24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKİM 1983 * * • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET 11 (Baştarafı 1. Sayfada) dir. OECD ülkeleri borç ertelemesi ve yeni kaynak peşinde koşuyorlar. Bu talepleri karşılamak için Dünva Bankası ve IMF kavnakları ile kotaların artlırılması tartışıldı. 8 milyar dolarlık bir kota arltırımı söz konusu. A>rıca Dünya Bankası >apısal uyum kredilerinden beşincisini 1984 yılında >ereceğine dair söz verdi." Malıye Bakanı 1983'te fiyat artışlannın yüzde 25'in biraz uzerinde olacağına işaret ederek sozlerini şöyle sürdurdu: â 'Bİ!tçe giderlerini mutlaka bütçe gelirleriyle karşılayacağız. Merkez Bankası kavnaklanna başvurmavacağız. Ancak Merkez Bankası kaynaklarını zorlayan iki unsur var. Bunlardan biri Tanm Satış Birlikleri. Bunların Ziraat Bankası kanalıvla ucuz kredi isteyerek Merkez Bankası kaynaklarını zorlamasına izin verilmemelidir. Bu birtikler büyuk ihracatçı kuruluşlardır. Bunlar için Ziraat Bankasfna 200 milyon dolar bulduk. Bunun sadece 30 milyon dolannı kullandılar. Çünkü bu birtikler çok ucuz kredi isliyorlar. İkincisi ise bankalar. Bankalar çok az öz sermaye kullanıyorlar. Fakat çok fazla Merkez Bankası kaynağı kullanıyorlar." kâyetlerinin başmda derslik ve anfilerin yetersizliği geliyor. Bu yıl üniversite kontenjanlarının Baştarafı 1. Sayfada) artınlmasına karşılık aynı oranna karşın bugün Iran'ın elirtde da derslik ve anfi yaptırılmadınilyariarcadolar döviz birikimi ğını belirten öğrenciler izdihammlunmaktadır. Bu durumda 'ran'a yönelik 1 milyar dolarlık dan derse girmekte güçlük çektiklerini, girseler de hocanın seiışsatımtnı Türkiye daha da artsini duyamadıklarını söyleyerek, ırtnak şansına sahiptir. "Bizden bu şekilde vize sınavlaKural olarak dost bir ulkeye rından nasıl başan beklerler?" vönelik gizli ve yıkıcı etkinliğe ~">rkiye topraklarmda zaten izin diyorlar. .rilemez. Ancak bu alanda orYtNE KİTAP YOK 'aya attlan haberleri ciddiyetle Çoğu üniversitede ders kitap?le almak ülkemizin çıkarlan larının basımı halen devam edidoğrultusunda bir görev oluştuyor. Bu yüzden yaklaşık 1 ay öğnıyor. * * * renciler bazı derslere kitapları olmadığı halde devam etmek zorunda kalacaklar.Bunun başarılannı olumsuz yönde etkileyece(Baştarafı 1. Sayfada) ğini söyleyen öğrenciler, gerekli olan kitaplann hiç olmazsa eski için, Içişleri Bakanlığı'nda hazırbaskılannı bulabilmek için kilık çalışmalarına başlandı. Bu tapçı kitapçı dolaşıyorlar. Bu anda valiliklerin kurulacağı bölarada matbaası bulunmayan gelerde bina, araç gereç, yer duMannaraÜniversitesi'nin öğrenrumu konulannda araştırma ve cilerin bulamadığı kitaplann baincelemeler yapıhyor. sımını ihaleye vereceği öğrenilBölge Valiliği Örgütüne bağlı di. kumluşlarda görev alacak bu 544 ÖGRETtM ELEMANI elemanın bakanlıktaki kadro YETERSİZ fazlası görevlilerk, yeni alınacak Programlar üzerinde yapılan elemanlardan oluşacağı öğrenildi. tekrar tekrar düzenlemelere karÖğrenildiğine göre, bu elemanlaşın üniversitelerde öğretim elenn atanması konusunda başlatılmanı yetersizliği sürüyor. Bu somış bir çalışma yok. Çalışmalarunu çeşitli üniversiteler kendi rın 6 kasımda yapılacak genel seyöntemleriyle çözme çabasında. çimlerden sonra başlatılacağı saMarmara Üniversitesi de bunlarnılıyor. &ERCEK 3LAYLARIN Ögrenciler sonunda Hanımlar (Baftarafı 1. Sayfada) Marmara Üniveısitesi İRDBNDAKI lan fakültelerinSayfada) şi dan biri.Eğitim Fakültesinde öğ genellikle "cenazeye gider gibi" (Baştarafı 1. Atatürk öğrencilerinin retim elemanı yetersizliğini bazı sınıfların ortak duvarlannı yıkarak giderme yoluna gidiyor. Böylece bu fakültede yıkılan duvar kadar öğretim elemanı açığı kapatılmış olacak. VİZEDEN ŞtKÂYET Öğretim üye ve yardımcılarının en büyük şikâyetlerinden biri de vize sınavları. Bir sosyal bilimler profesörünün deyimiyle "öğretme ve sınav yapma makinesine" dönmekten yakınıyorlar. Öğretimin dışında zamanlarının büyük bölümünün sınav sorusu hazırlama ve sınav kâğıtlarını okumakla geçtiğini belirten öğretim elemanları, değil araştırma yapmak, okumak için dahi zaman bulamadıklarım söylüyorlar. MAAŞLARI YOL PARASINA GİDİYOR Adnan Kaşıkçı İzmir''de Memurların gıyinecekler. Bu yıl ayrıca "şapkaya dönüş" modası başladığı için, matem havası içindeki bayanlar başlanna sunnet çocuklarının şapkalanna benzer siyah renkte şapkalar takacaklar. TEK RENK SİYAH Olivier Massart'ın yaptığı açıklamaya göre bu yıl tek renk var Paris modasında: Siyah. Değişiklik isteyenler için bir renk daha düşünülebilir: Siyaha yakın gri. Bu elbiseler çok uzun etekli, çok bol ve çok geniş olacak (maksat kumaş gitsin), ayakkabılar da küçük topuklara ve botlara " d ö n ü ş " var. (Maksat alışveriş olsun) Yukarda da değindiğimiz gibi ayrıca şapka giyilecek. " Ü N L Ü " FİRMALAR 2. Moda haftası'na katılan yerli firmalann sayısı 57'yi bulduğu için tümünü saymanın olanağı yok. Giysileri tanıtılacak olan yabancı firmalar arasında Jean Claude de Luca, Jean Charles de Castclbajac. Anne Marie Berette, Dorothee Bis, Hanae Mori, Chantal Thomass. ve Cernıti gibi " ü n l ü " firmalar var. " Ü n l ü " sözü fuarı düzenleyen UFAŞ'çının deyişi Yabancı mankenlerin boy ortalamasını yukarda belirtmiştik. 1.80 ila 1.90 m.arasında değişiyor. Buna karşıhk kilo ortalamaları hayli düşuk. Rakamları tam olarak belirtilmedi ama aynı defileye katılacak yerli mankerlerle goz karanyla bir kıyaslama yaptık. Sanırız yerli mankenlerimiz bu gösterilerde epey "ağırlıklan n ı " koyacaklar. Bu mankenler hiç para almadan "bogaz lokluguna" ülkemizde 4 gün, günde 4 seans defile sunacaklar. Nedense son zamanlarda yabancı modacılar bizden para almıyorlar. Yabancıların halkımıza gosterdiği bu yardım severliği, UFAŞ'ın gösterdiği söylenemez. Fuara katılan yerli firmalardan yaklaşık l'er milyon lira alınıyor (fuar ve defileler için). Bu gösterileri izlemek isteyenler için de fiyatlar şu şekilde saptanmış; Fuara giriş 500 lira, fuar ve defile bir arada 2500 lira. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ünlü işadamı Adnan Kaşıkçı ile eşi Lâmia, dün yatlarıyla İzmir'e geldüer. Kaşıkçı'nın "Nebile" işimli yatı saat 12.00'de Pasaport İskelesi'ne yanaştığında, kalabahk bir merakh topluluğu birikti. Saat 15.00'de yattan inen Adnan Kaşıkçı ile eşi kent içinde bir gezinti yaptılar. Kadifekale ve Balçova teleferiğini gezen Kaşıkçı, kendisini izleyen gazetecilerden tzmir ve tarihi hakkında bilgi aldı. UGUR MUMCU GOZLEM Bölge İstanbuVun düşman işgalinden kurtulıışunun 60. yjldönümü kutlanıyor İstanbul Haber Servisi İstanbul'un düşman işgalinden kurtuluşunun 60. yıldönümu bugun törenlerle kutlanacak. Yıldönümü nedeniyle ilk ve orta dereceli okullarda dersler yapılmayacak. Taksim'deki Cumhuriyet Anıtı önünde saat 9'da yapılacak ilk törende anıta çelenk konulacak ve saygı duruşunda bulunulacak. Daha sonra Şişli Atatürk Müzesi, Sarayburnu Atatürk Anıtı ve Edirnekapı Şehitliği'nde törenler yapılacak, bandolar Beşiktaş Barbaros Bulvan, Hürriyet Meydanı, Taksim Alanı, Belediye Merkez Binası onü, Ûsküdar Meydanı ile Karta''da konserler verirken, kentin çeşitli semtlerinde fener alayları düzenlenecek. Nobel Barış Odülü (Baştarafı 1. Sayfada) lesa'nın sendikal faaliyetleri sırasında "cebiıti doldurma peşind e " olduğu ileri sürulüyor. Walesa'nın Nobel Barışödülüne aday gösterildiğinin haber ahndığı günlerde resmi hükümet organlarında Walesa'nın kardeşiyle yaptığı ileri sürülen bir konuşmanın teyp kaydı yayınlan'• Kayıtta Walesa kardeşine, .•Jobel Ödülü dolayısıyla alacağı 1 milyon doları (240 milyon lira) ülke dışında kârh bir şekilde yatırmasmı söylüyordu. Walesa, kaydm sahte olduğunu açıklamış durumda. Yayınlanan teyp kaydında VValesa'nın ağzından Polonya Katolik kilisesinin kendisini desteklemekten vaz geçtiği sözleri duyuluyor. Konuşmada ayrıca Walesa'nm barış ödülünü geçtiğimiz yıl kendisine vermemiş olduğu için Nobel Komitesi suçlanıyordu. Polonya hükümet sözcüsü Andrzej Konopacki, barış ödülünün yasadışı bir sendikanın liderine verilmesinin "ödülün değerini düşiirdüğünU" söyledi. Sözcü ayrıca VValesa'nın seçiminin "siyasal amaçlı" olduğunu belirtti. Sözcü, "Ödül anlamlı bir ödiildii, ama şimdi değerini kaybetti" dedı. Ödul açıklandığı sırada ormanda mantar topladığı için kendisine bir süre haber verilemeyen Walesa'nın yerine eşi Danuta VValesa konuşarak "çok Özellikle buyük kentlerdeki üniversitelerin binaları birbirlerinden çok uzak semtlerde kurulu bulunuyor, Öğretim üye ve yardımcıları aynı gün iki ayrı semte ders vermeye gidiyorlar. Yıldız Üniversitesi'nde bazı öğreti üye ve yardımcılan Kadıköy, Yıldız arasında, Marmara Üniversitesi tktisadi ve ldari Bilimler'dekiler ise Bahçelievler Göztepe arasında mekik dokumak zorunda kahyorlar. Öğretim elemanları zaman kaybı ve yorgunluklarının bir yana maaşlannın harcadıkları yol parasını karşılamadığını söylüyorlar. YİNE YURT SORUNU bu yıl da yurtlara alınmayan mutluyum" dedi. binlerce öğrenci açıkta kaldı. Dayanışma Sendikası'nın 107 Özellikle yüksek öğrenime ilk üyeli ulusal koordinasyon komiskez başlayan ve öğrenim için yonu üyesi Alexander Malocbaşka illere gitmek zorunda kahowski, "Ödül, VValesa'nın iılkelan öğrencilerin, şu sıralarda somizde bü>iik bir manevi otorile runları ne fakültelerinin ne zaolduğunu onaylıyor" dedi. man açıldığı, ne kitap bulamaPolonya katolik kilisesi yönedıkları, ne de vize alıp alamayaticilerinden biri ' "ok mutlucakları. Sadece nerede yatacakyum, kulaklarım ü rinde danları. Bu yüzden bilmedikleri sedebilirim" derken, lise sozcukentlerde sokak sokak durmaksü Henryk Brunka. Bu ödülü tıak etmişti. Ruhunt ı > ><cünü sızm kirahk ev arıyorlar. Üstesiirdurebilmek için buna ;ya lik bir de " u c u z " kiralık ev arıyorlar. Kredi ve Yurtlar Kurumu cı var" dedi. İstanbul Bölge Müdürluğü yeıNobel barış ödülünu ge iği kilileri, bu kentteki 1340 öğrenmiz yıl tsveçli Alva Myrdal ile e: ciye daha yurt olanağı sağlanaki Meksika Dışişleri Bakanı A> cağını açıklıyor. Ya diğer açıkfonso Garcia Robles paylaşmış ta kalan öğrenciler..? lardı. Kafaoğlu (Baştarafı 1. Sayfada) Yüksek Hakem Kurulunun görevi 1 Ocak 1984'de bitiyor. O zaman ek zammı veya istedikleri zammı toplu sözleşme yoluyla kendileri alsınlar." Altın RANDEVU GERÇEKLEŞMEDt Çalışma Bakanı Turban Ese(Baştarafı 1. Sayfada) meni Zeki Ökten aynı zamanda ner'in arabuluculuğuyla dün en iyi yonetmen ödulunü alır Başbakan Ulusu Türktş Başken, Orhan Oguz da "Tomruk" kanı Yılmaz görüşmesinin yapılfilmindeki çalışmalarıyle en iyi ması ihtimali doğdu. Bunun üzerine Türkİş Başkanı butün gün gorüntü yönetmeni seçildi. Birinci olan "Faize Hü Ulusu'dan telefon bekledi. Ama cum"da, yapım Belge Film, Yö Ulusu Yılmaz'ı arayıp randevu netmen: Zeki Ökten, Senaryo: vermedi. Şevket Yılmaz bunun üzerine, Fehmi Yaşar, Görüntu Yönetmeni: Hüseyin Özşahin. Muzik: "Hafta sonuna kadar Sayın BaşCem İdiz, Oyuncular: Genco Er bakan'la görüşemezse Cumhurkal, Ayşe Selen, Asuman Arsan. başkam'na çıkacagını" bildirdi. Hülya Koçyiğit'in en ivi kadın Yılmaz, ek zammın "sonuna kaoyuncu seçildiği " D e r m a n " fil dar takipçisi" olduklannı vurguminin yönetmenliğini Şerif Gö layarak, "Peşini bırakmaya niyetimiz yok," dedi. ren yapmıştı. Whlesa: Polonyu'mn tartışmasız en etkili lideri Dış Haberler Servisi Dört çocuk sahibi bir elektrik teknisyeni olan Lech Walesa (41), 1980 ağustosunda bağımsız Dayanışma Sendikası'run kurulmasına yol açan Gdansk grevleri sırasında adını dünyaya duyurmuştu. ''dansk Tersanesi'nde başlayan grevler, kısa sure sonra Polonya'run diğer işçi kentlerine yayılmış \ e 1 eylülde hukümetle işçiler arasvnda işçilerin bağımsız sendika kurma hakkını içeren unlü Gdansk anlaşması imzalanmıştı. Gdansk grevleri sırasında işçi liderliği yapan Lech VValesa, daha sonra kurulan bağımsız Dayanışma Sendikası'nın başkanlığına getirildi. Polonya'da 1981 aralık ayında sıkıyonetimin ilan edilmesi ile Dayanışma kapatılırken, Walesa da 11 ay gözaltına alındı. VValesa, serbest bırakıldıktan bir sure sonra, Gdansk Tersanesi'ndeki eski işine döndü.Lech VValesa,11 milyon işçinin üyesi bulunduğu Dayanışma'nın başkanlığmı yaptığı süre, Polonya'da tartışmasız en etkili lider oldu. Dayanışma dönemini, ülkede ikili iktidarın bulunduğu dönem olarak tanımlamak yanlış olmaz. İktidarlardan biri, kitlelerin temsilcisi olarak ortaya çıkan Dayanışma, diğeri ise Polonya Komünist Partisi ve hükumeti. Bu çelişki, Başbakan ve Komünist Partisi Genel Sekreteri General \Vojciech Jaruzelski'nin 1981 aralık ayında yönetime el koyması ile çözuldu ve 11 milyon üyeli (çalışan nufusun hemen tümü) Dayanışma Sendikası kapatılırken, 1.5 milyon dolayında üyesi bulunan Polonya Komünist Partisi, ordunun koruyucu kanatları altına alındı. Lech VValesa, bazı çevreler tarafından karşı devrimci ve "sosyalizm düşmanı" olmakla suçlandı. Bu çevrelere en iyi yanıtı belki de yine VValesa verdi. Dayanışma lideri yaz başlannda Time dergisi ile yaptığı goruşmede şöyle diyordu: "Biz sos>alizmin kaldırılmasını değil, aksine uygulanmasını istiyoruz. Sosyalizm insan içindir, insan sosyalizm için değil. KIM KIMDIR? (Baştarafı 1. Sayfada) Türkiye'de Bulgar şirketlerinin işlerini yapan çoğu antikomünist politikacılardan oluşan işadamları ile de boğuşuyoruz. Kaçakçılarla içlidışlı olan faşist terör örgütleri karşırnızdadır. Bunlar yetmıyormuş gibi sosyalizmı "ithal malı" sanan ve bizim "yeni mandacılar" adını taktığımız sözde solcular da bu yalan ve iftira kampanyasına katılıyorlar. Savaşımız birçok cephede birden yürüyor. Ağca'nın ilişkilennden söz ettiğimiz için ülkücü sağ, Bulgar şirketlerini suçladığımız için Sofya Radyosu, Ermeni kaçakçıların ad ve adreslerini yayınladığımız için ASALA, kaçakçılık trafiğindeki Bulgar parmağıru gösterdiğımiz için TKP yanlılan, sağ kesim ile CIA ilişkilerini sergilediğimiz için de Amerikancı çevrelerden sert tepkiler alıyoruz. Bunların dışında bir de "Bu konudan artık bıktık" diyenler çıkıyor. Çıkıyor ama şu unutuluyor. "Babalar" yakalandı "babalann babası" henüz ele geçmedi. Yayınlarımızın amacı, bu "babaların baöas/"nı ortaya çıkartmaktır. Ve amacamız "yazı yazmak için yazı yazmak" değil terörün kaynaklarına ışık tutmaktır. Onun için diyoruz ki "Sabredin." Evet sabredin, gün olur bu "babalann babası" da takındığı maskelerle birlikte elegeçer. Kaçakçılık konusunda bugüne dek yaptığımız yayınların gelişen olaylarm diliyle nasıl kanıtlandığını görüyorsunuz. Size şimdi bir "kaçakçılık tablosu" çizelim ve bundan sonraki olası gelişmelere de yavaşça kapı aralayalım: İbrahim Telemen adlı kaçakçının 1972 yılında İzmir Sıkıyönetim Kornutanlığı Askeri Savcılığı'na verdiği yazıtı ifadede Adem Ruhbaş'tan söz etmişti. Ruhbaş, 12 eylülden sonra yakalandı ve mahkum oldu. Telemen, Mustafa Önder'den söz ediyordu. "KörMustafa" diye bilinen Mustafa Önder de yakalandı ve mahkum oldu. Telemen, Hasan ve Ömer Nehir'den söz ediyordu. Hasan Nehir, italya bağlantılı kaçakçılık olayı nedeniyle tutuklandı. Telemen'in ifadesinde bir bölüm vardı: Mehmet Kürekçi ve damadı Hayrettin... Mehmet Kürekçi, adı, Abdi İpekçi'nin ölümünden birkaç gün önce tuttuğu notlarda geçmekteydi. "Damadı Hayrettin" ise birkaç ay önce İstanbuİ polisince yakalanmıştı. Hayrettin Yağcı, şu anda yargılanacağı günü beklemektedir. Ve konuşmayı pek sevmektedir... Telemen, Ömer ve Hasan Nehir kardeşlerden söz ettikten sonra şöyle devam ediyordu: Bunların dışardakı adamı da Bekir ÇetenK'tir. Münih'te oturur Türkiye'ye pek gelmez... Bekir Çelenk, şu anda Sofya'da özel bir tutukluluk rejimi altındadır. Türkiye'ye gönderilmesi beklenen Çelenk'in Londra Başkonsolosluğumuzda verdiği ifadedeki sözü unutulmamıştır: Bız/mte işbirtiği yapan kırk kişiyi açıklayacağım... Telemen, 1972 yılında 31 aralık 1972 günü verdiği ifadede "Niğde Senatörü hadisesi"r\den de söz eder. Telemen'in sözünü ettıği Senatör MHP'li Kudret Bayhan'dır. Fransa'da uyuşturucu madde ile yakalanan Bayhan, Fransa'da cezasını çektikten sonra Türkiye'ye getirilmıştir. Bayhan dosyası yeniden açıldığında ilginç ılişkilere rastlanacaktır. Bir vali ile içkili bir gazınoda birlikte çekilmiş fotoğrafmı yayınladığımız Hacı Mirza da Ankara 4 Nolu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde hesap verenlerin arasındadır. Telemen, kaçak silahların, Mehmet Zeki adlı bir kaçakçı tarafından sağlandığını, bu kaçakçının İsviçre'de oturduğunu söylemiştir. Mehmet Zeki silahları Mehmet Külekçi'ye satmaktadır. Mehmet Zeki henüz ele geçmiş değildir. İsviçre'de olduğu söylenmektedir. Mehmet Külekçi de ölmüstür. Ancak damadı Hayrettin Yağcı Türk adaletinin elindedir. Telemen'in 1979 yılında, bana, Milli Güvenlik Kurulu'na ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'na gönderdiği ihbar mektuplannda da şu adlar geçmekteydi: Abuzer Uğurlu, kardeşleri Mustafa, Sabri Ahmet, Nedim Dişkaya, Seyti Dadaş, Kurt Aziz, Selahattin Güyensoy, Sarı Avni, Hayrettin Yağcı, Mustafa Aydemir, Oflu İsmail, Haydarpaşa Gümrük Müdür vekıli Ali Galip Kayıran, Samsunlu İsmail ve Dursun Çevik kardeşler. "Sarı Avni" Avni Karadurmuş'tur, soyadını "Mursalioğlu" olarak değiştirmiştir. İsviçre'de taşımacılık işleriyle uğraşmaktadır. Ötekilerin büyük bir kısmı tutukludur; yargılanmaktadır. Bunların dışında, bir mahkeme kararına dayanarak bir kaçakçı adı daha vermiştik: Mehmet Cantaş... Gantaş. "Ince Memet" olarak bilinir, şu anda İtalyan sorgu yargıcı Carlo Palermo tarafından tutuklanrnıştır. Mehmet Cantaş, Bekir Çelenk ile ortak şirketlere sahiptir. Bunların dışında, Türkiye'ye çok sayıda silah sokanlardan biri, Hollanda'da "Overco"adlı şirketin sahibi Ermeni V. O. Köylüyan'dır. Ev telefonu "Rotterdam 228720" iş telefonu "298222" ve teleks numarası: "28147 Itc nl"... Köylüyan'ın Türkiye'de ve Kıbns'da çok güçlü dostları bulunmaktadır. Daha önceki yazılarımızda "Henry" diye sözünü ettiğimiz kaçakçının Henry Arslanyan adlı bir Ermeni olduğu anlaşıldı. Arslanyan Trenlo'da 18 yıl hapse mahkum oldu. Telemen intihar etti ya da öldürüldü. Türkiye bağlantılı kaçakçılığın İtalya'daki sorumlusu Carlo Kofler de cezaevinde öldürüldü. Böylece konuşması gerekenler susturulmuş oldu. Bu tabloya, ayrı bir renk olarak, Mıgırdıç Şellefyan'ı da yerleştirmek gerekir. Türkiye'de kendilerini "milliyetçi ve mukaddesatçı" olarak tanıtan türedi işadamlarının "Mıgır Amca" diye andıklan Şellefyan Türkıye'deki gümrük kaçakçılığının en önemli merkezidir. Yapılan soruşturmalarla çember iyice daralmaktadır. Ve çember daraldıkça "suçluların telaş ve heyecanı" artmaktadır. Sanıyorlar ki ellerindeki güçlerle, mali olanaklarla adam satın alırlar ve konuşmak isteyenleri de sustururlar. Yok, artık yağma yok! Hesap vermenin havadan para kazanmak gibi kolay olmadığını gün gelecek öğrenecekler. Korku şimdıden yüreklerine sindi bıle... Halk ozanının dediğı gibi: Korkuyorlar, korkacaklar, korksunlar... F. Almanya'da barış için (Baştarafı I. Sayfada) şimalar yaratılmasının engellenmesi, olası bir atom savaşının önlenmesi için tüm üyeleri beş dakikalık genel uyarı eylemine çağırmışlardı. DGB Yönetim Kurulu'nda oybirliğiyle kabul edilen çağrı metninde, "Işsizliğe karşı mücadelenin daha iyi çalışma ve yaşam koşullan yönündeki çabalanmız, silahlanma yarışını durduramadığımız ve barışı güvence altına alamadığımız takdirde boşunadır. Ne Doğu ne de Batının askeri üstunluk politikası gütmesini istiyoruz" deniyor. Sendıkalann barış için 5 dakikalık uyarı eylemi, bazı işverenlerin tepkılerine rağmen tum uikede geniş çapta uygulandı ve tartışıldı. Dun 12'ye 5 kala günluk yaşama ara verildi. Fabrika işçileri makinalan durdurdular, kent yakınındaki işletmelerdeki işçiler, banş mitinglerine katıldılar. Madenlerde de işe beş dakika ara verildi. Tramvay, otobüs sürüculeri, araçlannı durdururken, yolculara eylemin nedenini an'attılar. Bazı yerlerde polis görevlilerinin de eyleme katıldıkları dikkati çekti. Sigara her yönüyle tartışılacak BANKASI ANKARA, (a.a) Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Tıp Araştırma Grubu tarafından duzenlenen "sağlık. lanm ve ekonomi vonündeıı sigare dunii, bugünü ve yarını" konulu semooz\um,bugun Ankara'üa başlıyor. • THY'nin vermiş olduğu kimlik kartımı kayıp ettim. Hükumsüzdür. RUHİ ÖZYILMAZ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle