27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 azarlar, «Aman şu yazımı sonuna değin okuyunuz» diye, okurlarmdan ricada bulunmazlar. Ben bu kuralı yirmî yıl kadar önce bir kez bozmuştum. Cumhuriyet'teki yazarlığımm 41. yıhnda ikincl kez bozarak bu yaz sıcağma karşın şu uzun yazımı dikkatle okumanızı rica edece ğim. Çünktt bunda, dünya tarihinln çok kü çük bir birimi olan «yüzyıl»hk sflre içinde Türklük gururunu taşımayanlann yikıcı ve bu gurura ulaşanlarin yüceltici öyküsüntt bulacaksımz. ••• Yıl 1878. Ddnci Abdülhamif in tahta çık ması üzerinden iki yıl geçmiş. Sadrazamlık koltuğunda Hayrettin Paşa (18211890) bulunuyor. Çocukken Kafkasya'dan getirilmiş Çerkes kölesi olarak Tunus Valisi Ahmet Paşa'mn yanına verilmiş, orada ve Avrupa'da öğrenim gördükten sonra uzun süre Tunus'ta türlü devlet görevlerin de bulunduğu için «Tunuslu» diye anılan ve çağına göre ilerici bir vezir olduğun dan sadrazamhkta ancak sekiz ay kadar kalabilen Hayrettin Paşa, Çerkesçeden başka çok iyi Arapça ve Fransızca bildiği halde Türkçe bilmemekte ve bu yüzden Saray ile Babıali arasındaki yazışmalar Arapça yapılmaktadır. Yaklaşık yüzyıl önceki bu dönemde kızıl Sultan Abdülhamit, Osmanlı Devletinde kamusal (resmî) dilin Arapça olmasını düşünür ve bunu tahttan indirildikten sonra 1914'de saray doktoru Atıf Hüseyin Beye şöyle açıklar: «Bu Arap ça giizel lisandır; keşke vaktiyle Arapça lisanı resmi olarak kabul edilseydi..» OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 11 TEMMUZ 1982 Y Ellişer Yıl Ara ile Türk Dili Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU teessif olrnalıyız. Ne olacak, bir vatan eh linde lisan vahldi müşterek olsun da, Türk çe olacağına varsm Arapça olsun. (İsmail Ulçugür, aynı yapıt, S. 207). Osmanlı döneminde önce îttihat ve Terakki Partisi'nden Mebusan Meclısi'ne üye seçildikten bir süre sonra bu partiden çeki lip gerici Ahrar Partisi'nin kurucuları ara sında yer alan, 31 mart 1909 gerici ayaklan masmda kendisi hakkında kovuşturma açüır korkusuyla ülke dışma kaçan, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcmda bu kez koyu bir milliyetçilik harmaniyesine bürünerek 1920'de Sinop milletvekili sıfatiyle katıldığı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk kabinesinde Milli Eğitim Bakanlığı'na seçilen; Meclis kürsüsünde kendisince okunart hükümet programının Milli Eğitim bölümüne «Halk kitlesinden lugatlan topb yarak dillmlzin kamusunu yapmak» tümcesini yerleştiren bu karanhk kişinin 19671968 yıllarmda Atatürk düşmanlannca dört cılt olarak bastırılanj yasaklandığı halde gızli gizli bastırılıp Ankara'da Kurşunlu Cami ve Istanbul'a da Beyazıt Camisi avlularmda uzun süre din kitapları arasında satışı sürdürülen «Hayat ve Hatıratım adh kitabı bir sürü «herze» ile doludur. Vak tîyle Arapçanin kamusal dil olmasını iste yen bu adamın düşüncelerini gericiler şîm di Türk Devrimi'ni yıkmak için araç, daha doğrusu «tohum» olarak kullanıyorlar. Bü kitapta Riza Nur Atatürk için şöyle diyor: «Bu adamın devlet ve milleti asrileştiriyo ruz, davasıyla yaptığı şeyler, öldürücü dar belerdir.» Gerici bir gazetenin gericinin ge ricisı ve Atatürk'ün oluşturduğu Türk Tarihi ve Dil Kurumlan'nın azılı düşman olan bir yazarının uzun yıllar Atatürk ve Atatürkçülüğe karşı rahatça yayınladığı düşünceler de Rıza Nur'unkinden başka tür iü değildi. Rıza Nur'un: «Mazide vaki olan böyle bir teşebbüsün akim kalmış olmasına müteesslf olmalıyız» tümcesinde sözünü ettJgi «teşebbüs» herhalde Abdülhamit'in gi rişimidir, bu ise Rıza Nur'un Onunla aynı koşutlukta bulundugunu kanıtlar. ••• Bakanlıgı'na anatüzük ve dilekçeyi vererek Türk Dili Tetkik Cemiyeti'nin kurulduğunu bildirirler.. Işte Türk Dil Kurumu tam elli yıl önce (yarm) tüzel kişilik kazanıp çahşmalarına böyle başlar. Atatürk'ün ikiz çocuklarıymış gibi sevip geliştirdiği bu kültür kuruluşlannı son suza dek yaşatmak için mal varhğının önemli bir bölümunün gellrlnl Bugün bazı lannc a yıkılmak istenen Türk Dil ve Ta rih Kurumları'na vasiyet ettiğini bilmeyen yoktur. Atatürk bunları kurduktan sonra çalışmalannı her zaman yakından izlemiştir. Yarın onsekizincisi toplanacak olan Türk Dil Kurultayı'nın 1936'daki üçüncüsüne de katılan Atatürk, terimlerin yetersizligi üzerinde önemle durmuş, bu Kurultay' da bir «terim yarkurulu» oluşturulmuştur.. Bu yarkurulun bulduğu terimlerin kullanıldığı ders kitapları kısa sürede okutulmaya başlanmıştır. Atatürk de, sağlık durumunun bozuldugu o dönemde bile yoğun işleri arasmda 1936/1937 kışında, «Geometri ad lı yapıtmı hazırlayarak bugün dil özlesmesine karşı olanlann da kullandıklan geo metri terimlerini yaratmıştır. Daha sonra da okullan denetleyerek bu terimlerin uy gulanmasının sonuçlannı saptamıştır. TBMM'nin 1 kasım 1938'deki açılışında okut tuğu söylevinde ise Atatürk: Dolmabahçe Sarayı'nda Genel Yazmanlık Bürosu kurulmuş ve bu kurultaya her ülke den dilbilginlerinin katüabileceği türlü araçlarla duyurulmuştu. Türkiye'nin o dönemdeki tanmmış yazar ve ozanlannm he men hepsine de çağrı yollandı. Bunlar ara sında Abdülhak Hâmit, Samipaşazade Sezai, Halit Ziya, Cenap Şehabettin, Hüseyin Cahit, Hüseyin Rahmi, Faik Ali, Ahmet Ra sim, Mehmet Emin. Ali Ekrem ve daha bir çok ünlü yazın adamı vardı. Kurultayda iki göruş çarpışti: 1) Dile hiç dokunmamah, onun gelışimi kendi ken dine (yani evrim yoluyla) olmali; 2) Gelişim yoğun bilimsel çahşmalarla (yani devrim yo luyla) hızlandırıhnalı. Bu ikinci görüş us tun geldi. Aynntılara girmeyi gereksiz bu lurum. îsteyenler bu kurultayla ilgili gö ruşme, tartışma ve belgeleri genel kitaplık larda inceleyebilirler. önemli olan şu: 12 temmuz 1932 de kurulan Türk Dil Ku rumu, Atatürk'ün Dil Devrimi doğrultusun daki düşünce ve yönergesini, yayınladığı beş yüzu aşkın yapıtla tam elli yıldan beri aynı doğrultuda yürüterek Türk dilinin, çağdaş bilim v e tekniğin gereksinmelerini tek başına karşılayabilecek potansiyele sa hip büyük bir dil olduğunu kanıtlamıştır. Sayın Emin özdemir, «Türk'ün Dil Savaşı» başlıklı incelemesinde (Türk Dili, Ma yıs 1981) ve sayın Tahsi n Yücel «Dil Devri mi ve Sonuçları» adh kitabında IS. 141/142), Dil Kurumu'nu genel yazman olarak tam ondört yıl yöneten sayın Ömer Asım Aksoy'un birçok yazı ve incelemesinde ve şimdiki Genel yazman değerli ozan sayın Cahit Külebi'nin ayrıntıh raporunda belirtildiği gibi. bugün, toplumsal bilimlerde olsun. doğal ve deneysel bilimlerde olsun, uygulamalı bilimlerde olsun. onbinlerce te rım üretilmiştir. «Turk Dil Kurumu'nun. sa yüarı elliyi aşan terim sözlüklerinde sek sen bine yakin terime Türkçe karşılıklar bulunmuş ve bunların büyük çoğunluğu kullanıma girmiştir Bütün bunlar, Türkçe nin kendi kendine yeterli bir ekin (kültür) dili düzeyine eriştiğini kanıtlamaktadır. ••• Türk dilindeki gelişimin üçüncü elli yılı yukarda belirttiğim gibi 12 temmuz 1982'de başlıyor. Bu elli yıl içinde Türk dilinin yüceliğine inanmış aydmlan iki görev beklemektedir: Birincisi, Atatürk'ün ulusuna armağanı olan Türk Dil Kui'umu'nu, düşmanlannm saldınlarına karşı korumak ve yaşatmak (Bu aynı zamanda Atatürk Devrimi'ni ya şatmak demektirlt İkincisi, devlet dili demek olan yasa dilini özleştirmek ve bu alandaki başıbozuk luğa son verip, başta Anayasa olmak üzere bütün yasalarımızda aynı kavramların aynı terimlerle deyimlendirilmesini sağlamak. Kendi deneyımimle bıüyorum ki, Fakülte sıralarında örneğin «intifa hakkı» terimini bir kez bellemiş ve buna alışmış olan bir hukukçuya bunun yerine «yararla nım hakkı» dedirtmek oldukça güç bir ıştır. Ama ortaokuldan başlayıp^ Atatürk dev rimcisi olarak yetiştirilecek kuşaklar, ben jnanıyorum ki, üçüncü elli yıl içinde bunu kesinlikle başaracaktır. Türk Dil Kurumu'nun yarın başlayacak olan 18. kurultayma yürekten başanlar di Cumhuriyel : Cumhuriyet Matbaacılıkve GazetecilikT.A.Ş. NADİR NADİ Gsnd Y«vm MüdOrü: M O M M M Müdürü: Y«* Ifiari Müdürö: •mn • t Y~r«rı HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAY GÖNENSİN Cumhuriyet Malb»»oılık VB Gıreteclllk T.A.Ş. Peıta Kutusu: 246 IStanbul Tal: 20 97 03 (5 Hat) •UKJLA1 • ANKAM:.KonurSokak ne. 24/4 Y«nif«hir T«l:17 5t 2517 58 66 Idare: 18 33 3S • IZMlft: Halil Ziya Bulvan No: 65 '3 Tal: 25 47 09131230 • ADANA: Atalttrk C»dd«»l,Türk H«vt Kurumu Ifhını Kat 2/9 Tel: 14550 18 731 11 Temmuz 198a •ONCŞ 3.18 5.36 CÛLE 13.19 İKİNDİ 17.19 AKŞAM YATSI 20.42 22.41 TAKVİM. Atıf Bey: «Sizin zamanınızda niçin teçebbüs olunmadı?..» diye sordugunda şu yanıtı alır: «Olunmadı değil, Hayrettin Pasanm Sadareti zamanında Arapça'nın resmi lisan olmasını ben tekllf ettlm. Sait Paşa J19381914) itlraz etti. Sonra Türklük kalmaz dedi. O boş ya... Neden kalmasm «Ak sine, Araplarla daha sıkı rabıta olurdu..» (İsmail Ulçugür, «AgâhSırrı Levent» Ankara, 1982 s. 194198) Bütün yazılannı severek okuduğum Mehmed Kemal, 29 haziran tarihli Cumhuriyet'te bundan söz ederken şu düşünceyi eklemiş: «Abdülhamit, istese dili Arapça ya pabilir miydi?.. Sanmıyoruz; bütün despot luguna karşın çok büyük dirençle karşılaşırdı. Ancak şurasım da biliyoruz ki, dili sadeleştirmeye, Atatürk'ün gücü yetmiştir. Atatürk'ten sonra ise devlet olarak bazı yönetlcilerin sadeleştirme akımını sürdür<neğe güçlerinin yetmediğine tanık olduk.» Agâh S ı m Levent'in 23 haziran 1961 ta r*inde Ulus Gazetesi'nde çıkan yazısı şöy % biter: «Türk dili o tarihten önce de, son K» da daha birçok tehlike geçirmiştir. Dil *t;vrimlnden çok sonra bile bir profesörümüzün, bilim dilinin Fransızca olması tekli finde bulunduğunu acı acı hatırlıyoruz..» Rahmetli Agâh Sırrı'nın sözünü ettiği tehlikelerden birini daha gözönüne koyalırri: Gericilerin «Milliyetçi» diyerek gökle re çıkardıklan Dr. Rıza Nur «Meclisi Mebusanda Fırkalar Meselesi» adh yapıtında (S. 11) bakınız ne yazmış: «Türk dili yerine lisanı Arap kabul edilmiş olsaydı bugün vatanı Osmanl dahllinde, zannımca, her kesin lip .ı ı maderzadı fanadili) Arapça ola cak ve umum efradı millet bir lisana malik bulunacaktı. Mazide vaki olan hoyJ» bir teşebbüsün akim kalmış olmasına mü l Cumhuriyet 11 TEMMUZ 1932 FRANSIZ TAKIMINI 3 1 YENDİK! Fransız takımı Galatasaray Fenerbahçe karması arasında dün dördüncü bir müsabaka daha yapıldı. Bu müsabakada Fransızlar 31 mağlup oldular. Fransız takımı. karmanın canlı ve gayretli oyunu karşısında bundan evvelki üc maçta olduğu gibi serbest ve haklm bir oyun oynamak Imkanını bulamamış ve nihayet mağlup olmuştur. Karmo takımımız şu tertipte oynamıştır: Hüsamettin Burhan, Yaşar Suphi, Nihat, Kemal, Faruki Kücük Necdet. Alaattin, Leblebi Mehmet, Büyük Necdet, Rebıı. «Dil Kurumu en güzel ve verimli î!*r lş olarak türlü büimlere ilişkin Türkçe Terimleri saptamış ve böylece dilimiz yabancı dillerin etkisinden kurtulma yolunda köklü adımım atmıştır. Bu yıl okullarımızda öğretimln Türkçe terimlerle yazılmış kitaplar la baslatılmıs olmasını kültür yaşamımız için önemli bir olay olarak belirtmek isterim..» demek suretiyle, yaşamınm son günlerinde bile düimizin özleştirilmesî çalışma lanna ne oranda önem verdiğini ve Türk Dil Kurumu'na ne denli güven duyduğunu gös termiştir..» (Rapor, S. 6). Demek ki Türk dilinin gelişim çizgisinde gerçek ulusal aşama ve atılım, Türk Dil Kurumu'nun 12 temmuz 1932'de kurulma\ sıyla başlamıştır. Ben buna «Ikinci elli yıhn başlangıcı» diyorum. Ikinci elli yıl 1982'de Abdülhamit'in kamusal dili Arapça yap sona enniş ve 12 temmuz 1982 günü «üçünrna düşüncesinin üzerinden elli dört yıl cü elli yıl» başlamıştır. Türk Dil Kurumu' geçtikten sonra Türkiye Cumhurbaşkam nun ilk büyük kurultayı 26 eylül 1932'de Gazi Mustafa Kemal, 11 temmuz 1932 gecesi saym Afet Inan, Yusuf Akçora, Hik toplanmıştı. Yarın onsekizinci büyük kurultayı toplanıyor. Blrinci büyük kurulta met Bayar ve Samih Rıfafın bulunduğu yin amacı şöyle saptanmışti: «Türk dilini bır toplantıda onlara: «Dil işlerini görüşme menşelerine, ilmi, medeni ihtiyaçlara ve zamanı gelmiştir, ne dersiniz?..» diye sorar müstakbel inkişaflara gör e tetkik ve tesve bunu kendisi yanıtlayarak «Türk Dili bit etmek..» Tetkik Cemîyetini kurmalıyız» der. (Türk Tarihini Tetkik Cemıyetı, bir yıl önce kuÜçüncü elli yıl başlarken biz böyle ko rulmuştu). Aynı gece Dil Cemiyeti'nin ana nuşmuyoruz. şöyle diyoruz: «Türk dilini kö tüzüğü hazırlanır. Başkan olarak Samih kenine, bilim ve uygarlık gereksinmelerine Rıfat, genel yazman Ruşen Eşref, üye ola ve gelecekteki gelişmelerine göre inceleyip j"ak«da Celal Sahir ve Yakup Kadri'den olu sonuçları saptamak..» şan kurucular 12 temmuz 1932 de İçişteri pili yıl öpgeki birinci kuruj^av^ . jçin EDÎRNEKAPISI DİSPANSERÎ Edirnekapısı'nda acılan dispanserde son 8 ay ıcın de 21 bin çocuk muayene ve tedavl edllmlştlr. Halka daha çok yardımda bulunabllmek lcin dlspanserin faaliyeti arttırılacaktır. Bundan başka dispanser civarında bir de cocuk sineması acılarak cocuk tedavlsl hakkmda öğretlci gösterller yapılacaktır. HELE 5ÜKÜR, TARİHİ EVRAK ÇIKTI! Bulgari8tan'dan iadesinden sonra üc aydır gümrük antrepolarında bekleyen tarihi evrak. Vekaletln kararı üzorine nihayet dün Müzeler müdürlüğüne teslim edllmlştlr. Torlhl evrak 53 cuvalda 997 kllodur, Aylardan beri gümrüklerde sürüne sürüne hakikaten tarihi ev rak olan bu eski veslkalaı Müze müdüriyeti tarafından Sultanahmet'teki dev let hazinesi evrakına nakledilmiştır. Yakında tasn.fıne başlanılacaktır. HAVIR AKBAL (Di^tasın GÜNEŞ CZDGünün aanlanCHD KADIN PERÜKAR SALONU tur. Bir de para basmak vardır ki, bu da en haksız vergidir. Sanayi kurmayaıı, falzden tatlı nara kazanmayan vatandaşın başında patlıyor kabak... En büyük çelişki de bu değil mi şimdi?..» Kralicenln soç tuvaletlmyapan müessesedlr. Saç larınızı bize yaptırınız. Mahmut vo Mihaıl. İstiklal ccddesi. Tünol meydanı Foto Süreyya iclnde No: 509 A ?lklama YARALAR VE TECRÜBELER.. Güneri Cıvaoğlu, 8 temmuz günlü Güneş'teki yazısında KastelU olayından sonra Bankalann durumuna ve giderek Türkiye'nin ekonomik durumuna deginiyor ve «Türkiye ekonomisl Liberal doğrultuda kavramlar belirsizllğinde yaralar alarak. ama, değerli tecrübeler kazanarak Uerliyor» diyor. Yül(8ek Falz ödenmesı konusundaki eleştirileri de yanıtlayan Cıvaoğlu daha sonra yazısında şöyle diyor: «Bankalar sisteraimiz gerçekten, olmayacak vükseklikte falz mi ödemekteydl?.. özel işlemler dışında genel uyguJama, bankalann enflasyon oranının altmda faiz ödemesiydl. Enflasyon yüzde 50 kabul edilirse, ödenen faiz net 37.5'du... Oysa bütün Batı Bankacılık sistemlerinde, enflasyon oranının üstünde falz ödemek genel Ukedir. Aksi halde, tasarruflar, bankacılık Bİstemine neden gelsin?..» ÜLTÜR ve Turlzm Bakanlığı Müsteşarı Sayın Kemal Gökçe'den aldığım bır mektubu okurlarıma sunuyorum Sayın Gökce, bu açıklamasında, 3 Temmuz günü bu sütunda yayınlanan «Slnsi Çabalar» başlıklı yazımdc yer alan soviarı yanıtlamakta. önemıl bir bölümüriu de doğrulamaktadır. Sayın müsteşarın mektubunda yer alan görüşler konusundaki duşüncelerımi başka bir yazıda belirteceğim. işte Sayın Müsteşarın açıklaması: «3 Temmuz 1982 tarihli Cumhuriyet Gazetesinin köşenizde yer alan «Slnsl Çabalar» baçlıklı yazınızda belirttiğlnlz hueuslar Incelftttlrllmiştlr. 1. Kütüphanelere yayın sağlamak üzere cKltap ve Süreli Yayınları Secme Yonetmeliğı» esasları çerçeveslnds çalışan, kltap ve sürell yayınları secme ve değerlendirme kurulu: Satın alınması veya abone olunması için yapılan başvuruları değerlendirlr, kurulca salın alınmasına karar. verilen yayınlar, kütüphanelere gönderilmek üzere Bakanlığımız depolarında toplonır ve buradan yurt sathındaki il ve ilce kütüphanelerl İle cocuk küîüphanelerlne gönderilir. 2. Yanmzda sozü edilen ve bir miktar Bakanltğımizda bulunan Töre, Devlet, Su yayınlarınm tümü 1980 ve öncesl yıllarda eski yönetimce sctın alınmıs ve kütüphanelerimize gönderilmiştir. 1982 yılında bu yayınlardan satın alınmamıotır. 3. Dündor Taser'm «Mesele» adh kitabı İle Hiiseyln Yüzbaşı'nın «Milhyetçi Kadro Horekâtı» isimll kitabı 12 Eylül öftcesi ybnetimi zamanında kitap ve süreli yayınları Seçme Kurulu tarafından 2.7.1980 24.7.1980 tarihli kararlarla satın alınmış ve 1981 yılı İçinde kütüphanelere dağılımları yapılmıştır. ' 1982 yılı Içerısinde dlğer yıllara oranla çok mlktarda kitap dağıtımına glrlşllmlstiı. Bu dağıtım esnasında adı gecen kltaplardan depo mevcudunda bulunan birinden 5 dlğerinden 6 kitap da dağıtılanlar arasına girmiştir. 4. Çehov'un «Üç Kedl Yavrusu» isimll kltap lcln Bakanlığımıza müracaat olmadığmdan satın alınmamıştır. 5. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın «Yaramaz sözcükler» adh cocuk kitabı, Bakonlığımızca 1978 yılında 15 bin adet basıimış 13.380 adedinln satış ve dağıtımı yapılmış, Bakanlığımız deposımda 1620 adst mevcut buiunmaktaaır. 6. Hüseyin Rahmi Gürpınar'a alt kltapların tatın alınmusı için müracaat yapılmamıştır. 7. Ancak yapılon Inceleme sonucu, 3. maddede belirtllen kitaplar hakkında Bakanlar Kurulunca, adll merctlerce, Sıkıyönetlm Komutanlıklarmca ve tclşlen Bakanlığmca veya yetklll kurullarca yasaklanma kararı da bulunmomoktadır. 8. Bakanlığımız, şahıslardan veya yaymevlerinden kitop satınalma isteğlnde bulunmamaktadır. Yazarların veya yayınevlerinin eserlerlnl satmak lcln yaptıkları müracaatlar. tKitop ve Süreli Yaymlorı Seçme ve Değerlendırme Kurulusnda incelenlp, değerlendlrllip ve satın alınmasma karor verilenler, Makam'm onayına sunulur. Bu işlemden sonra satın alınan kitaplar teslim alınarak, kütüphanelere gönderilir. Bakanlığımızda bu Işlemleri yürüten personeT, tamamen Atatürk cizgislnde, o'nun llkelerinin tahlbl olup.' kanun, tüzük, yönetmellk ve genelgeler uyorınca görev(Arkası 11. Sayfada) K rılmeslnin dlkkati çektığını de bildiren Ekşi daha sonra şöyle diyor: «Bir kimseye «şunu tasvlp ediyor musun, etmiyor musun?» dediğiniz zaman «Evet mi diyorsun hayır mıV» seklinde bir soru yöneltmiş oluyoreuııuz. Uysa «seçım» bahis konusu olduğu zaman «şunu mu seçiyorsun bunu mu?» demek zorundasınız. U yüzden, şimdiden iİBİUlerin dikkatine sunmağa değer görürür. Eger refcrandumla birlikte veya onun hemen ardından yapüacak olan İkinci oylama bir «seçün» niteliğinde olacaksa. her seçlmin gerekieri nelerse bunda da o gereklere dikkat etmek icap eder. Örneğin bir seçimde en az iki seçenek olur. Yokda, ötekl de «oylama» samiır ama «seçim» sayıtmaz.» TERCÜMAN İSTANBUL KIZ MUALLİM MEKTEBÎ MÜDÜRLÜĞÜNDEN Istanbul Kız Mualllm mektebinden gecen senetlor ve bu sene çıkan hanımlardan Istanbul'da buluncnların 16 temmuz cumartesi günü rnektebe gelmelarl Ilan olunur. GÜNAYDIN Necati Zincirkıran, 7 temmuz gün. 1U Gtlnaydın'da KastelU olayından yola çıkarak «slstem sorunu»na değiniyor ve «en önemli gerçek, uygulanan ekonomik modelin. daha dogrusu lktlsat politikasının Türkiye'nin az gelismiş yapısına tam manası Ue uygun ulmadığıdır. diyor. özel sektörün aslında devletl ıstemediğini, ama, sıkışınca «Devlet» dediglni de belirten Zincirkıran yazısını Söyle sonluyor: «Türkiye'de gerçekten İyi bir dev. let var. Bn devletin geleneksel yapısın. da «Iyilik» unsuru hep korunmuş, saklı tutulmuştur. Ama devlet, sözünü ettlğimiz iyiliği nasıl yapacaktır? Klmin parasını Idme verecektir? Kaynak, senin, benlm, onun ödedigi vergilerdir. Baçka bir kaynak yok KABAK PATUYOR... HÜRRtYET Oktay Ekşi, 7 temmuz gJlnlU Hürriyet'teki yazısında Anayasa konusundaki halk oylamasına deginiyor ve MGK'nın Başbakaniığa gönderdiği yazıdan sözederek «MlUi GüvenJik Konseyi'nln eşriUml bir karar niteliğl kazandjğı takdirde belki de aynı gttn «Cumhurbaşkam» seçimJ de yapılacaktır» diyor. MGK yazısının iJanci paragrafında «seçlm» kelimesinin kullamlmaması, onun yerine ikinci bir konunun daha «halkm tasviblne sunulacajımn» bildl SEÇİM SAYILMAZ.. Nazlı Ilıoak 9 temmuz gıinlu Tercüman'dakl yazısında, 24 ocak kararlanndan doğan iktisadi modelin başarısı gözönunde durur ve milletlerarası kuruluşların takdirini toplarken herşeyln kötUye gittiğıni yazmamn ancak ideolojik bir sebebi olabileceğini belirtiyor ve «Bazı sanayicilerimizle •••»•••••••••••••••»•»•••»•••••»•••••••» sosyalist yazarlarımızın aynı paraiele düşmesi, kimseyi şasırtmamalıdır. Gaye bugünkü modelin değişmesidir» diyor. Mtisbet bır gelişme içinde olan Geçirdiğlm anl rahatsızhk dolayısıyla yerlnde Türk ekonomisine çelme taKmak isteyenlerin çıkacağmı, ancak ideolojik veteşhisiyle tedavime olanak sağlayan, SSK Samatya sahsi menfaat temeline dayanan büya Hastanesi Dahillye tnütehassıslarından, tün bu gayretlerin, olumlu sonuçlar karşısında boşa çıktnaya mahkum ol. Dr. Pınar KARAOSMANOĞLU'ya duğunu da belirten Ilıcak daha sonra şöyle diyor. sağlığıma yenlden dönmem İçin ellerinden gelen «Ekonomi polltika heraen her «ayardım ve tedaviyl esirgemeyen, hada başarılı sonuçlar vermlştir: Hal1. Dah. Şef Mütehassısı kın tasarrufunun bankalarda yttksek faizlerle değerlendlrilmesi, enflasyon Dr. Turan HEPYÜKSEL'e caııavarının belinin kırılması, mal yokluğundan doğan karaborsanın son bulAs. Dr. Seyfullah YILDIRIM'a nıası gibi hususlar ekonomik başarınuı da ötesinde sosyal adaletî sağlayan geAs. Dr. Fatma YAĞI'ya Usmelerdir. Vatandas enflasyonun ttzerinde bir faiz alarak gelirini arttırmış, BAŞHEMŞİRE fakiri daha fakir, zengim mal mülk saSn. Emine ÖZKURT'a hlbinl daha zengin yapan enflasyon Oç hanell rakkamlardan % 30 dolaylanna Hemşire Sn. Azlme Cansev. Ayla Aydın ve düşürülmüş, buyruklarda bekleyenie. diğer personele, rin, istediğt malı ancak karaborsada hastahğım süreslnce yakın Ugisln) ekslk etmeyen bulanların çilesi sona erdirilmiştir.» dost ve ağabey, SONA EREN ÇİLE... TEŞEKKÜR t dış basın... İNTERNATİONAL HERALD TRİBÜNE Ortopedi Mütehassıslarmdan Sayın Dr. Azîz ÇÖL'e bizzat ve telefonla geçmiş olsun dileğinde bulunan tüm dostlara teşekkür ederlm. w SELMİN GÜNEL rut'ta savunmaya geçti ve gerçekleşebilecek katliamlardan tümüyle Israil'in suçkr olduğunu göstermeye ••••••••••»»••••••••••••••••••••»»•••••• çahşıyoç.'' Şimdiden birçok suçsuz sivilin öldürüldüğü Lübnan savaşında, İsrail ülkesinden uzakta, bir Arap başkentinde savaşıyor. Geçtiğimiz günlerde yapılan görüşmelerİSTANBUL de, Arafat, FKO'nün Batı Beyrut'ta siyasi bir büro bırakması konusunda ısrar etti. israil ise, bunu kabul edemeyeceğini söylüyor. Ancak, bu kesinlikle İsrail'in Batı Beyrut'a salBayram günleri yurdumuzun her yerinde dırma gerekçesi olamaz. Aynı şeokuyabileceğiniz gazete İSTANBUL BAYRAM kilde, Arafat'ın da, kenti ikinci bir GAZETESl'dir. Stalingrad'a çevîrmesini haklı gösllân vererek yüksek tirajından yararlanabitermez. Işgal eylemlnin Batı'da tepleceğintz yegâne gazete, ofset baskılı kilere yol açması, Israll'l bu konuda İSTANEUJL BAYRAM GAZETES'. ir. düşünmeye ve daha insanca bir tavır almaya zorlamalı. Lübnan'da Adres: Gazeteciler Cemiyeti FKÖ sorunu artık bltti, bundan klmCagalogluISTANBUL senin kuşkusu yok, İsrail bundan Tel: 22 12 22 22 54 08 26 80 46 sonra, geçeceği zorlu geçitte, «iyi dileklerin» her kınntısma lhtiyaç duyacak NÜKLEER SİLAHLAR VE KONGRE SEÇİMİ International Herald Tribune Gazetesi'nde yer alan bir yorumda Nükleer silahlarm sınırlandınlması görüşmelerinin ABD'li politikacıları güç durumda bıraktığı ve bu konuda almacak tavnn secimlerde önemli bir rol oynayacağı belirtiliyor. Ya2inın özeti şöyle: Gerek Demokrat, gereksa de Cumhuriyetçi, polltik gözlemdler nükleer silahların sınırlandınlması görüşmelerinin bu yıl yapılacak kongre seçimlerini etkileyecegini ve seçimlerden Demokratların daha karlı çıkacaklarım tahmin ediyor. Gözlemdler, Demokratların nükleer silahların smırlandmlmr sı yanlısı olmalarınm önemli bir puan sağ ladığını düşünüyorlar. Ancak sorunun bir başka yani da. nükleer sınırlandırmanın çoğunlukla teknik düzeyde tartışılması. Bu ise, kamuoyunun yeteri kadar aydıniatılmasım saglayamıyor. WASHİNGTON POST İSRAİL VE BEYRUT ABLUKASI •Washington Post» gazetesinde yer alan yazıda, FKÖ'nün konumu ne olursa olsun, Israil'In Beyrut'ta saldınsını hiçbir şekilde mazur gösteremeyeceği belirtillyor. Yazının özeti söylot «FKÖ'nün Batı Beyrut'tan aynlması görüşmeleri sürerken, bir nokta kesinlikle unutulmamalıdır. tsrall'in Batı Beyrut'ta birçok slvilin yaşamına mal olacak bir saldırı hîç bir şekilde mazur görülemez. FKÖ ' slvil halkm yogun olduğu Batı Bey
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle