Katalog

1 AGUSTOS 1982 KÜ LTÜRYAŞAM Cumhurıyet 5 Ciddiyeı Ciddiyet'in 1 Aldıkaçtı, Kaptıkaçtı, büyük İ Papazkaçfı'dan sonra Anayasa | Varılan sonuc: soruşturması İ Tadıkaçti'yla görüştük Yeni taslağa göre özgür basın nasıl olur? Yaltın PEKŞEN Ciddiyet sayfasmın yonetmenl Tan Oral Yenl Anayasa Taslağı'nı günlerce inceledikten sonra (etkisinde kalmış olacak kı) hepımızı toplacU ve şunlan sdyledi: «Çocuklar bu hafta Ciddayet sayfasında Yenı Anayasa Taslağjnı ele alacağız. Herkes istediğini yazmakta ö». gürdur. Yalnız aman gozünuzü seveyim şu hususlara dikkat edin: «Anayasa Taslağını hazırlayan Komısyon Başkanı Sayın Orhan Aldıkaçtı ile Komısyon üyelerini n'olur işe kanştırmayın » «Yenı tasanda basın özgürlüğü konusu var niliyorsunuz. Onun içın basın ozgürlüğü konusuna hiç dokunmayın.» <ıDüşünce özgurlüğune de mümkün olduğu kadar hıç değınmesenız ıvi olur. Bılıyorsunuz duşünce özgürlüğü ıle düşunceyi açıklama ozgürlüğü yenı tasanda enine bovuna ele alınmış. Sız hıç ele almasanız da olur.» BU İSİN TADIKACTI Umur BUGAY 11? Herkes bütçesine gore. Istedlğl kadar tel alıp, dilediği "adar çeket sınırını.. Nasıl voriımlamalı slzce üstad? Neyi? O 3^*' • Adını söylemeyecekhk. Asasayas. Anlaışldı, keeet," Yorumlamarlan once ağiz bir bardak .ciynarılmış suyla iyice çalkhlanmalı. Üstüne iki asplrin alıp dort battaneyeye sarüarak yatraah. lyıce ter atraadan yorum yapanlar *aş kesilir Objektıf nasıl bakılır? Ellerınizin üstüne dlki leceksinız. Ayaklannızı duvara dayarsanıss daha sağlıklı bakibılirsmiz Derın nefes alıp. once yaniaa. Sonra ar'cayaja. Bır, kıli.. Bır. kiiii . YENİS1NI ÜFLEYEREK OKUYOB 1961'den ağzı yandı 82 tasarısmı ufleye üfleye okuyor. YÖK'ün lök dıye bır unıversıtenm başına rektor yapmayı duşünduğu Frofesor Asım Yağcıgil, «82 tasansı sebze çorbası gıbı» dıyor. «Bır yandan kaşıkln orum, bır vandan da hazmedıyorum Uuüf, uuuuf ..» PİS PİS DÜŞÜVÜYOR Sankı ona Anayasa tasarısı üstune gorüşlerinl sormuşlar da koymuş ehnı çenesine düşunuyor pıs pıs . Yahu sana ne? Sen boş gezemn boş kalfasısın bi kere Yasida ver yok serserılere. DAĞ GİBt TATİL DÖNÜŞÜ Sevgılı Okuyucularım, Yülıh ıznımden dondum. Yenlden sîzlere kavuştugum ıçın sonsuz mutluluk duyuyorum' Ancak, (... Ancofe demeye de korkar oldum. Her ancah'ın altmda bır feozıfe çıkıyor... Neyse) îzıne çıktığımı kımseye soylemedıgımden, Cıddıyet'te benı goremeyen dertlı okuyucularım merak etmı?ler> Gazeteye mefetup yagmış! «Baba'ya n oldu?». «Babamız nerde?», «Bıa Baba'sız bırakmayın •. «Bir Baba'mız var. O da elden gıderse n'aparu?», Guneş. Babıah'de yazar bırakmadı... Baba'yı da rm aldı yoksa! » Bunlar ve bunlara benzer daha nıce teluş belırUlerı Buyuk bır ılgı ve sevgı gosterısı Yokluğumun ne denh du\ulacaqtnı ummazd^m Ben yazdıklanmm davulcu gürultüsü gıbl başa gıttığını samrdım Meger aldanmışımi Okunan adammışım Efendım, ıznım aslında on beş gundu Dönüşte bır ay da evde oturarak ızın yorgunluğunu çıkardım O da ne dıyeceksınız... Insan dınlenırken yorulur mu? Yorulur. Tatüımı geçırdığım yer eğlencesı. gurultusü, şamatası bol bır yerdı. Aylardan Ramazan ayı olmasına rağmen meyhaneler, gazınolar. dıskolar. köftecıler dolup taşıyordu. Herker bir yuın yorgunuluğunu uzennden atmaya çalışıyordu Yorgunluğu uzennden atmaya çalışırken ınsan daha çok oruluyon Bunda Ramazan ayının da büyuk ethısı oldu Geleneklerme baglı bır yerdı de Koylukten çıtemış feosfeoca tatil şehrı olmuştu ama. davulcuya engel olamamıştı. Sahurda davul çıkıyordu. Bütun bir gün çınar altındaki gazınoların ımanına kadar DERTBABASI Vural SOZER açılnuş müzık salalalarım dınleyereh bır buyüğu devırip yattıktan sonra. sahurda halhıp bir de ufafe göturmeh bana fazla geldı. Ye/ıı yenı toparlanıyorum O gunler dıkkatımi çeken bır şey oldu Behrtmeden geçemeyecegım Gerçekten sahurlara feactor yenuıp ıçuıp yatıldıktan sonra gun agarmaya başlıyor ve mınareden gumbur gumbür sabah ezam okunuyordu . Hoca efendı hoparlorder «haydın namaza...» dıye kıyameti kopardıgı halde o canavar şehırden çıt çıkmıyordu. Kabahat işlemış evine kaçışmış çocuklar gıbı herkes derin bır sessızhge gomülüyordu. Fakat aynı şehir, bır saat sonra «haydin vapuraa ..» dıye faagırart olmadığı halde usul usul kalkıyor. sabahın ilh vapuru saat 6'da, yenı demlenmış çaylar. poğaçalar. açmalarla ınsanları ısine götürüyordu. Bu tatıl bana şunu oğrettı Demeh uyanmak isteyen uyanabıliyor, uvanmanın bır yolunu bulabiliyor. Bağırmaya gerek yok' Dönüş yazısın* uzattım Mektuplara yer kalmadı Hemen herkes aynı dertte. Kastelli yanıkları çoğunluhta. Bır emekll öğretmen hanım soruyor: «Banker nasıl batar?» Hanımefendi. banker tıpkı tanker gıbi batar. Parayı yühlenir. yüklenir, yuklenir... sonunda sınırı aşar batar. Sabah eckenden kalktım. Suyu çıkmş rır anatasaya sanfı süt'ine . Üstüne . Bu konu açıtaık^rt hep boyle konuşmann şa^ırıyorum, özür dılenm. Anladınız sanırım neym üstüne ne konuşcağımızı? Çenem atıyordu. îkı müsekkin aldım. Tatsız bi şey söylemese.. Dışlerımi^l vkmadan konuşsak. Önceden haber yol lamış. «Sevıyeli konuşalım» demiş. öntlne gelen başka tartışılacak sonu kalmamış gibi. yasaüimasatas tls tüne koruşuyor. Mahaüe çocuklarıcıa dondük. Tassanmasanıassıyasa maraalıydım? ^enı mı yaptık? Mahalle auzıy'a yassarımas sata konuîulmaz.. Sonunda karşı kac^ıya geldik. Birbirimı?o tatsı/, tatsız baktık. Zymnaen ona kadar saydiK. Derin nefes alıp başladiK O fe^ıimeyı Kullanmıyalım. asabıtnıss bozulmasın.. Şeyi °oyıüyorsunuz de ğil mi? Tassas yas.. Nevse işte, onu. Zatpn o tasasa Neyse.. o eopıda herkes herşevl soylüyoı Ne "övlu/crlar'' Şoyle. bovle aiyorlat Çeno'prt tutuısun tn şallah rn booie ohırlar özgürlük başkalannın sınırının batlsdışı verde mi tel or^üyle sınırlandınlmalıdır ^OK%A sınırın bıttıği yerd<»n mi tel çekılme «Toplantı ve dernek kurma bzgiırlıiğü üzenndto bakın btr tek bu komıcia aman bır şey yazmayın.» «Ücret ve maaslara dokunsanız da olur, dokunmasanız da. Onun ıçın sız ea ıyısı hıç dokunmaym» «Cumhurbaşksm seçımı, Devlet Danışma Konseyl ve dığer kıırumları eleştınnek paşa gonlunüze kalmış. Eleştırebılırsınız de. eleştırmeyebılırsmiz de. Siz en iyısı hıc eleştırmeym » «Sızden tek ncam Olagantıstü Yönetim usulleri Ue malı hukumlere doKunmamamız.» «Yuksek Hakem Kurulu ve Devlet Guvenlık Mahkemelerı'nden 'steı soz edm, ıster etmeym. Ben kanşmam. Ama. bana sorarsamz etmeyın » «Yuksek okullür ve bılımsel bzerklık konusu ile Turk Dıl Akademısı, Anayasa Mahkemesi, yargı vfc yargıç temmatı konuları uzermde rahatça durabilirsinız, Bunun ben de çok uzennde duruyorum. Onun ıçm ıstersenız bunu boşverın » «Gerıye kalan herşey serbest. Ne istersenw yazabüır, smız. Bılıvorsunuz yenı taslağa gore, «Basın Hürtlür ve Sansür Edilempz». Ellı altmış tane ıstisnası uışında tabi! Hadı şımdi kolları sıvayın goreyım sızı.» Hemen kolları sıvadık ve Tan Oral bızi kollanmız sıvalı olarak gordü. Bir anket •""• Sulhi DOLEK «StZ NE DLŞUNITYORSUNUZ?...» Su soruyu ona buna yonelttık, Kımse «Hangı konuda?...» büe demedi. Herkes ıçını dökmeye can atıyormuş.. Aldığımız yanıtlar kimbilır neyı kanıtlar. FERHAT F. (Boyacı): Ben pek duşünmem ağabey. Zaten duşünsem boyacı değıl Sabancı olurdum.. işler her zaman olacağına varmış ve de varacaktır. Bmın yarısı beş yüzdür. O da bizde vardır ama, pek bır ışe yaramamaktadır. ŞtRtN Ş. (Artist): Sen de bir tuhaîsm ayol! Tam adanunı buldun. Ama. madem ki sordun, soyleyevım. Bana kalırsa... Hoş belkı de.. Öte yandan... Bilmem anlatabildim mi?... İyi. Öyleyse şimdi de sen bana anlat.. YUSUF Y. (Odacı): Büyüklerimizın her şeyı dalıa iyi düşüneceklerıni düşünüyorum. ZÜLEYHA Z. (Banka merouresi): Boyle şeylere vaktim yok. Şu pulu alıp veznenın önünde bekleyin. Sıradakı gelsın.. KEREM K. (Küçük Sanayici): Valla, bu işler düşünmekle olmuyor. Boşa koyuyorum dolmuyor, doluya koyuyorum almıyor. Ben şımdi bu ayın beşi için yazdığun cekan karşılığını dUşünüyorum. Gerısini sız dUşünün. ASLI A. (Teral): Fena olmamış bence. Yalnız.. Kusur denilebüir mi, bilmem ama, dıkışlerinden atacak gıbi. Sonra boğazı da fazla sıkı galıba. Neyse, gene de eleştirdığım samlmasın. Sız en iyısı bunlan dediğimi kimseve demeyın. Deme dediğimi de demeyin. GU aelce dikmişler işte. ellerme sağlık. TAHİR T. (îşsiz): Düşünüyorum da, bu işler hıç de kolay değıl be birader! Ben doğru dürüst işsızlıği büe kıvıranuyorum Elin oğluysa bunca işi büden kıvınyor. Bir Kmrıyor, bır daha kıvınyor.. Düşünüyorum, düşünüyorum, akUm duruyor. O zaman düşünenüyorum. ZÜHRE Z. (Ev kadını): Aynen bızim bey gibi düşünüyorum.. Orasını bilemem ışte. Artık onun ne düşündüpnü de kendlsine soruvenn. AYDIN A. (Profesyonel bindi): Düşünmesıne çok şeyler düşünüyorum ama, en çok da yalnıa oldugumu düşünüyoıum. Bilmem yanlı? nu düşünüyorum? Ahmet İLTERBERK Tüm dünyada anayasalar nasıl hazırlanıyor diy» merak edenlerimız olabılır. Onun ıçın bellıbaşlı yontemlerı aşagıda açıklıyoruz. Ismarlama cocuk satısı başladı Sec sec, beğen, al indirimli pazan TÜP içlnde, saf kan. Az uyugturulmug. ağlaması, gazı yok. Çeyrek ekmekle sabahtan, aKşama idare eder. İHRAÇ malı. Üstün ticarl zekâya sahlp, fırıldak gıbi çocuklar. Bir vuruşta elll milyarı birden İyi edıp, elini. kolunu sallaya sallaya yurt dışına çıkacak yeteneklerden. HAYIRLI evlat. Esmer, sîirışın.. îğneyle tecrübeli doktorlar tarafından eğltilmiş, sigarası yok, lçkisl yok. Yasasına, Anayasasına saygılı, başına vur elinden ekmeğini al. • AZ kullanılmış, atılıp, satılmaya hazır bebekler. Erkeklerl karılan taraîmdan terkedilmeye, kadınları kocalarından dayak ylylp kapı önüne bırakılmaya kolayca razı olacak biçlmde yetiştirilmış, 34 yaşları arasmda ceşitli boylar da.. • PIRLAMA bebekler. Taksitle, ana&ından hemen teslim. Sıfır numara. Gözlerlni bağlayıp koprü altına bırak iki gün içlnde evtn yolunu bülur, gelir. • SOYLU bebekler. Ingiliz, Arap, Avusturya, Monako. îsveç hanedanlıklarından özel olarak elde edilen, ipek cıbinlikll, atlas kundakü, altı nı pislemez. Doğuştan iki dili anababası gibi açık artırmayla satılık bebekler. SINAV çocuğu. Anadolu Uselerine, ünlversitele re. her türlü seçme ve yerleştlrme sınavlarını bir girişte verebilecek yetenekte, acaip kafalı ço cuklar. Bır sabah çalışmanıasasının basma oturur, ertesl sabah. «Yavrum gözlerin bozulacak, artık çalışma» dedirtene kadar kalkmaz. • MEMUR çocuğu. Ayhk tüketim çlzelgell. sesslz, sabırlı. atamalara dayanıkh katsayısı hesaplı, babasının kesesinl kendi kesesinden daha iyi bilen. olgun çocuklar.. KULAKTAN KULAĞA YÖNTEMI. Konusyon uyelerı yan yana otururlar. En baştakı uye yanındakın*n, o da kendi yanın dakının kuiağına bır madde o kur. Bu boytece en sondakı uye ye kadar gider, onun taralından zapta geçırilır. En baştaki Uye «Grev haktır, lokavt yasaktır, işveren Ifçinln çıkarlannı koruyacaktır» demışse, fakat en sonrakı Uyeye kadar bu soz «Evler piru paktır, lokanta yasaktır. i>çller işten çıkınca jemeklerıııi evde yiyecektir.j» şeklınde donüşmuşse onemi yoktur. Çunku metın demokratik bır şekılde ve herkesın katkısıyla hazırlan mıştu". KURA YÖNTEMt: Üjelerm yazdığı maddeler bir torbaya konur. Çekılış yapılır. Torbadan çıkanlar Anayasa'ya girer, torbada kalanlar ıse ümversıte giriş sınavlarında genel yetenek sorusu olarak kullamhr. AYNA YÖNTEMİ: Eski Anayasa'ya bakılır, oradakılenn tanı tersi yazılır Bu fcersligt arüaunak ıçm ayna yöntemi denümektedır. Bazı münafıkların «ısçı haklarmda küçülten ayna, işveren haklarmda büjulten ayna kullamlıyoı» so»> lerı bir kandırmacadır. KIYASIAMALI USTUNLÜK YONTEMI: Komisyon üyelerl bır taslak hazırlarken, komisyon başkanı evınde bir başka taslak daha hazırlar. Sonunda başkan, bakar bakar vo kendi hazırladığının daha üstün olduguna «hazırladığı taslak gereği» karar verebılir. Bu taslak kamuoyuna sunulur. Sunulunca Anayasa olmuş olur. AÇIKLIK IÇINDE GİZLtLtK YÖNTEMİ: Komısyon sözcusü bazı basın organlanna Anayasa taslağının tam metnıni açıklarken bazı basın mensuplarına «Aiii, siz beni başkasıyla karıştırıyorsunuz. Benim Anayasa'yla füan ilgim yok» dıyerek kaçar. Bu soz sonunda doğru çıkar. Anayasa'yla ger çekten ılgısız olduğu hazırlanan tasandan anlaşılır. Sultani yasa taslağı Fuat ÖRER Tann biie yaptığını heti<ese beyendırememış Kulnn okkayla kusur yapması •'oğaldır Adamlar onsekı? av pu<?a paşa oturmuşlar. kimb"ır kaç pantalon kıçı eskıtip ortaya kocamanımsı bir «Anayasa Taslağı» çıkartmışlar., Zaten buna «Anayasa» di> yen kım? Taslak dıyorlar isjte .. Acelenın sırası mı şimdı? Esktsi üstümü?e bol geldi demyordu. Şımdi de gar?a raya getırilıp ya dar dıkilirse? Sonra hep bir ağızdan. «Terzi elin kırüsın, dar geli yor dü&meler!...» değıl m ı ' Dapdaracık elbıse ıçinda soluksuz kalacak değihz ya Bır «Ohh!..» demek ıste«ek, Tann korusun. patır patır dıkışler... Ya açikta kalır enSQ göbek, ya da bır elblse daha... Oğlum o kadar para bfzde ne arar? Zırt pırt elbise olur mu? Dikiş mikiş derken akhma donpaça üstüne bir sultani masal geldi. Eskilerden bir eskıde. açık göz terziler sultana «Yok elbise» dikmişler. Sadeco açıkgözler görür bunu. salak lar göremez demişler. Sultan ve çevresındekıler salaklıktan kurtulmak Için yok elblseye var deyip, «ultanı daltabak koyuvermişler mey dana. Bir Allah'ın kulu çıkıp da, «Sultanım, mülkfl muazzamanız orta yerlerde kal mış, bu ne biçim elbise?» dememiş. Çünkü halkton hiQ kimse Sultan'ı karşüamaya gelmemiş... Bu masalda bir tersllK vai) ama ne oldugunu çıkaramar dım. Belkl akhmda yanlıg kalmışbr. Suç bende değil, Yazıyı acele ettirdiler böyle oldu. Hak'lar daglar gibi M. Nezihi Gülcüoğlu Bu bir parü tüzüğü mü? îlâhi Bay Aldıkaçtı. Çeltşldll kimi tümce Tarbşmaya yollar açta. Satır yeri nokta nokta Başlangıç yok gerekoe yok. Serseri (!) ye madde konmuş KentJerde boş gezenler çok. Bakmaa tablbânı yaban «Sinel aâd pâre»mlze Kamuoyu bulur Uaç SUrmek içln yaremize. uzgUrlüktor ödün vermee SömürUden yana gücr O taslakta es geçilen Hak'lar daglardan da yüce.