Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhunyet 2 önlümüzce yabancı sermayenln gelmeciiğinden yakmıldığı şu dönemde bu sermayenin anatomisini açık seçik olarak sergilemekte varar vardır. O, Çokuluslu Şirket (ÇUŞ) /a da banka (ÇUB) şeklin. öc bir ülkeye giar. Bunun. yapısı itibariyls her zaman için bir ma'î, ekonomik ve sosyaj ihtilâf kavnagı olduğu ve karşîtlıklann, hükümet oolitikalarının esnekliği sayesindo alttan isleyen yara gi'oi bir görünürde denge halinde sürüp gittiği unutulmayacflktır. , Gerçektcn devlet ÇUŞ ilişkileri her şeyden önce toplum amaçlarıyla kapitalist hedefler arasındaki klasik aykırılık ilişkileridir. Oysa başlarda hedefler aynı imiş jsribi görünür; çoAunlukla dış pazarlann kapışılması komısunda çıkar aykınhkları kendilerinj gcVerır. Son günlerde Fransız parfüm ve «ozmctik firması ünlü Lanccme'ın Türinye'de patent anlaşması yaptığı firmanm dış oazürları ele geçirmesindon ürkerek ul'islarorası diizeyde aleyhte propagandaya Kalkısması gibi... • *• Ülkemizde Dugiiıı köşebaşmı tutmuş şirket.ler. öbürleri gibi, işe önce doğruca ticaret, şirketi olarak başlamışlardı. Singer, Standard Oil, Gerıeraı Electric, National Cash Register, Intjrnational Harvester, McCoiTnick. Kodak buiîJarriandı. Sonra da Avrııpa'lılannkiler Anıerikalıları izlemişti: Unilever. Fhilips. Inıperial Chemicals, Bayer, Merck... Çıkan yüzyıhn ortalannda ülkemize gelmiş olan Fransız tarihçisi Ubicini, Türklerin imaiât işlorinder» vaz geçip halılar, maroken deriler... oyerler yapmalı deyip buradaki madenicrin önemini ısrarla vurguluyor. Ama flenault çıktı, eyerin mertliği bozuldu!... Bankacılık sistemimiz. yabancı sermayeli çirketlere büyük bir finansman kaynağı oluşturmaktadır. Eöylece bu şirketlerin yatınm risklcri azalmakta, herhangi bir olumsuz durumda y&bancı şirketler dış kaynaklara değil, ytrli kredi kurumlanna borçlu kalmayı /egienıektedirler. Kaldı kî bu şirketlerin Türkiyı'de en büyük ortaklan geneüikle bank&lanrnızdır. 3977 sonu itibariyle, T. îş Bankası 14. Akbank 3, Yapı ve Kredi Bankaöi 1.2, T. Ticaret Bankası 4 Ve Garanti Banküâi da. 4 yabancı sermayeli kuruluşa ortak bu'nnmaktadırlar. **• ÇUŞ'leri ülksm'ze çeken etmenlerden biri de bunlar içın çıkanImış özel yasa ve teşvik tedbirleri va özellikle ithalatı ikaTneye yönelik politikadır. Türkiye'ye. çeşıtli ncdenlerle. ihracat olanağını bulamayanlar kaleyi içerden ^thetme yolunu burada OLAYLAR VE GÖRÜŞLER mat edilmemelifitr. Çünkü bu şirketler, dışardaki kazançlavını doğruca «kâr» adı altmda muhasebeluştirip bu adla anavatana aktarmak zorundd depillerdir. Çok daha az vergi ödemek, verli kamuoyunun gözüne batmamak için gerçek büyük karı gizlemek üzere ellerinde olanyklar vardır: ÇUŞ'ler, dıs kazançlarınin bir kısmmi royalty. teknik yardım ve .^ervisi ücretlsri vs. gibi gelirler adı altında açıklavıp aktarabilirler; firma içi borçlirla ilgili faiz ödemeleri adı altında d;ş kazançlann merkeze veya kardeş birimlere aktarılması olasılığı vardır; ÇUŞ'ler, kendi merkczlerinden ya da karde<j biıimlerinden ithal ettikleri hammaddeleri aşırı fiya'.layarak bir ülkede yaratılan kârları başka bölgelere. özellikle vergi cenneti denilen lilkoıere, kaydırabilirler; bu şirketler. kazançiannın önemli bir kısmını yıpranma fonlırı adı altında ma'iyet. unsurtı olarak göste'mekte. sonra bu fonlan yeni yatırımlarda kullanmaktadırlar. Gerçek kârlar böylece Maliye ve kamuoyunun gö/ünden kaçırıl'tıış olmaktariır. Bu itibar!a bazı yabancı '>irkef yetkililerinin Türkiye'deki düşük kâıiardan utandıklan yo» lundaki sö;.pleri 'vulak ardı edilmelidir. •*• Aktarılan teknoıoji de, gelişmekte olan ülkeler için, çok tartışma kaldırabilen bir konudur. Çoğu, öklid geometrisini yeni baştan öğretmeye kaikıyor... Oysa ki ne ayçiçeginden yag: cıkarmak, ne sabun, çukulata yapmak. ne motor gövdesi dökmek için kimsenin yardımma gerek vardır. Ayrıca ne ölçüde yerol koşullara uygun teknolojiler geliştirilmiş, işgücü eğitilmiş, prodüktivite artırılmıştır soruları da ortadadır, Bir yeni teknolojiyi, ÇUŞ'leri hiç karıştırmadan doğruca patın almak çoğu kez daha ucuz olmaz ını? Türlü aykınlıkîunn, ÇUŞ'lerin yerleştikleri ülkenin «gelişmiş», ya da «gelişroekte olan ülke olmasına göre bazı temel farklar arzetmeleri tie doğaldır. Bu nokta son derece önomli olup bir «gelişmiş sanayici» ülkedeki uygulama ve sonuçlara bakarak bundan gelişmekte olan» Türkiye'miz için varsayımda bulunmak çok yanlış olur. Bu itibarla yabancı &fcrnıaye yanhlarının bu konuiarda gelişmiş ülkeleri örnek olarak gösterme teranalsrini teyakkuzla dinlemek gerekir. Bir makale çerçevesine sığdırabilmek için çok özetlemek zcrunda kaldığım bütün verilerden elle tutulur bir sonuç çıkarmak için fazlaca düçünmeye gerek ka.lmıyor: kalkmmak için yabancı sermayeden rnedet ummak, çıkar yol değil! Kalkmmak için kcndi gücümüz yefer de artar bıle. 13 OCAK 1983 S Yabancı Sermaye Bizim imalaftan, yani sanayilesmekten vazgeçip, halılar, maroken deriler, eyerler... yapmamız gerek tiğini ilk kez geçen yüzyılın ortalannda Fransız tarihçisi Ubicini söylemişti. Hâlâ aynı görüşte Batı. Ve biz dc yabancı sermayeden hâlâ medet umuyoruz! Cumhuriyet Sahlbi:CumhurLyetMatbaacı!ıkveGazetec!!!k T.A.Ş.adına NADİRNADİ Genel Yayın MüdDrü MüesseseMüdürii Yazı işleri Miidürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAK11GİL OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR Burhan OĞUZ montaf yaparak foıılmaktadırlar. Bu sözde sanayi. büyük ölçuos dışa bagımlı oldugundan ÇUŞ istediği dışsatımın alâsını gerçekleştirmektedir. Bunu DPT 1971 programı açıkca tesiim edivor «... Bu politika it.'ıal gereksinmelerini devam'ı olarak artırnıış ve tasarruf hedeflpnylg tutarlı olmayan bir üretim yapıs: jriaya çıkmıştır» (S. 52). Buna en çarpıcı örnek ofomotiv sanayiinden vcrilebilir. oö/da yorii olarak sağ'.anan lastik. elektrik uonammı, boya. akü... gibi öğeler aslında büyük ölçüde dişalıma riayanmaktadır. Las'ikte bu, % 70 gibi bir bağımhhk ifade «n.mekledir!... Hazır tüketim roalı pazarlannın başında da ilaç konıijrj gehr. GeJeneksel otlar, zamanla yerini «müstahza.r»lara bırekmıştı ve bunurı ülkemizde bir millî sanayiin nüvesi kurulmuştu. Nc var ki 195060 döneminin dış güçl^re oğırhk veren politikası bunu baltalamış ve bu açık pazarı ÇUŞ'lere açmıştı. ÇUŞ'ler Komisyonu'nun ilaç sanayii üzerinde 1979'da yayınladığı raporu, bugün ilaç endüstrisi işverenlerinin iddialannı kökünden çürütecek mahiyette ilginç verileri içermektedir. «... Üîkenin amaçlanyla ÇUŞ'lerinkiler her zaman intibak etmeyebilir ve hatta çelişebilir... îlaç sanayiinde hükümet müdahalesi süre.di artmıştır. Örneğin ABD'inde... 1950'larda ilaç endüstrisinde iki temel değişme vaki olııyor. îlki. yeniliklerin azalma eğilimi, öbürü 1940. 1950 ve 1960'Iarm başlarında geliştirilmiş olan ya.ygm üâçlann pa f ent sürelerinin dolmasıdır..» ••• Bu yabancı şirketlerin düşük kardan yakınmalari, yüks«?k tutuian hammadde fiyatlarını örtmek için olup şirketler «kâr» yerine lisans ücretlennin transferlerini yeğlemektedirler. öncğın. Merkez Bankası kayıtlarına göre 6,4 milyon TL sermayeli bir ilaç şirketi, 1955 • 6H yıllan arasmda lisans ücreti olarak 10 4 milyon TL. transfer etmiştir. Yine 1975 vılı sonu itibariyle ekonomimizde bulunan pfirol şirkctlerinin sermaye mikfarı 1,8 milyar TL. 1977 yıhna kaoplumların yaşamında «yıldızm parladığı» zamanlar oı duğu gibi, «yıldızın kararclığı» zamanlar da vardır. Ttirk toplumu 19781980 arasında hiç kuşkusuz «yıldızın karardığı» bir aonem geçirdi. Unutamadığımız acıları yaşadık, daya rulamaz güçlüklere katlandık. O günlerde bizi diri tutan, Hali de Edip'in Sultanahmet mitingi'nde söyledigi «Gecenln en ka ranlık saatierfnin ıriin doğurauna en yakın saatler» olduğu konusundaki inancımızdı. 12 Ej'lü] tilkemizi esigine RBllnmiş, belki de baslamış olan bir iç savaştan çelcip çıkardı. Beklenirdi ki; ulkeyi 12 Eylül'e getiren nedenler daha da iyi ta nılansın (teşhis edilsin) ve önlemler buna göre alınsın, geleceğe yönelik yasal düzenlemeler bunlara göre yapılsm. Ama yazık ki; terörün nedenJerl, ekonomik diizen, yüksek öğrenimin durumu gibi önemli konu larda bazı tanım hataları yapıldı ve yapılıyor. Biz de elestiri ve uyarılarda buiunarak görev yapmak istiyoruz. Bu yazı çerçevesinde elbette 12 Eylül sonrasındaki düzenleînelerin eleştirisini yapacak degiliz. Ancak şu anda siyasal takvimimizin gündeminde olan ve siyasal ya şanumızın yakon gelecegini çok önemli ölçüde belirleyecek olan Siyasal Partiler Yasası üzerindeki görüşlerimizt açıklamalc istiyoruz. Her ne kadar bunu bizden pek isteyen yoksa da: «Durıır ahkâmı nusret ittlhâd1 kalbî millette Çıkar âsârı râhmet lhtilâfl re'yi ümmetten» diyen Namık Kemal'ferin heyecanıyla yaşayan bilim adamı için, görüşlerini açıklamak bir görev değil, zorunluluk oluyor. dar yapılan kâr. Msans ve sermaye transferi 2.5 milyar TL, ya varmıştır. *•* ÇUŞ'lerin bir ülkeye yeıieşme yollarından biri de o ükede mevcut firmaları satınalmaktır. Gnçen vılırı son ayına ait bir haber: «2698 Türk işçisinin paralanyla kıırulan ve beş yıl .^arantilı akü üretmeyi planlayan. ancak yıllardan beri çalışmalarını bir türlü başlatamayan (?!...) Ege Otomotiv Sanayii, bir Amuikan firması tarafmdan 25 milyar liraya satm alındı». Şimdi, aynı doğrultuda olmak Ü7ere, çok önemli gibi gorünen iki koşut haberi yanyana verelim. tlki ülkemizden: Bitlis'te kurulması tasarlanan Türkiye'nın ilk özel sigara fabrikasına, uretilecek sigaralara '"" 10 oranjnda yabancı tütün kanştırılması durumunda ve sadect dışsatıma yönelik ürptimde bulunjna koşulu ile izin verılecegı bildirildi». Meğer kurucu özel sektör yetkilileri önce içto, sonra dışta satış» üzerinde ısrar etmişlermış (ÇUŞ'lerin bir yabancı ülkeüeki genel f.utumlanna benzer şekilde...). Tekel bunu şimdilik reddetmiş. Şimdilik» diyorum, zıra Tekeı yetkilileri «... Böyle bir girişime izin verilmesinin ancak yasa değişikliğıyle gerçekleşebileceğini» söylemişler... Bu kez gözümüzü Belçika'ya çevirip geçcn yılın kasım tıaşlarma ait Financial Times'in bir haberine kulak verelim: «Amejikan tütün, gemicilik ve enerji konserni R. J. Reynolds. ...Belçıka'nın en eski tütün imalatçısı Gosset firmasının çoğunluk hisseierini satınaldı... Reynolds, 15 yıldanberi sigaralarım ^aiçika'da Gosset kanalıyla pazarlamaktaydı ve bu kez bu üîkede filtreli Camel marKa sigaralarının ulaştığı büyük başan somcu bu firmayı devralma olanagmı sağladı..., Şimdi insan merak ediyor. îster misiniz Reynolds. Bruxellos'den Bitlis'e sıçrayıv«rsir.?... Hele yukarda sözü geçen yasa değişecek olıırsa?... Bir yinelcmude yaı ar var: ÇUŞ'lerin resnıen ilân etfikieri kâr rakamlanna iti • Yazı Ijleri Müdür Yardımcısı HaberMerkezi Müdürö Mizanpaj Yönetmeni TEMSkdLER • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : sntvls şenuml • YAIÇIN DOÖANf HİKMETÇETİNKAYA MEHMET MERCAN * Istanbı;! Haberleri rSelahattin GÖIERDif Haberier » Ergun BAICI Ekonomi: O«man ULAGAYYtırt Haberleri: Barbaro» GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ •Magazin : Yalçm PEKSEN Düzehme: Konur ERTOP Araştırm»'. ŞahinALPAY »üfKHAR KonurSokak Na.24/4Y«»»»«h!rANKARJ| T«l: 17 58 25 17 58 66 İdare: 18 33 35 Hallt Ziya Bulvan No: 65;3 İZMİR Ttl:25 47 09131230 AlatUrk C.dd.tl, T.H.K Ifhanı K i l t / 1 l T«l: 1459019 731 Bscan v» Yayan: CUMHURİYET Ma»baaeıtı1cv»1G«(W«el!lkT.A.Ş. TÖrkoc»âı C»d. 39/41, Cağaloğlu İSTANBUL P.K.: 246 Utanbut, T«l: 20 97 03 (5hat) r . İMSAK 6.40 GÜNEŞ 8.23 13 O C A K 19g3 ÖĞLE 13.22 IKİNDÎ 15.47 AKŞAM 18.02 YATSI 19.38 Î OKTAY AKBAL HİUR Âtatürk'ün • • Izinde Isek.. Siyasal Partiler •• Yasası Uzerioe Siyasal partiler gençlik kolları kurarak, Pfençlcri yasaî siyasa yapma içine çekebilmclidir. Bucak ve ocak örgütü de bu nedenle gereklidir. Devletin para yardırnı, ciddi bir denetimle birlikte yapılmalı. Atatürk'ü seviyor muyuz? Âtatürk'ün yaptıklannı beğeniyor muyuz? Atatürkün izinden gidiyor muyuz? Âtatürk'ün kurduğu yapıtlan korumak. geliştirmek istiyor muyuz? Kısacası, Atatürk'e önem, değer veriyor muyuz? • > önce bu sorulann yarutlanınası gerek... Kimse bunlara hayır' diyemez. Derse, nedenlerini de açıklamak zorundadır. öyleyse, Âtatürk'ün kurduklarını. yarattıklannı, başlattığı işleri sürdürmek, eksiklerini tamamlamak, çağın gerekierine yakıştırmaJc zorundayız. Atatürk, Dil Devrimi'ne öüyük önem veriyordu. Burası kesin mi kesin... Işte ı937 yılında TBMM açış söylevinde söyledikleri: «T. Dil Kurumu en güzel ve feyizli bir iş olarak türlü ilimlere ait terimleri tespit etmiş ve bu sureüe dilimiz yabancı dillerin tesirinden kurtulma yolunda esasiı adımını atmıştır».. Atatürk ,iki büyük kuruluş.u hastalığı sırasında bile unutmamış. ölümünden bir İKİ ay önce tüm parasını kurucusu olduğu Türk Tarıh ve Türk Dil Kurumu'na bırakmıştır. Her yurttaşın "asiyeti kutsaldır. Her yurttaşm vasiyeti saygıya değerdir. Demokratik bir düzende. hukukun üstünlüğüne inanılan bir toplumda hiç bir yurttaşın vasiyeti bozulamaz, o vasiyeti bozacak. ortadan kaldıracak hiç bir yasa, hiç bir makam bulunamaz. Böyle bir şev düşünülemez bile..; Üstelik, söz konusu vasiyet, Türkiye'nin kurucusu, Ulusumuzun kurtancısı Mustafa Kemal Âtatürk'ün el yazısıyle bıraktığı bir belge ıse... Atatürk'ün vasiyetine de uymayacaksak, o zaman söylenecek söz kalmaz!... Yeni Anayasa'mızda bir «Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulu» yer almıştır. Aym maddede Türk Tarih ve Türk Dil Kurumları'na Atatürk vasiyetinden sağlanan gelirin ödeneceği de yazılmıştır. Akla gelen. bu iki Atatürk Kurumu'nun yeni bir örgüt içinde bir araya geleceâidır. Bu 'bir araya gelme' bir yasayla gerçekleşecektir. Ama bu yasayı kim ve ne zaman hazırlayacfiktır? Dcıntşma Meclisi'nde mi. yoksa seçimle gelecek bir Millet Meclisi'nde mi? Orası belli değildir. En yakısanı, Türk Dil ve Tarih Kurumlarfnın Atatürk vasıyetme uygun olarak şu andaki dunjmlarım korumalandir. Böylesinin daha doğru olacyğı ortadadır. Atatürk vasiyeti bozulmamış olacak. Anayasanın öngördüğü 'Yüksek Kurul' dışında, Türk Dil ve Tarih Kurumlan elli yıldir başardıklan çahşmalan aym devrimci ve büimsel yöntemle sürdüreceklerdir. Kimse Anayasa buyruğu olan 'Ydksek Kurul'un oluşmasını önleyemez. Ama hiç kknse de Atatürk tarafından kurulan. Âtatürk'ün bırakt'p gelirle yaşamını sürdüren Türk Dil ve Tarih Kurumlan'nı da ortadan kaldıramaz. Varsın bir Yüksek Kurul' Anayasa emri diye ortaya çıkanlsın, ona kimsenin bir diyeceği olamaz. Böyle bir Kurul yarar mı sağlar, zararlı mı olur, orasını gelecek Kfsterir. O Kurul'a atanacak kişilerin kimier olacağına bağhdır bu biraz da... Ama Türk Dil v e Tarih Kurumlan ile bu Yüksek Kurul'un ne ilgisi olabiür? Yanm yüzyılda ortaya koydukları başarılı yapıtlar. tarih ve dil alanlannda ulaşılan aşamalar bu 'ki Kurum'un değerini, önemini ulus ve dünya ölçıısünde yeterince kanıtlamıştır. Evet. bir takını 'kişi'ler var, bir takım "çevre'ler var, Atatürk Kurumlan'nı r.rt.adan kaldırmak için birtakım dergilerde. gazetelerde yıllardır yirtınıyorlar. Böylelerı, Atatürkçü kaınuoyunca bilinmektedir. tanınmaktadır. Zaman zaman bu çevrelerin ve kişilerin etkin duruma geldikleri de farkedilmektedir. Bizler yıllardır Atatürkçülük savaşı vermekteyiz. Atatürk devriminın en kalıcı en etkili iki kuruluşu olan Türk Dü ve Türk Tarih KuıumJarı'nın ortadan kaldırılmaması için dilimizin döndüğünce gerçekleri anlatmaya. işin içindeki 'iş'leri belirtmeye çalışıyo ruz. Tarih. büyük bir tanıktır. Bugün geçer. yann gelir. daha, daha sonrası da vardır Atatürk'ün anısına bağlıysak, Atatürk'ü gerçekten benimsiyorsak, seviyorsak, sayıynrsak Atatürk'ün eliyle kurduğu, yapılan yıkmaktan kaçınmalıyız. Tarih karşısmda, Atatürkçü kuşaklar önünde bir kez daha seslenıyorum: Böyle bir eylemın tarih karşısmda taşıdıği sorumkıluk yükü büyüktür. ağırdır, ezicidir. Bunu hiç unutmnvnlım... Prof. Dr. Toktamış ATEŞl.Ü. Iktisat Fakültesi Uluslararası llişkller Bölümü getirebilecegi örgtitlenme, yasal olarak düzenlenmelidir. Yani siyasal partilere köy ve mahallelere kadar örgütlenme, bucak. ve ocak örgütü kurma olanağı verilmelidir. Böyle bir örgütlen menin getirebilecegi tek satanca «cepheleşme eğillml» olabllir. Ancak unutmamak gereklr ki, ülkemizde cephelesmenin en yoğun olduğu dönem. T>artilerin ocakbucak örgütlerinin btılunmadı.Şı dönemdi. Demek ki cep heiesme, başka nedenierden kaynaklanmaktadır. Ayrıca «demokrasi», ya da «demokratik yaşam», salt seçimden seçime «oy vermek» da değildir. He'e az gelişmiş üiItelerde siyasal partilerin çok önemli bir işlevi «siyasal eğitim»dir ki. bu da en iyi bir oi cimde ocakbucak örgütlerinde yapılır. Gençlerimizin «politize» olduklannı kabul etmek zorunda İLAN ETİBANK MAHDUT MES'ULİYETLİ KIRKA BORAKS İŞLETMESİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜOÜNDEN yız. «Gençler siyasayla uğraşmasm» demekle, gençleri siyasadan uzaklasfcıtmak mümkün değildir. Hele «Atatürkçü» bir gençlik istıyorsak. O Mustafa Kemal değil miriir 1897'de henüz 16 yaşındayken Manastır Askeri İdadisinde Namılt Kemal'in şiirlerini » • • •• • • • • • • • • • • • • • • • • •••»•••••••••••••••• pizlice çoğaltıp dağıtan? O • • Mustafa Kemal değil midir 1903'te, 22 yaşında genç bir teg nıenken Jlarp Akademisinde • yönetime karşı el yazması giz li gazete çıkaran ve dağıtan ve Tarabya Sitesi sâkinleri olarak İstanbul Beleyakalandığı zaman okul kudiyesl Î.E.T.T. Genel Müdürlügü'ne yaptığımız Tamandanı Ali Rıza Paşa'nın da rabya Yokuşuna bir durak konulmasma ilişkin synı görüşleri paylaşmasj nebaşvurumuz olumlu sonuca ulaşmıştır. Tüm t.E.T.T. dsniyle kurtulan? O Mustafa • personellne teşekkürü borç biliriz. Kemal değil midir 1994'te 23 yaşmda bir kurmay yüzbaşıyTarabya Sitesi 11. 12. Bloklar ken padişaha karşı örgüt kur • adına Yönetici ma suçuyJa tutuklanan ve Har • Av. Bülent Zeytinbaş biye'de uzun süre hapis yattıktan sonra, gene Ali Rıza •••••••••••••••••••••••••»•••••••••••^••4 Faşa sayesinde kurtarılan? O Mustafa Kemal değil midir, daha sonra İttihat ve Terakki Camiyetiyle birleşecek olan İMZA GÜNÜ ftVatan ve HUrriyet» Cemiyetiııi 19O5'te Sııriye'de kuran ve gizlice Selanik'e kaçarak Rumeli'da de örgütleyen? (2) Ve biz gençlere hem «Atatürkçü ol» diyeceğiz, hem de sfyasetle ilgilenmemelerini bekBugün saat 16 19 arasmda Akademi Kitabevi'nliyeceğiz. Mümkün müdür bu'.1 de. Simavi Vakfı Ödülü'nü kazanan «Türkiye HalBunu hangi mantık kabul edekınm Kültür Kökenleri» adh 2 ciltlik yapıtını, okurbilir? lanna imzalayacak. O halde yapılması gereken, gençleri yasaî siyasal çerçeve içine çekmek ve partilere genç lik kolları kurdurtmaktır. Bu yapılmadığı zaman; ya partiler, denetilmesi çok zor olan Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu yan kuruiuşlar oiusturmaktadırlar, ya da olabileceklerin İstanbul Süt ve Mamuüeri Sanayii en kötüsü olmakta, «sokaic» prim yapmaktadır. TEŞEKKUR BURHAN OGUZ Müessesesi Müdürlüğünden Öbür Konular Partilere ciddl bir biçimde devlet yardımı yapılmalıdır ve bu yardımın kullamlış biçimi de dikkatle denetlenmelirlir. Devletin parası yoktur; var olan para ulusun parasıtiır. Ve siyasal partilerin ulusa hizmet için kurulduğundan kuşku dujiilmamalıdır. Gereksinmesl kaçınılmaz olarak duyulacak para, partilere devlet (yani ulus) tarafından verilmezse, partiler ister isteş IIÎSZ «parayı verene» hizmet edeceklerdir. Eğer «suiistimal» cien endise ediliyorsa, îyi bir rtenetimle bu da engellenebilir. Siyasal partilerin genel merkezleri güçlü kılmmalı ve parti başkanlığı için bir süre İtısıt lanması getirilmemelidir. Bövle bir sınırlnma hiç bir uygar ülkede yoktur. Adaylann belirlenmesi konusund:ı da, tüm parti üyeleri ön seçime katılabilmelidir. Bu Itısi yazıyla Siyasal Partiler Yasasıyla' ilgili temel ba7.1 görüşlerimizi sergiledik. Umanz ki bu vazdıklarımızın bir etkisi olur. (1) Cazi Mustafa Kemal Atatürk; 'Söylev* Kısaltarah Basıma. Hazırlayan, Ord. Prof. Dr. H.V. Velidedeoğlu Çağdaş Yay., İstanbul 1978, s. 419. (2) M. Kemal lS06'da Selanik'te Askeri Rüştiye Oğretmenlerinden Hakkı Baha'nm evindeki toplantıda şöyle diyordu: •Kahhar bir istibdada harşı ancak ihtilal ile cevap vermek ve köhnemiş olan idareyi yıfenak. milleti hakim kıU mak, hülasa vatanı kurtarmah için sizleri vazifeye davet ediyorum.*. 'Atatürk'ün Söylev ve DemeçlerU TİT Ens. Yay. ı, Ankara 1959. », l . Türk Toplumunun Bazı Özellikleri Türk toplumu «aşın politize» bir topluradur. Belki benzer geçiş sürecindekı toplumları ıçın yabancı bir olsudur ama, hiQ de kötü bir şey değildir. Bizlm paylaştıgımus bir gö rüşe göıe Türk toplumunda «Devlet kuı'ma geieneği» oiduğu söylenir. Gerçekten yüzyıllar boyunca tarklı yerlerde çot sayıda (en azmdan on altı) dev let kurmuştur bu halk. Bu durumda devlet kurma geleneği olan bir ulusun; devletı yönetme, yönlendirme konvısuna aşırı ilgı duynıası kaclar olagan bir şey oıabilir raı? Bu bal«nıdan bu ilgıyı yasal çerceve için de düzenîenıek gereknıez mı? Türk gençliği «asırı polı'ize» bir gençliktır. Dünya üzerinde Atatürk dışında hic bir devlet kurucusu, kurduğu devleti koru ma ve savunma goreyini kavram o'arîk «eençüge» vermemış ve bunu «varlıgının ve gele ceğinin tek temali» olarak dağerlendirmemıs'ir. Bursa Nutku'nu bir vana bırakarak «Gençlige Hitabesye baktıftımız zaman bile. gelecekte ülkeyi vonefen'erin «ga.flet. tlehalot ve lılyanet» içindR. «ılıs düşmaııla işbirlipi» icinde bulur.abilpcekleri zamanlarda «geiiçlik». Türk isttklâl ve Cumhuriyetini kuıtar ma «görevl» içindedir. Atatürk bu söylevine şöyle başlamaktadır: «Bufriin ıılaştığimız sonuç. yüzyıllardan beri çeküen ulıısal yikımlann yarattıjrı uvamklıshn ve bu sevglH yurıiıın hcr krişssini siiiayan kanlann karyılııjldır. Bu snnııcu. Türk cpnrücinin knruyuculuğuna bırakı.vornm.» (1) "Nakliye ve Yükleme Işi Yaptırılacaktır,, 1 Müessesemizce, Kırka bölgesi cevher stok sahalarından Değirmenözü'ne damperli kamyonlarla + %50 toleransh 150.000 ton konsantre tinkal cevheri naklettirilip, tahliye ve vagonlara yüklettirilecektir. 2 îsteklilerin ihaleye girebilmeleıi için teklif alma şartnamesinin 5. ve 6. maddesindeki bilgi ve belgeleri 31.1.1983 tarihine kadar müessesemize verecekJer ve müessesemiz satmalma ve ihale komisyonunca yeterli görijlenlere 7.2.1983 tarihinden itibaren verilecek olan ihaleye iştirak belgesini alacaklar. 3 Bu nakliye ve tahliye işinin ihalesi 14.2.1983 tarihine raslayan salı günü. saat 14.30'da Müessesemizin Kırka'daki idare binasında toplanacak Satınalrna ve İhale Komisyonu huzurunda kapalı zarf usülü ile yapılacaktır. 4 Bu işin muvakkat teminatı 1.250.000 TL.'dir. 5 Bu işe ait ihale evraki; Ankara'da Etibank Gene! Mudüriüğü Satmalma Dairesi Başkanhğı'ndan, îstanbul'da Etibank İstanbul Alım Satım Şubesi Müdürtiiğü'nden, îzmir'de Etib*ank İzmir Alım Satım Şubesi Müdürlüğü'nden, Bandırtna'da Etibank Bandırma Boraks ve Asit Fabrikalan îşletmesi Müessesesi Müdürlüğü'nden, Eskişehir'de Etibank Eskişehir Bankacılık Şubesi Müdürlüsrü'nden, Kırka' da Müessesemizin Ticaret Müdürlüğü'nden ve bu ilânımızı yayınlayan Belediye Başkanhklarından parasız temin edillr. 8 Müessesemiz 2490 sayılı kanuna tabi değildir. Bayilikler Verilecektir 1 Müessesemizde imâl edilen süt ve mamüllerlnin Silivri ilçesi. Küçükçekmece, Halkalı, Ssfaköy. Yeşilyurt, Yeşilköy, Soğuksu, Kanarya ve Altınşehir semtlerinde dağıtımı ve pazarlamasmı yapacak bayilikler verilecektir. 2 Şartname Müessesemiz Ticaret Şcflicri'nden temin edilebilir. 3 Son teklif verme tarihi 25 ocak 1983 salı srünü saat 16.00'ya kadardır. 4 Müessesemiz 2490 sayıh kanuna tabi değildir. Londra Asfaltı Kuleli Mevkü Tel: 75 06 50 75 06 51 İSTANBUL ASLİYE 3. TİCARET MAHKEMESÎ BAŞKANL1Ğ1NDAN 982/871 H. Davacı K. Zülal Parsel Vekili Av. Adnan Aras tarafından Mustafa Dincer aleyhine açılan konkordatonun iptali davasında: Davacı: davah Mustafa Dinçer'in tst. 4. Ticaretin 981/277 esas, 229 karar no.su ile verilen konkordatonun tasdikine dair verilen kararda ciavaiının borç tutarınm '"20'si olan 17.374.377 TL. daha sonra her altı ayda birde 10.424.626 TL. olmak üzere hcr altı ayda bir olmak üzore bes ayn t.aksiil<? ödemede bulunacağı kabul ve taahluıt edilerek bu da 4. Ticaret Mahkemesi tarafından tasdik edildi.^ini davnlı konkordato anlaşmasınm hiçbir şartma uymamış ve taahhüdünü yerine getirmemiş olduğundan iş bu konkordatonun iptalini talep etmîştir. Davalı Mustafa Dinçer'in Aksaray Valide Cami yaru nalıncı Sk. No: 2/3 İstanbul adresine tebligat yapılamadığmdan dava arzuhalinin ve ihtarlı daveti yenin ilanen tebliftine karar verilmiştir. r H.U.M.K.'nun .>07. ve müteakio mad. tevfikan basit usülü muhakemeye tabi olduğundan davaya 10 gün zarfında revao verihnek üzere 2 subat 1983 saat 16.00'da mahkemede hazır bulunmanız usülün 509. maddesi mucibince ibraz etmek istedikleri vesîkaları en geç durusma giınüne kadar ibraz etmeleri ve duruşmaya gelmedikleri takdirde gıyaplannda r duruşmaya dev am edilecen:ine dair işbu dava arzuhali. yenileme dilekçesi ve ilıtarh günlü davetiye tebliğ makamına kâim olmak üzere tebîiğ olunur. DİŞ TABİBİ ORHAN TÜZÜN Levent. Güvercin Durağı, Gazeteciler Yapı Kooperatifi C/3 Blok, D. 7 Saat: 9 1 3 Tel: 64 57 25 Randevu almması rica olunur. Ttirk halkı si.rasaya çok meraklı olduğuna göre, tm ilginin Bu Özeliiklerin Gerekîeri