25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhııriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 4 EYLUL 1982 kımnda toplanarak, durum ve Mebusan Meclisinde seçilecek çahşma yolu kararlaş tınlacak ve Temsil Heyeti kuvvetlendirile cektir. Toplantı sonunda Temsil Heyeti Anadolu'da kalacak ve mebus seçümiş olan diğer kişiler İstanbul'a gideceklerdir. b Mebusan Meclisinin tam güven içinde buhınduğu belli olunca Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyetinin ge cel kurultayı yapılarak «Cemiyet»in ve bu arada Temsil Heyetinin durumu hakkrnda karar verilecektir. Bu toplantı ile elde edilen yararlı sonuç, yalnız Temsil Heyetinin «Batıya inti kalini», yani Sivas'tan daha Batı'da bir ye re gitmesini sağlamaktan ibârettir. Yukar daki kararlarda sözü edilen aşamalı toplantılar ise yapüamamıştır. Ancak Mustafa Kemal Pasa. bu kararîara dayanarak ve Temsil Heyeti Reisi sıfatıyla mebusîan aydınlatmak için yayınladığı bildiri ve genelgede bir olasılığı açıkça belirtmiştir: «Memleketimizin tamamlığını ve istiklâlimizin korunmasmı azünle isteyecek ve savunacak olan Mebuslar Meclisinin dağı tılması ve üyelerinin tevkifi ve sürülmesi imkân dahilindedir...» Nitekim cereyan eden olaylar. onun bu ileri görüşünü çok geçmeden doğrulamıştır. (3). Mustafa Kemâl Paşa'nın Kurultay son rası Sivas günleri, Amasya Görüşmesi» gibi daha başka olumlu çalışmalar yanın da, «Şeyh Recep Olayı» gibî. «Ali Galip Olayı» gibi olurnsuz girişimlere de sahne oldu. Bunlarm tümüne deginmeye burada olanak yok. Sonuçta bir ateş çemberinden geçildi. Şevket Süreyya Aydemir'in dedigi gibi: «Sivas ve Sivas günleri artık arkada kalmıştır. O günler ki. Mustafa Kemal'in galiba ya hiç unutamadığı. ya da pek hatırlamak istemedigi günlerdir.» Şim di o günlerin üzerinden koca bir 63 yıl geçmiş. Bağımsızlık savaşımızın hiç bir ulusunkine benzemeyen özelliği, tarihsel gelişmelerin kazandırdığı ileri boyutlarla günümüzde yeniden biçimlenmiş. îlkeleri bağımsızlık potasmda oluşan «Türkün Ateş le îmtihanı» ise. değişen zaman içinde genç kuşaklara esin kaynağı olacak önemini her geçen gün daha fazla duyuruyor.. (V 'Sivas KuruJtayı» (Av. Haluk Çağdaş Cumhuriyet Gazetesi/4.9.1B80) (21 'iki Önemli Belge» (Turgut Menemencioğlu Yakın Tarihimiz, Sh. 370) (3) 'Tek Adam' (Şevket Süreyya Aydemir . 11. Cilt, Sh: 130, 137). n vardır. Bu aşamalar, hedef alınan amaç açıstndan aynı olmakla birlüte; süreci hızlandrnna nitelikleri, özel koşullan ve nihâyet amaç üzerindeki etkinlikleri ba kımından değişiklikler gösterirler. Elbette tümünun önemi büyüktür. Ancak kurtuluşa giden yolda köşe taşı olarak kabul edilebilecek aşamalann diğerlerine göre ayncahğı da yadsınamaz. İşte 4 eylül 1919 tarihinde toplanan Sivas Kurultayı bu aşamalann en önemlilerinden biridir. Çünkü bu Kurultay'da alınan kararlarla Cl) Ulusal Kurtuluşu amaçla yan dağınık ve yöresel örgüüerin tek mer kezde toplanması sağlanmış, kurulan «He yeti Temsiliye» ile de ulus iradesini temsil eden ve sonra TBMM biçimine dönüşen Ulusal Meclis'in çekirdeği oluşturulmuştur. Aynca, Turk halkına duyulan güvensizliğin bir göstergesi olan «Manda ve himâye» önerileri ilk kez ve bir daha gündeme getirilemeyecek bir kesinlikle redde dilmiş, böylece kurtuluşun 'Ya İstiklâl. ya ölüm!..» parolasmda somutlaşan biçimiyle gerçekleştirilmesinin yolu açılmıştır. Bu yüzden «Millî Mücadele Hâtıralan» adlı eserinde Ali Fuat Cebesoy'un da belirttiği gibi, «... Milli birliğin iç ve dış düşmanlarımıza karşı takviyesi için çökmeh üzere olan Osmanh İmparatorlıığu yerine Türk Milli iradesine bir başlangıç olacağı kabul edilen Sivas Kongresinin Milli Mücadele ta rihimizde önemli bir rolü vardır.* Büyük kurtancı Mustafa Kemal Paşa" mn Kurultayın çalışmalannı bitirdigi 11 Eylül 1919 tarihinden Ankara'ya dönmek için aynldığı 18 aralık 1919 tarihine değin yaklaşık üç ayhk süre içinde Sivas'ta kala rak Temsil Heyeti üyeleri ile birlikte yaptığı bir dizi çalışmanın kısaca açıklanmasın da da yarar vardır. Aslmda bu sure içinde yapılan çalışmalar, alınan tarihsel kararlann uygulama alamna sokulmasına ve stratejisi saDtanan amacın gerçekleşmesine yöneliktir. Bu nedenle Kurultayın toplanmasıyla bu çahşınalar arasında oreanik bir bağ ve bütünlük vardır. Sivas Kurultayınm 63. yıldönümünde hepsine değilse bile önemli olanlarma kısaca değinmek ya rarlı olur kanısındayıtn. u lusal eylemlerinin, başlangısonuna ( cındanKurtuluş değin değişik aşamala Sivas Kurultayı ve Spnrasi Av. Haluk ÇAĞDAŞ yında oybirliğî ile alınan kararlar arasındadır. Bu karar uyannca Eylül ayı içinde çekilen telgrafta, Sivas Kurultayının amacının ülke balkının çoğunlugunun isteklerini yerine getirmek, tüm azınlıkları koruma altmda bulundurmak ve vatandaşların can ve adalet alanındaM haklannı güvenceye bağlamak olduğu belirtilerek sonuçta şu isteğe yer veriliyordu: «...âzanızdan mürekkep bir komiteyi Osmanlı Imparatorluğunun her köşesine göndermenizi diliyoruz. Bu komlte hususi menfaat ve alakalan olmayanlar ve bir millete has olan berrak görüşle Osmanlı İmparatorluğunda fiili surette huküm sü ren hâl ve şarüan tetkikten geçirmelidir. Böyle bir tetkik Osmanlı İmparatorluguna ait nüfusun ve arazinin mukasseratı hakkmda bir sulh muahedesi mucibince key fi kararlar verilmesine meydan bırakılma smdan evvel yapılmalıdır.» (2). Bunun üzerine Amerikan Hükümetinin General Harbord Başkanlığında gönderdiği kurul, 20 eylül 1919 tarihinde Sivas'a gelmiştir. 22 Eylül günü yapılan ikili görüşmeden sonra Harbord'un Amerikan Hukümetine verdiği rapora göre. Mustafa Kemal Paşa yapılan görüşmede, ulusal direnişin Yunanlılann îzmir'deki vahşetleri üzerine başladıgını ve Sivas Kurultayının İmparatorluğun ceşitli bölgelerinde kurulan savunma gruplannı birleştirerek tek güç haline getirmeyi amaçladığını söy lemiş, sözlerine devamla ve Ermeni sonı nuna parmak basarak îzmir'de Yunanlılann yaptıgı kıyımlann işgal devletlerinin gözleri önünde yapıldığını. Ermenilerin sü rulmelermin ise (1915 olaylan) hükümeti ele geçiren küçük bir komitenin eseri olduğunu belirtmiştir. General Harbord'un Amerikan himâyesi konusunda, «...kendi yerini bilen hiç bir devletin eline tam yet ki ve egemenlik almadan iç ve dış yönetim lerini yürütmek sorumluluğunu kabul edemeyeceğini» söylemesi üzerine de. «Amerika, Fransa ve tngilterede de adam öldürmeler vesair cinayetler oluyor ve hiç bir millet itham olunmuyor. Yalnız Türkler, kendi ahalisinden sekiz yüzbin kişinin kat linden sorumlu tutuluyor» biçiminde konuşmuştur. Bu ziyaretin yaran. Amerikan Heyeti nazarında «manda ve himâye» isteklerinin Mustafa Kemal Paşa ve ulusun kurtulması uğruna baş koymuş olan yakın çevresinin yurtseverliginin üzerine çıkamayacağı nok tasında somutlaşmıştır. Bazı önemli kararlann icrası ve genel bir «durum muhakemesi» yapmak amacıyla Mustafa Kemal Paşa'nın 29 ekim 1919 tarihli çağnsı ile 16 kasun 1919 da üst Ko muta Konseyi Sivas'ta özel bir toplantı yapnuştır. Kâzım Karabekir Paşa, Ali Fu at Paşa, Rauf Bey. Kara Vasıf Bey, Konya'dan gelen Kurmay Başkanı Şemsettin Bey ve Sivas'taki 3. Kolordu Kumandanı Selahatön Bey Ue bazı Heyeti Temsiliye üyelerinin katılmasıyla yapılan ve 29 Kasım 1919 tarihinde sona eren bu Küçük Kurultayda Mebusan Meclisinin tstanbul" da toplanarak seçilen mebuslann görüşle rinin alramasına, Müdafaai Hukuk Teşkilâtı'nın kuruluşunun tamamlanması için kolordu komutanlannın çabuk ve etkili yar dımlannın saglanması için gerekli önlemlerin almmasına karar verllmiş, Paris Ba rış Konferansının Türkiye için olumlu ya da olumsuz bir karar vennesi durumunda nasıl davranılacagı konusu da tartaşılmıştır. Aynca Ege ve Güney tllerindekl durum parasal sıkmtı, tstanbul Hükümetinin kay pak tutumu, Anadolu'daki silahlı kışkutma larla seçim sorunlan da toplantı da görü şülen konular arasmdadır. (Bu toplantı es nasmda çekilen ve Mustafa Kemâl ve Ali Fuat Paşa'larla Rauf Bey'i masa üzerinde ki bir harita başmda çalışırken belirle yen çok değerli bir resim, çoğu arşiv ka yıtlannda yanlışlıkla Erzurum Kurultavı günlerine mal edilmektedir.) Bu toplantıda. sınırlan belirsiz olmakla birlikte iki aşama lı bir karara vanlmıştır. Kararlar şu yoldadır: a Mebusan Meclisinin İstanbul'da top lanması ile bu Meclisin yasama jçSrevinl tam bir serbestlik ve güven içinde yapmakta olduğunun belli olacağı güne kadar Temsil Heyeti, şimdi olduğu gibl dışa nda kalarak ulusal görevini yapmaya de vam edecektir. Ancak bütün il ve sancaklardan çağnlacak temsilciler, Eskişehir ya Yasalara Saygı? 1 eylül 1982 günlü Tercüman Gazetesi'nde 6'ncı sayfada «Devlet Başkanımızın Konuşması v« Barış Komitesi Davası» başhğı altmda çıkan yazının altını çizdiğim satırlannı köşeme aktarıyorum. <Devlet Başkanımız Saym Evren'in 30 Ağustos münasebetiyle Aîyon'da yapmış bulunduğu etrafh konuşma değişik unsurlar ihtiva etmektedir. Bu sefer Sayın Evren, tam bir asker açıklıgı ile meseleleri cepheden ele almış ve komünizmin Türkiye'ye içerden ideolojik yolla, dışardan ise ASALA kanalıyla yapmış bulunduğu hücumlan gözler önüne sermiştir. Devlet Başkanımız Türkiye Komünist Partlsinin Sesl Radyosunun Banş Derneği davası vesilesiyle yapmış bulunduğu konuşmanın metnini de vermiştir. Bu metin zaten apaçık bir meselenin bir de düşman ağzmdan dile getirilmesinden ve ortaya konmasından başka bir şey değildir. Bu bakımdan Sayın Devlet Başkanımızın konuşmasmın bu kısmını okuyucularımıza aynen aktarmakta büyük faydalar görmekteyiz. Türkiye Komünist Partisi, halkımıza şöyle dlyor: «Banş istlyorsanız, O'nun uğrunda NATO'ya Amerika Birleşik Devletleri köleliğrine ve diktatörlere karşı çıkın. Demokrasi istiyorsanı*. 0*110 yokeden cuntanm baş destekçisi Amerikan emperyalizmine karşı savaşın. Iş, ekmek, toprak istiyorsanız, ulusal kaynakların aslan payının silahlanma harcamalarına yolaçan NATO üyeliğine, silahlanmaya karşı çıkujj» Aynı radyo başka bir gün çunlan söylüyor: «Türkiye Barış Komitesi davası sürüyor. Yurdumuznn önde gelen bilim, sanat ve politika adam lan yargılanmaya çalışılıyor. Türkiye Komünist Partisi, tüm halkımıza sesleniyor.. Barış Romitesi yöneticilerinl askeri idarenin elinden knrtaralım. Topraklanmızdakj Amerikan füzelerinl söküp atahm, greleceğimizi kurtaralım.» Devlet Başkanımız konuşması esnasmda radyonun yukandakl sözlerinin tstanbul'da görülmekte olan bir dava ile alâkalı oldugunu belirtmiştir. Bu dava Banş Derneği davasıdır. Ve şu anda bu davanın avukatlan reddi hakim talebinde bulunmuşlardır ve bu hususta Savcı. 2 eylül tarihlndeki celsede kanaatini beyan edecektir. Devlet Başkanımn birinci paragraftaki TKP*nln sesi radyosundan aldığı cümleler ise. Banş Derneği'nin ve alelumum banşseverlerin değişmez sloganlandır. Ve görülmektedir ki. TKP'nin sesi radyosu, Banş Derneği üyelerine açıkça ve ordumuza karsı bile sahip çıkacak kadar kendinden geçmiş ve maskeler aşağı düşmüştür.» Banş Derneği davası bütün dünyada ilgl uyandıran ve yakından Izlenen bir davadır. Bu konuda yalnız TKP Radyosu yayın yapmıyor; ABD. Ingiltere, Federal Almanya, Fransa ve benzeri «dost ve tnütteflk» ülkelerde çeşitli radyolat, gazeteler, kuruluşlar fikirler ileri sürüyorlar. Eğer bir değerlendirme gerekiyorsa tümünü ele almak sağlıklı olacaktır. TKP, Barış Derneği davası sanıklannı savunuyor göründüğü için sanıklan «komünist» sayarsak. Amerikan ve tngiltere kaynaklarına bakarak, aynı sanıklan «kapitalist» saymak Ne var ki biz yürüriükteki bir davaua likir ileri sürmekten kacırunz; çünkü yasaktır. Ancak bu yasal yasağın Tercüman Gazetesi için geçerli olmadığmı mı varsayacağız? Şu noktayı da vurgulamak gerekir: Devlet Başkanı Sayın Kenan Evren'in Afyon konuşmasını İzledik ve dinledik. Tercüman Gazetesi'nin çıkardığı ahkâma benzer bir yoruma açık kapı göremedik. Sayın Devlet Başkanınm yürürlükte olan bir davanm kişilikleri yurdumuzda ve dünyada belirlenmiş sanıklanru peşinen mahkum edecek bir yaklaşım içinde olmadığına inanıyoruz. Eğer böyle bir yargı sözkonusuysa, verilecek mahkeme karanrun üstüne şimdiden gölge düşer. Sayın Evren'in Afyon konuşmasını Tercüman Gazetesi'nin özel amaçlanna malzeme dlye kullanmak tehlikeli bir saygısızüktır ve yasaların açıkça çiğnenmesidir. Komutanlar Topfantısı Harbord Kurulu'nun Sîvas'ı Ziyareti ABD Senato Başkanlığma çağn njteliğinde bir telgraf çekilmesi, Sivas Kurulta OKTAY AKBAL HflVIR Baslıca • Sorun: Anayasa Iken... CBilim Dttnyası Olacağı okuma, gelecegi görme, başta insan, bütün canhlann en büyük istegidir. «Ne zaman, nasıl ölecegün? Bu hastaüktan kurtulacak mıyım? Borçlum bor cunu zamamnda ddeyecek mi? Oğlum ne olacak? İ?imde basanjı olacak mıyım?..» gibi sorular her gün kafamızı kurcalar. Olacağı okuma, gelecegi görme, devlet yönetiminde de büyük önem taşm «Bu savaşı kazanacak mrytz? Ayaklanma bastmlacak mı? Ürün bol mu olacak? Devlet uzun ömürlü mfi olacak?..» gibi konular devlet adamlannı öteden beri uğraştırmıştır. Bunlan bitoek için kâhinlere avuç dolusu altın ödenmiştir. 19. yüzyıl sonlanna kadar her sarayda bir de müneccim vardı. Osmanlı saraymda «Muneccimbaşı», gözde memurlardandı. Padişah hocası, hekim başı, cerrahbaşı, kehhalbaşı (gözhekimi) ve hünkâr gibi «ulema sınıfından olan mü neccimbaşı devlet işlerinde «eşref saatl» kollayan bir görevli idi. Padişahlann tah ta geçmeleri, şehzadelerin do ğumlan, savaş ilanı, ordunun sefere çıkması, sadrazamlara mühür verilmesi, denize gemi indirilmesi, sultan düğünleri hep «eşref saat> (uğurlu saatle rastlatılırdı. Kendislnden sonra kar deşi Birinci Abdülhamid'in mi. oğlu Üçüncü Selim'in mi tahta gecirilmesi konusunda ölüm döşegindeki fikrJ soruîan Oçüncü Mustafa (1757 1774): «Sellml gecirin. O büyük bir padişah olacaktır. demişti. Çünkü, Selim doğar ken müneccimbası Yakub Efendi kapm?n dışında elinde saatle beklemiş. fakat şeh zade, ugurlu saatten beş dakika önce doğmuştu. Bunun üzerine, Yakub Efendi saati ilerletip, Padişaha, oğlunun «Clhanglri blnarir» (dünyayı alacak eşsiz bir padişah) olacagmı haber ver mişti. Yavuz Sultan Selim gibi bir cfhangir olması bek lenen Üçüncü Selim'in acıklı sonu şaşkmlık yaratmış mıdır, bilemiyorum. Ocüncü Mustafa müneccimlere çok inandığından. o sıralarda Avrupa'di yıldızı parlamaya başlayan Prusya Kraîı İkinci Frederik'den. elçi olarak gönderdiği Ahmet Resmi aracılıği ile, üç münecchn istemişti. Alman tmparatorunun vanıtı şu olmus tu: «Benim flç mCnecdmfm var: 11 Tarfhten d*»rs almair. 2) TalimU bîr ordu ve 31 Dola bir hazinp.» Ve tarih eVİpmeVtedir «Bu vanrta raft men, Mustafa. MaerÎDİi Vâhin. remild fal eılarla doldurmnştu.» Bunlann işe yarayıp yaramâdıftını bu D^^isahın u2xac!ıSı bü yük felaketler göstermigtir. vf>z"f>rTn*m\<s. s a r a n i BELGİL. Olacağı Okuma ikinci Mahmut döneminde Mısırü Ibrahim Paşa ordularına karşı verilen savaşta Prusyalı uzman Moltke'nin onerilerine ragmen tam zamamnda saldınya geçmeyip «eşref saat> bekleyen Hafız Paşa'nın ba«ına gelenler de oldukça ilginctir. Bugün olacağı okumada günümüz yöneticileri planlara, istatistiklere, uzman tahminlerine, hava durumu raporlanna soğuk hesaplara (Atatürk'ün başan nedenleri), gizli ajan raporlarma göre adımlannı atmak tadırlar. Fakat, istisnal hallerde, çagdaş devlette bile burç fahna göre hareket edildiği de bir gerçektir. Günümüz devlet adamlan arasında burçların etklnliğine inanmışlar vardır. Bunlann, işlerini, burçalara göre ayarlayacagı kuşku götürmez. Ancak, bunlar hep olaylardan sonra açıklanmak tadm Tabü sonuç olumlu çı karsa. Hamdullah Suphi Tan rıöver, Bağunsızhk Savaşı zaferlerini, burçla değil, «istihare» ile Atatürk'e haber verdiğini anılannda yazar. Hitler'b, bir ülkeye saldırmadan önce müneccimlerinin gört'jünü aldığı, 30'lu yıllarda genel kanı halinde idi (Bunun yanlışlığı sonradan anlaşılmıştır). Durumu bilen Ingiliz casusluk servisinin (bizdeki deyimi lle Entellijans Servis), ikinci Dünya Savaşı başlayınca bir müneccim kiraladığı söylenir. Amaç. savaşı münecdmin öne,rilerine göre yönetmek değil. diktatörün burcu na göre münecciminin kendisine ne öneride bulunmuş oîabileceginl kestirmekti. Yapılan bir araşbrma, insanlann büyük çoğunluğunun, burcun ne oldugunu bilmedigml ortaya koyauştur. Çogu kimse. burcunun Balıi, Terazi. İkizler.. oldugunu size söyler. Fakat bunun ne olduğu hakkında ke sin bilgiye sahip değildir. Dünyanuı hangi burcun etkisi altında oldugunu takvimler yazmaktadır. 23 eylül 1982'd» «Güneş Terazi burcuna girer» denmektedir. 23 ekim 1982 için «Güneş Akrep burcuna girer» yazıhdır. 22 kasımda güneş, Yay burcuna girer... Ashnda güneşin bir yere girdifi. bu. .dan çıktığı yoktur. Gerçek" ışık ve sıcaklık verenimizin her ay başka bir yıldız kümesinin önünde görünmesidir. Bunu kısa ve açık anlayabilmek için şöyle bir durum düşünelim: Sul tanahmet Meydanmdaki yuvarlak havuzu güneç sayalım. Kendinizi de dünya savm. Siz havuzun çevresinde dolaşırken. bunun klmi zaman Sultanahmet Camii'nin önür"if. kimi 2"TnaTi Ayasofya Camii'nin önünde, kimi zaman Alman Çeşmesi Parkı'nm önünde oldugunu sanırsmız. Başka bir deyimle. bunlan havuzun arkasında görürsünüz. Şimdi, bu benzetmeden gerceğe dönelim. Açık bir havada. geceleyin, göğe baktığımızc'a. yıldızlan. geometrik şekiller oluşturacak bicimde kümelenmiş olarak görürsünüz. Işte bu kümelere «Burç» denmektedir. Gökte 88 burc olduğu bi linmektedir (kimilerine göre 89). Mezopotamya uygarlıklan dönemindo insanlar bu kümeleri balığa, teraziye, koca.. benzetmisler. bunu beltrtmek için d e bunlann cevrp«;ine resimler çirmislerdir. Yıldız kümelerinin 12 ta nesi burcîann en önemlileridir. Bunlar belirli aralıkî»rla eünesin çevresinde sıralenmıSİardTr. Günesin cevresind» b'r yıitîa dören dünvadan, ffünes. her av baska bir yiidız Irfimesl önünde tmiş gibi görünür. Güneşin bir küme onunde gorunmeye başlaması Ue bu kumenin önunden aynhp sonraki kümeye girmesi bir ay kadar sürer. Işte bu bir ayhk sure içinde doğanlar. «O yıldız kümesinin, yani o burcun etkisindedir» denmektedir. Ve tabü, her burcun insan yazgısmı başka türlü etküediğine inanıldığından. o burçta doğanlar belirli yazgılara sa hip olmak gerekmektedir. Bunun bir tandırname ve kimi insanlan yolmak için bir yöntem oldugunu geçen yazımızdr belirtmiştik. Fakat, insanlann çoğu coş ku veren bilgileri daha çok sevdiklerinden ve bunu da bilimsel gerçeklerden çok hurafeler, söylenceler (efsaneler), yalan, dolan. dolap yoluyla daha çok sağladıklanndan, müneccim saltanat lannı sürdürmektedirler. Mil yonlann ekmek yediğl, trilyonlann döndüğü bir işin savunuculan da milyonlarca dır. Bunlar. yıldız bilgeliğini, şimdi bilimin son verilerine uydurarak sunmaktadırlar. Denen şudun «Ay, gü neş dünyayı ısıttığma, aydınlattığına, ışın bombardımanına tuttuğuna. günefl pat lamalanmn radyo haberleşmelerinl bozduğuna göre. aynı ay ile güneş. doğan ço rukların yaşamı üzerinde ned»n etkili olmasın? Durum, merkür, venüs, lüpiter, satürn.. gibi yıldızlarla yıldız kümelerinden oluşan burçlar için neden dopru olmasın? Gezegenler güneşe çekimle bağlı değil midir?» Bunlar doğru... Ancak. denizlerin sulannı yükseltlp al çaltan ay sizin gönül işlerinizi nasıl ayarlar? Sizin öleceğiniz günü. çocuğunuzun geleceğini nasıl belirler? 1968 yıhnda Güney Afrikalı Barnard ilk yürek aktarma ameliyatm) yapmıştı. Aynı yıl Robert Kennedy. Marttn Luther King öldürülmüş. Çe koslovakya, Varşova Paktı üyelerince Işgal edilmis. ayın çevresinde ilk yörünge uçuşu yapılmıştı. Dünyanm hicbir yerinde hiçbir burç dergisi bunlan haber verme miştir. Vermlşlerse bile, yorum gerektiren yuvarlak laf îarla vermislerdir Amerika' da herkesi üzecek bir olay sosyalist ülkelerde çalkan Film bitti. Daha başmdan belliydi Doris Day'ı öldürmeye, ya da çıldırtmaya çahşan kişinin, kocası Rex Harrison olduğu... Yine de kuşku uyandıran başka insanlar da vardL Heyecanlı bir oiaydj. Herkesin solugu kesilmiş izliyordu filml. Kıpır kıpır oynaşan, bağıran çocuklar bile susmuştu. Tam bir sessizlikte film mutlu sona ulaştu Geceyansına yakındı. Dünyadan, yurttan haberleri okumaya başladı Mehmet Akarca... Önce Danışma Meclisi'ndeki Anayasa tasarısı üzerine görüşmeler... Bir de baktım, önce yaşlılar kalktılar, sırayla salondan aynldılar, arkalanndan gençler, doğallıkla çocuklar... Az önce belki yüz elli kişi vardı TV ekranı önünde. Başımı çevirdim. kdmse kalmamış. Derken geç kalmış biri geldi. oturdu, baktı Ülm bitmiş. o da kalkıp gitti. Tek başımıza izledik günün son haberlerini... Kaç kişi ilgileniyor Anayasa hazırlıklanyla? Kaç kişi biliyor Filistin İsrail çekişmesinin geçmişi ni, anlamını? Kaç kişi aldınyor geleceğmizin nasü kurulacağma? Elli milyona yaklaşan nüfusa sahip bir ülkede iç ve dış sorunlan gereği gibi bilen, anlayan yüzde kaçtır? Evet bir kayıtsızlık var gözle görülen, bir ilgisizlik, bir umursamazlık... Bana ne, ben ne yapabilirim, elimden ne gelir, boşuna ne üzüleyim, herşey olacağına vanyor, başımı niye dertlere sokayım? gibi düşunceler günden güne yaygınlaşıyor. Bir Anayasa hazırlanıyor. Her maddesi hepimlzin yaşamıyla yakından ilgüi... Bizlerin, çoluk çocuklanmızm .ulusumuzun yannki yaşamını düzenleyecek kurallardır bunlar. Bakıyorum, gazetelerde o da hepsinde değü yazılar, demeçler yayınlanıyor. ama halk çoğunluğu olup bitenlerin farınnda mı? Farkında olmak istiyor mu? Yoksa bile bile mi «bana ne. diyor. Türk toplumunda gözle görülen bir umursamazlık. bir ilgisizlik nerden kaynaklanıyor? Korkular mı, kuşkular mı, yoksa bir bıklanlığm sonucu mu? Marmara kıyılannda bir tatil köyü. Denize giriliyor. güneşte kumlara yatılıyor, gazinoda rakı, şarap iciliyor. Sabahlan bakıyorum hemen herkes gidip gazete alıyor. Gazete okuyuculan yirmi otuz yıl öncesine göre kat kat artmış, bunda hiç kuşku yok. Ama gazetelerin niteliği otuz kırk yıl öncesina göre çok değişti. Boyalı basm dedik, gerçekten de göz boyamaktan öte bir şey yer aJmıyor gazetelerimizin çoğunda. Eğlencelik şeylerL Düşünceye. kültüre seslenen bir yanlan yok. Şu Anayasa tartışmalarından da belli değil mi? Türk ulusuna hiç mi hiç yakışmayan. genç kuşaklann gelecegine ağır kayıtlar, önlemler getiren, düşünce özgürlügünü yok edici heıaplarla dolu bir tasan var karşımızda... Ama ulusca bir ilgi, bir kuşku duyuluyor mu? Her yurttaş bu Anayasa işini kendi özel sorunu, yaşamsal bir işi sayıyor mu? Nerdel On bir yıl önce bir yazımda «btz bu Anayasa'' ya yakışmıyorıız, herşey bize tepeden verilir. sonra yine tepeden alımr, biz onu da. bunu da seyrederiz» demiştim. Bir alandaki ağaçlannı bile kestirtmeyen uygar Stokholm'lileri örnek göstermiştim. Başkalan ağaçlannı bile savunuyor. bizse Anayasa'mıza sahip çıkamıyoruz, demiştim. Bu yüzden mahkemelere düşecektim! Sanki Türk ulusunun Anayasası degilmiş de yasadışı bir kagıt parçası tmiş. ben de onu savunun demekle *suç* işlemiştim! Neyse ki yasa adamlan böylesine anlamsız bir dava açmaya kalkışmadüar... Bugün de oyle... Yeni Anayasa, elli milyonluk bir ulusun bugününü, yannını, yannlannı düzeneso kacak bir kurallar toplamıdır. Hepimizi, en önemli özel işimiz gibi ilgilendirmeli Beş on yazann. bilim adammın. düşünurün. gazetecinin tepkisi yettnez. Halkoylaiîasında «evet» ya da «hayır» diye yamtlayacagımız bir Anayasa tasansına. hazırlanma aşamasında. düşüncemizi. görüşümüzü açıklayarak olumlu katkılarda bulunmalıytz. Bunu kendimize ve ulusumuzun gelecegine karşı en kutsal bir ödev bilmeliyiz. Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü « Müessese Müdürü Yazıişleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL „. OKAYGÖNENSİN ^VHMET KORULSAN YALÇIN BAYER' ALİACAR • Yazt Işleri Müdür Yardımcısı Haber Merkezi Müdürü MizanpajYönetmeni TEMShjrAHt • ANKARA : • YALÇIN DOĞAN • İZMİR • ADANA : : • HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN SBtVİS ŞEFL£Rİ TESEKKÜR Kıymetll varlıgımız, biricik kızımız Ankara Hukuk Fakültesi üçüncü ^ınıf ögrencisl, Istanbul Haberleri: Selahatfin CÜLER Dış Haberter : Ergun BALCI Ekonomı: Osman ULAGAYYurt Haberleri: Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ Magazin: Yalçın PEKŞEN Spor: Mehmet TEZKAN Araştırma: Şahin ALPAY Düzeltnıe: Konur ERTOR BÜROLAR KonurSokak No. 24/4 Ymisehir ANKARA Tel: 1758251758 66 idare:1S3335 HalltZya Bulvan No: 65/3 İZMİR Tel: 2547 09131230 1961 1982 Ciğdem Batubeyin geçlrmiş olduğu korkunç kaza netlcesl, 6mrunün en güzel çağında, yaşama doyamadan, hayatmı kaybetmesi dolayısı lle telgrafla, telefonla, mektupla, gazete İlanı lle ve bizzat ziyaretimize gelerek büyük ve onulmaz acımızı paylaşan akraba, dost ve arkadaşlarmııza, tüm Mustafa Kemal Paşalılara teşekkürlerlmizi lletiriz. AtLESt ve NtŞANLISI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle