23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 12 29 TEMMUZ 1982 Özkök: Tasarının temel özelliği, seçilmis insanlara güvensizlik Bürosu) Hacettepe Ünıversıtesı oğretım gorevlilennden Dr. Ertuğrul Özkök «Vnajasa tasansının teınel Ö7ellikleri seçilmiş in >anlara güvensizlik, hak ve öziîürlükler rçısından ise artık Tıırk lıalkımn vicda ııında yer almış bulunan aıılayışa tamamen ters bir jaklaşımdır» dedı. Dr. Özkok Anayasa tasa nsı konusunda Cumhuriyet'e şu açıklamayı yaptı: «Anayasa tasansuun her satınnda halkın dlrekt seç tiği temsilcilerine karşı bir güvensizlik havası oku nuyor. Öyle bir hükümet düşünün kl, Merkez Bankası Başkanı üzerinde bile bir tasarruf olanağma sahip değll. Oysa siyaset biliminin bize öğrettiği bir şey vardır. Hükümet etme nin temel araçlarından birisi maliye ve para politi1 kalarmın düzenlenebilmesidir. Oysa bu Anayasa tas lağı Ue hükümetin elinden bu olanak ahnmış durumda. Bu durumda, bir programla halkın oyunu al nuş ve hükümet olmus bir siyasi oluşum para polltika lannı nasıl iiizenleyebile i cektir? Hükümet etme ola' nakları elinden ahnmış bir hükümet lıalkın egemenüğini ne ölçüde gerçekleştirebilecektir? Kısaca bu tas I lak halkın seçtiklerl ile ata ' ma yoluyla gelmiş kJşiler j arasmdaki «Altuı dengeyi», j bu ikinciler aleyhlne bozmuş durumda. Bu nedenle (Irkası 9. sayfada) ANKJİRA, (Cumhuriyet Anayasa Tartışması Danısma Meclisi üyesi Prof. Eroğlu: "Anayasa Tasarısı 12 Eylül esprisine uygun düştiyor,, Anayasa tasansının basın hürriyetlerine karşı olduğunu sanmadığını belirten Prof. Hamza Eroğlu, «Lokavtta sınırlama kanunla yapılacaktır» dedi. Prof. Eroğluna göre; çift meclis «fantezi.» ERDEK, (Bahkesh) Tatilini Erdek'de geçiren Danışma Meclisi üyesi Pro'. Hamza Eroğlu, önceki gün Devlet Başkanı Kenan Evren'i ziyaretinden sonra. «Cumhuriyet» muhabirinin Anayasa Tasansı ile ilgi'i sorularını cevaplandınrken, «Tasan, 12 Eylül esprislns uygun bir yaklaşım içerslnde hazırlanmıştır» dedi. Hamza Eroğlu, Anayasa ta sansının Türklye'nin de bulundugu tarihi ve rafi şartlann dikkate rak hazırlandığım belirterek şöyle konuştu; «Türkiye'nin çevrest demokratik olmayan ülkelene çevrilmiştir.. Diktatorya. totaliter devlet rejimi Türki ye'nin etrafını çevinnektedir. Tiirkiye, bu siyasi rejim lerle mticadele jrayretl İçer «sindedir. Avrupa Konseyi i«ip. Türkiye'nin hu derere önemli huviyetinl dildkate alınamı$,tır. Batı Avrupa'da uygulanan demokratlk rejim ile Türkh/e'de uygulanan demok ratik refim arasında ban farklar olacaktır. Tasan, güç lü devlet esprisine dayanmaktadır. Güçlü devlet, vatandaşına dah a fazla hizmet grötüren devlet demektir. Bu tasan, güçlü devlet anlayışını hakim kılmaktadır. Güçlü devlet, bizhn tarihe dayanan devlet geleneğimizin blr sonucudur. Devleti güçlendinnek bu tasannm amacı olmuştur. Ana hak ve hürriyetlere getirilen sınıriamalar. ana hak ^e hürriyetlerin tabil sonucudur.» nın basrn fizgfirlüğüne karşı olduğunu sanmıyorum. Ancak, bizim basınımızm da, basın hürriyeti karşısında son derece dlkkatli olmcsı lazımdır. 1961 Anayasası'ndan sonra Basm Şeref Di para kurulmuştur. Onun karar lannın uygulanmasmda. ne ölçüde başanh olunup olunmadığı sorusunu cevabuun basm mensubu arkadaşlanm tarafuıdan verilmesi gereklf.» haklar 61 Anayasası'nda olduğu gibi 82 tasansmda da geniş ölçöde yer almıştır» dıyerek şöyle devam etti«Geçirdiğimiz tecrübeler nedeniyle bazı sınırlamalar olabilir. Memleket gerçekleri ile bunu bağdaştırmak ge rekir. Ancak, işçi haklannm kullamlması devletin ve Cumhuriyet'in bütünlüğünü 7,edelememelidir. Grev hakkının topluma en yararlı şe kilde düzenlenmesi tabil ola rak smırlamayı getirdi. A Tasarıdaki Lokavta ise sınırlama ka nunla yapılacaktır. Lokavt eksiltlikler hiçbir zaman keyfi olarak Hamza Eroğlu, tasanda ba kullanılmayacaktır. Ona mü zı eksikliklerin olduğunu fce, sade edilemez zaten.» lirtti. Eroğlu, «tasanda 61 Eroğlu bu arada. «Sosjrftl Anayasası'nda olduğu gibi haklar 61 Anayasası'na namilli egemenllk konusu ek zaran çok daha geniştir.» siktir. Başlangıç kısmı eksik dedi. tü> dedi. Eroğlu bu arada, «Basm£ Snsyal haklar da çıkan eleştiriler, tasarıyt daha geniş kamuoyunda küçük düşürücü değil, güç kazandırıcı seHamza Eroğlu bu arada, kilde olmahdır» şeklinde ko sosyal haklann tasanda genuştu. niş ölçüde yer aldığını savunarak, «Sosyal haklar 61 H Lokavta sınırlama Anayasası'na nazaran çok daha geniştir. Sınırlamalar Hamza Fjoğlu, tasannm sosyal hakları korumak îçin soçya] haklarla ilfrili bölömu hakkmdaki gorüşlerinî açin getirilmiştir» dedı. larken. «Ekonomik ve sosval KAPTAN GÖREV BAŞINDA «Marimar» adlı yük le İstanbul limanı tehlikeli bir gece geçirdi. Geıni /mide bulıman 8 mürettebattan ltıirisi ile yangımn ambar kapaklarım açmaya çalışırken. Gemide bir da bulunduğu, yara almadan kurtuldukları beiirtildi. • gemislnde çıkan yangın nedenly kaptanı Pedro Gea (sagda) geçıkış yerî olan 1 uonıarah baş gemicinin eşi ile iki çocuğunun (Fotoğraf: Necdet DOĞAN^ Ispanyol gemisi yük bosaltırken yanıyordu Gemisini kurtaran kaptan Sahpazan rıhtımına bağlı gemide sigara izmaritinden çıktığı sanılan yangını söndürmek için tam bir kargaşa gözlendi. Sonuçta can kaybı olmadı ve henüz boşaltılmayan malların bir kısmı hasar gördü. Necdet DOĞAN Saiıpazarı nhtımında yük boşaltmak için bağlı bulunan l&panyol bandralı «Marimar» yük gemislndeki yangın dün sabaha karşı tamamen sönduxüldü. Intertrans acentasına bağlı Barcelona Pıre İstanbul seferıni yapan gemide öncekı akşam saat 01 sıralannda sigara izmarltinden çıktığı sanılan yarı gınla ilgıli soruşturma ve zarar saptama çalışmalan sürdürülüyor. Karaköy Muhafaza Müdürlüğü'ne ait 1 numaralı ambara yük boşaltmak için bağlı bulunan gemide çıkan yangınla 11gili söndürme çalışmalan sırasvnda liman Başkanlığı nöbetçı amirliğince önlemler alınırken tam bir «kargaşa» gozlendi. Kara ve denızden yapılan son dürme çalışmalanna itfaiye yet kilileri yanında «yangın tmna. nı» olduğu ileri sürulen gemı kaptanı «Pedro Gea» da katıldı. ANLAŞAMADILAR Llman ışletmesı ve itfaıyenm ilk müdahalesinden sonra saat 02'ye kadsr Ispanyolca ve îngılızce bilen kaptanla ilgibler «Türkçe bilmedlğl için» anlaşamadılar. (Arkası 9. savfada) A Basın özgürlüğüne karşı değil Prof. Eroğlu, tasannın basm 07;ürlugü ıle ilgiü bolumu hakkmda şövle dedı«Basın özgürlüeünun ,sartlart. ülkeden ülkevp gnrp. mıitalâa edilebilir. Bu tasan Turistik belge nasıl alımr? $b Cift Meclis fantezi Prof Eroğlu tasanda tok Meclıs'in ver ahnasma degınerek. «Çift merliM kamuovn i«ıteniîyordu Tiirkiye jri hı fpdcral devlot düzem uırv r)e olmuyaıı bir Ulke için dp çift merlis fantezidir» şeklm de konuitu. Cumhurbaşkanhğı makSjr mınrn yetkilerine de degınen Eroğrlu. bu konuda çöv le konustu. «Türkiye'nm gerçeklpri ve ihtiyaçlan Cumhurbaşkanı'nm geniş yetkilerle donatılmasını gerekli kılmışür. Zaten TürMye'de ve bütün dünyada icrayı güçlendirme temayülü vardır, güçlü Iktidarlara îhtiyaç vardu:. Aynca, 24 ve 61 Anayasası'nda da Cumhurbaşkanı'nm yetkileri çok fazlaydı. Bunlann kullanılmamış olması, Cumhurbaşkanlığı ma kammuı güçsüzlüğünü ortaya koydu. O mak ama gelen kişinln (yetkilerim dardı) dl yememesi için Cumhurbaşkanlığı makammm yetküerl geniş tutulmuştur.» 'Harap, uyduruk bina için tarihi eser dendi,, Genç îşletmecinin gösterdiği fotoğraflar ölçü olarak ahnırsa Türkiye'deki tüm evlerin tarihi eser sayıhnası gerekiyordu. Hasan UYSAL ANKARA Eski motell yenileyip, bir de turistik iş letme ruhsatı almaya kalkan işletmeci 8 ay uğraşıp, fazla miktarda para harca dıktan sonra nihayet valiliğin istediği belgeleri tamamlamıştı. Aıüatacaklan bitti sandık: «Eh epey uğraşmişsınız ama sonunda çöziune ulaşmışsımz. Burası Tıirkiye, insan bu kadar uğraşırsa bu normal» diyecek olduk, güldü: «Nerdeee» diye uza tarak karşı çıktr «Meğer daha iş yeni ba» hyormuy Moteü çenisletın yenilemek bir de turistik işletme belgesl almak için benden istenilen belgelerin toplandığrı dosya il komisyonıına girermis. Karar oradan alınırmıs» dedı. sonrasını şoyle anlatmaya baş ladı. «Butün hersevi tanıanıl.i dıktan sonra turistik i«letmeye aday belgesi almaya hak kazanmışım. Sonra dosyanız, ilin valisi betediye başkanı, eraniyet mıidii rü ve turizm mfldüri» tarafmdan oluşan il komisynnuna giriyor. Bizimkl de grirdi. epey blr süre sonra. Nihayet karar çıktı. ÇUdırmak işten bile değH. Herhalde sabnmızı ölçiiyorlar dedik. Babamın 40 yıl «nce, hatta 40 da değll 36 yıl önce kendl ellyle ve blr kaç ustanın yardımıyla, testere çekldyle yap tıgı. eski, harap binaya II kotnisyonu tarihi eser karan aldı. Bn durumda blnayı degll hilyütüp, yenilemek, çivl bile çakamayacaktık. Gene gldip Kelmeler. yalvar yakar olmalar, araya etklll kimseler soktnalar sonııru motelin tarihi eser degil. eskl bir yapı olduğunu kanıtladık.» İŞTE TARtHt ESER Genç İşletmeci sözünfl ta mamlayınca. iddiasını kanıtlamak lstercesine cebin den bir kaç fotograf çıkardı. «Işte» dedi. «Bu fotoğraflar o zamankt tarihi eser denilen yerin fotografla n.» Uzatılan fotograflara bakılırsa, Türkiye'dekl evlerin özellikle gecekondu semtlerlnde bulunan evlerin tümü (Arkası 9. Savfada) Avukat Rasim öz durusmadan eıkarıldı Istanlıul llabvr Ser\ısı DlbK da\,aS>]iım dıuıku dura^nidbinda Genel Sekreter Fehmı Işıklar'm sorgusu zapta geçeıken çıkan bır tartışma sonucu A"uiwt Rasun Öz salondan çıkanldı. Dıırusms vargjcı 1,1t^i (îü\e ııer in, Işıklar'm sorulara vanıtı nı zapld gegerkeıı «abı rtnıaij» socu^üru «cietaylı» b.çıinuule >jzcliııiıası uzcnne tartıı^ı çık tı Feii.ni Işı^lar'ın ıinazıiu kcirvı yargıç «anlamın degJi'iıedigı» jamtını ver.ncen A\ukat Rusım Öz söz ıstedı, ancan yar gıç söz vermedi. Rasıın öz'uıı «SÖ7 vermeyeceksenix burada tşimiz ne» şeklinde konuşması üzeıine yargıç bağırmaması uyansmda bulundu. Ancak Rasim Öz, «Siz bağirıyorsunuz ha kim bey» yanıtmı vennce duruşmadan çıkartüdı Duruşmada, sorgusu sürdürülen Genel Sekreter Fehml Işıklar, faşizmın maddi temehnın tekelci sermaye olduğunu, tekelcı sermayenin bunalıma duştüğü dönemlerde başvurduğu emekçilere yönelmiş sılahlı, zorba. gericı dlktası olduğunu söyledı. Faşızmin tekelci sermaye tarafından ekonomık, polltık ve ıdeolojık alanlarda yürütuidügunu anlatan Işıklar, ekonomik alanda işçüerin, emekçilerin ekonomık. haklannm gasbedildiğini, özellikle sendikal hak ve özgürlüklerin yok edilerek lşçilerin köleleştirildiğini anlattı. Dün saban saat 11.00'e doğru başlayan duruşmada yargıç Çetm Güvener, DÎSK temel mücadele ilkelerinda yer verilen bilimsel sosyalizme göre yürütülen faşizmle mücadelede, DİSK'in hedefini işçi sımfı bilimi ışığmda anlatmasını istedi. Fehml Işıklar daha önceki duruşmalarda işçi sınıfı bilimi, bilimsel sosyallzm ve faşizmı anlattığını vurguladıktan sonra özetle şöyle dedı: «(iünümüzde faşizm. ekonomik, polttlk ve ideolojik bir oluşumdur. UÎSK kuruldugu günden bugüne kadar demokrasiyi savunmuştur. Faşizm birincl derecede demokrasinin düşmanıdır Demokrasi ise, sendikalann varolduğu rejlmlerdir. Faşizm iktidar olduğunda, öncelikle işçi smıfma ve onun örgütlerine yönelir. tşçi sımfını baskı altında tutar, işçi sınıfının daha çok sömürülmesini beraberinde getirir.» Yargfç araya girerek «Fasist yööetim mi vardı?» sorusunu yöneltti. Işıklar, faşizme yönelik önemli gelişmeler olduğunu, halen mahkemelerde bu konuda açılmış pek çok dava bulunduğunu vurguladı, özellikle dünyamızda Tiirkiye gibi az geliştniş ülkelerde, emperyalizmin faşizmi tezgâhlayarak sömürüsünU bu yolla sürdürmek istediğini söyledi. «Bilimsel olarak işçilerl daha çok sömürten tekelci sermayenin sömürüsünün daha da artmasına yarayan faşizm olgusuna karşı sendikalar mücadele verirler. DtSK ve işçiler, bizhn gibi geri kalmış ülkelerde toplumdan yana özveriye katlanabüirler. Ancak blr avuç tekelofadn yaranna olmamak tizere~» dedi. ?«rp«. «Fkfiamto aa«] Mr oluşum olduğunu?» sordu, Felı ını Işıklar, hör ülkede ayn tezahuru olüuğunu. ekoı;opııiî. politık, ıdeolojık oluşum olduğunu söyledı. Yargıç, «Hangi kriterden hareketle mücadele ettikierini» oğrenmek istedi. Işıkiar, DISK'ın demokrasiye bağlı olaraH sendikal çerçevede taşızme karşı mücadele verdığmı, ta^i^me karşı mucadelenm Bırleşııuş Mılletleı karannda da yeraldığım belirttı Yargıç, «Faşizmi jaıatan mad di temeli» sordu. Işıklar. tekelcı &3rmayenın bunalıma duştüğü dönemlerde başvurduğu, emekçilere yönelmiş silahlı. zorba, gericl, katı diktası oldu ğunu söyledi. «Tekelci sermavenin oasıl yaptığı» şeklindeki soruya ise özetle şu yarutı verdi: «Tekelci sermaye, bu mücadclesini ekonomik, politik ve ideolojik olarak yürütür. Ekonomik alanda, işçüıin ve emekçilerin demokratik hakUruun gasbedlldiği. özeUikle sendikal hak ve özgürlüklerin yok edilerek lşçilerin köleleştirildiği bir ortam ekonomik alanda yaratılmış olur.» Yargıç, «Tekelci sermayenin ne çüttüğünü değll, nasü güttüğünü sorduğunu» hatırlatu Işıklar, her ülksnin koşullanna göre toplumun yasalan ve bilin cine göre, sermayenin girişken lığine göre çeşıtlı yöntemlerla faşızmin iktidar olacağını söyledi. Yargıç, «Türkiye'yi aniatmasmı» ıstedı. Işıklar, özellik* İ3 MC donemlerinde devlet kadrolannda örgütlenerek, dev let olanaklarının faşızmin gelişmesınde kullanüdığını, ırk, din ve mezhep ayrılıklarının körüklendığini, kitlelerin birbirlerine karşı kışkırtıldığını, Sıvas'ta, Malatya'da, Erzincan'da, Kahraman Maraş'da unutulamayacak katlıamlann kışkırtıldığuoı, tüm bunlardan amacın kitlelen smdirmek, demokrasiye katılmaktan uzaklaştırmak, sıyasal alanda kargaşa yaratmak, böylece pohtik alanda iktidara gelebilnıek olduğunu anlattı. Işıklar, bu nedenla birçok insanın kurşunl&narak öldUrüldUğünU, siyasi iktıdarın yeteri kadar önlem almaması nedeniyle, bu faşizan tırmanışın, kitleler tarafından da mücadele edllmesi gereken boyutlara ulaştığuu, sendikalara yöneUk saldırılar olduğunu, şube binalarmın işyerlerinin bombalandığmı, üye işçilerin saldınya uğradığını, hatta DÎSK eski Genel Başkanı'nı öldürdüklerini hatırlattı. Yargıç. «Kimler olduklannı» sordu. Işıklar, tek tek isım söylenmesinin olanaksız olduğunu bildırdi. Yargıç, «DİSK'in kime karşı mücadele verdiğini» sordu. Işıklar, «bu tür olaylara karşı», yanıtını verdi. «Kime karşı?» sorusu üzertne de «Kemal Türkler'i khnin öldürdüğünü ben bilemem. Onu devlet gücü bulsun» dedi. Yargıç, «Ben de devletin görevi diyorum...» yanıtını verdi. Işıklar bunun üzerine açıklamasını şöylfi sürdUrdü: «Bu ortamda «iyasl tktidann, parlamentonun, devlet görevlilerinin uyarılması, Idöelerin dah» duyarh olmaa ama(Arkan ». Myfada) PARb'ten 14 Temmuz ve Marseillaise Önceki hafta bütün Fransa'yı sarsan bir intlhar olayı yaşandı. Kuşağımn en yetenekli oyunculanndan biri sayılan Patrick Devvaere, ağzına sıktığı bir kurşunla intihar etmiştı. 35 yaşmdaydı. Yaşasaydı Edith Piaf'm yaşamını konu alan blr filmde şarkıcırun unutulmaz aşkı boksör Marcel Cerdan'ı canlandiracaktı. Bundan önce çevirdiği ve ağustosta pıyasaya çıkacak son filminde ise, «intihar tutkunu» bir adamı canlandırıyordu. ••• 35 yaşmda başanh bır aktörün ağzına sıktığı kurşunla son bulan trajik yaşamı Fransa'yı bu kadar sarsmasına rağmen, son günlerde tartışılan en opemli konu, bıra? da «14 temmuz» nedenl ile, «silahlanma ve «milli savunma»ydı Bılındığı gıbi, «14 Temmuz 1789» tarihinde Fransız halkı isyan ederek Bastille zindanlarına saldırmış ve «Fransi7 Ihtilâlini» başlatmıştı. «14 Temmuz» günü 193 yıldır Fransa'da «Vatan ve Ozgürlük» bayramı olarak kutlanıyor. 22 yıldır muhalefette olan sosyalistlerin iktidara gelmeleri ile bütün bu kavramlar ve 14 Temmu~ bayramı tartişma aianına getınldi. Hatta 1792 yilında Rouguet de Lisle tarafından Rihn ordusu ıçiu bestelenen vr daha sonra milli marş olarak kabııl olunan «Marseillaise» bile. Sosvalıst ve komünistlerden oluşan hükümet bu sene «14 Temmuz» bayramını görkemli bir biçımde kutlamak ıçm karar almıştı. Aynı zamanda Ordunun Başkomutanı olan, Cumhurbaşkanı Sosyalıst François Mitterrand, «14 Temmuz» bayramını Deni7 Kuvvetlennin Toulon'daki bir gösterisi ile başlattı Bövlece. 5 Cumhuriyet döneminln 14 Temmuz bavramını denizde de kutlayan ilk Cum hurba'şkanı oluyordu Aynı gün öğleyin Eiysee Sarayı'nda bir davet veren Sosyalist Başkan. akşam da Camps Elvsee'dekl büyük kutlama törenine katıldı. Fransa'nın dört bir yamndan gelen 6500 asker ve subaym resmigeçit yaptıgı bu törene yakla.^'k 300 000 kişi katıldı. Gözlemcilere göre Champs Elysee tarihi anlanndan birini daha yaşıyordu. Gecenin tek tatsız olayı Mitterrand'ın törene ge hrken bazı kişüerce «ıslıkTanması» ile 14 Temmuz' un en belirgın özelliği olan havai fişeklerinin patlatılmasınm, çok fazla olan kalabalığın can güvenliği açısından bir saat kadar eeciktirilmesiydi. (Arkası 0. Saytada) MÜAVtNLER ÜZGÜN Trafik polisleri, lndirdikleri minibüs muavinlerine bir daha yakalandıkları takdirde yasal işlem yapılacağını söylüyorlar. Tasıtlarda muavin, panjur ve ek koltuk bulundurulmayacak îstanbul Haber Servisl Trafık Şube ekıplerınce, Şehır içerisınde seyreden tüm taşıtlardaki, fazla koltuklar, pancurlar ve üzerlerınde bulunan yamlar sökulüyor. Yolcu mmıbüslerinın muavınleri de gorev lilerce toplanıyor. Yıllar yılı İstanbul trafığini allak, bullak eden minibüs sü rUcüleri ile amansız mücadele ye giren trafik ekipleri, 3 gün den bu yana denetimlerinı ara lıksız sürdürüyor. Kentın trafikte yoğunluk kazanan bolgele ri ile minibüs hat ve duraklarında yapılan kontrollerde, mu avın bulunduran taşıt sürucülerıne ıhtar verilirken, iazla yolcu almaları da engellenıyor. Çok sayıda gorevlinin katıldığı kontroller sırasında yasalar gereği sakıncalı görülen, panjur ve golgelikler çıkartüıyor. Panjur, golgelik, ek koltuk ve kapasite dışı yolcu ile lüzumsuz aksesuarların her an doğabılecek bir kaza olasılığına etken olduğunu belirten gö revliler, uygulamanın can güvenlığini korumak amacıyla başlatıldığını söylüyorlar. Avukat Helvacı Tasan, Anayasa metninden cok bir olaganüstü hal yasasmı andırıyor ANKABA (ANKA) Atavasa Tasansı ıle ilgill görüslerini bildıren avukat Nevzat Helvacı, «Bu niteliği ile nıevcut taslak bir Anayasa metninden çok bir olaganüstü hal yasastnı andırmaktadır. Ve bu biçfminl korursa daha doğmadan kadük olmaya mahkumdur.» dedı. Nevzat Helvacı, tasan ıle Ugıli görüşlerini ANKA Ajansına acıklarken, «Demokrasi ile yönetilen toplumlarda Anayasalar o toplumun üst bireylerinin. alt düzeyde bile olsa bir ortak noktada uzlaşmalannı (Arkası M Sajlatta) . Sudan Devlet Baskanı Numeyri Türkiye'ye geliyor ANKARA, (Cumhuriyet BttTOSU) Sudan Devlet Başkanı Muhammed Numeyri Türklye'ye üç gün sürecek resml bir ziyarette bulunmak üzere önümüzdekl pazar günü Ankara'ya geliyor. Dışişleri Bakanlığı Enformas yon Genel Müdürlügünden dün bu konuda yapılan aç^damada şöyle denildi«Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evrenin davetlne liabet le Sudan Demokratlk Cumtanri yetl Cumhurhaskanı Cafer Mu hammed Numeyri, 13 ağustos tarfhlerl arasında Tflrkiye'ye resml blr ziyarette bulunacaktır. ZJyaret Ûd kardeş filke a n jimdskt geîenekseî lltokfler çtr tf4 tt *••.»« .• Tasarının yabancı dillere cevirisi yapılmadı ANKARA, (Cumhuriyet BÜrosu) Prof. Orhan Aldıkaçtı'. nın başkanlığmdaki Anayasa Komisyonu'nca hazırlanan Anayasa Tasarısını yabancı dıllere çevinsının henüz yapümadığı öğrenüdı. Çevırlnın yapılmaması başkentte Anayasa Ue ilgill tartısmalan merakla izleyen yabancı diplomatlar arasmda yakınmalara yolaçıyor. Bu arada Büyükelçilerin büyük bir bölümü, Anayasa Tasansı'mn Irıgilizce yayunlanan «Daily News» Gazetesinde çıkan çeviri metinlerinl parçalar halın d« keserek, tasanyı buradan ix liyorlar. Tasartyla llgili tartıçmatar başkentteki dîplomatik davet, ve yemeklerde konuşulan îsasüca konu haline geldL DİNLENCE!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle