19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MAYIS 1982 KÜLTÜRYAŞAM Cumhuriyet 5 Kltle iletişim araçlarının gelişmesi lcarşısında eleştirinin durumu Her yerde kültür sorumlularınca kitlelere ulasması zorlastırılmıs yapımlar lehine tavır gerekiyor 2Yıltardan berl, sbıema olayı TV olayına kıyasla «msrjlnai. Wr yere dogru kaymaktadır. Kablolu TV'nin ve uydular aracılığıyla TV yayınının günümüzdekı ve gelecektekl gelişiml, bu kitle iletişimlnin etkl alanııu genişletecektir. TUra bu alan uzennde geleneksel eleştiri düzeninin hıç bir etkısl de voktur. Bu nedenle, eleştirmenin toptan bir değişim, bir kendinı yenileme aşamasına girmesi gerekiyor: Eğer izleylcinin gıderek küçülen bir bölümü dışınds kalan asıl geniş kesime de seslonmek ve onun seçimine katkıda bulunmak istıyorsa .. Ama geleneksel «siııema tnerakliNi» etiketinin buna dırenmeM de büyuk bir olasılıkur. çünkü bu tavır, onu kendl özel alanmdan dışarı çıkmağa VP kendl estetiğl dışında, kltle psikolojisı, toplumbılim gıbı d'sıplinleri de dikkate almağa, ıletişım araçlan ve mesaılar gorunlannı, dünya çapında genel, Jeopolitik bir bakış açısıvla ıncelemeğe zorunlu kılacaktır. sinema Fransız sineması yeni bir hava estirdi Mehmet BASUTÇU bildiriyor CANNES Şenlige bu yıl sunulan filmlere ve şenligin tüm etkinllklerlne goz attığımızda üç nokta dlkkatl çeklyor. Blrlnclsl, yarışmalı ana bölümle koşut gos terl programlan arasında 1970'li yıllarda kurulan dengede, (az da olsa) blr kayma gözlemlenmesl Geniş kitlelere seslenecek kadar çekld olmayan ama blllnenln dışına, bellrll blr estetlk düzeyln üzerinde kalarak çıkan, sinema anlatım dlllnde yenl blçlmler arayan fllmler, bu yıl yarıgmah ana bölüme sızmış durumda. En çarpıcı orneklerı Fransız slneması adına sunulan yapıtlar oluş turuyor. tklncı blr gofclem. fllmlerın a/ımsanamıyacak bir bölümünün, bellrll blr ülkentn katkısız ürünü olmaktan çıkmış olması. Yapım aşamasında, senaryo yazılırken, oyuncular seçllirken veya çeklm yapılırken tek bir ülkenln sınırlan lçlnde kalan filmler glttlkçe azalmakta. Sinema uluslararası çerçevede yenl blr konuma doğru yol alıyor. Polltlk ve coğrafl sınırlar çoktan aşılmıştı, şlmdl sıra, çağdaş yaşamın çok yönlü alıgverlş lere olanak tanıyan kogullarının hazırladığı elverlşll ortamda, kültürel sırurların yenlden blçlmlenmeslnde. İkl bln yılına yaklaşırken. Alman, Pransız yahut Italyan sineması yerine daha çok Batı Avrupa slnemasından. Cezaylr, Tunus, Fas yahut Mısır slneması yerlne, Kuzey Afrtka slnemasından söz edlleceğlnl ongörmek olası. Bizce Gerard Guerln'ln «Şlddet Üzerlne Yumuşak Soru§turma> lslmli yapıtı ve özellikle Peter del Monte'nln «Yolculuğa Çagrı»sı geleceğin sinema dllini aragtıran, yer yer llglnç buluşlar getlren, estetlk yani güçlü sahnelerle süslenmlş, çoğu kez sıkılmadan izlenen ozgün yapıtlar. «Yolculuğa Çağrı» Baudelaire'in ünlü blr şllrlnin lsml. Filml de «Dandlzmln» çağdaş blçiml olarak görebillrlz. Çok sevdlğl, haflf müzlk şarkıcısı lklz kızkardeşlnl yltlren bir genç, kabullenemediğl bu ölümti, çektlği acıyı, fllmln sonunda kızkardeşinln klmliglne bürünerek çözümlüyor. Kızkardeşinln cesedlni lçlne koyduğu kontrbasın kıhfını otomobillnln Ustüne bağlayarak yap tıgt, karanlık. rüzgârlı. fır> tınalı blr gece boyunca süren yolculuk sırasında başına gelen, tıpkı içını kemiren acının kaynaklandığı aşk glbl. hem gerçeküstü, hem de gerçek gibi görünen olaylar, yolculuğu noktalayacak olan sonu hazırhyor. Zengin bir işadamının kaçırılışını anlatan «Şlddet Üzerine Yumuşak Soruşturma» lçerlğlnln zenglnliğine, anlatım dlllnin yer yer tad veren yenlliklerlne, montaJın ozgünlügüne karşın genel olarak, çağdaşlık taslayan, çağdaşlıgın artık moda olmuş «yeniliklerine» gö> kırpan biçimcl blr fllm izle, nlmlnl verdl. atiJla dorsay ÇOĞALTMA TEKNİKLERİ VE SANAT YAPITI Cannes Senlıgi nir yarısmalı bolümüne katılan filmler Kransa: Peter Del Monte: «Yolculufea Çagrı», Cierard Guorin «Şiddet Üstiine Yumuşak Soruştıırma». Robert Kramer «Oldugıı Glbl A. Tout Allure», Frederic Ros&if: «Jacques Brel» (yanşma dışı). Italya: Ettore Scola: «Varcnnes Gecesi», Taviani kardeşler: «San Lorenzo Gccesl», Antonionı: «Bir Kadının Klmliği». Almanya: Hans Jurgen Syberberg: «Parsifal». Wer ner Herzog: «Fitzcarraldo», Werner Schroeter: «Aala.» 1 Cannes Şenliği üstüne neler dediler? 35. Cannes Şenllği dolayısıyla Le Monde gazetesi, Kültür Bakanı Jack Lang' dan ve ünlü bazı slnemacı lardan şenlik üstüne düşün celerinl aldı. Bu beyanatlar dan en ilginçlerlni verlyoruz. Vldeo ve videodiskin de eklenebileceği yeni İletişim araçlarryla değişime uğrayan sinema olaymda, bu değişim hem nıcelik (gltgide daha çok fllm sunulmakladır), hem rutplık alanında kfindlni göstermektedır: Yenl sunuş bıçımlerı, bu tılmlerın algılanma blçiminl de değişime uğratmaktadır. Burcta geleneksel eleştiri, bu tür alanlarda filmin teknık düzey olarak yeterM/.lıftı, zayıflığı mazeretıni kullanmaktadır. Hnklı olarak, amn sevırn Uzerinde pek etkı uyandırmaksızın . Burda Walter Ben|amin'ın 1936'da yazdığı «Sanat yapıtının Teknlk Çogaltılması ndııemi» yazısını anmak kabıldir: Çunkü tiım bu teknıkler (TV. Video, kablolu TV, vs.) aslında, yaratıcılıkla hıç bir tlgisi olmayan bir biçimde bir filmi çoğaltmaktadırlar. Benjamin şöyle diyordu: «Bu çoealtma teknikleriyle, sanat yapıtının kendlne özpii «ışıgı» yokedilmektedir. «Şimdi» ve «burada» yitip ffitmektedir, «geleneksellik alanı»ndan kopanlıp alınmaktadır sanat yapıtı, «törensel ve dinsel işlevl»nl yltirmektedlr».... Sanat yapıtının kendıne özgü büyüsü denebılecek olan şeyin yitip gitmcsi olayına, Brecht' In tanımlamasıyla, yapıtın mala dbnüşmesiyle uğradıgı «anlam kaybı»nı da eklemek gereklr. Böylece, çok önemli bir kltle kUltürü aracı olarak görülen TV lehine llerl sUrülebüecek olan duşünceler, çok tartışılır ve gUçstlz gözükmektedirler. Marshal McLuhan'ın «IVlesıı.l, aracın kendisidir» olarak özetlenen Unlü deyişi, aşırı basıte ındirgeyıci vo kaba görülebilir. Ama McLuhan şunu ekliyordu: «Asıl nıesaj, iletişim aracının kendisidir. Yaııl bir kltle iletişim aracının bircv veya toplum iistündekl etkisi, hayatınuzdakl her yeni teknolojlnln yarattığı ölçek değişikliğlne bağımlıdır. İletişim araçlarının blçlmleyicl gücü, bu araçların kendlslnde yatmaktudır: tîjdan glderek birçok önemll soruya eğilmek Berekir». Bu soruların en Onemllsi, kuşkusuz TV'nin tktidann aracı Olarak oynadığı roldür. Godard'ın dedıgi gıbi, «tktidann görüntüleri ve görüntttlerin iktidarı» sözkonusudur. Göruntulerln iktidan, bunların Iktidar tarafından seçilen ve yayılan göruntUler olmasmdan kaynaklamr. Karşıtktidarların, kitle Uetişiminln çok küçük bir bölümünü etkileyebildlği ve bu yerin de, îktidann bilgllendlrmeslni yayan araçlar güç kazandıgı ölçüde ktlçüldügü bir gerçektır. «Kltle sanatı» kavramını inceleven Fransus toplumblllmcisl Michei Palmler şöyle diyor: «Bu kltle ilctişlnı sraçları, egemen glmflsnd, burjuvazlnln ve küçiikburjuvazlnin Ideolojlsinl yaymaktadır». Ve Luclen Goldmann'a göre «Her tttrden kiiltürel etkinlik çahası, kaçınılmaz biçimde toplnmun büyük bir bölümünün edllgcnlik, ilglslzllk. apulltlk olm» tavrına, yani kapltallzm turafındaıı yaratılan ve Beliştlrllen psikolojik yapıya çarpacaktır». Jack Lang: •Yıldonumlori, genelllkle mutlu raslantılann kutlanmasına yarar 1949 yılında genç bakan François Mıtterrand, şenllğln llk sarayını açıyordu. Aynı yıl, Fransa'da ilk sinemaya yardım fonu yururluğe girmişti. 1982'de, bu kez François Mıtterrand'ın başkanlığı altındadır ki, savaş sonrasın daki e n büyük sinema reformu gerçekleşmek üzeredır. Bu rcform, Cannes şen lığinin en belirgın ozellıklerinı ödunç almaktadır. go runuşte çelişkıli, aslında iso son deroco saglıklı olan, yaratışın en taze güçlenne çagnyla sinemasal geleneklere saygıyı bırleştırme çnbası, sanatla endustri arasında gurultulu. ama verimlı bir ışbirliğinı yaratma ısteği. sinemasal bayram ve büyuk ekranin bu yusu ıçın benzer bir tutku.. Yine de Cannes şenlıginın kapılannı hayatm tüm bt çimlerine daha geniş olarak açmasmı, ulusal sme maların gelişmesi ve yeni teknolojılerın meydan okuması üstüne forumlar oluş turulmastnı. Cannes seyircısi lle ülkenin tum koşelerinde ki seyirci arasında daha sağlam köpruler kurrnasmı nı, dünyanın tüm kulturle rine ve en ileri anlatım bı çimlerine daha geniş olarak açılmasını dilerim..» İLETİŞİM ARAÇLARININ GÜCÜ KİTLE SANATI VE İKTİDARLAR Amerlka: Alan Parker: «Aya Ateş Et», Costa Gav ras: «Kayıp», Sıısan Seidelman «Sürüklenme», Wim VVenders: «Hammett», Alan Parker: «Duvar» (yarışma dışı), Steven Spielberg: «Uzayblann Dünya SerüvenU (yarışma dışı). tnfflltere: Alan Bridges: «Askerln Dönüşü», Lindsay Anderson: «Brltannla Hastanesi», Jerzy Skolimowskı: «Ay Işığı». Macarifltan: Karoly Makk: «Blr Başka Bakış.> tsvlçre: Jean Luc Godard: «Tutku». Portekte: Paolo Rocha: «Aşk Adası». Cezaylr: Lakdar Hamlna: «Kum Rttzgan». Kızıl Çln: Cen Fan: «AHQ'nttn Gerçek öykü ORSON WELLES Sinema sanayiinin en büyük fuarı haline gelen Cannes Film Şenllğl, satan ve alan için en iyi rastlaşma zemlnldlr. klrler, buluşlann alışverigl de buyuk önem taşır..» tSABELLE ADJANt Cannes'a ancak sevdiğira bir fllml savunmak İçin glderim. Cannes bisterik bir bayramdır: Dolu blr asansörde hiçbir zaman rahathk duyamazsınıı. Gerard Depardieu: Robert Rcsson: Cannes Şenlığinde «dıs ba&kılar» var mı? Şenlik vonetıcısi Favre Le Bret, 13 TV GÖRÜNTÜLERİ: SOĞUK VE YOKSUL mayıs tarihli Le Monde'da Orson Welles: Böylece şu temel noktaya ulaşıyoruz: Egemen ldeolojlnln bunu şoyle yanıtlıyor: 8Ü.. Cannes, her zaman halk yaydığı haber ve kültür mesajlannın lçeriği ıkincl planda kalır «Sinema sanayiinin en İsabelle Adjani: sınemasıyla kaliteli sinema «Şenliğin başarı nedenKüba: Humberto Solas: oluyor, çünkU, McLuhan'ın elbette tartışılır, ama gerçek payı da Cannes, histerik bir bay büyuk fuarı haline gelmiş arasında bir bireşim ollerinden biri politik ve ideo «Cecilia Valdes». yadsınamaz tanısma göre, koşullandırma, herşeyden önce, TV ramdır: dolu bir asansörde Andrzej Wajda: olan Cannes, satan ve alan muştur. Blrinın dığerini lojık baskılardan her zagörüntülerinın yüceltıci gücü tarafından psişik düzeyde oluşBu filmlere, son dakika hıç bir zaman rahatlık du «1957'de «Kanal» filmlm lar arasındakl en iyl raslaş yok etmesını engellemışman uzak kalmış olmasıdm maktadır. Bu görUnttlıer, ylne McLuhan'a göre, sogukturlar onceda gbsbarileceği açıklanan ma zeminıdir. Sinema ya yamazsınız Genelde Can için gümüş palmlye almıştir. Eğer bir yana çok a Bu şenlik, dış ulkelerin iste likle (oysa sinema göruntülert sıcaktır), yoksuldurlar, çünıcü burve TUrkiye adına resmen nes'a ancak sevdığim bir tım. 1981'de «Demlr A ğırlık verllir ve denge bo ğıyle kurulmuştu. çunkü sa ratıcıları içinse, gıttikçe bo da gösterme, belırtme, anlamsal açıklamanın yerini almakta ve katümadığı için hangi ul fılmı savunmak için giderim. dam» altın palmıye aldı. Bir zulursa, Cannes buyuk bir lunen bir dünyada sınırlavaş sırasında tum şenlikler özle biçim arasındakl fark (ve Ulşki) güme gitmektedlr. TV göskeyi temsil ettiğl belli olpalmiyeden öbürüne geç şenlik olmaktan çıkar. Film nn öte yanına dogru bak Bunun dışında kalabahkta terlsl, bir görüntüler ve haberler (bilgıler) geçitıdtr ve sonundeki ödullor, faşist Almanmayan Yılmaz Güney / fılm seyretmek, bir oyuncu mek, tam 24 yılıım aldı. da herşey, aynl görüntUsel ideolojik yansızlık düzevinde algılama ve kültürel engelleri aş Şerif Gören'in «Yol» filmi leri öğuten bir makine gl ya veya îtalya'nın filmlenır olmaktadır, yani bıçim ve özün bir tür «sıfır derece» dtteenl de eklemek gerekiyor. ma fırsatı getirir. Yalnız ıçın çok zor: insan seyre Bir maymun blle bunun en bi çalışan bu çenlık, yine rine veriliyordu. Biz, daha ylnde.. dildiğini anlayınca kendinl uzun atlayış olduğunu ka de çok yararlı oluyor: e o zaman lar, tüm ulkelerin fılm denen tuketım madde Yine Michel Palmier'ye göre, «bu kltle sanatlan, herşeyden perdeye verip seyredemez.» bul eder sanınm.» sl üstüne değil. umutlar, fi zilmeden bu çarktan çıkan ve rejimlerin eşit biçimda önce, muazzam bir blrleştlricl giice sahlptir. Kltle sanatlan bir temsil edileceği ve ödüllenpatronla Işçisinin arasındakl tek hağdır çoKu zaman.. Her sanldirileceği bir büyük §ölen yede oluşan çok büyük bir ideolojik düzeyleme çabası vardır. hayal ettik ve bu llkeye hep Sınıfsal sanata göre temel aynm, burda artık iılç bir seçme olabağlı kaldık, Şu veya bu nagı bulunmamasıdır». Sinema veya tiyatroya gitme «neçlllr», film üstüne baskılar oluoysa TV evde, başucunuzdadır. Bu da, hertürlü karşı çıkıcı ideoyor bazen, büyük çıkarlar lojiyl yanlarına almak ve gereğlnde TV'de de belli bir ses va sözkonusu olduğu İçin bu söz sahibi kılarak yansızlaştırmak isteyen rejimlerın aradığı annes Şenliğt, adına sinema denen çağdaş büyük gazete şövle başlık atıyor: •Cannes'da değeri dolayısıyla mı, yoksa bu gazetelerin şim «toplumsal aıılaçma» ıçın en elverişlı bir zemıni oluşturur. baskı girişimlerini normal va yuce sanatın en görkemli bulm/ma yeri dillerden düşmeyen 2 konu var: Yılmaz Güney diden ve inatla yaymaya çalıştıkları gibi, bir kabul otmek de gerekiyor.' Kltle iletişim araçlarının geniş biçimde yaydıkiarı ıdeolojl, olarak 35. kez yineleniyor. Son yüların en ve çıplaklar...» Cannes'da değilim, ama yıllarkuşkusuz öncelıkle Amerıkan ve Batı Avrupalıdır, yani polıtik •ön karar>2a mı verildiğini bumemız gerekmez Ama bu baskılann karar ca izledim bu ve başka şenhkleri. Çıplakların olarak burjuva ve kültürel olarak da «beyaz ırk» ldeolojlsı... Bu büyük emek ürünü, en soylu yapıtlarmı do içemi? Ayrıca Cannes gıbı bir şenlikte odüllerın ve ödül aşamasında etkill durumda, içeriği kendl politik bağımsızlık ve kültürel ozgüllük ren 500'ü aşkın film, dünyanın dört bir yanında, Yılmaz Guney'm de «dillerden düşmeyen» ön kararlarla verildiğini, bu yılki jüriyi oluşolduğu Cannes tarihinde ilkelerlne ters düşen bu programlann istilası karşısında Üçüncli dan gelme sinemacıya ve seyircıye sunuluyor. konu olmadıgını adım gibi biliyorum. Cannes'turan Gabriel Garcia Marquez, Geraldine Chap görülmetniştir.» Dunya Ulkelerimn duyduklan kaygı, anlaşılır olmaktadır. Bu Yaşanan, tam bir sinema şöleni. bir »jıfe / 0C^ ın yüreği sinema için çarpıyor elbette Güney'lin, Sidney Lumet, Suso Cecchi d'Amico, Jean ulkelerin kendilerıni ilgilendiren ve bol bol tükettikleri program ge bayramıdır Her yıl olduğu gibi.. in filmi de diğerleri arasında bir filmdir ve diJacques Annaud, Mrınal Sen gıbi dünyanın Filmler Nasıl Seçilir? lar üzerinde daha sıkı bir denetım kurma isteklen de bu açığerlerinden daha çok onemsenmesi için bir nedört bir yanından gelme ve dünyaca tanınmış dan mantıklıdır. Şenlik Genel sekreteri den yoktur Ama ytne her yıl olduğu gıbı. bizim basıkişiler üzerinde şenliğin (veya Fransız hükuÖzellıkle uydular aracılıftıyla yayın. bu kültürel ve İdeolojik Gılles Jacob, şenliğin resmetintn, her neyse) bir baskı oluşturmıgunu. mmızda bu havadan zerre bulamazsınız Olay. baskıyı arttıracak ve kıtlelerın «seçme hakkı»nı büsbütün yokAma bu renkli gazetelerin muhabırleri, dl oluşturabılecegını, ustelık bunun Turkıye aley mı ve yarısmalı bölümune edecek gibi gözüküyor. Kablolu TV aıacılıgıvla söZKelımi 10 ha bizde yme «plajlarda gıineşlenen çıplaklar» vehine» komploların, girişimlerin bir parçası ola katılan filmlerin seçimi üs ğer fılmlerı veya cıddi sinema olaylarmı izlenaldan yayın alma olanagı, uslında benzer guçler taratından ha va «sütyenini düşuren yıldız adaylan edebiyarak hazırlandığını bildiren veya ima etden ha tune şunlan söylüyor: zırlanan ve aralarında temel btr tark olmayan bu 10 program tıyla yansımaktadır. Renkli gazetelerimizin 'özel medikleri gibi, Guney'm fılmını de ızlemek ve «Fılm bıılmak, ayrıca, ka içinde seçme yapmak zorunluğu dolayısıyla nasıl gerçek bir seç muhabırlerf, 3 yıldır canını dışıne taltarak Ama berleri. yorumları ciddiye almak olanagı var ne olup olmadıgını bıldirmek zahmetıne katlan tılmasını istemediğimiz film me durumu getırmıyorsa. video, vıdeoIilm, videodisk gibi tek :on ormanlannda çektiği filmi bıtiren Werner mı? mıyorlar. Nedır bu film, neyi anlatır, gerçeknıklerln gelişimi de, pazarın bu tekniklenn salılplerınin ıstedık Herzog'un veya 8 yıllık aradan sonra sinemaya leri ve bunları yapanları ik ten «Türkiye aleyhine» sahneler içeren bir yoleri ideolojik ve kültürel bıldırüerle lşgal edilmesl anlammı taşı dönen Antonioni'nin değil, çıplakların peşındena etmek anlamına gelir.Evet, Cannes 1982 konusunda basınımızın pıt mıdır, bir gazetenin yazdığı gibi, Türkiye maktadır. Bu tekniklenn sanıbı özellikle Amerikalı olduğu olçuKatılmasını istediğimiz ba btr bölümü yine kötü bir smav veriyor. Türk de, gelecekte, gelışmekte olan Ulkelerin de, gıderek yalnızca bu dirler. Ama onları mı suçlamalı? Bütün yıl boaleyhine açıh ve kesın bir duşmanlıkla yapılzıları ıse. tersıne filmlerini yunca smema sanatına, ancak hangi şarkıcı I kamuoyunu yanıltmak ve Turktye'yi Avrupa'alanda teknoloiik bakımdan biraz daha geri kalmış Ulkeıerın de, mış «Gecoyarısı Ekspresi» gibi bir iğrençlikle yollamakta çekıngen davturkucu fılm çevırdi veya kım kımle sevışti anAmerlkan ideolojisıni ve kUlturünU yayan geniş bir teknolojik nın aklı başında çevrelerinden ve huruluşların ranırlar, çünku Cannes'da kıyaslanması için ciddi bir neden var mıdır? layışıyla eğilen o gazeteler. birden sinema hasaldırı karşısında kalması kaçmılmazdır. dan bir parça daha koparmak, bir parça daha eleştiriier acımasızdır. fılm Biz okuyucu olarak, kamuoyu olarak buntarı varısl kesileceh ve Cannes'ın ne olup ne olmaMODEL: AMERİKAN TV DİZİLERİ yalnızlığa itmek pahasına... Cannes'ı da. şenlik lor yıldırım hızıyla geçer bilmek. oğrenmek zorunda değil miyiz? Yılmaz Göruldüğü gibi, McLuhan'ın «araçlar. toplumsalı nellrler. 11 dığını duyurmaya kalkacak değiller ya... gıder. gazetecıler ahşılmı? düzeni ve mantığım da yanlış olarak yansıtan Güney'in politıh kısiliği ve yasal durumu ne kesl geçerlidır, çUnktl Uretım ve yayma araçlarına sahıp olma, entelektuel konforlanndan bu haberlerden kimın ne kazancı olacak, anlaolursa olsun, bu film yarın öbürgün Cannes'da yayılan mesajı da belirlemektedir. Amerlkan modeline göre bu Bu klasik Cannes edebiyatına, bu yıl Yıluzak ve çok hızh çalışmak rnah zor... ideolojik ve kültürel sınırlandırma bugun prototipi Amerikan TV maz Güney olayı da ehlenmisttr. öyle ki, bir gerçekten ödül alırsa. bunun filmin sanatsal zorundadırlar. Yılda dunya dizileri olan bir mesa) standardızasyonu olayını da blrlikte geda çevnlen yaklaşık 2000 tirmektedlr. Aynl durum, uluslararası ortakyapımlarda da göfilmden 35 kadannı seyrertilmektedir. Bu tür yapımların belli normlannın «halkın lstegl» der, yalnızca 20'sini resmt ne yamt verdlği savı da geçersizdir, çünkU bu istek, bllınçll veya yanşma için seçeriz. Seçibilinçsiz olarak, kendi yarattığı bir gereksınmpyl doyurmaktan mın sınırlıhğı, elediklerimibaşka birşey bılmeyen sunu tarafından koşullandırılmıştjr. ze karşı sorunlar ortaya ko GELENEKSEL ELEŞTİRİNİN ROLU yar Programın genel gö Bu durum karşısında geleneksel eleştiri yetersizdlr, çünkü OIUPMU / LJLAN rünümu de sorunlar çıkaFARKETMEZ olayı farketse bile gerçek boyutlarıyla değerlendirememektedir. VALLAU BILLAH 6ÛZETECİUĞIN İTÎBuBM nr sunuşu ayarlamak çok BAKS/ Yakın günlerde Pransız Kültür Bakanı'mn Amerikan sınema6iSOYLEDIĞİM DOĞBU, benzer 2 filmin birbirini iz I BEŞPAKALK nın hegemonyası tlstüne söylediklerlnin kopardığı fırtma sırasınHEP TEK DlYE lemeslnl önlemek blr tür u da, bu ortaya çıkmıştır. Hollywooddışı yapımlara da hayat hak\ MEP >&LÛN MABEI? yum sağlamak gerekir, ner kı tanınması konusundakl basit bir İstek, sağdan veya soldan FDİVCO.. yA/ıyaa. deyse kimya yapmak gıbibirçok «slnemaseverl» çileden çıkarabilmiştlr. Dagıtım tröstlerinln dışına çıkılarak diğer slnemasal kaynaklara da ulaşılabümedir bu. Sarsıcı bir açılıştan sl, sözgellml Japon slneması gibi çok önemli bir ainemanın tasonra fılvler gitgide artan nıtüabilmesi, bir sinemasever kesimine göre yasal ve mantıklı bir ilgi sağlayacak biçimda bir İstek değil mldlr? Eğer dünyanın her yanında kultUr işlerlnsunulmalıdır. Bir avuç ünden sorumlu kişiler, şimdiye dek kitlelere ulasması zorlaştırıllü sinema eleştirmeninden. tnış, giderek olanaksız kılınmış yapımlar lehine, zorlayıcı değil, oluşan seçme komitesi, yıl ftma destekleyicl blr tavır almazlarsa, kitle iletişimindcki gelişlardır kilometrelerce fılm iz menin, özellikle Amerikan kultUrünUn tam bir egemenllğine yol lemiş, modalann çekıcilıği açacağına kuşku yoktur. Bu durumda, gpleneksel eleştirinin şimne kapılmayacak kişilerden diye dek «marjlnal» kalmış, az tanınmış kültür yapıtlannın da oluşmaktadır. Bu yıl, setanınmasma, ellndekl olanaklar ölçüsünde yardım etmesi, kendl çım ölçutleri çok yüksek dü işlevi ve saygınlıgı açısından da mutlaka gereklidir. zeyde tutulmuştıır. gorısına Marcel Martiı. seyırtı kurur verecektır • «La Revue du Clne'ma», Nlsatı 1982 •Cannes ustüne flkirlerimı bılıyorsunuz. Cannes'ı seviyonım ve gelecek yıl «Para« adlı yeni filmimi bur da sunmaktan sevinece «Cannes. filmlerini satmak İsteyen yapımcılara göre iyi bir yer. Bir aktörün. işsiz olup iş araması durumu dışında, yapacağı pek bir gey yok. Oraya gıt tiğim zaman, çok lçerim, çok geç yatanm ve hlç film iz lemem. Bu tür blr şenlik, her zaman canh kalmalıdır..» Claude Lelouch: •Bu, her ne pahasına olursa olsun korunması ge reklı bir yanşma. Ama teh hke. halkı unutmaya, gıt gıde daha «entellektüel» bir sinema sunmaya dayanıyor. filmler, güçlerini yorlar • kanıth «Dış Baskılar» Var mı? Cannes, çıplaklar ve Yılmaz Güney C
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle