16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 enl Anayasa Tasansı, düzeyl çolc düşük, sistemsiz, düzensiz, bagı sonu belli olmayan, dili bozuk, battâ tYurttaşlan »serserller» ve «serseri olmayanlar» diye iklye ayırdığı için ağzı bozuk da olsa, içeriği bakımmdan, tek bir amacı hedef aldığma hiç bir kuşku yoktur. Aman onu gözden kaçırmayahml Nedlr o amaç? Tekelcl sermayenin, artık hiçbir tarbçma istemiyen düzenini gerçekleştirmekj Gerçi düzen, yıllardan beri o tekelcl sermayenin düzenidir; iktidarlar, onun iktidarı olmuştur. Ne var ki. o iktidara karçı ilericl. demokrat ve devrimci guçlerin temsil ettiği sosyal bir muhalefetln bulunduğu da bir gerçektir. Bu sosyal muhalefet, özellikle 1961' Anayasasının liberal, demokrat. bir ölçüde özgürlükçü olanaklarından da yararlanarak, sermayenin emek ve halk düşmanlığını, karanlık ve belli niyetlerini sergilemiş durmuştur. Tekelci sermayenin, 1961 Anayasasına Öüşmanlığının kaynağında başta bu yatar: O Anayasanın halk oyuyla kabul edilişinin hemen ertesinde tedirginliğini belirtmiş, daha sonra 12 Mart Rejimindeki değişikliklerle özunü bozmaya kalkmış, bir süre sonra da «Bu Anayasayla devlet idare edilmez!» diye, açıkça karşısına geçmiş; bir yandan faşist bir güruhu palazlandınp, hatta iktidanna ortak ederken. bir yandan da 1961 Anayasasuu toptan ortadan kaldırmanın, onun yerine kendi iktidarmı sağlamlaşüracak ve bütün bir sosyal muhalefeti susturabilecek bir Anayasa koymanın yollannı aramıgtır. Ve, doğrusu bulmuştur da. lşte bugünı, tekelci sermaye, yıktığı Anayasanın yerine, kendi özlemlerini dile getirecek bir Anayasanın taslağını önümüze koymuş bulunuyor. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER cabuk görecekti böylece. Iktidan tek kişinin elinden kopanp parlamentoya verebilmiş ve bunu nice acılar pahasma yapabihniş bir toplum olduğumuzu gözardı eden yeni Anayasa Tasansı. parlamentoyu arka plana iterek, «yürütmeyi güçlendirme» bahanesiyle sorumANAYASA TAŞARISI, HÜKÜMLERİ VE NİTELİKLERİYLE suz bir organı, Cumhurbaşkanı'nı olmadık ÇAĞDIŞIDIR; ÜLKEMİZİN BUGÜNKÜ VE YARINKİ BEKyetkilerle donatmıştır. Devletin nice yaşamLENTİLERİNE YANIT GETİRMEMİŞTİR. sal kararlarında, son söz, onun. o tek kişinindir. Sermayenin. sırası geldiğinde, o kişiye, Server TANİLLİ kimlere karşı nasıl bir rol oynatabileceğini kestirebilmek için kâhin olmaya hiç de gereksinim yoktur. ıgsin, hakkım aramasm istiyordu. Tekelci serraaye. 12 Eylul'den önce ne••* 1961 Anayasasını bu yönden de sindiyl istiyor. neyi istemiyordu? Son olarak, tekelci sermaye, 12 Eylülrememişti bir türlü. Çünkü, bu Anayasa, Tekelci sermaye, başta düçünce (Jxden önce. yargının bağımsızlığı ile, iktîdademokrasinin bir yerde «Smıflararası bir gürlüğünün karşısındaydı. rın Anayasa'ya ve hukuka aykın işlemledenge rejimi» olması gerektiği noktasından Yalmz sermayenin göruşleri dile getirini denetlemesinin karşısındaydı. 1961 hareketle, işçi sınıfına bir takım temel rilsin ama ilerici, demokrat ve devrimci Anayasası'na yönelttiği en önemli eleştirihaklar tanımıştı. Bu dengeyi tam anlamıydüşünceler ortaya çıkmasın, yayılmasın, lerden biri de bu noktada idi. la kuramamıştı gerçi. ama kurmak isteörgütlenmesin istiyordu. Yıllardır söylediYeni Anayasa Tasansı, bu konuda da mişti. ği «Batılılaşma» şarkılarına karşın, «Batı Yenl Anayasa Tasansı îse, işçi sınıfı hayli önlemler almıştır. Ve üstelik, ilerici, demokrasisi»ni, o demokrasinin temel 11nın bir demokraside çok doğal hak ve öz demokrat ve devrimci guçlerin ensesinde kesinin de düşünce ve örgütlenme özgürgürlüklerine karşı, sermayenin düşmanca boza pişirmek amEicıyla, bugün hiç bir delüğü demek olduğunu bir türlü öğrenemokrat ülkede bulunmayan Devlet Güventavnnı da dile getirmektedir: memişti Ya da öğrenmek istemiyordu. Yelik Mahkemelerini yeniden kurmak isteGrev hakkı, toplu sözleşme hakkı, öy mektedir. ni Anayasa Tasansı, onun, en başta bu lesine kısıtlanmıştır ki. bir yerde son söz isteğini güvence altına alıyor. 1961 Anaya••• sermayeye. onun sahiplerine bırakıimışsasımn, bir ölçüde Batı demokrasisilşte, bütün bu hükumleri ve nitelikletır. Daha korkuncu, patrona da lokavt ne de uygun bütün özgürlükçü katkılan riyle, yenl Anayasa Tasansı. çağdışıdır; hakkı tanmmıştır; yani patron, işyericin reddedilmiştir. kapılannı, emekçilerin yüzlerine kapata Türkiye'nin bugunkü ve yarınki beklentiTasan, bu içeriğiyle anayasalaşırsa, lerine yanıt getiremediği gibi, demokrasi cak, kapatabilecektir. artık yalnız sermaye konuşacak. yalnız savaşunında nice acılar pahasına elde edilHele sendika özgürlüğüne öylesine kıcnun ideoloiisi rahatça örgütlenebilecek, miş bir mirasa reddıye çıkararak, toplusıtlamalar getirilmiştir ki. işçi sendikalan. ama emekci halk. işçi smıfı, onun aydınlamu ilkel, geri, demokrasi ve özgürlük düşemekçilerin haklannı, kendilerinden bekien susturulacaktır. manı, keyfi ve maceracı bir rejime götürnen biçimde ve nitelikte savunamıyacak mek istemektedir. lar, göstermelik bir kuruluş olarak kalaŞimdi, dönüp bunlan, şu ya da bu gecaklardır. Kalmak ne söz, senaikacılık ha Tasanda o denli ilerl gidümlştir ki. rekçeyle savunabilırsiniz. «Nihayet bir göreketinin köküne açıkça kibrit suyu dökülvazgeçtik düşünce özgürlüğünden, insanrüştür» deyip geçeriz. Ama, demokrasi mek istenmektedin Tasan'daki «Üye, aidalarm yaşama hakkı bile askıya aJınmıştır. adma bunlan savunmaya kalkmak. tuıı sendikaya dogrudan öder» hükmü igleÇagına ters düşmüş bir iktidar, gözüne Bakmız, işte ona hayır! ri oraya götürür, oraya götürecektir. kestirdigi insanlan, rahatça ortadan kalTürkiye'de demokrasinin ne olduğunu, dırabilecektir. ne olmadığmı bilenler kadar, onun sahip••• Tekelci sermaye, 12 Eylul'den önce, leri de vardır çok şükür. Onlan kandırTekelci sermaye, 12 Eylul'den önce, devlette bütün dizginlerin tek elde toplan mak olası değil, onlar da demokrasiyi çiğemekçi halk. işçi sınıfı sermayeye boynn masını istiyordu. îşini daha kolay, daha netmezler asla. 18 AĞUSTOS 1982 Y Sermayenîn Tasansı O'nun Sorunu ile Ben'im Sorunum... O kim? «O> sayın Vehbl Koç olabilir; sayın Sabancı olabilir; ya da bir benzeri olabilir. Sayın Vehbi Koç düşünebilir: Ben yurttaşa tutumlu olmasım öğütlüyorum. «Kunduranı» eskidiğinde atmayın; yenisinl almaym; eskisine pençe yaptınp giyin» diyonım. Ama yurttaş bu öğüdü tüm yaşammda benimserse ben ne yaparım? Tüketim ekonomlsine bağlı bir düzenin işadamıyım. Tüketimin durması demek. istemin (talebin) azalması demek; lstem azalırsa ben ürettiğim malları satamam, bunalıma glrerim, işlerim bozulur. Bu, sayın Koç'un sorunudut. Sayın Sabancı düşünebilir: Ben yurttaşa «para ateşten gömlektlr» dlyorum. Yüzde 100'e varan kredi faizleri benim işiml zorlaştmyor. Çünkü blrikimcl ancak mevduat faiz oranı yükselince parasını bankaya yatırıyor; yüksıek faizle birikimlerl toplayan banka, sanayiciye daha yüksek faizle kredl açabiliyor. Ben yüzde 100'e tırmanan kredl falzleriyle işimi nasıl çevlririm? Bu, saym Sabancı'nm sorunudur. • Sayın Koç ile Sabancı'nın ekonomistl, uzmanı, danışmanı düşünebilir: Yahu biz ne haltedelim? Priedman'a uyup «Sıkı para» politikası desek enflasyon oranraı azçok düşürüyoruz: ama istem (talep) de düşüyor: özel sektörün büyük kesimi dar boğaza girlyor; iflaslar başlıyor; yatırımlar duruyor: «gerileme» başlıyor. Keynesçi yaklaşımla «gevşek para» desek, bu kez «enflasyon canavan» başkaldırıyor; IMF kredileri kesiyor: musluklar tıkanıyor. «tthal Ikamesi» dedik, beceremedik, «dışa açılahın» dedik içerisl allakbullak oldu. Bu işi neresinden nasıl tutmalı? Bu. btiyük sermayecinin parah ekonomistl sayın profesörün sorunudur. • Benim sorunum ne? Dışa bağımlı cıhz endüstri yapısı çarpıktır. Yapjsal çarpıkhk parasal politikalarla düzeimez. Halka dönük planlı devletçilik yöntemini uzun süre uygulamak gerekir. Bu uygulamayı yapacak olan siyasal iktidar, halkçı bir nitelik taşır. İşadamları kesimi, ancak bu planlamanın çaplı çerçevesi içinde yerlerini almaya nza gösterirlerse kendilerini de kurtarma yolunu benimsemiş olurlar. Bu yöntemin dışmda her siyaset Türkiye ekonomisini daha derin bunahmlara itecek; gerçekten sanayileşmesini geciktirecek; çağdaş uygarlığa ulaşmasmı köstekliyecektir. • Uzun süreden beri Türklye'nîn ekonomi polltikasma yön verenler; lşadamlannm vaktiyle danışmanhğmı, müdürlüğünü. memurluğunu yapmış olanlardır. Bu da doğal karşılanabilir. Ne var ki işadamlannm işine gelen her türlü ekonomlk politikanm uygulanma&ında şu sımr aşılamaz: fster sıkı para politikası, İster gevşek para politikası uygula; ama, emekçlnln en az Ilcretlnl hakçasma saptayacaksm; vergi dağıhmı adaletli olacak; grev hakkına ilişmiyeceksin; toplu sözleşmeyle ticret saptaması yönteminden vazgeçmiyeeeksin. Üyesl olduğumuz Batı Avrnpa Konseyl'nde, NATO ülkelerinde, AET'de hangi demokratik özgürlük ve sosyal hak varsa hepsini istiyorum. dur. Uzlagmanın vazgeçilmez temel yasası lşte bu Yenl Anayasa Tasansı, 12 Eylul'den önce, tekelci sermaye neyi istiyor idiyse, hepsini hem de fazlasıyla dile getirmektedir. İVIT OKTAY AKBAL Yazı Yazmanm Zorluğu... anayasa # Düşünce yasağı ulusumuza yarar sağlamadı Anayasa tassnsında, 77. başlamm son bölümcesinde, «Sınıf v« zttmre esasını, komünlzmi, fasizmi, teokrasiyi ve herhangi tur bir diktatörlügü Türkiye'de savunmayı •• yerleştirmeyi esas alan siyasi partller kurulamaz» denmektedir. Bir yandan uygar ülkelerin düzeyine çıkmaya çahşıyoruz, öbür yandan, onlann Anayasalanndan çok duha geri bir Anayasa ile yönetilmek istiyoruz. Bu tutum, yaptığınuz yeni bir otoya beygir koşmaya calışmak olur. Düşünce yasagı veya düşünceyi yayma yasagı, şlmdiye değin ulusumuza yarar saglamadı. Düşünceden korkma, kendimizi diğer ulaslardan daha aşagı görme kötü bir geleneksel ahşkanlıktan kaynaklanıyor. Bunu silmemiz gerekir. Bırakalım halkımız okusun, düşünsün, düşünmeyi öğrensin. Onu yazıya döksün, konuşsun Bundan ülkemiz çok yarar saglıyacaktır. Y. Ekşl ANKARA bakmak yeterlldlr. Böylece taslagı hazırlayanlann mı. yolaa taslagı eleştirenlerin mi «cahll» olduğu olduğu ortaya çıkacaktır. Nurl Vardar İ. Ü. Iktisat Fakülteal H. Ergün Işeri, 1İTÎA sağlamak yolundadır. Sonuç olarak, gençliğin korunması hakkının tasanda yer almasım, gençliğe tanınmış bir hak olarak değil. egemen guçlerin bir oyunu olarak görüyoruz. Oktay UYGUN, Öğrenci Çaykara Yaaa yazmanın zorlaştığı dönemler! BBCdo Yurdakul Fincancı'nın sorduğu bu soruya hemen yanıt veremedim. Biraz düşündüm, yazı yazmak. yaytnlamak, hele her gün okurun karşısma beUrli düşünceleri, görüşîerl savunmak için çıkmak ne büyük bir sorumluluktu! Ben bu yükü şöyle böyle yirmi alö yıldır taşıyordum. On binlerce okur önünde, daha doğrusu tüm ulus önünde dOşuncelerinl açıkca belirtmenln hemen her dönemde guç ve büyük sorumluluk taşıyan bir ig olduğunu sftyledim. Köşe yazüan yayınlamaya başladığım günlerae lktidarda «tek» parti vardı, seçimleri kazanmış. flst üste kazanmış bir parti Karşısındaki muhalefet ise Meclis'te otuz kişiyle temsil ediliyordu. O muhalefet partisi ki Türkiy»'yi yirmi yedi yıl tek başına yönetmişti. 195660 arasmda iktidar basma karşı hoşgörüsüzdü. Türlü sözler vererek, basma, yazarlara dayanarak işbaşma geldiğini unutmuş. yenl yeni baskı yasalan çıkararak özgurlüklerl tasmaya kalkışmıştı. Evet. köşe yazarlan için güç bir dönemdi o yülar... Sonra 27 Mayıs devrimci eylemi geldi. Ardından ortaklık yönetimleri, daha sonra da Meclis'te çoğunluğu ele geçiren tek parti iktldan... 12 Mart olgusu, yeniden ortaklıklar, karşılıklı çatışan partllerin yönetimleri. kargaşalı, bol ctaayetll günler, derken 12 Eylül... Gazetelerde köşe yaalan yayınlamaya başladıgım 1956'dan bu yana gerçekten özgür, gerçekten baskısız, hoşgörülü. anlayışlı, yazarlara, düşünen kafalara karşı dost, yakını sevgi dolu, bir dönem yaşamadık. Hep kuşkular Içinde, hep çekinerek. hep «bu yazdıklanmızdan ters anlamlar çıkarmasmlar. şu ya da bu maddeyi uygulamasınlar» diye kalemimizl, dikkatla kullanarak. BBC Türkç© bölümünün bulundugu Bush House'dan çıktıktan sonra Charing Gross'a doğru yürürken bütün bunlar kafamdan geçlyordu işte. Yazar mısın, sanatçı mısm kuşkulan üstüne çekeceksin ister Istemez. Yazdıklanndan anlamlar cıkaracaklar. Demeyecekler ki. bu adam tüm yaşamını yazıya, düşünmeye vermiü, ne kötülük geUr yaymaya çalıştıklanndan, bizim gibi düşünmüyorsa da ne çıkar, ya onun dedikleri doğruysa, ya bir gün blzler de onun, onun gibi yazarlann yazdıklannın doğruluğunu anlarsak... Evet, iznlmin bir bölümünü yurt dışında geçlrdiğimi anladmız. Parls'te ve Londra'da yaşanan bir yirmi gün... Bu dağdagah ortamda, yaşamda yurt gerçeklerine «uzaktan» bakmamn, Batı Avrupa kentlerinde günden güne artan acılann. sıkıntüann elle tutulur hale gelmesini duymanın değişik tadı... On yıl önce gelmiştim bu iki Batı kenüne. On yıl sonra herşey eskisi gibi, ama sokaklar, caddeler az gelişmiş ülke insanlanyla, hem de boş, lşsiz, sıkıntıh. her an patlamaya hazır insanlan ile dopdolu... Getinnişler, kullanmışlar. yararlanmışlar, ellerine üç beş kuruş tutuşturmuşlar. şimdi gereksinimleri kalmaymca bırakıveriyorlar yazgılanna... Yazarlık. Içinde yaşanan zamanın gerçeğinl gönnek, göstermektir. Londra, Paris gözlemlerüni. izlenımlerimi uzun uzun yazmalı mıyım? Yurda döndüğümden beri bunu düşünüyorum. Diyonım ki, herşey biliniyor artık. büinçli okurlar. en az yazarlar kadar çağm içinde... Yurt gerçekleri kadar, dünya gerçeklerini de bilmekteler. Öyleyse niye sözü uzatmalı. En iyisi zaman zaman bu gözlemlere, lzlenimlere yeri geldikçe değinmek... Gazeteye gelir gelmez bir çok mektupla karşılaştım. tçlerinde yazar dostum Talip Apaydm'ınkl de var. Şöyle yazmış: «Benim «Vatan Dediler» de beraat ettl. Bir sayın muhbir vatandaş ihbar ediyor, saym savcı dava açıyor. kitap toplatılıyor, mahkemeler aylarca uğraşıyor, inceliyor, savunmadan sonra aklanıyor. Yenl yayınlanan dört kitabım da bu işlemden geçti. Hepsi beraat etti. Ne var kl bu sayın muhbir vatandaş kimdir. ögrenemiyoruz.» Bu kadan yetmez mi? Daha ne yazayım? Fincancı'nın sorusuna iyi yanıt verdlğimi sanıyorum: Yazmak. her dönemde güçtür, sorumlulukla yüklüdür. Ben hiç bir dönemde rahat tam bir huzur ve özgürlük içinde yazdığımı anımsamıyorum. Yazarlanndan. sanatçılanndan, aydınlanndan, bilim adamlanndan kuşku duyulan bir toplumda bu durum hep sürüp gidecektir. Önemli olan yönetim yerindekilerin kim olursa olsun şöyle düşünebilmeleri: «Bu insanlar da eL az bizim kadar yurtlannı, uluslannı seviyorlar. yazdıklan. söyledikleri bu ulusun, bu yurdun iyiligl içindir, Öyleyse onlan ho^görüyle, anlayışla dinleyelim, okuyalun. söylediklerinden yararlanalım». Bu ne zaman gerçek'eşir? Orasını bilemem. # Anayasa tartışmaları ve 70 sayılı Konsey kararı «... Anayasa tartaşmalan. 70 sayıb Konsey karannm (b) bendinin 3. fıkrasındaki (Anayasa'nın halk oylamasmda halkın vereceği reyin nasıl ohnası gerekecegi hususunda etki yapacak herhangi bir telkinde bulunmak...) hükmüne d* girebilir. Çünkü, yeni Anayasa taslaguu olumsuz bulmak bir yönden de halkın üzerinde istensin, istenmesin bir etM bırakacaktır. Orneğln, Sayra Nazh Ilıcak, 6 Ağustos günlü Tercüman Gazetesi'nde Anayasa tartışmalarmın halkın oylan üzerinde etki yapacagı ve müeyyidesinin hayır olacagını ileri sürüyor. Bu nedenle Anayasa'yı eleştirenleri hal1 kın oylan üzerinde olumsuz etki yaptığı savıyla yargılamak da olası olabilir. Hem tartışmayı, düşünceyl serbest bırakarak meşruiyet tanımak, hem de bu düşünceler yüzünden yasal işlem yapılacagını bildirmek birbirleriyle celişmektedirj Muzaffer ATAYMAN Erenköy Kısa... Kssa • «Tasan, konuşan agız, gören gCz ve düşitnen beyin için Turk halkına «sıkıştınlmıs» bir geleneği öngörmektedir. (...) Çağdaş uygarlığa doğru ilerleyen yollarda kapalı gözle, lşittneyen kulakla, yazıp çizmeyen elle, dtişünmesi engellenmiş beylnle, hele 20. yy. biterken çepeçevre sıkıştınlmış Türk taısanı bümem ki, nasıl çağdaş olabiUr.» M AU CÜMALIOĞLU Samsun • «Toplutnun tarihsel btaitdmini göa ardı ederek hazırlanan Anayasalann unntulmaman g e r e k t r Id, «ürekll olması olası değildir. Anyasalar. topltrnıon sosyoekonomik yapuımn bir yanstmasıdır. Anayasa, slt yapmın gereksİDİmine yanıt verecek durumda olması gerekir. Anayasaya karşı olan lepkUer değerlendirllnıelidir. Unntultnaması gereMr ki, tarlh hatalan altet O 49. madde devletin kazıklanmasını yasallaştırıyor 1961 Anayasasında 39. madde olan bölümü hangi kafa değiştirip 49. madde olarak «Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler, kamu yararınin zorunlu kıldığı hallerde rayiç bedeli, kesintisiz, nakten ve peşin olarak ödemek şartıyla devletleştirilebiUr. Devletleştirme teşebbüs sahibinin açık nzası olmadıkça kısmen yapılamaz» şekline sokabilir Sadece bu madde. Komisyon Başkanı olan kişinin Prof. Etiketli kafa yapısmı ispata yetiyor. Yok, yok bu kadar ileri gidilemez. Bu devletin kazıklanmasını açıkça yasallaştırmak değil de nedir?» Refik Saral, KDZ. EREĞLt # 1961 Anayasasının ruhuna fatiha îçeriğine göre, tasannın götürdüklerinin etkilediği kitle karşısında, getirdikleriyle memnun olanlar bir muüu azmlığı teşkil etmektedir. (...) Yasalaşması halinde kanun yapıcı halk adına onun bir egemenliğini tasarruf etmiş olacaktır. Tasannın özü birer çelişkiler demeti oluşturmaktadır. Yasa tekniğinden yoksundur. Ruhuna sadjk kalındığı iddia olunan 1961 Anayasasının ruhuna «fatiha» okunmuştur. Beraberinde getirecegi kavram kargaşalan birleştirici değil ayıncıhğı davet ediyor. Yaralar sanhnaz, bilakis artar. Kargaşalar sosyal patlamalan doğurur. F, Mikdat TOSUN Bostancı / t s t O 1961 Anayasasını siyasal îktidarlar uygulamadı kî... (...) 1961 Anayasası siyasal iktidarlarca hiçbir zaman uygulanmamıştır ki. aksayan, sakat ve hatalı yönleri açığa çıkabilsin. 12 Mart muhtırası dahi. Anayasa'yı uygulamak istemeyen bir siyasal iktidara verildiği halde, siyasal iktidar sorumlu tutulmayıp, Anayasa suçlu görülmüş, tabir caizse iki kez kolu kanadı kesilerek (1488 ve 1699 sayıh yasalarla 1971 ve 1973 yıllannda) iktidann üzerine bol gelen giysi vücuduna uydurulduğu halde, yine siyasal iktidar «bu Anayasa ile ülke yönetilemez» diyebilmiştir. Av. Gürtan Demlrer HATAY 9 Gençliğin zararlı akımlara karşı korunması Gençlik. Cumhuriyefi ve ulu6al egemenligi koruyacaktır. Egemenliği, iktisadi gücü elinde bulunduran bir avuç in3anın tekeline almasına izin vermeyecektir. Gençliğin bu ödevlerini başarabilmesi, onlann demokratik bir ortamda özgür düşünceli insanlar olarak yetişmelerine bağhdır. Tasarıdaki düzenlemeye baktığımızda böyle bir ortamın varlığının engellendiğini görüyoruz. Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü, kaypak ve her yöne çekilebilir. Bu nedenle de hukuksal ölçüt olarak almamayacak kavramlarla sınırlandınlmıştır. Gençliğin zararlı akımlara karşı korunması, bu ölçütlerden biridir. Bu amaçla özgür ve demokratik düşünce ortamının sınırlanabileceği belirtilmektedir. Peki, gençliğe neyia yararh, neyin zararh olduğunu kimler ve neye göre saptayacaktır. Tasan bu konuda açıklık getirmemiştir. Oysa, çagdaç Anayasalann tercihi, bu gelişmelerin banş ve demokrasl ortamında y<jermelerini # Hazırlayanlar mı, cleştirenler mî cahil Oluşturulan her yeninin içinde bulunduğu koşullann gereklerini yerine getirmesi öncekinin eksikliklerini tamamlayarak ondan daha ileride ohnası gerekirken bu taslak bir «yeni» olarak bırakın öncekinin eksikliklerini tamamlamayı, varolanı da yok ederek eskinin de gerisine götürmüştür. (...) Aslında öyle uzun eleştirilere gerek yok. Bir bu taslağa, bir de ulaşılması amaçlanan «ça^daş uyearhk». düzeyine Nurettln VILMAZ Pendik . îstanbul • «Bu tasan banşı getirmez. Tasan maddelerlnl okuyunca bizi nereye götüreceğlni düşünmek de yadsınatnaz Ülkemizi çağdaş uygarlığa götürtir mü büinmez ama, bir ileri, iki geri götüreccği ayanbeyan ortada. Söz hakkı hemen her alanda belli kasimlere verilmek istenmiş, halkm büyük bir bölümü suspus edllmek istemniştir. Bu tasan barışı getirmez. Aksine kutupları daha da sivriltir.» Hurşit YÜKSELEN Erdemir KDZ. Ereğli • «Yenl Anayasa tasansnı hanrlayan düşüncenin Türkiye'yi ıleriye değil, gerlve götürmek istediği gözden kaçnuyor.» A. ZÜLFÜ Cağaloğlu • «Taslak, bir Anayasadan çok yönetmeliği andırmaktadır. (...) Yaşamak özgürlük demektir. öyleyse daha iyi bir Anayasa için, tartışmayı tabana indirmek ve taslaktaki özgürlüklen kısıtlayan maddeleri değiştirerek, çağımıza ve u'.usumuza yaraşır bir Anayasaya hazırlarup balka sunulmalıdır.» Murat GÖKDEMIB înşaat Müh. îzmir • «Yurdumımla iç banş sağlanmadıkça, patlama kolay olur... YurdumuEun da dayancı kalmadı İldde bir ba tür patlamalara. . Ağır hırslanan baba örneğinde olduğu gibi geç de olsa yok yere akacak kanın önüne geçildi. Ama, tasannın çağımıza uygun olmasını ne kadar isterdik. İnsafa gelinir de inşallah, çağımıza uygun bir Anayasa geçer elimize... Eğltici, hoşgöriilü bir belge olur!» Ali Rızs KARAGÖZ Sanmbey Köyü . Çorum • «Yenl Anayasa tasansı, özü vo biçimi ile Türk halkınaı toplumsal gelişimini köstekleyecek sınıfsal ve anti • demolcratilc bir Anayasadır.» Benan OKAN Ev Kadmı Îstanbul • Tarihin tekerleği geriya değU, daima ileriye döner.» Recep Kavak, tsç! EsMşehlr • «Yeni yapılacak Anayasa TflrMye' de banşı kurabilecek ve sürdürebilecek özeUüçte yani demokratik olmacüd AyteHn Aydın, memur Konya # «Böyle bir yasanın yasallaşması halinde ülkemizde demokrasiden söz edilmesi olası değildir. Anayasayı aynntılan ve özellikleri ile ele aljp eleştirmeye gerek görmüyorum. Tüm özellikleri ile gözler Önündedir. Tek dileğim son şeklinin bu olmaması. Aksi halde çağdaşUk uygarlık ve demokrasi kavramlan ile çelişeceğiz.» Özcan ÇAKAR öğrenci Cağaloğlu • «Çagımra Uerlemektedlr. Fakat flerleyen çağ'da var olan Anayasayı silip yeniden başlamak yerine, mevcut anayasanın noksanlarrnı gidermek en doğnısndur. Bence bu taslak yerine (61) Anayasası ele alınıp, şimclive kadar göriilen eksikiikleri, varsa hatalan düzeltilip halk oyuna su ulmalıdır.» Murtaı. KAPLAN lanir r Cumhuriyet HASAN CEMAL EMİNEUŞAKLIGİL «. OKAYGÖNENSİN .AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER AÜACAR YALÇIN DOĞAN HİKMETÇETİNKAYA MEHMETMERCAN * Sahlbl: Cumhuriyet Matbaacılıkve GazetecIIIk T.A.Ş. adına NADİRNADl Cenel Yayın Müdürü MüesseseMüdürü Yazı Işleri Müdürü Yazı Işleri MüdOrYardımcısı HaberMerkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni TEM8h£tL£R • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : 8ERVİ8 ŞeFUERİ • îstanbul Haberleri:Selahattin GÜLERDış Haberîer : Ergun BALCI Ekonomi: Osman ULAGAY Yurt Haberleri: Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ Magazin: Yalçın PEKSEN Spor:MehmetTEZKAN Araştırma: ŞahinALPAY Düzeltme: Konur ERTOP BÜROUUI * KonurSokak No. 24/4 Yen!şehir ANKARA Tel: 17 58 2517 58 66 İdare: 18 33 35 Hallt Zlya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Tel: 25 47 09131230 AUtürk Caddesl, T.H.K Ijhanı Kal2/13ADANA Tet: 14 55019 731 BasanvaYayan: CUMHUBİYETMatbaacılıkveOazeteciük T.A.Ş. Kalksv! Sok. No: 39 41, Cağaloğlu • İSTANBUL P.K.: 246 Istanbul, Tel: 20 97 03 (5he" TAKVİM İMSAK GÜNEŞ 4.15 6.10 1 ÖĞLE İKlNDl AKŞAM YATSI 13.1817.07 20.04 21.45 Özglin SanatYapımYönetim/ IVluatafa Oğuz sunar flMURSELÇUK OÜI^DEN BUGÜNE RESİTALLEEİ 1 hafta içinUIÜıü^ÖiîlfiJİlJnda. BİİBtlc Çsn Sir,om»B.> gışpütr;nde, Resita' a<.ır»:er;do Baa'IO'den itibaren R'jmelihisarı'nda jç satılmaktadın Tel: 4Q 6 7 9 2 " Bugünden itibaren yalnız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle