19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhurıyet 6 EKONOMİ 23 OCAK 1983 lararası bankacıhk sistemi kendi kendlsinl korumak için IMF gibi kuruluşa, «anıan sen biraa daha büyu, bana yardııncı ol» deme ihtiyacmda... Ya da başka kanaliarı zorluyorlar. Öınegin, Sııudi Arabistan'a diyorlar ki. «IMF* rieki kotanı artır». İstenen böylece IMF'nin eiinde acil bir fon ohışrna^ı... Y:\ni ortaya şöyle bir göcünüm çıkıyor: Batı ekonomileri hem kendi aralarında kenetlenip bize karşı «himayeciliU» yapıyorlar. Bir yandan da banka sistemi çökmesin diye onu korumaya çalışıyorlar. Bunun için de IMF'yi p.racı gibi kullanıyorlar. Bu koşullar altmda IMF'nin bizim gibi ülkeler için derde deva bir rol oynaması bence düşünüleraez bile. TÜRKCAN Bugünkü duruma baktıgımızda şu soru da «Ekonomide Diyalog» bu hafta altı bilim adamımn katıldığı bir foruma dönüftü. Kısa süre önce yaymlanan «ÎMF, İstikrar Pollitikalan ve Türkiye *adh kitaba hatkuia bulunan altı iktisatçıbilim adamıyla yaptığımız açıh oturumun birinci «ününde IMF'nin dünya ekonomisi lçin de giderek değişen işlevini, Türkiye gi bi azgelişıniş ülkelere önerdiği reçeteler ve dünya ehonomisinin bugün yasamaktc olduğu bunalım içinde bu reçetelerln »ÖÎ konusu ülkeler için geçerli bir çıkif yolu olup olmadığım tartıştıh. EKONOMİDE DİYALOG YÖNETEN: Osman Ulagay KATILANLAR: Taner Berksoy (Hacettepe Vniversitesl Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi) geliyor akla. Ekonomik siKtem, îinans kapitalin aç gözlülüğü ve aşırı talepleri nedeniyle yeniden çöküş aşamasına mı geldi? Başka bir anlatımla, azgelişmiş ülkelerin biOktar Türeî riken borçlan bugünkü Batı ekonomik sistemini bozacak, (ODTÜ thtisat Bölümü Öğretim Üyesi) yıkabilecek bir dinamik oluşturuyor ıtııı? Çünkü. artık ITLUGAY Saym Ergün Türkcan, Hk sorumn slze yöborçludan çok borç verenin korktugu bir dünya manzaErgun Türkcan neltmek istiyorum. Çoğu ker IMF diye andığımız Uluslar rası ortaya çıktı. Acaba, bu tablo bir katastrofla mı so(Gazi Üniversitesi, Ekonomi Bölümü arası Para Fonu ne amaçla kuruldu? Daha sonra farklı nuç.lanır'.' Yoksa. bazı akıllı adamlann araştırdığı gibi oshi Öğretim Üyesi) bir role mi jöneldi ve bugün dünya ekonomisinin deği OTURUMA KATrLANLAR Osm an Ulagay. Ergun Türkcan, Oktar elastik bir sistemin clemanlarmı oluşturmak suretlyle bir Türel, Cevdet Erdost, Taner Berk soy, Bilsay Kuruç, Korkut Boratav şen şartları içinde nasıl bir rol oynaması lsteniyor? kurtuluş yolu açmak mümkün müdür? (Soldan sağa). TÜRKCAN IMF, 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki dünya ULAGAY Bugiin varılan noktada geneüikle dünyada da ülkelerin kısa dönem ödemeler dengesi açıklannı da bir karamsarlık havası egemen olrnaya, ellî yıl öncesi kapatmak ve dolayısıyla iki büyük savaş arasmda yaşaile paralellikler kurulmaya başlandı. Acaba çerçekten dündıkları korumacılık, katlı kurlar ve genelde bir ticaret ya boyle bir ekonomik katastrofun, büyük bir çöküşün savaşı olasılığını ortadan kaldırmak amacıyla kuruleşiginde mi Saym Türel? Ve bunun bizim açımızdan sonıuş bir fon mekanizmasıydı. Böylece o sırada dünya tlnuçları ne olabilir? caretine egemen olan ülkelerin asıl söz hakkma sahip TÜREL 50 yıl önce büyük dünya bunaümına yol açan olduğu, ama onun yanısıra başka ülkelerin de katılabilolaylann kökeninde, bir savaş tazminatı sorunu yatdiği uluslararası bir kurum oluşturulmuş oldu. Ancak maktaydı. Ve ödenmesi imkânsız olan savaş tazminatı tadaha sonra dolann hakimiyetinin sarsılması; diğer üllepleri, ülkelerl korumacıhğa ve dünya mali sisteralnin kelerin üreticl güçlerindeki sıçramalar, yanl kalkınma borçlanma eskisl kadar kârlı olmaktan çıktı. Dünyada dik. Başka bir anlatımla, o sırada dtinya konjonktürünün faizler arttıkça daha önce alınan borçlara ana paradan elverişsizliği savını ortaya atmak mümkün değildi. Oysa, cöküşüne doğru hızla götürmüştü. Bugün gelişmekte olan sürecinin hızla yaygınlaşması eski ekonomiksiyasl den geyi, dünya faizticaret sisteminde kurulu düzeni boz daha fazla faiz ödemek sözkonusu olabiliyor. Yüksek fa bugün bütün projekslyonlar gösterlyor kt, hiç olmazsa 80' filkeîerin ödenmesi imkânsız gözüken bir borç yükü ile karşıkarşıya olduklarını görüyoruz. Bu borçların ödenizler böylece, borç alan ülkelerin kendi ekonomilerinl is li yılların sonuna kadar eürmesi beklenen uzun dönemli du. Böylece sabit kurlardan oynak kurlara, resmi para memesi veya zamana yayılmış bir profil İçinde ödenmesi piyasalanndan özel para piyasalanna doğru bir kayma 1:er istemez daraltmaları gibi bir sonuç yarattı. Bu ne bir durağanlık içindeyiz. Bu bakımdan, reçetelerin soyut için birtakım girişimler de yapıhyor. Sorun. olaym dünya başladı. Bu yeni oluşumda IMF de yenl bir işleve sahîp denle, borçların artık tasarruf açığını kapama niteliği yanlışlıftı ya da doğruluğunu tartışmadan önce, dünya ile oldu. Ülkelerin kalkınma dış ticaret ve kur politikalannı kalmadı. Ikincisi, dış fiyatlar maalesef Türkiye gibi ül bütünleşme şemasına ne kadar uyduğu sorunr.nu tartış ciiçeğinde kavranıp. azgelişmiş ülkelerin borçluluğımun da ha uygun bir ödeme planı çerçevesinde programlaştırılbelirlemek. onlara yeni reçeteler vererek dünya ekonomt kelerin aleyhine gelişiyor. En azından iki yıl lehe bir ge mak lazım. Zaten IMF reçeteleri, (1) hiçbir zaman mevmasına bağlı görünüyor. lişme olsa, üç yıl aleyhe oluyor. Dolayısıyla iki zorunlu ciit dünya konjonkttiründe dıs ticaret fazlası veren ülkesinin orkestra şefliğini üstlenmek işlevi IMF'ye verildi. luk var: Ya daha çok borçlanmayı göze alarak ithalat lere empoze edilebilecek mekanizmaları içermemektedir. Bu noktada şunu söyleyebilirlz. Eğer dünya mali sisULAGAY Söylediklerinizden IMF'nin özellikle son sekte on yıl lçinde daha da belirgin hale gelen yenl bir ro yapacaksmız, ya da dış açığı kısmak için daha az ithalat Dolayısıyla onlara, «ithalatınuı artırın» deme mekaniz temi 1920'li yıllardaki gibi batacaksa, çok büyük bir çöküntü ile dünya ticaretinin daralması ve bütün ülkelerin lii benimsediğinî ve bu çerçevede özellikle gelişmekte yapmak zorundasımz. Bu ikincisi de büyüme hızını düolan ülkelere adeta standartlaşmış bir reçete önerdiğini şürmek ve enflasyon potansiyelini artırmak gibi yan risk OKTAR TÜREL: Dünya maU sistemi 19201i yıl peşpeşe koruma önlemlerine yönelmesi kaçınılmaz olacaktır. Biz böyle bir ortam içinde de kendi uluslararası anhyoruz. Saym Erdost, IMF'nin standart hale gelmiş leri gündeme getiriyor. Bugün Kore böyle bir «açmaz» bulunan reçetesi ile 24 Ocak'tan itibaren Türkiye'de uy tablosunun tipik örneğidir. IMF'nin dünyaya örnek mo lardaki gibi büyük bir çöküntüye uğrarsa dünya ticaret payımızı artıran bir konumda oiabillriz. Başka ülffülanan istikrar politikaları arasmdaki llişkiyi, benzer del olarak gösterdiği Kore, bugün 3035 milyar dolarlık ticaretinin daralması ve bütün ülkelerin peşpeşe kelerin zararma olacak şekllde ihracatımızı artırmaya borçlarıyla banka krizinin bir parçası oldu ve aym sıkıdevam edebiliriz. Yalnız bu, daralan bir dünya ekonomisi lik ve farklan da vurgulayarak özetleyebilir mlslniz? şıkhğın içine düştü. Ve Kore gibi birçok ülke «daha bü korumacıhğa yönelmesi kaçınılmaz olacalctır. çerçevesinde, «yoksullaştıran bir ihracat gelişmesi» olaERDOST 1970'li yıllardan itibaren IMF'nin az yük açık ve daha çok borçlanma ve yerinde sayma» nok Böyle bir ortamda biz dünya ticaretindeki payı bilir. Şu tehlikeyi de hiçbir zaman gözden uzak tutmamagelişmiş ülkelere müdahalesi artmaya baçladı. IMF'nin tasına sürüklendl. Kısacası, daha çok büyümenin daha mız gerekir: Bu tür bir yoksullaştıran ihracat genişlemebu anlamda müdahalesi denince akhmıza ikili bir şema çok borçlanma ile sağlandığı dönem kapanmış gibi gözü mızı gene de artırabiliriz. Ancak bu yoksullaştı sini Türkiye'den daha düşük gelişmişlik düzeyine sahip ran bir ihracat gelişmesi olabilir ve bizi kendimiz olan, ancak daralan dünya ekonomisinde kendilerine bir geliyor: Birincisl IMF kredileri, lkincisi de bu kredile küyor. rin karşılığı olan stabilizasyon kuralları. den geri ülkelerle rekabete zorlayabilir. çıkış yolu arayan başka gelişmekte olan ülkeler de deneULAGAY Siz de bu konuda görüg bellrtmek ister miyyeceklerdir. Doîayısıyla, bugün bize ait sandığımız pazardinia Saym Boratav? CEVDET ERDOST: İMF reçetesi azgelişmiş ül BORATAV Şimdi standart reçenin nihai amaçlarını ve maları ve müeyyidelerl IMF'nin clinde yoktur; (2) Dış lar, ileride başka ülkeler tarafından çok daha düşük fikelerden devalüasyon, farklı kur uygulamasmın dünyanın içinde bulunduğu konjonktürel durumu birlik iicaret açığı sözkonusu olsa bile. günümüzde, Batı eko yatlarla kuşatıhp eiimizden almabilir. alırsak IMF tipi politlkalarının gene! nomileri IMF telkinleri ile karşıkarşıya kalmamaktadırlar. kaldırılması, kamu harcamalannm kısılması, üç te dikkateaçılma ana amacı istikrar kurulduğunu gorürüz. Doiayısıyia, dışa açılma ve dıs piyasaların sürüklediği bir likle dışa üstüne retlerin dondurulması, ithalatta kısıtlayıcı engel Dışa açılmada da dış piyasaların sürükleditçi bir gelişmo gelişme siireclne Batı'da lzlenen iktlsat politikaları pe KORKUT BORATAV: Türkiye'de dolar olarak lerin kaldmlması ve kamu teşebbüslerinin özel perspektifi öngörülüyor. Günümüzden tnrihe bakacak şincn engel olmaktadır. Çünkü, bu konjonktürde, Batı" ücretler 24 ocaktan bu yana yüzde 25 geriledi. Türkiye'nin Cumhuriyet döneminde iki kere da nın doğal tepkisi artan korumacılık olmaktadır. Bu da sektöre devredilmesi gibi isteklerde bulunuyor. oîursak, piyasaların sarüklediği gelişme mekanizmalanna IMF'nin Türkiye ve benzeri ülkelere sunduğu İstikrar Ancak bu yüzde 25 gerilemeden sonra bile Uzakha dış Amaç ilk adımda dıs dengeyi sağlamak, ikinci angaje olduğunu görürüz. programlarınm peşinen handlkaplı olarak gündeme gel doğulu ihracatçı ülkelerin ücret düzeyine inileBuniardan bir tanesi 1920'Iİ yıllara denk gelir, ikin mesi demektir. medi. Bence Türkiye'de bunun sınınna gelindi. adımda da dünya ekonomisiyle bütiinleşmiş bir KURUÇ Şunu ekleyebillr mlyim? Bugün IMF, daha bü Bundan sonra ihracatı artırmak ancak ülke kaycisi de 4653 arasındadır. İlginç olan şudur bence. Her ekonomi yaratmak. iki dönem de dış konjonktürün elverişli olduğu dönem yük bir role kavuşacak gibi görünürken, aslında şu durum îerdir. Dünya ekonomisinin hızla geliştiği dolayısıyla dış karsunıza çıkıyor. Bugün, Euromarket hacmi 2 trilyon do naklannm çeşitli sübvansyon mekanizmalarıyla Birinci nokta açısından, öncelikle IMF kredisinin ikl di taiebin hızla arttığı dönemlerdlr. Bu yttzden sınırh da lara gelmiş durumda. Azgelişmiş ülkeîerin borçlan da ne ihracatçıya aktarılmasıyla mümkündür. lim olduğunu söylemekle başlayalım. Bir tanesi «otomaolsa başanlı olma şansı peşinen vardır. Hattâ 1946'da baş redeyse 700 milyar dolara... Hem bir çok ülke iflas etme tik» olarak çskilen «rezerv dilimleri»dlr. öteki de «kredi layan raodeli 1970'lere kadar sürdürme olanağı bulunu noktasına gelmiş durumda hem de büyük uluslararası şirdUimIeri»dir. Asıl sorun, bu ikinci dilim nedeniyle orta yordu. Dünya ekonomisinde küçük dalgalanmalar ohı ketler. Şimdi bankalar bu durumda bir panik ortaya çık BERKSOY Saym Türel'in bu söyledlğl gerçekten 6nem ya çıkmaktadır. Çünkü, IMF'nin kredilerini cekebilmek, yordu ama, uzun dönemli bir büyüme sürecinin içindey masın diye «güvence» istiyor. Başka bir anlatımla, ulus Ii. Bu nedenle özellikle 1983 yılmm ikinci yarısmdan son ra sanıyorum, kendi ihracatçılarımız açısından bazı önsıkı koşulların yerine getirilmesine bağlı kılmmıştır. Ve lemlere yönelmemiz gerekecek. Firmalar her hangi bir her bir kredi düiminin çekilmesinde koşullar giderek apiyasayı özellikle Ortadoğu pazarlannı tutabilmek lçin ğırlaştınlmaktadır. IMF'nin istikrar programmın temel birbirleriyle büyük bir fiyat rekabetine girebiliyorlar. taşları bu çerçevede oluşturulur. Bu böyle giderse, ihracat zenginleştiren değil fakirleştlULAGAY tstikrar prograıuınm temel taşları neler Sa ren bir süreç haline gelebilir. yın Erdost? ULAGAY Bu konuda siz ne diyorsunuz Saym Boratav? ERDOST Bunlar (1) Devalüasyon ve farkiı kur uyguBORATAV Yoksullaştırıcı ihracat artışı olarak tanım lamasının kaldırılması, (2) Kamu harcamalannm kısılîanan şey. bir dolarlık ihracat geliri elde edebilmek için ması, (3) Ücretlerin dondurulması, (4) Devlete ait iktlulusal kaynaklardan giderek daha çok ree] miktariann sadi teşebbüslerin özel sektöre devredilmesi eğilimi ve harcanmasıdır. Şimdi biz bu işi parasal ya da gelirlerle (5) İthalatta kısıtlayıcı engellerin ortadan kaldırılmaENERÜI TASARRUFU SAĞLAMADA DA ETKILI ilgili operasyonlarla yapabilmenin sınıriarına geldik 24 sıdır. Ocaktan bu yana. Ben kısa bir hesaplama yaptun. DoULAGAY IMF'nin koşul olarak ilerl sürdüğü reçetelar cinsinden saat başına ücretlerde 24 Ocak'tan sonraden amaç olarak beklenen nedir? N'eden bu reçete, mutki birbuçuk yıl içinde yüzde 25'lik bir düşnıe ortaya çıklaka yerine getirilmesi gereken bir zorunluluk olarak ile: tı. Ancak asgari düzeye varıldıktan sonra devalüasyon ri sürülüyor? ve nominal ücret sınırlamalarıyla daha fazla bir tndiERDOST Kuramsal olarak, devalüasyon ihracat arrime pek imkan kalmadığmı da gördüm. Benim tahmin tışı ve ithalat azahşı etkisi yaratan bir operasyon olarak lerime göre, bu çok başanlı sayılan yüzde 25'lik düşmekabul edilir. Böylece dış ticaret bilançosunda bir denge PEtROLÜN den sonra bile Uzak Doğulu ihracatçı ülkelerin ücret dügerçekleşmesi beklenir. Ücretlerin dondurulmasına geİ İ b zeyine yaklaşılmamıştjr. Dolayısıyla bundan sonra ihlince... IMF reçetelerine göre, ücretler dondurulunca ma racatı artırmak, içsel kaynaklarm çeşitli sübvansiyoa "TÜKENECEÖI v liyetlerde bir düşüş sağlanacaktır. Bunun sonunda da mekanizmalarıyia ihracatçının eline verilmesi ile mümIMF reçetesi uygulayan ülkenin ürettiği mallar dünya kün olabilecektir. Bunun ise, sonu yoktur. Böyle bir oyu|İĞt piyasalarında rekabet edebilir duruma gelecektir. Ücret VERIM nu bizden daha etkill oynayacak ülkeler vardır. Çünkü, politikasından beklensn ikinci amaç, ülkedeki satm alVARSAYILAN herşeyden önce lîareket noktası olarak alınan ücret düma gücünün azalmasıyla birllkte yurt içl ttiketimin azalGÜNÜMÜZDE zeylerl ve maliyet yapıları açısından daha avantajhdırREKORD/SİMTEL ması, dolayısıyla ithalatın azalmasıdır. Ithalatm azalENERJİ îar. Bugün Kore bils, Uzak Doğu'nun artık yüksekçe ücVERIM KAT ması ise, ihraç edilebilir bir mal fazlalığı yaratacaktır. ret düzeyl uygulayon ülkelerl arasma girmiştir ve milTASARRUFÜNUN; KALORİFERİ Ücret dondurmasının firma düzeyindeki önemll sonuyonlarca lşsizin işgücü piyasalarmı baskı altında tuttuBİLİMSELYÖLLA cu ise firma giderlerinin azalması ve kârların artması SİMHMAKSt ğu Filipinler gibi Seylan gibi Tayland gibi ülkelerden Bağımsiz ısuımanın öncüsüENBAŞARILI dolayısıyla da yatırüabilir i'onlarmın artması, ekonomlDökiim emaye kaynaklanan ihracat patlamalan karşısmda zorlanmadür. Otomatik ve e{ ile nin giderek canlanmaya doğru yol aîmasıdır. Aynca, UYGULAMAâSI katı yakıt ya başlamıştır. ayarlanıp kısılması, hatta evde ücretleri dondurmanın enflasyonu azaltıcı bir etki yasobası bıılunulmadığında söndürülpacağı beklentisi de vardır. YARIN: 24 Ocak kararlaı mesi yakıtta tasarruf sağlıHer tür katı yakıtı (odun, yor. kömiir, v.s.) yüksek verimle • Vakatjağmız ister • BİLSAY KURUÇ: Bugün azgelişmiş ülkelerin Diğer kalorifer sistemlerindeyakar. Çift ddarlıdır. Yakıodun olsüruster borçlan 700 milyar dolara yaklaşırken bir çok ki baca ve kazan ısı kayıplan tm cinsine göre yakış kumanbunlarda önleıımiştir. ülke iflasın eşiğine gelmiş. Panik içindeki banka•;• Zofer Çarşısı Nö: 14; Yenişehir/ANKARA ' '• • da sistemi vardır. Kombima• kömüi^, sobani/ % 86,6 verimle çabşan tik yanış sistemi ile yakıtın lar IMF'ye «Sen bize yardımcı ol» diyorlar. Batı REKORÖ/SİMTE L'in değişüc her taraftan aynı anda tamacevcJct erdost ekonomileri ise hem kendi aralarında kenetlenip SİM II Maksi kalori veriminde 6 tipi vardır. ınen yanışı sağlanır. .• • • •'>''.:• c c l i t ö r •. ' bize karşı korumacılık yapıyorlar, hem de dünya DUBLEMAT tipi 30.000 kaEmayeDöküm olan soba, yaise yakacağınız katı Jori/h olup hem katı hem kıtı bittikten sonra bile uzun banka sistemi çökmesin diye IMF'ye görev veriy : sıvı yalatla çaiışıyor. süre scaklığını muhafaza eedeceğiniz rândımah , yorlar. Bu durumda IMF'nin bizim gibi ülkeler 24 saat scrvis hizmeti vardır. der. Kombimatik yanış sis: • • ; . : . % 8 0 , 2 : d i r , ; ;•••:• için derde deva bir rol oynaması düşünülemez bile temli SİM II Maksi sobaları Yakıt tasarrufiı her tür katı yakıtta % 30 ta%3Odwr. > Kamu harcamalarına gelince... Kamu harcamasarruf ve % 80^2 verim sağh..' ;. 'Yeşay'et'•"••,..•'.•'!'. îarında azalma, demek para hacminin daralması da deyor. : yakacağınız;sivı : mektir. azgelişmiş ülkelerde. Böyiece, bir yandan ithalayakıtsa ve bunu tın azalması ile döviz tasarrufu sağlanacaktır. öte yanfcat kaloriferi dan para hacminin daraltılması ile de enflasyonun düşmesi sağlanacaktır. Genel olarak, IMF reçetelerinin ardındakl düşünce sisREKOR^SİMTEL tematiğinin klasik şeması budur. Son zamanlarda bu şenıaya iki öge daha katılmıştır: ; r ^ kwtiariarak , V €> Buniardan bir tanesi, iktisadi devlet teşekküllerlnin yakıyorsahız yakıta özel teşebbüse devridir. Bundan da amaç, yabancı serödediğiniz paranm BORATAV maye girişini hızlandırmak ve etkin bir yönetim sağlaverimi% 86i6dir' maktır. • Ötekl yenl öge ise, gümrük kısıtlamalarımn azaltıîraa sıdır. Böylece, yerli sanayi rekabetçi fiyatlarla çalışma5İMTELISI Türkiye'nin ya zorlanmaktadır. ÜRETlGlLERİNpE En Randımanh Isıtıaa Bütün bunlara topluca bakıldığı vakit şu sonuç ortaya ENERJİ REKORDSİMTEL çıkıyor: Amaç ilk adımda dış dengeyi sağlamaksa da TASARRUFüNİl KtlRUfc ikinci adımda da dünya ekonomisiyle bütünleşmiş bir ekonomi yaratılmnsıdır. l LAGAY Saym Bilsay Kurııç: bıırada size bir soru yö neHmek istiyorum. Bu sö;! edilen IMF reçetelcrini uyTürkiye'nin Rulayan vc dış borç alm;' ^'anagına kavuşan azgelişiiniş E Isı KontroIIu Tek Sobası ülkeler bucün için kalıcı iiimlere, sağlıklı ekonomilere DİYORVEİDDİA "savaş yayinlan Sislr,fötânbul SİM IIMAKSI kavuşnusş durumdalar mı".' EPİYORUZ, ^ KUBUÇ Türkiye gibi azgelişmiş ülkelerin sorunu «sabit kurlar» dünyasmın sorununa benzemiyor. Bir yandan ERGUN TÜRKCAN: 2. Dünya Savaşı sonrasında öncelikle kısa dönemli ödemeler dengesi açıkIannı kapatmak için kurulan İMF, daha sonra dolarm egemenliği sarsıhp sabit kurlardan oynak kurlara, resmi para piyasalanndan özel piyasalara doğru bir kayma başlayuıca işlev değiştirdi. Ülkelerin kalkınma, dış ticaret ve kur politikalannı belirleyecek reçeteler vermek ve dünya ekonomisinin orkestra şefliğini üstlenmek işlevi IMF'ye verildi. Korkut Boratay (Anltara Üniversitesi, Siyasal Bilguer Fakültesi Oğretim Üyesi) Cevdet Erdost (Hacettepe Üniversitesi, Ekonomi Bölümu Öğretim Üyesi) Bilsay Kuruç (Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi) TANER BERKSOY: Özellikle 1983 yılından sonra sanıyorum ihracatçılarımız açısından bazı önlemlere yönelmemiz gerekecek. Özellikle Ortadogu pazarlarında ibracatçıîarımız piyasayı tutabilmek için kıyasıya fıyat rekabctine girişebiliyorlar. Bu böyle giderse ihracat zenginleştircn değil fakirîeştiren bir süreç haline gelebilir. IMF reçetesi, az gelişmiş ülkelere geçerli cözümler getiremiyor iyoruz! İLK veTEK BIZIZ % 86.6 savaş yayınları : ," : ^ V E : fTÜRKİYE POLİTİKALÂR] İ L
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle