18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 KASIM 1983 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Ozetle Gazetecilerin protes tosu Pakistan'da gazeteciler hukümete karşı 25 kasımda bir gösteri yapacaklar. Gösteride devlet korttrolündeki gazetelerde çaltşan 10 gazetecinin işten çıkarılması protesto edilecek. Pakistan Gazeteciler Birliği (PFUJ), hukümetin basın uzerindeki sansürü artnrması ve bazı gazetecileri cezalandırması uzerine, dunıntun protesto edilmesini kararlaştırdıklannı açıkladu Aynca, Pakistan'ın en eski üniversitesi olan Pencap Üniversitesi'nde çabşan 3 profesor hakkında soruşturma açıldığı belirtîliyor. İngiliz hiikümetL barıs gösterilerine karşı tutumumı sertleştiriyor Askeri üslere gîrenlere ateş açılabilecek Dıs Haberler Servisi NATO planı gereğince Ingiltere'ye yerleştirilecek olan Amerikan Cruise füzelerinin ilk bolümunıin önceki gün İngiltere'ye geldiği sö>leniyor. AP Ajansı'nın haberine göre onçekı gün dev bir Amerikan Galaxy C5 a nakliye uçağı, olağanüstu guvenlik önlemleri altında Ingiltere'deki Greenhan Common hava ussune indi. Uçak alana inerken, üssün çevresini saran gosterıciler, "İşte Allahın belası geldi" diye bağırmaya başladılar. Savunma Bakanı Michae) Heseltine parlamentoda yaptığı konuşmada uçağın fuzelerin yerleştirilmesi ile ilgili "araçlan" getirdiğini söyledi, ancak bu konuda başka bilgi vermedi. Sovyet TASS Ajansı, bu olayı derhal verdi. Batıh yetkililer, TASS'ın haberi bu denli çabuk vermesine işaret ederek, Sovyetler'in fuzelere ilişkin gelişmeleri bıiyük bir dikkatle izlediklerine dikkati çektiler. ATEŞ AÇILABİLİR Bu arada Ingıliz hükümetinin antinükleer gosterilere karşı tutumunu sertleştirdiği gozleniyor. Savunma Bakanı Michael Heseltine bir televizyon şirketine verdiği demeçte, askeri uslere girmeye kalkışanlara, ateş acılabileceğini söyledi. Heseîtine şövle dedi: "Asiıeri üsleri son derece sıkı guvenlik önlemleri ile korumak zorunda>ız. Nobetçiler usse girmek istejeni terörist sanarak ateş açabilirler. Çunkü, usse girmek isteyenin terorist mi >oksa gösterici mi olduğunu anlamak çok zordur." Heseîtine, tele\izyona bu demeci verdikten sonra, parlamentoda işçi milletvekilleri tarafından sıkıştırıldı. Işçiler, Heseltine'den göstericilere ateş açılmayacağına ilişkin guvence vermesini istediler. Heseletine, bu guvence>i veremeyeceğini soyleyince, ışçi miletvekilleri bağırmaya başladılar. GÖSTERİLER Galaxy C5 uçağının indiği, Greenham Common ABD ussu onunde günlerdir gosterıler yapılıyor. Son uç gun içinde, gosterilere katılan "Kadınlaıın Banş Kampı" orgutunün 200 uyesi guvenlik güçleri tarafından tutuklandı. Pazartesı gunü, îngiliz hukümeti us çevresindeki guvenlik öniemlerini arttırarak, Falkland savaşına katılan bir paraşutçu bırliğini yoreye gonderdi. 1979 tarihli NATO kararı uyarınca bu >ıl sonunda Avrupa'ya 572 Cruise" ve Pershing2 fuzesinir yerleştırilmesine başlanacak. 108 Pershing2 fuzesi sadece Federal Almanya'ya yerleştirilecek... Cruise fuzelerı ıse, İngiltere, Italya, Belçika ve Hollanda'ya yerleştirilecek. Atina'da binlerce gösterici ABD üslerini protesto etti ATİNA, (Cumhuriyet) Yunanistan'ın başkenti Atına'da on binlerce solcu ABD üslerini protesto etti. Ulkedeki dort Amerikan askeri ussunun kapatılmasını isteyen gostericıler, hukumetin uslerin faaliyetlerini beş yıl sure ile uzatacak anlaşmayı göruşmesini de protesto ettiler. Sayıları 10 bini geçen gostericıler parlamento binasına yurüduler ve parlamenterlere anlaşmayı ımzalamamalarını isteyen bir dilekçe verdiler. Gostericiler "Üsler kapatılsın", "Hukumetin gucu üsleri kapatmaya jeter" yazılı pankartlar taşıdılar. Gostericıler Amerikan üsleri konusunda referandum yapılmasını isteyen komunıstlerin çağrısı uzerine gerçekleşti. Başbakan Andreas Papandreu hukümeti, uslerin, ABD ile varılan anlaşmanın sona ereceği 1988 tarihinde kaldırılacağına söz vermişti. Ancak muhalefet bu sozun geçerli olmadığını, çunku sosyalist hukumetin beş yıllık döneminin 1985 yılında sona ereceğini belirtiyor. Uslerin beş yıl sure ile Yunanistan'da kalması konusundaki tasarı parlamentoda iki gun önce goruşulmeye başlandı. Papandreu'nun PanHellenik Sosyalist Partısı (PASOK) 300 uyelı parlamentoda 166 sandalye ile çoğunluğa sahip olduğundan, tasarının kolayca onaylanması bekleniyor. POLITIKADA SORUNLAR ERGUN BALCI Ekonomik arayış Gunümuzde bır ekonomik arayış içinde olan 3. Dünya ülke lerınde tartışılan modellerden bırısı de devletçilik. Kapıtalız mın dışa bağımlı ve çarpık biçımde geliştiğı, sosyalızmin ise gelışmiş bır ışçi sınıfı bulunmadığı ıçın kısa sürede bürokratildiktatöriuğe donüşme tehlıkesı ile karşı karşıya bulunduğu kı mı 3. Dünya ulkelennde devletçilik, diğer deyişle devletın ekonomik yaşamı ve ozel tesebbüsü denetleyip, yönlendıreceğı sistem tartışma konusu oluyor. Bu sorun kuşkusuz her ülkenir sosyal bünyesine ve ekonomik gelışme düzeyine göre değişır Ancak bu konuda aşırı lyımserliğe kapılıp, devletın özel teşebbusu ıstedıği gibi yonlendırebıleceğını sanmak da yanlış sonuçlara yol açabilir. Kapıtalıst sistem içinde kalmaya kararlı görünen ulkelerde devletın ekonomının egemen gücünden bağımsız olarak hareket edıp, onu denetleyebileceğını düşünmek soruna fazla gerçekçı bır yaklaşım olmaz. Kapitalist sıstemde. devlet özel tesebbüsü sınırlamak değil, ona destek olmak ıcın ekonomik hayata müdahale eder Kapıtalıst mantık içinde kamu kuruluşlarının özel kesıme karşı olmalan pek düşunülemez. Nıtekım Turkıye tarihinde 19321940 arasındakı devletçilik uygulamasının en radikal dönemlerinde bıle, devlet ışletmelerınin ozel teşebbüsün karşısında ya da onu kısıtlayıcı bır rol oynamalan mümkün olmamıştır. Ama bu dönemde, devlet birçok sanayı kuruluşlannı gerçekleştirıp. yeni yatırımlar yapmamış mıydı? Yapmıştı Sumerbank, Etıbank ve Madencılik Bankası gibi kuruluşlar, şeker, kâğıt ve dokuma sanayii gibi bir dızi dallarda yatırım yapmışlar, 1936 yılında çıkarılan bir yasa ile sanayı mallannın malıyet ve satış lıyatlarının saptanması ve denetlenmesı Sanayı Bakanlığı'na venlmiş. 1932 tarıhlı bır yasa ile de, çay, şeker ve kahve ıthalatının devlet eliyle yürütiıleceği kabul edilmıştı. Devletçilik. genç Turkıye Cumhurıyeti'nde başanlı sonuçlar vermiş, sanayinin kurulması yolunda önemh adımlar atıtmıştı Ancak unutmamalı kı, devletın sanayıı denetim altına aldığı o donemde Turkıye'de sanayı burjuvazısı yok denecek kadar cılızdı. Devlet, mevcut olmayan, ya da henüz çekırdek halinde bulunan sanayi burjuvazısinin görevını kendi omuzlarına yuklenmıştı. Sanayi burjuvazısinın cıhzlığına rağmen, devlete sanayi mallarını denetleme yetkısını veren 1936 tarıhlı yasa Meclis'te sert tartışmalara yol açmıştı. Buna karşılık o donemde ekonomıde egemen gücü oluşturan büyük toprak sahıpleri karşısında devletın etkın bir polıtıka uygulayabildiğı soylenemez. Aksıne, toprak sahiplerı. devletın ıktisadi politıkasından en fazla yarar sağlayan grup olarak görünmektedirler Atatürk çapındaki bır liderin bıle Meclıs'ten her açılışında köylüyu topraklandırmak ıçın yasa çıkarılmasını ıstemesine rağrnen, bu yasanın bır türlü çıkarılmayışı anlamlıdır. Atatürk ve İsmet Paşa: nın sonsuz yurt sevgısi, ılencilıği ve heyecanı, ekonomide ağırlığı olan kesimın toplumun çıkarları doğrultusunda kendısinı modernleştırmesını ve yenılemesinı sağlayamamıstır. Aslında 1932de uygulanmasına başlanan devletçilik modelıne, ıdeolojık olmaktan çok, pragmatik nedenlerle geçildiğı scylenebılır. 1929 dünya bunalımının Turkıye ekonomısıni de sarsması, burjuvazinın o zamana dek kendı başına bır varlık gösterememesi, devletı özel teşebbuse destek olmak için ekonomik hayata müdahaleye ıtmıştı. Sermaye kesimı, bu müdahaleyı, kendisıne yararlı olduğu ölçüde kabullenmiş, fazla ileri gidildiğinde ıse sert tepkı göstermekten gerı kalmamıştır. Devletçılığın uygulandığı donemde özel teşebbüsün güvenilir temsılcısi Celal Bayar'ın ya Iktısat Bakanlığı ya da Başbakanlık görevlerınde bulunması. bu kesimın kuşkularının yatışmasında önemlı rol oynamıştır. Burjuvazi, uzerindeki bürokratik denetimi 1950 yılında sılkeleyip atmış ve 1956 yılına kadar tarımda kapitalist ilişkılerde hızlı bir gelışme gorülmüştür. 1963'ten sonra ıse aynı gelişme sanayi burjuvazısinde ızlenir. Bu burjuvazi sağlıksız, dışa bağımlı, dayanıksız ve dayanıklı tüketım malları üretimden öteye gitmemış, ara malları ile uretım araçlan uretımine geçememiş olabilir. Ama gunumüz Türkiyesı'nde ekonomideki egemen güçtür. lyı nıyetlı bürokratlarm denetıminı kabul etmesıni beklemek pek gerçekçı olmaz. Nıtekım 12 Mart'tan sonra kurulan 1 Erim Hükumeti'nde "Onbırler" kanadı, bürokrasinin tarihsel özlemi içinde, burjuvazıyı denetlemeye ve reformlar yapmaya kalkıştıklarında düşmekten kurtulamamışlardır Kapitalist uretim biçımının egemen olduğu sistemlerde devlet olanaklan, buyük ölcüde ekonomide egemen kesımlenn yararına kullanılmakta, kotalar, teşvik tedbirlerı, krediler vs. bu kesımlenn çıkarları doğrultusunda ışlemektedir. Özel tesebbüsü denetlemek ya da kısıtlamak amacı ile girişilecek devletçilik denemesi ise devlet kapıtalızmine donuşme olasılığı ile karşı karşıya kalabılmektedir. Gunümuzde bır dizı ülkede gorülen bu olgu, bir bakıma doğaldır da Çünkü devlet, ekonomik altyapıdan soyutlanamaz. IngiltereMısır askeri tatbikatı hınandı tngütere ve Mısır birliklerinin katıldığı ortak askeri tatbikatlar, Libya'da çeşitli kentlerdeyapıtan gösterilerle kınandu Cösterilere katılanlar, Mısır'm topraklannı Amerikan ve îngiliz emperyalizmine açtığtm belirterek, sö'z konusu tatbikatların durdurulmasını istediler. Libya Meclisi'nden üyelerin de katıldığı gosterilerde, aynca Mısır'daki Hüsnü Mubarek yonetimi sert bir dille eleştirildi. Mubarek hükümetinin eski Devlet Başkanı Enver Sedatm izinden yürüyerek, Libya ya karşı kışkırtıcı politikasını surdürdüğü bildirildi. Sovyet ve Kübah diplomatlar Jamaika ile Grenada^dan kovuldu JAMAIKA Kingston, (Ajanslar) Jamnika hukümeti, 4 Sovyet diplomatı, 1 Kübalı gazeteciyi, Grenada Genel Valisi ise ulkedeki tum Sovyet ve Libya diplomatlarını sınır dışı etti. Parlamentoda bir konuşma yapan Jamaika Başbakanı Edvvard Seaga, Sovyet diplomatlarının yuksek duzeydeki bir Jamaika yetkilisini oldurmeyi planladıklarını ileri surdu. Seaga aynca Sovyetler Birüğı'ni sık sık ziyaret eden 25 Jamaika vatandaşının da isimlerini vererek bu kişileri uyardı ve ulusal çıkarlara aykırı davranmaktan kaçınmalarını istedi. Seaga hukümeti iktidara 1980 yılında geldi. Ondan dnce yönetimde, Kuba ile yakın ilişkileri bulunan solcu Michael Manley hukümeti bulunuyordu. Seaga, sınır dışı edilmesine karar verilen dort Sovyet diplomatının KGB ajanı olduklarını ileri sürdu. Seaga, Kübalı gazetecı Dario Ibamez'in de Sovyet dıplomatları ile işbirliği yaptığını söyledi. Bu arada, Grenada Genel Valisi Sir Paul Scoon, Sovyetler Birliği ve Libyalı dıplomatlarının sınır dışı edildiğinı ve Kuba Buyükelçisi'nin de adada ıstenmediğini bildirdı. Kanada Basın Ajansı'nın verdiği haberde, Scoon'un "Bütiin terörist birimlerin ülkeden mumkun olduğu kadar çabuk çıkmasını isti>orum" dedıği behrtıldi. Küba Dışişleri BakartYardun Filipinlerde 1984 mavısında seçim var MA.NİLA, (a.a.) Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos, dün Manila'da yayınlanan bir BaşkanlıkSarayı bildirisinde, yasama seçimlerinin "özgür, durüst ve demokratik" bir şekilde 1984 mayıs ayı içinde yapılacağı yolunda guvence verdi. Bıldiride Devlet Başkanı Marcos'ın bu guvencesinin hükumet \e muhalefet yönetıcilerinin Filipınler'de siyasi yaşama dönuş olarak değerlendirdikleri seçımlerın yapılması konusunda belıren şupheleri dağıtmayı amaçladığı belınıliyor. 18 yıldan bu yana ülkeyı yoneten 66 yaşındaki Marcos, Bakanlar ve Filipinler'in askeri yetkilileri ile pazartesı gunu yaptığı bir toplantıda olumu veya kendini bilmez duruma duşmesi halinde Başbakan Cesar Virata'nın Devlet Başkanlığı gorevine geleceğini söyledi. Reagan. Uzakdoğıı Va Gidiyor ABD Başkanı Ronald Reagan'ın hayati önem taşıyan iki Asyah muttefıki ile ilişkUerisağlamlastırmak amacıyla gelecek hafta Japonya ve Güney Kore'ye gideceği bildirildi. ABD yetkilüeri, seyahatin acit durum hali dışında ertelenmesinin dusünulmediğini soylediler. cısı Rıcardo Alarcon ıse Kuba'dan Grenada'daki tum diplomatlarını 24 saat içinde cekılmesinin ıstendiğini, ancak adadakı tum Kübalı personel ulkeye donmediğı surece diplomatların çekilmeyeceğini söyledi. Alarcon, aynca, St. George'dakı Kuba Buyükelçiliği'nin ABD askerleri tarafından kuşatıldığı yolunda haberlerin kendilerine ulaştığım bildirdi. Kuba hükümetinin, adadaki f üm Kübalıların guvenliğınden ABD'yi sorumlu tuttuğunu söyleyen Alarcon, ABD dış politikasını saldırgan ve irrasyonel olarak nitelendirdi. Grenada'da geçen perşembe gunü ABD işgal kuvvetlerının bir akıl hastanesine yonelik saldınsında olu sayısının 80'e çıktığı bildirildi. Yetkililer, kurtarma ekıplerinin çahşmalarına devam ettiklerini, yıkıntılar arasında bugun iki ceset daha bulunduğunu ve olu sayısının artmasından korkulduğunu soylediler. ABD, hastanenin kazara bombalandığını, bınanın uzerinde hastane olduğuna dair bir işaret bulunmadığını ileri sürmuştu. Amerikan kuvvetlerinin Grenada'daki direnişi kırmaları uzerine, ABD yonetiminin şimdi, dikkatini adanın siyasi geleceği üzerine yonelttiğı bildirildi. Arjantin seçinılerî^ Latin Amerikcfda coşkuyia karşı landı Dış Haberler Servisi Arjantin seçimlerini Radikal Partinin kazanması Latin Amerika'da coşkuyia karşılandı. Latin Amerika ulkelennde hukumetler, muhalefet, basın Raul Alfonsin'in Devlet Başkanı olmasını kutlarken, Arjantin'in demokrasıye donmesınin tum Latin Amerika ulkelerıne örnek olması gerektiğini belirttiler. Meksika'da yayınlanan "Excelsior" gazetesi, "Arjantinliler kazandı. Zafer demokrasinin" başlığını attı. Fransız sosyalistlerinde bütünleşme MEHMET ALTAN PARİS Fransa'da mart a>ında yapılan ve sağın zaferi ile sonuçlanan yerel seçimler Mitterrand başkanlığındaki sosyalis' yonetım için bir "tehlike çanı" niteliğindeydi. Ama bu sonuç Sosyalist Parti'nin uç gun once sonuçlanan 7. Olağan Genel Kurulu'nda Fransa Devlet Başkanı François Mitterrand'ın parti içi muhalefetle geçici de olsa bir "uzlaşma"ya gidebilmesini sağladı. Ve Genel Kurul sonucunda 131 uyeli Genel Yönetim Kurulu'nun 102'sini Mitterrand yandaşlarıyla onu destekleyen Başbakan Pierre Mauroj ile Michel Rocard ekipleri aldı. 23 uyelik parti içi sol kanada giderken, üveliklerden 6'sını daha once partinin sağ kanadındaa olmasına karşın şimdi Mitterrand'la bırlıkte hareket eden Rocard'ın eskı arkadaşlannın oluşturduğu "Yeni Rocardcılar" olarak :anımlanan grup aldı. Ve en onemlisı kongre, "tek bir sonuç bildirgesi"nde birleştı. Kongrede ağırlığını koyan Mitterrand Fransa'daki sağ muhalefete karşı bir atağa kalktı. Bu ataktaki en büyük amacı da kuşkusuz parti militanlannı ve aktif sempatizanlannı sağa karşı mobiüze etmekti. Mitterrand'ın kongre oncesi çekindiği bir diğer konu, sol muhalefetın hukümet onağı Komünist Partisi'ne yakın göruşlerle parti içi muhalefeti yoğunlaştırmalanydı. Bu Komunı^t Partisi'nin bir dönem, eleştırilerini daha da sıklaştırmasına neden olmuştu. Parti içi sol muhalefet hukumetin icraatının "teoride sol pratikte sağ" olduğu eleşiirisinı yoneltiyordu. Ama Mitrerrand ve ekibi kongre boyunca Fransız sağının guçlenmesinın Sosyalist Parti açısından tehlikelerini, sonuç olarak da buııun genel seçimlerde iktidara mal olabilecek olası yansımasını işlediler. Sonuçta Mitterrand hizip başlarıyla cumartesiyi pazara bağlayan gece, 12 saat boyunca tartıştı ve en azından gorunuşu kurtarmak için tek bır sonuç bildirgesinde "hoRtojenlesmenin zorunlu olduğunu" gundeme getirdi. Mitterrand'ın işlediği bır diğer konu, parti içi sol muhalefetın ayrı telden çalmasının Komünist Parti'yi, Sosyalist Parti karşısında guçlendireceği ve bu partinin daha aktif bir eleştiri kampanyasına başlayabileceği ihtimaliydı. Mitterrand'ın işlediği bu temalar meyvesini verdi ve kongrenin tek bir sonuç bildirgesiyle biürilmesi sağlandı... Tek bir sonuç bildirgesinde birleşilmesi, Mitterrand ve ekibine kısa sureli de olsa bır parti içi zafer kazandırdı. Ama bundan sonrakı donemde bu bırliğin ne kadar surdurulebileceği kuşkulu. Hele parti içi sağ grubu oluşturan Rocard'ın da Mitterrand'ın yanında yer alması, Mitterrand yonetiminin sağa kaydığı yolundakı kanıları kuvvetiendiriyor ki, bu da önumuzdeki donemde Fransız Devlet Başkanı'nın oldukça başını ağrıtacağa benziyor. 7. Olağan Genel Kurul'da gerçekleşen parti içi değişimin 1986 genel seçimlerinde Sosyalist Parti'ye ne getıreceği şimdiden merakla bekleniyor... ABDPolonyn ABD, iki yıl önceki sıkıyönetim ilamndan sonra, Polonya'ya uygulanmaya başlanan ekonomik yaptınmlardan bazılarını kaldıracak. Beyaz Saray Basın Sözcüsu Yardımcısı Larry Speakes, "Papanın geçen hazjran ayında Polonya 'ya yaptığı ziyaret bazı siyasi suçluların serbest bırakılması bakımmdan yararlı olmuştur, ancak haien tophtmun istediğimiz kesimlerinde bir diyalog kurulmamış ve ulkedeki sınırlamalann gevşetilmesi tatminkar olamamıştır. Bu yüzden bizim suurlamalanmız da kadameli bir şekilde gevşetilecektir" dedi. FRANÇOİS MİTTERR.'VND Parti içi muhakfetle, geçici de olsa, uzlaşma saglayabüdi. Tunus Büyükelçisi gazetemizi ziyaret etti Ankara'da dört hafta önce göreve başlayan Tunus Büyükelçisi Othman Laouani dün gazetemizi ziyaret etti. Genel Yayın Müdürümüz Hasan Cemalie bir ' süre sohbet eden Buyükelçi Laouani, ülkeler arasmdaki iyi dostluk ilişkilerinin geliştirilmesinde basının önemine isaret etti. Insanlığı bekleyen felaket: Biyolojik silahlar rikalılann bu projesi Ingilizlerin şiddetli muhalefeti sonucunda yarım kaldı. Ingilizler Amenkalıların biyolojik silahlan kullanmasının Almanları Avrupa'da aynı tur silah kullanmaya teşvik etmesinden korkuyordu. Mayıs 1945'ten itibaren Avrupa'da Almanlardan herhangı bir tehlike gelemeyeceğıni duşunen ABD, artık biyolojik savaşı ciddi olarak ele alabileceklerini duşunmeye başladı. Ancak karar, Potsdam Konferansı'nda muttefıklerin fikrinin alınması için bir sure ertelendi. Konferansın başlamasından birkaç gun sonra Roosevelt "Alamogordo" nukleer deneyinin başarnla gerçekleştirıldiğını haber veren bir telgraf aldı. Bunun uzerine Churchill'in de destekledıği nukleer silah kulanma alternatifi benımsendi ve biyolojik savaş fikrinden vazgeçildi. Japonlar veba, kolera tifo gibi bulaşıcı etkenleri, Sovyet, Amerikan ve Çinlı savaş tutsakları uzerinde denedıler. Bu da 3 bın insanın kobay olarak kullanılıp oldurülmesıne yol açtı. Japonya biyolojik silahlan hazırlamakla da kalmayıp, Çinlilere. Moğollara ve Sovyetlere karşı da belli zamanlarda kullandı. Bugun ABD ile SSCB arasındaki bir çatışmada her iki tarafın da kimyasal ve biyolojik silahları kullanmaktan kaçınmayacağı biliniyor. SSCB'de kimyasal savaş tekniklerinin geliştirilmesi için uğraşılıyor. Sovyetler'in kimyasal sılahları hakkında elde çok az bilgi var. Ancak, Sovyet cephaneliğının uçte bınnın kimyasal silahlardan oluştuğu ve bunların roketlerle, SS 12, SS 20, Scud B gibı balistik füzelerle ve havan toplarıyla atılabileceği biliniyor. Cenevre'de kavga konusu: LtibnanIsrail anlaşması Dtş Haberler Servisi Cenevre'de suren Lubnan Ulusal Uzlaşma Konferansına katılan temsilcıler, ulkenin 'Arap Karakteri" hakkında anlaşmaya varırken, Lubnanİsrail arasında bu yılın mayıs ayında imzalanan yabancı birliiclerin çekilmesine ilişkin anlaşma konusunda sert tartışmalara girdiler. Konferansın sozcüsu, temsilcilerin "Lubnan'ı bağımsız bir Arap iilkesi" olarak kabul eden bir tasanyı onayladıklarını söyledi. Anlaşma, Lubnan'ın bir Arap ulkesi olarak diğer Arap ülkelerine karşı sorumluluklannı yerine getirmesi gerektiğini belirtiyor. Beyrut'ta yayın yapan Merkezi Haber Ajansı adlı radyo, toplantıya katılan temsilcilerin, Lübnanlsraıl anlaşmasını tartışmasını ertelediklerini belirtirken, Cenevre'de bulunan Dürzi kaynaklar Velid Cunblat'ın bu konuyu dunku oturumda gundeme getirmeye çalıştığını, ancak sert tartışmalar çıktığını bildirdiler. AP Ajansı'nın haberıne gore, Dürzi lider Cunblat'ın önerisi, Lubnan Devlet Başkanı Emin Cemayel ve babası. sağcı Hıristiyan Falanjist Parti'nin kurucusu Pierre Cemayel'in karşı çıkmaları uzerine gundeme ahnrnadı Cunblat dunku oturumun ardından gazetecilere yaptığı açıklamada konuyu yeniden gundeme getirmeye çalışacağını söyledi. Cunblat, dunku toplantının bitmesini beklemeden ayrıldığını söyledi. Lübnanîsrail arasında, ABD'nin girişimiyle imzalanan ve yabancı birliklerin Lubnan'dan tümüyle aynlmalarını öngoren anlaşma, Cenevre Konferansı'nın "anabtar konusu" durumunda. Hıristiyan temsilcıler konunun, Konferansın ilk gunlerinde tartışılması halinde göruşmelerin çıkmaza girmesinden korkuyorlar. Suriye Dışişleri Bakanı Abdül Halim Haddam ise, Lubnan yetkililerine konunun tanışılması için baskı yapıyor. Israil yetkilileri, anlaşmanın iptal edilmesi halinde, Lübnan'dan çekilmeyeceklerinı açıklamışlardı. Durzi lider Velid Cunblat Cenevre'de bir Tunus gazetesine verdiği demeçte, "Lubnan devletine karşı olduğunu, ancak kendisinin anarşist ya da vatanhaini" olmadığını soyledı. Hıristiyanlann etkinliğindeki Lubnan devletine karşı olduğunu belırten Cunblat, tum Lübnanhların bir arada yaşayabilecekleri bır ulke yaratmak istediklerini söyledi. Federal Almanyn Geçtiğimiz iki ay boyunca, Federal A Imanya 'dan stğınma hakkı isteyen kişilerin sayısmda önetnli bir artış görüldüğü bildirildi. Federal Alman yetkililer, nisanağustos arasında her ay ortalama 260 ile 323 kişinin siyasi sığuıma istemiyle basvurmuş olmasına karşın, eyiül ayında bu sayının 406 ya, ekim ayında ise, 860'a ulaştığım kaydettiler. Yapay nehir Libya'da kuzeyden güneye uzanacak yapay nehir projesi hazırlandığı bildirildi. Libya Halk Sosyalist Cemahiriyesi Devlet Başkanı Muammer Kaddafî, Libya'da kuzeyden güneye uzanacak yapay nehrin yapımı için diğer Arap ülkelerinden yardun istediklerini ve nehrin kızgın kumlara canlıhk getirip çölü yaşatacağını söyledi. Çiri'de ölü bebekler serg'üeniyor Çintn başkenti Pekin'de gelecek nesiüerin eğitilmesi amacıyla ölü doğan bebeklerin sergilendiği bildirildi. Devlet Aile Planlama Komisyonu Sö'zcusü Wang Lian Cheng, Pekin'de açılan serginin amacının, kafnuoyunun dikkatini yeni çıkanlması planlanan soyaçekim eğitimiyle ilgiliyasaya çekmek clduğunu söyledi. Sergide, elsiz, kolsuz, beyin boşluğu olmayan, birbirlerine çeşitli yerlerinden yapıştk ölü bebekler sergileniyor. Dış Haberler Servisi Silahsızlanma konferanslarının gündemde olduğu, nukleer silahlara karşı gösterilerin bütun şiddetiyle yoğunlaştığı günumuzde biyolojik savaş hazırlıklan da sessiz sedasız yuruyor. "Le Nouvel Observateur" dergisinde çıkan bir yazıya gore uzun suredir bilinen kimsayal silahlann yanı sıra mikrobik silahlar da savaş alanlarına çıkma hazırlığı içinde. Biyolojik ve kimyasal silahlar ınsanlık ve doğal çevre için büyuk felaketlere neden olabilecek guçte. Örneğin bulaşıcı mikroplar taşıyan sılahlann bazıları kullanıldıklan bolgedeki insanlann yüzde 90'ının olumune neden olabilir. Savaş alanında kullanıian kimyasal silahlar ise, korkunç sonuçlar doğuruyor. Yeni geliştirilen ve sinir sistemi uzerinde etkili olan bir maddenin 10 miligramı solunum yoluyla, 2 miligram kadar kuçük bir dozunun deriyle ya da giysiyle teması doğrudan ölume yol açıyor. Bu silahlardan bir bolumu 2. Dunya Savaşı sırasında Meksika Körfezi'nde denendi. Bu alandaen etkili vol "botilik basilinin" besin maddeleri aracıhğıyla yol açtığı zehırlenme. BotiLik basilinin 30 gramı Fransa nüfusunun tamamını (55 milyonu) yok edecek güce sahip. Teknoloji burada da durmuyor. Bugun yeni silahlar uzerindeki çalışmalar buyuk bir gizlilikle sürdüruluyor. Bunlardan biri insanlann koruyucu gaz maskelerini boğulma hissiyle çıkarıp kendilerini ölumün eline bırakmalarını sağlıyor. Deneyler farklı ırklardan gelen insanlann kanlan uzerinde ve genetik silahların geliştirilmesi yönunde. Atlann ehlileştirilmesi gibi bu Uluslararası Af Örgütü: Afganistan'da işkence yaygın LONDRA (AP) Uluslararası Af Orgutu dün yayınladığı bir raporda Sovyet işgali altındiki Afganistan'da yaygın şekilde işkence yapıldığını açıkladı. Örgutün eski mahkumlarla yaptığı goruşmelere dayanarak yaymladığı raporda, Afganistan Devlet Başkanı Babrak Karmal yonetiminin yalnızca Başkent Kabil'de sekiz işkence merkezinin bulunduğu, genç kızlardan aydınlara kadar binlerce tutukluya ağır işkenceler vapıldığı belirtıldi. Çoğunluğu Hindistan'a kaçmış olan eski mahkum ve akrabalarıyla altı ay suren goruşmeler çonucunda yayınlanan raporda, işkenceye uğrayan tutukluların bazılarının akli dengelerini yitirdikleri, sağır ya da dılsiz kaldıkları kaydedildi. Raporda, işkencelere Sovyet askerlerinin katıldığı yolunda herhangı bir kanıt bulunamadığı bildirildi. Bir yandan biyolojik savaş eğitimi yapılırken. bir yandan da mikroplar ehlileştirilivor. gün mikroplar da ehlıleştiriliyor. Mikroplar bellı bir zamanda bel!i bır bolgede etkili olmaları için programlanıyoriar. İtalyanların Etiyopya'da İpetrik gazını kullanması, binlerce kişinin olumune yol açmıştı. Japonlar 1937'de Mançurya'da boğucu gazlar kullanmışlardı. 2 Dunya Savaşı sırasında Japon Kara ve Deniz Kuvvetlerı Yuksek Komutanüğı Manannes Adaları savaşında kimyasal silahların kullanılmasını istemiş, ancak bu istek General Tojo tarafından reddedilmişti. 1945'te kimyasal savaşı yurütmekle görevli Amerikan yetkilileri savaşı sona erdirecek öldurucu darbenin, Tokyo'ya yapılacak bir kimyasal bombardımanla vurulabileceğini düşünmuşlerdi. Amerikan yetkilılerine gore bu, milyonlarca kişinin olumune ve Japon Silahlı Kuvvetlerı'nin teslim olmasına yol açacaktı. Ame Körfez ülkeleri toplandı DOHA (ANKA) Katar'da toplanan Korfez Birliği Konseyi Dışişleri Bakanlan, bolgeye yabancı mudahalenin onlenmesi amacıyla askeri işbırliğinin artması konularını göruşmeye devam ediyorlar. Konsey yetkilileri, Konsey'in ilk ortak askeri tatbikatını geçtiğimiz ay Birleşik Arap Emirlikleri'nde gerçekleştirdiğini hatırlatarak, bu tatbikatlarla, dış tehlikelere, özellikle Iran'a karşı bir ortak guç oluşturulmasının amaçlandığını belirtiyorlar. Gözlemciler, Korfez ülkelerinin, İran'ın bolgede gerçekleştirdiği keşif uçuşlarını son haftalarda artırmasından duyduklan endişeye dikkati çekiyorlar. Korfez İşbirliği Konseyi üyesi ulkelerin dışişleri bakanları, önceki sabah biraraya gelerek, gelecek hafta yapılması planlanan zirve toplantısı için bir gündem beh'rlenmesi uzerinde göruştuler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle