19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 1982 ••* Cumhuriyet 9 (Baştaraü 1. Sayfada) çeşitll yormnlara neden oluyor. Hamza Eroğlu'nun başını çektiği grubun elinde bir Anayasa taslağı bulunduğu, bu tas laktaki maddeler yönünde düzenlenen önergelerin başkanlığa verildiğl söylentüeri giderek yogunlaşıyor. Hatta, kulis lerde bu taslağın daha üst bir makamın masasındaki taslakla aynı olduğu ve içlerinde asker kökenlı üyelerln de bulunduğu bu grubun o taslağa paralel hareket ettikleri konuşulmaya başlandı bile. Gruptan olduğu söylenen, YÖK'e atanan DM üyelerinüen sonrs danışmanlığa getirilen asker kökenli bir üyeyle yaptığımız söyleşiyi aynen aktaralun. Üye, bu konuda ismini vererek açıklama yapmayacağı nı özenle bildirdi. Efendim, besında otumuşsnnuzdtır, gizin de imza at tığmız önergelerin belli bir grup tarabndan haarlandığı, hatta elinizde bir Anayasa taslafı bile olduğu söyleniyor... Nereden çıkanyoriar buna Ellmizde taslak filan yolc. Hamza Eroglu bir gazeteciye «hem var, hem yok diyebilirim» demiş. Yok böyle bir şey. Eroğlu da bunu niçin böyle söyledi anlamıyorum. Hatta sizlerin Orgeneral Necdet ürng Ue görüşmelerde bulunduğunuz, Üruğ*un elindeki taslakla sizin tasiağın aynı oldugu ve o yönde önergeler verildiği öne sürülfiyor. Ben size bir şey söyleyeyim mi, ben Orgeneral Ünığ ile her zaman göriisürUm, benira yakın arkadaşımdır. Onunla görüşmemden mutlaka Ana yasa hakkında görüştüğümüz anlamı mı çıkar? Her zaman kandisiyle eöriişme yapıyorum. Pekl bir sorura daha olacak Paşam. Sizlerin gnrp hallnde toplantılar yaptıfınu ve önerjelerin o toplantüarda hanrlanarak başkanhğa verildiği dofru mu? Efendiın, ben de Anayasa tasansında bazı eksik noktalar DM'DEN NOTLAR görüyorum. Önümde 1924 Anayasası ve 1961 Anayasası \"ar. Bunlan her zaman inceliyorum. Tasanda takıldığnn noktalar oluyor. Bunlann düzeltilmesi için önerge verilmesi gerekir tabü ki... Herkes kendi yakın çevresiyle istisare ediyor. Ben de Danışma Meclisı' ndeki meslek arkadaşlanmla bu konulan görüşüyorum. Bun da yadırganacak, başka anlam lara çeküecek ne var... BaK sana bir ömek vereyim. Cumhurbaşkanı maddesini inceledim. Cumhurbaşkanının vazife leri bir maddede sayümış. Daha üerüîi maddelere baktun. Buralarda da Cumhurbaşkanının bazı görevlilari tayin edeceği yazümış. Ben askerim. Maddeye baktın mı bütün vazifeleri altalta sıralanmah, baktı mı hepsini görmeli insan. Ben Curahurbaşkanının vaztfelerinin bir maddede toplanması gerektigtai düşündüm. Hatta bu düşüncemi Anayasa koraisyonu başkanı Orhan Aldıkaçtı' ya da söyledim. Bana 'hnknk tekniei böyle gerektiriyor' dedi... Şundi bunlan düzeltmeyelim mi yani... Siz öyle söylentilere filan inanmaym, askerler düriisttür, namusludur. îstediklerini kendüeri yaparlar, söylcrler, baska desteklere Qlan ihtiyaçlan yoktur. Tahvilzedeler Kastelli subelerine luyorlardı. Bir emekll memur, «Tahvillerin Bdcnmemcsinde esas suç Roç ve Sabancı'nın. Bunlar devlet içinde devlet. Işl mümkün oldngunca erteletmek ve 6demeleri geciktinnek için ellerinden geleni yapıyorlar», derken, yaşh bir dul nanım elindeki mendlllyle sık sık alnını silerek. «Evladım ipler holdinglerin elinde. Madern tahvil satmaya o kadar meraklıydıiar. neden kendi bankaları aracılı^ıyla sattırmadılar da pidip talıvîllerini Kastelli'ye verdiler. Hep kendi çıkarlarını dü.şünüyoriar. İş halkın çıkarına geldiğinde de işlerl yokuşa sürüyorlar» dedi. Bu arada bazı tahvilzedeler. İKİ yıl sonra istendiği an paraya çevrllebilen tahvillere sahip oldukları ve bu 'Dahvillerin süreslnin geçtlgimiz aylarda dolduğu halde, tahvil ihraç eden bir büyük holding ve diğer bazı şirketlerden ken(Bastarafı 1. Sayfada) dilerine ödeme yapılmadığından yaKindılar. Yakınanlardan biri, «Kskiden bizi anarşistler soyuyordu, şlmdi bankalar, bankerler soyuyor, ya da bllyük holding ler bizi banka banker kesimine SOTduruyor» diye ağlamaya başladı. Kastelli şubelerinüe Daşvuru İçin öekleyen tahvilzedeler arasmda, tahvil anaparalannı almak için 67 yıl beklenmesıni eleştirenler de büyük bır çoğunluğu oluşturuyordu. «Biz mahvoldukp> diye lafı birbirlerlnin agızlanndan alan bu grup, devletin hiç değilse Du kez holdinglere müdahale ederek tahvil anaparalannın daha erken ödenmesinl sağlamasını istedüer. Bu arada birbirlerine önerlde bulunanlar da dikkat? çekiyordu. Tahvillerin ^50 düşük fiyatla kınldığmı hatırlatan tahvilzedeler bu konuda birbtrlerine adres dağıtırlaken. lçlerinden biri bir büyük holdingin de kendisine ait tahvilleri Çİ40 düşük fiyatla aldığım ima etti. pbybrai (Başurafı l. aayfada) Gerald Pord. Reagarim doğal gaz boru hattında kullanılacah mallar için ambarpo uyguîamaya karar verirken Avrupah yöneticileri önceden uyarmasi gerektiğini söyledi. Aradan çok geçmeden faefe lentiler gerçekleşti. Reagan yönetimi pratik yaptırımlara vöneldi. ABD Dışişleri sözcüsü, İngiliz John Bro\vn şirketini oratesto ederek, Bro\vn şirketince üreülen türbinler boru hattında kullamlmak üzere Sovyetler'e yoilanırsa sert önlemler alacakkzrını bildirdi. Bu önlemlerin lafta. kalmıyacağı ve İn giliz Brov.'n şirketinin bu tiir binleri üretmekte Arnerikan teknolojisinden yararlandığı nı da gazeteler yazıyorlar. Daha önce de Drcsser France Şirkeü Sovyetler Bir liği'ne boru hattı için üç kompresör yollamış. Vaşington bu sirkete teknolon ve parça satımını durdurduâunu açıhlanuştı. Böylece ABD ile Batı Avrupa arasındcki gerginlih doruğa tırmanma yoluna girmiştir. Siyasal gözlemciler sürtüşmenin şimdive deh görülmemiş boyutlara ulaştıoını belirtiyorlar. Reagan yönetimi boru hattı projesinin Batı Avrupa'yı Sovyetler'e bağımh kılacağını ileri sürüyor. Batı Avrupa ülkeleri bu pro/eyl» yoğunlaşan irsizlik sorunlannn çözüm bulunacapım ve Epr.oan'ın davranmnın epvmenlik hak larına müdahale olduğunu söylüyorlcr. Vnsinnton'un Sovvetler BirliğVyle ticaretini aeliştirrnesi ve bıtndav satf'.nı sür dürmesi, Beyaz Saray'm mantifiını yarahyor. Gelişmeler Batı'daki ekonomik bunalımın geriUmi içinde gerçek bir ticaret sa vasma tırmanma tehlikesini Dompalıyor. Batı dünyasını kendi içinde parcalıyacah ve yıpratacak bir ticaret sa vasının patlaman çok şeyi birden bire değistirebilir. Son günlerde yükselen perilimle yürurlüğe giren Amerikan yaptınmlan Batı Avrupa şirketlerinin teknoloji açısından Amerika'ya ne denli bağlı olduğunu ve iki ketim arasmdaki içiceliği de ortaya hoymaktadır. GÖZLEM (Bastarafı 1. Sayfada) zısı yazmış değil; Komisyon Başkanmm azmlıkta kaldığmı üyeler, ancak bu konuşmayla öğreniyorlar. Bu yüzden olacak gülüşmeler başlıyor.. Cumhurbaşkanmm adaylığı ile ilgili süreler, iki ayrı maddede ayn ayrı yeralmış. Blr üye bu yolda bir eleştiride bulunuyor. Maddelerden biri oylanmış, geçmiş.. Aldıkaçtı, ayağa kalkarak metni okuyor; bir süre susuyor. sonra aynı sözlerin iki maddede de yeraldığını ancak o zaman saptayıp (!) ifadenin maddelerin birinden çıkarılmasını Istiyor. Yine güJüşmeler başlıyor. Aldıkaçtı da gülüyor. Komisyon Başkanı. bir maddeyi gerl alırken. bu madde üzerinde düşüneceklerini söylüyor ama ne düşüneceklerini bilmediğini belirtiyor. Salon kahkahadan kınhyor. Prof. Gölcüklü ise kalın çerçevell gözlüklerinin altında çok ciddt bir yüzle kürsüye çıkıyor. Sesi sâkin. kendinden emin. Kendislne soru soranlar, soru sorduklan konularda pek bllgili değiller. Sorular yanlış sorulunca, Gölcüklü, tek kale maç yaparcasına, bu yanlış sorulan rahatça yanıtlıyor. Prof. Gölcüklü'nün savunduğu madde «Basın Araçlarınm Korunması» başlığını taşıyor. Madde basın araçlanrnn hangi koşullarda zoralımına karar verileceğini içeriyor. Maddeye göre bir yayın organı. devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütilnlüğü, Cumhuriyetin temel ilkelerl ve milll güvenlik aleyhine bir suçtan mahkum olunması halinde bu yayın organını basan basımevi ve eklentllerine elkonulacak ve zorahma karar verilecek.. Anayasa maddesinde sıralanan bu suçlar, bu başlıklar ile Ceza Yasasmda yeralmış deşildir. Fakat herhalde, 125'ind madde baçta olmak üzere, 141, 142. 163 ve 146'ncı madde de bu kapsama girecek. Haydi Anayasa düzeninî zor yoluyla değiştirme girişimlerini yasaklayan eylemli kalkışma ile ilgili 146'ncı maddeyi bir yana bırakalım; yalnızca 142 ve 163'üncü maddeleri alalım, bu maddelere giren suçları işlediği ileri sürülen bir yazarın yazısından dolayı, gazeteye nasıl elkonur, nasıl zorahma karar verilir? Nerede ceza hukukunun «cezalann kisjselliği» llkesi? «Haberleşme Hukuku» adlı ders kitabmda, «etnolojik bünye» ile İlgili eleştirilerin suç sayılmaması gerektiğini yazan, «Ordu teşkilatını eles* tirmeyi» suç saymayan «teorik tartısma nitellğindeki kanaat Izharlarımn» serbest olmasını isteyen bilim adamı Gölcüklü. «devletl ve milletiyle bölünmezlik», «cumhurlyctln temel ilkeleri» gibl kavramların ceza uygulamasmda ne biçlme, ne renge gireceğini, acaba bilmez, düşünmez ve anlamaz mı? Hayır. billr, düşünür ve anlar. Hem de çok klslden daha iyi blllr ve daha iyl anlar... Gölcüklü'ye bu arada yerinde ve doğru blr soru soruluyor. Bir yazann yazısından ötürü basımevi ve eklentilerlne elkonulmasına ve zoralımına karar verilmesinin ceza hukukunun Anayasal güvenceye alınmış olan «cezalann şahsiliği» ilkesi İle nasıl bağdaştırıldığı soruluyor. Değerll btlim adatm bu soruyu yanıtlıyor: «Matbaaların mahkum edllemeyecegin!» söylüyor. Basımevini, devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü, Cumhuriyetin temel ilkeleri ve milli güvenlik aleyhine işlenmlş suçlardan ötürü kapatabilmek için basımevi sahibinin bu suça «büerek ve istiyerek» katılması gerektiğini anlatıyor. Kimse «basın suçunun nasıl oluştuğnno, bu suça katılmanın nasıl olacağını» sormuyor. Gölcüklü de devam ediyor: Ceza Yasasmın zoralun İle ilgili maddesinde, suçta kullanılan araçlara elkonulacağının yaaldığı belirtiliyormuş, ayrıca efendim, zaten Ceza Yasasmda, bu suç araçlarma, eğer bu araçlar, suçla ilgili olmayan klşllerin maU ise elkonmazmış: kendilerl de işte böyle bir hüküm getlrmişler, mahkeme bu suçtan dolayı hüküm verlrken, basımevi sahibinin de suça katılıp, katılmadığım araştıracakmış, bu yüzden. bir yazann yazısından ötürü, basımevine elkonulmasının «cezalann çahsiligi» ilkesi ile bir ilgisi yokmuş.. Easm locasında, kendi kendime «bir üye de çıkıp, Gölcüklü'nün (Ceza hukuku açısından) 1961 Türkiye Anayasası başlıklı incelemesini alıp, okusa» dlyorum.. Gölcüklü. <SBP dergisi, Doç. Dr. Nejat Bengül'e Armağan, s.: 297» adlı yapıtta yeralan söz konusu incelemesinde, blr siyasal partinin, Anayasa Mahkemesi'nce kapatılması halinde, bu partinin yayın organmm ne olacağı sorusuna yanıt ararken şunları yazıyor: Fakat bu suçun sanığı ve sorumlusu bir hakikl şahıstır. Bu hakiki şahıs muhakeme olunacak, hüküm giyecektir. Bu hükme dayanılarak 22'nci maddede dendiği gibl. gazetenln kapatılmasına gelince İş değismekte, «ceza sorumlulngunun şahsiliği» hükmü (Madde 33/5) lhlal olunarak gazete kapatılacaktır.. Görüldüğü gibi ikinci şık İse blzzat Anayasa hükümleriyle tearuz halindedir... Aynı llke, demek ki, üniversite kürsüsünde başka. Danışma Meclisi kürsüsünde başka biçimde değerlendirilmektedir! Prof. Gölcüklü, şunu unutuyor: Amaç, 12 Eylül öncesi, yasa dışı fraksiyonlarm yayın organları gibisinden gazete ve dergileri basan basımevlerinln kapatılması ise bu yayın organlannın çoğu büyiik is adamları ile bazı «milliyetçi yayın orçanlannm» milyarlık ofset teslslerinde basılmıştır. Evet «şahsî sorumluluk»!. Ceza hukuku anlammda değil ama genel anlamda böyle sorumluluk, bazı profesörler için de geeerll olmahdır. Bugün üniversite kitaplıklannda sessiz birer tanık gibi duran kitaplar. dergiler, incelemeler karsısında, yarın da tarih karşısında bilim adamlannın «sahsi sorumluluklan» da gözden uzak tutulmamalıdır. BASBAKÂN. YÜCE D^AN'A (Baştaıafı 1. sayfada) mayacakları, ticaret ve serbest mesleklerini sürdüremeyeceklerine ilişkin fıkranın maddeye eklenmesi yolundaki önergeye komisyon katılmadı. 129. madde, daha sonra komisvona gönderildi. «Bakanlıkların kurulmasi ve bakanlar» başlıklı 130. madde Uzerınde Mebmet Pamak'ın, maddenin üçüncü fıki3Sina Başbakan'ın Yüce Divan'a sevki halinde Bakanlar Kurulu'nun istifa etmis sayılacafı biçimindeki cümlenin eklenmesi yolundaki önergesine komisyon kesin olarak katıldı. Madde bu eklemeyle birlikte oylanarak kabul edildi. tırdığırı, seçim döneminde bak?.n olan Zeyrad Baykara'nın te'îrar Atatürk büstünü eski yerine koydurduğunu belirtti. Geçmişte basanlı olan uygulamanın devam etmesini istedi. <Bastarafı l. sayfada) Batı Beyrut'u terkettikten 48 saat sonra Bekaa'da boy gösterdi ve Israil'e karsı siiahiı mücadelenin Bekaa'da sürdürüleceğini bildirdi. Ülkenin ırüney sınırlarmdan Batı Beyrut hariç tutulursa başkentir. 35 küometre kuzeyine dek olan bölUmüyle BeyrutSam karayolunun 30 kilometresi ise îsrall işgali altında. Ayrıca, Kuzeyde Besir Cemayelin CumhurbaşkanlıSını tanımayan Karami ve Franciye'den başka Beyrut*un Sünnl liderleri, PKÖ'nün mtittefiki solcu örgütler 11e Güney Lübnan nüfusunun ezici çogunluğu. nu oluşturan Süler. Beşir Cemayel'in Cumhurbaskanujfını Jç lerine sindirmiş degüler. .." ABD POÜTİKASI Bu karmaşık yumağın hlç degflse 3ir bölümünün cözülmesl o kadar umutsuz görülmüyor. ÖncekJ gün Beyrut'u ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Caspar Welnberger. Şuriye"nin çefcilmek için önoe îsrail'ta çekümesini şart koştugunu, tsrail'in ise Lübnan topraklarını bosaltmak İçin Surive*nin Llib> nan'dan çıkması şartmı öne sürdufcünü söyledi. Weinberger, bu durumda çözüm yolunun karsüıklı ve eş zamanlı eerl çeküme elduğunu ve bu yönde bazı adımlar atüdıJnnı sözîerine ekledi. Böylece, öyle görülüyor ki, «Lübnan sorunu» adım adım çözüme dofcru ilerleyebilecek. Bu anlamda, Reagan yönetimi defalarca Pilistin sorunundan ayn olarak mütalâa ettiği, genel çözümden ayırdı£ı Lübnan sorununu istediği kanallara sokabflecek. Son savasla birükte ABD, çok önemli bir hedefine de ulaştı: Sovyetlert uzaklaşördı. Bugün Ortadogu'da Sovyet nüfuzundan söz etmek çok güç. Sovyetlertn en yakm mütt». fiklerî sayüan Havatme'nin demokratik cephesi ile Lübnan Komünist Partisi büe Sovyetlerin son savaştaki tutumunu acı bir dille eleştiriyorlar. HESAPLAR ALTÜST OLABtLtR Bununla birlikte. ABDttn tüm hesaplan ve senaryosu altüst olabilir Bunun ioin hiç beklenmedü spektaküler bir olay ya da bölgenin kilit Ulkelerinin.birinde bir reiim degişikliği ya da kançıküklann pat lak vermesi yeterli. Arafafm dedigi pibl «Bevnrt volkanının lavlanm nüskürrmeve başlanıssı» Amerika'mn Ortadogu harita sıra kanştırabilir. Bu türden bir gelisme için zemin uyeun. Cünkü. «80 pfin savaşı»ndan, garip ama gerçek,bütüD 1Arap re.iimleri çaresizliklerin sereiledikleri için ya. rah çürtüar. Buna karşüık bütün Arap ÜTkelerine buRün dagılmıs olan FKÖIülerin ise baslan dik ve itibarlı durumdalar. PKÖ*rün 197071 ÜrdöıTÜ terketHŞi dönemle busün 19811 de Lübnan*ı terkettiS dönemin karsılastîrmasınj vapanîar, o taröıte Pilistin hareketinin ic durumunun kanştıemı. eleştiri ve özeiestirilerin blrbirini hovaladıgmı hatırlatıvorlar. Bu kea ise tersine Filisttn hareketi !c butönlüetinu saeiamlaştırmıs. ic dayanışması etlçlü bir balde.. TUm flünvanın gözlerl finVtnde «80 Gim» dünyanın en eUclü savas makinasma bovun egmeven kahramanlar olarak kendllerini aez içinde sevretmekle vetinen Arap ülkelerine sergiliyorlar. Bir açıdan bakıldıîında her Arap tilkesinde kusablmış. sanlrms dolavısıvla pilcten (Wsüruhnüs slbiler. Blr baska ncıdan bakıhrsa ole«n ve ruhsnz Arap Ulkelerlne giden aşı eibiler. Yeni bir PROF. HAMZ.4 EROĞLU'NUN ÇEVRESt Grubun başını çektiği söylenen Prof. Hamza Eroğlu'nun yakın çevresinde oturan bazı Danışma Meclisi üyeleriyle de bu konuyu görüstük. Sorduk, araştırdık, şu yanıtlan aldık: «Öyle taslak filan olduğunu sanmıyonır. Aslmda görebildiğimiz kadanyla Hamza Eroğlu pelecek için birtakım planiar düsfinfiyor ve yabnm yapıyor. Razı bişileri de alet ediyor. Dikkat ederseniz Adnan Ersöz Paşa ile îbrahim Şenocak Paşa herseye imza atmıyorlar. Rrfat Bayant'ın da gerçekten i>1 olan hukuk bilgisindni yararlanılıyor. Bayazıt'ın hukuk bilgisi çok Jyi ama, sentez yok... Eşref Akıncı Paşa temiz, saf bir insan... Eğer öyle taslak filan olsaydı, yanlaımda ntumvoniı sürekll," mutlaka görürdökj buıiun müeyyidesinin ne olacagını sorması üzerine «bu kuruidan çıkan kararlar bir yönuyle bağlayıcı olacaktır, hükü met kararlara uymazsa, ortaşa siyasi sorumluluk çıkar* dedi. # 131. Madde YÖK (Bastarafı 1. Sayrada) iia janyıl içerisinde değerlendi rilmesi de mümkün olacak. Bütün Yüksek Öğretnn Kurumlarında bir yanyıl 16 hattadan oluşacak. Bir öğrencinin sınaviara gi. rebilmesi için yeni koşullar getirildi. 3una göre, bir ögrencinin o dersin sınavına girebilme si için teorik bir dersin yüzde 70'ine, uygulama \arsa jüzde 80'ine katılması, yapılan iki yarıyıl smavında o dersten orta, lama olarak tam notun en az yÜBdB 40'ım sağlarnası ğerekiyor. Bu koçullan sağlayamayan ö*renci o dersin smavlarına o öğretim yılı için katılamayacak ve bu dersten başansız sayılacak. Getirüen en oneml! veniliklerden blrini de iM yıl üst üste sınıfta kalanlara ilişldn mad de oluşturuyor. Buna göre, üd yıl üst üste smıfta kalan bir ö^rencinin okulla ilişkisi kesilecek. Aynca, derslfrde başarı notu tam notun yüzde 50'si olarab b°lirlendi. Bir dersten başansız olan öğrencinin bütünleme smavına girebilmesi için tam notun yüzde 30"unu sağlaması gereKyor. Tam notun yüzde 30 unu sağlayamayan öğrenci asıl smavdan 15 gün sonra yapılacak bütünleme sınavına giremeyecek ve o Pğretim dönemin de başansız sayılacak. Bir dersin uygulama bölümtiyle ayn ayn değerlendirümesi de müm kün kılındı. TUziikler baslıftını taşıvan 131. madenin «Dam«tav bu incelemesinl iki av İçinde taınsmlamak Tonındsdır» brcimindeki ikinci lıkranın maddedei çıkanlması konusunda **rilnn R önen»wp Komisv.ı.' "<o sin olarak katıldığım belirtti. İkinci fıkra ç.ıkanlaraK. ı:«l. madde oylanarak benimse'.üı. Çorum üyesi Avm Şahin de konuşmasında «Bu rejiıni nenirasiyorsak, kötüye kullanma düşuncesinden vazgeçmek storunclayız.» dedi. Şahin «burada üç bakanlıktan daha önemli bakanlıklar vardır, eğer istismar edeceklerse hepsini değiştirellrn» diye konuştu, Anaj'asa Komisyonu Başkanı Aldıkaçtı, konunun kasten tasanya almmadıgını, 1961 Anaya sası yapılırken 27 Mayıs d ^ e• rimi olduğunu. o zamanlar ba7i bakanlann seçimler üzerinde baskt yaptıği yolunda iddialar bulunduğunu belirterek «Bu ne denle dünyanın hiçbir anayasasmda görülmeTen bir müessese nıeydana getlrilmlş. Başlan^ıçta çeldd bir yöntem olarak ortaya çıhtı.» dedi. Seçimlsr sırasmda bağımsız bakan bulmanın gerçekten güç oldufunu belirten Aldıkaçtı bır soru Uıerine seçim döneminde geçici bakEnları kimsenln ciddt ye almadığmı, bakanlıklarda di sıplinin bozulduğunu personelin bakanlann emirlerine uymadığını öne sürdü. Anayasa Komisyonu Başkanı. Fevzi Uyguner'in «îsraet tnönü' nün trenlnl Kayseri'de bekleten güç nedlr?» sorusunu cevaplandınrken de «Kayserl olaylan yançılandı. Bu emri kimin verdiği ortaya çıktı. Başbakan vermis, o zaman yüzbaşı olan bir kisi de simdi Îçişleri Bakanıdu, bugun Türkiye'de 1960 yülarında meydana gelen olaylann tekrarlanacağım sarunıyorum» dedi. Recal Baturalp'ın, «Bafjmsız Bakan bulmak güç diyorsunuz, o>sa bunda 160 tarafsız kisi vardır» ş«klindeki sözleri üzerine Aldıkaçtı, «Ben bu 160 kiçinln tamamen tarafsız olduğuna inanmıyorum» yarutını verince Genel Kunil kahkahalara boguldu. önergelerin dikkate alınması Genel Kurul'da kabul edilmedi. Tartışmaların bir noktada dügümlenmesi üzerine söz alan Aldıkaçtı, bu cümleniıı matideye bir nezaket olarak kondugunu belirterek maddeyi yenlüen duzenlemek için gerı aldıklarını açıkiadı. # 135. MADDE Tasarıda olağanüstü yönetim usullerinl düzenleyen maddeler göruşüldü. «Tabü afet ve ağır ekonumlk bunalım nedenleriyle olağanüstü hal ilaııı» başiigı nı taşıyan 135. madde üzerine iki önerge verildi, Cahit Tutum olağanüstü hallerı düzenleyen l'iö., 136. ve 137. maddelerin bir leştirilmesini önerdi. Komisyonun katılmadıgı önerge dikkate almmaaı. Aldıkaçtı, 1961 Anayasası'nda olağanüstü hallerin ekonomık hal ile sıkıyönetim ve savaş hali olmai: üzere ikiye bölündüğünü hatırlatarak, şunları söyledi: «Sıkıyönetune ilişkin ols|anüstü halleri tasarıda koruduk, tabü afet ile agır ekonomlk bunalımlarda alınması jerekü tedbirlerle, sıkıyönetim hallerinde alınması gerekli tedbirieri aynı maddede toplamak mümkün değUdi. 136. maddede sıkıyönetim ilan edUince silahU kuvvetler işin içlne girmiyor, koliuk kuvvetieri müdahale edi yor. Bununla silahlı kuvvetlere sık sık başvuruhnamuı amaçlanmıştır. Savaş halinde ilan edilecek sıkıyönetimde silahlı kuvvetler devreye sirmektedir.» Bu arada Aldıkaçtı'ya bir soru yönelten Cahit Tutum ağır ekonomik bunalım halierinin ölçüsünUn ne olacağını sordu, Tutum «Benim anladıgım kadarıyla enflasyon belll noktayı aşmıssa dış açık ve işsizlik bü yük boyutlara rarmışsa. ağır ekonomik bunalun var demcktir. Bu takdirde Türkiye'de şu andaki şartlar da olağanüstü hal sayılır ını?» dedl. Aldıkaçtı bu soruya yanıt verirken ağır ekonomik bunalımın kesin bir tammını yapmanın güç olduğunu söyledi. 135. maciaeye tehlıkeli ınsan ve hayvan saigın hastaiıklarının da eklenmesi konusunda Mahmut Akkılıç ve Mehmet Akdemir'in verdikleri önergeye komisyon katıldı. Önergenin dikkate alınması kabul edildi. 135. madde kabui edilen önergeyle birlikte oyianarak kabul edildi. 132. Madde «TBMM seçünlerinln Cumhurbaskamnca yenilenmesi» başlıklı 132. madde üzerinde 3 değişiklik önergesi verildi. önergâlere geçilmeden önce Komisyon Başkanı Aldıkaçtı, mad denin ikinci fıkrasmda yer alan «Devlet Danışma Konseyi» ibaresinin metinden çıkarüdığını açıkladı. Bu yolda Mehmet Pamak tarafından verilen öner ge de kabul edildi. Komisyon üyesi Feyıi Feyıioğlu, düşürülen bir Başbakanın, Ustelik de dısandan gelen bir Başbakanın seçimlerin yenilenmesinl istemesinin Milletvekillerinin hareket ssrbestisinl engelleyici nitelikte olduğunu belirterek, bunun çıkarılmasını istedi. Prof. Aldıkaçtı, seçim yenılenmesinin Meclis'in feshi olmadığını, Meclis'in yenilenmesı anlamına galdiğini belirterek önergeye katılmadıklarını söyledi. Onerge kabul edilmedı. Turhan Güven ve arkadaşlan önergelerinde Cumhurbaşkanının Meclis Başkanı yanında, parti yöneücileriyle us temas etmesini ve yenileme karanmn Resmi Gazete'de yayınlanmasmdan 60 gün sonra seçimlerin yapılmasını istediklerini belirttiler. Sözalan tbrahim Göktepe, bu konuda CHPMSP koa lisyonunun kuruluşunu, Irmak hükümetinin güvenoyu almatian görev yapmasını anlatarak. «"Meclis, içinde hüküınet çıkarmadığı takdirde, makul bir süre sonra seçimlerin yenilenme si gerekebllirj. dedi. Prof. Aldıkaçtı söz alarak şunları söyleCumhurbaskanı di: «MiUetvekili elbetto hükü(Bastarafı 1. sayfada) yıl İçin atanır .Bunlann hiz meti düsürmeden önce teredmet müddeti sonnnda yeniden düte düşsün, korksun. niye dü şürüyorum diye değerlendirsin. atanmalan calzdir.» Cumhurbaskanı ise seçim isteÖnersenln gerekçesi ise söyTıiindeu sonrald bir ay sürede le belirtildi: siya&i parti Uderleri ile sürek«12 Eylül HarekSti'nda görev li görüşmede bnlunacak. Daha alan komutenlann ilerisinl tesonra, TBMM Başkanı ile kominat altına almak besin bir nuşarak seçime gidllip çidjlmezarnretti. Tasarmm en basta yeceğinl anlayacaktır. Seçinüebo sebeble dejtiştirilmesi gerek rln yenilenmesi sistemi kilitlen meyecek, akslne harekete geli görülmüştür. çirecektir. Bütün ülkelerde bu Cmnhnrbaskanı'na danısman uygulama vardır. Biz de bonu hk yapmak üzere deferli jah getirdlk, daha sağhkh işleyen slyetlere ve kendi alanlannda bir sistem olsun diye getirdik.» ün y»pnus uzman Idsilere g6Halil Evliya, seçimlerin yerev verilmesi faydalı ve uygun görülmüştür. Tasanda eskl A nilenmesinin altı ay ile smırnajasa Mahkemesl'nln Baskan landırılması gerektiğini savulannın tabil üye olarak slın narak, TUrkiye'de araük, ocak ması Steki Yüksek Mahkeme ve şııbat aylannda seçim yapıBaşkanlan'nın bu hükum dı lamayacağına değindi. Aldıkaçşmda bırakılması ciddi Itiraz tı ise, bu görüse karşı çıkarak artık Türkiye'de kışm da s«ve munalefete yol açmıstn. Be çim yapüabUecefini ifade ettL liren tepklyi Cnlemenin en lyi Komisyonun dikkate alınmasıçaresi bahse konu hükmün me nı Genel Kurul'a bırakügı setinden çıkanlmasıdır. çanlerin 60 gün içinde yenileŞura'mn üye adedlnin top nebileceğine ilişkin önerge red lam İS olarak tesnitl maksat dedilirken, 132. madde yeniden düzenlenmek üzere Komisyona ve çaye Için veterlidlr. Zlra 'JU Şura iklnci MecUs olmayacak gönderildi. tır. Bo değişikUkle maksada Bu strada Fevzi Uypıner ile ulasıbTus olacaktır.» Feyzi Feyzioğlu iki ayn önerge vererek: 132 maddeden sonra taİMZALAR sanya bir madde eklenmesini önergede şu imzalar ver aldı: önerdiler. önergelerde seçim«Abdullah Pulat Gözuböyük, den önce Adalet, îçişleri ve Azml Eryılmaz, Laml Sunjcu, Ulaştınna Bakanlannın istifa Hafil Gelendost, Rabml Kara ederek yerlerine bafımsız ve hasanoğln, Halil Ertem, Velit tarafsız bakan!ann atanması, Köran, Muhlis Tabakoelu. Sadi seçimlerin yeniîenmesi halinde Erdem, AJi Nejat .«pat, Yavuz ise geçicı bakanlar kurulu oluş Altop. Selçuk Kantaıcıoğlu, A turulması ıstendi. Fevzi Feyzilaaddin Aksoy, Necdet özdo o^lu 1961 yılından bu yana ya. ğan, Haysti Gtirtan, Adnan O pılan seçimlerde bağımsız barel. Recai Baturalp. Utkan Ko kanlık uygulamasma gidildiğicatürk, Ahmet Senvar Doğu, ni ve olumlu sonuç almdığını Avni Şahiıı, Atalay Peköz, Er belirtti. İçel üyesi Turhan Gütuğrnl Zekai ökte. YUdınm Av. ven de seçimlerden önce tarafcı, Mıızaffer Ender, Recai Din SÎZ bakanlann atanması döne çer, Nazmi önder, Zeld Yıldı minin geçtiğini ifade etti. öner nm, Fuat YılmaT. Abdurrah genin lehinde konuşan Rifat man Yılmaz, Ayhan Firat, Nu Beyazrt ise geçici bakanlara rettftı Ayanoğlu, All Glrmen, 1961 Anayasası ile yer verildiHalll Akaydın, Dogan GOrbfiz, ğini, bu sayede dürüst seçimZekai Bayer, Yılmaz Osman, le yapıldığını söyledi, Beyazıt Necdet Gebeloğhı, C Karslı, Bir Adalet Bakamnın, Adalet Ba Ahmet Sarp, Osman Yavnz, kanlığı"nda bulunan Atatürk büstünü kaldınp yerine halı as Abdullah Asmı Ignecfler. Reagan /S. H 133. Madde «Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanlığı» başlıfını taşıyan 133. madde üzerinde 4 degişiklik önergesi verildi. Genelkurmay Başkanının savaşta Başkomutanlık görevini Cum hurbaşkam adma yerine getirmesine ilişkin önergeye Komisyon da katıldı. Bu fıkranın maddeye eklenmesi oylanarak kabul edildi. Ayrıca roacidenin ikinci fıkrasında yer alan sa• a kelimesi yurt savunması o•ş larak değiştirildi. Madde daha sonra yapılan değişikUkle kabul edildi. # 137. MADDE 0 134. Madde Müli Güvenlik Kunüu'nu düzenleyen 134. maddenin görüşülmesi sırasmda 14 önerge verildi, önergelerden birinde Jan darma Genel Komutanmm da Milli Güvenlik Kurulu bünyesinde yer alması isteniyordu. Komisyonun katumadıgı önergenin dikkate alınıp alınmaması için yapılan ilk oylamada oy lar esit olunca ikinci oylamaya geçildl. önerge 29 oya karsıhk 28 oyla reddedilirken 18 üye çekimser kaldı. Komisyon adına söz alan Tevfik Alpaslan Milli Güvenlik Kurulu'nun üy®leri arasmda bulunan TBMM Başkanının ve Danışma Konse yi Başkanmm maddeden çıkardıklanru bildirdi. Turhan Güven'in maddeye Cumhurbaskanı olmadığı zamanlar Milll Güvenlik Kurulu Başkanlığına Başbakan vekalet eder, ifadesirün eklenmesine ilişkin önergesi oylanarak kesin olarak kabul edildi. Bu konuda Fahrl örtürk tarafından verilen önergede ve İsmail ŞengUn tarafından verilen önergelerde «Milli Güvenlik Konseyi'nln aldığı kararlann, Bakanlar Kurulu için uyulması gereken tavsiye nitellğindeki hükmün değiştirilmesiı isteniyordu, Her iki önergede de tavsiye sözcüğü İİ3 uj'ulması gereken sözsüğünün bir biriyle çeliştiği belirtildi. Sakarya üyesi Cahit Tutum MGK tavsiyelerinin bağlayıcı olmaması gerektiğini, istişari bir organın icra organına bağlayıcı tavsiyelerde bulunmasırun yanlış olacağını ifade etti. Komisyon sözcüsü Alpaslan, MGK"nin yurt savunmasında genel prensiplori belirlemek üzere toplandıgını, oradan çıkan kararlann uygulanması için maddede öylesine bir ifade kullanıldığını söyledi, «Maddede yürütmeye bir direktif vermek diye bir husus yoktur» diyen Alpaslan, Paşa Sanoğlu'nun uyulması gereken tavsiyelere uyulmaması haHnrls Genel Kurul'da «şiddet olayIarının yaygınla>ma&ı ve kamu düzeninin ciddi sekilde bozulması nedenleri ile olağanüstü hal jlffnına» ilişkin 136. nıaddö görüsroesiz kabul edildi, olağanüstü hallerle ilgili duzenlemeyi içeren 137. madde de oylanarak benimsendi. m 138. MADDE «Sıkıyönetim savunma hazırlığı, seferberlik ve savaş hali» hükümlerini içeren 138. madde konusunda önerge veren Abbas Gökçe ve arkadaşlan, sıktyönetim süresinin altı aya, sıkıyönetim uzatma süresinin de 4 aya çıkarılmasını önerdiler. Komisyon adına söz alan Aldıkaçtı tasarıdaki maddede sıkıyönetim süresinin 2 ayla sı nırlandınldığını belirterek, bu önergeye katılmadıklannı, anrak savaş halinde altı aya çıkanlmasına ilişkin önergelen benimsediklerini söyledi. îbrahün Şenocak, Aldıkaçtı'ya «Sayın Komisyon Başkanı savaş halinde sıtayönetlmin süreyle kısıtlanabileceğinl mi sanıyor» diye sordu, Aldıkaçtı, Şenocak'a hitaben «savas hakkmda biltrim yok, ama savaslar çabuk bitiyor galiba» dedi. Ko misyonun katılmadığj önergenin dikkate alınması beümsen medi. Rlfat Beyazıt ve arkadaş larınm savaş süresince sıkıyönetimin devam etmesi yolunda ki Önergeside Genel Kurulca ka bul edildi. Maddeye daha sonra Sıkıyönetim Komutanlan Genelkurmay Başkanlığına bağlı olarak görev yapar biçiminde bir eklenti yapılması istendl, Adnan Orel'in önergesi benimsendi. Madde daha sonra kabul edilen önergelerle birlikte komisyona geri gönderildi. (Bftftanfı 1. Sarf»da) tct devletlerinin tepkilerinin izlendiğini söyledi. Büyükelçi Akıman. plana ilişkin «ilk U lenimimiz bu önerilerin genel hatlanyla Ortadogu'da kapsamlı ve sflrekli bir banşın gerçekîeşrlrilmesi amacıyla vapılabilecek müzakerplprin /prnin ve corcevesinin oluşturnlmasma katkıda bulunabilecek unsurlar fcerdiği merkezindedlr» dedi. Akıman. Türkiye'nin Filistinlilere kendi kaderini ta yin hakkı verilmesi kcnusundaki tutumunu değiştirmediğini, planı Ortadogu so rununda «kapsamlı bir çözüm !çin gerekli formül» olarak görmediftini vurgutadı. FKÖ. ÇOK KÖTÜ DEĞİL FKÖ Uderi Yaser Arafat Reagan'ın yeni barış planı hakkmda herhangi bir yorumda bulunmazken, siyasi büro şefi Faruk Kaddumi, plan için «çok kötü deği!» dedi. Arap radyolan Yaser Arafat'm bu planı görüşmek için Yürütme Komitesi'ni 48 saat içinde toplantıya çağırdığını belirttiler. Dünyada (Bastarafı 1. sayfada) lann millileştlrilmesi operasyonunun diğer Latin Amerika ülkelerine de sıçrama3indan korkan tasarruf sahiplerinin son 48 saat içinde bankalardan paralarını çekerek «altına hücum» ettiklerlnl belirtlyor ve ABD nln kısa vadeli faiz oranlarını hafta sonunda yükseltmesl üzerine dünya altın fiyatlannda son 23 gündür gözlenen küçük çaplı gerilemenin blr gecede tersine dSnmesinl bu gellşmeye bağlıyor. Meksika'da bankalann mlllileştirilmeEİ dünya altın piyasasına yansıyınca Türkiye'yi de etkilemiş oldu. Son günlerde 15 bin 800 15 bin 900 lira dolaylannda olan bir Cumhuriyet altınınm fiyatı bir gecede 1350 îira birden artarak 17 bin 200 liraya yükseldl. Cumhurîyet altını İçin bu flyat yeni bir rekor oldu. TISK ücretli izin (Bmstarafı 1. Sayfada) rumda, geçtiğimiz dönemlerde siyasi partilerin oy kaygısıyla, oy potansiyeli olan işçi gnıplanna cazip gelecek politik vaadlere ağırlık verdiği, siyasi iktidarlarm bu yönde hareket ede rek, sürekli işçl yararma düzenlemelere gittiği ifade edildi. Tek yanlı duzenlemelerin yarattıgı bu durumun «Kurulu düzenin bozulmasına, işçiişveren arasmdaki ban şın ortadan kalkmasınave «uyuşmazüklann yayılmasına» neden olduğu iddia edilen yorumda, işçilertn haftalık ve yıllık lzinlerinin ücretli olmasınm yanlış oldugu, pek çok ülkede böyle uygulamanın olmadağı öne sürüldü. Sendikalara siyasi faaliyetin yasaklanmasının, sendlka aidatlanmn kaynaktan kesilmesinin (Check Off) kBİdınlmasmm, sendikalann idari ve mali denetimlerinin daha ciddi sağlanmasınm gerekli düzenlemeler ol duğu yorumda belirtildi. Yorumda, lokavtm anaya sada hak olarak yer almasınm isabetli olduğu belirtilirken. YHK'nin anayasal bir Irurum haline getirilmesinin perficli oldufu görüşüne yer verüdi. TISK'in tasanyla ilgili ?orumunda. çahşma yasamına ilişkin di£er tüm maddelerin de «olumlu» ve «isabefj H» olduğu açıklandi: m 139. MADDE Genel Kunıl «Vergl ve benzerl maU yükümlüluklerl» düzenleyen 139. maddeyi görüşür ken, başkan vekill Vefik Kitapcıgil birleşimi bugün 10'a bı»ktı. Üç makineli Cağaloğlu'nda SATILIK MATBAA komple Günduz: Klodfarer Cad. No: 24/3 Türbe IstGece: 7106 73
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle