Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 12 27 EYLÜL 1982 TUTANAKLARDAN BARIS DERNEĞİ DAVASI Orhan Apaydın: Dernek tüzugii yasaya aykırı ise Valilikçe kapatılmalıydı 9 İstanbul Barosu Başkanı Apaydın, iddianamenin hukuksal değerlendirmesini yaph. tstanbul Haber ServM Barıs Demeğl davasında, 21 eylül günü yapüan sorgusunda, Istanbu] Barosu Baskanı Avukat Orhan Apaydın, Avrupa Konseyi'nin tstanbul Barosu'nu Avrupa ülkeleri rasında Türkiye'yi temsü eden hüfcümet dışı bir hukuk kurumu olarak kabul ettiğini söylediKonseyin İstanbul Barosunda Insan Haklan Merkezi oluştur dugunu, Baroyu temsilen Kon»ey toplantılanna katıldığını, Konsey ile Baro arasında banş komısunda organik bağ olduğumı bildirdi. Terör ile mücadelede de Baronun etkln yer aldığını belirtti. Ülkemiz ve dunya kamuoyunda büinen bu gerçekler karşısmda, batının biir demokratik düzenlni, mevcut anayasal düzenî yıkma suçlama larının. bu Buçlamalar ile sanılc sandalyesine oturtulmalannın sadece bir yanılgı ile açıklanmasuun mümkün olroadığını •çıkladı. Terörle mücadele eden, anayasal dtlzeni savunan kişi olarak yerinin davacı san dalyesi olduğunu savundu. Apaydın, daha sonra iddiana menin hukuksal açıdan değerlendirmesini yaptı. Banş Derneğinin tüzüğünde gerçekten ya saya aykın bir hüküm varsa Demeğin Valilikçe faaliyetten alıkonması gerektiğtni, aynı şe kilde yasaya uygun kurulmuş dernek belirli amaç yolunda yo netilmisse, yönetenler hakkında ceza kovuşturması yapılması gerektiğinı anımsattı. Bunlar yapılmaımşsa yasa dışılığa dö nüşme ıddissının da geçersızkalacağını söyledi. Aynca iddianame içinde de çelişki olduğunu, kuruluşta yasadışı amaçlarm varlığı ile, sonradan yasa. dışı faalivetlerle illegal örgüte dönüştüğu savlannın çeüştiğini belirtti. «Dernegin hangi eylem leriyle, hangi tarihlerde illega(Arkan 9. Sayfoda) DISK davası Nebioğlu: DİSK demokrasiye yürekten bağlıdır Istanbul Haber Servisl DISK davasında. 15 eylül günti yapılan sorgusunda eski Yünitme Kurulu üyesi ve kurucularından Remal Nebiojlu, Anayasamız da doktrin olmadığını soyledi. Anayasada hicbir par tinin programının olmadığmı, ne liberalizm. ne de sosyalizm oldugunu beürten Nebioğln, karma ekonomik modeli önerdiğini, hangl kesimin daha ağır basacağını iktidara gelecek parti ve çıkanlacak ya salara bıraktığını belirtti. Duruşma Yarjncı Çetin Güvener DÎSK'in demokra si mücadelesinin Ulkemizde mevcut parlamenter nizamı korumaya yöneük aeğı!, sosyalist . komünıst düzene geçir. için araç oldugıı iddiasma karsı diyeceğini sordu. Kemal Nebioğln DISK'in yürelcten de moltrasıye bağlı olduğunu söyledi. «DtSK demokratik yönetimin bütün yöne. tlmlerden daha etkin ve uı san tabiatına daha vatkın oldıifu inancındadır. Çünkü demokrasi açıklıçı. aydınliğı perektirir. Gizli pazarlıkla. kapalı kapılar arkasında yapilanlar. demokrasinin ışıfında ortaya çıkar. Demokrasi erdemli in sanlann diiıenidir. Emekçilerin demnkratik dü?en içinde örçütlenmeleri. hak larına vönelik cslışmaJar yapmalan ve insanca yaşa maya çiden yolda rnücadele vermeleri mümtcündür. DtSK kumldnğu eünden beri demokrasivi savnnmaştnr. Her türlü dikta rejimine açık secik karsı çıkmıştır» dedi. Yamç, «DÎSKTn müc». dele ettigl emperyalizm ve kapitalizmln bncfinkü utm yasal re.fiml olnjturdntu, emperyaUzm ve kapltallrmln ancak bnrfinkti parla menter niıam vıkılarak •osyaHst • komönlst düzene ıreçis hallnde ortsdan kalkabfleceti» İddiasma karsı diyeceğüü «cıklama(Arksn 9. Sayfa4»| öğretim üyelîğine yukselme ve atama yönetnıeliğînde yasaya aykırı hukümler var Yasa yönetmelikle Faruk BİLDİRİCİ ANKARA Yüksek öğretim Kurulu'nun hazırladığı öğreüm üyeliğıne yükseltilme ve atanma yönetmeliğinde yasaya aykın ilkelerin yer aldığı öne siırulüyor. YÖKIln bazı yasa hükümlerini yönetmelikle yumuşatması öğTetim liyelerince olumlu karçılanıyor. «öğretim fiyeliğine yükseltilme ve atanma yünetmeli?i»nın 8. maddesinin son fıkrasında «Yabancı dfl stnannı bir finiversitede başardığı halde, yardımcı doçentlik kadrosuna iki yü içinde atanmayanlar, yeni başviırnlannd^ yabancı dfl sınavına yeniden girmek zorundadırlar,» deniyor. Oysa Yüksek Öğretim yasasınm yardımcı doçentliğe atanma ile ılgili 23. maddesinde sadece yabancı dil sınavmı başarmak zorunlulugu getiriliyor. Böylece yönettnelik yasada kaynağı olmayan ve yabana dil bilgisi sınanmıs olan, bir öğretim elemanının yabancı dil bilgisinın bir kez daha sınanmasını ongörüyor. Aynca yasanın bu maddesindeki amaç, yardımcı doçentliğe atanacak kişinin yabancı dil bilgisinin ölçülmesi olduğuna göre, bu bilginin bir kaç kez sinanmasına ikşkin hu kiim geüTümesi, yasanın amacı dışına çıkmak olarak değerlendüıliyor Yüksek öğretim yasası «<^retim üyeliğine ytikseltilme ve atama işlemleri» konusunda yo netmeük çıkanna yetkisini YÖK e tanıyor. Ancak yme yasa aka demik konulann düzenlenmesi yetkisini Üniversitelerarası Ku rul'a veriyor. Dolayısıyla, bu konuda yonetaıelik çıkarma yetkisi YÖK'e ait olmakla birlikte. YÖK'ün bu konuda ayrıntılı düzenlemeler yapma yet kisi bulunmuyor. Aynntılı düzenleme yapümasmm, Oniversitelerarası Kurul'un yetkilerinin elinden alınması «niaTnına geldıği üeri sürülüyor. Sözkonusu yönetmeliğin 14. maddesinin son fıkrası yardun cı Doçentliğe denklik konusunu hükme bağlıyor. Bu fıkrada, «... Yabancı fllketerde çabstıklan görevin, rardımcı doçentliğe denk olduğu ilfill kurumun yönetim kurnlunca ka. bul edilenlerin, bu çalışma sü releri yardımcı doçentlikte ge( miş gibi sayılır. Ancak bunlann son bir yıhnı bir Türk Lniversitesinde geçirmiş olmaları şarttırj» deniyor. Oysa Yüksek Öğretim yasası yardımcı doçentliğe «denklik» gibi bir kavrama yer vermiyor. Yönetmeliğin geçici 1. maddesinin (a) fıkrası, «Asistan fln vanı ile çaiışanlann kendi kurumlannda doktora vaptıktan sonra aradan üç yıl geçmiş bulunanlann, kendi kurumlarında yardımcı doçent olarak atanabiieceklerini» hükme bağ lıyor. Oysa Yüksek Öğretim Ya sasının geçici 15. maddesinin (a) fıkrası bu konuda farklı hukümler içeriyor. Yasanın ilgili maddesı aynen şöyle: «Asistan ünvanı ile çalısanlann bir yü zarfında bn kannn hükümlerine uygun olmak kay dı ile yardımcı doçentliğe başvurmalan sağlanarak yukseltilraeleri ve atanmalan yapılır ve bulunduklan kunımları ile iliskdleri kesilir. Bu süre içinde yardımcı doçent olamayanlann (Arkası 9. Sayfada) Yüksek öğrenim göiçl^i ne düyor? Mehmet AH Altın (Bnrsa Ulndaf Ünl. Ikt. Id. Bilimler Fak.): Böyle kararlarla üniversite gençliğini okuldan atılma durumuna getınnenin Atatürk ilkelerinde yerı var mıdır? Ya da bu, profesörlüğü, aydınlığa sığar mı? Müstesep hakUnn kaldmlması hukuk kurailanyla bağdaşır mı? Ozcrkliğm kaldırılması üniversiteleri medreseye dönuştürmez mi? Ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesine böyle mi ulaştıracağiz? YÖK yetkilüerine unuttuklan bır noktayı hatıriatmak istiyorum, yönetmeliğe 8. madde olarak şunu eklemelıler .Yüksek oğrenimde her öğretim yıh için öğrenci naşına bir milyon lira alınsın, veremeyen de okumasın. • Pervin BUir (Gazl Ünl. Eçitlm Fak.): Rektöründen öğrencisine kadar herkes şaskmlık içinde. YÖK'ün gerek ders ve smav gerekse devam zorunluîuğu konusunda aldığı kararlir, büyü'c bir öğrenci kittesinin yok olmasını ve yeni Anayasa tasansmda yer alan serseri ordusuna katılmasına yol açacak. Karmakanşıklığm giderilmesi ve biz'en giiç duruma sokan sonınlann çözül. mesı için yetkililere sesîemyorum. • Ali Kodak (Bolu tdari Bilimler YO): YÖK, kazanılmış bütün hakları dikkate almaksızın öğrencileri mağdur etmek için adeta acele etmektedir. YÖK bızlerle bırlikte aile!erimizi de sıkmtılar içine sürüklemekted'r. Sayın Başbakammız «Biiî müktesep haklsra daıma saygüıyız» dedi, Doğramacı'ysa müktesep hakkın kalmadığını sdylüyor. Y9neticil?rimizin hayatl sonınlanmıza çözüm getiraceklerine inanıyor ve umutlamnı yiürnnyorum. • Metin Merter (Konya Selçvk Fen ve Edebiyat Fak.): Korya Selçuk Fen ve Edebiyat Fakültelerinin ikisine birden tek dekan . Ciinkü başka profesör yok! öğretim görevlileri uzak fakültelerde kürsil yönetiyorlaı, nazlanarek. ve söz asistanlara kalıyor. Yükü asistanlar çekiyor ya da çekemiyor. öğrenciler sapır sapır dökülüyor. İnsallah YÖK yetkiüleri de bizim yazdıklanrmzı okurlar ve bizi anlamaya çalışırlar. O zaman mutln olurua. • Mehmet Yıhnaz (Yıldn Ünl. tnşaat Fak.): Bırçolc öğrencinin geleceği bir kalem harekeayle söndürulüyor. Okullarda statü değışikliğinden ötttrü kurullann oluşturulamavışı, dekanlann atanamayısı nedeniyle hakianmızı kaybediyoruz. Benim kaydım bu yüzden yenilenmedi. Okuma imkanımı kaybettim. Ama bunlar YÖK yöneücılerim ılgilendınniyor. «Tok ne anlar açın halınder:» sözü bin'erce öğrencinin yszgısmı özce anlatıyor. • Orhan Mavi Yakup Aygün (9 Eylül Üni. tkt. ve Id. BUimler Fak.): Türkiye'nin. belkı de dünyanın hiçbir yermde bir öğrenci iki üniversite üç fakülte adı ile okuyarak son sınıfa gehnemiştir. «îktisadi Ticari Bilimler Akademisi» olarak gelen ÜSS kartımızın ardmdan, okulumuza «İşletme Pakültesi» adı altında devam ettik. Son sınıfta «tktisadî ve İdarl Bilimler Fakültesi» olan okulumuz, böylece 9 Eylül Üniversitesi'ne bağlanmı? oldu. «F» hakkı denen va çogu arkadaşmıızm yararlanarak mezun olduğu bir hakkı şımdi elünizden alıyorlar. Geçmiş yarıyıllardan tek dersireız bile kalsa hak getire. Nerede. g8rülmuştür bir aersten kalıp on dersten sınav» girmek. Sonuçta biz da YÖK'zede olduk. • Yasemin Uysal (9 Eylfll Ünl. DenMl Eğltim Fak.): Sınavlara giren her Uç Mşiden ikisi kaıandı. kontenjaı»lar ıkl kaüna çıkanldı. Bu eü bollugun ardından YÖK'ün yeni oğrenci eleme sistemi getlrüdl. Bes yerine İki smav hakkı, ders geçtr.e yerine smıf. geçme v.b. Saym YÖK Uyeleri, acaba enerji tasarrufuadaa «smlenip, özgurlüie tasarrufu mu yapıyorsıınua? • Namık Kangaı (Erzunun AÜ E n t n a o lstetme veT*. rnn Ekonomisi YO): YÖK kararlan hem bizi hem allelerimizl mağdur durumda bıraktı. BsM yönetmcliğe göre 12 dersten 8"ini veren öğrenci bir üst sınıfa devam edebüiyordu ve herkes kendisini buna göre ayarladı. Bu uygulamayla birçok öğrencinin aydın olma şansını kaybedeceği ve serseriler ordusuna katılacağı beklenebilir. • Nuray Gök (tü Kimya Fak.): Okulumuzun yönetmeliğindeki özel kosullar nedeniyl*, YÖK 2 değil 5 sınav hakkı da tanısa sınıfta kalmış durumdayız. Yönetmeliğimizdeki bazı imkânlar, örneğin alt smıftan kalmış ders varsa üst smıfa devam edebilme ancak sınavlara girememe kosulu, şimdi ortadan kalkıyor. YÖK kararlan büyük bir öğrenci kiUesınin üniversite yaşamım çıkmaza soktu. • Baki Ercan (Bolu tdarî Bilimler YO): Bizim sekiz smav hakknnızı üçe indirmek, sekiz hakkı jsoyan yöneticilere verilnüş bir cezadır. Ama cezayı bi» çekiyoruz. Bu tip işlemler, kamu kuruluşlanndaki yöneticilenn scrumluluktan kaçma ve cesur işlemler yapmama diye behrtebUeceğimiz tutumlanna maizeme hftzırlar. Oysa biz hukuk devletini geliştirerek çağdaş uygarbk düzeyinin üzerıne çıkmayl ıstiyoruz. • Süleyman Çetln (Karadeniz Teknik Ünl. tnşaat Fak.): S. sınıfa geçmiştim, ancak YÖK'ün dahiyane bulusuyla tekrar 1. sırufa döndüm. Vermeden üst sınıfa geçtiğim ve daha sonra vereceğim derslerin tümünü bir hakta nasıl vereyim? Kaybettiğim iki yüa mı yoksa bu iki yü için yapöğım masraflara mı yanayım? YÖK yöneticileri bu yönetmeliği gerçekten biz öğrenciler için mi cıkardı? • Vell Doğan (Yıldn Ünl. Makine Fak.). Kontenjanların eğıtim olanaklannm yetersizliğine karşm iki katına çıkanlmasının altında yatanlar böylece anlaşıldı. «Kazanaroama» memnuniyetsizliği yasayanlann sayısı azaltılırken, uçurulan umut balonlanyla birlikte öğrfnlm görme zevkini tatmayı düsünen bizim gibiler serserfler tabakasına gönderilmiş olacak. Bu karar ışlemeyecekti». • Tutanaklardan TİP davası Tutııklu sanıklar: Bizim şahsımızda Anayasa Mahkemesi yargılanıyor 1 tstanbul Haber Serrlsl İstanbul Sıkıyönetlm Komutanlığı 2 nolu Askerl Mahkemesi'nde 23 eylül gunü devam edilen TtP davası duruşmasında tutııklu sanıklar adına sözalan Dlnçer Doğiı ortak lmzalı dllekçelerinl okudu. Dllekçede. «şahsımızda sanık sandalyasına oturtulanlardan biri de Anayasa Mahkemesi'dir» denlldL Davanın tutuklu sanıkları Alp Selek, MUşflk Erem, Tedat Baranoğlu, tbrahim Sönmez, Mahmut Dllek, Bekir Yenigün, Çetln Gözaçtı, Nurdan Orpen, Dlnçer Do*u, GUndttz Mntluay, Httgamettln Bakan. Yavnı Ünal, özcan Kesgee, Mahir Nalbantofln, Vedat Pekel lmzalı dilekçede duruşmanın önceki oturumunda, «kamt olarak oknnan partl ttizttk ve programı ile 11grlli bn asamada söyleyeceklerimiz» şekllnde giriş yapıldıktan sonra Anayasa'nın 56. ve 57. maddelerlne göre partllerlnl yargılama görevlnln Anayasa Mahkemesl'ne alt olduğu görüşü tekrarlandı. Dilekçede mahkemenln, tflzük ve programı kanıt ola rak okunması değerlendirlllrken de su görüşler savunuldu: «Program ve tflzük, partlyl partl yapan temel siyasl beUrelerdir. Bn belgeler par tinln gerek oltual ve gerekse nlnslararası sornnlara (ârhan 9. Sftyfada) KtRBAN BAYRAMI'NDA Giyim eşyası ve besin maddeleri satışında artış var... Bayram çarsı pazara canlıhk getıraı Surban Bayramı » ' » ^ nay. tma kısa sürcll bir hareket getirdi. Geçmis yülann hareketlillğini yafamayan ahşveriş merkezleri, bu haliyle bll» «canlanmış» olarak nitelcniyor. Kurban Bayram lannın yıllardır alışılan alışveriş kargaşası bu y»l da varlığını siirdüriırken, yurttaşlann daha çok ucnı mala raçbet ettikleri görülüyor. Geçmis yıllarla karşılaştırıldığında daha a* ahsverlş olmasına rağmen, Bayram alısverişinin çarsı pazar» yine de canlüık getirdiği belirtiliyor. Başta çocuk hanr Ki>imi olmak iizere, giyim eşyası ve beain maddeleri satışında srtış var. Giderek artan geçim gıkmtısı rurttaslann alışveriş için daha az para ayırmalanna yol açıyor. Havaların henüz kısa dönmemlş olmaamın da satıslan etkiledigi, rnrttaşlann biiyiik bölümiinün Şeker Bayranu'nda aldıklan eiyün eşyasnu kullanma yolunu »eçttkleri görülüyor Belediye Iznlyle pazar gunü de dükkanbr açık tutuldo. Ancak vnrttâşlann bfiyük bölümii ahşverişini cnmartesi gfinftnden yaptı. Kurbanhk sabşlan eski canlıhğını kavbettl »ma havFan sahlüleri «atışlann penel olarak memnun edlci olacmgııu umnyorlar. Fiyatlan 1325 bln araaında değlşen kurbaniık koçlar ve 90125 bin liray» satdan bofalar bo ttystlarla da alıa bul». Mnyor. MaK'de îşgucünün yüzde 80'i tarımla uğraşıyor • FÜZÖLÇÜMÜ: Yaklaşık 1 mllyon 150 bin kilometrekare. • NÜFLS: 7 müyon • DİN: Yüzde 9O'ı MflsHhnan, yflıde 11 Hıristiyan vb. • BAŞKENT: Bamako. • BAŞLICA TARIM ÜRÜNLEBt: Ynlaf, pirinç. yer fıstığı, pamnk. • tŞ GÜCÜ: Yüzde 80'i tanmda, yflsde l'i sanayide ve ticaret. • ELEKTRtK ÜRETtMİ: Taklaajk 100 mllyon kw s a a t • KİŞİ BAŞENA MİLLİ GEIİB: 1977'de 96 dolar. • DIŞALIM: 1980'de 417 mllyon dolar. • DIŞSATIM: 176 milyon dolar. • KİMLERLE TİCABET TAPITOB: Fransa, Çin, Fildişi Sahlli, F. Almanya, SenegaL • TURİST SAYISI: 1977'de 19.500 t milyon dolar gelir. • NÜFLS ARTIŞ HIZI: Yüda yüzde 2,6 • OKUR YAZAR OBANI: Yfizde 10. Türkân ve Turan Akyol'un izlenimleri Ingiliz üniversiteleri bilimsel ve yönetsel alanda kesinlikle bağımsız 0 tngilizler çok sayıda doktor değil, kaliteli doktor istiyor Ahmet TAN bildiriyor LONDRA îngiliz HUkumeti'nin çağnlısı olarak Londra'da buiunan Ankara Oniversitesi'nin eskt Rektörü ve Tıp Fakültesi öğretım üyelerinden Frof. Dr. Turkan Akyol ile aynı fakültenin öğretim Üyelerinden, eşi, Prof. Dr. Turan Akyol gezi izlenimlerinl Cumhuriyet'e anlatırlarken, Ingıltere üniversitelenndeki yönetimlerin otonom oldugunu bilimsel ve yönetsel alandfl devletten kesinlikle bağımsız oldugunu söylediler. Üniversite sisteminin yanıara, îngiltere'dekı tıp öğrenımi ile ilgili incelemelerde de bulunduklannı belirten Akyoliar, Ingiltere'nin artık «çok sayıda doktor değil de, kaliteli doktor yetiştirilmesi» ilkesini uyguladı ğını bildirdiler. DUnya'mn en eski Up fakültelerinden birisi olarak kabul edilen Londra Üniversitesi Medtcal Colleg'in Dekam Prof. Dr. Riche'in Akyol'lara verdiği bılgiye göre, dünyada çok sayıda doktor yetiştirilmesi telası yüzünden hekimlerin kalitesinm dtismesıyle karşı karşıya kalınryor. Biche, bu olumsuz durum karşısında Ingiltere'nin önlem olarak ttalyan, Ispanyol ve Fransa Üniversiteleri'nden mezun olan doktorların diplomalarını kabul etmediğini anlattı. Riche, îngiltere'de her yıl tip fakültelerine toplam 4800 öğrenci alınması yolunda bir plan sunulduğunu, ancak üniversitelerin bu sayının bile çok olduğu konusunda karşıt görüş bildirdikleriıu kaydetti. Akyol'lar tngiltere izlenimlerini anlatırlarken özelükle tıp alanında Ingiltere'nin bu tutumuna dikkati çektiler. Le Matin gazetesîne göre: MalVnin sosyalizm deneyimi başarısız Dış Haberler Servisi AMka'nın batumda, Sahra çölunün güneyinde geniş bir alana yayılan topraga sahip Mali, 1968'den beri sürdurmeye çalışGğı aosyalist deneyinde başansızlığa uğradı. Fransız Le Matin gazetesine göre, şimdilerde kritik bir dönemden geçmekte olan Mali, kalkınma yolunda oldukca ağır sorunlarla karşılaştı. Gazete muhabırinin ülkede edindiği izlenim, «halkın, Afrika birliğine geri dönme saatinin geldiğine inandığı» yolunda. Ülkede, 1968 yüında Modibo Keita ile başlayan ve Musa Traore'nin askeri rejimiyle devam eden sosyalizm deneyi başansızkkla sonuçlandı. Nedeni, Mali gerçeğine yabana bir model uyarlanması. tçinden canlı çıkmanın büyük aans olduğu ve siyasi mahkumlann ağır işlerde çalıstınldıgı cezaevinden sabverilen bir landarma şunlan dile getiriyon «Bizi tamamen batıdan koparabilecekleri inana yaygındı. Hemen hemen hiçbir şey flretmeyen bir ekonomiye dayab araçlar olmaksızın herşeyin millileştirilnıeeine gldildL Bugün bu modelin yürumedlği çok açık. Bize sosyalist uygulamadan arta kalanlar, batıü modeli terdh eden dlger Afrika ulkelerine yetişmemizi engelliyor. Yanl Dfvlet kuruluşlan, ticaretin devletleştirilmiş olması vb. Gerçi söz konusu Afrika fllkelerinde herşeyin lyi gittiğlni söylemek mumkun değil ama, bir Fildişi Sahili'nin bizim gibl açbk sorunu yok. Sizin demokrasiniz bizim için hala lüks. Afrika, bazen trajik olsa bile kendi deneyini yaşamakta. Bizim için yapılması gereken herşeyden önce, herşeye sıfırdan baçlamak. Ilunlı ve gerçekçl olmayı da öğrenmemlz gerek.» Mali bugün yol ayınmında. Olkenin tek partisl PDM «siyasi bir açılışa> karar vermiş durumda. Yönetimi şimdi hem Sovyet yanlılan bem de baü yanhlan paylafiyor, Ancak, devlettn paraaal "Kiff'lr''tı ^ Hiçkimse, gelecek ay, ücretlilerin ücretlerml kimin 6deyecefini bilmiyor. IMF, Dunya Bankası ve uzmanlar Mall'nin yavaş yavaş borç sırasma girdiğini belirtiyorlar. Mali şimdillk hem Batı'nın dolarlarını tercih ediyor, hem de Sovyet sılahlarmı. Silahlann parasuıı Sovyetler'e «altmıyla» duzenli bir şekilde ödüyor. Bunun nedenlerinden biri başkent Bamako'daki Sovyet elçiligine ekonomi danışmanı olarak Stanislav Grigoriev adlı bir maden uzmanımn gelmesi. Grigoriev göreve başladıktan sonra Kalana'da bir altın madeninın keşfedilmesinde büyük rol oynadı. Maden sadece yabancı gazetecilere değil Mali'li bakanlara bile yasaklandı. Maden başkente 200 km. uzaklıkta. Sovyetler buradaki altını kendilen çıkarabilmek için herşeyi yaptılar. Niçin mi, Sovyetler? Bunun Gregoriev'e göre basit bir nedeni var: «Verilen boruu biraz da kendimiz geri almalıyız. Uzun zamandır Mali'ye silah ve maizeme veriyoruz. Kalana'daki madende çalışmalarımız arastırmalanmız ve maizeme için birçok yaönm yaptık.» Yabnm tutarının 10 milyon ruble olduğu söyleniyor. Kalana'daki madenden altın çıkarma işlemi Mali ve Sovyetler arasında imzalanan bir anlaşma ile hukukilik kazanmış. Anlaşmaya göre cıkanlan altınm % 80'i Mali'ye, gerisi de Sovyetler'e kalıyor. Mali işte bu altınla Sovyetler'e olan borcunu düzenli bir şekilde ödüyor. Halk onlarca kamyonun, mali altınını Moskova'ya götürdüğü inancında. Gregoriev ise, henüz ası] altının çıkanlmasma başlanmadığım söyiüyor. Görünen o ki, Mali, Sovyetler'den aldığı silah ve malzemenin borcunu bu altmla ödemeye, Sovyetler de Mali'ye taok aatmaya devam edsotlc, Öğutcü: Kastelli tutııklu olarak da tasfiye kurullarına yardımcı olabîlîr Levent SANtN ANKABA, Yurda geüril mesi kesinleşen Banker Kastelli'nin yasal ar, kanun hük mündeki kararnameler karşısındaki dunununa in^Mn belirsizlik surüyor. Başbakanlık Bankerlik Komltesi uzmanlarından Yargıtay Onur üyesi Tahir öğütçu bu konuda Cumhuriyet'in coru lannı yanıtladı. SOBU Kastelli ynrda döndüğfl zaman tasfiye islemlerinl «kendi yürütecek» yolundald söyleBtiler doğrn ma? YANTT Bu soruya yamt verebilmek için öncelikle icra iflas kanunu ile ban kerlik kararnamesi hükümlerinin açıklanması gerek.»•ktedlr. Kaaon hukmunde kararnameler İcra ve İflas kanunu hükümlerine dayan maktadır. Bu sebepten sualin cevabım icra ve iflas hukuku kanunu ile kararname hükümlerinden çıkarmak gerekir. Bu hukümler gereğince kendisine aynca müsaade edilmeyen müflis, tasfiyenin devamı müddeönce iflas Idaresinin emri altmda bulıınmnifia mükelleftir ve ica bında zabıta kuvvetleriyle getirtilir. Aym amaç için kanun hükmunde kararnameye bu doğrultuda hüküm getirilmig aynca tasfiyesine karar verilen bankerden başka Yönetim Kurulu uyeleri, yönetid, müdür ve ge rekli görülen personel de yü kumlulük kapsamına alın9, Sayf»da)V