16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 AGUSTOS 1982 Korhan GÜMÜŞ f adyo, tstanbul'da lenen «Mimarhkta Cephe Sorunu» adh bt.'nv sei bir toplantıdan haberler verivor: «t>rof. Dr. Bü'eut özer, yapılann cephelerinm her dönem'a toplumsal özel liklerini yansıttığını söyl*»dl» diyor. tlk bakışta Ç^k tartışılmaz oır söz, Yipıi»vrın cepheleri ait olduklan dönemın toplumsal özaliikIerıni yan&ıtınaz mı? Elh«!tte vansıtır. '3unu uzman olmayan, her sıradan vatandaş da bilir tartışmava blla gerek yok, apaçık görülür. Zaten sdylenme gerekçcsi de bu. Herhangi bir teorik soruşturma^a sokmaksızm gunlük hayatın gerçekl^rinı yinelemek. Doğruluğunu b f r kere daha 'loğrulamak B r tartışma yaratmaktan îo* onay gören bir anlavışı }0t kili bir ağızd&rı bir kez oaha onaylatraak. Günlük soy lemde herhangi bir raesiflkı yaptırımı olmayan bir sözü. mesleki söylemde yaprTim haline getirmek. Bızden b; i KÜLTÖRYAŞAM Cumhui insanlarrvesanat murat belge R Kapağın altındaki köpü Kırk yıhn birası, bir bira reklamı kampanyası sonucunda, özel bir içki haline geldi. Bira içmenin, «biracı» obnanın, kendine özgü bir «coşku»su gelişti. Daha sonra da, her an «el altında» olması gereken bir şey olarak sunuldu bira. Öyle ki, artık hiçbir özel dtıygu vaşamadan içebiliriz onu. Mimarlık Söylemleri: I gibi konuşurken, gerçskte mesleki bir söylem oluşurçık» ilişki aynı zamanda me kan üzerlne bir söylenı olma mteliğini yitinyor, söylem için mekan oluyor vant söylemm denetledıği mek&n oluyor. Daha açık söylemek gerekirse, mekansal yapılarla toplumsal yapılar arasmda mak. Bu nedenle, bu «HD'I Kadri bilinmemiş klasikler . Evlilik ve mahremiyet Dr. Cemal Zeki, çağınm ortamına uygun biçimde, bir pozıtivıst». Aslında ozdeş olan doganın ve aklın yas>alanna uyulduğunda, evliligin yuzde yüz ba'şarısına inanıyor. Tek sorun. «hurofe» filan yu/iunden. akhn emrine boyun eğilmemesi. Öte yandan. ne olsa o da bir Turk pozitivistı. Akılcılıgı, duygulu bir retonkle basbasa gıdiyor. Sonuçta, olağanustü bir üslup katına yüksehvor doktor. Aşkm evrenselliğini, dolayısıyla toplumda yadırganmaması gerektiğini kanıtlamak için, »sevgi, şefkat duyguları»nı ilkin hayvanlardan örnek vererek anlatmaya başlamış (Bizim alt kattaki komşu İsmail bu orneklerden kimbilir neler çıkanrdı): •Kuştor... cilveleşir. birbirine kur yapar, humrutar kokiaşmağı, guvercınler pek guzel öpüşmegi bılırler.» Bakın şu yaramaz guvercinlere tüç noktalan ben koymuyorum, üstat bunu bir üslup özelliği olarak pek sevmiş). Cemal Zeki, olanca pozitivızmıne ragmen. hayvan dunyasını ınsan tenmJeriyle anlatıyor; öyle ki, bazı hayvanlan pijama ve terlikli, bazılannı guneş gözlüklü ve pipolu düşüneceğiniz geliyor. Örnegin, «OBDEİC... peh kılıbıktır, dışisine düşhün. her emrine kul olur.» Doğrusu ördekten bunu hiç beklemezdim. Buna karşılık: *Maymunlarda erhek peh feazofe.» (Doktorun imlası bir sorun: nıye büyük harf, niye siyah büyük harf, okur olarak sız buna kendiniz yorum getireceksiniz) MaymunJar fash, Hafta Sonu'nun sosyete sayfası gibi anlatılmış: Maymunlar pek kıskançtır. Bazı cinslerde erkeğin birkaç dişist olur. Bunlardan biri baş, bu erkeğinin yanından aynlmaz, ihanet etmez, yalnız bu gibi çok dışili maymunların yanına bekâr maymunlar da sığırur. Bu hal bir çok kıskançlıklara, shandallara sebep olur. Dişiler fırsat bulunca hemen bekâr maymunların kollanna atıhr. Erheği yalzalarsa köpürür, alabildiğine haykınr, bu zaman dişi. erkeğıne sokulur, valvanr, yahanr, pişman olduğunu anlatsın dıve bajmı taşlara vurur Erkek, dışiyi hırpalarsa da butun hıncını çapkın maymundan alır • Bu anlatılan maymunların Türk olmadıgı anlaşılıyor, yoksa dişi yaşamazdı. Öte yandan, şu dışilerin ahlâksızhgı da dehşet bir şey, hiç fırsat kaçırmıyorlar. Butün bunlar insanlara ibret vermeli. Pozitivist doktorumuz King Kong mitine inanıyor olmah. Şöyle diyon 'AŞK DUYGULARI Bazplarında pek ateşlidir*. Bundan hemen önce geylk ve leylekten söz ettigi için ilkin bu »bazılarının» klm olduğunu anlamıyorsunuz. Ama sonra gelen şu satırlara göre, gene maymunlann sözkonusu oldugu tahmin edilebilin «Genç ve güzel kadınlan aeven, bunlan sarılıp öpen, sırasında kaçıran. hatta kötülük eden erkek maymunlar var (Bu «kötüluk» yoruma bağlı). Onun içtn evde erkek maymun tutulmaz.» Bu satırlardan kalkarak. Afrika'da jigololugu meslek edlnmlş maymunlar oldugu da soylenebilirdl. Yazar, yenlden *ördek» bahsine geçerken insanlara bir daha tabiat dersi veriyor: Bir dişlnln blrkaç erkeğe birden dişilik etmesl bayvanlarda pek azdır. Bu halde dişi kendinl en kuvretli erkegln kollanna bırakır.» Konumuz ördek olduğuna göre, •kanatlarına» demek istemlş olmalı. Bu küçük bir aynntı, şüphesiz. önemli olan, dişi hayvanlann ahlâka baglılıgı fyalnız, yukandaJd maymun örneğlnde bir yanlışlık olmuştu). Hayvanlann lnce duygulanndan söz ederken pellkan mttinl de biraz abartarak aktanyor, Yem bulamazsa. göğsünü parçalayıp yöregini yedlrlnnlş yavrulanna. Hayret, göğsünü parçalamayı göze aldıysa, oradan yedirse ya. nlye ameliyatı bu kadar derinleştiriyor? Ama yazanmız bu sahne kargısmda coşuyor: Bu... Ana halbi. sevgi, şefkat duygulartnın en yüce bir örneğidir.» Ve havvanlar faslı, önemli bir yasa ile son buluyor: «Yuvayı dişi kurar». ra, «Bira bu kapağın altnt> tek nedeni olan biraya w dadır> sloganı ile somutlan ]dt aymyor. onu konuçuyor, dı. Tuborg bir türlü zihinler onun içm espriler yapıyorde kalıcı, sflrekliği olan bir lardı, Böyle böyle Aksaraykampanya oluşturamadı. Te lılar'ı peşlerine takan biracı kel ise her şeyi oluruna bı lann «rakı sohbeti»ni «bira rakmış gibiydi... sohbeti»ne çevirmeleri pek vakit almadı Her köşe başm Kampanyalarm başladığı o günlerde bira. kendisine da biten, çam ve seramik kaplı birahanelere de çabuayrılan «bira içme zamanı» içinde, bir «plknik gezisin cak alışıverdik. Bira, geçen dönemde «blHüseyin KUZU gün ise mizah ve yazından de», bir «hafta sonu tatilinçıktı, giderek gözükmez ol de içilebilecek bir şeydi. O Unçli bir seçme» ile büinçli ira, hayatrmıza TV du günlerde sorun birayı seç bir vakit ayırmadan çıkmış, reklamlan ve espriBugün gibi o günlerde de mekti ve birayı sadece bira akşam ugranılıp bir tek atıbelli bir ilişki kuruyoruz, leri ile girdi. Daha Türkiye'de Efes Pilsen. Tu seçmesini bilen «biracılar» labîlen ahşkanlık örgütlensonra kurdugumuz bu ilışsonra da duvarları, borg ve Tekel bîrası vardı. içob'hrdi. mesini fideolojisini) tamamkiden hareketle mekan üre otobüsleri kaplayan dev pa O günlere kadar birbirinReklamlsrdakı «biracılar» laiîiştı. Böylece akşam dötimini gerçekleştiriyoruz. nolar, bardaklar, açacaklar, den pek farkh şeyler olarak reis, tasdikçı. ıtirazcı, ko nüşu sokaklan dolduran Bu ilişkiyi tersine çevirip, küllükler. gölgelik tenteler, algılanımayan bira 1976 gü mik unsur diye dört kafayaygaralar bazı geleneksel «olan»dan çıkanp «olma takvimler ve saga sola ya ?ünde Efes Pilsen'in bir ko dardılar. Sakayı seven. hoş töreleri de kırdı. yan»a uyguluyoruz, bir ta pıstınlmış çıkartmalarla... numlama stratejısı ile b ' r sohbet. arkadaş canbsı, fazBiracılar arttıkça, gün gel sarım ideali haline getiriyo Zamanla da girmedigi yer la kültürlü olmayan, biraz di «kışm da bira içilir» oldu. denbire güncelleşti. Efes P'l ruz; Ve gerçekçilik v.b. adı kalmadı. «Toplumsal bir o sen sürekli kamnanyası i'e delifişck gönlügeni'j orta ta Hem artık «evde de bira içi na tasanmcılan bu ideale lay» olduktan hemen sonra tüketiciye cbür biralar'n bi baka adsmîanydılar. Tıpkı Iir»di. Boylece bîrahanelersadık kalmaya çagınyoruz. karikatür ve arabesk mü radan başka bir şey oldup;'j A.k3c.r?ylılar» gibiydiler... den çıkan «bîracılar»ın bu Gerçekte bu «apaçık» ilişki, zık yazınma benzeyen yazı nu islemove basladı. Rakıp O halde AKjaraylılar'ın hep alışkanlıklan «eve giderkerı 1 lara konu oldu. Bira üstüne hiç de göründüÂü kadar basi biracı olmahydı. leri ile kıyaslpnnîı olart» ', bira Kölürme» alışkanlığısıt degil. Btnaların cephele tezler üretildi. Türkiye top onlan olumsıızlsyarak. tuBiracjîar soyut / somut na dönuştü. Bira, ihracatırinin ait olduklan toplum lumunda «bira olayı»nm ne keticinin ribrinde konıi'nbir mekanda bir araya geli nı dahi yaptığımız, tamamı sal koşullann bizim için bi reye oturdugu tartışıldı. Bu lanmak istiyordu. Gerçek bi yor, bir araya gelmelerinin yerlî sermaye ile üretilen. bi rer göstergesi olduklan açık, Ama onu üretenler (us talar, zanaatçılar İçin) hiç de bugün düşünüldügü gibi bir «yansıtma» süreci içinde biçimlenmemış. Ustalann «yaptıgımız blna dönemtn 8zelliklerini çok iyl yansıtsm» diye bir kaygıyı hiç duyduklannı zannetmiyorum Daha çok, dönemin koşullanyla dolaysız bir iliş Haydar KARABEY ki içinde, faaliyetin özgül pratiği ile kendi tarihini yaransandantal Vejetaryan Mevlevilerin; «Kırşehir zıyor. Bugün, önemli olan. yaz kamplarında çadırlar ne renk olmalı?» diye geçmişte kendiliğinden yaşa bir sorunları varmış. nan bu ilişkinin. çeşitli soy însan doğrusu hem mevlevi olup hafıfler ve6o~<?r' lem tiplerine göre tasarımla hem Vejetaryan olup sağhklı bitkiyle beslenlr hem da nnbilir olması. Transandantal olup beyninı rahatlatırsa. salım katpyla Hep ben bu tür tarihtpn böylestne zorlu sorunlara kafa yoracak v;<klt bulabilir, KÇA ders çıkarmalara, ya da ta dır rengi» sorununu cok uygun bir bioımde çozdüklerm rıîiin özune sadık kalma ça den emin olmanın rahatlığma bîz de kapılıp uhrevi kobalarına şüphevle bakmı nulara girmeyi düşündük. Yalnız yukardakî dzerk uğraşımdır. Çünkü bu işlemi ya şı alanlannın herbirinin kendi içlerinde cıddi yanlarınjn panlar, çogunlukla, tarihe bulunduğunu da yadsımayalım. Örneğin bir Ingihz vejesadık kalma adına tarihi sa taryen topluluğunun ideolojisinin «hayvansal gjdayi t ü dık yandaşları yaparlar. Ta ketıneyip onu iıçüncü dunyamn açlarınm tuketimine terket nhı bugun acıklamak yen niek» fartık vermek deii! de ithaf ettnek demeli burane. bu''unü tarihe açıklatır da 'proteın ıthafı' gıbı bir olay) oldusunu o r renınce ınsan lnr Örnpğın saym Cen lık adına gurur ve arlar adına moral doyjunluk duymaKi7 Bektas halk mimarisı mak elde değil. Gerıe Britanya'Iı. 120 mevievlnın lidcnne: nın i^levselci olduğunu söy yaptıkları bir çov'dan sonra. «gerçekten tslanı'ın bütün leyecek kadar ilerı gotünır gereklerini yerine getiriyor musunuz. örneğin Sünnel?» 1si. Bir başka mımar da diye soruldukta adamın once «evet», sonra da İslam'da halk mimarisi için, bugım yalan soylemenin dehşetine kapılıp «yani hayır» dediğîişlevselci anlayışla uretıl ne ve de 8 adet tngiliz dişi mevlevinin şov sonrası mint dikleri içtn «insanlan bo eîekli görünümlerine şahsen tanık olunca, bayağı kızgınğan» toplu konut yerleşme lığa kapılabildiğine göre işin ciddiyetini kavramış bir ruh lprine karşı, çeşitlilik ve bî sayılabilirim. çimsel özellikler içerdiğmi Bız aslında uhrevtyatı. Tahya Kemal'in «Süleymanisöylese, o da kanımca en az yc'de bir Bayram sabahı» veznij'le ilkgençlikte ürpeıeCengiz Bektaş kadar haklı rek kavramış bir neslin çocukları olarak işıerin bu çağolur. Her mimar, kendi tasa daki gıdişinden duyduğumuz üzüntüyü dlle getireceifik. nm anlayışına göre, tanh«Bilmemneresi cami yaptırma VP yaşatma dernekleri» ten Istediği özü çıkarabilır. bir yanda, «Transandantal meditasyon ile ayaklan yerf Aynı olgular, mimarlann den kesme» kulüpleri öbür yanda bizim uhreviyatı aç olan kendi mesleki pratikleri için ruhlanmızı doyurmuyor. de birbirleriyle çelişen açık Bu kuruluşlann pazarlarmı oluştııran Insanlann uh lamalar ile farkh sonuçlara rcvîmistik beklentılerine fazlaca dünyevi örgfitler ılp ge hızmet edebilirler Ama, ne kadar farkh olursa olsun. tırdikleri yanıt ikili yapımızın iki ucunu doyuruyor rîa her b<?kışm tarihten bugu bız iki arada bir derede kalanlar olarak ruhumuza bfr gıD E s E V : Gürel YOVTAN ne değil, bugünden tarihe da bulamıyonız. gıden ortak bir tarafı var. B Süleymaniye'de Bayram sabahıMacka'da Transandantal meditasyon T zbn fabrikalanmTzın uriînS idi. Niçin içilmesindi? Daha sonralan bira kıtlığı başladı ve giderek had safhasma vardL Tüketimden fazla bira bulundurmak için «tedbir ahp. birasız kalmamak gerekir»di. Kocalannın melekleri (Charlie'nin melekleri gibi) otoak isteyen hanımlar kocalanna akşam için iki şişe bira almayı unutmayan hanımlardı. Pazar günü evde bira olmast için dikkaüi olmak gerekiyordu. TV açıktı ama bakkallar' kapalı idi. Bakaüra dolapta biranız var mıydı? «Biracılarüstü» bir yaratık olan «Bacanak»ın gelme si bira tüketiminin de doruga vardıgı günlerdeydi. «Ba canak» gelip biralanmızı lü. pürdetmeden «çabucak bira larımızı devirme»ye başlamıştık. •Eve gidiyorum eve» ile biracılar evlerıne taşmmaya başladılar. «Evde herkes bira içer»di. Toplumca, dede ve torunun şişeleri tokuştu rabildikleri bir yere geldikj Bu aşamada, «bira içebilecek olanın biracınm» akşam uğrayarak bir tek atması, herhalde her evde sorun olmuştur. Hâlâ «biracı» ideolojisî ile davranan. Alîsaraylılar'm su koyvermelerinin bir anlamı yoktuj Herkesle evde akşam yemeginde pekâlâ bir bira içebilirdi. Rakı sofrası gibi oU nıasa da akşam yemeğini yerne sürelerî (TV de seyrederek) giderek uzadı. Evde bize birasız geçen zaman kalmadı neredeyse Hep bira içîyorduk; «evde», *yemekte». «misafir gelince». TV seyrederken... Birahaneler canhlıklarını oldukça yitirdiler. Sohbet yeri olmaktan çıkıp, uzun zaman sessız dikilınen (video seyredilen) bir melanko liye buründüler. Bira içme yer ve zamanlarının değışmesi, olayın yi J ne de «seçilmiş bir eylem» oiraasmı degi.'jtırmemişti. Onu içmek, artık yapılacak b>r oylem olmaktan çıkacak kadar doğallaşıp (biiinçaltı) «bir başka şeyin yanmda olabilecek bir eylem»e dönüştu. Bira şişesi elimizia altında, birşey yaparken u^anacağımız bir yerde arlüc Ş'mdi bılincimiz bir şeyJ ler ile meşguı olabilır gibi.^ Ekonomık durumumuzu TV'den seyreden bir memur olarak, Türk îş'in demeçl» rıni izleyen gazete okuru işçı olarak, maç seyreden bir .seyirci olarak, bira içtiğl; mız bir yera geldik. Halkımıza «spor yaparken meşrubatımızı için» diyen, ıneşrubatçılanmız «TV'de spor feeyrederken bira için» dıyerek herkesı koltuğuna mıhlıyan bira imalatçılanmıza çatıyorlar. Coca Cbla v e Pepsi, biraya karşı, Tüı> luye'de elele verdiler. Bugün bira içtigımizi far kedıp / farketmedığimiz bir Hra donemi yaşıyoruz. Va ^ışeyi elimizde tuttuğumuzu unuttuğumuz bir yere gidîyoruz. Bizim için olumlu so nuçlanan her olgu için de «şerefe bira» kaldmp azıcık şişmanlayabiliriz. Toplumca, bira içtığimizi «farkedei miyor» oldugurcuz yere gelî diğimizde, yaşanan olgularla bagını da kuramadığımız bir yerdeyiz demektir. Buna da zaten çok az bir zaman kaldı ?:KunıluşYıldönumn Tötk Resmmde Insan ve Portte" sergi^iyle kutlanıyor Kâsım 1982 DELİĞ.N C4NIM U o P Behic AK V 5 reslmsatmak istsymtortçlr Kuttulus Cad. 191 /B Sinemk5y 404783 Sîz s i z olunl Büyuyüace * '^ sakın POÜTİKA coofe kolu Resim restorasyonunda sürekli çalışacak eleman aranıyor cocukiar, e>fz.e bir poüfikctucı KurtuluşCad.l91/B SinemköyTel:4O47 83 aş dortteo kurhjlmaz... B e n bu rno feadar hıic yuzden t>ak\n. hı/zurluLjum Babamın gqnp bir PÛüriKAbl vardır... Atölyelerimizde her yaştaki amatörlerle resim ve seramik çalışmaları sürd ürülmekted ir. DGS Akademîsî ve Tatbiki GvSYO'nun bütün bÖ Kimleri n e girmek isteyen adaylar için özel çalışma programı düzenlen miştir. Bağdat Cad. No: 256 Tel: 58 87 98
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle