25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 TEMMUZ 1982 KÜLTÜR YAŞAM Çetin Yetkin Cumhuriyet 5 debiyat tariht çalışmalarımız bugün bile istenen düzeye erişmemiştir. «tstenen düzey» lafı yuvarlak bir laftır. Ne söylemek istediğimizi blraz açıklayalım. Edebiyat tarihlerinde yalnız bir ülkenin edebî ge llşmesi söz konusu edilmemeli, onıın yanmda toplum sal çaik.ılanmalar ve olay larla •ırasındaki paralellik de izlenrneli. Böyle çahşmalar yapılıyor, özellikle Şükran Kurdakul'un çalışması buna örnek gösterilebillr. Edebiyat tarihi ve dil ça hsmaları alanında önemli bir ad da Agâh Sırrı Levend'dir. Levend, edebiyat tarilıclsl ve incelemeci ola rak çok önemli ürünler bırakmıştır ardından. Kendi de bir edebiyat öğ retmeni olan tsmail Ulçugür, gerçekten ayrıntıh emekli bir çalışma yapmış Levend üstüne. Agâh Sırrı Levend'in «Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri» ile «Di Van Edebiyatı» kitapları bugün de alanında rakipsiz iki çalışmadır. E sanat edebiyat SERBEST CUMHURİYET FIRKASI OLAYI Karacan Yaynıları, Istanbul, Şubat 1982, 2S7 s. umhuriyet'in ilanmdan 1945'te tekparti yönetiminin sona ermesine kadarki dönemde CHF'nin karşısına iki önemli sıyası parti çıkmıştır. Bunların ilki, CHF'«a rağmen kurulup kısa süre sonra kapatüan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (Kasım 1924Haziran 1925). ikincisi ise, CHF yönetiminin kurulmasını ve yolaçtığı gelişmeler karşısında çok kısa bir süre (99 gün) sonra kapanmasını uygun gördüğü Serbest Cumhuriyet Fırkası'dır. (AğustosKasım 1930). düşünce inceleme araştırma şahin aipay başka bazı malzemeye dayanarak. SCF'nin kuruluşunu: program, örgüt ve tabanını; CHFSCF ilişkilerini ve nihayet SCF'nin kapanışını irdeliyor. Yetkin, VVeiker'e benzer bir sonuca ulaşıyor, ama bel ki de bu sonucu çok daha kesin olarak ifade ediyor: «SCF olayı, başarıya ulaşmamış bir «Atatürk DevrimUdir. Bu partinin kuruluşunun en genel anlamı ülkeyi çağdaşlaştırmak kararında olan G.M. Kemal'in çağdaş ileri ülkelerde olduğu gibi. Türkiye'de de çok partili siyasal düzeni... gerçekleştirmek istemlş olmasıdır» (S. 241). G.M. Kemal kurucularınm «tsnıet Paşa hükümetinin uygulama larına karşı olan kişiler olmasma dikkat ederek.. SCF'nin [yapay değill «ciddi» bir muhalefet partisi» olmasını sağlamıştır (s. 242). Bu yararlı çahşmanın yazarı Doç. Dr. Çetin Yetkin, Î.Î.T.t.A' öğretim üyelerindendir. Yetkin, Türk Halk Ha reketleri ve Devrimler (1974, 1980), Belgelerle Türkiye'de 17 Intihar Olayı (19T8), Topluma Karşı Türk Yazını (1980) gibi kitaplanyla tanınmaktadır. Kısa... Kısa.., R. Keleş 1. Tekeli U. Korum . T. Aktüre. KONUT 81. Kent • Koop Yayını, Ankara. 1982, }80 S. Batıkent Konut Üretim Ya pı Kooperatifleri Birliği tarafmdan yayınlanması kararlaşünlan ve Türkiye'de konut sorununa ışık tutacak aıaştırmaları kapsayacak yılhklar dizisinin ilki, . Ruşen Keleşin «Nufus, Kent leşme. Konut ve Konut Kooperatifleri,» İlhan Tekelı , nin «Türkiye'de Konut So • rununun Davramşsal Nitelikleri ve Konut Kesiminde Bunalım», Uğur Korum'ua «1980 ve 1981 Yıllarında Konut Piyasası» ve Teoman Ak • t\ıre'nin «Konutta Maliyet Ödehıe Gucü İlişkisi» başlık, lı ıncelemelerinı topluyor. En önemli sorunlanmızdan bıri konusunda önemli bir yayın. t, Sami Selçuk. DOLANDIRICILIK, Yasa Yayınları, İstanbul, Haziran 1082, 168 s. Yargıtay Başsavcı Yardım cısı Dr. Sami Selçuk'un toplumumuzdaki en güncel konulardan biri olan «Dolandıncıhk» konusuna ceza hukuku açısından yaklaşan bu mcelemesinde mal varlığına ' karşı cürümlerden dolandırıcılık suçunun hukuktaki tarihsel gelişim ve suç genel kavramı içindeki yeri ele ahmyor. Cemal Anadol, TARİHİN 1ŞIĞINDA ERMENt DOSYA SI, Turan Kitabevi, Istanbul, 1982, 432 s. «Ermeni sorunu» konusunda bir popüler taılh açhşması olan bu kitap, son sayfalarmda geniş bir fotoğraflar bölümüne yer veriyor. «Ermeni sorunu» konusunda yazılmış yerli yabancı tüm belli başlı çahşmaları derleyen Türkkaya Ataöv'ün ERMENİ SORUNU: BİBLİYOGRAFYA (A; Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını, Ankara, 1981, 32 s.) adh çahşması. konuyla ilgilenenler için değerli bir rehber. Peçevî lbrahim Efendi, PE ÇEVİ TARİHİ (I). Haz. Bekir Sıtkı Baykal. Kültür Ba kanlığı Yaymları, Ankara, 1981, 356 s. 1520 1640 döneml Osman h tarihinin en önemli kaynaklarmdan biri. bugünkü Macaristan'ın Pecs (Peç) kentinde doğduğu için Peç* vî lakabıyla anılan lbrahim Efendi'nin (1374 1640'lann sonu) PEÇEVI TARÎHl'dir.' İki cilt olarak ilk basımı 1864 1866'da îstanbul'da ya pılmıştır. Murat Uras'm hazırladığı yeni Türkçe çevirisi 1968 1969'da çıkmıştır.' Prof. Dr. Bekir Sıtkı Baykal tarafından dili sadeleştirilerek ve acıklayıcı notlar eklenerek hazırlanan yeni bas kısımn ilk cildi geçen yü yayınlandı. Edebiyata biraz bilgiyle yaklasmak istiyorsanız Agâh Sırrı Levend, İsmail Ulçugür, Kurumu Yayınları, 260 lira ri ilk kaynaktan yapıyordu. Onun için yargılar sağlıklıydı. ismail Ulçugür, Levend'in yaşamını ayrıntısıyla sapta dıktan sonra onun kitapla nnın değerlendirmesini ya pıyor. Gereklı ve yerinde bir yöntemle yalnızca kitap larıra sıralamak ve onları özetlemekle yetinmemiş Ulçugür, dönemlerinin fikir hareketlerini, o dönemin toplumsal hareketleri ile ya zılanlar arasındaki bağlan tıyı hep diri tutuyor. Levend'in ilk ve son romanı «Acılar», «yedeksu bay olarak katıldığı Birinci Dünya Savaşı'ndan dönen bir gencin, Mütareke yıllarında, kendi göniil acı larıyla yurt acılarını dile getiren günlük anılarından oluşınuştur». Hiç kuşkusuz bu tavır Levend'in sonraki ürünlerini de etkileyecek dil ve edebiyat olaylarmı değerlendirirken toplumsal ge lişme heraketlerini unutma yacaktır. Ulçugür'ün yerinde değerlendirmesiyle «A cılar» romanı, «Mütarake îs tanbul'unu konu edinen araştınnacılar incelenıeciler l çin gereç olarak değerlendi rilebilir.» C SCF, Atatürk'ün talimatıyla. başta Fethi (Okyar). Agaoglu Ahmet ve Nuri (Conker) beyler olmak üzere, ya kın yardımcıları taratmdan kurulmustur. SCF Başkanı Fethl Bey. II. Meşrutıyet döneminde İT Cemiyetı umumi kâtipligi yapmış; Milli Mücadele'de M. Kemal Paşa'nın yanında yer almış. Cumhuriyet'in ilanından sonra TBMM' nin ilk başkanı ve 19231925 arasında iki kez basvekil olmuştur. 1925'ten SCF'nı kurmakla görevlendirilene kadar Türkiye'nin Paris Büyükelçisidir. SCF iktisadi alanda liberalizmi, iç politikada kişisel ve siyasal özgürlüklerin genişletilmesini savunan bir prog ramla CHF'nin karşısına çıkmış, kısa sürede onun çeşitli muhaliflerinin (bu arada îstanbul ve İzmlr işadamları, siyasal özgürlük isteyenler olduğu kadar reformlara ve laikliğe karşı olanlar. vs). desteğiyle büyük bir gelişme gostermiştir. Fethi Bey'in Eylül'ün ilk haftasmdakl İz mir gezisinde yaptıgı topıantı büyük bir kalabaüğı toplamış; Eklm'de yapılan belediye seçimlerinde yeni parti, seçimlerin baskı altında yapılmasına ve seçlmlere CHF le hine hile karışmasma rağmen hayll başanlı olmuştur. An cak CHF'den gelen büyük tepki karşısında 17 kasım'da kendi kendini feshetmiştir. Çetin Yetkin'in SCF'nı lncele me gerekçesini açıklarken değindiği gibi, «klaslk demok rasinin özellikle Avrupa'da gözden düştüğü bir dönemde.» tekparti yönetimindeki Türkiye'nin «çok partili bir si yasal yaşam girişimi»nde bulunması, Türkiye'deki tekparti yönetiminin niteliği açısından hayli önem taşıyan bir olaydır. SCF olayını konu alan ilk ve önemli inceleme Amerikalı siyaset bilimcisi VValter F. VVeiker'in The Free Party of 1930 in Turkey: Loyal Opposition in a Rapidly Modernizinjr Nation [Türkiye'de Serbest Fırka, 1930: Hızla Çağ daşlaşan Bir Ülkede Sadık Muhalefet] (Mayıs, 1962) baş lıklı, Princeton Üniversitesi'nde savunduğu doktora tezidir. VVeiker tezini, 19301945 gelişmelerine ağıruk vererek gözden geçirip genişletmiş ve Political Tutelage and Democracy in Turkey: The F>ee Party and Its Aftermath [Türkiye'de Siyasî Vesayet: Serbest Fırka ve Sonrası] adı altında yayınlamıştır (Leiden, E.J. Brill, 1973). VVeiker bu eserlnde Profesör Tarık Zafer Tunaya'yı izleyerek bu dönemde tekparti yönetimini «demokratik sistemin hazırlayıcısı» olan bir «vesayet» rejlmi olarak de ğerlendirmektedir. Yazara göre, SCF'nin başarılı olamayı şmın nedeni, Cumhuriyet reîormlarmm halk arasında ye terince etkili olamayışı ve seçkinlerin çokpartlli düzeni işletecek yetileri henüz kazanmamış olmalandır. Yönetim, bu deneyden ders alarak, 1930'lar boyunca seçkinleri ve halkı demokrasl için eğitecek önlemler almıştır. Welker'in kitabından sonra, yerli araştırmacılarm ka leme aldığı iki inceleme, dolaylı olarak da olsa, SCF olayına genlşçe yer ayırmıştır. Bunlardan ilki, îlhan Te keli ve Selim Ilkin'in 1929 Buhramnda Türkiye'nin tktisadi PoUtika Arayışları'dır (1977). Bu çalışmada SCF, buhrana iktisadi politika önlemleri yanısıra siyasal dü zenlemelerle de çözüm arandlğı yaklaşımıyla ele almmaktadır. (s. 154197), Söz konusu incelemelerden îkincisi, çeşitli vesilelerle değindiğimiz, Mete Tunçay'ın TekParti YöneUmi <1981: 245273) üzerine kitabıdır. Tunçay'a göre, tekparti iktidarı «hükümet eleştirisiz ve sorumsuz bir durumda oldu ğu için, muhalif bir partlnin varlığında yarar görmüştür.» Ancak bu girişim, «yaratüan muhalefetin giderek bir ik tidar seçeneği olmasmın gerçekten göze alınmamış bulunması» nödeniyle «yapay»dır (s. 247). Çetin Yetkin, elimizdeki çalışmasında (Tunçay'ın incelemesi hariç) SCF ile ilgili daha önceki araştırmalara ve Türk Dil Bu alanda yazılacak yazılarda güvenılir kaynaklar arasında birinci sırayı korumaktadır hâlâ. Kimdir Agâh Sırrı Levend? 2 ocak 1894'de Rodos' ta doğan Levend, 28 ekim 1978'de Ankara'da öldü. Onun kişüiğini yakından tanıyanlar sadece bir edebiyat tarihçisı, başanlı bir öğretmen, bir yönetici olmadığım, düşüncelerini yüreklilikle savunacak güc te biri olduğunu yakından bilirler. 1951 ile 1960 arasında Ttirk Dil Kurumu'na zamanın iktidarının yaptığı hücumlara göğüs germiş, ku rumun genel yazmanlığmı yürütmüştü. Yazdığı edebiyat tarihinin, yargüarının ve yorumlarınm iki açıdan önemi vardı. Birincisi uygulamadan geliyordu, öğrencilerin bir konuyu nasıl öğrendiği konusunda deneyimi vardı. Ikinctsi de değerlendirmele Sanatla yaşamın beraberliğine can kazandırmak... İlhan ÖZDEMİRCİ • : Ülkemizde 1980 soriarında» toşlayarak, özellikle eaebıyatyayın alanını içine alan kooperatif örgütlenmeler hız kazandı. Nıte'.ık bakımındarı duraklamaya, kenömı yınelemeye başlamış olan edebiyatın canlandıniacagı, daha ıyı şeyler yapılacugı umuduyla Doğal kı, dana önce yayın alanında denenmış çalışmalar gibi, bu 'irgutlenmeleri de sorunlar bekiıyoraa Bu açıdan bakıldığmda, kooperatitlerin yeni olması haklannda ajrıntılı bir yargıya varılmasını şimdilik zorlaştırsa bile, genel olarak ele alındiğında varolan yapıya umulan kadar Katkı yapamEdıkları gözleniyor.. Bütün bunlar, bu alanda rıalen açıitça behrienememiş sorunların varhgını ve dolayıı olarak bunlamışiradılik çözumsüzlüğünü gösterıyor. Bizi kooperatifleşmeye götüren durum nedir? Sürekli kitap, dergi yayınlamyor. Oysa tartışmaiar, değerlendırmeler edebiyat çalışmalarınm doyurucu olmadığım ortaya koyuyor. Sanatın tartışma araçları olan, bu alanın canlılıfıru gösteren dergüerde nicel artışa tetrşın bu alana katkılarımn ne olduğu sorusuna olumlu yanıt vermek zor. PahalıUk, kitap yasaklantoplatmaları, gereksiz yerleştirılmiş kitap korkusu, gerçek okuyucu oranmın düşüklUğü gibi bilinen nedenlerle kitaptan, dergiden kaçan okuyucu, bir de nitelik durgunluğugerilemesi yüzünden bu alanı yalnızlığa terkediyor. Sonuç olarak, sanat toplum iiişkileri bir gerileme içindedir. Dar alaniara hapsedılmekt» gibıdir sanat. Bir de bu alanın işleyişindeki carpıkukların sorun olarak kendini göstermesi ve topluma yansıması var. Koopetatıfler, özellikle üyeleri olan yazarlarm emek. lerinin karşüığım almaları için kurulmuslardır. AjıcaK kooperatifleri oiuşturan kişilerin asü sorunu yapılun sanatın ruteliği üe topluma ulaşıp ulaşmadığı oımaiı. Okuyucuya ucuz kitap sağlamaktan, sanat alanının canlanduılmasına ve toplumla iüşkilerin üst aşamalara sıçratılıp sanatın topluma maledilmesine kadar bir dizi çalışma kooperatiüerin gündemıai doldurmaktadır. Sanat diğer bütün etkinlikler gibi, toplumsal gereksmmeden doğmuştur. Kökeni Ue birlikte gelişme koşuılan ve yeri de toplumsal konumda aranmalıdır. Sanatuı nicelik ve nitelik sorunlan toplumsal kaynak ve amacm aynlmaz parçalarıdır. Sanatın «sanatçüık» gibi topiumsal üişkilerden soyutlanmış kişüikler içine hapsedilmesi açıkça sanata karşı bir eylemdir. Toplumsal bağlann kurularak bu aynlığın giderilmesi, kooperattflerln ilk görevlerınden sayılmalıdır. Sanat lcooperatifleri, sanatçı üe toplum arasında ılışki kuran bırer kurum olarak değerlendirilmelidlrler. Ülkemızde şıir, öykü, vb. yazılar yazan, resımler yapan ancak bunları topluma aktaramayan nice kişiler vardır. Sanatçuarm varolma olanaklarının onlara da tanınması ile sanatsal üretimin düzeyüıin yükselmesi ve toplumla ılışküerın pekıştirümesi sağlanabüir. Sanatçının, topıurnJan ayrı bir yerde olmadığı, aksine toplum içinde ve «toplumsal bir kişilik» olduğu hayata geçirilmeli. Böylece sanat uretıminin toplumsal etkmlıiderin bir parçası, ondan Koparılamayacak bir parçası olduğu gösterilmış olur. Sanatçılararası bılgi ve araç aiışverişinin sağlanması bu gaoalara ayrı bü katkı olacaktır. Ote yandan ülkemız sanat eğitimmde varolan açığın giderümesine kooperatıtleı azımsanamayacak katküarda bulunabilirler. Üstelik bu çalışma kooperatiiler için yeni bir alan olarak ortada dumıaktadır. Bu çahşmanm sadece yaym yoluyla giderumeyeceğı açık. Kooperattfîer kendi içlerlnde ortak emek yaratarak, bunu topluma maledıp toplumun ortak emeğinin yaratunıasını sağlayabilirler. Böylece sanatın yaşamdan kopuk degıi, tersine onunla içiça olduğu gerçeğıne can kazandırılmış olur. Bunun sonunda, somut yaşam» ile «soyut yaşatn»ın birleşrcesi ve tam anlanuyla çağdaş ınsamn oluşturulmasında kooperatifler yerlermi alacaklaraır. Toplumkışi bütünleşmesi, geleceğin biçimlendirilmesı çalışmal&n buradan geçer. Çünkü konu sanattır. Sanatsa, insam ınsana anlatmak, yaşamı anlatmak, onun deyünine katılmak demektir. Bunun ise, kooperatifler gibi özü, elbirliği olan kuruluşlarla gerçekleştirilebUeceğl açıktır. Bu çalışmalar astüst iiişkileri ile çeüşir. Sanatın uretim ve tüketun merkezlerinin odak noktast olan kooperatiflerde üreten ile tuketen birbirine yaklaşır. Yukarıdan rerüenie yetinmek yerine, sanatm özü olan insan, onun uretılmesinde de söz saaibi olur. Gerçek demokrasinin CSzellıklerinın hayata geçirilmesidir bu. Yani toplum içı demokrasıye sadece sanat yapıtı ile katkı değil, sanatm tiretım sürecî içinde da katkı sözkonusudur. Yoksa kooperatıi'ler \farclaran yedekparçası gibi eksiklikleri tamamlama görevini yapar. Ve edilgenlik içinde çürür. Oysa, Eanatır. kaynağmın süreklüiğinin sağlanması ile topluma ve geleceğe karşı sorumluluklar yerine getirilebilir. Agâh Sırrı Levend daha 1933 tarihinde M. Behçet Yazar'a edebiyat tarihinden neyi anladığını şöyle anlatıyor: «Edebiyat tarihinde takip ettiğim sistem, edebiyat tarihini edebi şahsiyetlerin taıilıi olmaktan kurtarmak ve edebi nevilerin tarihi tekaınul ve inki.şalını takip ederek ^ahsiyetleri bunun içinde tetkik etmek tir.» Tjevend, başkasmın çalışmalarına yaslanarak yargı lara varmayan bir edebiyat tarihçisiydi. İlk elden kaynaklan kendi görmek iste dl, bunun sonucunda da bir çok yanüşı düzeltmiştlr. İsmail Ulçugür, Levend'in kitaplannın üzerine tek tek bilgi vererek ve onların önemli bölümlerini çalışması na aktararak çok iyi etmiş. ö zelllkle genç kuşak, edebiyat tarihinin ve divan edebiyatımn ne olduğu konusunda hiç olmazsa bu çalış madan yararlanabilir. Ulçugür, Levend'in dergi ve gazetelerdeki yazılarından seçmeleri için de ayn bir bölüm düzenlemiş. Bu bölümde Levend'in bazı temel kavramlar üzerinde ne düşündüğünü, nasıl savaş verdiğini belgelemesi yönün den ilgi çekici. Osmanhcadan alaturka alafranga kavramlarına kadar geniş bir yüzeyi içeren bu yazılar edebiyat tarihçisl Levend'in çağdaş uygarlığı da nasıl algıladığını sergillyor. Levend'in çalışmalarında daha derine lnmek lsteyen ler kitabın sonundaki kaynakçadan yararlanabilir>er. GÜnlerdir bu kitabı ellm •den düşürmüyorum. Yalnız önemli bir edebiyat tarihçi sinin. iyi bir yorumcunun üzerine yapılmış birinci sınıf bir çalışma olduğundan değil. Bizde artık tükenen bir araştırmacı türünü ve bir değeri bu kitapta gördüğümden. Edebiyata biraz bilgiyle yaklasmak istiyorsanız İsmail Ulçugür'ün Agâh Sırrı Levend kitabını okumaktan başka çareniz yoktur. Ertuğrul Özkök SANAT, İLETİSİM VE İKTİDAR Tan Yayınları, Ankara, Mart 1982. 2R4 s. aha önce Gösteri, YQzı, Oluşum, Arayış gibi çeşitli dergüerde ye 'gazetelerdeki yazılanyla tanıdıgımız Ertuğrul Özkök, Hacettepe Üniversitesi So ö yal ve İdari İlimler Bölümü öğretim üyesidir. Geçtiğimiz. aylarda yayınlanan bu kitabmda Özkök, «radyosu, televizyonu, videosu, basını, kaseti, plağı, sineması, kitabı, dergisi, tiyatrosu, afişi, el ilanı, duvar yazısı, siyasal mitingi, konseri ve daha saymakla bitmeyecek» araçlarıyla ve yuz yüze iletişimin, yani çok geni^ anlamda iletişimin siyasal iktidarla ilişkisi konusundaki bir dizi soruya, kendi deyisiyle. «nesnelliği kendine ilke kabul etmiş, ancak za^ man zaman öznelliğe düşmüş yanıtlar» getiriyor. D Özkok'e göre, «Egemenlik ilişkisiyle toplumsal yapı ve yasam koşulları arasuıda sıkı bir bağ vardır. Ancak... her iktidar ilişkisini bir sınıf çıkarı şablonuyla açıklamağa kalktığımızda belli bir açmaza» düşülmektedir. Böyle bir yaklaşım «bu işten çıkarı olmayıp da siyasal iktidann ardından giden» insanlann davranışlanm açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Özkök «..bunun bir ba^ka açıklanma biçimi de olmalı,» diyor ve eserinde «iktidann iletişim dizgeleri boyunca nasıl kullanıldığını açıklamaya çahşıyor» (s. 1819.) Kitabın üç bölümünden ilkinde «tletişim ve tktidar İlişkisinin Kuramsal Temelleri» başbğı altında «iletişimin kurumsallaşması süreci ve bu süreç içinde egemenlik ilişkisinin nasıl ortaya cıktığı» ele ahmyor ve özellikle «yazı» ile «iletişimin uluslararası yapısı» üzerinde duruluyor. Bu arar da yazar, İbn Haldun'dan Elihu Katz ve Harold Lass.veîl'e, Rousseau'dan C. LeviStrauss ve Gordon Childe'a kadar uzanan çeşitli toplum ve siyaset bilimcilerin yaklaşımlannı tartışıyor. • • ^ • «Göz ve İletişim» başlığı altındaki ikinci bölümde dizi film, haber ve fotoğraf'ın toplumsal ve siyasal işlevleri inceleniyor. Sonuncu bölümde de, Özkök'ün iletişime sanat ve bilim açısından yaklaştığı denemeleri buluyoruz. Ozkök'ün eseri, yazarın iletişimiktidar ilişkisini çağdaş düşünürlerin yaklaşımlanyla olduğu kadar kendi özgün görüşleriyle; dünyadan ve tarihten olduğu kadar, ülkemizden ve günümüzden verdiği örneklerle işlediği, zengin bir kültür birikimiyle kaleme alınmış iyi bir kitap. Yoy/n raporu öz TÜRKÇE SÖZLÜK Ali Püsküllüoğlu. Turhan tabevi. 500 Ura. Kl VA/ KÛZ ELMDC BuVUL NE^EYE ALLAM ALL/IH BENiM B.LD.GNM 5EM TATîLfc 'TMiV / KENDi t^ii RUM. An, öz Türkçe yazmanın y&lniz bir kelime lşi olmadığım, bir cümle yapısı olduğunu gramerciler söyleyip dururlarGerçekten de dilimiz arüasırken kelimeye ağırlık verildiğinden bu kelimeleri cümle İçinde kullanmaya dikkat edllmedl. tşte PUsküllüoğlu'nun yedinci baskıya ulaşan bu sözlüğu Türkçeyi doğru ve güzei kullanmada bize yararlı olacak bir sözlük. PUsküllüoğlu'nun sözlüğünde bir kelime açıklanmakta, ondan sonra da bir cümle için de kullanılmış hali sergllen mektedir. öğrencilerden öğretmenlere kadar berkese yararlı. Mutlaka kitaplıkta bulundurulması gerekli bir sözlük. NA&tL TAT.LE G.D.YOR 7» ( AlCDEN.ZE V ATAyiM OEDiM X *j f ^ ) # t ^ 1• OEN.ZE > ffij # Kmıvnzı KİMKİME «yor rmtsun? Bazcın Behic AK Herkes e«bf SIRAPAN bir insan olmak m Gabriel Garcla Marquez. O»n Yayınlan. «Yüz Yılük Yalnızlık» romanıyla Türk okurunun en beğendiği yazsrlar arasında yeralan Marauez'in son romanı «Kınnızı Pazartesi». Marquez, son romanı ile Ugili olarak şunları söylüyor: «Her yaıar yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düçünmemln nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır.» «Kırmın Pa zartesi»nin başına giren yazarla konuşmada Marquez, romanın niteliğini ve tekniğini anlatryor. PAZARTESI İ5Tİ YÛRUM! > # Ebubeklr Hazım Tepeyran. Çağdaş ya;ınları. 180 lira. 1864'de Niğde'de doğup 1947' de tstanbul'da ölen Ebubekir Hazım Tepeyran'ın anılan. Nemrut Mustafa Faşa Divanı' nda yargüanıp idama mahkum edildikten sonra Tevük Paşa Hükümeti'nce özgürlüğüne kavuşturulan ve Ankara'ya kaçarak Kurtuluş Savaşı'na katılan Tepeyran'uı anılanna önsözu Sadi Borak yazdı ve kitabı bas kıya hazırladı, BELGELERLE KURTULUŞ SAVAŞIANILARI flRTIK HERKES, HERKE5GIBİ OLMAK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle