27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhurıyet 2 enı yuia oirlikte emlsfc vergislnln 4. beyan dönemine girmiş bulunuyoruz. Uygulandığı bütün ülkelerds emlak verglsi geniş bir mükellef kitlesine hitap eder. Bu ne. denle, yerel idarelere ait verginin basit olmasma ve mükelleflere kolaylık getirraesine özen gösterilir. 1982 yılı içersinde gerçekleştirilen emlak verglsi il e ilgili yasal değişMiklerden sonra Maliye Bakanlığı'nm kılavuz hazırlamale ta olduğuna bakılırsa, ülkemizde basiüik ve kolaylığın kaybolduğu söylenebilir. Bu noktaya nasıl erişildi? Gelinen yerde vergintn niteliği nedir? Sanıyoruz ki, bu sorulann cevabı, emlak vergisinin ülkemizd«ki tarihi gelişiminin içersinde saklı bulunmaktadır. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 3 Hiç beyarmame vdrmeyenler korun muşlardır. Korunma emlak vergisini geç öâe raek, G.MJK.A.Verg!Sinin yukiinü ortadan kal dırabilnıek; vergi değeri ile kamulaştırmayı ön lemeî; şeklinde gcriilür. Dünyanın hiç bir ülkesınde ve hiç bir hu kuk sisteminde, yasaların öngördüğü süreler içersinde veoibelerini yerirıe getirmeyenlerii», yani yasalaıdan kaçanların, kaçabilenlerin, ya salara riayet edenler karşısınöa korunduğu gö rulniemiştir. Görülüyor ki tartışmada haklı çıkanlar elp.ş tiride tmrunanlar olmuştur. 1982 vılında gerçekleştirilen yasal değişiklikjerle emlak vergisindc (bina ve arsalarda) as gari rayiç değer esası, bir başka anlamda as g«ri vergi öiçüsü geçerli olacaktır. Getirilen sistsmde, mahalle nıahaıle arsalann rayiç değerlsri ile her çeşit binalann (lüks, 1. sınıl, 2. smıf, 3. smıf ve benzerleri) ortalama m2 ma lıyetleri önced'in tesbit ve ilan olunur. Nitekim tesbit ve ilanlar 1933 yüı için geçerli olmak üzere yapılmıştır Mükellefler b'na ve arsalan için Beyanna melerinde, tesbit veı ilan edilen değerlere göre hesap edilen rayiç değerden aşağıda bir değeı gost3remey.îcekl?rdir. Eğer gösterirlerse kusur ceza'.ı tarhiyata jriaruz kalaoaklardır. Kuşkusua asçaîi rayiç değer esasının ka bulü vuyiç değerin, maliyet bedelinden aşağıda takarrur etıııeyeceği ya da edemiyeceğl varsayımından kaynaklanır Genelâö varsayımın doğru oıduğu kabul edılebiıir. Ne varkl, enflas yonun egemen bulunduğu ekonomik koşullarda, bu yöntem, enflasyonun vergi sistemini et kilemes sonucu, bina vergilerinin nitelığini de ğiştirebilir. Gerçekten, ortalama maliyetlerin enflasyona bağımlılığı emlalc vergilerini de enflasyona bağımlt hale getirir. Resmi beyanlara göre ül kemizde enflasyon haddi %25 ve üzerindedır. Öte yandan emlak vergisi yasasında, herhangi bir sebeple değerin o/o25 artması yeniden beyanname vermeyı gerektirdiği gibi, Bakanlar Kuruluna her yıl beyanname alma hususunda da yetki tan'.nmıştır. Böy'ece her yıl artar enflasyandan bina vergisi almmış olacaktır. Bıı durum bir yandan vergiyi gerçek servet ver gisine dönüştürür, öte yandan konut politika sına aykırı düşer. Nitekim enflasyona bağlı emlak vergîsinin gerçek bir servet verglsi ol masmdan ötiırüdUr ki, öbür ülkelerae, verg^ nin nitelik dfiğiştirmemesi için özel bir özen gösterilir. Büyük Hukuisçu Ali Hıkmet Berki Lügstçssi ile birlikte Mecelleyi yayımlayarak Cum huriyet kuşağma aımağan etmiştir. HukuK ar.ıtı dîyebiJeceğimiz «Mukaddime» bölümü 100 genel ilkeyi içerir. Biri de şudur: cHatası zahîr olan zanna itib&r yoktur.» Oysa rayiç cteğerin ıyi olduğuna dair zan ran, hatah bulunduğu biri Osmanlı (19lO'a kadar). öbürü de 19721982 döneminde iki deneyimle ortaya çılırmştır. Hala r.eden ısrar edııır durur, anlasıhr tîibi d&ği!d:r. (1) A. du Velay, Türklye Maliye tarihi. s. 9 (2) 1859, 1885 tarihli Taüriri Emlak ve nüfus nizamnameleri, (3) Prot. Fehmi Vavuz, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisl, cUt. 21. (4) Emlak Verglsi, 30 Eylül 197ı panel gurobu tartışmalan: Prof. Dr. Bedü N. Feyzîoğlu, Av. Vural Arıkan, Hilml Tolun, Adnan Başer Kafaoğlu. 7 OCAK 1983 Y Emlak Vergisinin Gecmişi ve Geleceği Vural ARIKAN mamsş, slsteml güçlendlren Ikl yenilik gerçekleştirürniştir. 1 1935 yılında 2871 sayılı yasa ile, malî ldarelerin her türlü yetkileri kaldırılarak, vergiler îl Özel îdareleri'ne bırakılnuştır. Böylece, emlak vergilerinin lokalliği ilkesJ, dlğer ülkelerdeki gibi, benimsenmiştir. 2 1950 yılında yürürlüğe giren Vergi Usul Yasası'nda irat ve kıymetin tesbitı ile ilgili objektif kriterler getirilmiştir. Geıçekten, binalarda eırasıyla «gerçek tradın», «emsal ira dın», «Kıymet irat arasındaki organik bağm» yani kıymetin onda birinin irat sayiimasırmı; arazilerde de yıllık iradm on mislinin kıytnet olarak kabulü bunu doğrulamaktadır. Ancak, bu dönemde vergi hasılatını etki]» digi kuşkusuz bulunan genel tahnrlerin yapılmadığj gözlenmektedir. Bir araştırmaya göre, genel tahrirlerin yapılmaması pahalı oldugu görüşü ile izah olunamaz (3). 1972 1982 DÜNEMt: 10 yıllık uygulamaya göre emlak vergisi nasıl bir sonuç vermiştir? Sıhhatli bir değerlendirme için yasanın getirdiği ilkeleri, eleştirileri ve eleştirilerin yanıtlannı hatırlamakta yarar vardır. 4 Mall idarerun yetkili küınması, emla'K vergüennin tabiatı gereği düştüc nisbetll olmü lanndan ötürü, vnrgi taiısilatıru elışılrr.ayan öl çüleıde p?Jıalı yapacaknr. Baytekin ile Tarzan Bizim kusağın ilkokul ca&ında Alex Raymond'nn «Baytekin» dlzisi çocuk dergilerinde yayınlanırdı. Amerika'da «Flrısh Gordon» adıyla tutulan bu resimli romanm Ikahramanma Türkiye'de «Baytekln»l kim yakıştırmıştı? Bilmlyorum. Baytekin, uzay gemlleriyle gbkyüzüne dalar; yıldızlarda dolaşır; bilinmedik tilkelerde flnk atar; bugün televizyon uzay dizllaçinde izlediğimiz serüvenleri 1930'larda yaşardı. Alex Raymond'u bilimsel kurgularından ötürü Jules Verne'e benzetenler çıkmıştır. Çünkü bu usta çizerin uzay gemileri üstüne tasanmlan ya gerçeklegmiştir; ya da gerçekleşecektlr. Ne var ki Baytekin'in ulaştığı jrıldızlarda hep kanü ve zalim dlktatörlerln bulunması, roman kahramanının da tek başırıa bu kotü adamlarla uğragması, serüvenleri birer kovtcy filmine dönüştürürdü. • Baytekin, yalnız gökyüzıfl serüvenleriylft yetlnmezdi; uzak Asya'nın güney doğusuna uzanır Çin Hindi'ndeki kötü adamlarla savaşırdı. Balta girmemiş ormanlar, koyiı bataklıklar, vahşi hayvanlar, ilkel yerlilerle bezenraiş bir senaryoda bu «uygar beyaz adam» ;neler yapmazdı? Her hafta Çocuk Sesi ve. Afacan dergilerlnin çıkmasını iple çekerdik. Çünkü bir sevgilimiz Tarzan'dı, bir sevgllimiz Baytekfn'di. Afrika, Asya; ve uzay; çocukluk düşlemlerimizi renklendiriyor;; dünyamızı masallaştırıyordu. • Aradan kırk yıl geçtl: însanoğlu uzaya tırmandı; bilim ve teknoloji ilerledi. Baytekin'in Çin Hlndl'nde «yerlller» ayaklandılar; Vietnam savaşı patladı. Tarzan'ın Afrika'sında yamyamlar uyandılar; Angola Portekiz'i dize getirdi. Karanlık sömürgeler birer birıer çağımızm turnlkesinden geçiyorlardı. Uygar Batı'nın «beyaz kahramanları» yalnız resimli romanlarda değil, yafiamda tükeniyorlardı. Cezayir başkaldırıp Frausızları kovdu; İran patladı; Güney Afrika'da zsnciler savaşıyor; Latin Amerika'da birşeyler olu:jordu. Çocukluğumuz da Cesare Romero ile Betty Grable'm «Havana' da Bayram» filmini renkli tfâyram şekeri gibi ya larmştık. «Biı size hayran, stK cama tırman» derken Havana'ya Castro yerleifinesin mi? • Batı'nın (dünkü sömürBjîleri) bugünkü yoksulları artık istediği gibi çelrip çeviremiyeceğl görülüyor. Dünya bankacıhöi sîştemi'nin kodamanları mahalle bakkalının kaygılarına düştüler. Müşterilerine veresiye mal satmak için veresiye defteri açan mahalle hııkkalı ne yapıyorsa; IMF sistemi de onu yapmak zorunda... Gelişmekte olan ülkelere IMP sistemlnin açtığı krediler geri dönmüyor; borçlar ödenmlyor. İki yöntem var: Ya boi^larını ödemeyen ülkelerin gırtlağını sıkacaksus, kavga karakolda bitecek; ya da borçlannı erteleyip yeniden yoksulları borçlandıracaksın.. ki bu alicengiz oyununun da dibi görünmeye başladı. • «Uluslararası bankacı» ne halt edeceğini bilemiyor; Petrol babaları Baısra Körfezindeki şeyhlikleri sultanlıklan korumak için «Çevik Guç» oluşturuyor. ..;'..' . .'.', Şeyhle sultana bel bağflayamn geleceği olur mu canım? Batı ülkelerindieki ilerici ve aemokratlar, gerçekleri görüyorlar. Yeryüzündeki büyük kr.âîaç, ister gelişmlş olsun, ister gelişmemiş, bütiin toplumlarda eşitliğin, adaletin, özgürlüğün, bağımsızlığın yasalarını geçerli kılacaktır. Rota,sını buna göre ayarlamıyan ve puslasım bu gSdişe göre düzenlemlyen ülkelerde acılar çekiletıektir; ama çekilecek acılar aydınlığa gidişin Itfeci gücünü kuvvetlendirecektir. • Tarzan çoktan öldü; ölmeseydi de tutunacak dalı kalmamıştı. Baytefcin'i gömeli epey oluyor. Ikisinln de toprağı bol olsun. 1983 Ve Sonrası Osmanlı Dönemi Bilinen bir husus, Osmanlj Devleti ve topJurnunda teokratik esasların egetnen olduğudur. Osmanlı vergi sisteminde de bunun izlori gö'rülür. Nitekim yabancı bir araştırmacı «Kuran'da vergiye iştirak en başta gelir. Tanzimattan evvel mer'i ve esas hükümieri el'an cari olan vergı sistemi o kanunda hemen hemen tam olarak tesbit edilmiş bulunmaktadır. Hazreti Muhammet verginin sırf hazine ihtiyaçları için alındığını bilen insanların bu vergiyi ödeme&te şüphe ve tereddüue hareket edeceklerinı anlamakla beşerin tabiatına layikiyle nüluz etmiş olduğunu gösteriyordu» (1) cvken, vergide teokratik esaslann geçerli oldufunu vurgulamak istemiştir. 19. yüzyıla gelinceye kadar Osmanlj Devleünde biri «Aşar», öbürü «Arazt vergisi», yanj «Haraçı arazi», bir ötekisi de yine «Haraç» adj verilen «Başvergisi» olmak üzere, başlıca önemli üç vergi uygulanmıştır. Binalardan ise vergi alınmamıştır. Bu tstisna iki kaynağa dayanmıştır. 1. Halife ömer'in çıkardığı yasa, 2. îstanbul'un fethinden sonra Istanbul ve cıvanndakl binaları vergi dışında tutan imtiyaznarne. özellikle sultan Abdülaziz döneminde (19' uncu yüzyılda) bina vergisi bağışıklıklan kaldırılarak emlak vergilsrinde yeni düzenlemelere gidilmiştir (2). Getirilen sistemde, bma ve arazi ayırunı yapılmaksızın «rayiç aeğer» vergilendirme ölçüsü, «Tahrir» «yazım» usulü de :ı olarak seçilmiştır. Rayiç değerin doğruya en yakın bir noktada kavranabilmesj amacı ile devamlı denemeler yapılmıştır. Öyle kl, önceleri mahalli ve merkezi idarelerden seçilen 8 kişllik, sonraları 4 kişilik kurullar yetkili kılınmış, Dunların anlaşamamalan halinde dışardan üye seçme olanağı, mükelleîlere de kararlara Karşı 1 ve 2'inci derecede itiraz edebilme hakkı tenınmıştır. BUtün bu çabalara rağmen, ne yazılc ki, rayiç değerin kesin ve objektif bir kriterl bulunamamıştır. Nihayet, toplumda sUrege 1sn huzursuzluklara son verebilmek için 1910 yılında «Musakkafat vergisi» yürUrlüğe konulmuştur. Bu yasadan itibaren binalarfta «İrat», arazilerde «Kıymet» esası geçerlilik ve devamlılık kazanmıştır. Cumhuriyet Dönemi Emlak vergisinin Cumhuriyet dönemindeki gelişimi 2 zaman kategorisi içinde incetenebilir. 1923 1972 DONEMÎ: BU dönemde, Osmanlı Devletlerinden gelen sisternin yanl «İratkıymet» ikilisi esası ile «Tahrir» yönteminin korunduğu görülür. Hatta, bununla da kalın kısaca belirtılen eleştırilere k'.rşı. panele katılan o güuün Gelirler Genel Müdüru, sünümüzün Maliye Bakanı Saym Adnan 3aşer Kafaoğlu aynen, ustaca, şu yanıtı vprtnişfu: «Emlak vergisi iki roktadan kontrol altma ammıs olnıaktartır. Bi'.'isi bu Anayasa hUkmü, diğeri ds G.M.K.A. Vergisi. G.M.K^. vergisir.de, bcyarı edilen vsrgi değeri ıktisap degeri olaral: kabul eriilmekle, herhaıigı bir şeki'de istimlak, satma gibi geliro intıka! eaen bir munme'.o de ortayı çıkan bedel iîe iklisap tın rteli arasmdakt farktan tahsil edilecestir. Bu ctomatik kontroJlenn fîışnıda. arksdaşlar tr.mas edorek dediler kı bu alacağımız beyarına meleri ıncelemeys tzbi tutamıyacsk iseK verg*, yalnızca beyanda bulunan kişiler üzerinde kalacaktn. Eeyanda bulu^mayanlardan ise ner har.gi bir şekilde müessir bir vergi alma yolu bulunamıyaoaktır. Bu çok gerçekçi bir ıfade. Getiriien İlkeler Birim niyetimiz 5 yıl içersinde büttin beyan 1 tkili ayırımdan vazgeçilerek t}irıa, ar edîlmiş değsrleri kontrola tabi tutmak ve b j sa ve arazilerde, 1910 yılmdan öncekî gibi suretle idare ile mükfcllef arasında asgari müş tereUlerde birleşmcktir. Uyuşulamadığı takdır «Bayiç değer» esasına dönülmüştür. 2 Tahrir (yazım) usulü kaldırılmış, ra de yargı yolu ile muayyen bir doper verilmesı yiç değerin mükelleflerce beyan edilerek tes düşünülmefctedir. Eu ssbeple uvErulamayı çok genis çapta teşkilatlanarak ypnmayı düşünil biti öngörülmüştür. 3 Özel idarelerde kaldırılmış, yine 1935 yoruz. Bilfarz îstanbu! şehrinc*; üç vergi da' yılından öncekl gibi, vergilerin yönetim ve de resi ile Em'ak Vergisini yürütmek istiyoruz. Diğer taraftan bo) miktarda irtibat memurluçu netimi malî idareye verilmiştir. diye teşkilat kanununa giracek oian tahsilat ve Eleştiriler boyanname toplama şubeleri olacak..» Yasanın kabulünden sonra yapılan bir top Jantıda şu eleştiriler ortaya atılmıştır (4). Evdeki Hesap Çarşıya 1 Bu yasa ile birlikte rayiç değer her Uydu mu? kişiys göre değîşen tam anlamı ile subjektif bir nitelik kazanmıştır, Kesin olarak belirleneKısaca özetlediğimiz tartışnıalarm yapıldımiyen hususlann vergilendirmelerde esas alın ğı 30.9.1971 gününden bu güne kadar, arauan io ması, 1910 yılına kadar Osmanlı uygulamasm lıı dolu 11 yıl geçmîş ve 3 beyan dönemi ka da görüldüğü gibi, toplumda ancak huzursuz panmıştır. Bu tartışmaların ışığında, Ozellikle luk kaynağı olur. sorumlu Bakanımjzın yanıtlarma göre 11 yıhn 2 Gerçek durumlar için bahis konusu scnuçları nisıl değerlsndihlebilır?.. Bir diğer oîabilen beyan ılkasinin rayiç değer gittl değiş deyimla evdeki hesap çarşıya uymuş mudur? Ks ken unsurlara uygulanması zorluklar getirir. nımızca evdski hesabm çarşıya uydugu söyîe Türk toplumunun geleneğinde gayrimenkul nemez. edinme vardır. Bu nedenle emlak vergisi ba , Bakınız nasjl?.. . yannamesi verecek mükelleflerin sayısı gelir G.M.K.A. Vsrgisi ile kamulaştırmaya ilisve kurumlar vargisi mükellefleri ile kıyaslana kin hülonün «Boyan ve rayiç» yönünoen etkin mıyacak dereoede çok olacaktır. Oysa, mükel bir kontrol araoı olarnndığı, bcyannamelerin ti; leflerin eğitim düzeyi beyan ilkesinin gerektir münün kortrol edilemediği. Istanbulda 3 enıdiği özene uyar durumda değildir. lak vergi dairesi ile yurüHilmek ıstenilen yö3 Yeni sistemin başarısı tiim beyanname netimin 15 vergi dairesi ile dahi sürdürtllemo lerin hem lokal, hem de değer açısınoan incî. tliği anlaşılmıştır. Bunlarm sonucu olarak. lenmssins bağlıdır. Bunun yspılması güçtür. 1 Rayiç dejer kavrananıamıştır, Yapılamaması haünde ise bfeyanda bulunnwıyan 2 Vergi yükü bcyanname verenlerln Ulîrın tesbiti de mlimkün olanuyacak, sonuçta zerinde kalmıştır. vtrgî rt'rk verçi typulamasında daima gözienAyrıca G.M.K.A. Vergisi yttkü ile kamulsşdıği üzere, bevannam© veren mükelleflerin sır tırma halinde gerçek değeri alamama gibi zat:nda kalacaktır. rarla bıınlar karşılaşınışlardır. Eleştirüere Yanıtlar Sonuç CVCT OKTAY AKBAL Atatürk'ün Dusunce^ « saglık...saglık...saglı£r ir yıh geride bıraktık. Acı ve tath. ya»n lanyla 1982 yıh anılara karıştı. İnsanlık, bu yıl boyunca da daha mutlu, daha sağhklı bir yaşamın yollarını aramayı sürdürdü. Tıp bilimi yeni adımlar attı. Sağhk örgütleri. bu adımları milyonlarca insana iletmenin yöntemlerini aradı. YÖNETEN Dr.ErdalATABEK ..,• losanlığın, özellikle genç lerin büyük eorunu olan «ilaç bağımlılığı» olayı da bütün dünyada önemi büyüyen konuiardan. Alkolizm uyuşturucu ilâçlara bağımhlık ülkeleri de aşan, uluslararası sorunlann başmda geliyor. Bu konu da, 1982'nin çok dikkat çeken konuları arasında yerini korudu. Tıp biliminin en önemli gelişmesi. artık laboratuarlardan çıkarak topluma da ha büyük ölçüde girmesi ol du. Pek çok sorunun, tıp bi limi. sosyal bilimler, ekono mik sorunlar ve yönetimler le içiçe girdiği, ancak bütün etkenlerin ele almmasıy la çözülebileceği giderek da ha iyi anlaşılıyor. Toplumlann tıp sorunlarına artan ilgisi de bünu kanıtlıyor. Bu. gelişmeyi çok iyi karşılıyorum. Umuyorum ve diliyorum ki, 1983 yılı, tıp bilimiy le toplumlann birbiriyle da ha sıkı, dalia doğru bağlar la birleştiği bir yıl olsun. B 1983'e girerl £ 1982 yıhnın en çarpıcı olayı «yapay kalp nakli» oldu. Organ nakillerinin ulaştığı aşama, artık «biyonik insan» düşüncesine yöneldi. İnsanm orgaslarmı değiştirme; yıpranan, bozulan organların yerine «yeni organlar» koyma aşaması, önemli bir gelişmeyi vurguluyor. dığı bütün özellikleri ileten «genler»in sırları yavaş ya vaş çözülüyor. Kuşaktan kuşağa geçen, geçerken degişen kalıtsal özelliklere ulaşmak, pek çok hastalığı ortadan kaldıracak. pek çok bozukluğu düzeltecek önem taşıyor. Genetik bilimindeki gelişmeier, pek çok sorunu aydmlatacak önemde.. «Mustafa Kemal Atatürk'ün düşünce yapısını etkileyen olaylar, düşünürlcr, yazarlar ve kitaplar söz konusu olduğunda, O'nun salt bir olaym ya da bir düşünce akımınm izleyicisi olmayıp, değişik görüş ve düşüncelerden kendine özgü bir bileşkeye ulaşmış olması dikkati çeker. Nitekim Atatürk'ün kendisi de, hangi yazarları okuduğu ve esin kaynağının neresi olduğu yolundaki bir soruya, çok okuduğu, ancak herşeyi eleştirerek okuduğu ve esin kaynağının Türk ulusundan başkası olmadığı biçiminde verilen bir cevabı olumlu karşılamıştır.» Prof. Dr. Şerafettin Turan. Türk Tarih Kurumu yayınlannda yeni çıkan «Atatürk'ün Düşünce Yapısını Etkileyen Olaylar. Düşünürler. Kitaplar» adlı kitabının önsözünde böyle yazıyor. Bu düşünceye kanıt oiarak da Afet Inan'ın 1937'de Cenevre' den Atatürk'e gönderdiği bir mektuptaki şu satırları gösteriyor. tnan mektupta şöyle yazmış: «Geçen gün Üniversitede Hukuk dersi için bir konferansta bulundum. Mevzu «Atatürk, Homme Politique» idi. Tenkit edilirken profesör sordu; acaba Atatürk hangi Avrupa muharrirlerini okur ve Türkiye'deki yeni rejim İÇİn nereden ilham almıştır? Cevap vermeye mecbur oldumı Okur ve Çok okur, fakat tenkit ederek okur. Yeni rejim için milletinden ilham almıştır. Çünkü o asıl etüdünü, milleti üzerinde yapar dedim. Siz bu meseleye ne dersiniz?..» Şerafettin Turan, Mustafa Kemal'in Sofya'da Ataşemüiterken 1914te yazdığı, ancak 1918'de yayınlayabildiği «Zabit ve Kumanda n ile Hasbıhal» adlı kitabından şu parçayı aktarıyor: «Özetîe, insanlan istediği gibi kullanan kuvvet, düşünceler ve bu düşünceleri sezinleyen ve genelleştiren kimselerdir. Düşüncenin özelliği ise. hiç bir itirazın bozamıyacağı bir kesin biçimle kendini kabul ettirmektir. Bu ise, düşüncenin yavaş yavaş seziş biçiminde değişerek inanışa dönüşmesiyle mttmkündür. Ve öyle olduktan sonradır ki onu sarsmak için bütün başka mantıkların, başka usavurmalarm, hükmü olmaz» Şerafettin Turan önsözün sonunda şu yargıya varmaktadır: «Düşüncenin önce seziş'e, ardmdan da inanışa dönüşmesi Muhtafa Kemal'de değişik kaynaklardan beslenir ve yaşamı boyunta da değişir..» Andre Gide"in «Etre en disponibilite* («açık, olmak», «çok yönlü olmak» «tek yanlı olmamak», «uyanık olmak» anlamı verilebilir) dediği durum, Atatürk için söz konusudur Hiç bir görüşe, düşünceye kapal: değildir. öğrendiği bir fikri «inanç» olarak benimsemez; uygarlık durmadan ilerlemektedir, bilım büe durmadan gelişmekte. değişmeler göstermektedir, yüzlerce yıl öncenin katı kur&llanna bağlı kalmak, ya du gelip geçici akımlara sımsıkı yapışmak yanlışür. zararlıdır. Kişiler de, toplumlarda «çağdaş bilim»in ilkelerine uymak zorundadırlar. En doğru yol gösterici. bilimdir'de ondan.. Şerafettin Turan'ın kitabını bir solukta okudum. Bu günlerde herkesin okuması gereken bir kitaptır bu. Atatürk'ün adını, 'ilkeler'ini, 'inkilâp' diye anılan «devrimci atılımlannı» dilimizden düşürmüyoruz; bütün bunlan ezbere, inançsız, içtenliksiz yapıyoruz çoğu kez; dîlimiz alışmış diye, ya da günün modası diyel... Atatürk Devrimi'nin gerçek çizgisinde yürüyen, Atatürk Devrimi'nin anlamını duyurmak isteyen kişiler her zaman dışlanmaktadır. Kolaya kaçmakta yarar görenlerce, Atatürk'ü yalnızca bir «ad» bir «anıt» olarak kullanmak isteyenlerce Atatürk devrimcileri her zaman horlanmıştır, hatta türlü cezalara itilmek istenmiştir. Bu da ayrı bir gerçeğimiz!... Prof. Şerafettin Turan'ın kitabını özetlemek lstemiyorum. Hem özetlenecek gibi de değil. Atatürk'u, gençliğinden ölümüne dek etkilemiş kitaplan, yazarları, düşünceleri öğreniyoruz. 1982 yıhnın en çarpıcı olayı «yapay kalp nakli» oldu. Organ nakıllerinin ulaş tığı aşama, artık «biyonik insan» düşüncesine yöneldi. însanın organlarını değiş tirme, yıpranan bozulan or ganlann yerine «yeni organ lar» koyma aşaması, önera li bir gelişmeyi vurguluyor. Bu alanda aşılması gereken güçlükler. cerrahi tekniklerden çok doku uyuşmazlığınm çözümü. Organ nakilleri nereye kadar gidecek?.. Bir bölümü eski, bir bölümü veni insanlar mı aramızda dolaşacak?.. Ortaya çıgacak sosyal sorun lar nasıl çözülecek?.. Bunlar da yeni sorunlar. Ama, hiç kuşku yok ki organ na killeri tıbbın da insanlığm da önemli bir dönemeci. Kanserin sırları da adım adım çözülüyor. Bir yandan hücrebilimi'nin gelişmeleri, diğer yandan vücudun bütün dokularını tara yan yeni araştırma yöntem lerinin bulunması yeni ve önemli adımlar. Sürekli ge lişen kanser kemoterapisi (kanserin ilaçla tedavisi) kanserin iyileştirilmesinde yeni boyutlar kazandınyor.. Gene de, kanser savaşının en önemli parolası değişmedi: «Erken teşhis yaşam kurtarır..» Artık, kitleleri sa ran «kanser paniklemesi», yerini tedirgin de olsa bir «erken dikkat»e bırakıyor. tnsanlık, «kanserden korkma, geç kalmaktan kork» me sajmı alıyor, benimsiyor. Doğrusu da bu. Gerisi, sağ lık hizmetlerine kalıyor. Yaşlıhkla. yaşlılık sorun larıyla mücadele, önem taşıyan bir alan olarak dikkatleri daha da çekti. Salgın hastalıklarla savaştaki başanlar, çocuk ölüm hızı nm azaltılması, yaşh insanların sayısmı arttınnca, «yaşlılık ve yaşlanma sorun ları» daha da önem kazandı. Yaşam deneyi artan, ya şamanın tadım daha bir bi len insanm îstediklerini, dü şündüklerini yapamaması yerine. «bilinçli bir yaşlanma» hazırhğı insanlar için de, toplumlar için de çok önemli. Artık yaşlılar, yal nızca bakılması gereken, ikînci çocukluğunu yaşayan Insanlar değil. Yaşlılar, top lumda yararlanılan, deney lerini toplumsal görevlere katan kişiler olarak görü lüyor. Bunua yöntemleri araştınlıyor. Kuşkusuz. kişilerin de toplumlann da bu yeni gelişmeye hazırlanması gerekli. Çalışmalar da bu yönde. Kalıtım bilimi de çok önemli gelişmeler içinde. Bir insanm anababasından al Cumhuriyet SahibirCumhuriyetMatbaacılıkveGazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yaytn Müdürü Müessese Mlidürü Yazı Işleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKUGİL OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR Eroiıı anker Kastelli olarak tanınan Cevher Özden'in üvey oğlu Hakanin aşırı dozda aldığı «eroin»den zehirlenerek ölmesi üzerine toplum bir «eroin şoku» yaşadı. Eroin, basında manşetlere çıktı, çeşitli düzeyde toplantılar yapıldı, gençler «nasında yayılan eroin bağımlılığı hakkında yazılar çıktı. Diskoteklere, gençlerin toplandığı yerlere ani baskmlar düzenlendi, aramalar yapıldı. Eroin nedir? Neden alınır? N e aeıvcede yaygındır? Kiniler kullanır? Bu alışkanlıktan nasıl kurtulunur? Sorun bu boyutlarda araştırılmalıdır. Çünkü, gerçekten de çolc önemlidir. Eroin (Heroine) sözcüğü, «kaiıraman, cesur, asil» anlammdaki «eroJk» sözcügünden gelir, Beethoven'in Üçüncü Senfonisinin adı olan «Eroica»nm anlamını taşır. Eroin, «kalıranısn, cesur yapan ilaç» anlamma gelir. Deyim AImanlarındır. Kimyasal olarak «morfin»den elde edilir. Morfin kimyasal bir işlemden geçirilerek «diasetilmorfin» olur. Bu eroindir. Morfin ise, afyon somunundan elde edilir. Afyon'un özelliklerine ve kalitesine bağlı olarak %820 arasında morfin bulunur. Morfin, tıpta çok kuvvetli bir ağn kesici olarak kullamlır. Ağrıyı kesmesi yanında hastaya huzur vermesi, sakinleştirmesi nedeniyle, kmklarda, savaş yaralanmalannda, şokta vb. hastalıklarda kullanılmıştır. Ancak bir süre sonra, sürekli kullanıldığı zaman ilaca Dağım» hlık yarattığı anlasılmış, dikKatü olunmaya başlanmıştır. Eroin, ilk kez 1898 yılında Almanya'ua Bayer fabrikalan tarafından sentezi yapılmış, alışkanlık yapmadığj kanısıyla morfin alışkanlığı olanlarda kullanılmaya. başlanmıştıt. Pakat, 810 yıl sonra, eroinin morfinöen daha şiddetli bağımlüık yaptığı anlaşılmıştır. Bundan sonra erolnle mücadele bağlamıştir. B İlacı kullananlann bağrmlılık göstermesi, kötu etkilerinin anlaşılması üzerine durum ortaya çıkar. ATATÜRK'ün başkanlıgında toplanan Bakanlar Kurulu bu zararlı ilacın (gerçekte eroin olan bu ilacın) satışını yasaklar, fabrikalarm kapatılmasına karar verlr, eroin stoklan, eroin yapımmda kullanılan gereçler el konarak yokedilir. • Yazı Işleri MüdürYardımcısı.» Haber Merkezi Müdürü m Mizanpaj Yönetmeni ..^ TEMSİLCİLER • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVtS ŞEFLERİ fğ Eroinin sosyolojisi: Eroinin toplumdaki yerini tam olarak saptamak çok güçtür. Çünkü, kullananlar çoğunlukla gizlerler, aileler çocuklarını teşhir etmemek için gizli tutarlar. Olaym sosyal yönünü aydınlatmak bu bakımdan güçlüklerle doludur. Ancak, «eroin alışkanlığıunm daha çok büyük kentlerde olması doğaldır. Büyük kent kalabahğmın, karmaşasının bu tür gizlilikleri banndırması daha kolaydır. Eroinl, palıalı olduğu için, ekonomik düzeyi yüksek kişilerin, ya da çeşitli yollarla (hırsızlık, kaçakçılık dahil) para bulabilen kişilerin kullanabileceği de açıktır. Eroin, bütün dünyada, gençlerin daha çok kullandığı bir maddedir. Çünkü, eroin macerasmın istediği gözükaralık, giz, doyumsuzluk, şiddetli değişme isteml daha çok gençlerde bulıuıan özelliklerdir. Böylece, parası bol, huzursuz, toplumda yolunu bulamamış, normal yolların dışında de ğişiklik arayan gençler, «eroin tutkunlotu»na yanaşabilen adaylardır. Çevrelerinde bulacakları olanaklar, böylelerini arayan «eroin satıcıları»m harekete getirir. «Eroin satışı» ise, dünyanm her yerinde «kirli ticaret»tir. Eroin satışındaki bol para, alıcmın ne pahasma olursa olsun «mal»ı araması, eroin ticaretinde her turlü tehlıkeyi göze aldınr. Böylece, «çevrelerlyle uyumsuı, bunalımu kişllikii, sorurasuz pençlerle», «bol ve yas«dışı kazançların pcşindeki eroin yapımcı . satıcıları» har vurulup harman savrulan paraların yarattığı ortamua buluşurlar. Eroin olaymın sosyal yönü özetle budur. Hakan olayı ilk değildir, ne yaak kt bu olayın sosyal yönü bütün boyutlanyla ele alınmazsa son da olmayabilir. HUkümetin eğitim örgütleriyle, emniyet örgtitüyle, sağlık örgütleriyle olaym Ustüne gitmesi son derece yerindedir. Ancak, bu olayın yarattığı gerginlik azaldığı zaman da önlemlerin sürdürülmesi ıorunludur. • „ ...*. • YALÇIN1 DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN İstanbul Haberleri: Selahatt&n GÜLER Dış Haberler r Ergun BALCI Ekonoıni; Osman ULAGAY Yıırt Haberleri. Barbaros GENÇAK Kiiltiir: Aydın EMEÇ Magazin : Yalçm PEKŞEN . Düzeltme : Konur ERTOP Araştırma; ŞahinALPAY BUROLAR Konur Sokak No. 2«/4 Yenlşehîr ANKARA Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 HalitZlya Bulvarı Noc 65/3 İZMİR Tel: 254709131230 Atatürk Caddssl, T.HK Işhanı Kal 2/13 ADANA Tel:1455019731 Ba»«nv«Yayan: CUMHURİYETMatbâBaoılıkve GasfetedlikT.A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41, CağaloğluISTANBUL P.K.: 246 Istanbul,Tel: 20 97 03 (5hat) İMSAK 6.40 GÜNEŞ ÖĞLE 8.24 13.20 İKİNDİ 15.43 7 OCAK 1983 AKŞAM YATSI 17.57 19.34 Türkiye'de eroinin ilginç bir öyküsü vardır. 1936 yılında bir Japon firması Ulkemize ge. lir. Türk afyonundan eroin çıkarmak için izin ahr, imalathaneler kurar. Eroin yapar, eczanelere «Harika ilaç, insanı rahatlatır, zihnl açar, neşelendirir, güçlendirir» diye satar. Eroinden başka bir şey olmayan bu ilacı kullananlar artar. ^ Türkiye'de eroin.. J3ECERİ "Özelvegüzel» slsanatlan hedıye « 0 oioflh. v ciu»3İSl284S3S.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle