18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EKİM 1983 EKONOMİ CUMHURİYET/9 Giinıin Aynası tlk yedi ayda işçi dövizleri geçen yıla göre 297 milyx>n dolar azaldı ANKARA, (THA) İşçi dövizlerindeki düşüş eğilimi devam ediyor. Oeaktemmuz döneminde toplam işçi döviz girdisi 854 milyon dolar olurken, geçen yılın eş döneraindeki 1 milyar 151 milyon dolarhk gerçekleşmeye göre 297 milyon dolarhk azalma görüldü. Temrnuz ayında 163 milyon dolar olarak gerçekleşen işci dövizleri, bu yılın aynı ayında 163 milyon dolar olarak gerçekleşirken, yüzde 33 oranında azalma gösterdi. İşçi dövizlerinin yıl sonuna kadar en çok 1 milyar 800 milyon düzeyine çıkacağı ve bu yılın hedefi olan 2.5 milyar dolara ulaşılamayacağı vurgulandı. Kamunun özel kuruluşlara ortaklığı yaygınlaşıyor EKONOMİ NOTLARI ••ı DESIYAB, Türkmen Kadîf e ve Dokusan'la OSMAN ULAGAY Emek ve sermaye IMPye geçici stattiyle ortaklığa giriyor karşı cephe alırken KENAN MORTAN ANKARA Kamunun özel kuruluşlara ortak olma olgusunun bir yeni örneği bu kez çok ortaklı şirketlerde yaşanmaya başladı. Buna göre, kısa adı DEStYAB olan Devlet Sanayi tşçi Yatınm Bankası lstanbul'da kurulu çok ortaklı DOKUSAN ve Türkmen Kadife'ye ortak olacak. Söz konusu şirketlerin sermayeden yana güçsüzleşmesi ve iflas ya da satış eşiğine gelmesi ile DESÎYAB bu kuruluşlar için bir operasyon hazırladı. Türkmen Kadife'nin sermayesinin 1.5 milyar liraya, DOKUSAN'ın sermayesinin ise 6 milyar liraya çıkarılacağı; genel kurullarda DESİYAB'ın bu kuruluşlara yüzde 40 oranında paydaş olması da kesinleşecek. Ancak söz konusu pay devrinin geçici süreyle yapılması ve üç yıl sonra eski ortaklanna devredilmesi bir taahhütname" ile öngörülüyor. DEStYAB'ın Türkmen kadife ve Dokusan'daki sermaye katılımlarında ise farklı bir yol izleniyor. Banka, genel kurulda sermayesi artınlan bu iki şirkete üç yıl süreyle ortak olacak, aynca faizi yüzde 20 dolayında olan ucuz işletme sermayesi ile besleyecek. Bu yolla bu şirketlerin etkin üretim yapmasının yanısıra, durumunu yeniden iyileştirip ortaklanna temettü vermesi sağlanacak. Düzenlemeye göre devralınan hisselerin üç yıl içinde peyderpey geri verilmesinde sabit oranlar belirlendi. Buna göre DESİYAB 1984 yılında tin iştirakinin önleneceği öğrenildi. Söz konusu modelin biçimi başbakanhk düzeyinde yapılan toplantılarda ele alınarak onayIandı. Yapılan itirazlarda Türkiye'de şirket kurtarma operasyonlarının yaygınlaştıgı bir dönemde DESlYAB'ın bu katılım biçiminin yanlış anlaşılacağına işaret edildi. Bu itirazlar sırasında 196O'lı yıllarda Çanakkale'de kurulu bir tesiste de Sümerbank iştiraki sağlandığı, ancak daha sonra öngörüldüğü halde hisselerin eski hak sahiplerine verilemediği belirtildi. Ancak DOKUSAN, tstanbul'da üretim yapan 803 küçük dokumacının birliğinden oluştu. tstanbul Dokumacılar Derneği'nin öncülük etmesiyle avcılarda yünlü kumaş ve halı ipliği üreten tesis oluştu. 1680 işçinin çahştığı DOKUSAN'ın 500 milyon lira olan sermayesinin yetersiz kalması sonrası bazı büyük Holdingler bu kuruluşu satın almak üzere harekete geçti. Türkiye'de yaklaşık 400 bin insanın ortak olduğu çok ortaklı şirketler olgusunun son yıllarda çeşitli nedenlerle krize girmesi teoride "Türk modeli" olarak bilinen bu gelişime büyük oranda gem vurdu. Bu amaçla kurulmuş bulunan DEStYAB'ın yetersiz sermaye ve fon nedeniyle gerekli müdahaleyi yapamaz duruma getirilmesi son bir yıl içinde yaklaşık 35 çok ortaklı şirketin iflas etmesine ya da kapanmasına yol açtı. Türk Ticaret Yasası'nın ilk kez geniş bir yorumla ele alınarak gerçekleştirilen bu operasyon, sorununun çözümü için kurumsal düzenlemelerin anlamını ortaya çıkardı. DESlYAB son olarak DM'de onaylanan kamu iktisadi kuruluşlar kapsamından çıkarılması, bu bankanın bağımsız olarak ve hazine desteğinde bu türden katılımlannı yaygınlastırabileceği izlenimini veriyor. Oeaktemmuz döneminde işçi döviz girdileri (Milyon dolar) 1982 149.2 130.8 147.3 152.4 160.1 165.6 246.4 1.151.8 1983 121.2 105.7 129.3 117.1 107.7 110.1 163.0 854.1 Aylar Ocak Şubat Mwrt Nism Mayıs Haziran Temrnuz Toplam: FarkDeğifim yüzdesi 28.0 18.7 25.1 19.1 18.0 12.2 35.3 23.1 52.4 32.7 55.5 33.5 83.4 33.8 ANKARA (THA) Türkiye'nin iç borçlarırun gün geçtikçe artuğı ve bu yıl sonuna kadar da büyük boyutlara ulaşacağı belirtildi. Yetkililer, 1983 yıL programı ve bütçe uygulamasına ilişkin politikalar doğrultusunda, kamu harcamalarına önemli ölçüde kısıtlama getirilmiş olmasına rağmen, zorunlu harcamaların da ödenemediğini ve devlet borçlannın gitgide arttığını belirterek konuya ilişkin olarak şunları söylediler: "Gecmiş yıllardan biriken borclann ödenmesinde güçliiklerle karşılaşılması, bir taraftan devam eden yatınmlan olumsuz yönde etkilerken, diger taraftan da sanayide finansnun sıkıntısı JJevletin iç borçl a n artıyor Suıai Kalkınma ve ŞişeCam %48 faizli tahvil satışına başladı Ekonomi Servisi Bugün, Turkiye Smai Kalkınma Bankası ve Türkiye Şişe ve Cam Fabrikalan yılda %48 brüt faizli tahvil satışlarına başladılar. Birinci serisi 10 ekim, ikinci serisi 24 ekim tarihlerinden itibaren Türkiye Iş Bankası Menkul Kıymetler Müdürlüğü tarafından satışa sunulacak olan Şişe yaratmaktadır. Giibre sanayicilerine olan borçla, devletin 40 milyar liraya varan müteahhit alacaklannı da ödeyememesi. altyapı yatınmlannda gecikrnelere yol açmaktadır. karayollan Genel Müdürliiğü'nün 9 milyar liralık birikmiş müteahhit alacakJan ile işçi alacaklannı ödeyebilmek için Başbakanlık ve Maliye Bakanlıgı'na yaptığı başvuru henüz sonuçlanmadı. Karayollan Genel Müdürlüğü'nün 1983 yılına 14 milyar liralık bir borç >ukü ile girmesi de durumun önemini ortaya koymaktadır. 1984 yılı konsolide bütçesi sayüanndan da, önümüzdeki yıl iç borçlanmaların daha da artacağı ortaya çıkmaktadır." DESİYAB daha önceleri kredilerini geri ödeme olanağından yoksun bulunan şirketlerin kredi borcu kadar sermayesine paydaş olarak katılıyordu. Ancak bu kez Türkmen Kadife re Dokusan"a yaptığı sermaye katılımmda farklı bir yol izleniyor. yüzde 30, 1985 yılında yüzde 30 ve 1986 yılında yüzde 40 payı geri vererek yüzde 100'ü tamamlamış olarak iştirak oranı olan yüzde 40 hisseyi geri vermiş olacak. Geri devirde hisselerin nominal değeriyle eski ortağa devri karara baglandı. Bu konuda DESlYAB'm ortaklara bir taahhütname vereceği ve geriye devirde başka bir şahıs veya şirkeMaliye yetkilisi DESİYAB kuruiuş yasasınm bunu öngördüğünü ve bankanın güçlendirilen sermayesi ve artan işletme ser" mayesi fonları ile bunu yapmak zorunda olduğunu kaydetti. Bu tartışmalardan sonra DESlYAB'ın söz konusu katılım kararlanna vize verildi. DEStYAB'ın yeni bir katılış şekliyle katılımda bulunduğu Kuruiuş yasası gereği çok ortaklı şirketlerin konumunu düzeltmek ve müşavirlik hizmetleri vermek görevini üstlenen DESİYAB bu kez geçmiş yıllardan çok farklı bir mudahale biçimi izliyor. DESİYAB daha önceleri kredilerini geri ödeme olanağından yoksun bulunan şirketlerin kredi borcu kadar sermayesine paydaş olarak katılıyordu. BİR S ı ma yapmış, gelir düzeyleri son yıllarda hayli yükselmiş kasabalardır. Bu üç kasaba halkının yüzde otuzu çalısan kesimi oluşturuyor. Bu yörelerde üçbin kişiye bir banka şubesl düşerken, bir banka şubesine beşbin mudi düşmektedir. Yine üzüm yöresi Saruhanlı ve Sangöl'de ekonomik konum bu üç kasabaya beş aşağı, beş yukan benzemektedir. KırsaJ kesim at arabasından traktöre ve binek aracına dönmüştür. Salt kasabalarda değil, artık ova köylerinde hemen hemen her evde buzdolabı ve televizyon vardu. Elektriksiz köy kalmamış, hatta telefon gereksinimleri çözümlenmeye başlamıştır. Köy kahvelerinde video bulunmaktadır. Kırsal kesim özellikle 197879 yıllannda ekonomik olarak kalkınmış, kendi deyişleriyle "cepleri para görmüştür." Şimdi şöyle bir soru yöneltebiliriz: tan düğünler yapmışlar, sonracığıma oğullannı sünnet ettirmişler. On dönüm bağı olan Avni Eker, bakın ne diyor: "Geçen yıl neyse ama bu yıl işler iyi değil. Hersey ateş pahası." HHOKT ÇETİNKAYA 2022 yılına kadar 21,5 milyar dolar borç ödeyeceğiz ANKARA (THA) Türkiye'nin dövizle ödemek zorunda olduğu dış borç tutanmn 21 milyar 515 milyon dolar olduğu belirlendi. Şu andaki borçlanmızın dışında başka hiçbir dış borç almasak bile, 2022 yılına kadar dış borç ödeyeceğiz. Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan "1984 mali yılı bütçe gerekcesT'nde yer alan rakamlara göre, 1983 haziran ayı sonu itibariyle 2022 yıhna kadar dövizle odememiz gereken dış Cam tahvilleri, 3 yıl vadeli olacak ve 2. yıldan itibaren istendiği an faizi ile birlikte paraya çevrilebilecek. Türkiye Smai Kalkınma Bankası'mn tahvilleri ise, 25 ekhn'e kadar satılacak, 3 yıl vadeli olmasına karşın ikinci yılın sonundan itibaren istek halinde işlenmiş faizi ile birlikte ödenebilecek. Ege'de üreticiden 50 liraya alınan üzüm, Istanbul sofrasında 200 lira Zeytin ağacımn dibinde oturuyordu. Elli yaşlannda ya vardı, ya yoktu. Beyaz badanalı, pencere çerçeveleri ve kapısı çivit renkli bağ evinin kapısının önunde iki kadın üzüm küfelerini boşaltıyorlardı. Pınl pınl bir gökyüzü yeşille buluşuyordu kül rengindeki dağlann eteklerinde. Yeşilin her tonu benek benek konmuştu üzüm bağlanna. Gelincikler, papatyalar ve kır çiçekleri arasında insanlar kanncalar gibi yuvarlana yuvarlana çalışıyorlardı. Ağustos sıcagı Sangöl yönünden yağmur bulutlannı getiriyordu. Aday yerinden kalktı. Gümüş renkli tabakasından bir cigara çıkarıp, çatlak dudakları arasına götürdü. "Yağmur yağarsa, felaket ohır" dedi. Alaşehir ovası sıcaktı ama, o kara bulutların yağmur getirmesinden korkuyordu. Ama gökyüzünün öbür yanı masmaviydi. "Yok" dedim. "Sanınm yagmur gelmez." Acaba diye baktı yüzüme. Sonra cigarasını çekiştirdi. Çardağın arkasından bir kız çocuğu göründü. Sapsan saçlan, cam gibi gözleri vardı. Onbironiki yaşlarındaydı. Elinde bir salkım üzümle bize doğru yürüyordu. Resmini çekmelr isteyince, ürktü ve kaçtı. Sahi adamın adı neydi? Şey Halil Gonca. Elli yaşlannda demiştim ya, yanılmışım. Kırkbeşine girmerniş daha. Ali beyin hizmetlisi. Üç çocuğu var. Uçü de okula gidiyor. Bu işi ise kendini bildiği bileli yapıyor. Halil'e sordum "Senin üzüm bağın yok mu?" diye. Bal rengi gözlerini önce maviye dikti, sonra yeşil denize çevirdi. "Yok" diye yanıtladı ardından. Ben ise "niye yok" diye sormadım. Biz küfelerin üzerine oturduk. Kansı Raziye, çay demleyip getirdi. Saçlan üç numarayla kesilmiş küçük oğlu Emir, bir ağaç kütüğunü at yapmış oynuyordu. "Bizim bey bu yıl, yaş iizümden beş milyon kazanır" dedi Halil. Sonra anlatmaya başladı. "Geçen yıl mı ne, sıkışmıştı. Üç dönüm bağ sattı da vaziyetini düzeltti. Bu yıl yaş üzüm para ediyor. O yüzden durumları iyidir beyimizin." Destekleme beklivoruz Soruyoruz: "Üzümde taban fiyattan memnun musunuz? " "Biz taban fiyattan öte, hükümetten destekleme bekliyoruz." Üzüm ureticileri için en "sıkıntılı" yıllar 1962972 yılları arasıdır. Resmi verilere göre on yıllık süreç içinde üzümde değer 215292 kuruş arasındadır. Giderlere göre bu sayı çok aşağılardadır. O nedenle üzüm ureticileri 1972'de siyasal iktidara küsmüş. 1973 seçimlerinde bu küskünlüğünü belli etmiştir. 1977 yıhnda ise özellikle ova köylerin borçlanmız anapara ve faiz olarak toplam 21 milyar 515 milyon 300 bin dolara ulaştı. 1984 mali yılı bütçe gerekçesinde, Türkiye'nin Türk lirası ile ödeyeceği dış borçlar toplamının ise, 20 milyar 295 milyon 800 bin lira olduğu belirtildi. Önümüzdeki 1984 yıhndan itibaren, 2022 yılına kadar ödemek zorunda olduğumuz döviz ödemeli dış borçlanmızın, anapara ve faiz olarak yıllara göre dağıhmı (milyon dolar) olarak şöyle: Genç adamın her haliyie "işini bilir" kişi olduğunu gözlüyoruz. "Biziaracılar lüketiciyi soyuyordiye yazmayın sakın ha" diyor. Elleri ceplerinde kasalann kamyona yerleştirilmesine özen gösteriyor. Kendisinin "antcı" olduğunu söyleyen Alaşehirli Vural Güleç'le konuşuyoruz: "Kaç kamyon mal sanyorsun günde?" "İki kamyon" "Ne kazanıyorsun?" Kiloda 5 lira "Aracılar çok kazanıyor diye adımız çıkmış. tnanın kiloda beş lira kazanıyorum. İşçi gideri bana ait." "Nereye gidiyor üzümler?" "Istanbul haline. Orada komisyoncumuz var, bizim yıllardır iş yaptığımız." "Kilosunu kaca alıp, kaça veriyorsonuz?" "Ben elli liradan alıyorum asmasında. Gününe göre tstanbul hal teslimi, altmışyüz arasında oynar. Dedim ya bize, beş lira kahr kiloda." "Daha fazla kalmaz mı?" "En fazla on lira kahr inan." Bu genç adam, günde iki kamyon "mal" yüklediğine göre, yirmi ton üzüm gönderiyordu Istanbul'a. Kiloda tüm giderleri çıkardığımızda, beş lira kâr koyarsak, yüz bin lira kazanıyordu. Kiloda on lira kazandığını düşünürsek ikiyuzbin lira ediyordu bu sayı. Yaş üzümde iş gününün kırkelli gün olduğunu düşünsek, bu genç aracımn cebine altısekiz milyon para kalırdı. Hiç kazanmadı diyelim, beş milyonu havada alırdı. Giingör Vardar adlı "güngörmüş" bir başka aracıyı Piyadeler köyü yakınlarında gördük. Bu işi tam otuz yıldır yapıyordu. Ama hâlâ "başını sokacak" bir evi bile yoktu. Oysa Alaşehir'de onun için kendi ifadesi "Kurnaz adam, ölü işlere para yatırmıyor" diyorlardı. Denetim yok Güngör Vardar, "üzüm işf'ni şöyle anlattı: "tstanbul'da komisyoncuya gönderiyorum. Günde yirmibin kilo mal sanyorum. Eh kazaruyoruz işte. Yüzde sekiz komisyoncu alır. Hammaliye, rüsurnu biz öderiz. Seksen liralık mal, manavda ikiyüz lira olur. Denetim yok. Ben bu mali elli liraya aldım. Seksen lira tstanbul teslimi. Benim kızım İstanbul'da otunır. tkiyüz liraya almış bizim üzümü raanavdan." Güngör Vardar, üreticiler "örgütlenmediginden" bu işi aracılann yaptığını söylüyor. Ama onların da türlü "sıkıntılan " bulunuyor. Günde elli, yüzbin lira kazanıyor ama, iki milyon borcu var. O kara bulutlar dağıldı kuzeyde. Genç kıziann elleri üzüm salkımlarında. Kaç yıllık bir türkü bu dudaklannda. Bir sevgı ki, on yıl olmuş biteli. "O kapkara gözlerin, siyab örgülü saçlarınla" kitaplara öykü olalı. Sen üzümcü güzeli... YARIN: ÜZÜM REKOLTEŞİ90 MİLYON KİLOYA DÜŞTÜ. Arjantin'de Merkez Bankası Başkanı, IMF ıup!antısından dönüşte "uluslararası bankalar karşısında ülkesinin çıkariarmı gereğince korvmadığı" gerekçesiyle tutuklandı, grevier yaşamı fel^ ce uğrattı, devalüasyon söylentısi üzerine rtalk bankalara hü . cum etti. Brezilya'da IMF'nın bu ülkeye yeni kredi sağlamak için dayattığı koşullarla ilgili yasa tasarısı sendikaların ve parlamentonun bir kesiminin direnişi karşısında geri çekildı. Şilide ekonomi polıtikasma ağır eleştiriler yönelten sendikalara, Pinochet'den vazgeçemeyecek kadar tutucu iş çevreleri de katılmaya ve devletin ekonomiye müdahalesini istemeye başladı. Türkiye'de IMF reçetesinin özüne karşı çıkan bazı işdamlannın demeçleri sendıkalan bile bastırırken iktidara aday partilerden birinin lideri diğerinin liderini IMF politikalannın tutsağı olmakla suçladı. Tüm bu olaylar giderek belirginlik kazanan ilginç bir gelişmeyi ortaya koyuyor Artık yalnızca IMF reçetelerinin birinci kur" banı olan işçiler ve sendikalar değil patronlar, işverenler şu ünlu "orta sınıf'm etkin kesimleri de IMF reçetelerine karşı giderek radikalleşen bir tavır alıyor, bu reçetelerın çeşilli ülkelere giydirdiği "dar cekef'ten kurtulmanın yollarını arıyorlar. IMF reçetelerine karşı tepkiler bu denli yaygınlaşınca bu tepkilerin politik ağııiığı da ister istemez artıyor; IMF reçetelerinı uygulamak, IMF'nın istikrar için dayattığı şartları kabul etmek zorlaşıyor. IMF reçetelerinin ücretlerini sınıriadığı, işinden ettiği, yaşam standardını düşürdüğü işçilerin, ücretlilerin bu reçetelere karşı çıkması çok doğal. Piyasa mekanizmasına etkinlik kazandırılması, özel sektörün ekonomideki ağırfığının artırılması gibi önerilerin de yer aldığı IMF reçetelerine sermayenin çeşitli kesimlerinin karşı çıkması ise ilk bakışta yadırganacak bir olay gibi görünüyor. Ama sermaye sınıflarının "yeni sanayileşmekte olan" ülkelerde son otuz yıl içinde kaydettikleri çarpıcı gelişmeye bıraz daha yakmdan bakılınca bu kesimlerin bugün neden IMF'ye karşı tavır almaya başladıkları pekalâ anlaşılabiliyor. Brezilya gibi Latin Amerika ülkeleriyle Türkiye gibi kimi ülkeler 196O'II ve 1970'li yıllarda hatırı sayılır büyüme hızlarına eriştiler, ekonomilerini hızla genişletme olanaklarını buldular. Kapitalist dünyanın geniş pazar imkânlarıyla ve bol keseden yardım ve kredilerle desteklediği bu büyüme sürecinde, izlenen modelin doğal sonucu olarak. öncelikle girişimci sınıflar geljşti, palazlandı. "Orta sınıf" denebilecek kesim genişlemeye başladı, ücretli kesime de bu sofradan bir pay vermek mümkün oldu. Bu süreç içinde başdöndürücü bir hızla yükselen, yedek parça ithalatçılığından büyük hoiding sahipliğine; tezgâhtarlıktan fabrikatörlüğe; inşaatçılıktan bankabanker patronIgğuna sıçrayanlar oldu. Gösteriş tüketimi, toplumda yaygın bir eğilim haline geldi ve bu eğilimin yarattığı talebi karşılayacak sanayıler kuruldu. Ne var ki, döviz kârları sabit tutularak, gücünü gösterene enflasyon oranının çok altında faizlerle kredi dağıtılarak, her heves edene yatınm teşviki verilerek, kurulan bu "sahte cennetin gerçek tasarruflarla değil borç alınmış tasarruflarla gerçekleştirildiği. bu aldatıcı görünümü sağlayan yatınm ve tüketim düzeyini sürdürmenin olanaksız olduğu unutuldu. Deniz bitip dünya ekonomik konjonkturünün de etkisiyle dış borç yükü öde' nemez boyutlara varınca, IMF'nin bu ülkelerin kapısına gelip . dayanması ve "büyüme efsanesi bitti, şimdi daralmaya başlayın" demesi kaçınılmaz oldu. Şimdi pek çok ülkede zorunlu olarak IMF reçeteleri uygulanıyor. Alım gücü sürekli düşen işçiler, iş bulamayan milyonlar dertlerine derman ararken, çalıştıramadıkları fabrikaları hüzünle . seyreden fabrikatörler, kâğıttan şatolar gibi yıkılan mali irnparatorluklarının enkazı altında bir şeyler kurtarmaya çabalayan büyük patronlar pek çok ülkede suçu IMF'ye yükleme noktasına gelmiş bulunuyorlar. IMF'nin bugün oynadığı rolün bir sebep değil sonuç olduğu herfıalde çok iyi kavranmalı ve IMF'yi suçlama noktasına gelen sermaye sınıflarının öncelikle çok iyi bir özeleştiri yapmalannın gereği üzerinde durulmalı. Emek ve sermayeyi IMF reçetelerine karşı birlikte tavır alma noktasına getiren gelişmelerden gerekli dersler çıkartılmalı, bu fırsattan yararlanılarak Brezilya ve Türkiye gibi ülkelerin nasıl bir reçeteyle "dar kef'ten kurtulabilecekleri tyice düşünülmeli. Ydlar 1984 Anapara 1.223.1 1.555.1 1.581.2 1.520.0 1.344.6 1.174.1 819.4 694.6 795.0 4.080.5 Faiz 776.6 692.7 628.5 562.2 463.1 372.4 308.4 258.7 220.7 851.2 Toplam 1.999.7 2.247.8 2.209.7 2.082.2 1.797.7 1.546.5 1.127.8 953.3 1.015.7 4.931.7 ms ım 1H7 ım 1999 Dolar, TL karşısında 3 ydda yüzde 247 oranında değer kazandı ocak 1980'de 70 lira olan dolar 27 ocak 1981'de 91,90 liraya 25 ocak 1982'de 137.5U üraya ve 25 ocak 1983'de de 192.10 liraya yükseldi. Bir başka değerlendirmeye göre ise ABD Dolan, 17 eylül 1980'de 71.40 lira iken 17 ' eylül 1983'de 247.50 lira oldu. 17 Merkez Bankası'nın ocak eylül 1980 17 eylül 1983 döne' 1980 tarihinden itibaren Resmi minde doların efektif satış fiyaGazete'de yaymladığı döviz kur tı ise 72,10 liradan 249,93 liraya Iarının artış yüzdelerine göre, 25 yükseldi. ANKARA (THA) ABD Dolan 24 Ocak kararlan'nın uygulama tarihi olan 25 ocak 1980'dan, bu yılın eylül ayı sonuna kadar Türk lirası karşısında yüzde 247 oranında artma gösterdi. Yaş sebze ve meyvenin, çürümeden ihraç edilmesi istendi İSTANBUL, (ANKA) lstanbul Yaş Sebze ve Meyve thracatçılar Birliği Başkanı Yaşar Ünal, tarım ürünleri ihracında gerekli önlemlerin zamanında alınmaması halinde, bu yıl milyonlarca ton yaş meyve ve sebzenin çürümeye terkedileceğini öne sürdü. Konuya köklü bir çözüm ge 1990 1991 1992 19932022 tirilmediği takdirde hem üreticinin perişan olacağını, hem de döviz girdilerinde farkedilir bir azalma meydana geleceğini belirten Ünal, "Ülkemizde üretikn 20 milyon tonluk yaş sebze ve meyvenin yaklasık yarısının çürümemesini istiyorsak acil tedbirler alınmalıdır" dedi. DUNYADA NELER OLUYOR? İngiltere tekstil pazan istila edildi tngiltere tekstil pazan, yabancı marka mallarla dolup taşıyor. 1983'ün ilk yansında İngiltere'nin tekstil ürünü dışalımı yüzde 11 oranında arttı ve 3 milyar dolara ulaştı. Dış satım ise yalnızca yüzde 1 oranında anabildi ve 1.8 milyar dolan buldu. Bu durumu şiddetle eleştiren lngiliz tekstil işverenleri tüm suçu hükümetin mantıksız döviz kuru politikasına yükledüer. ; Değişen silo projesinin bedeli: 650 bin dolar geciknıe cezası TMO yetkililerinin 3 Ekim 1983 tarihinden bu yana projeye ilişkin Dünya Bankası uzmanİarıyla yaptıkları görüşmelerde "değisiklik" konusunda görüş birliği sağlandığı ve 1984 yıhndan itibaren yeni projeye göre ihale çahşmalanna geçileceği bildirildi. Bu arada TMO'nun tahıl silo Edinilen bilgiye göre, önce 36 yörede kurulması ve sekiz ihraç projesi için bugüne kadar Dünlimanlannda gerçekleştirilmesi ya Bankası'na kredi kullanımınöngörülen "Liman silosu" nite daki gecikmeden ötürü 650 bin liğindeki 200 bin ton kapasiteli dolar gecikme cezası ödendiği, silolardan vazgeçilerek, bunlann müşavir fırmalara yaptıkları çayerine üretim bölgelerinde 240 lışmalardan dolayı yapılan ödebin ton kapasiteli "çelik silo" melerin 1.8 milyon dolar üzerindüşünülüyor. de olduğu belirtildi. ANKARA (THA) Toprak Mahsulleri Ofısi Genel Müdürlüğü'nün Dünya Bankası'ndan 1975 yılında sağlanan 85 milyon dolarhk krediyle ele aldığı "910 bin ton kapasiteli tahıl silo projesi"nde değişiklik yapılacağı belirtildi. Fransa'mn başkanlığı tspanya'yı korkutuyor AET dönem Başkanlığı'na 1984'ün ilk yansında Fransa'nın ge" lecek olması İspanya ve Portekiz'i korkutuyor. Öteden beri bu iki ' ülkenin AET'ye üye olmasını istemeyen Fransa'nın, fırsattan istiı fade ederek konunun gündeme gelmesini erteleyebileceği öne sürü ' lüyor. Güney Fransa'daki çiftçüerin tepkilerinden çekinen Mitterand Hükümeti'nin tspanya ve Portekiz'in üyeliğini 1987 başına kadar ertelemek için elinden geleni yapacağı belirtiliyor. Israil'de olumsuz ekonomik gelişmeler ülke parasına güveni sarstı ^ ve banka önleri dolar satın almak isteyen müşterilerle doldu. Dolar . alımının günde 16 milyon dolara ulaştığı bildiriliyor. • Bu gelişme nedeniyle döviz rezervleri hızla eriyen ticari bankalar [ J Maliye Bakanlığı'ndan acil bir görüşme talep ettiler. Yapılan gö, rüşmede, ekonominin geleceği için güçlü bir iktidarın şart olduğu \ görüşü savunuldu. ' Dünyaca ünlü Philips Şirketi, Avrupa dışındaki pazarlara da kendi videosunu satmak için hazırlıklara başladı. Şirket, daha önce Amerika, Yeni Zelenda ve Avustralya gibi bölgelerde Japon patenti al£ tında satış yapıyordu. Philips'in yeni girişimi, pazar imkânlarının ' giderek genişlemesiyle gündeme geldi. Bu arada Philips'in 16 saat boyunca çalışabilecek video kaseti üretme aşamasına geldiği bildirildi. Yüzkırk kilometre Kemalpaşa'yı aşıp 3a Turgutlu'ya doğru uzanırken, zeytin ağaçları yerini üzüm bağlanna bırakıyor. Kırk kilometre sonra, ilkel toprak sanayiinin simgesi olan tuğla fabrikalan Turgutlu'ya geldiğimizi muştuluyor. Küçük işletmelerin geliştiği bu yörelerde yerden mantar gibi biten bu fabrikalann sayısı sayabildiğimiz kadanyla onüç. Artık solumuzda Gediz Ovası var. O güzelim yeşilin üzerine gümüş renkli bir sis inmişti sanki. Bu topraklarda üzüm, pamuk, tütün üretilir. Bu topraklar insanı doyurmak için her türlü acıya göğüs gerer. Toprak ananın acısını üzüm Ureticileri açısından anlatmaya çalışacağız. Kemalpaşa'dan Alaşehir'e dek uzanan yüzkırk kilometrelik yol tanmsal ekonominin can daman olan Gediz Ovası'nı kapsar. Turgutlu, Salihli ve Alaşehir, nüfusu elli bini aşmıs kasabalardır. Turgutlu, Salinlı ve Alaşehir tanmsal sanayide aşa "Üretkiler eüne gecen paralan n'apmışlardır?" Tüketinı ordusu Gözlemlerimiziyazmadan önce TARİŞ Üzüm Birliği eski başkanlanndan Özer Yalçındağ'ı dinleyelim: "Üreticiler kırsal kesimin tüketim ordusu. Kimileri tarım ürünlerinden özellikle üzüm aldıklan paraları buzdolabı, çamaşır makinesi, TV gibi elektrikli makinelere yatırmışlar, ya da bankere kaptırmışlardır." Özer Yalçındag'ın dedikleri de doğru ama, bizim Gediz Ovası'nda seçtiğimiz onbeş köydeki gözlemimiz, traktörün yanısıra, motorlu binek araçlanna da ilgi duymuşlar. Sonra? Köyde bir iki kadeh parlattıktan sonra ver elini Manisa ya da tzmir. En uzak ova köyü iki saat tzmir'e. Renkli fzmir gecelerinde su gibi para harcamışlar. Askerliğini "şoför er" ola/ak yapan gençler, tezkereden sonra birer minibüs, ya da Murat çekmişler altlanna. Dillere des DOVIZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Dolan 1 Avustralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 HoUanda Florini 1 Isveç Kronu 1 Isviçre Frangı 100 ltalyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kanada Dolan 1 Kuvevt Dinarı 1 Norveç Kronu ISterlin I Suudi Arabistan Riyali Döviz Alış 243.00 221.86 13.37 94.00 4.61 25.97 30.63 83.68 31.31 115.73 15.50 104.25 197.48 837.91 33.35 362.07 69.82 Döviz Satış 247.86 226,30 13.63 95.88 4.70 26.49 31.24 85.35 31.93 118.05 15.81 106.33 201.43 854.67 34.02 369.31 71.21 Efektif Ahş 243.00 210,77 13.37 94.00 4.38 25.97 30.63 83.68 31.31 115.73 14.72 99.03 187.61 796.02 31.68 362.07 66.33 Efektif Satış 250.29 228.51 13.77 96.82 4.75 26.75 31.55 86.19 32.25 119.20 15.96 107.37 203.41 863.05 34.35 372.93 71.91 de sağ siyasai partiye yıllardır akan oylar, bir sosyal demokrat partiye dönmüştür. 1972 yılının ağustos ayında büyük kentlerin manavlannda kilosu üç liraya satılan çekirdeksiz Alaşehir Sultaniye uzümü, on yıl sonra bugün (11 ağustos 1983) Istanbul'da Kadıköy, Yeşilyurt, Nişantaşı, Maçka gibi semtlerde kilosu 150200 liraya satılıyor. SalihliAlaşehir yolu üzerinde alabildiğine uzanan üzüm bağlarında kesim var. Yol kenarında ononbeş kişilik topluluklar görüyoruz. Özer Yalçındağ anlatıyor "Aracılar yaş üzüm topluyorlar. Yüklenen bu kamyonlar lstanbul'a gidecek." "Kaç kamyon gidiyor günde?" "Sanınm onun üzerinde." Arabamızı durduruyoruz. Yaşı otuza varmamış bir genç. Bağdan kesilen üzümler, tahta kasalara yerleştirilip, ambalajlanıyor. "Kolay gelsin!" "Sağ olun..." tsraiVde dolara hücum Philips'in dış pazarlara atağı rblkswagen zarar etti Batı Almanya'nın motorlu araçlar üreticisi Volkswagen firmasC bu yılın ilk yansında dünya çapındaki satışlannda 54.8 milyon dolar zarar etti. UBA Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre ABD'deki satışlannda net kâr sağlayan firmanın, Amerika ve Avrupa otomobil piyasalarında bir yıl öncesine oranla satışlannın önemli ölçüde düşmesi, yılın ilk yansında net zarar etmesine yol açtı. Batı Almanya'da geçen yıla oranla satışları yüzde 8.8 artan Volkswagen'in bu yılın birinci yansında 2.38 milyar yatırım harcaması yaptığı, bu miktarın geçen yılın aynı dönemine oranla çok fazla olduğu belirtiliyor. Öte yandan firma, çahştırdığı işci sayısını da ekonomik koşullarına paralel olarak azalttı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle