18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
T Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÖŞLER Ülkemizde halen yürürlükte otan trafik yasasmda «eser miktarda alkol almış bir kişinin sürücülük yapması» bir suç unsurudur. Yeni hazırlanmış olan ve yakında yürürlüğe girmesini umdugumuz Trafik Yasasında, trafik ile ilgili tehlikeli eylem, bu dunımlar arasına giren alkol, uyuşturucu ve narkotik maddelerle ilgili maddede: «Uyuşturucu ve keyif verici maddelerin sürücü tarafından alınması keoinlikle yasaktır» hükmünün aynen kalması yerindedir. Ancak zaman zaman kişinin bu mad deleri ahp almadığmın da ilgili laboratuvarlarda saptanması gprekir Alkol ile ilgili maddenin tse «alkol etkisinde araç kullanmak yasaktır. Sürücünün kanındaki alkol miktan özel yönetmeliğinde belirtilen miktan aştığı zaman alkol derecesine göre cezası saptanır» şeklinde yer almış olması da uygundur Ancak bu konuda hazırlanacak yönetmelikte: a) Yasal ve su s olmayan alkol miktannın kandaki değerinin ne olacağı, b) Nefear ve kanda alkol miktannın tayini ve hangi standard yöntemlerle yapılacagı. c) Alkol muayenesinin hangi kişileı ve nerede ne zaman yapılması gibi konulann etraflıca yer alması gerekmektedir. Sürücünün seyir halinde veya trafik kontrolünün yapıldığı yerde nefeste ve kanda alkol miktannın saptanması önemlidir. Çünkü alkol kanda çabuk yakılır. 1 saatte 1 litre kandaki alkol miktan 0.15 gram (0.15 promil) kadar düşebilir. Kontrol yerinde. çok az kanla parmak ucu veva kulak memesinden alınan kanla bu iş yapılabilir. Araştırmalanmızda bu yöntemin uygulanabildiğini göstermiş buıunuvoruz. Alkol tavini ile ilgili kan alma. analizin yapılması gibi konularda sağlık personeli grubuna giren ve ülkemizde yüksek olan eczacı potansivelinden vararlanılabilir. Yasa yanında. aynca alkolün ve alkolle birlikte ilaç almanm alkollü araç kullan manın tehlikelerini anlatan eğitim programlannın düzenlenerek okul. radyo. televizyon ve basın yolu ile toplumu alkol sorununda bilgi sahibi etmek ve avdınlatmak da önemlidir 15 HAZİRAN 1982 lkemizde traflk kazalannın ber yıl bin lerce yurttaşımızm ölümüne ve milyarlan aşan maddi zararlara 70I açtıgı herkesçe billnen çok acı bir gerçektir. Ankara yakmlarındaki son kazanın acım yüreklerdedir. Ü Trafik Kazalarında Alkol ve Ilaclar Şoför ya da sürücünün aldığı alkol ve ilâç etkisi altında taşıt knllandığında trafik kazalanna yol açtığı açık bir gerçektir. Heie ilâç ve alkol birarada kullamlımşsa... Trafik kazalan, bu olayda rol alan insan (sürucu ve yaya), çevre ve araç etkenlerine göre değerlendirildiginda, kazalann % 7O'l surücü ile ilgili nedenlere bağ lanmaktadır. Özellikle şehirler ve ülkeier arası karayolu trafiğinde, şoför ve sürücu asıl faktör olmaktadır. Sonuç olarak da trafik kazalan ile oluşan maddi ve manevi zararlardan başlıca sürücü sorumlu olmaktadır. Sürücünün «alkol ve ilaç etkisinde» araç kullanması ise trafik kazalarında ve ölüıtüerinde önemli yer tutmaktadır. Alkolün insan organizmasındaki zarar lı etkisi şoför ve sürücü üzerinde de kendini gösterir. Az miktarlarda bile alkol alanlar aceleci davranır. yaptıklannın farkında olmaz, aşın bir cesarete sahip olurlar. tçki miktan artıkça da kişi kendini tümden denetleyemez olmaktadır. Yapılan bütün araştırmalar. alkolün trafik kazalannda önemli bir neden oldugunu. pek çok ölümlere ve maddi zararlara yol açtığını göstermiştir. Genel olarak suçu ve kazayı yapan sürücülerin % 70'inin alkol etkisinde olduğu saptanmıştır. Trafik kazalan ile ölenlerin % 20'sınin kanında alkol ve çoğunda ilaç da bulunmuş Olabilemez Rahmetli Kemal Tahir'in ktmdisine özgu bir JK>nuşması vardı. Kimi zaman içiinden gelen coşkuya kendisini kaptırır, dediğim dedıiktir dercesine sesinl yukseltirdi: Olabilemez... Bugünkü yazımuı başlığmı. Kemal Tahir'den esinlenerek koydum, ama konu» Başbakan Yardımcısı Turgut Özal'ın dün bu köşede yayınladıgnn görüşlerine ilişkindir. Uluslararası parababalannın organı «Business İnternational»m Türkiye'yo dönük toplantısında Saym Özal, «olabifemez» şeyler söyluyon Parlamenter sisteme dönüfcftügü zaman bugünkü ekonomik politikalar büyük bir değişiklik olmadan takip edilecektir.» • Bugünkü ekonomi politikasa «sıkı para» ve «dışa açılma» diye adlandınhyor. Daha önce yirmi yıl uygulanan «gevşek para» ve «tthal ikamesi» politikası bir yana bırakılarak bu yemisi benimsendi. Her iki politika da Türkiye'nin ekcmomisine egemen iç ve dış sermaye çevrelerinin anaçlan olarak benimsenmiştir. Yann ya da öbür giin bir başka yöntemin smanmıyacağmı kim söylayebilir? Anlaşıldıgma göre Turgut Ûzal uluslararası sermayeci takımma güvence veasmek istiyor: Ama, söyledikleri inandırıcı değildir. parlamenter sisteme geçildiğinde ekonomi politikası niçin değişmesin? Bir kez halk bugünkü ekonomîk siyasadan hoşnut mudur? Siyasal partıler birbirinden değişik ekonomi politikalannı programlaştıran Brgütlerdir. Turgut Özal'm görüşleri bütün siyasal1 partılerce benimsenecek olduktan sonra çok partüi reiime ne gerek var? Tek parti yönetimi daha. tutarlı olmaz mı? Başbakan Yardımcısı Turgut Cteal yabancı işadamlanna diyor kî: «Kendi ülkenizdeki fabrikaauz rekabet şansını yitfrmişse, bu fabrika Türkiye'se transfer edilerek tekrar rekabet eder hale getirilefeilir. Türkiye'de ekonomik olarak imal edilemeyen yıedek parça ve hammaddeler sıfır gümrükle ithal etdilerek dünya piyasalan için en ucuz fiyatta imal&t yapılabilir.» Bu açıklamanın Turkçesı şö|yle Ey yabancı işadamları. tearar eden fabrikalartnızı Türkiye'ye taşıyın, kâr' edln. Çünkü sizin ülkenizde pmek pahalıdır. Alınteönin değeri vardır. Bizim yurdumuzda sizlere ucızz işçi saglanzt istediğiniz hammadde ve yedek paacayı da sıfır gümrükle getirip kâr üstüne kâr sajîlayabilirsiniz. Peki, yann parlamenter rejtm yürürlüğe girdiginde siyasal partiler düzeninde» bu görüşün karşısına çıkan olmayacak mı? Topliı sözleşme ve grev hakkını kullanacak işçiler emetlerini yabann sermayedara ucuza satmaya yanaşîrlar mı? • Düş kurmayahm. Parlamenter reıimde bugünkü ekonomi politikası uygulanamaz. Uygulayan parti iktidardan düşer. Turgut özal gerçekçı ve ınandfiacı bir yaklaşım ıçmde sorunlara egılemiyor. Henn «açık kapı ya da «açık pazar» politikası gehşmeköe olan ulkeler içm çıkar yol değildir. Guçlu enau&triye dayanan ekonomller gelir, bizi ezer. Bu yönstemle Türkiye'nin Batı kapitalizmine «entegre» olacagını sananlar aldanıyorlar. Batı, Türkiye'nin sanayileşmesini istemiyor. Biz ise kalkıp yabancı işadammdan traedet umuyoruz, uluslararası para babalanna diyotruz kl: Biz kırk yıldan beri sanaylleşmeyi beceremedik, bizim yapamadığımızı siz bize yapuı, fabrikalannızı Türkiye'ye taşıyın. Olur mu canım? Türkiye'de sermaye kesiminin «gevşek para» ve «ithal ikamesi politikası» yıkıldi; sıkı para» ve «dışa açılma» politikası da tıkanmıştnr. Prof. Dr. Nevin VURAL AÜ. Eczacılık Fakültesi Ögretim Üyesi üstünde oldugu zaman görülür. Kişinin «alkol etkisinde olmasmda, aldığı alkolJü içkinin türünden çok, aldığı alkol miktan rol oynar. Sürücünün trafik kazası yapma riski alkol alma ile artmaktadır ve bu risk ahnan alkol miktan ile beraber gitmektedir. 1977 yılından itibaren, trafik suçu ve kazalannda alkolün etkisini araştirmak için Ankara'da bir çalısma sürdürmekteyiz. Bunun için de sürücülerin kanında alkol saptaması yapmaktayız. Şu ana kadar yaptığımız araştırma sonuçlanna göre. örneğin kanlanndaki alkol miktan 0.5 promil altında olan sürücülerin % 15*1 trafik suçu işlemiş ve kazası yapmış iken. kanlanndaki alkol miktan 0.8 promi' ve ös tünde olanlarda bu oran % 80'e yaklaşmaktadır. Bu degerler öteki ülkelerde yapılan araştırma sonuçten ile de uyura gös termektedir. îlaç insan organizmasında oluşan bozukluklan gidermek, yani hastalıgı sağalt ma (tedavi) amacı ile kullanılan maddeler dir. Ne var ki bu maddeler doktor denetimi olmadan ve bilinçsiz bir sekilde kullanıldığmda yarardan çok zarar vermektedirler. Bugün yanlış ilaç kullammı, Jlaç sui istimali ilaç alışkanlıgı ve doping için ilaç alma ile ortaya çıkan sorunlar. toplum sağlığı açjsından önemli boyutlar kazanmıştır. Aynı şekilde şoför ve sürücünün aldığı ilaç etkisinde taşıtı kullanmasiMin trafik kazalanna yol açtıgı yapılan pek çok araştırmalarda gösterilmiştir. Özellikle trafik güvenliğini tehdit eden ilaçlar ? grupta toplanmıştır Merkezsel sinir sistemine etki eden anti depresan ve diazepam gibi trankilizanlar, uyku ilaçlan (haplar), aller jiye karşı kullanılan antihistaminikler, a£n giderici ilaçlar, kullanılması yasal olmayan aşın uyancı (doping yapan ilaçlar). epilepsi (sar'aya karşı) ilaçlan. tansiyon düşürücü ilaçlann sürücülük davranışını bozduklan gösterilmiştir. Örnegin bir dozluk trankilizan veya antihistamik bir ilaç sürücünün karar verme ve hareket yeteneğini bozduğu gibi, verdigi yorgunluk hissinin de ilaç ahmmdan itibaren 8 1 0 saat kadar sürdü&ü görülmüştür. Bu ilaçlarla birlikte alkollü içki alınması ise insan or ganizması için çok daha zararlı olmakta ve sürücüyü de tehlikeli bir duruma getirmektedir. Aynca alkol ve ilaçlann beraber ahnmasmm bu etkiyi daha çok arttırdıgı ve trafik güvenligl için tehlikeli oldugu araştırmalarla da gösterilmiştir. Bu nedenle birçok ülkeler, ilaçlann orosoektüslerinde oldugu gibi dış ve ic am balailanna (şişelerinin üzerlerine) büvük harflerle •Bu ilaç otomobil veya makina hullanma yeteneğint bozabilir uykusuzluk baj dönmesi yapabitir» ve «bu ilaç şu ur bulanıklığı yapar ve alkol ile beraber kullaruldığında zaran artar* gibi anlatımlarla pratik önlemlere bas vurmayı önermektedirler ve bazı ülkelerde bu uygulamaya geçmişlerdir. Norveç'de ise bu ilaçlann beyaz ambalajlann üstüne kırmızi üçgenle damgalanarak uyarma karan aiın mıst.ır . tur. Alkolün insan üzerindeki zararh.etkisi ve sürücü performansma olan olumsuz etkisi kişinin aldığı alkol miktanna bağhdır. Bu ise insan kanındaki alkol yüzdesi ile ölçülür. örnegin, kandaki alkol miktan 0.3 promil (yani 100 ml. kanda 30 miligram veya l litre kanda 300 miligram alkol) olan kişide aşın cesaret ve hareketlilik gîbi geçici uyancı etki başlar. Kişinin kendini denetleyememesi. duyu ve hareket organlannm bozularak bilinçsiz duruma gelmesi ile sürücülük performansının bozul ınası ise kandaki alkol düzeyi 1.0 promil e/aplcı#m<t HBurhanİARFAD 52 Yıl stanbul Şehir Tiyatrolannm sezon boyunca yaymladığı dergi 52. yılını bitirdl. 52 yıl süreyle çıkmış olan bu derglnin kolleksiyonu başhbaşma btr tarihtir, Türk Tiyatrosu için zengin bir arşivdlr. Derginin ilk sayısı 15 şubat 1930 günü yayınlandı. Adı <Dârülbedayi»ydi. Bir kaç yıl sonra «Türk Tiyatrosu> adını aldı. Şimdilerde «Şehlr Tiyatrosu» admı taşıyor. 19441950 ve 19511954 yıllan arasmda toplam sekiz yıl teknik yönetlciliginl yaptığım <Türk Tiyatrosu>nun yapraklannı şöyle bir karıştaırken yanm yüzyılm tiyatro olaylanm, çlmdi hemen hepsl aramızdan aynlmıs sahne sanatçılannı o günlerln canhlığıyla yeniden yaşıyorum. O günlerin ünlü aktörü Dr. Emin Beliğ Belli*nin «Neden doktorluk değll de aktörlük yapıyorum» yazısı çok llginçtir. Birincl Dünya Savaşı'na hekim yardımcısı olarak katıldıktan sonra dönüşte ögrenimini bitlrerek doktor diploması aldığmı belirten Emin Belig. şöyle diyor«TahslHmi bîtirmege azmettim ve doktor old«m. IVTemlehette epeyce doktor vardı. Bnna mukabll sanatkâr olmayı tercih ettfm. Bu suretle de memleketime daha fazla hizmet edecestaıe kaniydlm.» Ne var ki, Emln Belig, sahnede yirml beşinci yıl Jübilesini yaptıktan sonra hekimllğe döndü. Zonguldak Kömflr îşletmelerinde kadm hastabkları uzman olarak göreve başladı, 1943 yılında tifodan öldü. 52 yılhk kollekslyonu dile getirebilmek için haftalarca dizi yazısı yaymlanmalı. Ben bir kaçına değineceğim. Nire Nir, Hazım Körmükfü. Sait Köknar. Perihan Yanal. Yaşar Nezihi özsoy lcin ölüm yazılan, ytizlerce anı fotografı. Bphzat Butak, Muhsin Ertugrul, Galip Arcan. Vasfi Rıza Zobu, H. Kemal Gürmen, Reşit Rıza ve daha başkalarının. 25, 40, hatta 50. yıl Jübtle özel sayılan. Tepebaşı Tiyatrosu'nda tek bir sahneyle başlayıp, sonra iki ve günümüzde beş ayrı yerde oyunlanm sürdüren îstanbul Şehir Tiyatrosu'nun öncülüğünü bilmezlikten geleblllr mlyiz? Sezonlârla sımrlı olsa da, tam 52 yıl çıkabllmiş olan Şehir Tiyatrosu dergisinl anlatırken, gelmiş geçmiş ve çoktan unutulmuş kimi tiyatro dergilerinden de söz etmek yerinde olur. Tiyatro üzerine dolayısıyla da olsa yazılar yayınlayan ilk dergl «Hayal» admı taşıyor. Çmgıraklı Tatar adlı bir güldürü dergisl de çıkarmış olan Teodor Kasap tarafından yayınlanmıştır. Yüzyıl sonlarmda çıkan ve oyun metlnlerini de kltap biçiminde veren «Temâşa» dergisl, bir süre aradan sonra ve 191822 yıllarmda yine çıkmıştır. 1928'de «Tiyatro ve Musikl» dergisi çıkıyor amma, kısa bir süre. 1940'da Muhsin Ertugrul'un öncülüğünde «Perde ve Sahne» aylık dergisi dört yıl kadar çıkıyor. Derginin 52. yılı dolayısıyla bir söyleşl yazısmda Vasfi Rıza Zobu'nun kimi görüşlerine dokunmak gerekiyor. Sayın Zobu, bir soru Ozerine şöyle konuşuyor: «Mecmua çıktıktan sonra o mecmnadan da istlfade ettik, onlara cevap verdik. E H yıldır yazı 1 yazarun. muharrir falan değillm, hiç heveslm de yoktu. Neden başladım bu işe? Darülbedayi'ye hücum eden münekkHlere, o garazkâr insanlara cevap yazacağım, cevap vereceğim, diye. Hâla da öyle devam ediyor.» Vasfi Rıza Zobu ve*onun gibi düşünen kimi sahne sanatçılarmın yanliş tutumunu belirtmek tçin bir örnek vereceğim. Ankara Devlet Operasmda uzun süre dünya çapmda bir rejisör olan Renato Mordo çahstı ve bir oyun sahneye koydu. O günlerde hem Türk Tiyatrosu, hem de Filarmoni dergilerlnin teknik sekreterliğinl yapıyordum. Devlet Operası'nın îstanbul açıkhava sahnesinde sunduğu «Sevll Berberl» İçin Fllarmoni'de sertçe bir tenkit yazısı çıkmıştı. «Sevil Berberi mi, Mordo Berberi mi?» başlığıyla. Mordo'nun o yazıdan kınlmış olacagını düşünerek bir mektup yazdım ve görüşlerini yayınlamak istediğimi belirttlm. Nazlk ve sevlmli Renato Mordo. mektubumu bir kaç satırla cevapladı: «Blz sahne insanlannın görevi sahneye oyun koymak ve sahnede oynamaktır. Görevimiz sahneyle sınırlıdır. Yazar değiliz. Cevabımız sahnelediğimiz ve oynadığımız oyundur.» Bizde kimi sahne sanatçılarmın öfkeyle kaleme sarılıp yazarlara veryansm ettiğlni her gördüSümde hep onu hatırlanm. Sevimll ve değerll tiyatro adanu Renato Mor I unumüzde yaşamın hem dlnamiği ve hem de işlevi durmadan degişmektedir. Toplumumuzun ekonomik ba. kundan güçsüzlüğü, bireyleri günlük yaşar hale getirmiştir. Bu nedenle toplumsal gelişmelerin önceden belirlenmesi giderek olanaksızlasmaktadır. örneğin, dün yetişmis insan gucune olan yoğun gereksinmeye karşın, bugün bu gücün çarçur edilmek istenmesi hayra yorumlanamaz. O nedenle ülkemizin bugün içinde bulunduğu ve beklentilerini yansıtmıyan ekonomik yaşamının ölçüt alınması yanıltıcı olabilir. Son birkaç yıldır bazı çevreler bilinçli bir işbirliği Ue bürokratlarla ilgili yakınmalannı yoğunlaştırmıslardır. öyle anlaşılıyor ki, son ekonomik uygulamalar nedeniyle ortaya çık maya başhyan basansızlıklar burokratlara yUklenilmek istenmektedir. Elbette ki daha 1leri bir toplum olabilmek İçin, Ulkemizin, siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlanna çözüm getirecek yönetsel düzenlemelere gereksinme bulunmaktadır. Bizim gibi gelişmekte olan Ülkelerde hizmet sektörünün payını belli ölçülerin üstüne çı karmak doğru olmıyabilir. Ancak yönetsel düzenlemelerin bilimsellikten yoksun ve amacı belli bir tutumla uygulamaya konulmak istenmesi yönetimi ve sorunlan daha da karmaşık hale getirebilir. Bu nedenle yönetsel düzenlemelerle İlgili davraraşm saptanmasmda in. ce elenip sık dokunulması zorunluluktur. G Bürokratların Cilesi | YÖNETİML* RİN YANUŞ KARARLARININ SORUMLUSU OLARAK BÜROKRATLARI SANMAK VE ON LARDAN SÜREKLİ KUSKULANMAK, SORUNLARA ÇÖZÜM GETİRMEZ Karayollan Eski Genel Müdürü gibi bugün de kimi yöneticilerce bürokratlar olmaktadır. TUm bu karşı baskılara karsm, horlanan ve hırpalanan bürokratm savunma hakkı son çıkan yasalarla btlyUk ölçüde kısıtlanmıstır. Hukıtkun temel ögesini olusturan savunma hakkının her kosul altında esirgenmemesi gerektrken, bürokratın yarRi organına başvurması, bazı geçilmez kosullara bağlanmıstır. Yasal yollardan hakaramaöz gUrlügUnun kısıtlanmasının, sa nıldığı gibi vönetimin lehlnde oldugu söylenemez. Savunma hakkınm engellerle donatüarak kullanılmasının zorlaştırüması gelecekte yönetime yarar yerine zarar verebilir. Uygulamada bu hususun özenle gözetilmesi gerekebilir. Yeni yetki yasasıyle elde edilen gücün titlzlikle uygulanması kaçınılmazdır. Bilindiği gibi yetki yasasının Danısma Meclisinde bazı kaygılar nedeniyle uzun süre tartışmaya bırakılması oldukça anlnmlıdır. Her dönemde oldugu gibi bu dönernde de bürokratiarın bazı kuşkulardan kaynaklanan nedenlerle tedirgin edildikleri söylenebilir. ömeğin görev yet Msinin ve calışüan yerin değiş tirilmesl, zorunlu emekliye ayırma, yetM ve sorumluluklann kısıtlanması ve ek ödemel«rde asaltüman. gibisevimsiı karafların btirokratlan yıldirdı ğı ve bezdirdiği kuşkusuzdur. BugUne dek yapılanlar yetmiyormus gibi yeni yetki yasası ile oluşturulacak yeni düzenlemeler bürokratlan daha da hu ssursuz »decege benzemektedir Temelde, yönetimın yanlış yö netsel kararlarınm sorumlusu olarak bürokratlan sanmak ve bürokratlardan sürekll kuşkulanmak sürdükçe sorunlara çözüm getirilmesi düsünülmemeHdir. Sorunlara çözüm bulabıl mek için öncelikle güven mtiessesesinin oluşturuiması gerekmektedir. Ülkeye yön verenlerin bugüne deŞin bu güveni vermede, politik amaçlan nedenivle olumlu davrandıklan söylenemez. özellikle ekonomik kararlann çelişkiU sonuçlan bazı sorumVulan suolu aramava vöneltmistir. Bu tutum son vetki vssssma da van sıtıimak istenmiştir Yönetsel düzenlpmelerde siyasal ve ekonomik sorunlara çözüm getirebllmek için. önce toplumsal olguların birbirleriy le ve toplumun «z yapısı ile ilişkilerinin sağhklı saptanması gerekmektedir. Yönetimde vönetsel diizenlemeler bilimsel likten ve kamu yaranndan yok sunsa, ortaya keyfiliğin çıkması önlenemez. Yönetsel düzenlemelerde keyfilik etken olursa sonuçlanmn nereye varacağı kestirilemez. Belli amaçlar için keyfiliğe başvurulması ha linde, uygulamanm başarısızlık lan örtmeye yetmiyeceği zar man içinde açık bir sekilde gö rülecektir • • • ünutulmamalıdır ki toplumlar sürekli olarak evrim sürecinl yaşarken, zaman zaman da devrim sürecine uğrarlar. Atatürk devrimlerinden kaynaklanan bugünkU Türk toplumunun yaSantısının çarpıtılarak başka yönlere çekilmesi olası değildir. Bugün ülkemizde liberal olmayan bir ortamda, liberal bir ekonominin başan şansı düsünülemez. Ulkemizin tarihsel ge lişim süreci içinde bugün uygulanmak istenen ekonomik mo delin oturtulacagı bir yer bulmak olanaksızdır. Duzenleyicl bir yönetimin tüm olanaklan kullanılarak bugün uygulanaa pazar ekonomisi sürdürülmek Istenmektedir. Uygulamada ken di felsefesiyle bite çelişkiye dü şen bir ekonomik modelin ülke yaşamında daha ne kadar süreyle buyruk olacagını hep beraber 'zhyeceğiz. Orta sınıfı ortadan kaldıran ve zenginlikfakirlik kutuplaşması yara tan bugünkU pazar ekonomisinin topluma yansıttığı olumsuzluklan gid«rmek daha bir jvedi önem kazanmaya başlamıştır. Bazılanmıza göre bir bahşiş seviyesinde bıle olmıvan asgari ücretin artınlmasına yanaşmıyanlann bürokratla ra hayır duası okuması beklenemez. Bu netfenle önümüzdeki günlerde bürokratlar arasm da veni huzursuzluklann başhyacağını söylemek kehanet sayılmamalıdır. Şerafettin UZUNER • • • Hep beraber izlediğimiz gibi son yıllarda bürokratlar sap saman savrulur gibi tedirgin edilmişlerdir. öyle anlaşılıyor ki ülkeyi yönetenler. her dönemdp oldugu gibi kıısur ve becerisizliklerini bürokratlara yükleme alışkanlığını surdutmektedirler. Böylece beceriksizliğin sorumlusu dün oldugu C Cumhuriyet 15 HAZİRAN 1932 HİTLER'İN HÜCUM KITALARI Berlin 14 (a.a.) 13 nisan tarihinde bir kararname ile yasaklanmış olan Hitler'in hususi ordusunun tekrar faaliyete geçmesine yann başka bir kararname lle müsaade edilecektir. Yeni karar namenin istinat edece ği nokta, riyaseti cumhurun askeri teşkllatı Almanya Dahiliye Nezaretinin kontrolu altına vazeden 5 mayıs tarihll bir emimamesi olacaktrr. Yeni kararname şu ahkâmı ihtiva edacektir: 1 Hitler'in hücum kıtaatı ve teşkilâtı ile mümasil teşkilata alt yasaklar kaldınlmıştır. 2 SSyasi üniformalar taşnnak yasağı kal dırılmısta. 3 Hitler hücum kataatı, çelik miğferlilar. tmparator luk bajoağı teşkllatı Dahiliye Nezaretinln kontrolu altına konulmuştur. DİS TABİBİ Orhan TÜZÜN Levent. Guvercin Duragı. Gazetectler Yapı Kooperatifi C/3 Blok D. ? adresinde saat 0 13 arası hastalannı kabule başlamıştır. Randevu aluunası rtca olunur. Tel. 64 57 25 ACI KAYBIMIZ Değerli Üyemiz Petrol Ofisi İstonbul Bölge Müdurluğü eskl Baştemsilcimlz İMZA GÜNÜ Ord. Prof. Dr. MUSTAFA KARAKUŞ'un oni vefatı Petroliş camiasmı derın acıya boğiıuştur. Kendislne Tanrıdan rahmet, ailesine ve yakınlarıno başsağlığı dileriz. PETROLİŞ SENDİKAS1 c ]Günün ikanıL SELAHATTÎN BEY Bestekâr udi Selahattin Bey Harbiye'de Belvü bahçesindekl saz heyetine iştirak etmiştir. Alafranga kısmında ber akşam aynca mflkemmel orkestra. Hıfzı Veldet Velİdedeoglu kitaplamu 17 haziran 1982 perşemb© günü saat 16.00 19.00 arası Izmir Şergi Kitabevi'nde imzalayacaktır. t l A N BÜNYAN ASLtYE HUKUK HAKİMLİĞİNDEN Dosya No. 1980/197 DAVALI GAZt TEMİZEfVE DAVA DİLEKÇESt ÖZETÎ İLANIDIR. Davacılar : 1) Elife Duman Girinci Köyü Bünyan 2) Fatma Paksoy • » » Vekilleri : Av. Ahmet Karahan/' Bünyan. Davalılar : 1) Ali Temizer Girfnci Köyü • Bünyan. 2) Gazi Temizer' » » 3) Zeliha Temizer » » » Dava : MENİ MÜDAHALE ve TESCÎL. Dava dilekçesi özeti: Bünyan'ın Girinci köyü hudutlan içerisinde kâin olup Muris Hamza Temizer'e ait iken onun ölümü ile mirasçılanna intikal eden (îrsen davacılara intikal eden) iki parça gayrimenkulün hisse nisbetinde tapuya tescili ve davacılann irs hissesine vaki davalılann müdahalesinin önlenmesi davasında; davalı Gazi Tsmizer yurt dışmda olup adresi meçhul kalarak dava dilekçesi tebliğ edilemediğinden dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere davalı Gazi Tenrzer'in duruşmanm atıh bulunduğu 23.6.1982 günü mahkememizds bizzat ya da bir vekil vasıtasiyla kendisini temsü ettirmesine. duruşmada bulunmadıgı takdirde gıyap çıkartılmayacağı dava dilekçesi tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (Basın: 17086) 4290 Cumhuriyet Sahlbi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gaaeiecilik T.A.Ş adına NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü:.. Müessese Müdürü: Yarı l}lerı Müdürü: Besan v» Yayan „ HASAN CEMAL EMtNE UŞAKUGİl OfcAY GÖNENSİN Cumhuriyet Matbaacılık ve GaaBtecilik T.A.Ş. Posta Kutusu: 246 IStanbul Telp 20 97 03 (5 Hat) DİYARBAKIR ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN Fakültemlz 1982 yılı klmyasal madde lhtiyacı AKREDİTÎP açtırmak suretlyle yurt dışından karşılanacaktır. Kimyasal maddelerln llstesl Fakültemiz Satmalma Servlsinden veya Meşrutiyet Cad. 23/8 Ankara adresinden 500 TL. karşıhğmda temin edilebllir. Tekllf verme son günü 29 haziran 1982 günü mesai bitimi olup ihale 30 haziran 1982 günü saat 10.00'da Fakültemiz Dekanhk blnasında yapılacaktır. îhalenin geçici teminatı 90.000' TL. dir. Teklif verecek firmalarm temsilcilik belgelerlnl ve ilgili ticaret odalarından tasdikli 1982 yılı faallyet belgelerini eklemeleri zorunludur. Fakültemiz 2490 Sayılı Kanuna tâbi olmayıp lhaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttlr. (Basın: 16962V 4266 BÜSOLAR. • ANKARA:.Konur'Sokakno. 24^4 Yonlşahir • İZMİR: Tel.17 5£2517 58 66idare. 18 3335 Halit Ziya Bulvarı No: 6S/3 Tel: 2547 09131230 • ADANA: Atatürk Caddesl, Türk Hava KururouIfhanı Kat 2/3 Tel: 1455019731 15 B'aziran 1982 GÜNEŞ 5.26 ÖÛLE 13.14 İKİNDİ 17.15 AKŞAM 2042 YATSI 22.45 rAKVİM İMSAK 3.09
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle