Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhurıyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜSLER 23 MAYIS 1982 19251926 ders yılmda Ankara Hukuk Fakültesi'nin birind sınıfmda hukuku esasiye (Anayasa tüzesi) derslni politika ve duşün adamı rahmetli Ahmet Ağaoğlu'nda n (18681839) okumuştuk. Fakülte 1925"to açılmış olduğundan henuz ikinci sınıfı yok tu: bu nedenle birinci smıftakıler onun ilk öğrecileıi olmuştu. Ağaoğlu, kendine özgu tatlı Azeri ağzıyla, önemli saydığı noktaları vurgulaya vurgulaya, çok guzel ders anlattıgı ıçin. onun saatlerınde sınıf kalaba lık olurdu Bır dersinde çağdaş demokrasi nin oluşumunu anlntırken bu reiımın Ingıltere'dekı ılk resmi yazılı bclgesi olan Magna Charta Llbertatum (özgürlüklenn Buyuk BeratOdan söze başlayıp zamanla Lordlar ve ardından Avam Kamaralannın Yazılı bir anayasa olmadan oluştuğunu ve bunlann uygar dünyadaki parlamentola ra orneklik ettiğini Lordlar Kamarası'nın yargı göreviyle de donatılmış oldugunu anlattıktan sonra Ingiltere'deki adalet slsteml konusuna geçtl. Orada hukukçulann, 6zellıkle avukatlann toplum içinde büyuk eaygmlığı oldugunu. bunlara «Barrister» de nıldığlnl, yargıçlann başanlı ve yetenekll Barrister'ler arasından seçtldiklerini ve bu nedenle de orada adalete gölge duşürecek olaylara hemen hemen hiç rastlanmadığını söyleyerek îngillz adaletinl övdü ve bizlera donup: «Bu mektebi bltirerek h&kim veya nvukat olduğunuz zaman tnglllz hakim ve avukatlan gibi adaletll olunuz» dedl. Ben o tarihte 21 yaşımın bütün hıncıy la Ingllizlerden nefret ediyordum. Daha üç buçuk yıl önce vatanımızın bağrında kıyım ve saldırganlıklanm sürdüren Yunanh larm kışkırtıcı ve deatekleyicileri Ingilizler değil mlydi?! Pekl, nasıl oluyordu da çok Bevdiğim milllyetçi hocamız böyle acımasız va bize düşman bir ulusu. •adaletll» diye ivuyordu?!.. Dersin bitlminde sınıftan çıkınca ben de hemen ardından giderek profesörler odasına girdim ve kendisinden izin alıp yukarkl düşüncelerlml çok saygıh bir dille açıkladıktan sonra «Adaletli dediğinlz İnpiliz milletinin yalnız blzde değil. başta Hin dîstan olmak üzere. bütün müstemlekelerln de (sömürgelerinde) yaptığı zulmü nasıl izah edebiliriz hocam?» dedlm. Rahmetli Ağaoğlu yaratıhştan öfkeli, ya da öyle görünumlu bir kişiydi. Sert bir eeslc: «Söylediklerlml dlkkatll dinlememlssln, ben Ingilizlerin beynelmllel (Uluslararası) münasebetlerindeki adaletlnden değil, kendı camiasında (toplumunda) tesls ettiği adaletten bahsettim. Beynelmllel mü nasebetlerde h&kim olan amil (etken), adalet ldeal| veya romantfzm değil, geniyot (gerçekçılık) dir. Bung da dcvletlerln siyasî iktisadi. askeri ve sevkulceysi (stratejik) menfaatlerl tayin eder. Bu sebeple kondi memleketlerinde âdil olan tngilizler, başka memlokctlorde bu söylediğim menfa atler istikametinde hareket ederler. Onların dostluk veya düşmanlıklan duyguları na göre değll, mcnfaatlerlne göre değişir. Bu kaide her devlet için böyledir. Asırlar Dıs İliskilerde Romantizm Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU ca blrblrlyle harb etmlş olan Fransızlar ve Ingilizler, büyüyen Alman tehlikesi karşısın da dost olarak Harbi Umuml'de (Birinci Dünya Savaşı) Almanlara karşı harb et mişlerdir» dedı ve sesını gıtUkçe yumu&atarak: «Benim sizlerden istediğim ve beklediğlm, memeleketlmizde her zaman adaleti tesis ve tamim etmektir (yerleştlrip yaygın laştırmaktır.» diye konuşmasını bağladı ve sonra, hiç unutamadığım şu sozlerı ekledi: «Mllletlerarası münasebetlerde idealizme ve romantlzme yer olmadığı için, bana bahset Ujjin zulümler oluyor.» Ahmet Ağaoğlu o gün benlm önümde geniş bir duşunce ufku açmıştı. O yıl Yusuf Akçora'dan okuduğumuz «sıyasi tarıh» er tesi yıl Cemil Bilsel'den okudugumuz hukuku düvel» (Genel Devletler Hukuku) derslerinde başan kazanmamda rahmetli Ağaoğlu'nun ilk dersyılı başlarında profesörler, odasında benlmle yaptıgı o kısa ko nuşmanin etklsi çok oldu. Üstelik, dünya olaylannı öznel (subfektif) dcgıl nosnol (objektlf) açıdan değerlendirmek gerektiğinl bir daha hiç unutmamak uzere o gün ögrendim. Daha sonraki yıllarda eko nomi tarihini okurken, 10. yuzyılın sanayileşme döneminde lngiliz kapitalıstlerinın 80 yaşındaki çocuklan bile sağhksız koaul lar içinde ağır işlerde çalıştırarak uzun yıllar Ingiliz'in lngihz'e yaptıgı zulmu de bu açıdan değerlendirdim. Duşünsel olgun laşmamda Ağaoğlu'nun etkisini, bir şükran borcu olarak. burada belırtmelıyim. Günümüzde yeryüzünün birbirinden uzak türlü bölgelerinde alev saçan yanar dağlar kızgin kül yığınlan, kaya parçalan fırlatmakta, akkor durumunda lav selle ri akıtmaktadır. Bunlar. ansızın patlarsa yö redeki insan, hayvan ve bitkıleri kısacası. kaçamayan bütün canlıları siler, supürur. yok ederler. Deprem. kasırga, tayfun, hor tum. sel gibl çoğu kez ansızın bastıran afet ler de pek korkunçtur. Bu doğa afetlennden oldum olası çok korkan insanoglu, nes nel ve tinsol (maddi ve manevı) sonuç ba kımmdan hele gunümuzde binlerce kat daha tehlikeli olan savaşa, kolayca suruk lonebilmektedir. Uzun yıllar once bir dergi de okumuştum: Meraklı tarıh bılgınlerinden bıri son bes bin yıllık insanlık tarihini dik katle gözden geçirip yeryüzunde kuçuklu buyuklu dış ve iç savaşlarla geçen yıliarla, tam banş içinde geçen yıllan saptıyarak ayrı ayrı ıki sutunda alt alta yazmıg ve sonra bu rakamları toplamış. Ne buimuş bıliyor musunuz?.. Eğer bellegimde yanlış kalmadıysa, tam banş içinde geçen yılla rın toplamı 288 imiş.. Evet. beç bin yıl için de sadece 288 banş yılı. Korkunç nltemiŞimdl nerede bir savaş çıksa, bundan nin de sınırını nşan çok acı bir gözlem bu! tam 57 yıl önro in25'to Prof. Ahmet Ağa o£lunun o kuçuk profesörler odasında ba na soyledıklerını anımsarım: «Devletlerarası münasebetlerde hakim olan âmil romantizm değll, başta siyasi ve iktisadi olmak tizere, muhtelif menfaatlerdir..». Iraklran savaşında oyle, Araplsraıl savaşlannda ve Afgan iç savaşında oyle. şımdi lngılızArıantin savaşında yıne öyle. Hepsinın altında en başta okonomik olmak üzere turlu çıkarlar yatıyor. Kişıler toplumundan oluşan devletlerin içyapısında bıreyler arasındaki çıkar çatış malarını onlemek. ya da adaletlı bır çözume baglamak için bır takım kuıallar kon muş ve konmaktadır. Tıpkı bunun gibı, kuçuklu buyuklu ulkelerden oluşan devletler toplumundaki çıkar çatışmalannı ön lemenin veya adaletlı bir çözume baglama nın yollarını da araştıran ulkucü, iyi niyetll kimi bilginler. özellikle 17. yüzyıün başından beri, turlü çözumler aramışlar, turlu önorilerde bulunmuşlar ve böylece uluslararası ih^klleri. karşılıkh anlaşmalarla, bir takım kurallara baglamak istemışlerdir. Hollandalı devlet adamı ve bilgın Hugo Grotius (15831645) bunlann başında gehr. «Devletlerarası hukuk»un babası di ye anılan bu ideallst politikacı. devletler arası iliskilerde savaş durumunun eylomli olarak banştan önce geldiği gerçe ğini gözden kaçırmıyarak, yazdığı kitabm admı «De |ure belll et pacis» (Savaş ve banş hukuku) koymuş ve barışa varmak için önce savaş gerçeğini ele almak bllgellğıni gostormıştır. Kitabında şöyle dor«Bu eserp (Savaş Hukuku) başlığını ver mekle, araştırmak isteğimiz noktu «udun önce haklı olan savaş var mıdır?.. Sonra savaşta haklı olan şey nedir?.. Çünkü (hu kuk) sözcüğü burada haklı olandan başka bir anlam taşımaz ve bu da olumlu olmak tan çok olumsuz bir anlamdır, şöyle ki, hukuk, haks;z olmayan şeydir, şu halde haksız olan şey, akıl taşıyan yaratıklar top lumunun doğasına iğrenç gelen şeydir..» Bugün ulusların dış ilişkılerinde de hu kuk kurallannı egemen kılmak için turlu anlaşmalar yazılmış ve Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki «Cemiyeti Akvam, 1kinci Dunya Savaşfndan sonraki «Birleşmiş Millntler Örgütü» gıbi kurumlar moy dana getirılmiş. ama ne yazık kı henuz sa vaşlann önu alınamamıştır. Sayın Mehmet All Aybar Istanbul Hukuk Fakultesı'nde Devletler Hukuku doçontı oldugu sırada 9 agustos 1943 tarihli Tasvlri Efkar Gazetesl'nde çıkan «Sulhu korumak için kurulması düşünülen beynelmilel müsellah (sllahlı) kuvvete dair» başlıkh yazısmda, dev letlerarası silahlı bir gücün kurulması ola naklarını ve bu konudaki güçlüklerl araştırırken, pek haklı olarak şöyle yazmışb: •Gfirülüyor ki. bu ise teşebbüs edecekleri bekleyen zorlukiar bir değil bindir. Bununla beraber muvaffakiyet ihtimalleri az da o) sa devletler hukukunu daha mflesslr bir hale getirccek olan her teşebbüs alâka ile karşılanmalıdır. Çünkü beklenen noticeyi hemen vermeseler de. bunlar faydalı olmak tan geri kalmazlar. Faydaları şu bakımdan dın Başka başka miHotİRre mpnsup fertler do beynelmllel şuurun bir an evvcl uyanmasına hizmct ederler. Milletierin teşriki mesaislne muhtaç olan işler ise. evvelce 1şaret olunduftu üzere, ancak beynelmilel suur belirip kök saldıktan sonra muvaffa kiyotle başanlırlar.» Grotius'tan sonra yeryüzunde surekll banş ortamının gerçekleşmesi İçin türlü tarıhlerde bırtakım onerıler, proleler ha zırlamış oian lngiliz bilgın ve ılahiyatçıla rmdan VVİIliam Penn (164417181, Abbe de Saint Pierro adıyla anılan ilahiyatçı Fran sız bılgini Iröne de Castel (16581743); Fran sız Devrimi'nın fikir öncülerinden. büyük duşunür Jean Jacques Rousseau (17121778), Alman filozof Emmanuel Kant (17241800). unlü devletlor hukuku uzmanı, Fransız profesör Lapradelle (18711955) gibi ülkücü insanlann yuzyıllar boyu süregelen çaba larına karşın, 20. yuzyılın sonuna yaklaştı ğımız şu günlerde bıle uluslar bırbiriyle bo guşmakta, bir yanda oluklar dolusu kan, öte yandan yanardag lavlanndan daha yakıcı göz yaşlan akıtmuyı surdurmektedırler. Son Falkland bunalımında lngiliz emperyahstlen kendl çıkarları için 1919/ 1922de bizo karşı kullandıkları Yunanlılar gıbi kan akıtacak başka ulus bulamadıklarından ister istemez kondt evlatlannm kanını akıtmaktadırlar. Faşist Arjantm gene ralleri İse kendi durumlannı pekıştlrmek için böyle bir savaşı başlatanlardır. Her iki taraf politikacılarının tutumunu iğrenç bulmakla bırlıkte. kendi kendıme «sallatAllahüı kelbib alel lıınzir» diyerek sevinemiyomm. Çunku akan kanlar insan kanı», akan yaşlar ise ana, baba, eş ve evlatların yurek yakıcı «insan göz yaşlan» dır. Bugün yeryüzunde tek meşru savunma savaşı, Afgan milliyetçilerinin bagımsızlık savaşıdır. Uluslararası terorızme kanştıklan ileri sürulduğünden, durum aydınlanmadan Filistinlilerin tutumunu içten des tekley emiy orunv. Yeryüzündekl bütün bu çalkantılan «güzel bir geleceğin doğum sancılan olarak nıtelersem, göruşumu çok mu duşsel, romantık bulursunuz. bılmem. Jeolojlk bakımdan dunyanuz bugunkd «evcıl» auruma gelebilmek ıçin, düşlenmesi bile korkunç patlama, sallantı ve çatışma evrelerlnden geçmiş. İnsanlık da elbet blrgun banş orta mında yerli yerıne oturacak ve kendlno ya raşan bir yaşama kavuşacak diye duşunuyorum ben. Sağcı "Aydın,, Olur muV Geçen cuma gunü Akademi Kitabevı'nde Hocam Hıfzı Voldot Vohdodcoğlu, Nurullnh Ataç'ın kızı Meral Ataç, eğıtimci yazar Kcmal Üstün ve ben, kıtaplarımızı ımzaladık Boyle gunlrrde yazar okur ılişkısı çeşıtli bıçimlere gırıyor. Bır ögrenci kitap Imzalatırken bana şunu sordu Bir ay kadar önce düzonlenpn bir basın açık oturumunda kimi konuşmacılar «aydının sağcısı solcusu olmazı aydın solcu da olur, saı^cı da..» dediler. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Böyle sorulara çoğu zaman okur mektuplannda da raslanıyor, el kitaplarında yanıtlan bulunan. bu köşede kimbılır kaç kez açıklannn kavramları kurcalıyan sorular yonıden gundcme gırıyor; bu yıpratıcı ve bıktıncı sureç bıtmiyor; çunku yeni kuşaklar yetişiyor, Anadolu'da kısıtlı olanaklar içinde yaşayan okıırlarımız kafalannda beliren sorrtlara yanıt verecek kişi ya da kltap bulamadıklanndan ızledikleri yazarlara başvuruyorlar. • Sagcı aydın olur mu? Bu soruyu aydınlatmak için önce «sağcı ne demektir?» sorusuna yanıt vermek gerekir. îsmet Paşa bile ömrünun sonbahsrında no demişti: • Ben kırk yıllık solcuyum..» Solculugun karşıtı ohın sağcıiıgı, el altında bu lunması gereken bir felsefe ansıklopedısi şöyle yanıtlar: •SAĞCI, eskl olandan. kurulu düzenden yana olandır. Eskiden yana olan siyasal tutunıu dile getiren sağcılık, gerici ve tutucu deyimleriyle nnlamdaş. solcu deyimiylo karşıt nnlımlıdır. Sağcılık hiçblr yenileşmeyi istemlyerek kurulu düzenln oldugu gibl korunmasını savunan ve bu bakımdan evrimsel degtşikliği yegleyen solculuftun karşısında yer alan tutumdur. Siyasal eğilimleri sağcılık ve solculuk olarak nitelemek 1780 Fransız devrimiyle başlamıştır. Ulusai Meclis'te yeni düşüncelerin savunuculan solda, eskl düzenden yana kralcılar «afrda otur muşlardır. Bu olaydan sonra sağ vo sol siyasal alan da terlmleışmiştlr. Sağcılık: bütün varlıklan duragan, değişmez, nonsuz, kesin ve saltık sayan metafizik dünya görüşünün ürünüdür. Gerçokte sağcılık duşünsel değil, çıkarsal bir tutumdun egemen smıfın çıkarlannı savunmakla eşanlamlıdır.» • Sağcılığı boylece tanımladıktan sonra yino felsefe sözlüklerine bakalım; aydın kavramının karşılığında ne yazıyon «AYDIN, çağının bilgisiyle tutarlılaşmıs kişidir. Klaslk felsefede belli bir öğrcnlmi. bilgisi, görgüsü olana aydın denlrdiı ama belli bir öftronim, bilgi, gfirgü aydın olmaya yrtmez. Aydın olan kişi. çağda» bilgi düzeyinde düşünceleri vn davranışlan tutarlı olandır. Buysa çufcdnş VP bilimsel bir dünya görüsüne varmakla gerçeklrşebillr. Belli bilgilerde olağanüstü u?manlasma hile kişiyl böylesine tutarlılığa ulaştırmaz. Tutarlılık ancak, çagdaş, bilimsel ve bütünsel bir bllgiyle slde edilmiş bir dünya görüşüyle sağlanabilir.» Demek kl aydın. çağdaş biltmsel dünya görüşünü özümsemis kişidir. Bunun anlamı açıktır; tutuculuğa, gericiliğe karşıdır Hem sağcı hem de aydm olmak olası görunmüyor. Bır kımse çok yetenekll bir muhendis, denoyimli bir avukat. yaman bır malıveci olabılir; çok kıtap devirmış. universıteler bitırmış bulnnabılir; ama aydın olamaz. Buna karşılık bır köylunün, işçftıin, kuçuk memurun, ya dn, esnafın çagdaş ve tutarlı dunya goruşünün mantıgında aydmlsnm»»! ve uydınlafnmsı olasıdır. • Çağımız dünyasındn sağcılık sermayeden. solruluk empktpn yana olmak anlamına gelır. Batıh demokrası bu kannlların pnr lam»ntodn bııhışmasıyla oluşuyot Türklye'de aydın olmak emekten ya na dunya göruşunün tutarlılıgı içinde du^unmek an lamına gsldıginden aydınlaşanlar s>ola kayıvorlar. Bu nkımı dogal saymak gerekir; çunku bilimsel yasadır. İVİT OKTAY AKBAL ıA.yıptır Oifbasın MtLLİYET . Mehmet Barlas, 19 mayıs günlü yazısında mGençlik ve Basın» ılışkı sine değiniyor. 'Merkezi slsteme bağh sınavı kazanan gençlerin. bır lotaryanın, yeteneh ve bılgi ile feorıştınldığı uygulama sonucu, eğitım hurumlanna dagüdıgını* belırten Barlas. *Eğer Dogramacı ve YOK, bu bilimsel lotaryanm gençlerin hayatmı alt ust etmesıni önleyebilirse, ilerde, fükranla anılabiUrier» diyor. Gazetedlik eğıtimine de değlnen Barlas şöyle diyor: •Düştinün ki, Turkiya'de merkezi sınavı aşabilen o suzme gençlerden 500 dolavmdakı bır yrup. gazetecilih yükselt okullarına glrtyor her yıl.. Bir bölumu ısteyerek, bir bö lümu de bilimsel lotaryanın rüzgar lan ile.. Ama Turk basını her yıl 500"luh bir istıhdam alanı yaratabılır mı? Aynca, basının da ıhtiyacı, kalifiye, yabancı dil bilen, eeçkm ve ihtisaslaşmış elemanlaraır. Oysa, ga zetecılih okuüarı, genel hültür hurumları halindedır * BHlMSIt LOTARYA,. J yah bir tstanbul gatetesintn adajı olan yazar(>oın «Celai Baya&i* İU gili yazısına değiniyor ve 'Eğer genç politıhacılar Celal Bayar'ı kendlîerino örneh alırlarsa, daha çoh 27 Mayu'lar görecegu demenBayar'ın •komunizm duj/manltğma* da deglnen Akgun yazısını «oyle surduıuyor. •En onemhsı de kendislnın MU Uyet gazatesınde ıtiraf ettığı gibi, Ataturkçu' depıl bır tttıhat ve Terakkıci'dir İkıde birde mevslmleıe gore 'komunizm' geleceğını naber verereh •komunızm»ln karşı»ında oldugunu belirten Celal Bayar'ın sıyasi hayatına baktığınız za man 1919 23 yıllarında 'Kızıl Kalpakla dolaşan' «Türfeiye Komunıst Partisı* kurucularından oldugunu görurfünüz Bayar kendısi ile yapılan bir röportu/da 'DP sağda mıdır? solda mıdır? sorusuna Celal Bayar şöyle cevap verivordu: 'Ben bugune kadar nerede oldumsa DP dt oradadır DP bır halh hareketidir ve soldadır* diye cevap verıyordu. ttr» diyor. Turk Dıl Kurumu'nn yıkmak, ortadan kaldırmak için buyuk çaba hurcayanlar var. Yıllardır tek amaçları, bu sonuca varmak... Her donemde ortaya çıkıyorlar, değişen yönetimleri etkilemek, ken di duşunceleri doğrultusunda bir y6ne süruklemek için çırpınıyorlar. Dıkkat edilirse, boyle kimsolerin. otedenben Atatürk devrımıne duşman kişiler olduğu gorulecektır. Türk Dıl Kurumu"na duşman olmak demek. Atatürk devrimine duşman olmak demektır. TDK eleştinlebilır, yerilebilir. ama yıkmaya, yok etmoye kalkışmak neden? Bu gibı klşilere bırakırsanız, Turkıye Cumhurıyeüni de ortadan kaldırıp Osmanlı Devletini tum kurumlarıyla hortlatmak istorlerl Bir süredır TDK konusunda yeni bir saldın kampanyası başlatıldı. Kurumun sayman üyesi değerli bir fizık profesörunun, on dört yıl once katıldığı bir kongreyi yeniden dillerlne doladılar. Ney miş... Diyor kı, «dilimiz uzennde Marksist istismar lıst partısinden ayrılan bır sosyahst topluluğun kongresıne gitmiş, o günlerde gazetelerde bu konuda yazılar çıkmış. Adı geçen bılım adamı şimdi Ankara Fen Fakültesi'nde Fizik profesörudür. Son Ku rultayda yönetim kuruluna seçilmlş. Kurulda da Saymanlığa getınlmıstir. Adını söylemesem de hemen tanıyacağınız bir kisi hani artık bu konuda yazmayacagım, bıktım, usandım. artık 'kün kimdir, necidir" anlasınlar dedim, ama yıne bu konuda konuşmak gerckiyor geçen gun bu profesorun ondort yıl oncekı gezislnı dılıne dolamış, en çirkin sözlerle saldırıya geçmış.. Diyor ki. «dihmiz üzerinde Marksist istismar ve Bolsevlk oyunlar nıceye dek sürecektir. Türk dilıni ve Atatıirk'ü gasıp komunıst pençelerden kurtaracak Devlet'ımizın demir bileği bekleniyor. Kararsızhk yetsin artık.» Bu sözleri tam da MİİU Eğıtim Bakanhgı Yüksek Dil Danışma Kurulunun toplantısından bır kaç gun önce yazıyor... Ki, Bakanı ve Bakanlık yetkılilerini, kamuoyunu etkilesin. Turk Dil Akademisl adı altındu ne kadar gericı, tutucu. Atatürk'e karşı insanlar varsa, hepsini bir çatı altında toplayacak bir 'teşekkul* ortaya çıksın! Kendısi ve kendısı gıbı Atatürk Devrimine düşman kişiler. hepsi bu Akademının şemşiyesi altında hem özei çıkar sağlasınlar. hem de devrimci atılımlan gerisin genye çevirebilme olanağına kavuşsunlar!.. «Türk Dil Kurumu uyeleri, 1976 adlı kitapçığı açtım. Şöyle bir göz gezdiıdım. TDK üyeleri arasında hemen her siyasal goruşte. düşunüşte kişiler var. CHP'don, AP'den. MHP'den, TlP'ten, başka partilerden milletvekilleri. sonatorler, bakanlar. milletvekili adaylan... Hepsi yanyana.. AP'li Feyzi Halıcı'dan Osman AtiUa'dan. Fahrı Kurtuluş'tan, Kambolafa, Gökay'a, Bekata'ya. Ürguplu'ye. Nıhat Erim'e kadar. yaşayan ya da bugün yaşamda bulun mayan pek çok ünlu pohtıkacı, yazar, gazetecı... Danıjtay. Yargıtay, Anaya&a Mahkemesi üyeleri, yargıçlar. savcılar. generaller, Bakanlık Müfettışleri, Genel Mudurler. Valıler. Diyanet işleri başkanları... TİP 1065'te Meclise 15 üye sokmuş yasal bir partiydi. Bu partinin üyesi olmakta herhangi bir sakınca, bir yasal onlem yoktu. Adı geçen fizik profesöru de her yurttaş gibi istedıği partiye üye olabılirdi. Başka TDK üyeleri şu ya da bu partiye gir mi'jler, aday olmuşlar. seçılmişlor, Bakanlık yapmışlardır. Şu anda TDK sayman uyeliği görevinde bulunan fizik profesorü de o günlerde TÎP'e üye olmuş... îtalya'da bulunduğu günlerde de bir sosyalist partinin toplantısına katılmış. Bu. öylesine bagışlanmaz bir suç mu? Yurda dönmüş. profesörlüge vukselmlş, daha sonra TDK'na üye yazılmrç. 17. Kurullay'da da Yönetim Kuruluna seçilmiş... Yanl (Arkası 9. Sayfada) geçen haftakl Ankara. zlyaretina. bagh olarak Türk Yunan ilişkilerine ve bu konudaki gelismelere d« ğıniyor. ABD'nin Ankara'daki bezı diplomatlarımn «yaniıj değerlendirmeleri»ne de dikkati çeken Kışlalı, yazısmı şöyle sonluyon 'Reagan yanetımi 'Türkıye'dt çoh iyi anlaştıgımız, yatem ışbırligı yaptığımız bir askeri yönetim var. Bu yönetim nasıl olsa halkm oyuna ihtiyaç hissetmiyor. Onları tkna etmek daha kolaydır. tstedlhlerımizi yaptırablliriz, anlayışma asltt ve as la gitmemelidir. Çunkü böyıcsine sa kat ve çirhin bir değertendirme. ~Ankara'da bu tur deaerlendirmeleri 6zendiren bazı ABD'll diplomatlar vardır sadece ABD açısmdan buyuk bir düs kınklığma yol açmakla kalmaz. aynı zamanda aost ve muttetih kalmalan gereken tki ülkenın arasım da kısa vadede olmasa bile uzun vadede çoh açar. MGK yönetimının, ABD nın Ankara'daki bazı dlplomatlarımn sandığı gıbı. herhangi bir Gunpy Amerika ulkesi askeri yönetımlne benzemediğının va ıo n oy sonra Tur kıye'nin demokratık sıvıl bır yönetıme geçeceginden kımsenın kuşKusu olmaması gerektiğinm bilinmesi gerekir. MGK bugune kadar olduğu gibi, asla Turk halkımn benımseme veceği kararlan da almayacaktır. j (Cumhuriyet 23 MAYIS 1932 DÜNYA FUTBOL KONGRESİ Istokholm 14 (Hususl) Beynelmilel Futbol Federasyonunun 21. kongresi Istokholm'de toplanmıç ve mühim kararlar ahnmıştır. Fe derasyon tarafından dort senede bır dunya futbol şampiyonası ya pılması ıçı n lazım gelon mali hususlar görü ^ulmuştur. 1034 senesi dunya şampiyonasının organr/asvonuna ltalya talıp olmuştur. BURSANIN SESİ YANKI Necati Akgün, 17 mayıs günlü Bursa'nın Sesı'ndeki yazısında 'Bo DAHA ÇOOK 27 MAYISLAR.. Mehmet Ali Kışlalı 17 23 mayıs tarihli Yankı'daki yazısmt'a ABD Dışişleri Bakanı Alexander Haig'in İKİNCİ BİR AMBARGO.. IGünün ilanıL DÎSTOL Dünyamn gözü ORTADOGlfüadır. Koyunlarda. keçılerde ve öküzlerde bu lunan kelebekleri oldurur, hayvanı yüzde yüz kurtarır. Her erzanede satılır. Cumhuriyet Sahlbl: Cumhuriyet Matbaacılık ve Oazetecllık T.A.Ş. •dına™ , NADİR NADİ Cenel Yıyın Müdürü: MüessejeMüdurü Y«zı Iflerı Müdürü: ••••n vt Yay*n HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLICİL OKAYGÖNENSİN .'Cumhurlytt Matbatcıhk va Gazalaclllk T.A Ş Po»ta Kutuıu: 246 IStanbul Tal: 20 97 03 (5 Hatl rr BÜROLAK , • ANKARA!Konur Sokak no. 24/4 Yanlsahlr Tel. 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 • İZMİR: Halll 2 l y i Bulvan No 65/3 T«l: 2 5 4 7 0 9 1 3 1230 • ADANAl« AlatOrk Caddasl. TUrk Hava Kurumu lıhını K a i İ / 1 T«l; 14 55019 731 23 Mayıs 1982 1*»A»C S.Î9 «ONEŞ 8.35 ÖÛLE 13.10 İKİNDİ 17.08 AKŞAM YATSt 20.27 22J81