Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/8 12 EKİM 1981 Ü 133 Y1L SONRA CEZAYİR'E DONÜ Büyukelçi SEMİH GÛNVER Ben Bella'nın yazhk sarayına benim hülüstür Vblksıvagen ile gidecektik. Otomobilin sol çamurhığuna madeni bir çubuk yerleştirdik. Ankara'dan getirdigimiz küçük bir Türk bayrağmt bu direğe taktık. Şoför AlVye de güçlükle bulduğumuz koyu renk elbiseyi giydirip sarayın \t>lumı tuttuk. MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI Ben Bella, Türk Kurtuluş Savaşı'ndan nasıl iüıam aldıklarmı anlatıyordu ile birlikte binayı 200 bin dolara satmağa razıydı. Bakanlığa teklifte bulunmağa cesaret edemedım. Bu binayı satın alsak bile, içinde kaybolur, bakımına parayetiştiremezdik. Brezilya'mn genç ve iddialı Buyukelçisi bu Sarayı hukumetine aldırttı. Biz şanslı çıktık. Albay Bugara Caddesinde, Rochelle sokağında, adeta bir mücevher kutusu bulduk. Villaya, Yıldız Sarayı'nın Beşiktaş girişı gibi, çift kanatlı büyuk bir tahta kapıdan giriliyordu. Girişte, solda kuçük bir bina vardı. Bu evde, kapıcı ve bekçi olarak yaşlı, fakat sağlam yapıh bir Cezayırli oturuyordu. Lavherne ailesinin sadık kurt köpeği Doğuli, sahipleri tarafından Cezayirli bekçiye bırakılmıştı. Silah seslerinden urkmuş olan bu kurt köpegi, yeni sahibinden başka kimseyi villaya yaklaştırmıyordu. Dış kapıdan itibaren, asfalt bir yol, zigzaglar çizerek, kesif ve gerçek bir ormam katediyor ve yavaş yavaş tepeye doğru tırmanıyordu. Mustafa sırtlarına yaslanmış olan bu geniş malikanenin etrafı yuksek duvarlarla çevrilmiştı. Asfalt yolun ortasından geçen muhayyel bir hat, araziyi ikiye bölmekteydi. Sol taraf bizden mmammmmmmmmmmmmı^mmmmmmmmmmmmmm^^ıı . •' • * önce tspanyol Buyukelçisi taraATATIJRK'E H A Y R A N Ben Bella ( o r t a d a ) i t i m a t n a m e m i vermeye gittiğimâe A t a t ü r k ' l e n ve o n a havranlığından, Cezayir halkının fından satın ahnmıştı. Madrid Fransız soırıürgeciligine karşı verdigi mucadelede Tiırk Kurtulıış Savaşt'ndan i l h a m aldığını anlattı. hukümeti, Büyukelçisinin teklifini derhal olumlu karşılamış ve bu arazi suratle satın ahnmıştı. İspanyollara ait kısmın ust tarafında, eski bir Türk mimari saheseri mevcuttu. Bu bina, villa ile saray arası bir yapıydı. tçinde havuzlan, Turk usulu hamamları ve çıçek bahçesi olan tarihi bir binaydı. Ciddi tamire dı. Artık tekrar buluşmanın za ramdı. Birlikte tribunlerden geceğt sualini kendi kendime sor girdik. Karşıhklı bırer koltuğa çit resmıni takip ettik. Ben Belihtiyao vardı. ispanyol hukümemanı gelmiştir.'" oturduk. dum. Sol elimde, yapacagırn koti, bu masraflan üstlendi ve uzun Ben Bella, tarihten bahsedi la'nın sıcak ügisini, Cezayir huBuyükelçi Vergin ile birlikte Aklım, merasim salonundaki nuşmanın Fransızca metni, Ben kümetinin genç, hırsh, sinirli, bir sure sonra villa, buyükelçi ve yordu, milletlerimiz arasmdaki Cumhurbaşkanlığı başyaveri ve Bella'ya yaklaştım. Bedrettin iskemlede kalmıştı. Bu kadar ailesinin resmi ikametgâhı oldu. kardeşligi methedıyordu. Hukü hırçın bakanlannda bulamadık. Dışişlerinden yüksek dereceli bir Tunabaş, beni birkaç adım arka faydasız bir iskemleye ilk defa CENNET GİBİ BİR YER metler ve onların politıkalan söz Miîli Bayram günu, Cezayir idameslek memuru da Cezayir'e ge dan takip ediyordu. Mikrofonun rasthyordum. recileri, AsyaAfrika ülkeleri, konusu değildi. Cumhurbaşkaliyordu. Otelde, uzun munakaYolun sağ kısmı da satılığa çıBen Bella, birden bambaşka hizasma geîince, protokol şefi Arap ülkeleri ve Sosyalist ulkenımızın özel dostluk mesaum, şâlar sonu, kendılerine uç oda karılmıştı. Uçüncu virajdan son"Durnn" diye fısıldadı. Dur bir insan oldu. Yakmdı, dosttu. ler heyetlerine yakınhk gösterdi ra, bu kısımdaki lspanyaFas Başbakan İnönü'nun selâmlanayırttık. Otel Müdurünun kırık dum ve Ben Bella'ya baktım. Atatürk'ten bahsetti, Ona hayler. Batılı heyetler kendi halleri mimarisinin modern bir orneği nı bildirditn. Tebessumle dinledaktilo makinesi ile Ben Bella'ranhgmı anlatu. Fransız somurne terkedümişlerdi. Cezayir'e ge olan bina, karşımıza çıktı. Ordi ve başını sallamakla yetmdi. ya soyleyecegim nutkun metni Açık renkte, tek dügmeli bir el geciliğine karşı mucadelesinde Ben Bella'ya, Ataturk'u ve inkı leli bir kaç gun olduğundan ve man geçıci olarak kesilmiş, yeni temize çektim. Yazhk Saraya, bise giymişü. Göze çarpıcı ton Cezayir halkının Turk Kurtuluş itimatnamemi Ben Bella'ya bir lâplannı anlattım ve ilk fırsatta bizim mavi Volkswagen'la giderini sol tarafta çiçekli bir tarha da olmayan bir kravat takmıştı. Savaşlanndan ilhamım aldığını Ata'ran Büyuk Nutku'nun Fran gun önce sunmuş bulunduğum bırakmıştı. Sa|da buyuk duvar cektik. îş, Tomruk Aii'ye duştü. ve Atatürk'ün Cezayirliler için Uzun boylu sayüabilirdi. Omuzdan kimseyi tantmıyordum. Zi vardı. Bu duvar, binlerce gul sızcasını kendisine göndermeyi Otomobilin, sol çamurluğuna lan oldukça genişti. Başı vücu gerçek bir murşit, bir yol göstevaatettım. Ikinci Cihan Savaşın yaretlerime, Milli Bayramdan bir madeni çubuk yerleştirdi. ağacı ile orülmüştu. Bizim ilk ziduna nazaran biraz buyuktü. Es ricı olduğunu söyledi. Fransızladan sonra, Türkiye'nin içvne sonra tjaşlayacaktım. Ankara'dan getirdigimiz kuçuk yaretimizde mevsım ilerlemiş, rın işgâl yıllannda Cezayir'le mer tenini siyah gözleri aydmladüştuğü yalmzhğı, Stalin'in Türk bayrağını, bu direğe taktık. guller yapraklarını dokmeye basHeyetımiz Cezayir'den aynltıyordu. Bakıslan munis, gulüm Turkiye'nin arasma buyuk ve Ali'ye koyu renk bir elbise, bir lamışlardı. Fakat, duvar yine de kravat bulduk. kıpkırmızı idi. Duvarın ust kısBen Bella ile karşıhklı birbirimizi sikzdük. mı, bir tenis kortuydu. Vilia bu 4 temmuz sabahı, Bedrettin tenis kortuna bakıyordu. Yeni Tunabaş ile lacivert elbıselerimiProtokol şefinin "başla" işareti ile nutku bir virajdan sonra bınanın giriş zi giyerek, Volksvvagen'la Saraokumayn başladım. Bitirince bir adım kısmına varılıyordu. Girış kapıym yolunu tuttuk. Başka bir ülsının onunde dalları yere değen, kede olsa idi, bir Buyükelçinin geriyv gidip mikrofonun arkasındaki renkli yapraklan ile guzel bir itimatname sunma merasimine, iskemleyv otıırmaya teşebbüs ettim. agaç mevcuttu. Yanda, salkım pehlivan tipli bir şoförün kullansoğudu andıran bir karabıber dıgı mavi bir kaplumbağa VolksProtokol şefi sanki ayuğma basılmış gibi ağacı, sol tarafta, zeminden birwagen arabayla gitmesi hayretbirden. "No" diye bagırdu kaç metre yukseklikte, Ispanyolle karşılanırdı. Savaştan yeni ların sonradan yuzme ha\uzu çıkmış Cezayir'de, geleneklere soktukları kuçuk karşı olan her davramş, anlayış Başkan bir ynndan çayını yudumluyor. bir hahneağaçların yapraklı bir havuz, dalları ve hatta sempatiyle karşılanmakarasına gizlenmişti. Yol, yokuş taydı. Cezayir'de, lehime ilk puynndan da anlatıyvrdıt: "Bu topraklar olarak devam ediyor, bınaların anı, bu küçuk araba sayesinde ecdadmızla eedadımızm yun ynna, omuz arkasmdaki yuksek duvarda, elde ettiğimi söyleyebılirim. kullanılmayan ve çivilenmiş tahomusa İspanyvUara karşı dörüştükleri Sarayın bahçe İcapısında iki hafıf makineli tufekli asker bizi topraklardır. Cezayir"in her köşesi Türk ve talarla mahkum edılen ikinci bir çıkış kapısına kadar uzanıyordu. selâmladı. Çiçek tarhlan ile süsCezayir kanı ile sulanmıştır..." Jenmış bahçenin yıiksek ve yeşil Binanın ön tarafı, otuzkırk ağaçlan arasından geçtik. metre uzunluğunda dar bir balynümde şoför Ali kasıldıkça kakon gibıydi. Ormanhk bahçe, tesıhyordu. Küçuk araba bir dunis kortu ve uzakta pırıl pınl maduklu tencere gibi şişmişü. Yazvi deniz ayaklar altındaydı. \ık Sarayın iç kapısının önünde Binanın denize bakan cepheaşılmaz mesafeler koymaga ça Türkiye uzerindeki baskısını, dıktan sonra ışe koyulduk. Evseyen ytizü insani idi. Alnı açık, sert bir fren darbesi ile durduk, sinin orta kısmı kenarları kemersaçlan siyaha yakm ve hafif dal Uştıklannı ve bunda başarı ka Boğazlarda üs, Ooğuda toprak vela yerleş«cek bir bina aramak araba arka lastiklerin üzerinde li sutunlarîa çevrili bir " p a t i o " gau idi. tyi kalpli bir insan oldu zanmış olduklarını anlatü. Bu sı isteklerini izah ettim. Türkiye'gerekiyordu. Bir sekreter dakti idi. Bu patio'nun bir tarafında kumda biraz kaydı. ğu ınübaım veriyordu. Bu bakışın rada içeriye cam bardaklar için nin ne için NATO içinde yer allo bulmahydık. Şoforun ve ida salon, ortasında hol, diğer taraBEN BELLA AYAKTA de çay getirdiler. Bu, çok şeker dığın» ve NATO'ya girebilmek ve munis ifadeli yüzun ardında ri memurun otelde uzun sure fında yemek odası, birer sürgüBEKLtYORDU li ve naneli çaya alışmak kolay için katlandığı buyuk fedakârhk kalmalanna mali yetenekleri im lu kapı ile irtibatlandınlmıştı. • Bir subay "Selam" diye bağir şeytani bir zekâ muhtemelen gizleneraezdi. olmuyor. Ben Bella, çayını, bü lan belirttim. Ben Bella beni dinkân vermiyordu. *dı. Kapının hizasından itibaren Pationun, balkonla birleştiği Karşıhklı, bir süre, birbirleriyük bir zevkle yudumluyor ve lerken, bu yakınhk ve ilgiyi gösSARAY GİBİ VİLLALAR karşıhklı ve aralıklı olarak sırakısımdaki kemerli geçitler, renkli konuşmaya devam ediyordu: termekte çok geç kaldığımızı bir O sırada, Fransız aıleleri ya ampullerle ışıklandınhyordu. lanmış bulunan silâhh askerler, mizi süzduk. Protokol şefı, "başla" işare"Bö>ükelçi, bugün kendinizi iki kerre daha anhyordum. Cezayir vaş yavaş Cezayir'i terke başlauzun koridor boyunca esas vaBinanın duvarları mor ve kırsebeple, kendi vatamnızda telâk Devlet Başkanı, "Sizinle sık sık mışlardı. Mallarını mulklerini mızı begonvıl çiçekleri ile ziyetınde kaldılar. Koridorun tini verdi. Nutku okudum. Bitirince, bir adım geriye gitki edebilirsiniz. Bu topraklar, ec goruşmek isterim. Ogulunuzu da yok pahasına satıp, paralannı orulmuştu. ucundan sağa döndük. Biraz iletim, "her halde şimdi sırasıdır" dadınızla ecdadımın, yanjana alın, ne zaman isterseniz bana teFransa'ya nakletmek istiyorlarride bir taş merdiven vardı. MerIkinci kattaki yatak odalannın diyerek arkadaki iskemleye otur omuz omuza, İspanyol rnustev lefon edin, ça> içelim, dertleşedı. Bizim gibi Cezayir'e yeni gel önunde biri buyuk biri kuçuk iki •diveni çıktık. Büyuk ve hemen mağa teşebbüs ettim. Protokol liye karşı, ortak vatanlannı düş lim," dedi. Biraz mutlu ve miş bazı diplomatlar da bina pe balkon vardı. Bu balkonlar bihemen boş sayılabilecek bir saşefi, ayağına basümış gibi, mandan kurtarmak için kanlan umutlu fakat bir hayli ıçim buşindeydiler. Bir ajans vasıtası ile rer çiçek bahçesi gibi saksılarla lona girdik. Salonun obur ucun" N o " diye bagırdı. nı döktukleri topraklardır. Ceruk, Ben Bella'dan ayrıldım. satıhk binaları dolaşmağa başla donattlmıştı. da, Ahmed Ben Bella ayakta Ben Bella, kısa bir konuşma zayir'in her koşesi Türk ve Ce BATILILARA tLGİ dık. İnanılmayacak kadar guzel, bekliyordu. Beş altı metre karEvin eşyası da iyi idi. yaptı, 130 yıl Cezayir'e sırtını çe zayiıii şehitlerin kanlan ile su GÖSTERİLMtYOR luks, fakat bakımı z.or ve masşısma sehpah bir mikrofon yerYandaki ek binanın altı, eskivirmiş olan Türkiye Büyıikelçi tanmıştır. tkinci sebep, şu anda raflı villalar gorduk. El Biar'da O akşam Saınt Georges Oteliİeştirümişti. Mikrofonun hemen den ahır olarak kullanılırmış, sine bu kadarmm kâfi olacağı içinde bulundugumuz Saray, Ce nin terasında, Buyükelçi Ntıretbize gösterilen villa, bir kuçuk arkasma bir tahta iskemle konulsonradan garaj haline getırilmiş. muhtemelen düşünulmuştü. zayir'dcki diğer mimari eserler saraydı. Çok geniş bir bahçesi ve tin Verin başkanlığmda Cezamuştu. İtimatname merasimirün Bu garajın yanında dar bir taş Sonra, yanıma yaklaşü, eli ile gibi ecdadınızın bize bir yadigâ yir'e gelen heyetimiz üyeleri ile bu bahçe içinde mermerden yaprotokol kaideleri daha once merdivenle hizmetlilerin yattıkyol gösterdi. Herkes salonda kal ndır. Kader, uzun vıllar, kardeş yemek yedik. Onlar da durumu pılmış olimpik bir yuzme havuizah edilmediğinden, bu iskemları odalara çıkılıyordu. Bu kıdı. Biz yandaki Şark Salonuna milletlerimia birbirierinden ayır görduler. Ertesı gun milli bayzu vardı. Sahibi Fransız, eşyalan leye ne zaman oturmam gerekesım, ufak bir tadilatla kançılarya olarak kullanılabilirdi. CAZİP BİR TEKLİF 528 66 29 • 522 89 97 E% sahibi bir Fransız bayandı. Bu evde, kızı ve kocası ile birlikte uzun yıllar yaşamış, e\i kendi zevkine gore yaptırmış ve doşemişti. Kocası, buyük ziraî işİetmelere sahip imiş. Herşeyi bırakıp Fransa'ya göç etmekten başka çare bulamamışlar. Arazinin yarısını ispanyollara satkomedı 3 perde mışlar, diğer yarısını da, orman, Teı 33S21Û3 O*koı y OIKMCM NÜKHET DURU TİMUR SELÇUK İ iki bina, ev eşyalan dahil 180 bin C İ 16 EKİM PAZAR'A KADAR UZATILMtŞTIR dolara, bize saımağa razı oldu. Konuk Sanatçı: HİLMİ RİT Hukumetin alacağı kararı bekPazartesı Carsamba Persembe Cuma 17 EKİM (P/\ZAKTESlW)EN İTİBAREN ler ken de ayda 1000 dolardan kiSİNEMATİYATRO İLANLARI 21.15 raya vermeyi ve satın almak kaBILETLER SATIŞA SUNULMUSTUR Salı 18.30 Cumartesı 17.00 ve 2115 rannı aldığımız tarihe kadar HERHARA BU KÖŞEDE odeyeceğimiz kira bedellerinı saPazar 17.00 tış fiyatından düşmeyi kabul etti. Fırsat kaçınlacak cınsten deBeyoğlu KUÇÜK SAHNE DE P.TesiCuma 21.15 ğildi. Üç gun mehil istedim. O CTesiPazar 14.30 tarihte, Cezayirliler henuz FranORTAOVINCLLAR sızlara aıt gaşri menkullere el • Biletler Satı$a BRECHT VVEILL ŞENSOY koymamışlardı. Bu gibi satışlaçıkarılmıştır. ra müsaade olunuyordu. AnkaTel: 140 67 92 ra'ya derhal bir telgraf gondererek talimat istedim. Gelen cevap olumsuzdu. Butçede para yokmuş. Binayı kıralamakla yetın• mem gerekiyormuş. o "SavunnuTdan Kalan... AST'ta Müşfik Kenter'ın oynadığı "Savunma "yı gordükten sonra, birkaç bolümü aktarmak istedim oyunu görmeyenlere. Basında "Savunma" ıçın övucü yazılar çıktı. "Savunma"y\ Amertkalı yazar Davıd VV.Rınsels'ten dılımıze Muazzez Menemencıoğlu çevırmiş. Konu, 102 davada sanıkları savunan bir savunmanın (avukatın) serüvenı. Savunman, oyunun sonlarına doğru şoyle der. ... haroya kayıt oiduğumdan bu yana geçen eili yıl içinde hukuk biliminde herhangı birgelişme olsaydı, yaptığım ışten çok daha mutlu olurdum. Bılimde ve matematikte dünya neredeyse baştan yaratıldı. Daha otesi dın konusu bile baştan eie alınıp daha bir derinlik getırıldı. Bütun somut dünya baştanbaşa değişti. Ama hukuk ve onun kuraiian bütun bu geçen zamana meydan okuyarak kaskatı donmuş bir biçimde kaldı. Bütun bu işlerın sonunda elime ne geçti diye merak edıyorsunuz, değil mi? Elime ne geçtığini spyleyim size: Bu da benim yaşantımın en büyuk ödutüdür. Ölüm cezasıyla yüz yüze olan tam 102 kışiyi savundum. Htçbın de asılmadı. Bundan böyle de asılmayacak. Çunkü artık bu tür davalar almaya cesaretım yok. Ama başka bır çozüm yolu bulununcaya kadar. . Savunman (avukat), duruşma sırasında da yargıca dönerek şunlan söyler: Sayın yargıcım, ortalıkta toplumu ilgitendiren bir suç varsa, toplum bunun cezalandtnlmasını ıstıyorsa, suç ne olursa olsun, toplum yalnız bir ceza düşünür ölüm. Hıçbırımız toplumu gözardı edemeyız sayın yargıcım. Üç aydır burada karşınızda durup okyanusun gelgitlerını tek başıma durdurmaya çalışan bir insan gibi uğraş verdım Umarım, artık kabaran dalgalar dinmiş, esen yeller dıngtnlenmıştır Öyle olduğuna ınanıyorum.. .. Sayın yargıcım, gecmışle gelecek arasmda duruyorsunuz. Gelecek benden yana bıliyorum Nefretın kıyımcılığın ınsanların yureklennı denetlemeyeceğı bır zamanın geleceğını ıddia edıyorum. Bir gun gelecek mantıkla ve akılla her türlü yaşamın korunmaya değer olduğunu anlayacağız. Ve göreceğız kı bağışlamak ınsanoğlunun gösterebileceğı en yuce duygudur Bu kadar uzun zamanınızı aldığım için sizden özür dılemelıyim. Bu dava benım sandığım kadar önemlı olmayabilir Ama bu çocukların yaşammı kurtarıp hukukun gelışmesıne yardımcı olmazsam gerçekten üzuleceğım Eğer başanrsam, en buvuk ödulüm öfkeyı bağışlamayla dengelemek ve kını böyle ezmek, yok etmek yolunda'bır adım daha atıidıgını bılmek olacaktır... Bır davayı savunurken de şoyle der ... Baylar, eğer bır çocuk 10 sent calsa, ufak bır para cezasıra çarptınlır Bu yuzden genellıkle hapse mahkum olmaz. Ama uu çocuk 10 sent çalmayı tasarlayıp da, çalmasalar bıle, komplo kurmaktan hapse mahkum olabılırler Olabilırler değıl benzer durumlar ıçın ınsanlar surekli olarak hapse mahkum oluyorlar. Bu dava ozgürlükten yana, ya da özgurlüğe karşı olanların tarıhsel bır davasıdır. Komplo hazıriamak; ingılız tıranlarından günümuzdeki demıryolu yonetıcilerıne dek, butun zorbaların eh sevdıklerı sılahtır. Bu, düşünce suçunu mahkum etme cabasıdır. Eğer insan özgürlüğunu hâlâ korumak ısteyen bır vatandaş varsa, Amerıka Birleşik Devletlerı'nin komployla ilgılı yasalarımn gelışimını okusun Günumüze kadar uzanan zaman dılıminde, hiç kimsenın ozgürlüğu güvence altına alınmış değıldır.. Muştık Kenter, savunmanı bir başına oynayan bu usta sanatçı. gerçekten etkılıydı. Bır yerde, savunmaiarla ılgılı olarak şunlan söylüyordu: Burada kendi kendime bır dakıka ara vereyım Her zaman duşünmuşumdur. öiz avukatlar beni de bunların arasına katabılırsınız kesınlıkle gereklı ınsanlarız. Bır rneslektas tanınm, bırısının kulağını ısırarak koparmaktan sanık olan binnı savunuyordu. Olayın tek görgu tanığı vardı Sanığı sorguya çeken meslektasım sordu: Şımdı sen, gerçekten sanığın, bu adamın kulağını ısırdığını gördün mü? Hayır efendım, dedi tanık. Tabıi meslektasım bu anda sorguyu kesıp oturabiiırdı. Ama basiretı bağlanıp bır soru daha sordu Pekı, muvekkiümın bu adamın kulağını ısırdığını gormedığın halde, ısırdığını nasıl bu kadar kesınlıkle soyleyebılırsın? Sanığı. adamın kulağını ağzından tukürurken gördüm. "Savunma" Ankara'da da ılgı gördu. "Kent Oyuncuları" onu, Ankara Barosu'na, ünlü avukatlara. bazı eski polıtıkacılara da ızlettiler Oyunu ızlerken ön sırada, Anayasa Mdhkemesı Baskanı Ahmet Boyacıoğlu ile Anayasa Mahkemesı üyesı Yekta Gungör Ozden'ı de gordüm .. ÇALLŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI Y1LMAZ ŞİPAL "7. Basamağa Nasıl Düşttim" SORV: 1981 temmuz avında 8. basamağa >ukselmek için muracaat ettim. Ve 8. basamaktan 1982 haziran sonuna kadar prim ödedim. 1982 >ıh temmuz a>ında da muracaat ederek emekliliğimi istedim. Bir muddet sonra emekliliğim çıktı ve maaşımı 8. basamakian tmekli olanlara gore eksik olduğunu gordum. Daha sonra dilekçe ile kaçıncı basamaktan emekli oldugumu sordum. Cevap olarak 1. basamaktan ve r o 75 ile emekli oldugumu bildirdiler. Bu duruma gore 2 sorum var: 1 Buna gore 7. basamağa nasıl düştüm?. 2 Tekrar 8. basamağa çıkmam için ne vapmam gerekiyor? A.T. İSTANBL'L YAN1T: 1 BagKur Yasası'nın 36. maddesi "Yaşlıhk Ajhgının Hesaplanması"na ılışkindir. "\aşhlık aylığı bağlanma>.ına hak kazanan sigortalılara en son prım odedıği gelir basamağın °To70'i oranında ayhk gelir hesaplanır. Bulunduğu gelir basamak priminı bır vıl odetnemişse bir onceki basamak uzerınden aşhk gelir hesaplansr' Yasanın "Gelir Basamaklarının Yükseltilmesi" ne ıhşkm ve 2423 sayılı Ya^a ile değışık 52. maddesi de "Sigortalı altıncı basamakta iki tam yılını doldurmadıkça ve vazılı talepte bulunmadıkça ve sırası dışında basamak yukseltemez. Altıncı basamaktan itibaren basa mak >ukseitmek için altı a> öncesine kadar olan prim ve her tiırlı borçlann odenmiş olması şarttır. Bu vazılı talebi takip eden ay başından itibaren, sigorlah yuV selttiği basamak üzerinden vukseltme farkı ile primlerini oder demektedir. Temmuz l98Tde basamak yukseltmek için yaptığınu başvı ru uzerine BağKur'ca Yasa gereği olarak a|ustos. 198l'den g çerli olarak 8. basamağa yukseltildıniz. Bir tam >ıl ise 31 teı muz 1982'de dolacaktı Sizin 8. basamaktan emekli olabilm ıçın ağustos 1982'de başvuruda bulunmanız gerekirdı. 2 BağKur Yasasının 25. maddesi 'Kanunla veya kanun verdiği vetkive davanılarak kurulu sosval guvenlik kuruluşları prim veya kesenek odevenlerle bu tür kuruluşlardan malulluk v >aşlıtık aylığı ile daimi tam işgoremezlik geliri almakta olanl ın BağKur sigonalısv sayılmayacağını ongormuştur. BağKur'ı yaşhlık aylığı almanız nedenıvle goruşumuze gore yeniden E Kur sigortahsı olabılmenız \e eksik kalan priminizi odeyere basamak üzerinden ayhk alabümenız olanaksızdır. S1NEMALAR TIY4TROLAR FERDİ ÖZBEĞEN EKİM'83 PROGRAMINI SUNAR USG & Egemen Bostancı TEVFİKGEIENBE BİZİM SARKILARIM1Z Öp\>abanîn 9 GÜN IÇ1N H/VDl ÇJVMAN 7 TEPE OYUMCULİVRI ANNA NIN 7 AN A GÜNAHI , Konuk oyuncu: FÜSUH ÖHAL BAŞSAĞUĞI Sav\n o m • «ııu.sı Ş/VN TIYİVTROSUNDJV RON10 OYUN 21 Ekimden itibaren ÇAGDAŞ AHMET SÜKAN'ı kaybeımenın denn uzunıusu ıçındevız. Kcderlı aılesine.yakmlanna baş>ağlığı tlilenz. OSMANH BANKASI YENİCAMI ŞLBES1 PERSONELİ YÂRÎNTSAVARONA'NIN ZI\ ARETI BUZLARı ÇÖZÜVOR