yani sıra bir de " a r g o " lunacak. kullanıhşı vardır ki, ne "iskele Asgari ücretin arttınlmasına babası"na, ne de "şam babagerekçe olarak, hayat pahalıhğısı "na benzemektedir ve bizim nın çekilmez bir hale geldiği ve asgari ücretle çalışanların aldık konumuz da değildir üstelik. Konumuz "hindi"ler aslında. ları ücretle mutfak masraflannı Her ne kadar, neden hep hindidahi karşılayamaz durumda bulunduklan bildirildi. Türklş Ge leri ya da insanları kızdırmak isnel Başkanı Şevket Yılmaz, aşı tendiğinde "baba" sözcüğü kullamlır, bunu anlayabilmemiz nan asgari ücretin arttınlması için, gerekli çalışmanın başlatıl olası değilse de.. Üstelik hindilerin "baba"hğı nereden gelir, dığını söyledi. Konuyla ilgili olarak, Yıl onu da bilmemekteyiz, ama bumaz'ın isteği üzerine Konfede günlerde hindi yemenin gerçekrasyon Araştırma Bürosu tara ten " b a b a " işi olduğu açık. "Bana ne, bunu da orta direk fından bir rapor hazırlandı. Hazırlanan rapora göre, SSK kap düşünsiin" diyeceğiz, ama o denli de ucuz değil işler. Öylesisamında bulunan asgari ücretle ne bir " b a b a " l a n tutmuş duçalışan işçi sayısı 1982'yılı rarumda ki hindilerin.. kamlarına göre, 458 bin 398 kiİşte bir hindi sürüsü. Çevreşi olarak belirlendi. Raporda, 1982 yılı itibariyle, sinde insanlar, insanlar.. Aman toplam sigonalı sayısı içerisinde o da ne? Şu baştaki babahindi.. öylesine bir didikliyor ki ustüasgari ücretle çalışan işçilerin ne uzanan eli.. Olası mı adamoranınm da yüzde 22 düzeyinde cağızın yakalayabilmesi?. Şöyle olduğu belirtildi. • "vakur" bir bakış "atfedip" kaRaporda, son 6 yılhk süre içerışıyor sürunün arasına anında. risinde asgari ücretle çalışanlann sayısında yüzde 6 artış olduğu, Eli didiklenenin yanına yanaşı1977 yılında SSK'ya kayıtlı işçi yoruz hemen: Afedersiniz, hindi yemege ler arasında asgari ücretle çahmi.. şanların oranımn yüzde 15 iken, Hindisinin de.. 1982'de bu oranın yüzde 22 dü Afeder.. zeyine yükseldiği bildirildi. Türklş ocakta asgari ücretin artmasını isteyecek Kütüphane açan Turizm Bakanı: Sanayi tesisi açar gibi sevinç duyuyoruz KONYA, (THA) Faik Soyman Çocuk Kutüphanesi, Kültür ve Turizm Bakanı Mukerrem Taşçıoğlu tarafından törenle açıldı. Taşçıoğlu torende yaptığı konuşmada, bakan olduktan sonra ilk ziyaretini Konya'ya yaptığını, ilk acma bahtiyarhğına eriştiği eserin Faik Soyman Çocuk Kütuphanesi olduğunu bildirdi. Taşçıoğlu, çocuklara hitap ederken, "Okumanın ne kadar güzel ve kıymetli bir şey olduğunu" anlattı, "Herhangi bir sanayi ve turistik tesis açarken nasıl kıvanç duyuyorsak, ondan belki daha fazla sevinçle bu kabil eserleri açmaktan bahtiyarlık duyuyoruz." dedi. Yuzme yarışlanna ne izleyici alınıyor ne de TV yayım yapılıyor (Basın) "Şebi Arus" törenlerini ilk kez 7 bakan birden izledi AVRUPA KUPASI YÜZME YARIŞLARI ANKARA (a.a.) Mevlana Haftası dolayısıyla Konya'da düzenlenen "Şebi Anıs"u izleyen yedi bakan dün Ankara'ya döndü. Devlet Bakanları Sudi Neşe Türel. Mesut Yılmaz, Abdullah Tenekeci, tsmail Özdaglar, Adalet Bakanı Necat Eldem, Içişleri Bakam AH Tannyar ve Kültür ve Turizm BakanıMükerremTaşçıoğlu, Mevlana Haftası'mn sona ermesi dolayısıyla, önceki gece düzenlenen "Şebi Arus"a katüdılar. Bakanlar dün sabah da bakanhklanyla ilgili incelemelerde bulundular, Konya'nın tarihi ve turistik yerlerini gezdiler. Afrikcfda milyonlar ölümle yüz yüze sıyla ağırlaşıyor. Sorunu ağırlaştıran nedenlerden bin de kıtanın en uzun süreli kuraklığı yaşıyor olması.. Mozambik nüfusunun yansı açhktan etkileniyor. Zimbabve'de 1 milyon baş hayvan olüm tehdidi altında. Birkaç yıl öncsine kadar "Siyah Afrika'nın tahıl deposu" olarak nitelenen Zimbabve artık uluslararası gıda yardımına muhtaç. Zambiya'da açlıktan kırılan köylüler kannlannı doyurabilmek için ot ve kök yiyorlar. Kuzey Afrika da açlık sorunundan etkileniyor. Bu yılki mısır rekoltesi 4 milyon ton civarında gerçekleşti. Olağan rekoltenin yarısından az olan bu uretim, Pretoria'nın uzun yıllardan beri ilk defa mısır ithal etmesiyle sonuçlandı. Etiyopya kıtlıktan en çok etkilenen ulkelerden biri. Eritre, Gondar, Tigre, Vollo ve Bale'de 3 milyona yakın insan açlık tarafından tehdit ediliyor. Bu bölgelerde yaşayan ve dörtte üçu kadın ve çocuk olan 1 milyona yakın insanın beslenmesi sadece bu ülkeye yapılacak gıda yardımına bağlı. Çocuklar, bir deri bir kemik, karınları şişik halde dolaşıyorlar. Kıta, kıthkla beraber hastalıklarla da karşı karşıya. Insanlan etkileyen kızamık, verem gibi hastalıklann yam sıra hayvanlar veba hastalığına yakalanıyorlar. ODTÜ kurucularından Prof. Parlar anılıyor ANKARA, (a.a.) ODTÜ kurucularından Prof. Dr. Mustafa Parlar, ölümünün 3. yıldönumu dolayısıyla, bugun ODTÜ'de terönle anılacak. Prof. Dr. Mustafa Parlar, Eğitim ve Araştırma Vakfı ile ODTÜ tarafından duzenlenecek anma töreni Mühendislik Fakultesi Konferans Salonu'nda, saat 11.00'de başlayacak. Torene katılanlar daha sonra Prof. Dr. Parlar'ın kabrini ziyaret ederek, saygı duruşunda bulunacaklar. Prof. Dr. Mustafa Parlar Eğitim ve Araştırma Vakfı Başkanı Dr. Ziya Tenil'in açış konuşmasıyla başlayacak olan anma töreninde, vakfın 1983 bilim ödulu ODTÜ Elektrık Muhendisliği Bölumu Oğretim uyelerinden Doç. Dr. Altunkal Hızal'a verilecek. Prof. Dr. Mustafa Parlar, Eğitim ve Araştırma Vakfınca ayrıca, bugun saat 14.00'de "Tiirkiye'de Elektrik ve Elektroıtik Sana>ii ve Sorunlan" konulu panel duzenlenecek. Dış Haberler Servisi Afriha, 10 yıl önce yüz binlece kişinin öliimüne yol açan kıtlığın ardından bu kez de milyonlarca kişi açlık nedeniyle ölümle yuz yü • ze. Gelişmiş ülkelerin depolannda 290 milyon ton tahıl kullanılmayı beklerken Afrika ülkeleri "acil gıda yardımı"na muhtaç durumda. Fransız " L e Monde" gazetesinin haberine göre Sahra'nın batısından kıtanın güney ucuna kadar Afrika, milyonlarca insanı çaresiz bırakan bir kâbus yaşıyor. Afrika son 10 yılın en büyük kuraklığıyla karşı karşıya. Tanma elverişli topraklar tamamen kurumuş durumda. Sürü hayvanlan açlıktan kınlıyor. İnsanlar açlıktan ölüyorlar. Kıthkla karşı karşıya olan 18 Afrika devletinin hepsinde, gıda maddeleri üretimi yarı yarıya azalmış durumda. Mozambik ve Etiyopya'da insanlar açlıktan ölürken, gelişmiş ülkelerin depolannda 290 milyon ton tahıl kullanılmayı bekliyor. 20 Afrika devletinde bir yandan gıda üretimi yarı yarıya düşüyor, bir yandan da, dünya ekonomisindeki duraklama, bu ülkelerin, gıda maddeleri ithalatını imkânsızlaştınyor. Birleşmiş Milletler Afrika İşleri uzmanı MayTİdes'e göre kıtaya acil bir gıda yardımı yapılmaması halinde, "Bir yıl içinde açlıktan ölenlerin sayısı 2 ila 3 Sav: Barolara çok önemli görevler düştiyor ANKARA, (THA) Ankara Barosu baş kan adayı Önder Sav, barolann şimdiye kadar geldikleri çizginin gerisine duşmemesi için adaylığını koyduğunu söyledi. Önder Sav, hafta içinde yapılacak olan baro başkanlığı seçimı hakkında THA muhabirine yaptığı açıklamada, Anayasa'da yer aldığı şekli ile barolann, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından biri olduğunu kaydetti. Sav açıklamasında, "İçindbulunduğumuz dönemde de bı rolara çok önemli görevler düştüğü inancmdayım. Bu amaçla baroların şimdiye kadar geldikleri çizginin gerisine düşmemesi için, elimden gelen her türlü gayreti gostereceğim. Adaylıgımı bunun için koydum." dedi. Le Monde'dan.. milyona ulaşabilir." Dünya Gıda Yardımı Örgütu (FAO) sözcüsu Raymond, " H e r şeye rağmen, Afrika'nın 510 milyonluk nüfusunun dörtte biri kötü besleniyor ve kıtlık, gıda fıyatlannı arttınyor. Bu Afrikalılann beslenmesini daha da zorlaştınyor." Afrika'nın beslenme sorunları, kıta nüfusunun tarımsal üretimden iki kat daha fazla artma
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle