18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 ammadde ve teknoloji yönünden dışa bağımlılığı süren sanayimiz, dünya bunalımlarmdan çok boyutlu etkilenmektedir. Bu olguya ek olarak sanaylmiz, üretimini daha çok iç isteme göre temellendirilmiş olmasmdan dolayı, düşük kapasite ile etkinliğini sürdürmeye tutsak olmuştur. Bugün bütün döviz gelirlerini eriten, buna karşın istihdam sorununu çözemeyen, dış pazarlara yeterli açılamayan sanayimiz tüm öbür alanlan (tarım, ulaştırma, turlzm v.b.) olumsuz yönde etkilemektedir. Böylesi yapısal bozukluklardan kaynaklanan sorunlardan dolayı ekonomimizde darboğazlar süregenleşmektedir. Batılı dostlanmız ve onlarm ekono mik ve politik örgütleri bunalımlann aşılmasmda hızlı kalkınmadan vazgeçmemizi önermektedirler. Hatta önerilen kalkınma yolunu Dünya Bankası şöyle formüle etmektedir: «Türklye Ortadoğu'nun kasabı, manavi ve stttcüsü oimaya ' bakmahdır.» Ne vardır kl, bu uluslararası örgütlerin yönlendirme ve koşullandırmaları lçte geniş yankılar uyandırmaktadır. Niteklm, bu görüşlere katılanlar «Bir ton buğday, bîr ton petrol» eşitliği ya da «Ortadoğn'nnn ekmek sepeti» ol• maya soyunmak ile, tanma dayanarak fcalkmabileceğimîzl öne çıkarmaktadırlar. Oysa, tarım kesimi (sektörü) yeryüzünde en çok korunmaya alınan kesimdir. AET ülkeleri arasmda en fazla fırtına, tarım ürünlerl dışsatımmda koparıl, maktadır. Bu nedenle sadece tanm ve tarımsal sanayi ürünleri dışsatımma bel bağlamak kalkmma atılımlanmızm ivmesini ağırlaştıracaktır. Kaldr ki, ülkemîz tarımmm yapısı, üretlm artışlannı sürgit artıracak özellikte değlldir. Nltekim, 1981 yılı verileri, tarıınsal üretimin 1977 yıhnın gerisine düştüğünü göstermektedir. O halde su soruyu sorup, yaratmı aramak zorundayız. Gerçekten tanm, kalkmmanm tnotora olabillr ml? Bu sorunun yanıtt tanmımmn yapısal özelliklerinde yatmaktadır. Kısaca tanmımızın özgül sorunlanna değinerek, böylesi dış koşullandırmalarm geçersizllğlni ortaya fcoymakta yarar vardır. 2 HAZİRAN 1982 H Tarıma Bel Bağlamak... Sadece tarım ve tanmsal sanayi ürünleri dışsatımma bel bağlamak, kalkmma atıhmlanmızın ivmesini ağırlaştıracaktır. Kaldı ki, ülkemiz tarımmm yapısı, üretim artışlannı sürgit arttıracak özellikte değildir. Doç. Dr. Ercan KIZILAY E.Ü. Öğretim Üyesi raklar tüm tanm topraklannm %11'i düzeyindedir. 1970 yılı tanm istatistiklerinde ise, aynı büyük mülk sahipleri tarım topraklannm %21,5'ini ellerinde bulundurmaktadır. O halde, Türkiye tanmmda bir yandan topraksızlık. sancılı boyutlarda artarken, bir yandan da toprak yoğunlaşması (temerküzü) çarpıcı bir biçimde yaşanmaktadır. Sermaye birikimf son derece yavaş gerçekleşmektedir: Billndlğl gibi tanmda sermaye biriküni diğer sektörlerden daha yavaş olmaktadır. Tarımm yapısından kaynaklanan sorunlar ise, bunu daha da yavaşlatmaktadır. Sermaye yoğunlaşması için bu alanda çalışanlann gelirlerinin öz giderleri dışmda belli bir bölümünü tutumlamalan Kerekmektedir. Başka bir anlatımla. köylüler yaşamsal gerekslnmelerini karşıladıktan başka blr ölçüde blrlkim yapabilecek denli fazla gelire sahlp olmalıdırlar. Oysa kırsal alanımıza ySnelik kimi araştırma ve istatistikler ülkemiz tarımmda ailelerin (işletmelerln) %96'sımn öz gerekslnmelerinl karşılamaktan uzakta, ya da ancak bu düzeyde bir gelir elde edebildiklerinl göstermektedlrler. Köylümüzü yoksullaştıran etmenlerin en başmda topraksızlık gelmektedir. Yanısıra, ailelerin sahip oldukları topraklar miras yolu ile parcalanarak ufalmıştır. Köylü ailelerin %86'sı 100 dekardan daha küçük bir alan üzerinde tarım yapmaktadır. Başka blr anlatımla, tanmda işletmeler gittikçe cüceleşmektedir. Kaldı ki tarımdaki işletmeler ortalama 5 parçadan oluşmakta ve bu parçalar birbirlerlnden uzak konumlanmıştır. Bu nltelikler Türkiye tarımmda egemen işletme biçiminin küçük meta üreticiliği oldugunu göstermektedir. îşgücünün ve sermayenln örgrütlenme dilzeyi düşüktlir: Tanmsal işletmelerin cüceliği ve parçalanmışlı&ı nedenlyle bu alanda çahşanlar genellikle aile işgüçleri İle geçimlerini sağlamaktadırlar. Her ne kadar kimi büyük mülk işletmelerinde yabancı işgücü kullanımı gittikçe artmaktaysa da, bu işgücünün kaynagını daha çok mevsimlik işçiler oluşturmaktadır. Her üretim yılmda bir başka ürün İçin ve bir başka bölgeye giden mevsimlik lsçilerin argütlenmesi son derece güçtür. Küçük meta üreticilerinln en iyl örgütlenme biçimi kooperatifleşmedir. Ne yazık ki, kırsal alanın büyük bir bölümünü kucaklayacak böylesi bir örgütlenmenin önünde bir dizi engel (ekonomik, politik ve sosyal) yıgılmıştır. örgütlenemeyen işgücünün eğitlmi ve billnç düzeyi görece geridir. Dolayısiyle tarımsal İşgücünün verimi de düşük olmaktadır. Bunun gibi, tarımda, sermaye de öbür sektörlerdeki (sanayl, ulaştırma, turizm v.b.) denli hızlı ve etkin bir örgütlenme gösterememektedir. Tanmda gelenekler, daha bireysel ve başma buyrul* bir girişimi dayatmaktadır. Hele, sanayi sektöründe olduğu denli rekabet olmadığmdan sermaye birleşmeleri pek görülmemektedir. Bir başka nokta ise, kırsal alanda yer yer etkinliğini sürdüren feodal üretim ilişkilerinin tanmımızda kapitalist iliskilerin önünü hâlâ tıkayabilmesidir. özellikle Güneydoğu. Doğu ve kısmen Güney Anadolu'da böylesi ilişkiler yöre halkımn gerl kalmışlığının en önemli etmenini oluşturmaktadır. Ne Yapmalı? Türk dışsatıra gellrlerimlzi yutan sanayiimizi dışa bağımlı ve montajcı nitellğlnden anndırarak. öz kaynaklanmıza dayalı ve ulusal çıkarlanmıza uyumiu bir yapıya kavuşturmalıyız. Bunun için yatırım ve ara malları işleyim kollarma ağırlık verilmelidir. Bu alanlarda araştırma ve gellştirme hizmetleri yoğunlaştırılmalıdır. Böylesi stratejilerin uygulanabilmesi için yeterli doğal ve toplumsal kaynağa sahip bulunmaktayız. Sanaylleşme sürecinde gereksinim duyulan fonlarm ağırlıklı bölümü tarımdan sağlanmaktadır. Işte tarımm yerl ve önemi bu noktada bellrlenmektedlr. Tarım. sanayileşme girişimlerinde hem bir hammadde kaynağı ve hem de temel fonların oluştuğu önemll bir kesimdir. Ancak, sanayinin gereksinim duyduğu bu fonlarm önemli bir bölümünün tanmda sağlanan fazlalardan karşılanabilmesi için kırsal yaşamın sosyoekonomik yapısı çağdaşlaştırılmalıdır. Bu nedenle: 1) Kırsal alanda çağdışı üretlm ilişkilerinl yıkıp, toprak dağılımmdakl dengeslzliğl çözecek demokratik bir toprak reformu ivedilikle gerçekleştirllmelidir. Her dönem ve glrlsimde olduğu gibi son günlerde de belli tutucu çevrelerin kopardığı fırtma toprak reformunun demokratik özünü boşaltmaya ve dikkatleri teknik yöne, yani tanm reformuna çekmeyl amaçlamaktadır. Onlar dönemin özgürlüğünden yararlanıp. geçmişte birçok kez uyguladıkları ve artık çok iyi bilinen propagandalanyla topraksız ve az topraklı köylüden çok topraklı ağa ve beylerinden yana işleyen bu sancılı toprak düzeninin korunmasmı istemektedirler. 2) Etkin ve yaygm bir kooperatifleşmeye gidilmelidir. Topraklandırılan köylülerin üretlm artıslarını sağlayacak çağdaş araç ve gereçlerle donatılmalannda. onlarm bilinçlendirilmeslnde en etkin araçların başmda kooperatif örgütleri gelmektedir. Böylesi örgütler sadece üretim aşamasında değil fakat aynı zamanda ürün değerlendirme ve pazarlamasında da çok yararlı işlevlerl üstlenebilmektedir' Kooperatiflerin kendilerinden beklenen işlevleri yerine getirmesi için onlarm finans sorununu çözebilecek bir «kooperatifler bankasmm» tez elden kurulması gerekmektedir. Köylünün bu ekonomik örgütleri aynı zamanda onlann demokrasl eğitlmlerini de sağlayan yaratıct ve canlı blrer okuldurlar. Bu nedenle kırsal alanın demokratikleşmesinde ve üreticiler arasmdaki dayanısmanm yükseltilmesinde kooperatif örgütlerinin yeri tartışılmaz önemdedir. 3) Kırsal alanm tümünü lçlne alan ve toprak reformu ile kooperatifleşme temeli üzerine oturtulan bir «Tanmsal Üretim Planı» yaşama geçlrilmelldlr. Tanmsal üretimin artınlması ve sürekll kılmması yanısıra, toprağm tanmsal üretim amacma uygun bir blçlmde kullanılması ve doğal çevrenin korunması, güvence altma almmalıdır. 4) Mustafa Kemal Atatürk'ün «MemİPketin GercPk Efendisi» diye nitelendlrdlği köylümüz, sosyal güvenlik kapsamına almmalıdır. Başta sağlık olmak üzere eğitim, haberleşme gibi hizmetlerîn toplumumuzun bu en yoksul ve çilekeş katmanma tez elde getirilmelidir. Bir Kongre Ardmdan... Türkİş'in Genel Kongresl blttl. Genel Başkan değişti. Ama Türktş'te birşey değlştl ml? Ya da bu degişimin bir anlamı var mı? İşçi Konfederasyonunda Genel Başkanın değişmesi bizde az görülen bir olaydır. TürkIş'in rahmetll Genel Başkanı Seyfl Demlrsoy ölünceye değin koltuğunu korumuştu. Demirsoy'dan sonra Genel Başkan olan Halil Tunç sağlık nedenleriyle çekildl: ve bellrli kadro lçinden lbrahim Denizcier Konfederasyonun başma geçti; şlmdl de nöbetl Şevket Yılmaz aldı. Ama TürkIş'te değişen ne? • TürkIş dünyasmdaki kadrolaşma aşağı yukan bellidir. Her sendtkanın başmda değlşmeyen yöneticiler bulunur; bu yöneticiler kendilerini seçecek delegelerl yukandan aşağıya bellrlerler; saptanan delegeler de aşağıdan yukanya doğru bir görüntü içinde yöneticilerini seçerler. Bu mekanlzma, çıknklı bostan kuyusundaki kova glbl, blr aşağıya, blr yukanya, yıllardan berl işler durur, glder gellr... Genel Kongrede eski Genel Başkan Halil Tunç'un soyledikleri ilginçtir: Arkadaşlar, Turgut özal'ı haksır yere eleştirlyorsnnuz; o tşveren Sendikası Ba^kanıdır. Evet, «tşveren Sendikası Başkanı Türkiye ekonomisinin 1 numaralı patronu»dur; TürkIş Genel Sekreteri Sadık Şide de uygulanan ekonomik programm Sosyal İşler Bakanıdır. Bu durumda Türkîş'teki Genel Başkan değişmlşse; anlamı ne? • Ülkemizde sendikacılık 27 Mayıs devrlml ve 1961 Anayasasıyla toplumsal yaşama geçlrildl Bu blrincl aşamadır. 1967'de DÎSK'in kurulması ikincl aşamadır. DtSK yöneticiîeri bugün yargılandıkları için o konuya ilişmek yasaktır. Bunun İçin yalnız TUrkîş'ten söz açıyoruz. 1967'den bu yana Türk îş'in üye ve sendika sayısı sürekll azalmıştır. Bu gösterge, ülkemizdeki işçi kesiminln toplumsal egllirnlerini yansıtır ve Türkls sendikacılık anlayışmın aşınıp eskidlğini gösterlr. Peki, acaba gelecekte Türklye'de sendikacılık nasıl olacak? Hangl koşullar benlmsenecek? • Şimdiden bu soruya yanıt vermek çok zordur. 11 eylül 1980'de Türkiye'de sendikacılığm yıprandığını. aşmdığmı. yozlaştığmı. terör baskısı altmda kaldığmı görmek gerekir. Bütün tilkeyl boydan boya saran bunalımdan sendikacılığm soyutlanmasma olanak var mıydı? Ne var ki bu gerçek artık aşılmış Türkİş sendikacılığınm bundan böyle geçerll olabileceğini de göstermez. öyle sanıyorum kl Türklş'in yöneticiîeri bu ikincl gerçeği göremiyorlar. Bugün sessizlik İçinde bulunan İşçi kesiminln ne düşündüğtinü saptamaya olanak yok; ama İşçi kesiminin «enaz ücretol Halil Tunç'un deyimiyle «işveren sendikası başkanı» eliyle saptanmaktadır. Sessiz işçi yığınlannın olanbitenlerl değerlendlrmeden izlemesl olası mı? • Kimi zaman tepkiler aşın eylemlerle gösterllir; bu gerekslz cıkışlarm ülkeye ve en çok lşçiye zararlı olduğunu geçmişte gördük; yaşadık. Klml zaman tepkiler yüreklere gömülür: bilinçlere işlenlr; belleklere yazılır; ve günü gellnce en dar yasal olanaklar bilç öyle bir değerlendirilir kl... Türklg yöneticiîeri de gaşırır. Toprak Dağılımı Dengesiz Tarımda ana üretlm etmeni topraktır. Ne ki, fllkemizde toprak düzeni Osmanlı tmparatorluğunun feodal kalmtılannı yer yer içermektedlr. Blr kişiye, bir alleye ya da bir sülaleye özgü 714 köv bulunmaktadır. Ortakçılık ve yarıcılık birçok yörede etkin bir üretlm illşkisl durumundadır. Topraksız köylü ailesf %11 dolaymdadır ve her geçen gün bu oran yükselmektedir. Yeterslz toprağı olardarla blrllkte topraksızlık oranı %21,9'ff ulaşmıştır. Oysa 1963 yılı lstatisttklerinde 500 dekar ve daha fazla toprağa sahip aileler, tüm köylü ailelerin ancak %1'ini oluştururken bunların mülkiyetlerindeki top Sonuç Yurtsever ve Atatürkçü kuşaklar olarak, ülkemizin kalkınmasını ulusal çıkarlarımızla uyumlaştıncı stratejileri benlmsemek ve uygulamakla ödevli olduSumuzu bilincimize kazımak zorundayız. Ülkemizi. gelişmiş ti'kelerin sanayi ürünlerine pazar olacak bir tanm ttlkesi konumuna düşürülmesinin Atatürkçü çizgi ile bağdaşır yanı yoktur. Yanm yüzyıl önce ülu önder bugünkünden daha geri bir tanm ülkesl iken, kalkınmanın, dolayısı ile çağdaşlaşmanın yolunu sanayileşmekte görmüş ve bu amaçla ilk sanayl planmı başan İle uygulamıştır. Hiç unutu'mamalıdır kl, gelişmiş, güçlü bir sanayiden ilk önce ve en çok tanm kesimi yararlanacaktır. OKTAY AKBAL Dil Gericileri Bozguna Uğradı.. VEFAT BÜYÜK ACIMIZ Of. Çaykara esrafından Osman Cevahir ve Saime Cevahir'ın pek kıymetli oğulları, merhum Oflu Sasan Cevahir'in yeğeni, Emine, Hatice, Mesude ve Çilem Cevahir'in kardeşleri, Hacı Fatma Cevahir'in torunu, Hüseyin, tbrahim, Mehmet, Mustafa, Behram, Kemal, Recep, Maksut, Ahmet, Şaban, Şeyfi, Reşta, Kücn't Osman, Rafet, Fazlı, îhsan Cevahirlerin ve Osman, Aslan özbey ile Gülbeyaz Yazoğlu'nun sevgıll yeğenlen, Ihsan, Ilhan, Hamit, Ekrem, Yusuf, Aydoğan, Nurettin, ömer, Ayşe, Elfide, Celal, Fabri, Hasan Cevabır'leruı amcazadesi, Kurban ve Şeref Yazoğlu'nun dayızadesı, Tam masa başma geçmiş, MilU Eğitim Bakanlığı Dil Yuksek Danışma Kurulu konusunda izletdmlenml yazmak üzereyken Cumhuriyet'lıi baş yazısıtu okumaya başladım. Sayın NacUr Nadi şöyle bitirmiş yazısını: «Bir çağ göçmiiş, yeni blr çağ doğmuştur ve Dünya hızla değişmektedlr. Hiç bir BÜÇ Türkiye Cumburiyetinl eskiye dönüştüreıneyecektir. Bunu kavrayamayanların çabası boşunadır. Bu gerçeği yeni kuşaklara yanlış anlatmayalım.» Diı Yüksek Danışma Kurulunda MilU Eğitim Bakara Sayın Hasan Sağlam'ın, bir talum tutucu kişilsrın ileri sürdükleri olumsuz, Atatürkçü görüşlere, ters düşen sözlerini dinledlkten sonra dayanamayıp sraptığı kısa konuşmayla, Nadir Beyin yazcUkları ne kadar bıribirine yakındı... Bakm ne dedi emekli Korgeneral Hasan Sağlanı: «Milli Eğitim irfan ordusu, Türk sllahlı kuvvetleriyle Atatürk'ün hedefindedir. Atatürk'süz bir miUl eğitim düşünülemez. Onun görüşleriyle kendilerini bağdaştıramayan bilim adamı varsa kendloi yenilemeye mecbnrdur. Onlar kafa ve gönüllerini Atatürk lnkilaplarıyla (devrimleriyle) yenilesinler. Milll eğitimin yönü, TürMye'nin yönü bndur. Atatürksüz bu memlekette hiçbir dava çozülemcz.» Nadir Nadi'nin 'Çağdaş Olmak' başyazısı ile Sayın Sağlam'ın bu sözleri birblrini bütünlemıyor mu? Çağdışı kalan her insan, her görüş, her tutum yenilgiye uğrayacaktır, bundan kagınılmaz. Türkiye'nin yönü, amacı çağdaş uygarlık duzeyine ulaşmak, onu aşmaktır, geriye dönüş olanağı yoktur, gereğı de yoktur... Evet, iki gün süren Dîı Danışma Kurulu toplantılanndan söz açacaktım. Şunu söyleyeyim önce, dil tutucuları, Türkiye'nin her alanda geriye, geçmışa dönmesini; Atatürk'Un yarattığı her ılenoı, çağdaş kuruluşu, kurumu, yapıtı yıkmak, ya da yozlaştırmak isteyen çevreler, kişiler, Ankara'da MilU Eğitim Bakanlığı tarafmdan toplanan Yuksek Dil Danışma Kurulunda hak ettikleri dersi almışlardır. Atatürk devrimine bağlı aydınlar karşısında yemk düşmüşlerdır. Tutucu bir gazetanin ve onun çevresinde toplanmış bir kaç kişinin yaratmak istediği karşı devrimci, hava böylece dağılmış, klm nedir, necidir, aynca bilimsel gücü, yeteneği nedir, böylelerinin duyduklan gerçek özr lemler nedir, hepsi hepsi ortaya çıkmıştır... Sanınm Milli Eğitim Bakanı başta olmak üzere, bakanlığın ileri gelenleri de gerçekleri iyice anlamışlardır. Yani maskelerı düşmüş, gerçek yüzler, niyetler hevesler aydınlığa çıkarılmıştır. Dil gericileri, toplantmm ilk günü bir Önerge verdiler. Türk DUİ eğitiminde temel ilkeler'ı saptayacak bir yarkurulun oluşturulmasını istediler. Bekledikleri düşünce bu yarkurulu ele geçirıp, burdan kendi düşünceleri doğrultusunda bir karar çıkarmaktı, yani, «elli yıldır dil alamnda yapılan işler yanlıştır, bir akademi kurmak gerekir,» diye bir karar çıkartmak istiyorlardı. Bir profesör 'efendim dil işıni dilbilimcilere bırakmıyorlar, bir, akademi olsa, dil çalışmalan düzene girer' dedi. Kendisine şunu sordum «sizln elinizi tntan var mı? Dil alamnda çalışma yaıimak için ille de akademi üyesi mi olmanız gerek, koskoca bir Üniversitede profesörsiinüz, ldtaplar yazın, îstediçinlı düşünceleri, görüşleri belirtin, luz de okuyııp yararlanalim.it Kurulan temel ilkeler yarkurulunun aldığı kararı aşağıya olduğu gıbi alıyorum. Bu karar aklı başında, bilim kafası taşıyan, Atatürk'a bağlı aydmlann görüşlerini yansıtması bakımından büyük değer taşımaktadır: tşte, Prof. Hasibe Mazıoğlu, Şener Kaya, Prof. Vecihe Hatipoğlu, Doç. Semih Tezcan, Rasim Şimşek, Sabri Kırlı, Bedii Erden, Feyza Hepçilingirler, Nuri Kodamanoğlu, Zeynep Korkmaz, Fteyzi Halıcı, Mehmet Kaplan imzalarını taşıyan yarkurul raponı: «Türk DHI Yıiksek Danışma Kurulu Türk DİH egitimlnde temel İlkeler çalışma grubu aşağtdak) dfişüncelerde çoğunlukla birleşmiştir. (Arkası 11. Saytada) (Cumhuriyet «Spor lşlerlmiz nasıl düzelebilir?» konulu an ketimlze Zeki Rıza Bey şu cevabı vermiştir: « Avrupa'da ve hatta buradakl ecnebi mekteplerde olduğu gibi spora mekteplerden baş lamak lâzımdır. Askeri mekteplerde olduğu gibi bilhassa liselerde spor muallimlikleri ih 2 HAZİRAN 1932 ZEKÎ RIZA BEY Ismail CEVAHİR yüce Allah*m rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 2 Hazıran 1982 Çarşamba günü (BUGÜN> Şişli camiinde kılınacak öğlen namazını müteakip ebedi istirahateahına tevdl edilecektir. das edllerek sporun muhtelif şubelerine lâzım gelen ehemmiyet verilmelidir. Bu rnekteplerin spor meydanla rmda bir mualllm nezareti altında yetlşmiş oyuncular bilahare ku lüplere alınarak inkişaflarının artınlmasına gayret edilmelidir.> CEVAHİRLER AİLESİ ]Günün ikariıL BÜYÜK BİR FIRSAT 1 haziran ile 30 eylül tarihleri arasmda bir Ford arabası veya kamyonu satm alan her müşteriye sonradan yapılacak çekiliş neticesinde. almış olduğu arabanın aynı yahut bedeli nakten verilecektir. Verilecek mükâfata karşılık satış tiyatlanna da katiyen zam yapılmamıştır. İsme yazılı çekiliş biletlerl başkasma devredilemez, ücrete tabi değildir. Acele ediniz. Vefat ve Teşekkür 28 Mayıs 1982 tarihinde vefat eden çok muhterem ve sevgili annemiz NACİYE ÇELÎK'in hastalıgında ilk mudahale ve tedavisini yapan ÇAPA Hastanesi'nin hazik ve nazik tabiplerinden kapı komşumuz Doçent Dr. Sayın ŞEHABETTIN TUNA'ya Haydarpasa Askeri Hastanesi'nde tedavi süresince ilgilerini esirgemeyen Başhekim Tbp. Tuğgeneral Sayın ERDOĞAN ERERDAL'a, nöroloji uzmam Tbp Bnb. Sayın MEHMET BOĞA'ya, manevi yardımlanru esirgemeyen hastane Lv. Md. Lv. Albay Sayın Muhittin GÖRGÜN'e, hemşlre ÖZLEN ÇELtKER'e, bayanlar servisi müstahdemlerine, çelenk gönderen Türk Eğt. Vakft'na, bağışta bulunan çok muhterem kurum, kuruluş ve aziz akraba ve arkadaşlanmı za, cenaze teçhiz ve tekfin işlerinde çok yakın ilgı ve vardımlarmı esirgemeyen Lv. Alb. Sayın MEH MET ÖZTÜRK ve Sayın Rasih ERGINOGLy'na Âmirlık Muh. Hz. Bl. K. Lv. Tgm. Sayın AHME) TÜFEKÇl'ye, gazetelere ilân veren ve yakm ılgı lenni esirgemeyen M.SB.'lığı ÎSTANBUL LEVAZIM ÂMÎRLlĞl'nde bulunan silâh arkadaşlanma ve Sıvıl Personele, başsağlığı için evimize kadar zahmet buyurup teşrif eden dostlanmıza, Telefon ve Telgrafla taziyette bulunan akraba ve arkadaşlanmı 7a, sonsuz saygılanmızla minnet ve şükranlanmızı arz ederiz. ÖGLU: Lv. Kd. Alby. MUZAFFER ÇELIK KIZI: LEMAN ÖZMEN GELİNÎ: SABİHA ÇELİK TORUNLARI: TUFAN METÎN ÇELIK, CAN MEHMET ÇELİK Denizdlik Bankası T.A.O. Genel Müdürlüğünden Bankamızın, Antalya Lıman tşletmesi, îçme ve Kullanma Suyu Temini Inşaatı işi birim fiyat esasma göre kapalı zarfla teklif almmak suretiyle eksiltmeye çıkarılmıştır. Işin ilk keşif bedeli 12.000.000, TL. olup geçid teminatı 600.000, TL.'dır. .< Bu işe ait ihale dosyası Eminönü Banka Şubemizin üst katında bulunan înşaat îşleri ve Projeler Müdürlügünde ve Antalya Iiman îşletmesi Müdürluğünde incelenebilir. Ancak ihaleye teklif verecek lenn 10.000. TL. bedel karşılığında dosya satm almalan şarttır. İhaleye iştırak şartlan dosya ıçindekl eksiltme şartnamesinin 5. maddesinde mevcuttur. Kapalı teklif zarfları 17 Haziran 1982 günü saat 16.00'ya kadar Fminönü Banka Şubemizin üst katın da bulunan înşaat îşleri ve Projeler Mudurlüğu Yazı îşleri Şefligine makbuz mukabili teslim edilecektir. Postada vaki olabilecek gecikmeier dıkkate alm maz. Bankamız 2490 sayıh kanuna tabi olmadığından, ibaleyi yapıp yapmamakta veya diledigıne yapmakta tamamen serbesttir. tBasın: 16259) Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına , , .. NADİR NADİ On«IYayınMüdürU:. Müessese Müdürü: Ytzı Ijleri Müdürü: HASAN CEMAL ......... EMİNE UŞAKLIGİL OKAVGÖNENSİN •«tan v« Yayan ;£umhurlyet Matbaacılık ve Gazetecllik T.A.Ş. Poıta Kutusu: 246 IStanbul Tel: 20 87 03 (5 Hat) BÜKOLAR. \ ANKARA: Konur Sokak no. 24/4 Yenisahfr Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare. 18 33 35 • İZMİR:, . Halil Ziya Bulvan No: 65/3 Tel: 25 47 09131230 • ADANA: Aiatürk Caddesf, Türk Hava Kurumu !*htm KM119 Tel:14B5O19 731 TAKVİM HNSAK OÜNEŞ ÖĞLE IKİNDI 17.11 Z Haziran 1982 AKŞAM YATSI 20.35 22.34 3.17 5.29 13.12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle