23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜSLER •Atatürk'ün vasiyetnamesl ile bu kurumlara özgülenen mali kaynaklar yine bu kurumlara harcanacaktır.» denmekle bu uygulamadaki hukuka aykınlık kamufle edilemez. Kısacası. bu ünsri yasalaşırsa, hem Türk Dil vt> Tarih Kurumları'nın. Atatürk'ün özel hukuka göre kurmuş olduğu biçimkıiyle varlıklan yok olacak. hem de vasiyptnamcsi ortadan ıtalkmış bulunacaktır. Böylo bir tasarruf Atatürk ilkelerini benimsemiş bir yönetinıin yapabileceği tasarrııflardan dcğildir. • •• Şurasını öncmle not etmek isterim ki, ben, çıkarılması önenlep böyle bir yasaya karşı değilim. Onun bünyesinde resmi bir 1 urk Dil Kurumu ve Türk Tarıh Kurumu cia kurabilir. Böylece bir yanda Atatürk'ün ö/pl htıkuk lüirallanna göre kurduğu Türk Dil ve Tarih Kurumlan, ote yanda da. deviet tarafından bir yasa ile meydana getirilen resmî Türk Dil vo Tarih Kurumlan aynı anıaçla ülkeye hizmet ederler. Başta spor dernekleri olmjk üzere ülkede böyle paralel olarak çalışın birçok kuruluş var. Bu çoklukta zarar değil yarar vardır, elvorir ki bu kuruluşları yönetenler. kunıluş amaçlanndan "jasmasıniar. Türk Dil vıj Tarih Kurumları kurulduklnrı günden beri Atatürk'ün kendilarine gusterdiği hedef doğrultusunda çahşmış ve Tıirk kültürüne az zvimanda çok hizmet etmiş ve vayınlanyla büyük değerler kazandırmış özol kurumlardır. Dilerim ki. bu sütunlarda bir kez da'ta yazrmş olduğum gibi, eski hayrata doluınulmasın; hele Atatıirk gibi dünya çaDinda büyük ve tarihe mal olmuş bir kurtarıcınm hayratına. hiç el sürülmesin. Devlet, yürürlükteki yasalar gereğince bunlar üzerindeki denetimini her zaman yapnr. Bu doğaldır. Ama bunları ortadan kaldırmak. O'nun başka eserlorini de yıkmak çabnsında olan Atatürk düşmaJilarına cesaret verir. **• Sayın Cumhurbaşkanımız; bir siyasal parti, Atatürk'ün servetinin kendisine bağışlandığı gerekçesiyle 67 yıl önce mahkfimeye başvurarak Türk Dil ve Tarih Kurumlan'nin mali kaynaklarını kurutmak girişimine geçmişti. l'ürk adaleti buna izin vermedi, Şimdi Fahri Hukuk Doktorluğu'nu kabul etmiş olan Zatı Devletinizin de bu kurumlann ortadan kaldırılıp politika dalgalanna maruz olabilecek birer daire durumuna getirileres eritilmelerine izin vermemenizi sa5rgılanmla dilemekteyim. Çünkü, bu önerinin gerçekleşmesiyle valnız Atatürkcülük doğil Türk hukukçuluğıı da yara alacaktır. 12 Eylül Harokâtı ise bu iki kavramı korumak için gorçekleştirilmiştir. (*) Bu mektup Gumfıuriyet Gazetesi'nin 27 Mayıs 1979 günlü sayısında yayınlanmıştır. 16 OCAK 1983 Saym Cumhurbaşhanı, Genelhurmay Başhanı ve Fahri Hukuk Doktoru Orgeneral Kenan Evren'e arz olunur. yle tarihî anlar vardır ki, bu anlarda susmak, insanı ömrünün sonuna kadar kendi nefsine karşı suçlu duruma düşürür. Böyle bir duruma düşmemek için, bugün devletin mukadderatını elinde tutan siz muhterem büyüğümüzü şu satımlarımla rahatsu etmek hususundaki cüretimi, içi vatan ve millet aşkıyla yanan, hiç bir artdüşüncesi ve mevki hırsı bulunmayan bir insanın samimiyetine bağ:5layınız.° Yukarılu satırlan. rahmetli Cumhurbaşkaıi! Orgeneral Cemal Gürsel'e, henüz Milli Birlik Komitesi Başkanı bulunduğu s;rada, sunmuş oldugum 28 temmuz 1961 tarihli mektuptan aldım. Bu mektupta MBK tarafından yurtdışı pörevlere atanarak 13 kasırn 1960'ta hemen dışarıya göndcrilen (sürgün edilen) «14'ler»in ülkeye geri getirümesi ricasmda bulunuyordum. (") Ne hazindir ki, birçok yabancı ülkede ve Türkiye'de toplanan bilimsel kongrelerde Türk hukukçuluğunu temsil etmiş ve bunlann bir kısmında başkanlık, genel raportörlük pibi görev/ıere seçilmis kıdemli bir hukukçu nite.liğiyle, yukarıda andığım. mektuptan yirmi bir vıl sonra Zatı Devletlerine yine önemli bir konuda başvurup ricada bulunmak zorunluğunu duyuyorum. Ama bu defa sorun siyasal değil, tümüyla hukuksal olduğu için. siz Cumhurbaşkanımıza hitap ederken kendimi daha rahat hissediyorum. Çünkü Türkiye'nin bütün üniversiteleri birleşerek önceki gün Zatı Devîetinize •Fahri Hukuk Doktorlugu pâyesini verdi; böylece si?i de elli sekiz yıldan beri mensubu oimakla övünç duyduğum Türk hukukçuîar ailesine kaydettiler. Iki gündür bu ailcnin onurlu üyesi bulunuyorsunuz. Atatürk'ün Vasiyeti Bozulamaz Hıfzı Veldet VEÜDEDEOĞIU tüzel kişiliğine sahip «Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu» adıyla bir kurum oluşturulacağım, bu kuruma bağlı olacak Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu için Atatürk'ün vasiyetnamesindo belirtilen mali menfaatlerin bu kurumlara özgüleneceğini, yetkilorin ve öbür aynntılann özel bir yasa ıle düzenleneceğini öngörmektedir. Gazetelerde okuduğumuza göre, buna ilişkin yasa önerisi Danışma Meclisi'ne verilmiş olup, 17 ocak nazartesi günü bu mecliste görüşülecektir, Bu tasarıda: Atatürk tarafından kurulan Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu'nun günün gereksinmelerine göre reorganize edilerek (yani yeniden düzenlenerek) devletle bunlar arasında organik bağ kuru'.acaktır.» deniliyormuş. Bu vasa önerisina göre. Atatürk Kültür. Dil ve Tarih Yüksek Kummu Ger.el Müdürü atamr atanmaz Türk Dil ve Tarih Kurumlan bu Genel Müdüre bağlanıyor vo Türk Tarih Kurumu'nun bünyesindcki • Atatürk ve Türk Devrimi Araştırma Merkfizi» yeni atanacak Atatürk Araştırma Merkezj Başkanlığı'na bağlanıyor. Türk Dil ve Tarıh Kurumlan'nda çalışanlar arzu edorlerse devlet memuru statüsüne geçirilerek intibakları yapılacak. Bir de şöyle bir kural düşünülmüş: Türk Dil ve Tarih Kurumlan tüzük ve yönetmeliklerinin «Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yasası'na aykın olmayan kurallarmın uygulanması sürdürülecektir. Eğer bu öneridukl kurallar gerçekten böyle ise ve böylo kanunlaşırsa, Türk Dil ve Tarih Kurumlan ortadan kalkmış olacağı için. onların venı yasaya aykın olsun olmasın bütün e?ki tüzük ve yönetmelikleri de bu kuruıruarla birlikte ortadan kalkar. Çünkü Türk Dil vo Tarih Kurumlan bu yasa önerisi ile özel hukuk alanından çıkarılıp kamu hukuku alanına sokulmakta, kısacası birer resmi daire olmaktadır. Bu durum, öncrinin yukanya geçirdiğim kurallarında olduğu gibi, şu kuralında da açıkça görülüyor: 'Kurulacak olan Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'na şu kuruluşlar bağlanacaktır: 1) Atatürk Araştırma Merkezi, 2) Türk Dil Kurumu, 3) Türk Tarih Kurumu. 4) Atatürk Kültür Merkezi.» Durum bu olunca artık eski tüzük ve yönetmeliklerin hükmü kalır mı? Bu tasarıda Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu'nun görev ve yetkileri, kuruluş kadrolan, parasal kaynakları ayrıntılı olarak düzenlenmiş, Aynca Aîatürk'ün vasiyetnaıncsi ile Türk Dil ve Tarih Kurumları'na sağlanan golır kaynağı bu kurumlarin giderlerini karşılamazsa aradaki fnrkın devlet tarafından ödeneceği belirtilmiş. Bunu okuyunca insanın Gölge ctme başka ihsan istemcnı» dıycsi gclıyor. öneri yasalaşırsi Gazi Mustafa Kernal'e «Atatürk» adını c,ok görenlerin ve Türk vatanını kıırtanp Cumhuriyeti kuran bu büyük insana bir zamanlar doğt^udan ve sonraları dolaylı oiarak dil uzatanlann özlcmlpri gerçekleşecek ve onun ikiz evlat gibi üstlerine tifredigi Dıl ve Tarih Kurumlan Atatürk'ün kurınuş olduğu biçimlpriylp ortadan kalkıp politıkanın emrine girrcektir. O zarr.an da bunlann hangi dogrultuyaycnelecekleri, gelecek iktidara gı'jre doğişecekıir. * * • * • O Reaganizm?.. Başhktaki sö;;cük yanlıştır. Çünkü bir politikanın izm'leşebilmesi için ideolojik içerisinin oluşması gerekir. ABD Başkanı Reagan'ın yaptıgı iş. kapitalist ideolojinin kuralları içinde acımasız bir stratejiyi hem ekonomide hem siyasette yürüıiüğe koymasıdır. «Pax Americana» kapsamında yaşayan bütün ülkeleri ilgilendiren bu sni'iivenin sonu geliyor mu? • S(>n'dan söz açmadan önce başlangıç'tan konuşmak gerekir. Reagan, dini imanı parasal inanç olan bir stratejiyi en katı biçimiyle benimsemişti. Bu politikanın özeti şudur: Devleti tünıüyle büyük sermayenin hiz• nıetine koşnrsın; parababaları çıkış yollarını bulurlar. ParababaJarından alınan vergileri indirir, halka sunulan sosyal hizmetlerin faturasını ödemezsen büyük kapitalistin elinde birikecek sernıaye, yatırıına dönüşiir iş alanları açılır, bunalımın kısır diinsiisii kısa siiredc kırılır. Bu arada dışa ditnük .si.vasettc «serüeşıne» silahlannıaya dönüşiir. Silahlanma drmek savaş cndii.strisinin can lanması demeklir. Bu Rp'isnıe «Amerikan yaşamı» nın hayat danıarlarına kan pompalar. Üstelik sosyalist Moku da silahianma yarısına sokacağından ba.şta Sovyetler olmak iizpre karşı kampta iç bunalımları büyütür. Reaganizm budur. • Dünya büyük bir ekonomik bunahmm sıkıntısını yaşıyor. Adına Frenkce'de «recession» denen ve dilimize ister «durgıınluk» ister «gerileme» diye çevire'oileceğini?, ekonomik olgu Batı'da sürüyor. Bu kısır döngünün ya çöküntü'ye dönüşmesi, ya da kırılması gerekir. Ancak kapitalizmin ağababası Amerika'da bunalımm aşılması gerçekleşmeden bağımlı ekonomilerin soluk alabilmesi kolay dppil. Bağımlı az gelişmiş eknnomilpr bunalıma girdiler mi. otoritcr rejimlerlo cmpkci halk yığınlannı bastırarak dar bog:izı gccmek istcdiklcrinden, çoğu ülkede iç çatışmalar, büyük patlamalar görülüyor; baskı rejimleri kuruluvor. Baskı düzenlerinin kimi yerlerde kunım.snHaşması ve devrimci patlamalarm alt yapısını oluşturmaları; Batı'nm uzağı gören gözlcmcilerini kaygılandırıyor. • * Üniversitelerimiz bu fahrî doktorluğu size bir formalite veya seremoni gereği olarak değil, ülkemizde yillarca süren terör. yani güvensizlik ve '.lukııksuzluk ortamına son vererek, içinde bulunduğumuz koşullara göre kısa sayılacaK bir sürede yeni Anayasa'nın hazırlanması ve Iıalkın büyük çogunluğunca kabul sdilmesinde kuşkusuz en büyük çabayı harcayan devlet büyüğü olmanız dolayısiyle vercı. Siz de bu pâyeyi, herhalde rütbelerinize yeni bir rütbe. ünvanlannıza yeni bir ünvan katmak arzusuyla değil (çünkü buna ihtiyacmız yoktur), Anayasa'ya, yasalara ve özellikle bukukun üstünlüğü ilkesine inandığınız için kabul buyurdunuz ve iki günden beri Fahri Hukuk Dcktoru ünvinını da taşıyorsunuz. Zatı Devîetinize, hem Cumhuriyetimi7.in Başkanı hem de Türk Hukukçular Ailesinin bir üyesi olarak hitap ederken büyük rahatlık duymaklığımın nedoni budur. Yeni Anayasamızm 134. maddesi kamu Bu işin Ataiürk'e bağlılığımızla. ilgili duygusal yönünü bir yana bırakarak bir de hukuksal yönünü ele aialını. Burada önemli iki nokta var: Birincisi, bir dernek veya vakıf. bunları düzenleyen Medeni Kanun'da ve Derr.ekler Kanunu'nda yazıh kapatma sebepleri olmadan, ayn bir yasa ile kamu kesimine aktarılıp eski özel statüsüne son verilerek kapatılabilir mi? Her şeyi yapma.%a gücü olan devletin, ortada hiç bir sebep vokken. bir yasa ile bunu yapabileceği ileri sürülebilir; ama böyle bir yasa, hukukur. temel ilkelerine aykın düşer. Çünkü o zaman her Türk vatandaşı kuracağı demegin veya vakfın her an çıkarılacak bir yasa ile devlete ma] edilebileceği korkusu ve kuçkusu içinde yaşar. Böyle bir tasarruf, abdestsiz namaz kılan Bektaşi'nin, «Ama bcn kıldım oldu demesine benzer. Ülkemizüe hukuk ilkelerini egemen kılmak için hareketo geçenlerin, hukukun üstünlüğü prensibine herkesten çok saygılı olması ^erektiği kanısındayım. Jkinci önemli nokta.' Atatürk'ün vasiyetnamesinin çıkarılacak bir yasa ile bozulup bozulamıyacaŞı kcnusudur. Bu soru yalnız Atatürk için değil her yurttaş için geçeıiidir. Vasiyetnameler ancak yasaya veya ahlaka aykın hükümler içerirse o zaman geçersiz olur ve uygulanmazlar. Atntürk'ün vasiyetnamosinde böyle bir dunım yoktur ve olamaz. Bir yasa çıkarıp. özel hukuk kurallarına uvsun olarak hazırlanmış olan Türk Dil v e Tarih Kurumlan'nı birer resmî daire durumuna koyduktan sonra bunu gerçekleştiren yasada: OKTAY AKBAL On yıl Sonra » Eyüboğlu... YANKI ESKİ APZİHNİYETİ... ve istikrarı getirrocycceğine R<>'"e 19K Anayasası ile getlrilmiş sislemln işlenıesine yardım edecck yöntemler üzcrinde durmak gerekir.» «En kötü kitabı yazan bile yasaklayandan daha saygılı ve daha az zararlıdır insanhga...», «Herhangi bir kitabı oku diyenden korktna, yasak edenden koık», «Okumadığı bir kitabın halka zararh olacagmı söyleycnden daha aşağılık bir insan oHır mu? Olur: Okııduğu bir kitabın halka zararh olacagını söyleyen.» Sabahattiıı Eyüboğlu'nun sözleri bunlar. 13 Ocak 1973'te bu dünyadan kopan Sabahattin Eyüb oglu'nun... On yıl geçip gitmiş i^te! Zamanın oyunu yaman. Göz açıp kapadık, 73'ten 83'e ulaşıverdik. On yılda neler mi oldu? Hiç bir sey! Zaman yeni bir şey getirmedi. Eskileri yineliyoruz. Dön dolaş eski yere geliyoru;?. Bu arada kişiier harcanıyor, kişiier yıpranıyor, şu gcçicl yaşamı kendimize, birbirimize zehir ediyoruz. Sanki bin yıl yaşayacagız. sanki kimimiz hiç ölmeyeeek. sanki en doğ ruyu, en iyiyi bilenler içimizden kimilerü... Sabahattin Eyüboğlu'nun BiHün Yazılan Cem yaymlarında iki cilt halinde çıktı. «Sanat Üzerine Denemelcr ve Eleştiriler» başlıgını taşıyan bu kitaplar 'Süz Sanatları' ve 'Görsel Sanatlar' adlarını taşıyor. Ölümünün onuncu yılında Sabahattin Eyüboğlu'nu yakından tanımak isteyenler bu yazılan okuyarak yitirdiğimiz kişinin değerini, önemini anlayabllirler Eyüboğlu 1971'deki tutuklanmu olayı ile, güvenini. urrıudunu büsbiJUin yitirerek «n verimli olacağı bir çağcla araniızdan ayrılmıştır. Azra Erhaftn düzenlediği bu iki kitnpta yer alan yazılan okurken Eyüboğlu'nun, eleştinneci, denemeci. düşünür niteliklerini bir kez dr.ha görerek üzüntü duydum. Hem Eyüboğlu'nun, hem bizlerin yazgısı adına... Değerlerimize karşı toplumca bu denli aldınşsız, vurdumduymaz. hattâ kıyıcı olmamızın nedenlerini dUşündütn. Eloğlu, bir 'deger' ortaya çıkarmak, onu korumak için tüm çabasını harcar. bizse o 'değer'i zamanından önce kırmaktan, parçalamaktan. yok etmekten hoşlanınz! Bir türlü çaa;ımı?,a avak uyduramayışımızın, 'geri kalnıış' bir toplum olmaktan kurtulamayışımızın baş nedeni bu değil mi? «Oil rlpvrimi, çağdaş bir millet nlıtıa ve halkçı bir dev'et kıırma çabnlarımızın en başarıhsı sayılabilir. Bu devrim bir tlil yerine başka bir dil getirnıiş, ypni bir tlîl yaratınış deSildir, sadece halktan kopnk bir sarayın uydurma ve halka kapalı yazı dilini kitaplıklara bırakıp, halkımızla birlikte yiizyıllardır hor göriilen Türkçeyî yücelterek kitapların, ynsaiarın bilinı ve sanatların tek dili olmasına yol açmıştır.» Eyüboglu'nun 'Diı Devrimimiz t'stüne' yazısını, şu günlerde önemle okumak gerek. TUrkçemlzin 'prerçek bağımsızhk' pavaşı bir takım çevrelerce, kişilerce önlenmek, geriletilmek istendiği sıralarda Eyüboğlu'nun bu yazısmı okuyarak birşeyler öğrenmek, bu tepkilerin anlamını duymak gerek... Eyüboğlu çöyle sürdürüyor: «Din elden gfdiyor diye layikliğe karşı gelenler kadar. dil elden gidiyor diye dil devrimine karşı koyanlar da halkı aldatmakta. bilerek bilmeyerek eski düzenin cıkarcı ve scimiiriicii kalıntilarına hiz nıet Ptmektedirler.» Yine başka bir yazısı. 'Devlet ve Sanat': «Sanatı ve sanatçıyı buyru&una alan ve halkın sanat sevgisini sömiiren devlet adamı, bunu haklı bir dava icin, halklann yararına yapsa bile insan defrildir henim Rözümde. Din du.yşularını sömürmek ten daha az asagılık bir tutum de&ildir bu.» Atatürk döneminde, az çok da tnönü dörıpminde sanat.a, snnatçıya. yaznra. düstintire ve onların yapıtlarına önem. savprı pösterildiğ! sövlenebillr: daha sonrnlci dönfimlerde fiercck sanatcılar, yazarlar nerdfiy^o vönet.lciler'n gözOnde tehlikell kişiier. hattâ düşman sayıldılar. Bu tutum ve alıçkanlık (Arkası 11. Sayfada) Mehmet Ali Kışlalı, 1016 ocak ta rihli Yankı Dergisi'ndeki yazısında «Halkoyunun ezici çoğ^ınlukla onayladı|ı 1982 anayasasının getlrdiği sistemin bcklenrtigi gibi işlemcsi için Cum hurbaşkanı ile aynı istikarr.ette diişünecek bir parlamento çogunluğunun oluşmasının gerektiHni» beürtiyor ve «yoksa» dlyor, «Cumhurbaşkanına M82 anayasası i!e sağlanmış bütün yetkiler KCıiiş çapta kuUamlmaz hale gcleccktir.» Kışlalı «alınan ve aluıacak biittin önIcmlere rağmcn eski CHP ile eski AP' nin devamı olacak en az iki siyasi par tinin ortaya çıkacağını» da iıeri sürüyor ve şöyle diyor: «Bazı çıkar çevrelerinin öncelikle istediklerl 'Her iki partlnin de ılınıltları bir araya gelsin ve çoğunluk sağlayacak bir parti kursunlar' şekllnde ki formül kendi açılanndan çok iyimser bazı kişilerin bekledikleri ncticpyl yaratmasa bile kanınıızca 1982 anayasasının getirdiği sistemin işlemesini sağlamaya yardım edccektir. «Böylece sadece lfiSÎ Anayasası sis temi işletilmiş oimakla kr.lnıayacak, ay rıca yeni tiüzeu içinde büyük şriiçlüklerle haşbaşa kalmış giirünen Türk (icmokratik solu karşısında eski AP'nirı temsil ettiği zihniyet de tam iktidara Reçememi? olacaktır. Bu ortanıda ise MGK yönetimi zihniyeti, hir orıa yol olarak, beş yıl daha iktidarda kalabilccektlr.» Türkiye'nin onümüzdeki beş yıl içinde istikrarlı bir morkez yonetimin e kavuşması için mutlaka merkez par tisinin çoğunluk sağiaması gp.reıanediginî, Cumliurbaşkamnın yanmda olacak bir merkez partisinin meclis içinde Cumhurbaşkanının arzuladığı denKenin sağlanmasmda başrolü oynayabi leceğini de iteri süren Kışlalı yazısmı şöyle sonluyor: «Bütün bunlann gerçekleştirllmesi için Ririşilpcek ve ılemokrasi kuralları içinde lolacak çabaları yadırganıamak gerekir. Türk drmııkratik solu zaten çajîtli nedenlerle şimdi çoğunluk safelayanıaz hale gt'tirilmiştir. Günün ho^ullan altınd'j, eski AP zihriyetlnin egemerı olacağı eski A!' mirascılarınm elmdeki bir iktidar da ülkeye arzulanan hunır TEKCÜMAN KİTLELER KAPATİLAMAZ... Nazlı IUcak 13 ocak gürüU yazısında «siyasi partiler» sorununa değiniyor ve «Bir partiyi kuran yönetici kad rosudur ama kurduran halktır» diyerek ekliyor: «Partiler kapatıhr, lakiıı kitlelt'r kapatıîamaz.» Türkiye'nin çok partili siyasal yaşammdan konuya ilişkin örnekler veren IUcak şöyle cliyor: «Bir partiyi kuran yönetici kadrosudur. ama kurduran halktır. Bugün biraraya geiip yeni bir parlinin lemelini atmaya çalışanlar, bu (jerçegi akıl lanndan lıiçbir zaman çıkarmamalıdır. Halka dayanmayan kıırucular, birer tabela partisi içinde sönmeye mahkîım Partiler kapatılır, lakin kitleler ka patılamaz. Partiler yasaklamr, feshedilir, askıya ahnır ama, düşünceıeri, inançları. fikriyatı yaşamaya dcvam eıler. Şimdi bütün mesele mevcut olan kitleyi, parçalamadan, tek bir parti ça tısı altında toplayabilmektir. Siyasi partiler kanunu çıktıktan sonra politik hayat canlanacak, biıçnk parti kurulacaktır. Halk, partisiııi taıuyabilmek için, jrüvendiği kjııısclerin işaretini beklemelidir.» (lıif. (...) si görüsüın böyle hir parti kurulursa oy alacağım sannuyorum. Aynca referandunıdan sonra seçime katılacak bir merkez partisi düşünmek de yanlış olur. Çünkü Türkiye'de yapılan seçimler göstermiştir ki yüzde 40"lık bir seç men kitlesl bir partiye, yuzde 60'lık bir seçmen kitlesi ise kurulu düzen partisine oy vermiştir. Şunu da belirtmek isterim. Devlet partisi diye bir parti düşünmek de çok sakıncalı. Çün kü bu parti faşist yönetirp'.erde olur. Demokrasi ile vönetilen ülkelerde ise böyle bir parti yoktur.» Aldıkaçtı'nın, «siyasete atılmayı tlü şünüyor nıusunuz?» şeklindeki soruya yanıtı da şöyle: «Evet ama şunu belirtmek isterim. Ben üniversite öğretim RÖrevlisiyim. sme daha var. Emekll oldu2 milyon liraya yakın ikramiye alacağım. Rıı nedenle önce emekliliğinıi bckleyeceffim. Ondan sonra belki. İkramiye miktarını katsayıya göre hessapladını, zaten gazetcler de vcrdi.» Koskoca Amerika, T'aşkan Rp.agan'm kafa tasmın çapma sıjîabilir mi? Bu yüzden tepkiler ve etkiler baçladı. Sovyetler'de Brejnev'in yerine goçen Andropov, elverişli hir zamanlama içinde birbiri ardma «barış saldırıları»nı üsteliyor. Kuzey, orta ve giiney Anıerikn'larıia olanbıtenlerin toplamı Va.şinsrton hesabına ohıtnlu bir tablo oluşturmuyor, Orta Amerika'nın küçük ülkelerinde gerillacı yöntemler durdurulamıyor: Meksika petrol kuyularının zenginliğinde boğuldu; Latin Amerika'smdaki askeri rejimlerin çıkmazları Arjantin'i Falkland serüvenine dek sürükledi. Ortadoğu'dakl Amerika iss kendisine Basra Körfezi' ne yönelik «Çevik Giiçler» için üsler hazırlamaktadır. Demek ki Basra Körfezi'ndeki pptrol nıonarşileri zorbalıkla ayakta durabilecek komıma düşmüşler. Batı Avrupa ise daha başlangıçtan beri Reaganizm'e karşı ürkek ve kaygılıdır. Çünkü bu ülkeler hem uluslararası ekonomik bunalımda Sov yetler ve Üçiincü Dünya ilo işbirüği yapmnk istiyorlar; hem de Avrupa ülkclerindeki sosyal demokrasi, Reaganizm'in uygulanmasına olanak vermiyor, • Pekl. Reaganizm'in dibi göründü mü? Yanıt vermek için erken olsa bile çok işaretler belirdiğini söyliyeblliri?,. Amerika'da gerçekleşecek bir tutum değişimi ise Amerika'ya ardmı dayamış çogu üikenin yönetirninde etkisini gösterecektir. MHiLIYET AYAĞINIZIDENKATINMehmet Barlas, 13 ocak pünlil yazısmda «politikanın zorlaştığından» söz ediyor ve «poütikaya atılacakların» dikkatini çekiyor. Barlas «eski rahat yıllar»ın çok ge ride kaldıgını da belirtiyor ve «Politikacılık da. eazetecilik de, îşadamlığı veya bankacılık gibi zorlaşmıştır» dedikten sonra şöyîe ekiiyor: «Eskiden partiler kavga eder, işadanıları Iç piyasaya satar, vatandaş devlet ve toplumdaki gelirgider denge sine pek aldırmazdı. «Ama, yollar, barajlar, köprOIer de yapılırdı. Söylemek istediğimiz şudur: Politikacı adayları, yeni şartları bllmelidir. Eğer çözüm formülleri varsa, hıınlan geliştirip politikaya girmelidir. «Çünkü devletin yfinetiml ve toplunıun isteklerini tatmin zorlaşmıştır. Başarısızlığın müeyyidesi ise, artık seçim kaybetmekten öteye. ağırlaşıyor. Diinkü kadrolar, 510 vıllık politika yasakları ile hir bedel ödedller. Toplumun yitirdiği zamanın daha büyük nlduğıuıu umıtmayalım. «Politika yapmak çok zorlaşmaktadır.» Sahibi:Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ CenelYayın Müdürü Müessese Müdürü Yazı İşleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKL1GİL OKAY GÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇ1N BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN • • Yazı Işleri Müdür Yarclımcısı HaberMerkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni^ TEMSİlJCfeER • GÜNÂYDÎN ' " ÖNCE İKRAMİYE SONRA SİYASET... Teoman Erol'un, 13 ocak günlü gazete'de Anayasa Komisyonu Başkanı Orhan Aldıkaçtı ile bir söyleşisi yayınlandı. Aldıkaçtı bu söyleşido, siyasi partiler konusundaki görüşlerinl aç;klıyordu. Aldıkaçtı'nın «Son zamanlarda kurtılması düşünülcıı bir merkez partisiüden söz etliliyor. Böyle bir par ti kurulsa satısı ne olur?» şeklindeki sonıya yanıtı aynen şöyle: «Bana şahsen bu konuda söylcnen kesin bir şey yok. Sayın Başbakan da bu konuda hir görüş beyan etmedi. Soylentiler bana da geliyor. Ama şah • ANKARA. : • (ZMİR : • ADANA : SERVİS ŞEFLERİ htanbul Haberleri: Selahattin CÜLER Dış Hahcrîrr : Ergun BALCI Ikoıuımı: Osm.in liLAC.AY Nı;rt Haberleri. B.ırbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ 1 Magazin : Yalçın PEKSEN Dü/eStnu : Konıır ERTOP Araştırma. ŞahinALPAV BUROLAR KonurSokak NO. 24/4 Yenişehir ANKARA Tel: 17 58 25 17 58 66 İdare: 18 32 35 H a l i l Z i y a B u l v a r ı N o : 6 5 / 3 İZMİR Tel: 25 47 0913 12 30 Tel: 14 55019 731 Basan ve Yayan: Atatürk C a d d e s i . T . H . K Işhanı Kat 2 / 1 3 A D A N A THE TIMES RQSTOW'UN İSTÎFASI îngiltere'de yayınianan The Times Oazetesi, Amerikan silahsızlanma v e Silahların Kon'rolu Dairesi Başkanı Eu.çene Ros;.ow'un istifası tızerine yaptığı yorumda böyle degişikliklcrin silahsızlanma görüşmelerini vavaşlatacağmı belirtiyor. Yazının özeti şöyle: «Başkan Reagan. nükleer sllahsızlanma konusunda voğun görüşmelerp sahne olması beklenen yeni yıla tuhaf bir havada başladi. r.örüşıneleri yürü> ten adamımn Istifasını istedi. Bu tür değişiklikier genellikle eöriisme sürecini yavaşlatır. Sovyetler yeni a(a;!r;ii başkana alışan3 kadar dikkatli davranacaklardır. Ancak Avrupa'nm bu değişiklik nedeniyle telaşa kapılmasına neden yoktur. Rostow'un ve Viyana görüşmelerini siirdüren Rfchard Starr'ın gö revden almmaları güverclnlerin katledilmesi anlamma gelmemektedir. Rostow diş politikada oldukça scrt tutum talanan biri olarak tanınır. Ancak ne Beyaz Saray ne de Dışişleriyle iyi llişkiler kurmamıştır.» FRANKFURTER ALLGEMEİNE ANDROPOV'UN ÖNERİLERİ «Frankfurter Allgemeine» Sovyet 1 1 deri Andropov'un karşılıklı ftize indirimi konusundaki önerilerini kuşkuyla karşılıyor. önerileri" eski hamam eski tas oldupıınu sa'/unan muhafazakâr gazetedeki yazı özetle şöyle: «Avrupa'nın güvenliğindeki eksiklik, Sovyetlerin bazı füzeleri hurdaya çıkantıasıyia giderilmiş olmaz. Gerçi pazarhk stratejisl açısından Sovyetle rin füzelerinl azaltmayî yanaşmaya hazır olup olmadıgını öğrenmek yararlı Mizelprin hurdaya çıkarıldığim görmek gerektigmden denetim ilkesi de işin içine girer. İşîn en açık vönü, yeni önerilprinin bayat önerilerin tazelenmesi oldıığudur. Yeni önerllerle Sovyetler, İncilizlprin ve Fransızlann elinde bulunan füzelerle. Snvyetlerin Avrupa'daki topraklannda bulunan orta meıızill! füzelerin sayısını eşitiemevi düşünüyorlar. SS20'Ierin menzili ve hareketliliği gözönüne alınırsa bı: bir tavlz sayılmaz. Fransız ve tngiliz füzeleri ile Sovyet ve Amerikan fuzeleri teknik nitelikleriyle eşit olsaydı hüe bımlar siyasi olarak çok farklı: Yainız So^et füzeleri Avrupa'yı tehrilt edrbilir ve yalnız Amerlkan füzeleri bunlar» karşı denge oluşturabilir. Işte Sovyetler de bu nedenie sürekli ypni önerilerle Batı Avrupaiılan Amerika'dan uzaklaştırmaya çalışıyor.» CUMHURİYET Matbaacılık ve Gazeteciük T.A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41, CağaloğluİSTANEUL P.K.: 246 Istanbu!, Tel: 20 97 03 (5hatl İMSAK 6.40 ... . GÜNEŞ 8.22 • 16 OCAK 11)83 ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI 13.23 15.50 18.05 19.41 DİŞ TABSBİ NTUZUN1 Levent, Güvercin Duragı. (jiizetccıiHi Yapı Kooperatifi C/3 Blok, D. 7 Saat: 9 13 Tel ; 64 57 25 Randevu almması rica olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle