Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EKİM 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 Dar yaşamın zengin verimi Uıyık bir Behçet Necatigil / "Bütün Eserleri" / 4 Cilt / Cem Yayınlan / Basıma hazırlayanlar: Ali Tanyeri, Hilmi Yavuz. KONUR ERTOP Behçet Necatigil çevirmen, de••emeci, incelemeci, radyofonik un yazarı olarak çok ürün VCTıi. Ama gerçek ününü ozan ola•ak yaptı. Onun şiirinde kendi :anımlamasıyla "ev ve her günkü yaşamlar", "bttyük şehrin artafakir sınıf ev, aile ve çevreleri", "evin, ocağın vazgeçilmezügi, kişinin ancak evinde oluşabileceği. ne yapsa etse davranışlannı bu dar daireden dışarı tajiramayacağı" anlatılır en çok: "Onlar hınsuzluklarda donmuş, katı/ Bir turlü bitmek bilmeyen ay sonlanm/ Hiç mi yaşamazlar, şasryorum./ Kanlı kırrnızı vollarda beyaz sinirii soluyan/ Azgın yaüştıncı ay başlannı onlar/ Hiç mi bumezler, şaşıvorum./ Geçer gider örnürler kışlar, baharlarla değil,/ Eriyen yağlar, tükenen sabunlarla geçer gider./ Çocuklar büyür gider, baslayan şarkılarla değil,/ Eskiyen giysiler, tükenen güçlerle buyur gider./ Evde hasta oldu mu hepimiz hasdogru, çok çiğ!/ Gözlerinin dalışı bile çok çig, çiinkıi/ Çünkü hançer nakışlannda bu çılgın çağrı,/ Bu çüriik iplik, bu ensiz atkı,/ Bizim!" İÇİMİZDEN BİRt Koşup duran, çabalayan, itilip kakılan küçük insanın çevresiylc çelişkileri canlandınhr: "Bu bir yerden ötekine yetişmeler koşmalar/ Bu laşıllar bu ekmek bu et kömür yağ/ Sizin böyle adi konularla işiniz yok/ Böyle küçük geçici/ Ah siz ne cici/ Süzülmek bulutlarda/ Acaba." Kadınların sorunlan yansıtıhr. "Kadındılar hep onlardan islendi/ Agırdı kaldırdılar/ Taşlıydı bırakılsa elleri/ Düşer kalırdılar/ ttilmiş gündüzlerde/ Çoğu ancak gecelerde vardılar/ Çağrıldıkça geçici/ Fısıltılara kandılar..." Çocuklann beklediğı ilgi, esirgeme bu şiirı buyuk ölçude besler: "Tann onlan dört gözden ayırmasın/ Hiçbiri anne baba yokluğu bilmesin... Bizler ki büyukken bu kadar yalmzız da/ Ya onlar küçiicük kalırsa ardımızda?" Bir olur. Bazen boşlukları, kopukluklan okurun tamamlaması beklenir. Günlük yaşam yanında mitolojiye, eski edebiyatırruzdan zenginliklere de yer verir. Değişen, yenilenen bir yapı ustahğı onun şiirini kırk yılı aşkın süreyle ayakta tutmuştur. NECATtGtL'İN DÜZYAZILARI Necatigil titiz bir çevirmen olarak kendi kişilik ortamına yatkm yazarların yapıtlannı çevirdi Almancadan dilimize. "tsimler" ve"Eserler" sözlükleriyle kılı kırk yaran bir incelemeci olduğunu gösterdi edebiyat tarihi dahnda. 450 sayfahk bir cilt oluşturan "Düzyazılar" kitabındaki denemeleri bir yanıyla onun sanat anlayışına ışık tutuyor. Öte yandan yazarlar, edebiyat hareketleri üzerindeki sayfalarıyla öğretici nitelik taşıyor. Orneğin XVI. yy. Divan ozanı Zati, Necaüğil'in "Musullu Süleyman" romanını bugünkü dile aktardığı Ahmet Mithat Efendi, "Muhaderat" romanını radyo oyunu haline getirdiği Fatma Aliye Hanım, F.Celalettin, M.S.Sutuven. Cahit Sıtkı, Ziya Osman, Tahir Alangu vd. içın yazdıklan, Halk öyküleri, Bcş Hececiler, Yedi Meşaleciler, Garipçiler, tkinci Yeni vb. ile ilgili sayfalar incelemeci ve yakından tanık nitelikleriyle edebiyat tarihimize katkılar sağlıyor. Ozanın yapıtlannı dilimize çevirdiği sanatçılardan Heinrich Heine, Strindberg, Knut Hamsun, Unamuno, Rilke, Günter Eich, Sadık Hidayet'i konu edinen sayfalar da dünya yazınından esintiler getiriyor. ERHAN BENER Turk yazınında Ayla Kutlu gibi daha ilk yapıtıyla kendisini kabul ettiren pek az isim vardır. "Kaçış" romanıyla ustalığını kanıtlayan,"Islak Güneş"le yeteneğini pekiştiren Ayla Kuüu ile yapılan konuşmalardan öğrendiğimize göre, kendisinin en önemli yapıtı saydığı uçuncü romanı "Tutsaklar"ın yayımı çeşitli nedenlerle gecikmiş. Biz "Tutsaklar"ı beklerken elimize geçen yazann dördüncü romanı "Cadı Agacı", belki "Kaçış" ve henüz bilmediğimiz "Tutsaklar" kadar önemli bir roman değil, ama yazara bağlanan umutları boşa çıkarmayan bİT yapıt. Bir bakıma, önemli bir savıyla karşımıza çıkan ve okuyuculan adeta anlayışsızlık ve ince zevkten yoksunlukla suçlayan, anlatımı çetreFıU konu ve içeriği hiçe sayan, gorünmez kumaştan yapılmış giysilere benzeyen romanların yanında "Cadı Agacı", roman okumanın gerçekte zevkli bir uğraş olduğunu, okuyucuyu düşundurmenin, onu karmaşık sözcük ve tümce labirentlerinde boğmak demek olmadığını gösteren gerçek bir roman. Ayla Kutlu, "Cadı Ağaa"nda okuyucularına merakla ve eksilmeyen bir ilgiyle izleyebilecekleri bir serüven örgüsu sunarken, kendine özgü, yeni, akıcı bir dil kullanıyor ve onlan bireyin psikolojisi içinde verdiği toplumsal sorunlara yönelterek, kitabı bitirdikten sonra da düşünmeye zorluyor. YAYIN DUNYASINDA SANAT EDEBÎYAT Jloman adına Duyduk Gördük Artık Brezilyu'nın da bir Zoro'su var Brezjlya'mn yeni bir Zoro'su var artık. Rio de Janeiro Belediye Başkanı Brizola, ülke yöneticilerinin tedirgin bakışlan arasında bildiğini okumaya devam ediyor. Brizola kentte 100'den fazla okul açılmasım 3000 kişilik öğretmen açığınm da kapanmastnı sağladı. Devletin parasal desteğiyle 10 toplu taşıma işletmesinin kurulmasına önayak oldu. 20 kadar polisi, işkenceyle ö'liime neden oldukları gerekçesiyle hapse attırdt. Rio de Janeiro askeri polisi diye bir örgüt onun sayesinde yok artık. Bu örgüt /j ve Işçi Bulma Kurumu'na dönüştürüldü. Toplumdan aldığı desteğe guvenen Brizola, siyasal nedenlerle öldürulenlerin ya da kaybolanlann ailelerini de maaşa bağladu Brezilya'daki yönetimse, ülkenin bu en büyük kentindeki gelişmeleri dikkatle izliyor ve bu gidişle ülkenin siyaset sahnesi epey kanşacağa benziyor. yupit Cadı Ağacı / Yazan: Ayla Kutlu / 198 sayfa / Bilgi Yayınevi Kutlu başansını, romanda pek önemli rolleri olmayan, bazen şöylece görünüp giden kişilerinde de gösteriyor. Örneğin Nilüfer'in ilk muayenehanesini açtığı kenar mahalledeki komşusu Şaziment Hanım, Şaziment Hamının kocası, aynı sokaktaki fotoğrafçı, Gölbaşf ndaki gazinonun patronu, çiçekçilik yapan üniversite mezunu bir karıkoca, Nilüfer'in büyük bir düş kınklığıyla sonuçlanan gönul ilişkisine son verdiği gün, otobüste karşılaştığı yaşh adam, öylesine canlı, yasayan kişiler. Romanın ikinci derecede önemli kişilerinden Nilüfer'in erkek kardeşiyle annesi de özellikle Nilufer'le çatışma sahnelerinde başanyla anlatılmış. Buna karşılık, Nilüfer'in kocasınm, çocuklarının ölumünden sonraki değişimi ve Nilüfer'le boşanmalarından sonraki ilişkileri, Nilüfer'in okul arkadaşı Tahsin'le ve âşık olduğu hocası Halil'le, arkadaşlıktan cinsel yakınlığa, cinsel yakınlıktan duygusal bağlılığa geçişleri gereğince irdelenmemiş, daha doğrusu, belki de "Kaçış"taki Üstün ve Ayhan, ilişkisiyle bir benzerlik kurulması korkusuyla adeta geçiştirilmiş. Karakolda beddua okunur mu? Aktan Yener yepyeni Şahin 'ini keyifle sürerken, dikkatsiz bir surücunün azizliğine uğradı. Birkaç gün önce aldığı arabasınm çamurluğu çöktü. Karşılıklı bağnşmamn sonucu karakolda düğümlendi. Aktan Yener baktı ki Okurlarımızdan Sayın özcan Yaman, Beyoğlu'ndan geçerken adama dert anlatmanm yolu rastladığı ilginç bir olayı görüntüleyip, bir yazıyla bize yollama yok, kendinden geçerek avazı zahmetine katlanmış. Biz de kendisine teşekkür ediyor ve olayı çıktığı kadar bağırdı: fotoğrafıyla birlikte sütunlarımıza geçiriyoruz: "Bir sabah Istaklâl Caddesi'nden geçerek işe giderken, yukarda "Allah belânı versin be görülen durumla karştlaştım. Pakistan Devlet Başkanı Ziya Üi adam!" Hak'ın Istanbul'a geldiği gundu ve her yer bayraklarla Karakolun komiseri hemen donaiılmıştı. Akşam dönerken fotoğraf makinemi aldım, celaltendi ve: bayrağın hâlâ aynı yerde durduğunu görunce fotoğrafı çektim. "Siz bana baksamza, " dedi. Içimden de, asılmadığın bir bu yer kalmıştı, diye geçirdım. Evet, "Burası karakol, karakolda bedustte Alkazar Sineması'nın 'bakıreli' afişi, allta birahane, ortada dua okunmaz. Çekin lütfen arabantzı buradan." da ulkemızin simgesi al bayrak" NecatigiFin iki yukın dostunun düsenlediği titiz topiu basun, şiirin aynasında çağımızın insan gerçeğini veriyor. Değişen, yenilenen bir ytıpı ustahğı onun şiirini kırk yıl süreyle aynkta tutmaktadır. tayız/ Onlar hastalık nedir bilmezler mi, şaşıyorum..." ŞÜRİN SOYUT TEMALARI Bu tedirgin, biraz kırgın, yaliız, içekapanık çağdaşımızm yaıtına ölüm, zaman gibi şiirin soyut temalamalan da ancak içimizden bir insanın yaşanmış canh deneyleri arasından yansımıştı. Bir şiirinde, "Kendi ömriim önümde vazgeçilmez bir yolken/ Başka yasayışlarda gezdirmem ben sizi/ Imkânsız." demişti. Bir şiirinde de "Bir insanın beşikten mezara/ Başından geçecekleri/ Biraz biraz yazdınsa.../Övün hakkındır." diyordu. Anlatılan bu serüvende kentli küçük memur, aydın yurttaşm yaşamından dikkal çekici çizgiler yansır. Ailenin gizleri deşilir, umutları boşa çıkaran gerçekler, maddi koşulların, zorunlukların süruklediği nice yoksunluklar dile getirilir: "Heyj! Kilimdeki bu bir sürü mertetin/ İşi ne! Çok çiğ! Kendi gözumüzde/ Çöpler vardı, karartmış önümiizü./ Çöpler, yeterdi kilimde, bol çok çig çag/ Ama onlar mertek. Olaylara dayanan sağlam kurgu köşeye itilmiş, tükenmiş yaşlılar bu insan kervanındaki yerlerini alırlar: "Onlar hangi gecede aksınk öksürükler Bir bardağı TİTtZ TOPLU BASIM gün bo>u ağır aksak içip de/ Behçet Necatigil'in "Bütün Aoıların dışına guzdür bir şey düşer/ Kuru sarsak sinekler pen Eserleri", ozanın yakın dostlarından edebiyat oğretmeni Ali cere diplerinde." Tanyeri ile ozan Hilmi Yavuz taYIKIMA DOĞRU GİDEN rafından yayına sunulmaktadır. H1ZLI DEĞtŞME Üç cildi çıkan "Şiirler" dizisinNecatlgil'in şiiri bir insan ya de ozanın 14 şiir kitabı biraraya gelmiştir. Düzenleyiciler şiirlerin şamının tanıklığı içinde kentin yıkıma doğru giden hızlı değiş dergilerdeki ve kitap biçimine gemelerini gösterir. "Arnk tssız kır lişlerinde gösterdikleri ayrımlan ları bıraktı Pan;/ Şimdi birçok notlarla açıklamış, bibliyogrank ülkelerin mil>onluk kentlerinde/ bilgilet vermişlerdir. "Şiirier" diAsfaltlarda, betonlarda dolaşı zisinin 4. kitabında NecatigU'in yor/ Kızgın, uznn yazların öğle kitaplanna ahnmamış ve bir bösaallerinde. • Blok apartmanlann lümü hiçbir yerde yaymlanma' şahane katlarından/ En çalımlı mış şürlerinin sunulacağmı açıktaşıtlara atlıyor./ Devcileyin ar lamaktadırlar. "Düzyazüar"ın, kalar, koskoca bankalardan/Ya içeriğinden sözettiğimiz ilk cildini "Konuşmalar ve Konferansnında >ardakçılar, yaşıyor." Bu şiir, anlatım özelliği olarak lar" cildiyle "Radyo Oyunlan" geniş ölçude benzetmelerden ya ciltlerinin izleyeceği bildirilmekrarlanır. Canh insan portreleri tedir. •nin yerleştiği öykücuklerle temelNecatigil'in iki yakın dostulendiği gibi "öykii unsurunu nun düzenlediği titiz toplu baazallıp, kısıtlayıp sadece bir du sım, şiirin aynasında çağımızın yariıgı sezdiraıeye" koyulduğu da insan gerçeğini yansıtmaktadır. Yayın raporu Gecegezen Kızlar Tomris Uyar'ın öyküleri/112 sayfa/ Ada Yayınlan. Dokuz öyküsünün yer aldığı bu son kitabında, Tomris Uyar, özgün bir yöntem seçmiş. Ünlü halk masallannın kahramanlannı masalın içinden çıkarıp gunüraüze getirmiş. Tabii aradan geçen uzun sürede, bu masal kahramanlanrun tutkulannın, özlemlerinin, değer olçülerinin çok değiştiğini hesaba katmış. Ve kitaba yazdığı giriş yazısmda belirttiği gibi, bu kahramanlar "günümüzdeki kıltklan ve düşleriyle yaşıyor bir daha." Evet, Hansel ile Gretel, Pamuk Prenes ve Yedi Cüceler, Kırmızı Şapkah Kız, Mavi Sakal, Fareli Köyun Kavalcısı, Oniki Dansçı Prenses, Uyuyan Güzel, Fesleğenci Kız, Çizmeli Kedi, Pinokyo bu öykülerden belki çıkaracağınız, belki çıkarmakta zorluk çekeceğiniz bildik masal kahramanlan. Sophie'nin Seçimi Yazan: \Villiam Styron/ Turkçesi: Göniil Suveren/416 sayfa/ Altın Kitaplar Yayınevi. ABD'li yazar W illiam Styron'un en başanlı romanlarından. Yayınlandıktan kısa sure sonra beyaz perdeye uyarlanan "Sophie'nin Seçimi", fılmin başrolünde oynayan Meryl Streep'e bir de Oscar Ödülü kazandırdı. Savaş yıllannı Nazi kamplannda geçirip bir mucize sonucu olümden dönen Yahudi kızı Sophie, yine bir Yahudi olan New Yorklu çılgın sevgilisi ve onlara komşu oturan genç ve yoksul yazar adayı arastndaki ilişkiler kitapta büyük bir başarıyla yansıtılıyor. Roman, devamlı geriye donıişlerle yavaş yavaş doruğa doğru Urmanırken okurunu da birlikte surüklüyor. Ne yazık ki, Göniil Suveren'in Turkçesi bu guzelim kilabın sırtına binip başdöndürucu bir yolculuğa çıkan okuru sık sık irkiltiyor. Nitelikli bir çevirmenin elinde çok daha keyif verici olacakken, "Sophie'nin Seçimi" insanın keyfini enikonu kaçırıyor. zilerin Abnanya'da iktidara gelmeleriyle zor duruma düştü. Karısı safkan bir Avusturyalıydı, ilk kocasından olan iki kızıyla ülkesinde yaşayabilir ve mesleği olan yazarhğı surdürebilirdi. Yahudi kökenli Zweig'ın ise artık anayurdunda kalması olanaksızdı. Kansmdan ayrıldı, sekreteri Charlotte Altmann'la evlenip Brezilya'ya yerleşti. Ama ırkdaşlarımn çektikleri, anayurdundan uzak yaşamanın acısı onu kemirip duruyordu. 1942 yılımn şubat ayında karısı Chartotte ile birlikte intihar etti. Ama ölünceye kadar da Frederike'ye yazmayı sürdürdü, türünün en iyi örnekleri arasında sayılabileceği kuşkusuz olan bu mektupları. Yazann başanlı bir başka yönu de, birtakım çağrışımlarla, herhangi bir zaman sıralaması gözetilmeden, surekli geri dönuşlerle sürdürülen romanın, gereksiz psikolojik çözümlemelere, felsefı ya da toplumsal genellemelere saplanılmadan, birbirini Çağının toplumsal izleyen olaylara dayanan sağlam olaylarıyla birleşerek kurgusu. Ama, orneğin Nilüfer'Roman, taşralı yoksul bir ai .in bir yaz tatilinde tanıştığı Dolenin kızı olan Nilüfer'in, bin çent Huseyin'le olan dostluğu güçlükle okuyup doktor olduk pek inandırıcı anlatılmamış. tan sonra, önce, birtakım popu Böyle olunca da, Nilüfer'in Hülist görüşlerin etkisiyle kendisi seyin'in kardeşi Nahit'i 12 Mart ni halkının hizmetine adama ça döneminde evinde saklamaktan balarını, başarısızlığını, acı bir son anda vazgeçmesi yüzunden sonla biten bir gönul serüvenin meydana gelen dramatik olay ve den sonra, "Kürtaj"cılık yapa bu olayın Nilüfer'in yıkılışında rak hızla varsıllaşmasım, kendi başlıca etken oluşu biraz yadırkendisiyle olan boğuşmasını, ganıyor. yalnızlığmı ve sonunda bir bakıAyla Kutlu'nun temiz bir dili ma uçuruma yuvarlanışını, içiçe giren çarpıcı sahnelerle, içinde ve kendine özgü bir anlatım biyaşadığı çağın toplumsal olayları çimi var. Özellikle doğa betimve sorunlanyla birleştirerek an lemelerinde çok sıcak bir kişileştirme yöntemi kullanıyor. Kuşlatıyor. lar, ağaçlar, çiçekler, bulutlar, Ayla Kutlu'nun en büyük ba hâttâ evler, sokaklar ve eşyalar, şansı, sanınm, kişilerinin yaşam sanki dostça konuşu>»orlar sizinevresi içindeki değişimlerini, le. Ancak, zaman zaman anlatıruhsal ve Tiziksel yapılarıyla, mındaki özellığin çekimine kapıdavramş ve anlatımlanndaki de larak bir dil savrukluğuna düşğişikleri yapaylığa kaçmadan do tuğü yerler de var. Yine, kalıp ve ğal bir biçimde verebilmiş olma çok söylenmiş düşünceleri yinesıdır. lemekten de kendini alamadığı, (Sayfa 7380) ya da yapay duygululuklara kapıldığı (Sayfa 134136) da oluyor. Salman ile Nuray Karaca'mn, Yayımcınm, kitabın arka karomanda büyük bir çeşitlilik göspağına yazdığı gibi, 'Anadolu'teren "ağız"ları, yer yer şiirselda yerleşik kültürler ve bunlann liğe, yer yer destansılığa, yer yer bileşimi"nden kaynaklanan, olağanüstü bir duruluğa büru" Anadolu birikiminin çağdaş bir nen anlatım farkhhklanm, özenuzantısı" sayılabilecek bir roli bir "üslup çevirisi" anlayışıyman değil "Cadı Ağacı", ama la dilimize aktarmaya çaJışmış içimizde "Tutsaklar"ı okumak olmaları. Hiç kuşkusuz, dünya için sabırsızca bir istek uyandıedebiyatının başyapıtlan dilimiran, roman adına layık bir yapıt. ze aslına bağh, sorumlu, titiz çevirüerle kazandınldıkça, bundan kazançlı çıkan Turkçemiz ve kendi edebiyatımız olacaktır. Dram Sanatı ( T i y a t r o y a Giriş) Yazan: Özdemir Nutku/ Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınlan/ 120 sayfa. Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun "Öğrencilere ve amalörlere dram sanatı konusunda temel bilgileri vermek amacıyla" kaleme aldığı bu yapıt, bir tiyatroya başlangıç kitabı niteliği taşıyor. Ama Nutku, tiyatronun ne olduğunu açıklarken, dram sanatının temel ve alt türlerini açıklarken, dram sanatındaki bellibaşlı akımlan anlatırken ve dram sanatı tekniğine ilişkin köklü bilgiler verirken, tiyatroyla şu ya da bu ölçude, şu ya da bu biçimde ilgilenen herkesin kitaplığında bulundurması gereken bir yapıt koyuyor ortaya. Beş ana bolümu içeren "Dram Sanatf'nda, temel bilgiler yalın ve sistemli bir biçimde sunuluyor. Bu arada ikinci basımı yayınlanan ve tiyatronun uygulama yanına ilişkin estetik ve teknik bilgileri kapsayan "Sahne Bilgi" adh kitap da, "Dram Sanatı"nı bütünleyici nitelikte bir başvuru kitabı olma özelliği ta Film afişi ve Türk bayrağı Politika ve yeşil saha ilişkisi Konya'da "Yeşil Saha Vurgunculan" olarak nitelenen bir grubun yeniden "Politika sahnesi "ne girdiği öne sürülüyor. Bu grup ile "Yeşil Sahalar" arasında kurulan bağlantının oyküsu şöyle. Bir Belediye Başkanı'nın zamamnda, plan değişikliğiyle, ileride değerlenmesine mutlak gözuyle bakılan bazı arsalar, kimi kişiler tarafından çok ucuza kapatılıyor, daha sonra da Belediye tarafından plan değişikliği yapılarak ucuza alınan arsaların değeri bir anda milyonlara ulaşıyordu. Bu yolla, Konya 'nm en güzel yerlerinden Meram'da bir arsanın ucuza kapatılarak üzerine köşk inşa edildiği, söyleniyor. tddia sahipleri, ihale dosyalarıyla şimdiki planlann incelenmesi sonucu bunun kolayca anlaşılabileceğini de vurguluyorlar. Özellikle bazı meraklılar, şimdi söz konusu kişilerin tümünün yeniden politika sahnesine çıkmalarına dikkati çekiyorlar, bu kişilerin Milliyetçi Demokrasi Partisi örgütü içinde yer aldıklartnı da belirterek yoğun bir muhalefet kampanyası yurütmeye çalışıyorlar. En kalabahklarla niifusu en hızlı artanlar En son bulgulara göre, yeryüzünün en kalabalık ülkeleri ve nüfusları şöyle sıralanıyor: 1. Kıta Çı/ı'ı 1 milyar 23 milyon 2. Hindistan 730 milyon 3. Sovyetler Birliği 272 milyon 4. 10 Ortak Pazar Ülkesi 272 milyon 5. ABD 234 milyon 6. Endonezya 156 milyon Yıllık doğum sıralaması da şöyle: 1. Hindistan 26 milyon 300 bin 2. Kıta çin'i 23 milyon 500 bin 3. Sovyetler Birliği 5 milyon 200 bin 4. Endonezya 5 milyon 5. Bangladeş 4 milyon 700 bin 6. Sijerya 4 milyon 200 bin On Ortak Pazar ülkesi 3 milyon 300 bin doğumla 10. sırada yer alıyor. Onlardan hemen önce de 3 milyon 600 bin doğumla ABD var. HAYVANLAR Ismail Gülgeç rvıukTEN DOCaAR DE(3t6RD'ı DE ıNANMuZOIM... ME OERSîN tğnenin Gözü Yazan: Ken Follett / Çeviren: Özay Süsoy / Altın Kitaplar Yayınevi / 395 sayfa. tngilizlerin son yıllardaki başarılı serüven ve casusluk romanı yazaTİanndan Ken Follett, Ikinci Dünya Savaşı sonlannda, ünlü Normandiya Çıkarması oncesi İngiüzlerin Almanlan şaşırtmaya çahşnkları sıralar meydana gelen ilginç bir casusluk olayını işüyor. Gerilim düzeyi bastan sona duşmeyen, sayfalanm çabuk çabuk çevirterek kendini okutmasını bilen kitabıyla ilgili olarak Follett şöyle diyor: "Ben burada tarih kitaplanna geçmemiş hiçbir gerçeği ortaya koymadım. Bundan ötesi masaldır. Yine de yazılanlara benzer olaylar yaşanmış olması gerektiği düşüncesindeyim." 0,'o'S Düğün ve Yaz Yazan: Albert Camus/ Türkçesi: Ramis Dara/ 154 sayfa/ Bayraktar Vayınevi. " D ü t ü n " (Noces) 1938 "Yaz" (L'Ete) 1954 yılında yayımlanan Camus'nün iki deneme kitabıdır. Günümüzün bu uzerinde belki de en çok tartışılan yazarından Türk okurunun da öğreneceği çok şey var. "Bizler, 20. yüzyıhn yazarlan, bir daha hiç yalnız olmayacağız," diyor Camus. Dünün yukardan kalabahklan seyreden yazannm yerini, bugünün kalabalıkların içine girmek zorunda olan yazan almıştır. Camus de bunlann başhcalanndandır. O ne yakayı başkalanna kaptıranlardandı, ne verdiklerini geri alanlardan. Sade, dikkatli ve terbiyeliydi. Başkalanna ilkel bir adalet sağlandığına göre, terbiyenin adaletin ilk aşaması olduğunu bilenlerdendi. Engin bir görevi üstlenmiş adaletin ilk aşaması olduğunu bilenlerdendi. Engin bir görevi üstlenmiş olan bu adam aldığı bütün mektuplara karşılık verecek, yeni filizlenen yazarlann müsveddelerini okuyacak, ölüleri savunup kitaplannı yayımlayacak zamanı hep buldu. Okları belki bazen keskindi ama hiçbir zaman zehirli değildi. Kuçümsemeyi bilmezdi ki. özellikle Türkiye'de yeni yetişen kuşaklara yabancı bir yazar Camus. Bu kiiabının da, Türkçe'de çıkan bütün öbür kitapları gibi edınilmesi gerek. Yaralısın Yazan: Erdal Öz / Can Yayınlan Türk Yazarlan Dizisi / 277 sayfa. Erdal Öz'ün birinci basımı 1974 yüında yapılan "Yarahsın" adh romanı aynı yıl içinde üçüncu basımına ulaşmıştı. 1975'te Orhan Kemal Roman Armağanı'na değer görülen "Yarahsm'ın geçtiğimiz günlerde onuncu basımı gerçekleştirildi. Erdal Öz'ün romanı, bu arada, 1980 yılında Necil Togay tarafından Macarcaya, bu yıl da Wolfgang Scharlipp tarafından Almancaya çevrüdi. "Yarabsın"ın bu son basımının bir özelliği de, yer yer Nural Birden'in resimleriyle bezeli olması. On yıl önce yaşanan deneyimleri kendine özgü bir anlatımla dilegetiren "Yaralısın", bugün de aynı ilgiyle okunuyor. TARIHTE BUGÜN Mümtaz Arıkan İST/JNBUL UN KURTULUŞU!. 19Z3'T£ 8U6UN, TUJ?KA£k££/, BÛYUK SEVGİ GÖSJERİLERİ İÇİN&E İSmNBÜL'A GİfiOİ.« MARr İ32O 'DE KENTİ I$GAL ETMİÇ OLAM DEVLETİKIIN BAŞAetlARfSONUCU, ÜÇ BUÇUK YfL SONRA DÖHüŞ H4ZreuKLAB/HA &4ŞIAMIŞ. TI.MUMNYA SİLAHBlRAKIÇUASINlN ARDINDAtJ 2 EKİM İ3ZS'TE "GELDİtO.eR/ GİBİ G/m. LER ! " SİRKAÇ SÛN SON8A, ŞllK/SÜ AlAfcf (GOKBERK) PAŞA KOMUrASlNDAKİ TtlHK BİR. ÜKLEHİ KENTE GİfZİYORDU. 13 £JCİMÛS PEt REF£T(BEL£)PA$A, ANMR4 HÜKÜM£7İN/N OLAĞANÜSTÜ koMİSEÇİ OLAGA*: f'STAM&UL 'A GELECEK VE BÜYÛK COfKUYCA kARÇIANA 6 Ekim Gazap Üzümleri Yazan: John Steinbeck / Çevirenler: Yurdanur SalmanNuray Karaca / Can Yayuüan Büyük Klasikler Dizisi / 752 sayfa Steinbeck'in 1939'da kaleme aldığı ve en önemli yapıtlanndan biri sayüan "Gazap Üzümleri", bunalımh 1930'lar ABD'sinde, kırsal kesimi, tanm emekçilerinin acıb yaşamlarını, yalın bir gerçekçiUk ve duru bir insan sevgisi temelinde anlatır. John Steinbeck'in, Büyük Klasikler dizisi'ne bütün özellikleriyle layık olan bu romanı, yalnızca gerçekçiliği ve yalınlığıyla değil, bu özelliklerini bir kat daha güçlü kılan üslup zenginliği «e kurgu ustahğıyla da çağdaş Amerikan edebiyatının uzerinde yükseldiği temellerden biridir. "Gazap Uzümleri"nin bu çevirisinin bir sevindirici yanı da, Yurdanur Dilimiz ve Hasan Hüseyin Yazan: Zeki Büyüktanır/ Kendi yayını/ 47 sayfa. Zeki Buyuktanır'ın ozan Hasan Hüseyin'in şiirlerinde kullandığı özellikle yerel sözcükleri, deyimleri, deyimleri açıklayan bir küçük sözlük oluşturmuş. Bir tür Hasan Hüseyin Sözlüğü de diyebiliriz bu çahşmaya. Büyüktanır, bu uğraşa girişirken, Ali Püsküllüotlu'nun 1974'te hazırladığı "Yaşar Kemal Sözluğü" nü örnek alrmş kendine. Şöyle anlatıyor Zeki Büyüktanır: "Türk şiirine, Türk diline bir Yaşar Kemal kadar emek vermiş Hasan Hüseyin için de boyle bir sözlüğün gereğine inandım. Ortaya çıkan; kusurlu da olsa, içtenlik doludur." 5 0 YIL ONCE Cumhuriyet mektepler, liseler talebesi, Mehterhane mızıkası, esnaf cemiyetlerı ve itfaiye iştirak İstanbul'un kurtuluş bayramı edeceklerdir. Resmi geçide bugun parlak merasimle tes'ıt iştirak edecekler tam saat dokuzda Sultanahmeı edilecektir. Bu husustaki Meydanı'nda toplanacaklardtr. program haztrlanmıştır. Gunduz bütün resmi ve hususi Kolordu kumandanının Sirkeci'ye ayak bastığı ana daireler, binalar, ticarethaneler lesaduf eden saat onda, yırmi bayraklarla donatüacak ve bir pare top atılacaktır. İlk gece de tenvır edilecektir. top sesi duyulduğu zaman Yapılacak resmi geçide limanda bulunan büyük, Harbıye. Deniz Harp, Kuleli ve Maltepe askeri mektepleri, küçük bütün vapurlar düdıık çalacaklardır. Vesaitı nakliye bir piyade taburu, bir suvan ve halk, iki dakika oldukları böluğü, bir topçu bataryası Sehir Bandosu, polis mufreze yerde duracak ve bu sureile şehitlerin ruhu takdis si, üniversite ve yüksek 6 Ekim 1933 edilecektir. i at onu beş geçe kıt'alar yurüyüş sırasile Sultanahmet Meydanı'ndan hareket edecektir. Tnımvay yolundan Alemdar, Salkımsoğüt, Reşadıye tarıkıle Taksim'e gıdılecektir. Orada belediye tarafından abıdeve bir çelenk konacakur. Bu sırada bir müfreze polıs saf nizammda cephesi tnbune karşı olmak üzere selam vazıyeti alacaktır. Meydana dtkilen direğe Türk bayrağı çekılecek ve bundan sonra Harbıye mızıkası tarafından İstıklal Marşı ça/ınacaktır. 19331983 tstanbuVun kurtuluş bayramı TÜRKYUNAN Tttmnt v« SAMTİ Salnamcti. C»mj ve tabtî mct'uiu: Stefan Zvveig'in Mektupları Çeviren: Burhan Arpad/ 120 sa>fa/ Dttşün Yayınevi. Düşun Yayınevi, Goethe'nin, Mikelanj'm, Rilke'nin mektuplarından sonra da Stefan Zw«g'ın mektuplannı yayımladı. Aslında kitabın içerdiği mektuplar uzun süre evli kaldığı ilk karısı Fredrike'ye yazdıklan. Otuz yıla yakın yine bir yazar olan Frederike'vle evli kalan Zweig, Na HAYDAR TEVFİK Erbabı bearcte muhtm bır rrbbrr ol «wk İıurt tun;ok t«Uk*r|,',ı., ,bu . yttrilv cem *e tcrtİp «dılcn HAYDAR TEVFİK B«fm b« fcıyıtictt* wr» *ıe IİB hh turctte t»bc<}tlmefatedir. Krbabı tk*r«t« tartiv* rdtr ve >*1n*melenn Q wrind*fci muhure dıltkkt buvurulmsnm riea ederil. <?90ft) Dr. A. KUTIEL KaralcoyTopçularMdllr"! Nn 3 3 1