25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EKIM 1983 • * • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/11 Şevket Yılmaz partilere seslendi: Model aramayı bırakın sesimize kulak verin ANKARA (THA) Türkİş }enel Başkanı Şevket Yılmaz, ;elecek siyasi iktidarlann ekononik model aramaktan vazgeçnelerini istedi. Şçvket Yılmaz THA muhabiine yaptığı açıklamada şunlan îöyledi: " £ n önemli onerim şudur. Artık model aramaktan vazgeçunler. Bizim ekonomik modeliliz bellidir. Dengeli karma ekonomi. Yani Cumhuri>el tarihimirin en zor dönemlerinde Atatürk'ün kurduğu ve başan ile uyguiadtgı model. Bu modelde özel sektör ve devlet sektörii banş içinde biriikte yaşarlar. Ama aynı zamanda hem birbirleri ile hem de kendi içlerinde rekabet ederler." Böyle çok yönlü rekabet ortamında verimin artacağmı belirten Şevket Yılmaz, "Özel sektöre de devlet sektöriine de tekelcilik tanınmaz. Atatürk'iin kurduğu ve başanlı olduğu bu dengelere dönmekte yarar vardır. L nutmavalım, o yıllann çok kötü şartlanna ragmen dünyanın ilk sanayi planını yapan ve yüzde 100'den yüksek oranda gerçekleştirmeyi başaran yine Atatürk olmuştur." şeklinde konuştu. Ülkede kısa bir dönem içinde hızlı devletçiliğin de, hızlı özel sekıörcülüğün de yaşandığını anlatan Türkİş Genel Başkanı Yılmaz, her ikisinden de zarar edildiğini söyledi. Keskin devletçilerin petrolu kuruttuğunu, halkı bezdirdiğini. keskin özel sektörcülerin ise banker skandalı yarattığını, firmalan batırdığını anlatan Şevket Yılma?, bütün bu olanlardan ders alınmasını istedi. "Türklş'in sesine kulak verenkrin zararlı çıkmayacağım" söyleyen Şevket Yılmaz, şöyle devam etti: "Biz han. hamam, kredi istemiyoruz. İşçimizin karnı tok, sırtı pek olsun istiyoruz. Bizim taleplerimiz yerine getirilirse insanlarımız mutlu oluriar. Buıtu başaran siyasal iktidar da halkın teveccühunii kazanır. Dileriz ki, gelecek siyasal iktidarlar bizi dinlerier, sözümüze samimiyetle kulak verirler." Anadolu politika FKÖ altıncı kez kuşatma altında (Baştarafı 1. Sayfada) Top ve roket seslen havada yankılanıyor. Sovyetler'in Lübnan uzantısı, Suriye'nin yerel müttefiki Lübnan Komünist Partisi'nin merkezleri birer birer düşüyor, Arafat'ın müttefiki Islami Tevhid Hareketi'nin eline geçiyoı. Önceki gün, 47 Lübnan Komünist Partisi üyesi ya çarpışmalarda öldü ya da Müslütnan milislerce kurşuna dizildi. ABDSURİYE ANLAŞMASI MI? Sovyetler'in ve Suriye'nin Trablus kolu Müslüman kuvvetlerce imha edilirken, FKÖ sözcüsü, kendilerine karşı SuriyeAmerikan tertibinden söz ediyor: "ABDSuriye anlaşması vmr." Soruyoruz: "Yani ABD, Ürdün opsiyonunu terkedip, Sııriye opsiyonuna mı sanldı?" (•) "Suriye opsiyonunu canlandırdı. 1976'daki gibi. VVashington Post manşet atü zaten. "Ortadogu'da Suriye rolii dönemi başladı" diye. Reagan. "Ortadogu'nun vücudundan ur çıkanlıp atılmalıdır" demişti. Sözünu ettiği, kastettiği FKÖ'dür," Gerçekten de Falanjistlerin yayın organı Le Reveil gazetesi dünkü sayısında ABD Dışişleri Sözcüsü John Hughes'ın "FKÖ'niin tasfiyesi için bir ABOSuriye anlaşması olup olmadığı" yolundaki sorulara, "Fîlistinluerin Lübnan'dan çıkarılmasını istiyoruz. Kimin çıkaracağı önemli degil," biçimindeki yanıtını yayınladı. Dolayısıyla, Arafat ve çevresinin kanısı pek haksız değil. FKÖ Sözcüsü devam ediyor: "Suriye 1976'da yaptıgı hatanın aynısını yapıyor. Amerikalılar hiçbir şey vermezler. Sadece alırlar." Peki, Suriye ne karşıhğında FKÖ'yü bitirmek istiyor? "Para ve Lübnan'ın bazı bölnmleri karşılığında." Bu yanıt belki yanlış değil, ama kesinlikle yeterli de değil. Hemen herkes, LUbnanlı siyasi gözlemcüer, basın mensupları, FKÖ kadroları Suriye'nin bu "oyunu" ABD'den tüm Ortadoğu politikasında daha büyük bir rol kopartmak için oynadığı kanısında. Ve bugün bulunduğumuz noktada henüz ABD ile tam bir anlaşmaya ulaşmadığı inancında.. ABD ile flört eden Suriye, Sovyetler'le de sıkı ittifakını İcoruyabilen ender devletlerden biri. ÜÇÜNCÜ ÖGE: İSLÂM Trablusşam'da Suriye'nin içerdeki kollannı kesen tslamı Tevhid Hareketi ise her iki süper devlete karşı bölgenin yerel güçlerinin silkinişini ve canlamşını ifade ediyor. İran'dan başlayan İslamı dalganın bölgedeki Şiilerden sonra Sünnilere de sirayet ettiğinin bir göstergesi. Şeyh Said Şaban'm kuvvetleri, Lübnan'ın süper devletler arasındaki güçler dengesi oyununun bir alanı olmasının "Müslüman bir Lübnan" ile önleneceği düşüncesinde. Şeyh Şaban'a göre, Lübnan'daki Hıristiyanlann da nihaî anlamda güvenliği, bir hoşgörii dini olan, Islâm'ın iktidarı ile sağlanabilir. Bunun için, Lübnan, dış güçlerin uzantısı olan azmlıkların yönetiminden ve saldınsından kurtanlmalıdır. Bu azınlıklardan kasıt Yahudiler, yani Israilliler. Marunî Hırisüyanlar, yani Falanjistler, ve Alevîler, yani Suriye Baas rejimi. Şeyh Said Şaban bir süre önce yaptığı bir konuşmada, "Niçin Suriye askerlerini kuzey Lübnan'da topluyor? Burası tsrail'e uzak degil mi? Kiminle savaşacak? Burada Israilliler ve Amerikalılar yok ki," demişti. Bu sözleri bir muhtemel Suriye saldınsında Arafat'la biriikte davranacağı biçiminde yorumlandı. Zaten Şeyh Şaban FUistinlileri "mazlum Muslümanlar" olarak görüyor. Onun için Filistinlilerle saf tutmak bir siyasi ilke ya da bir taktik pozisyon değil, dinî bir yükümlülük. KAPANIYOR? Bütün bunlara rağmen, Trablusşam'daki tslam iktidarı" ile FKÖ aym şey sayılmamah. Arafat'ın kişiliğinde temsil edilen FKÖ yönetimi "güçter dengesi" siyaset okuluna bağlı. İslamı bir yörüngede seyretmiyor. Burası Arafat'ın Suriye'ye karşı son dayanak noktası. Sığınağı. Şimdi Suriye'nin önünde iki seçenek var: ya Trablusşam'a saldınp Arafat'ın "kellesini" ABD'ye sunmak (bunun için Washington'dan Ortadoğu politikasında okkalı bir fiyat kopartrtuş olması lazım ki, ABDSuriye bağlantısı henüz bu kerteye kavuşmuş gözükmüyor) ve kendisi için zamanla tehlikeli olabilecek.Sünni kökenli bir İslamı mayalanmayı yok etmek. Ya da, Trablusşam'da Arafat çevresindeki çemberi uzun süre zaman zaman sıkıştırarak tutarak, FKÖ liderini, dolayısıyla uluslararası politikadaki rolünü etkisiz bırakmak. Bu arada da kendi güdümünde besleme bir Filistin hareketini Şam'da oluşturmak. Abu Salih ve Abu Musa gibi "fetih isyancılan" ile bu yolda yürüyor. Ama yetmiyor. Israil'den gelen "Voice of AmericaAmerika'nın Sesi" muhabiri bize Batı Yakası'nda yaşayan Filistinlilerin neredeyse tümünün, hattâ Abu Salih'in Kudüs'te yaşayan annesinin bile Arafat yanlısı olduğunu söyledi. Filistinliler "Fetih'te bölönme" sözcüklerine çok kızıyorlar. Hemen tepki gösteriyorlar: "Bölünme yok. Suriye rolü var." tsyanalar, mayıs ayından bu yana, onca çabayla Suriye denetimindeki bölgelerde elde edebildikleri kimi tahminlere göre 300, kimisine göre 1000 Filistinli savaşçı. Trablusşam ve çevresinde ise Fetih'in 5000 savaşçısı Arafat'ın çevresinde kenetlenmiş. Beddavi kampında Arafat'ın fotoğrafıyla süslü afışler. Üstünde "Remz elkarar Filistin müstakilFilistin karannın bagımsızlı|ının simgesi", "Feth giyr kabile lilinkisamFetih kabile değildir bölunmez", "Kaid snnelsumud fî Beyrut kaid elnasr fı FılistinBeyrut direnişinin lideri Filistin'de zaferin lideri" yazıyor. Ve bir yeni afiş daha: "Feth milb elard ve abu ammar kaidihafetih topragın (yani Filistin) tuzu, Abu Ammar onun lideridir". Ama nerede şimdi Fetih? Lideri ne durumda? Belki de Beyrut 1982'de gerçekleşen, bir dönemin sona erişi, Trablusşam 1983'te damgalanıyor. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacak. Yeni bir Ortadoğu yeni aktörlerle doğuyor. Yeni bir Suriye, yeni bir İsrail, yeni tür bir Filistin mücadelesi. Ve yeni bir Lübnan, yeni bir Ortadoğu. • Urdun opsiyonu Reagan başkanlığa başladığı zaman ortaya atılraıştı. Carter döneminde Carap David anlaşmasına ve Mısır'a dayandırıjan ABD Ortadoğu poliükasının Ürdun'e esas olarak dayandırılmasını ifade ediyordu. Suıiye opsiyonunun 1976'da olduğu gibi yeniden canlandınlmasından kasıt, 1976"da Suriye'nin Lübnan'a girişinin ABD'nin isteğıyle olduğunu anlatmaktır. BtR DÖNEM Mt (Baştarafı I. Sayfada) • Ortalama bir vatandaşın kat'asmda "Anarşi çok şükür durdıv, ama ekonomi de durdu..." Yine ortalama vatandaşın isteği bu doğrultuda şöyle gelişiyor: "Anarşi olmasın, ama ekonomi olsun. Bu olur mu, olursa ne zaman olur?..." Halkın dil.yle "Ekonomi olsun" demek, "Geçim derdimiz çok, sıkıntılanmız yoğun, bunlara çözüm istiyoruz" anlamına geliyor. • "Ekonomi olsun" diyen halkın bir bölümu gelecek y.l tarladan kaldıracağı ürünu daha şimdiden bağlamış durumda. Işte, bu nedenle "ekonomi olsun" diyor ve nasıl olacağını merakla bekliyor. • 6 kasım seçimlerine yonelik bir soru yöneltirseniz, şu yanıtı alıyorsunuz: "demokraaaasi olacak". Peki, " N e demek demokraaasi?". Genel bir yanıt veriliyor: "İşte partiler olacak, seçim olacak." Halkla "Partiler, secimin anlamı, demokrasi" üzerine sohbet ederken bir gozlemde bulunuyorsunuz: Sorulara verilen yanıtlar oldııkça çekingen. Pek rahat yanıt alamıyorsunuz. Halkın gerçekten ne duşundüğünu kolay oğrenemiyorsunuz. Ama, en azından bazı sorulara kolay yanıt alamamak, belki de yanıtın da kendisidir. Ne olur;^ olsun, politik gelişmeler hakkında halkta bir çekingenliğın varlığı su götürmez. Oysa, ekonomik konulara ilişkin sorunlara aldığınız yanıtlar çok açık. Halk ekonomik sıkıntı.sını açık ve seçik dile getirmekten hiç bir biçimde kaçınmıyor. Politikadaki çekingenlik ekonomik konularda yerini açık yakınmalara bırakıyor. Anadolu'da şu andaki hava ne olursa olsun, önümuzdeki dönemde politikacıların çok önemli bir görevi var: Halkı yeniden politikaya ısındırmak. Çekingenliği kırmak. Demokrasi, partiler, seçim gibi konularda şu anda en çok aydınlar düşünuyor ve duşünce üretmeye çalışıyor. Aydınlar son yıllarda ne kadar kötü sınav vermiş olsalar da, şimdi politikacı gibi düşünmek ve hareket etmek zorundalar. Onlar da en az politikacılar kadar halkı politikaya ısındırmak zorundalar. Demokrasiyi anlatmak ve yaygınlaştırmak zorundalar. Halkı politikaya ısındırmak 6 kasım seçimlerinden sonra kuşkusuz daha kolay olacak... Kuyumcu basan 3 kişi 4 milyonluk altınla kaçtı İstanbul Haber Servisi Kocamustafapaşa semtinde bir kuyumcu dükkânına giren silahlı uç kişi, yaklaşık 4 milyon lira değerinde altın alarak kaçtı. Mustafa Yavuz adlı 17 yaşındaki çırağı etkisiz duruma getirerek vitrindeki altınları alan soygunculann, Anadol marka bir otomobille kaçtıkları öğrenildi. Dun saat 13 sıralarında Kocamustafapasa Vezir Sokak üzerindeki 43/C nolu Recai Modan adlı kişiye ait kuyumcu dükkânına gelen silahlı üç kişiden ikisi, kepenkleri kapatmakta olan Mustafa Yavuz'a tabanca tehdidi ile kapıyı açtırdı. Daha sonra vitrinde bulunan yaklaşık 4 milyon lira değerindeki 1 kilo 700 gram altını alan soyguncular, kapının önünde bekeyen üçüncü kişi ile biriikte koşmaya başladı. Daha sonra çevrede bulunan çok sayıda kişinin gözleri önünde park halindeki plakası belirlenemeyen Anadol marka bir otomobile binen soyguncular, olay yerinden uzaklaştılar. Otomobilde bir başka kişinin daha olabileceğini belirten yetkililer, sanıkların yakalanması için geniş çapta aramalara girişildiğini bildirdiler. Siyasi Şube Müdürluğu yetkililerinin de el koyduğu soygunda, kullanılan portakal rengi otomobilin çalıntı olup olmadığı da araştırıhyor. Avrupa (Baştarafı 12. Sayfada) de farkında olduğunu" dile getirdi. Parlamentonun dunkü toplantısında, sosyalist grubu temsilen konuşan Federal Alman parlamenter Ludwig Fellarmaier, Türkiye'de yaygın işkence yapıldığı yolundaki iddiaları ortaya attı. Türkiye'yi temsil eden Büyukelçi Cenap Keskin, Fellermaier'in iddialarını "sahtekârlık ve komedi" olarak niteledi. ı Bazı yasa (Baştarafı 12. Sayfada) Kurucu Meclis, yasama görevine başladıktan sonra MGK, sendikalar, toplu sözleşme ve iş yasalan gibi bazı yasalan DM'ye aktarmamış ve bizzat kendisi görüşerek, sonuçlandırmıştı. MGK'nın söz konusu yasalan kendisinin görüşmesine ilişkin kararına bazı hükümler ekleyeceği ve hazırlanacak gündemle DM komisyonlannda veya gündeminde bulunan bazı yasa tasarılarını görüşeceği ilgili çevrelerce belirtiliyor. Köyltiler (Baştarafı 12. Sayfada) tılmasına bağlıyken tersanecilerin sipariş olmadan yapıma başlama rizikosuna nasıl girdiklerinin yalnız bir açıklaması var: Zanaatin geleneği. Guveniyorlar. "Nasılsa gelip alan olur", yıllann sarsamadığı bir inanç gibi. Kapıgediği halkı balıkçılık yapmıyor ama ne de olsa Kapıgediği Karadeniz kıyısında; yaptıkları da balıkçı teknesi... Genellikle siparişle biriikte, yani işe başlamadan, tekne fiyatının dortte biri kadar bir parayı muşteriîerinden talep ediyorlar. tş sürerken, bunun üzerine bir miktar daha konuyor. Tekne fiyatının yarısından fazlası tekne bitmeden ödenmiş oluyor. Tekneyi teslim ederken geri kalanı alıyorlar. tşçinin hayatı tekne. Bazılarının hem tekne hem deniz. 55 yaşındaki Mustafa Usta. "Ben emekli denizciyim," dedi. "Romanya'ya, Bulgarya'ya çalışan gemilerde gemicilik yaptım. Ayrılınca bu işe döndüm." Tekne yapımcıhğına "dönmüştü". ÇunKu Kapıgediği köyluleri babadan tersaneci. "Bu işi küçükten beri biliriz," dedi Mustafa Usta. Ve hayıflana hayıflana anlattı: "3035 tane çektirme yanyana dizilirdi bu kumsalda. Şimdi baksanıza; bu işin ilerisi pek iyi degil." Hayvanseverler: Seçim heyecanıyla hayvanlara zarar verilmesin ANKARA (ANKA) Ankara Hayvanlan Koruma Derneği İkinci Başkanı Müfide Lagas, siyasi partilerin "Seçim heyecanı Eirtuğrul Günay ile Temel Ateş'in davası karara kaldı ANKARA, (L'BA) Ordu eski milletvekilleri Ertugrul Günay ile Temel Ateş'in yasadışı DevYol örgütüne yardım ettikleri iddiasıyla yargılandıklan dava karara kaldı. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 3 nolu Askeri Mahkemesi'nde yapılan dünkü duruşmada sanıklar ve avukatları savunmalarını tamamladı. Sanık Ertugnıl Günay savunmasında, yasadışı eylemcilere hoşgöruyle bakmadığını, silahlı eylemcileri emperyalizmin verdiği görevleri yerine getiren kişiler olarak gördüğünu söyledi. Temel Ateş, haklanndaki iddialann pani için çekişmelerden kaynaklandığını, aleyhlerindeki tanık ifadeierinin çoğunun baskı altında alındığını ileri sürdü. Duruşma, savunmalardan sonra karar verilmek üzere ileri bir tarihe ertelendi. Bakanlar (Baştarafı 1. Sayfada) rılan genel kurulun gündemi ve yeri saptanacak. YHK'nm gündemine gelen ek zam da üyeler arasında olumlu ya da olumsuz tam bir görüş birliğine varılamamıştı. Ancak son gelişmeler ve ek zam tartışmasının kamuoyuna geniş ölçüde yansıması bu konunun YHK içinde ek zamma daha önce karşı olan üyelerce de tekrar düşünülmeye başlamasına yol açtı. YHK çevrelerinden alınan bilgilere göre, daha önce ek zamma karşı olan Üyeler şimdi konuya daha ıümlı bakıyorlar. na kapılarak hayvanlara zarar vermemelerini" istedi. Anavatan Partisi Genel Başkanı Turgut Özal'ın seçim amacıyla gittiği heryerde kendisine horoz kesilerek ikram edildiğini belirten Lagas, bu durumu "vahşet" olarak nitelendirdi. Lagas, Anka Ajansına yaptığı açıklamada, şoyle dedi: "Bir beyefendiden horozlarla ılgili bu kadar vahim konuşmalar beklemezdim her şittiği yerde kendisine horoz kesilerek ikram ediliyor. Bu duruma karşıyım. Horoz riesli düşünulmüyor mu? Bunun sonu ne olacak? Horoz olmayınca tavuk tavuk olmayınca da yumurta olmaz, olmaz böyle şey, bu bir vahşettir. Yani şimdi İcarşı parti de İcalkıp arıları yok etmeye başlarsa ne olacak, memleket ekonomisini dUşünmüyorlar mı bu insanlar.?" Sürecek Çek ile... Bankanız cebinizdedir. Çek... Günümüz insanının, hem tüm parasını bankada tutması, hem de tüm parasını cebinde bulundurmasıdır. Şimdi siz seçin... • Bir çek, her alanda nakit para gibi geçerli oluyorsa... • Para kaybetme, çaldırma kaygılarını oıtadan kaldırıyorsa... • Kullanıcısına ek bir saygınlık kazandırıvorsa... • Cepte durduğu sürece %20 faiz alıyorsa... Cepte para taşımak mı yararlıdır, banka taşımak mı? İş Bankası'nın size böylesi olanaklar sunan özel bir çeki var: Mavi Çek. Size en yakın İş Bankası'na uğrayın. Mavi Çek'in özellikleri ve Mavi Çek edinebilme koşulları hakkında bilgi alın. TÜRKİYE $ BANKASI "Paranızın, istikbalinizin emniyeti."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle