27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CVMHURİYET/6 HABERLER 25 EKİM 1983 Liderler TV^den sonra tekrar yollara düştü Özal: Eski 4 siyasi eğilimin tabanından da oy alacağız ANAP Genel Başkanı "Köprünün yapımına karşı çıkan kafa, bugün satımına da karşı çıkıyor" dedi AHMET TAN BL'RSA Anavatan Partisi Genel Başkanı Turgut Özal, "Köprünün yapımına karşı çıkan kafa, bugün satımına da karşı çıkıyor" dedi. Özal, "Eski 4 siyasi eğilimin tabanından da oy alacağız, çünkü sağda bir boşluk sözkonusu değildir" şeklinde konuştu. lkinci tur seçim gezisine dün Bursa'da başlayan özal, Eskişehir'de de partisinin düzenlediği kapalı salon toplantısında bir konuşma yaptı. Partisinin amblemini anlatan özal, "Bizim bal peteklerimizin öhilmesi, yurdun en ttcra köşesini imar etmektir" diyerek, şunları söyledi: "Türkiye'nin kalkınraası için akıllı idareye ihtiyaç vardır. Biz meseleleri biliyoruz. çözümünü de biliyoruz. Kârlı yatınmlara halkı ortak edeceğiz. Bunun başında Boğaz Köprusü gelivor. Koprunün yapımına karşı çıkan kafa, bu satım işine de karşı çıkıyor, devletin zenginliği milletin zenginligidir. Köprüyü sataÖzal, "Petek1" adlı seçim otobusünde »kişehir'e gelmeden önce TR programlannda ali olduj nu kannlamak isiydi. Yol boyunsohbet eden ca gazet ÖzaJ, eski dör sıy^S^ğilimin taalacaklarını söyndanda "Sağda toşluk var mı?" sunu " S [da boşluk yoke yanıtladı. Özal, 1982 •asa'sına ilişkin bir soruyu arken de, ^ navasa'sıdır. Mahzurian ortaya çıktıkça bilindiği gibi daha oncekiler de degiştirilmiştir. Anayasalar değişmez değildir. Toplumun gelişimine ve usulüne uygun olarak Anayasalar da değiştirilir" şeklinde konuştu. Öngörülen Batılı anlamda bir demokrasinin ancak "Serbest liberal temele dayalı bir ekonomik sistemde" gerçekleştirilebileceğini söyleyen Özal, "Parlamento dışı muhalefetin olduğu bir demokrasi olmayacaktır. Turkiye'de boyle bir durumun demokrasiye yararı olacağını sanmıyorum" dedi. Bir soru üzerine de yönetimde oldukları dönemde ureticilere ödemelerin kolay ve hızlı biçimde gerçekleştirildiğini iddia etti. Bursa'da düzenlenen mitingdeki konuşmasında özal, sanayileşmede yapısal değişikliğe gidilmesini zorunlu gördüklerini bildirdi, "Dünya pazarlarında rekabet edebilir mamüllerin iıretilmesini temel ilke aldıklanm" söyleyerek, konuşmasını şöyle sürdurdü: "Aşın sübvansiyonlar, çok yüksek gtimrük hadleri ve ithal yasaklamalan ile korunan, sadece iç pazara dönük bir yapıda sanayimizin saglıklı gelişmesini bekleyemeyiz. Boyle bir yapıda kalite önemsenmez, maliyetler yüksek olur. Kalitesiz malın, yüksek maJiyetin külfetini siz eekersiniz. Devletin kasasına yeterince döviz girmez, bu yüzden kalkınma hızı düşük olur. Sanayileşme politikamızda, genel kaide olarak devletin doğrudan sanavie girmemesini, bunu millele bırakmasını öngöriiyoruz." Özal, Bursa ve çevresinin tarımın en güçlü olduğu bölgelerden birisi olduğunu vurgulayarak, tanm kredilerinin yetersiz olduğunu ve teminat koşullarının çok ağır olduğunu söyledi. ANAP Başkanı, "Bunlara ilaveten üretikn malın satılraası gittikçe zorlaşıyor. İhracat artışı durdu, maalesef geriliyor" dedi. BELİRSİZ GÖRÜŞLER Sorunların çözülmesi için Anavatan Partisi'nin iktidar olması gerektiğini savunan Özal, "Anavatan Partisi, memleketini, milletini, insanlan sevenlerin partisidir. Sizin içinizden çıkanİann partisidir" biçiminde konuştu. Özal, sözlerini şöyle sürdürdü. "Anavatan Partisi, eğitim, kültür ve gençlik meselelerini milli varlığımızın esası saymaktadır. Milli ve ablâki değerlerimizin konınması ve yaşatılması egilimle olur. Geleceğimizin leminatı olan çocuklarımızı ve gençlerimizi medeni bir insan olarak yetiştir meliyiz." Özal bugün Manisa uzerinden Izmir'e gelecek ve partisinin saat 12.30'daCumhuriyet Alaru'ndaki mitingınde konuşacak. ANAP İzmir Merkez Ilçe Başkanı Süha Baykal, Özal'ın önemli açıklamalarda bulunacağını söyledi. MDP lideri de, ilk seçim konuşmasını Cumhuriyet Alanı'nda yapmıştı. Sıınalp: Partimiz kamburu bulunınayaıılardan kuruldu MDP Genel Başkanı Afyon'da bir sinemada yaptığı konuşma sırasında salondan ayrılanlan görünce "suçlanacak olanlar şimdi burayı terketme küstahlığını gösterenlerdir" dedi. HAVVA CAN ketmek küstahlığını gösterenlerdir" dedi. Eskişehir'e 17 kilometre kala 100 arabalık bir konvoyla karşılandı. An sinemasındaki toplantıya geldiğinde saat 18.00'di. 1200 kişilik salonda, sıksık "Başbakan L'lusu" diye tempo tutulduğu göruldü. Yoldaki konuşmalarını yineleyen Özal'ın kullandığı "orta direk" deyimini kullanırken, "Orta tabakaya hayat vereceğiz. İktidara gelir gelmez sihirli bir değnekle ülkeyi toz pembe yapacak degiliz. Sizden kara rey istemiyoruz" dedi. MDP lideri, Ortadoğu olaylarını değerlendirirken gazetecilere şunları söyledi: "Ortadoğu'da özellikle Beynıl'ta gerginlik son tehlikeli noktaya ulaştı. Türkiye'nin gelişmeleri çok yakından takip etmesi gerekir. Yumurtalık petrol hattını tehlikeye sokacak bir hareket Türkiye acısından büyük önem taşır. ABD, SSCB tartışmasının tezgahlanmasımn ne ABD ne de SSCB ister. Özetlersek, Ortadoğu'daki gerginlik son derece tehlikeli noktaya ulaştı." »AVALAR... EORUSTURMALAR... >ört sanıgın idanı kararında "Varlıklarjyla, yoklukları ıraşj fark yoktur" dendi THKP/Ç Kurtuluş Örgütii sanıkları thsan Zafer, CengizÖzkan, Abdullah Vehbi Paksoy ve Mustafa Yeşim Gölcük Askeri Mahkemesince ölüm cezasına çarptırılmışlardı Haber Merkezi Gölcük Askeri Mahkemesince idam cezasına çarptırılan THKP/C Kurtuluş örgütü üyesi 4 kişi hakkında verilen mahkumiyet kararında sanıkların "Fikirierinden yarariamlmasının mümkün olamayacağı, varlıklanyla yokluklan arasında ülke çıkarlan yönünden bir fark bulunmadıgı" belirtildi. THKP/C Kurtuluş Örgütü üyeleri thsan Zafer, Cengiz Özkan, Abdullah Vehbi Paksoy ve Mustafa Yeşim, 3 mart 1983 günü Gölcük Askeri Mahkemesince 19771980 yıllan arasında 13 banka soygununu gerçekleştirmek ve toplam 21 milyon 421 bin lirayı gasp etmek, Anayasayı silah zoruyla değiştirerek yerine MarksistLeninist bir düzen getirmek suçlarından ölüm cezasına çarptırılmışlardı. Mahkeme karannda, sanıklar hakkında cezanın hafifletilmesini içeren TCK'nın 59, maddesinin uygulanmasına yer olmadığı belirtilirken, şöyle denildi: "... lşledikleri nillerin ortaya çıkması ve aydınlıga kavuştunılması için en ufak bir yardım ve ga> retlerinin olmaması, paranın tamamına yakınını örgüte silah temininide kullanarak elden çıkarmalan, pişmanlık duymamaları, bu anda dahi olsun serbest bırakılmaları halinde daha ağır ciinimleri işleyecek yaradıhşta olmalan, fikirierinden yararlanılmasının mümkün olamayacağı, dolayısıyla varlıkları ile yokluklan arasında ülke çıkarlan yönünden bir farkın bulunmaması gibi nedenlerle lehlerinde TCK'nın 59. maddesinin tatbikine yer olmadığına, buna yöne ro kurduk ve bu kadronun başına da mazisinde ne hata, ne AFYON MDP Genel Baş de sırtında kamburu olmayan lider olarak ben gectim." kanı Turgut Sunalp, Afyon'da Saat 14.14'te Alyon Hülya sıomuzlara alınmayı "laubalilik", konuşması sırasında sinema sa nema salonunda düzenlenen lonunu terkedenleri de "küstah" toplantıda ilk olarak Genel Başolarak nitelendirdi. Herkesin bir kan Yardımcısı Ahmet İhsan Kıiddiası olduğunu, kendisinin id nmlı konuştu. Kırımlı, Sunalp'i diasının da "iktidar olmak" ol "yannın başbakam" olarak takduğunu söyleyen Sunalp, "Tak dim etti. Sunalp, konuşmasında kendisitak lak diye geçersiz oy verdirne daha once yöneltilen sorulamek isleyenlere inanmayın" derı yanıtıadı. Sunalp, kendisine di. "tabanın var mı?" biçimindeki Sunalp, "Seviyeli ve kaliteli soruya, "benim tabanım yok, olduğunu" belirttiği liderler açıtemelim var dedim" karşılığını BOL BOL ÖPÜŞÜYOR MDP Genel Başkanı Sunalp dünkü ge koturumunun "Güç vedoyurucu verdi. sonılann yöneltildigini" söyledizisi sırasında kendisini karşılayanlan bol bol öptu. Doğan KasaroğSunalp, komünizmi "eski, adi ği dün geceki basın toplantısının lu'na göre, 14 dakikada 50 kişiyi öperek rekor kırdı. ardından başladığı seçim turun bir meslek" olarak tanıtırken, ön sıralarda oturan bir kişi "koda ilk durak olan Afyon ve ilçemünizme karşı çıkınca suçlanılerinde konuştu. Ankara'dan yoruz" dedi. Sunalp bu kişiye "Horoz2" ile yola çıkan Sunalp, otobuste bir sure gazeteleri yanıt verirken salondan dışan çıkan ikiüç kişiyi göstererek, okudu. Gazetelerde kendi sozle"Suçlanacak olanlar burayı terrinin yanlış yazıldığını ileri surdü. Açıkoturum öncesi butun parti liderlerine konuların önceden yazıh olarak verildiğini, anHP Genel Başkanı iktidara geldikleri takdirde sos cak soruların iletilmediğini kayyal konutlardan emlak vergisi almayacaklannı ve dederek "Hepimiz hazıriıklıydık hazırlıksızdık şeklinde küçük esnafı defter tutmaktan kurtaracaklarını dedik, Ne söylesem tersini yazıçıktı. söyledi. İlk açık hava toplantısını Erzurum'da yorsunuz. En iyisi sizinle aburcubur konuları konuşmak" deyaptı. di. basacağım, onun gülen yüzüne "Horoz2"nin ilk durağı HİKMET ÇETİNKAYA mührümü basacağım" deniliMEHMET GÜLTEKİN Emirdağ'dı. Sunalp, burada yordu. SARIKAMIŞ HP Genel kendisini karşılayanlarca otoANAP Genel Başkanı Turgut ERZURUM Doğru Yol Miting alanına girenlerin üstÖzal bugun miting sonrasında Başkanı Necdei Calp, seçim kabüsten aşağı çekilerek, kendisiPartisi Genel Başkanı Dr. Yıldıleri arandı. Calp konuşmasına mpanyasındaki ilk açık hava Torbalı, Aydın, Sultanhisar, Nani öpmek isteyenlerin arasında rım Avcı, 9 gun suren Karadebaşlarken "Dadaşlar diyan Erzilli, Sarayköy ve Denizli'de ko toplantısını Erzurum'da yaptı ve kayboldu. Genel Sekreter Kasaniz ve Doğu gezisini tamamlayazurum'da bulunmak \e Doğu"Geri kalmışlık çemberini kırnuşmalar yapacak. roğlu'nun yaptığı hesaplara görak Ankara'ya döndü. Gezisini nun çilekeş halkına şahsınızda maya kararlı olduğumuz Doğu re, 14 dakikada 50 ki>iyi öperek değerlendiren bir açıklama yaseslenmek olanağını bulduğum Anadolu'nun kalkınmast için rekor kırdı. Çevresinden "yavaş pan Avcı, "Orta sınıf çokmek için çok mutluyum" dedi. 6 kaivedi önlemler alacağız. Devlet olsana", "acıtacaksın", "sırayüzere" dedi; sım seçimlerine katılmanın "pasektörunü bu yoremizde gelisla", "ben de, ben de" gibi sözha biçilmez değerde önem taşıtireceğiz" dedi. Erzurum'dan ler arasında omuzlara alınmak dığını" vurguladı, halkın oylasonra geceyi geçirdiği Sarıkaistenen Sunalp, bu isteği kabul rıyla demokrasiye yeniden can, mış'a gelirken Pasinler ve Horoetmedi. yeniden kan vereceğini söyledi. san'da "sıcak bir ilgi" gören Sunalp, Emirdağ, Bolvadin ve Calp, daha sonra şöyle konuştu: Calp, bugün Ağrı'da Çay ilçelerinde yaptığı konuşmakonuşacak. "Demokrasi onuıiu yaşam larda, 12 Eylüİ'un temin ettiği TV'deki açıkoturum ve gazeyoludur. Halkımıza bu onurlu huzur ve guveni devam ettirecektecilerle roportajdan sonra moyaşam yoluna değil de, sonu lerini söyledi, şu görüşlere yer ralinin hayli yüksek olduğu gömeçhul bir takım sapaklar telkin verdi: rulen Calp, dün sabah Ankara edenler, milletimize ve demokra"Siz Cumhurbaşkanını seviEsenboğa'dan uçakla Erzulik taleplerinin reddine.." siye de iyilik etmiyorlar." yorsunuz, biz de seviyoruz. Şimrum'a geldi. Erzurum HavaalaCalp, " H P olarak hızlı kal di hepinize sonıyonım. Geçmişte Ekonomi Servisi Avrupa Mahkemenin bu yöndeki kanı'nda partililerin sıcak ilgisiyle kındırmanın ve kalkınmanın ni olduğu gibi, birbirijle kavga Topluluğu Türkiye temsilcisij. ranna, bir üye muhalif kaldı. Bu karşılandı. metlerini halka adaletli dağıtma eden koalisyonlar mı istiyorsuGv*>n Morgan, "Seçimlerin geuyenin karşı oy yazısında ise şöynın boyunlarının borçu olduğu nuz, yoksa koalisyon islemiyor Calp, uçaktan indiği sırada tirecegi degişiklikler Avrupa'da le deniliyor: nu" söylerken, "Saçı bitmedik musunuz? Eğer koalisyon istealanda Ankara'ya donecek olan dikkate alınacaktır" dedi. 8 ay "Sanıklardan Abdullah Vehyetimin hakkının bulunduğu miyorsanız, kuvvetli bir partiyi DYP Genel Başkanı Avcı da bukadar once Turkiye'den aynlan bi Paksoy, İhsan Zafer, Cengiz devlet hazinesinde tek kuruşluk iktidara getirin. Yoksa yine meclunuyordu. Ancak karşılamave eski temsilci R. Cox'un yerine Özkan, Mustafa Yeşim'in gersavurganlığa meydan vermeye liste herkes birbirini hırpalayauğurlama kalabalıkları nedeniyle geçtiğimiz günlerde göreve başçekleştirmiş olduklan silahlı ceğiz. Geri kalmışlığı Dogu'nun caktır. Muhakkak demokrasinin iki lider karşılaşamadı. 3040 layan J. Gwyn Morgan. gecikmegasp eylemlerinde yalnız Anlalkaderi olarak kabul etmiyoruz. teessüs etmesi lazımdır. Sayın arabalık bir konvoyla kente ginin tamamen teknik nedenlerden ya Halk Bankası soygununda iki Doğunun geri kalmışlık çembeCumhurbaşkanımız bunun idraren Calp, il binasında dinlendikkaynaklandığını belirtti. güvenlik görevlisi ile halktan 1 rini kırmaya kararlıyız" dedi. ki içindedir. Bugünku idareyi deten sonra Tebriz kapısı önunde Avrupa Topluluğu'nun kararkişinin yaralanması dışında ölCalp, iktidara gelirlerse mokrasiye çevirmek için size ve kurulan kürsuden, yağmur nedelarını yurütmekle gorevli Avrudürmeye teşebbüs ve adam öl"enerji sonınunu temelinden ço bütün cihana vaatte bulunmuşniyle şemsiye altında konuştu. pa Komisyonu'nun Türkiye temdürmek gibi olaylann bulunmazeceklerini, sosyal konutlardan tur. Partiler de bunun için kurulAİanda yapılan anonslarda "50 silciliğine şetirilen J. Gvvyn Morması karşısında bu dört sanık emlak vergisi almayacaklannı, muşlur. Bugün artık tek adam milyon Türkün 100 milyon eli gan, dun Istanbul Ticaret Odayönünden TCK'nın 59. maddeküçük esnafı defter tutmaktan partisi, tek adam yolu geçmişvar, mutluluk güneşinde birleşilsı'nı ziyaret ederek, başkan Nuh sinin uygulanması gerekirken, kurtaracaklarını" söyledi. te kalmıştır. Size layık bir kadmeli, guneşi gökten alıp bağnma Kuşçulu ile bir sure görüştu. çoğunlukla bunun tatbik edilmemesinden verilen karara sadece bu bakımdan karşıyım." Calp: Doğunun geri kalmışlık çemberini kırmaya kararlıyız Avcı: Gidenlerin davamızla hiçbir alakası kalmamıştır Doğu Anadolu bölgesindeki gezisini tamamlayan Avcı'ya partililer, "davamıza ve felsefemize ihanet edenlerin daha sonra menfaat için aramıza dönmesine izin vermeviniz" dediler. Avcı ise, "gidenlerin davamızla hiçbir alakalan kalmamıştır. Partimiz iktidara geldiğinde programımızda öngörülen hedefleri gerçekleştirmek üzere parti mensuplarımız görevlendirilirken bugun davasını terkedenlerin aramızda elbette yeri olmayacaktır" şeklinde yanıtladı. DYP Genel Başkanı Yıldırım Avcı ile beraberindekiler dun sabah saat 6.30'da Ağrı'da bir pasta salonunda kahvaltı yaparlarken, bazı partililer ile milletvekili adayları geldiler. Bu adaylar bir gece once kurucu uyelerden İsmail Köse'yi arayarak DYP taraftarlarının oylarını Ağrı'da kendilerine vermelerini istediler. Bunun üzerine DYP Genel Başkanı Avcı, "Biz hiçbir partiyi desteklemevecegiz. Allah versin" şeklinde konuştu. AET Türkiye temsilcisi: Seçinder Avrupa'da dikkate alınacak Cezmi Kartay: Calp, sosyal demokrasinin tamamen dışındadır Barış Derneği davasında avukatlara da savaş hali hükümleri uygulandı tstanbul Haber Servisi Istanbul Sıkıyonetim Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde yaklaşık 1,5 yıldır devam eden Barış Derneği davasında savunmalar tamamlandı. Geçen oturum, mahkeme heyeti, sanık savunmalarında olduğu gibi avukat savunmalarında da savaş hali hukümlerinin uygulanmasına karar vermiş ve dünkü oturumda tum avuKatların savunmalannın biteceğini bildirmişti. Banş Derneği'nin 30 yöneticisi hakkında 17 mayıs 1982 tarihli iddianame ile dava açılmış ikisi firarda, 3 tutuksuz, 25'i tutukIuyoneticilerin24 Haziran 1982 de yargılanmasına başlanmıştı. Şu anda tüm sanıkları tutuksuz yargılanan Barış Derneği yoneticileri ile ilgili olarak TCK'nın 141/1. maddesi uyannca 8 ile 15 yıl arasında hapis cezası isteniyor. Dünku duruşmaya sanıklar Ali Sirmen, Ataol Behramoğlu, Ergun Elgin, Nurettin Yılmaz ve Orhan Taylan dışında 23 kişi katıldı. Duruşmaya avukatlaı Arda Şaylan, Turgut Kazan.Gülçin Çaylıgil, Çetin Yetkin, Burhan Apaydın, Ersen Sanşal katıldılar. Avukatlar Ardan Şaylan ve Çetin Yetkin muvekkilleriyle ilgili ek savunma yaptılar. Avukatlar Ersan Sanşal ile Turgut Kazan konuyla ilgili olarak bazı mahkeme kararlarını açıkladılar ve bu karar örneklerini mahkemeye verdiler. Daha sonra Dışişleri Bakanlığı'ndan 1417 eylül 1978 tarihleri arasında Adis Ababa'dan yapılan ve dernek yoneticilerinden Ali Sirmen ile Enis Coşkun'un katıldığı "Afrika ve Arap halklarının Emperyalizme ve Gericiliğe Karşı Dayanışma Konferansı" ile ilgili vazısı okundu. Bu yazı uzerine söz alan Dernek Genel Başkanı Dikerdem, toplantıya giden kişilerin toplantıda Kıbrıs'la ilgili Türk tezini savunduklarını bildirdi. Söz alan Av. Turgut Kazan da bu yazının Ali Sirmen'i çok yakındanilgilendirdığini, dolayısıyla duruşmada bulunduğu bir sırada Sirmen'in görüşunun alınması gerektiğini bildirdi. Av. Kazan, "Sirmen'in büyükelçilikle yakın lemas içinde olduğu, bilgi aktardığı, görüş alış verişi içinde bulunduğu ulusal çtkarlar lehine çalıştığı bu yazıyla anlaşılmaktadır. Bu yazı lehte bir delildir." dedi. Öğleden sonraki oturumda söz alan Avukat Turguı Kazan, sabahkı oturumda okunan belgeyle ilgili olarak Ali Sirmen'in görüşünü bildiren bir yazının geldiğini belirtti. Avukat Kazan, bu yazıyla birlikte Sirmen'in hastalığıyla ilgili raporu da mahkemeye verdi. Duruşma, gelecek oturum sanık ve avukatların savunma sırasında talep ettikleri soruşturmanın genişletilmesi konusunda bir karar verilmek uzere 27 ekim 1983 perşembe günu saat 10.00'a ertelendi. ABD yeni bir Vietnam eşiğinde arasındaki kaynaşmanın bir benzeri günlerdir, Beyrut'ta ve özellikle yoğun biçimde yaşadıkları Güney banliyölerinde görülüyor. Güney banliyöleri havaalanına ve burada gorev yapan Amerikan deniz piyadelerine bitişik. Günlerdir burada Şii militanlarla Amerikan deniz piyadeleri hergün çarpışıyorlardı. Hatta geçen hafta, Amerikan deniz piyadeleri sözcusü, kendilerine ateş açanların Emel Örgutüne mensup olmadıklarını, Humeyni yanlısı Şiiler olduğunu öne surmüştu. Gerçekten de gerek Güney Lübnan'da aerekse Bevrut'un Sii nüfusunda (tüm Batı Beyrut'un yüzde 6570'i) da Humeyni rüzgârları esiyor. Korfezdeki her gelişme, her iklim değişikliği burada yankılanıyor. Bu nedenlerle, Amerikan ve Fransız askerlerine karşı girişilen eylemlerin ardında buradaki Humeyni yanlısı genel Şii atmosferi değerlendirildiğinde, İran'ı arayıp bulmak pek zor değil. SURİYE'NİN PAYI Olayan faili olarak üzerinde en çok durulan ülkelerden biri Suriye. Çünku Suriye, Lübnan'daki gelişmelerın yıllardır ama özellikle son altı aydır, eğer en önemlisi değilse, en önemli tarafiarından biri. VVashington ile Şam arasında bir "pakel anlaşma"ya ilerlendiği sanılırken ve bu politikanın mimarı Robert McFartane, ABD Ulusal Güvenlik Kurulu'nun başına getirilince, söz konusu kanı güçlenmişken, geçtiğimiz hafta ABD ile Suriye arasındaki ilişkiler sertleşti ve bu sertleşme çok ağır açıklamalarla tırmandı. Bu tırmanışa, doğal olarak Lübnan'da askeri durumun bozulması eşlik etti. Ateşkes ihlalleri arttı ve Beyrut, her gün oğle saatlerinde başlayan ve ertesi sabaha dek süren top seslerine alıştırıldı. Olayın böylesine bir gerilim dönemine denk gelmesi, Suriye'yi de olayın faili olarak görme eğilimlerini besliyor. Ancak, üzerinde genellikle birleşi Çayırovalı Osman sigara kaçakçdığından 5 yd hapse mahkum oldu ANKARA, (UBA) "Çayırovalı Osman" adıyla tanınan Osman İmamoğlu, toplu sigara kaçakçıhğından 5 yıl ağır hapis cezasına çarptınldı Ankara Sıkıyönetım Komutanlığı 4 nolu Askeri Mahkemesi'nde dün sonuçlanan davada, mahkeme heyeti Osman İmamoğlu'nu 1978 yılı sonlarında çok miktarda kaçaksigarayı Malatra köyünden yurda sokmaktan suçlu bularak 5 yıl ağır hapis, sahte nüfus cuzdanı bulundurmaktan da 1 ay hapis cezasına çarptırdı. Aynı davada yargılanan Seyfettin Giiven, 5 yıl 10 ay, Hasan İpek S yıl ağır hapse mahkum oldu. Sanıklardan Şükrii Kaya, Ismail Karayiğit, Erdogan Arslan ve Emin fpek delil yetersizliğinden beraat ederken, Cemil Küçük hakkındaki davanın iki defa açıldığı için reddedilmesine, yakalanamayan sanık Zihni İpek hakkındaki davanın bir süre durdurulmasına karar verildi. Sanıklardan Muammer Akın ve Abil Akın hakkında görevsizlik kararı veren mahkeme heyeti, bu sanıkların dosyalarını Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. (Buftarafı 1. Sayfada) koridorlarında esen hava "Reagan hapı yuttu. Başkanlıgı kaybedecek" idi. "Tahran'da ABD Büyukelçiliğinin işgali olayı Carter'in başını yedi. Beyrut'taki deniz piyadeleri karargahının yerle bir edilmesi de Reagan'ın başını yiyecek." Gazeteler, ABD ve Fransa'nın şahsında Batı'nın Ortadoğu'da yediği ağır darbeyi ifade eden başlıklar attılar. İsrte ElEnver'in baslıgı "Pearl Harbor 1983" ve L'Orientle Jour'unki: "Lübnan'da Batı'ya (opyekun savaş ilanı" şaşırtıcı bir paralellikle dünku İsrail başını da ya aynı, ya benzeri başlıkları atmıştı. OLAYIN FAİLİ İRAN MI? Batı'nın siyasi ve askeri prestijine önceki gün Beyrut'ta inen ağır darbenin ardında İran'ı görenler sadece Beyaz Saray ve Pentagon çevreleri değil. Çok sayıda Lübnanlı da pazar gunkü intihar eylemleriyle bağlantılı olarak akıllarına İran'ı getiriyor. İntihar eylemini gerçekleştirenIer belki İran vatandaşı değil ama olayın kendisi, Körfez'de son günlerde Süper Etendard'ların yol açtığı gerilim ve ABD'nin Körfez'e müdahale tehditleriyle ortaya çıkan tırmanmaya Iran'ın bir tepkisi olarak yorumlanıyor. Bir de Lubnan'ın bugunlerdeki ortamını iyi bilmek gerekli. Şiiler arasında militan bir havanın esmekte olduğunu, bunun 16 ekim ya da Muharrem ayının 10. günu nedeniyle doruğuna ulaştığını daha önce belirtmiştik. O gün, Guney Lübnan'daki Nabatiye'de İsrail işgalinden bu yana ilk kez halk ayaklandı. Israillilere taşlar, sopalar ve kılıçlarla evet kılıçlarla saldırdı. Güney Lübnan'da olaylar durmadı. Önceki gun, Sur yakınlannda Sarafand'da İsrail askerleriyle silahlı çatışma çıktı. Sayda'da hergun İsrail hedeflerine suikastlar ve sabotajlar yapıhyor. Guney Lubnan'ın Müslümün Şii halkı len kanı şu: "Eylemler, Iran'ın siyasi tavrı, Suriye'nin lojistik desteği yani kamyon ve patlavıcı temini ve Humeyni yanlısı intihar komandoları ile gerçekleştirildi." GENEL HAVA Beyrut'ta genel hava önceden de işaret ettiğimiz gibi, belalı sonuçlara yol açabilecek gelişmeleri içinde banndırması nedeniyle olaydan tedirginlik duymak ama aynı zamanda pek de gizlenmeyen bir sevinç ve keyiflilik. Hatta, Hıristiyan Doğu Beyrut'ta yaşayanların anlattıklarına bakılırsa, sağcı Hıristiyan çevrelere bile "oh olsun" duygusu egemen olmuş. Hıristiyanlar. eylul ayındaki "dağ savaşı"nda Hıristiyan güçlerin hezimete uğramasını onleyemediği, şu anda Şuf bölgesindeki Deir ElKamar kasabasında 3000 Falanjist milisle birlikte 35 bin Hıristiyan'ın kuşatma altında tutulmasına etkin bir çözüm getirememiş olduğu için ABD'ye diş biliyorlar. Batı Beyrut'taki hava "oh olsun"dan çok, yarıgizli bir gurura ve Amerikan acziyle ince bir alaya dayanıyor. "Buraya her giren saplandı, çıkamadı, belasını buldu. İsrail, bile Beyrut çevresinden çekilmek zorunda kaldı. Burasını ne sanıvorlar" türünden sözlere kulaklar sık sık tanık oluyor. Kimisi, 200'ü aşan sayıda Amerikan ve Fransız askerinin olümunün yarattığı çalkantıya kızıyor. "Lübnan'da bugüne dek 100 bin insan öldürüldu. Bu kadar gürultusü çıkmadı" diyorlar. Bu sozler altında Lübnanlıların, ABD ve Fransa'yı serseme çevirecek güçte eylemleri başarabileeek insanlar olabilmesinden duyulan gizli bir gurur yatıyor. Kimisi açıkça alay ediyor. "New Jersey, New Jersey diyerek, kafamızı şişirdiler. Onlann New Jersey'leri varsa, bizim de kamyonlanmız var. New Jersey leri berşey yapamadı ama, bizim kamyonlanmız dünyayı ayağa kaldırdı." Havaya uçurulan deniz piya DÜZELTME Dunku "Seçim83" ekinde 14. sayfada yer alan Diyarbakır yazısında çıkan MehmedKemal imzası Mehmet Mercan olacaktır. Gazetemizin dünküsayısında yer alan Malatya yazısında da göruşleri verilen Kurtuluş Şimşekturk, bir sure once merkeze alınan Malatya valisidir. Şimdiki vali Alaattin Özkiper'dir. Düzeltir, özür dileriz. desi karargâhındaki Amerikan askerleri "Chariie's Companv" adındaki boluğe bağlılar. Bu bölük, son iki hafta içinde Beyrut'un Guney banliyöleri Hay EsSel Lum ve Burc elBarajni'de Şii milislerle çatışmaya girmişti. Halk arasında "Chariie'nin Melekleri" adıyla biliniyorlar. Bu konuda yapılan alaylı değerlendirmelerden biri de şu: "Chariie'nin Melekleri göğe yükseldiler. Karargâh ise yere indi." Lubnan'ın Müsluman nüfusu içinde çok uluslu kuvvet (MNF)'nin buradaki varhğını bazı siyasi liderler dışında hoş karşılayan yok. Olay günu oğleden sonra kendisiyle görüştüğümüz Batı basınına göre, "Trablus'un Humeyni'si" olan Şeyh Sait Şaban, çok uluslu kuvvetten soz ederken, "Yeni Haçlılar Ordusu" diyordu. Her ne kadar, çok uluslu kuvvet, Lübnan hukümetinin daveti üzerine buradaysa da, bu hükumetin meşruiyeti zaten tartışmalı. Reagan'a göre Lubnan'da, barış ve ulkenin bütunluğünu sağlamak için bulunan Amerikan deniz piyadeleri, Lübnan Muslüman'larının birçoğuna göre, azınlığa dayanan bir rejimin güvencesi. " N e işleri var bizim ülkemizde. Onlann getireceği banşı isteyen kim?" gibi sorular son olaydan sonra Beyrut'ta daha sık işitiliyor. YENİ BİR VİETNAM'A DOĞRU Olay üzerine, gerek ABD, gerekse Fransa liderleri, Lübnan'da ve Orta Doğu'da kalma kararlılıklarını kesiri bir dille ifade ettiler. Ancak, ABD, maceracı bir tırmanma politikasına girmezse, Amerikan askeri varhğının sürekli olarak saldırı hedefi olacağı da artık belli. Eğer girerse, gelişmelerin nasıl, nereye varacak tarzda seyredeceğini bilmek ve kestirmek kolay olmasa gerek. Ancak, bununla birlikte, ABD'nin "yeni bir VietnanV'ın eşiğinde bulunduğu rahathkla söylenebilir. ANKARA, (UBA) SODEP Genel Başkanı Cezmi Kartay, "HP Genel Başkanı televizyon konuşmasında bir kez daha sosyal demokrat olduğunu ileri sürmüş ancak özünde sosyal demokrasinin dışında kaldığı gönilmüştür" dedi. Fabrikalara (Başrarafı I. Sayfada) belirtiliyor. İsıanbul'da TEK'in 1.5 milyon abonesi bulunuyor. Son karara kadar 250 abone elektrik kısıntısından etkilenirken, gücün 500 kv 'den 300 k\ 'ye indirilmesiyle 500600 abonenin daha kısıntı kapsamına girmiş olacağı ifade ediliyor. Bu arada TEK Genel Mudürü Kamil Toktaş'ın meskenlerde elektrik kısıntısına karşı çıktığı. zaten meskenlerde yapılacak kısıntının önemli bir tasarruf sağlamayacağı gorüşunde olduğu kaydediliyor. Kamil Toktaş tarafından hazırlanan rapora göre bugun Türkiye genelinde elektrik enerjisinin yüzde 70'ini sanayi kullanırken, meskenlerin payı ancak vüzde 16'da kalıyor. Elektrik enerjisiningeri kalan yuzde 14'luk bolumu ise ticarethane, yazıhane, resmi daireler ve çok kuçük çaplı işyerlerince tüketiliyor. TEK Genel Müdurü Kamil Toktaş'ın gorüşune göre meskenlerdeki tuketimin payının çok duşük olmasına ek olarak bu tüketim buzdolabı, çamaşır makinesi, ütü gibi zorunlu gereksinmelerden kaynaklanıyor. Bu durumda elektrik belli bir süre için kısıntıya gidilse bile, ev hanımı aynı işleri kısıntı olmayan saatlere sağdıracak ve yine hemen hemen aynı tuketimi yapacak. Yani meskenlerin elektriğini saatlerce kesmek suretiyle sağlanacak tasarruf. bir anlamda "devede kulak" kalacak. Sınava Doğru (Eski sayıjarı 75 TL.T* pul göndererek ısteyebılırsınız)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle