19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 TEMMUZ 1982 Cumhuriyet 9 Calışanlar... Sorulan... Sorunlan... den 1 mayıs 1982 gününe kadar ödedigi 350 bin Hrayı geriye istiyor. Gerekçe olarak da SSK'lı olarak çalışmamı Kuruma büdirmemiş olmak Benim durumum ne olacak? YANIT SSK Yasasınm 63. maddesi, «Yaşlılık aylığı aJmakta iken sigortah olarak çalışmaya başlayanlann aylıklan, çalışmaya başladıkları tarihte» kesileceği koşulunu getlnniştir. Yasatun aynı maddesi Yaşlılık aylığı kesilenlerden işten aynlarak yaşlılık aylığı verilrnesi için yazılı istekte bulunan sigortalıya eski yaşlılık aylığı»nın «Yazılı istekte bulunduğu tarihten sonraki aybaYıfmazSJRVL şından başlanarak» ödenmesini de ongörmüştür. SSK BENDEN 350 BİN Sosyal Sigorta Işlemleri Tüzüğü uyarınca da sizden «Sigortalı olarak çalışLİRA GERİ İSTİYOR: mamakta olduğunu ve sigortalı olarak SORU 1980 yılı 28 ocak günü Çalışmaya başladığt takdirde durumu SSK'den emekH oldum. Aynı yıl 1 nî derhal ve yazı ile Kuruma» bildirmeniz san günü de yeniden SSK'lı olarak ça gerektiğini belirten bir beyan Kâğıdı lışmaya başladım ve bu çalışmam 12 alınmıştır. haziran 1980'de sona erdi. Ancak ben Bu durumda sorununuzu Iş MahkeSSK'dan 1 mayıs 1982'ye kadar aylık al mesi'nin Yargıtay'ca onaylanmış kararı dım. Kurum benden 1 nisan 1980 günün Cözecektir. Antalya'da (Baştaratı 12. Sayfada) kendilerine yöneltilen savlar] redderken, gözaltında kaldıkları süre içerisinde işkence gördUklerini öne sürdüler. Mahkeme, sanıklardan Mustafa Ço)ban, Ahmet Doğan, Mehmet Kılıç. Nihat Kart»! ve Orhan Gönül'un sahverilmesini karar laştırdı. 3U sanıklı davada tahliye edilenlerin sayısı bO'a yükseldi. 7 MAHKÜMİYET ANKARA 2 numaralı Askeri Mahkeme'de, Dev . Yol üyesi olmaktan yargılanan Bek taş Aslan, TCK'nm. 141/15 maddesi uyannca 5 yıl ağır hapse mahkum oldu. ö t e yandan ideolojik nedenle adam öldürmek suçundan yargılanan sol eylemci Ümit Bayat 8 yıl 8 aya, Cengiz Yılmaz ve Ahmet Ugur 20'ser aya. Vahit Uygun, Mevlfit Sarı ve Mehmet Turgut 10'ar aya, Rıdvan Akgül de bir vıla mahkum oldu. tSTANBUL îstanbul Sıkıyönetim 2 numaralı Askeri Mahkemesi 2 ayn gasp davasmda 9 kişiye toplam 550 vıl 10 ay hapis cezası verdı. Gasp davalarınm btrincısinde sanıklar Nuri Aslan, Keınal Çelîk, Ergun Varışlı. Kadir Kiraj! ve Sefa Aksu 26'şar yıl 8'er ay ağır hapse mahkum edildiler. Aynj mahkemede görülen ıkinci davada aynı sanıklann da içinde bulunduğu 9 sanıklı bir gasp davasmda da mahkeme kararını açıkladı. Bu davada sanıklar Nurl Aslan 7 yılı hafif toplam 147 yıl, Kemal Çellk 2 yıh hafif toplam 64 vıl, Ergun Vanşlı, Kadir Kiraz ve Sefa Aksu 32'şer yıl ağır, Mehmet stikrü Uzel 8 ayı hafif toplam 33 yıl 8 ay, Özcan Kalın 2,5 yılı hafif 26 yıl 6 ay. Salim Yıldut 7 yıh hafif toplam 31 yıl ve Kemal Eskitütüncti 3 yıl 4 ay'ı hafif toplam 19 yıl 4 av hapis cezasına çarntınirii Özal KASTELLI'DEN SONRA (Bastarafı 1. Sayfada) tim» ve «yeniden üretim reproduction» şemalarıyla anlatılır. 1981 yılının üretiml, ürünleri piyasada satılırken aynı zamanda 1982 yılının üretiminin (yeniden tlretımin) koşulları, gerekli olanakları hazırlanıyor demektir. Eğer bir dönemde üretilen mallann satışı dayanüabilecek bir stok miktarı dışında yapılamıyorsa bu durumda bir «gerçekleşme» bunalımı vardır. Ekonomide «gerçekleşme» bunalımı oldukça önemlıdir. Çünkü, yeniden Uretim tehlikeye glrmis, üretimin sürekliliğı olanağı kalmamış demektir. Bu şekildeki «gerçekleşme» bunalımı nlçin olur? Yüksek konjonlttür denilen fiyatlann arttığı dönemde, paraya yöneliş, mala yönelişten çok düşük olduğundan, başka deyimle genel b i ' «paradan kaçış» olayı söz konusu bulunduğundan işletmeler üretim programlamasını mal satışının artacagını düşünerek yaparlar. îjyat artış hızları yavaşladığmda bu programlamaya göre, talep (mala istem) oluşmadığından, satılmayan mal normal stok oranını aşar. Şimdi bazüan, bizde mal sürümü bunalımmı buna bağlıyorlar. Enflasyon hızı düştü, onun için sürüm azaldı, Blr lyl gellşmeye karsılık, blr kötü selişme deniyor. «Yanl piyasa canlansın diye tekrar enflasyona mı dönelim?» diye soru sorarak, bu soruya, «Aman enflnsyona dönmeyin!» yanıtım alınca da, «bakın alternatif yoktur» diyorlar. Yani, «bu bunalımı şiddetlense de çekecekslniz» demeye getiriyorlar. Oysa bu tahiüde büyük bir hata var. Tahlildeki hata nedeniyle, açmaz sorular ve karamsar çıkmazlar ortaya çıkıyor. Bizdeki bunalım enflasyonun gerilemesmden değil. Eğer talep enflasyonun gerilemesiyle ilgili olsa, enflasyonun 24 ocak kararları sayesınde yüzde 100'ü aştığı dönemde yani 1980'de üretimin hızla artması lazımdı, böyle olmamıştır. Kaldı kı, resmi hesap ve bildirilere göre yüzde 35, ama, bizim hesaplarımıza göre yüzde 55 sulannda olan bir enflasyon oranı Üretimin «taleptek' düşme» dolayısıyla «gerçeklcşemeyişi. açıklamasını yalanlamaktadır. O halde bu yoruma neden gidiliyor? Neden hemen hemen bütün iktisat hocalan, bütün bu işten anlar görünüp yazı yazanlar bu açıklamayı akıllı buluyorlarî Bunun yamtı da gayet basittir: Türkiye' de ekonomik düşünce batıh uygulamaları tahlil eden batılı iktisatçılann yazdıklarına uyma çizgi ve düzeyini aşamamıştır. «Madem ki, batıdaki yüksek kon.jonktürden, düşük konjoktüre geçiş de böyle o. luyor. bu tnodeli Türkiye için neden ileri sürmeyemn?» .kolaycılığı ile bu yoia gıdilmektedir. Bunu desteklemek için Milli gelir artışı istatistıkleri de «blr büyüme hızı varmış» gibi düzenlenmektedir. Oysa «ıçerçekleşme» bunalımmın asü ne. deni, işletmelerin eski üretimi yapacak kadar para toplayamayışları, bir başka deyimle, dünkü yazımızda değindiğimiz Ege Sanayi Odası Başkan Vekili Sayın Arif Onat'm belırttiği gibi, «artan mallyetlerî taşıyacak pazar fiyatının oluşamayışı»dır. 1980'de dolar ve yabancı paralar)a yapılan dış alıma ba^îı hammaddelerle birlıkte zamlarla KİT UrünU olan gircUlerin maliyetlerinin hızla artışı sonucu şöyle bir durum oluşmuştu: Bir yanda en zorunlu gereksinimlere para yetiştiremeyen tüketicinin flzüt olarak isteminjn bir çok malda azalışı, öte yandan ise, «yerlne koytna (replacement)» maliyetinin artması. Sayısal olarak şöyle anlatalım: Bir tekstil dalmda (diyelim pamuklu dokuma), hem daha az mal istenir oldu, hem de satılan malı gelecekte yeniden üreımenin maliyeti arttı. Bu tekstil dalmda eskiden diyelim, 100 milyon metre satış yapılırken, bu kez satışlar 60 milyon metreye düştü. Hem de satılan 60 milyon metre pamuklu dokumanın eskiden üretim maliyeti 600 milyon liraysa, bu maliyet 1 milyar liraya çıktı. İlk yıl 1980'de ve kısmen 1981'de işletmeler bu «gerçekleşme.yi frenleyen engelleri aştılar. Nasıl? Zamlarla satış fiyatlan artınca, maliyetler (eldeki mallann) eski düzeyde kaldığından, son derece yüksek kârlar elde edildiğinden, yani satış düşüklügünün doğurduğu eksikUk kâr artışı (kâr oranı artışı) ile karşılandığından yeniden Üretimi bir süre biraz daralmış bir hacimle sürdürmek olanağı bulundu. Ama, 1980 temmuzuna kadar ekonomide dayanılmaz bir daralma oldu. Zamanm yöneticileri en geç 1981 ilkbahanndaki seçimleri düşünerek önce Uç ay içinde (temmuz ağustos eylül) piyasaya para sürmeyi, bir yandan da faiz oranlarını yükselterek, mevduatı ve mevduata dayalı firma kredilerini artırmayı, bu yolla da yeniden Üretimi hiç olmazsa aynı düzeyde sağlamayı düşündü. Ama, artan faizler, yükselen maliyetler yine yukarda anlattığıınız biçimde yeniden üretimi zorlaşıtracaktı. Zamamn yöneticileri sanırız bu zorlaşmanın 1982'de doruğa ulaşacağını düşünüyorlardı. O zamana kadar «Allah kerim» idi. Uygulanan bu politika, «1982'ye AUah kerim» politikasının ürünüdür. Bankerler Olayı, Kastelli Olayı. Yani 1980'den önce döviz ve dış ahm yetersizliği ile kendini yeniden Uretemez hale gelen ekonomi, 1980 yılının ortasında hem üretimi gerçekleştiremez ve hem de ürettiğini «gerçekleştiremez» yani piyasaya süremez olurdu. «Yeniden Üretlro»i yani ekonominin ayakta kalmasını sağlamak için fiyatı yüksek bir faiz ve bankacüık uygulamasma gidildi. Bu politikanm Türkiye"yi nerelere getirdiğini bir yana bırakalım, yazınm sonuna alalım ve bir hazır yanıta «aiternatif yok» yanıtma karsılık vermeye çalışalım. Ancak, şu yukandaki açıklamadan anlaşüacağı gibi Kastelli ve Ankara'lı bankerler aslında, «yeniden üretinuin büyük. ölçüde daralmadan 2 yıl daha sürmesini sağlayan mekanizmalar olmuştur. Onlara, «sahteci», «dolsndıncı» diyenlerin bazısı, onların sağladığı fonlarla bir buçuk yıl işletme fonu bulmuşlardır. Şimdi o batınca da bir ferahlamaya girmişlerdir. Kastelli, «aslında ödeme güçlüğü içlne Itilmlştir» diyenlerin haülan vardır. Kastellı sayesinde «iki yıl» kazananlar, Kastelli' nin yıkılması ile bedava ya da ucuz faiz kullanma hayalleriyle bu «batışı» planlamasalar bile en azmdan hızlandırmışlardır. TATÜ SULARTUZLU SULAR (Baştarafı 12. Sayfada) Evina gidip caz müziği dinlemeğe vaktimiz olmadı. ü öğleden sonranın ruhuna yakınlığım unutrnayacağım. Doğa'nm kimi zamanları vardır ki, soydaşınız sanırsınıa. tçkinin Gümüşlük'teki kadar kolay içildiği bır yer belki de gösterilemez. Fethi Naci, «Gümüşlük'e gldelim de rahat rahat bir rakı Içelim» demişti, aediği jn'bi de oldu. Araa, yalnız orada değil... Hemmgway'ln Güneş de Dogar (The sun also rises) adlı, Amerikalı bir aydın takımının Paris'tefcı, Ispanya'dakı serlivenlerini anlatan bır romanı vardır, o kadar çok içilir ki, o romanda, ınsanı korku basar hani. Ama, belü de olmaz... Orhan Veli, içkinin ayyaşı delıliğe dek götürdüğünü anlatan lbret vericı bir t'ilmi gördükten sonra, ağzı sulanarak kendinı meyhaneye dar attığını anlatmıştı bana. Hemlngway'ln romanmda hiç bir abartma olmadığmı bu kez Bodrum'da anladım. Doğrusu GUmüşlük koyunun dinlendirıcl görünüşüne bakarak, Nazmi'nin çardagı altmda, yıyip içmek çok güzeldi, ama, t^ethı Naci'nın, «Asıl akşam rakısı Bıg Ben' de içilir» demesı üzerine tası taragı toplayıp Bodrum'a döndük. Ne yapayım, belki de bana inanmayacaksınız, Big Benin denıze bakan banna oturduğumda. oradan başka bir yerde rakı içilemeyeceğinl düşünmekten kendimi alamadım. Big Ben, Kale' nm doğusunda, kıyıda. Eski Anadolu'da tiyatrolar nasıl en giizel görünülere bakan yerlerde yapılmış ise, burada da bar, müşten denizı görecek biçımde konumlandırılmıştı Güneş batalı epey olmuştu. Deniz vorulmuş bır aydmhk içinde dinleniyordu. Kale, bütün gün her şeyi ayakta tutan kendi ımişçesine gururlu ldi. O olmasa ne yaoardık Bodrum'da Bıraksalar orada kalırdım, ama akşam yemeği için Küçük Ev'e gfdecekmlşiz... Oez' gin çocuk gibi oluı, o » denirse boyuneğer.. Çaresiz Küçük Ev'in yolunu tuttuk. Meğeı orada rakıya yeniden başlamamn başka bir tadı varmış... Hafif bir Datı Müzıği kulağıma çarpıyordu. Hava kendiliğinden kararmış, haberim yok. Ben, Cevdet Kudret'in evl nin alt katındaki ışığın söndüğünü, az sonra yukan katmda ışık yandığını görünce, «Cevdet çalışmaya çıktı» diye düşündüm, bu bana güvence verdi, bir kadeh uahs içtim. ŞtMDÎ NE YAPACAGIZ? Yemek bitiyordu, masaya bir sessizlik çökmüştü. Şimdi ne yapacaktık? îçkinin sonu gelmesi ne tatsızhktır! Yerll gelene* ğe uymaktan başka çare yok. Önce bir gece kulübüne uğradık. Admı bulamayacağım, kanştınyorum. îçkiden değil, yaşlandıkça bellek zayıflıyor anlaşılan. Ayakta viski. Şar kı söyleyen hanımı dikkatle dinliyorum. Sonra barda karşılıklı düştük Gönül hanımla. Meğer Ankara'dan arkadaşım Emire Bay dur"un kardeşi imiş. Nerden nereye! Müşteriler onu «ana» diye, eşini de «baba» diye amyorlarmış. tkinci kez ayak bastığımiz Big Ben'in sahibi Engin Karpat hiç şaşmadı bu işe. Ama bu kaz kalabahklaşmıştı içerisi. Rakıya dönmektir en iyisi, baş ağrıtmaz, mide bozmaz. Derken kimi görsem? Hümeyra yanıbaşımda değil mi? Ne sevindim! Onunla bir şey içtik ml, içtikse ne içtik? Bulamayacağım. Sarhoşluktan değil, bellek zayıflıyor anlaşılan. Herkes orada idl. Demetc yazın Bodrum'da herkes hep bu duyguj'a kapılıyor. Evin bahçesinde bira Içerek dinlenmpk tizere kalktığımızda, aydmlık bir gece çarptı vüzüme dışarda. Oysa sabaha cok vardı daha. Big Ben lle ev arasmda, bir kadeh bir şey içmek için başka hir vere uğrayıp uŞramadığımızı bilemivorıım Uğradıksa, de mektir ki herkes orada idi ve içki en iyi orada lçiliyordu. Ama bahçe ile soSuk biranın uyumunu hlç unutmuvorum. Uykuların bosuna uyundugu kanısı içinde tıvuyuvermisim. Artık herkes hiç bir yerde değildi. V güneş doğar elbet... (Bastarafı 1. Sayfada) nayli kurtarma operasyonu nun çeşitli tartışmalara yol açtıgı bellriendi. Nitekim. GÜney Sanayinin kurtarılmasma ilişkin ola rak Devlet Başkanlığı Eko nomik Müşavirliğinin. «so mut adımlar atnıadığı için» Özal ve teknisyenler ekibinl suçladığı ortaya çıktı. özal konuvu doSrulavarak. «Evet, hiçbir büyük kuruluşu şa bugüne dek destek sag lanmadı» dedi. Biündiği gi bi özal, kendini disipline edemeyen kuruluşların kapanmasının kaçınılmaz olduğunu, birkaç kez kamuoyunda açıkça ifade etmişti. Turgut özal'm Side'de ta tili sırasmda hiçbir ziyare ti kabul etmediği gözlendi. Kepez Genel Müdurü ve Yönetim Kurulu Üyesi An met Ünsal ile Atilla Konuk, özalla görüşmek için Şideye geldiler. Ancak. Özal tarafından kabul edilmediler. Bu arada, çeşitli yabancı ajans ve gazetelerin görüşme yapma talebi özal t a rafmdan kabul edilmedi. Bu arada 12 Eylül öncest Manavgat Belediye Başka nı münfesih CHP1İ tbrahim Sözen'in getirdiği bir kasa şeftali iki garson tarafından özal'm konutuna götü rüldü. Bu arada, sıcak nedeniy le denize inmeyen Turgut özal, dün öğleyin yanında Müşavirl Ahmet Kahveci ve Dünya Bankasında ça lışan oğlu Ahmet özal ol duğu halde Manavgat'lı iş adamı Rernzi Cengiz'in tah sis ettiği bir özel otoyla Şi de'deki camide cuma nama zını kıldı. özal otomobile binerken, «Cumhuriyet» muhabi rine, «Daha önce istifa etti ğim bazı yaym organlarında yer alıyor. Bu doğru değil. Ama basın tabii ki, dl lediğini yazacak» ifadesini kullandı. Çankaya'dcı (Baştarafı 1. Sayfada) dığı» görüşünde bulunduğu ileri sürülüyor. Bu nedenle de, Teşvik Uygulama Dairesi'nin Maliye Bakanlığma • değil, ama Ticaret Bakanlı. ğına bağlanacağı bildirili!' yor. Bunun dışında, bankala; n n durumu ve bankalarla llgili alınmış kararların gözden geçirilmesi ve banker , iflaslannın yarattığı sorun' lann bankalara yansımaması amaayla, «Yenl tedbirlere ' gidileceği» de ısrarla verit len bilgiler arasında yer alı• yor Barikalann yanısıra, sa • nayi kuruluşlarmın İçinde ' bulunduğu bunalım da ön. celikle ele almacak konular ,. arasında sayıhyor. Tüm bunlar için Maliye 1 Bakanlığında yeni hazırhklara girişileceği, ancak bun'. dan önce «Çok «ıkı blr ça> lışma yapılarak ekonominln gerçek envanterinin çıkartılacağı» belirtiliyor. Ekonomik politikalara ÜİSkin önlemler üzerinde durulurken. «Yeni Bakanlann ye ni ekiple çahşmasının» da kesinleşt'ği ögrenildi. Buna göre, DPT Müsteşan Yıldınm Aktürk'ün. Merkez Bankası "îaşkanı Osman Şıklar'ın, Ticaret Bakanlığı Müs teşan tsmail Heral'm görev lerinden aynlmaları bekleni yor. Ancak, Ticaret Bakanlığı Müsteşannın görevden almmasına üç Bakanın istifa etmelerinden önce karar verildiği bildiriliyor. Merkez Bankası Başkanlıgı görevinden aynlacak olan Osman Şiklar'ın üst düzeyde bir başka göreve atanması d* eklenen bilgiler arasında Ingiltere Mektubu (Batarafı 12. Sayfada) la kaçmıştı. Bu nedenle Turgut özal, yanına Maliye Bakanı'nı da larak nüfuslanna «Abbas» adını tescil ettirmek zorunda kaldılar. • Şimdi aynı şeyin îngiliz Bakan için de söz fco nusu olup, olmayacağı tartışma konusu. Muhalefet Whltetaw'a «hayatta başanlar» dilenmeslnde lsrar ediyorlar. Eger tngiliz Bakan da giderse ikl olay arasmdaki benzerlik daha artacak. . Aslında, Kraliçenin odasına glren aflam olayı örtbas edilecektl. Öyle ya binlerce binlerce yatak odasına girme hadisesi cereyan eden înglltere'de, bunun açıklanması gerekmezdi. Ama yüzlerce uşagm, hizmetçlnin çalıştığı Saraydan sızıntıyı önlemek olanaksız. «Daily Expres» gazetesi olayın bombasmı pat lattı. 8 bln mii ötedeki Falklandlan korumayı namus borcu sayan ve Donanmayı oraya salan hükümet, Londra'nın göbeglnde, Sarayın içindeKl «Devlet Başkanı»nı koruyamıyor. Halkın hükümete kızgınhgı oranında Kraliçe ye olan hayranlığı da o oranda artmıştı. Halk Kraliçenin dudağının uçuklamamasma bakıp kendi dudagını uçuklatıyor. «Ne yiğit kadın deniyor, ona da, yedl göbek ço cuklarına da krallık kraüçelik belal alsun» Gerçekten de öyle. Ingiltere Kraliçesi II. Elizabetsiniz, uyku mahmurluğunda yatakta gerilirken başucunuz da fanilalı, çıplak ayaklı «bir herifle» göz göze geliyorsunuz. Bir punduna getirip telefona koşuyorsunuz, yardım istiyorsunuz aradan dakikalar geçiyor, gelen giden yok. bereket herif akılh uslu blrisl. tarihe geçme tutkusunu «O aşamada bırakıyor» ve yalnızca «bir sigara versene abla» t'alan diyor ve o zaman bahaneyl yakahyorsunuz. kapıya yürüyorsunuz sigara bahanesiyle yardım istemek için. Olayın kahramanı Fagan yakında mahkemeye çıkacak. ama bu konuda büyük yasal tartışmalar sözkonusu. Olayın baş tanıgı olarak Kraliçenin mahkemeye çıkması gerekiyor. Ancak, Kraliçenin gerek kimlik tesplti, gerek görgü tanıgı ve taraf olarak mahkeraede ifade vermesi mümkün degil. Çünkü, îngiliz hukuk slstemine göre, Kratiçe yargının başı. Kraliçe yargı organı blr anlam da. Bu nedenle kendisi ayrıca tanık ya da başka blr sıfatla duruşmaya çıkamıyor. Durum böyle olunca Mr. Fagan, ceza yasası tlkelerine göre. yar gılanamayacak. Kendisi Hgill eyleminden ötürü Sulh Hukuk hükümlerine tabi. Bunun da tecil edltebilecek çok hafif bir cezası oldugu beltrtillyor. 40 SANIKLI DEVSOL DAVASI SONUÇLANDI • Istanbul Sıkıyönetim (1) nolu Askeri Mahkemesince açılan i!k toplu örgüt davası olan 40 sanığın yargılandığı DEVSOL davası sonuçlandı. Askeri Mahkemede dün açık lanan kararda, 25 sanık yasadışı örgüt üyesi olmak, silah bulundurmak ve örgutsel amaçlı eylemlerden bir yıldan 10 yıla değin çeşitll hapis cezalarına çarptırılırken 14 sanık beraat etti. Henifa yakalanamayan Erdal Gel adlı sanığın dosyasının dava dosyasmdan aynlması ka rarlaştırıldı. Mahkeme kararında sanıklara verilen cezalar şu şekilde açıklandl: Abdülhalim özkan 10 yıl. Mustafa Kamil Uzuner 8 yıl 8 ay, Enver Bulut 8 yıl, Kenan Çevik, İbrahim Kırıcı, Şemlstan Yıldız ye Ramazan öztürk 6'şar yıl 8'er ay, Hürriyet Özüdinç 6 yıl 4 ay, Altan Zilon, Fik ret Sencan, Hasaıı Ayaz, Neca tl Atar ve Hayrullah Şengül 5'er yıl, Hasim Karakütük ve Cemal Akyıldız 4'er yıl 2'şer ay 20'şer gün, Engln Sanatçı. Ergün Giilseven, Hasan Toksözoğlu, Emin AtUla Akalı, Faruk Saçtan ve Abdül Vahap Altun 3'er yıl 4'er ay, Gürkan Coşar 2 yıl 2 ay 20 gün. Kaya Güveni lir ve Ismet Yılmaz birer yıl 8'er ay ile Necati Atar ı yıl agır hapis. Ancyosa (Bastarafı 1. Sayfada) lağını Danışma Meclisi Baş kanı Sadi Irmak'a vereceklerini duyurdu. Büro görevliieri. saat 09.30'da Anayasa Komisyonu Başkanı Prof; Orhan Ajdıkactı'nın komis yon odafftnda bir basm t«Şp• lantısı düzenleyerek. Ana^asa taslağıni açjklayacağpı. bildirdiler. YARIN: ALTERNAW ,*. VARDIR VE HÂLÂ VAR.» BuKöseden ALTAN ÖYMEN GÖZLEM (Bastarafı 1. Sayfada) zende «rekabet» pek de eşit koşullarla yürumez. Köşe başlannı tutmuş bazı açıkgöz firmalar, devlet örgütüne yerleştirdıkleri bürokratlan aracılığı ile belli ayrıcahklar elde ederler. Bir Bakanlığın Müsteşarı, görevinden aynldıktan sonra bir özel şirketin danışmanlığına ya da koordinatörlüğüne getiriliyor. Sonra, bir iktidar değışikligi oluyor ve eski Müsteşar, yeniden eski koltuğuna oturtıyor. Müsteşan bol ücretle bordrosuna bağlayan şirketin bu Bakanhktaki işleri, bundan sonra, hiçbir engelle karşılaşmadan, tıkırtıkır yürüyor. Sırtını birtakım siyaset adamlan ile büyük bürokratlara bağlayan şirketlerie, henüz bu gibi ilişkiler kuramamış şirketler arasında rekabet» adı verilen «serbest yanşma» nasıl eşit koşullarla yapılır? Neresi serbesttir böyle bir yanşmanın? Son yılların Maliye Bürokrasisinden, holdinglere, bankerlere, bankalara «büyük transferler» yapılmışür. Ele geçen her fırsatta horlanan, suçlanan, kötülenen «devletçilik» en azmdan, nazh sermaye ile narin işadamma seçkin kadrolar sağlamıştır. Kamu kesiminde düşük tutulan aylıklar, bu transfer olaylannı özellikle son yıllarda daha da artırmıştır. Birtakım büyük bürokratlarla sermaye çevreleri arasmda kurulan akçeli dostluk ilişkileri, zaman zaman kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Holding profesörleri gibi, holding bürokratlan türemiş ve devlet bürokrasisi ve bu yolla iş ve sermaye çevrelerinin güdümüne sokulmaya çalışılmıştır. «Bürokrasiyi» devletin sınıfsal ve siyasal kosullanndan soyutlayıp. üzerine soyut sözcüklerden kurulu suç halkalan takanlar, bu somut ilişkileri, nedense hep gözardı etmişlerdir. Bürokrasinin asıl eleştirilecek yani budur Sermaye çevreleri ile bazı bürokratlar arasmda kurulan yasal görünümlü çıkar ilişkilerini bilmeden, dönen dolaplan anlamaya hiç olanak yoktur. Kim klmin adamı? Kim hangi holdingin, hangi bankanm aylıklı görevlisi ya da yönetim kurulu üyesi? Kîm hangi sermaye kuruluşlanna danışman?. Hangi eski bakan, hangi gazete sahibi ile aynı şirkette ortak? Bu sorularm yanıtlannı biliyorsanız, birçok olayı, birçok olguyu başka gözle değerlendirirsiniz. Gelin burada size çetin bilmeceler soraLm: Son beş yılda, devlet bankalanndan almıp da geri gelmeyen kredilerin tutan ne kadardır ve kredileri sağlayanlar kimlerdir?. Maliye Bakanhğı'nda etkin görevlerde bulunmuş hangi bürokrat, hangi sermaye kuruluşlarmın danışmanıdır? Bu danışmanlık ne zaman başlamış. ne zaman bitmiştir?. Merkez Bankası'nda kaç firma ihracat kredisi beklemektedir?. Ampul dışalımcılan kimlerdir?. Bu ampulcülere dı$alım izni ne zaman verilmiştir?. Bir ampul dışalımcısmm yakın akrabası, hangi bakanlığm en üst yetkilisiydi?. Kimlerdi bunlar?. Hangi Kemal Bey, Hangi Emın Bey? Kim kimin can kurtaran slmididir?. Kim kime tarcümandır? Kimlerdir bunlar?. Istanbul'un holdinglerinde, serin esintili boğaz restoranlarmda. lüks otel lobilerinde, Ankara pazarlannda çok rüzgârlar eser; çok söylentiler dola§ır, çok kişinin adı geçer... Türkiye'de «serbest piyasa ekonomisi» yıllardır, •ayrıcalıkh şirketler» eliyle yürütüldü. Arada, gerçek sanayici, orta boy işletmeci. bu ayrıcalıkh düzende, ezılip gitti. Sıkı para politikası. bankalara ve holdinglere geniş olanaklar sağlarken, sanayiciyi eritip, yok etti. «Serbest piyasa ekonomisi» tnasalına inananlar varsa, buyursunlar, bizim bu masallara karnımız tok... Ne «serbest piyasası» beyim? Atı alan Osküdar'ı geçmiş... TUTÜKLANDI YÜCEL YAMAN # Gazeteci ve Yayıncı Yücel Yaman, DİSK ile ideolojik amaçlı işbirliği yaptıgı iddiası ile Sıkıyönetim 1 numaralı As keri Mahkemesi'nce tutuklandı. 6 İDAM ISTENDt ER2TÜRUM Kars'ın Arpaçay ilçesi ve köylerinde faallyet gösteren Dev Yol örgütü militanı 27'si tutuklu 39 kişi hakkında 1 numaralı Askeri Mahkeme'de kamu davası açıl dı. Sanıklardan Yusuf Aydın, Adnan Çiftçi. Nihat Çiftçi, Gaffar Demir, Medet Karabağ ve Nihat Karabağ hakkında TCK' nın 146/1. maddesine göre, ölüm cezasına çarptmlması istendi. (öastarafı 1. Sayfada) muoyuım unutuimayacak hizmetler vermiştir Atatürk i'kelerine bağlı demokratik çizgisini, çağımızuı C'luşumlanyla birlikte gittikçe geliştirerek, en ağır 1 t*ı. 11ar altında bile dinamik tutarlılığım yitirmemiştir. Gazetecilik açısmdan da Cumhuriyet'in gelişmesi. her geçen gün biraz daha hızlanmaktadır. Nadlr Nadi'nin yönetimindeki genç ve başanh Genel Yaym Müdürü ve yazı işleri kadrosu, değerli yazar arkadaşlann ve deneyimli bir teknik kadroyla birlikte, bilinen bazı güçlükleri de yenme yolundadır. Bu kadroya ve yıllardır çeşitli açılardan görüş paylaşmaya çahştığım okuyuculara «Allahaısmarladık» derken, işin güzel bir yanımn da olduğunu görüyorum: Ne iyi ki, bir gazeteci bîr gazeteden ayrılırken sadece iyi anılarla ve orada yıllarca çalışmış olmanm onur duygularıyla ayrılabiliyor. Cumhuriyet'e yayin yaşammda sürekli başanlar, Cumhuriyet'in sevgili okuyuculanna esenlikler dilerim. Isıklar: DISKin de Rıfat Göymen Eylendiler Istanbul 16. 7. 1982 ECEVITİN (Bastarafı 1. Sayfada) 52 numaralı bildirisme aykırı davrandığı gerekçesiyle mahkum edilmişti. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı temylz hak kını kullanmayarak, kararı onayladı. mast gerekiyor. Ecevit'in tes lim olmasmdan sonra infaz işlemine başlanacak. Ecevit'in ve savunma avukat larının Sıkıyönetim yasasının 6 aydan az cezaların temyiz edilemiyeceğine ilişkin hükmü nedeniyle karara karşı temyiz Sıkıyönetim Komutanlığının onayı üzerine kesinleşen mah haklan bulunmuyor. kumiyet kararı bir süre sonra Ecevit'in 2 ay 27 günlük haAnkara înfaz Savcıhğınca Büpis cezasının infazına ağustos lent Ecevit'e tebliğ edilecek. Tebllğ işlemlnden sonraki 7 ayırun iik günlerinde baslanma gün içerisinde Bülent Ecevit' nedeniyle karara karşı temyiz in infaz savcılığma teslim ol hakkı bulunmuyor. Levent. Güvercin durağı, Gazeteciler Yapı Kooperatifl C/3 Blok. D. 7, Saat: 913. Tel: 64 57 25. Randevu alınması rlca olunur. DİŞ TABİBİ ORHAN TÜZÜN (Bsştarafı 12. Sayfada) ka deyimle işçilerin yaratfığı Hlbaren özel miilkiyete karşı artı değere el koyma ile tüm olmamıştır. Sermaye sınıfının zenginliklerin bir avuç kapiörgütü olan tşveren sendibası talistin elinde yoğunlaşmasım (Bastarafı 12. Sayfada) konfederasyonu ile TÜSİAD' öngören üretim hiçimine. kapiği ifadeleri reddederek suçlaın, KtTlerin özel sektöre dev talist üretim blçiml diyoruz. malarda bulundu. redllmeslni istemesl kadar baÜlkemizdeki üretim blçlmini Dava Ahmet Şen (Mehmet zı önemll temel üretim alanlaçiderek anayasal düzenlmizi UBilman) kasten adam öldürrmm toplum yaranna kamuberal kapitalist karma ekonomek, Tekirdağ ÜGD Başkanı laştınlmasmı isteme de, bir iş mi sistemi biçlminde yortımlaFeHdun tlk ÜGD Yönetim Kuçi kuruluşu olan DİSK'in hakyan iddia makamı ile bizim rulu üyeleri Alaattin Olgun, Me kıdır.» çörüşümüz aynı de^ildlr. Çüntin Akay (yargılama Tekirdağ' kü Anayasal düzenimiz, liberal da sürerken tahliye edildikten Fehmi Işıklar, bu arada idkapitalist bir düzen değildir. sonra intihar etti) Hulıısi Sodianamede 406. sayfada DİSK'e Türkive'de üretimin toplumdan kulgan bu suça yardımcı olait ilgili metinde tahrifat olduyana düzenlenmesini savunumak ve Recep Fitil'in tabanca ğunu öne sürerek, «Sınıf karruz. Bizim glbi geri kalmış ve bulundurmaktan 30 vıla değin şıtlığmda» sözcüğunün «sınıf yoksul ülkeler kalkınmasını ve hapisle cezalandmlmalan iste savaşımı» şeklinde kullanıldıüretimin] planlamaya bağlamiyle açümıştı. ğını, düzeltilmesini istedi. mab durumundadır. Yan! DtSK Yargıç tahrifat değil değerBilindi^ı gıbi avukat M. Etemel üretim sektörlerinin tllendırme olduğunu düzeltmenin min Eren'in Tekirdağ'da bulu caretin, bankacıhğm. ener.jinin savunmada yapılabileceğini bilnan yazıhanesi kurşunlanmış, toplum yaranna ve ınilli blr dirdi. «Kapitalist üretim biçidaha sonra Avukat Eren'e ateş düşünce ile canlı blr biçimde ml nedir, ülkemizdeki üretim edilmesi üzerine de Paroya yap ele almmasını blr avuç serblçlmlyle DtSK'in Eerçekleştitıfeı «bent öldürecekler» şeklin maye sahibi yerine toplum yarilmesinin mücadelesini verdideki başvurusu eazetemizde rarının, ta planda tutulmasıyaymlanmıştı. Avukat M. E ği üretim blçimi nedir» sorunı ssvunmuştur. Türklye'de Asunu yöneltti. min Eren'in babası Alaattin nayasamız tüm düzenlemelerin Bey Eren oğlunun öldürüldüFehmi Isıklar'ın yanıtı şöysosyal hukuk ilkesine davanağü sırada Tekirdağ Valiliği le olöu: «Öncelikle ücretli işçi rak yspılmasını önKfirmüştür. gorevini vekaleten vürütüyor lerin yanl Işçi sınıfının aşırı Kalkınmayı plana haŞlamıştır. du. biçimde sömürülmesine bir baş Durum böyle oldueu halde, siyasi iktidarlar Anayasa'ya uygun düşmeyen politikalar izlemi«, kalkınma planlan yozlaştırılmış ve tekelleştirme süreclni hızlandırmaya çalışmışlardır. DİSK Anayasa'ya uygun olmayan bu ekonomik politi. kalan eleştirmts. Anavasa doğrultusunda politikalar izlenmesini savunmuştur. Cünkü üi kemizden yana blr ekonomi politlka'mn işçilerin yaranna 17 Temmuz devriminin da olacagı billneindedlr.» Ülkücü DOST VE KARDEŞ IRAKın yıldönümünü kutiarız. EMEKSAN Duraşma 28 temmuz çarşamba gününe ertelendi. SÜRECEK Bu arada 6 temsilcinin tahliye istemleri reddedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle