Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 8 10 NİSAN 1982 MİSOLSUN .6Kutsal kitaplara göre, derin bir uykuya dalan Adem'in eğe kemiğinden Hav va yaratıldı.. Acaba, bu «derin uyku» ilk anestezi, kadmın yaradılışı da ilk ameliyat mıydı?.. Kapıda, iri kırmızı harflerle «GtRİLMEZ» yazıyor. Girdiğimiz yer. İstanbul'un büyük hastanelerinden birinln ameliyathanesi.. Kapı. küçük bir hole açılıyor. Holün her iki yanında ve karşıda birer kapı daha var. Sağdaki kapmın tizerinde «Bekleme Odası», soldakinin üzerinde «Soyun ma Odası» yazılan görülüyor. Bekleme odasmda, sed yelerin Uzerinde birkaç has ta yatıyor. Soyunma odasın da ise ameliyata girip çıkan doktorlar elbiselerini değiştiriyorlar.. Bu kadar küçük bir alan da. toplam dört adet kapı olması nedeniyle, ortahkta marangozlar da dolaşıyor. Kapılan onarıyorlar. Başhekimin, ameliyatha Deniz SOM 1982 TÜRKİYE'SİNDE HEKİMLER.. HASTALAR.. HASTANELER.. Hastanede nasıl ameliyat olunur? ne sorumlusu doktor ile ko nuşabilmesi için marangoz lar gürültülü çalışmalarına bir süre ara verdiler: Gazetecî arkadaş ame Hyathaneyi gezmek istiyor. Tabi. Önce elbiselerini değiştirsin.. Yeşil renkli gömlek ve pantalon ile beyaz lastik a yakkabıları normal giysile rin üzerine giydikten sonra, başlık ve ağızlıkları da takarak holün «karşı» kapı smdan ameliyathaneye geç tik.. Sağa. sola dönerek uzayıp glden koridorda 10'dan fazla oda var. Her odada da birer ameliyat masası.. Hepsi dolu. Konfeksiyon a Ameliyathane biçki dikiş atölyesi gibi çalısıyor; sürekli kesip dikiyorlar tölyesi gibi çahşıyor.. Stirekli kesiyorlar ve dikiyorlar.. Beyin ameliyatı, fıtık ameliyatı. mide ameliyatı. göz ameliyatı, bağırsak ameliyatı, bir beyin ameliya tı daha, safra kesesi ameliyatı... Ameliyat masalarının uzerinde hastalar, hastaların başında cerrahlar Kimi neştert yenl atiyor. kimi son dikişleri yapıyor.. Henüz sırası gelmemiş hastalardan bir kaçı koridorda. sedye uzerinde yatı yor. Gözucuyla gidip gelen doktorları. hemşireleri izliyorlar. Görebildikleri kada n iie ameliyat olanlara bakıyorlar. Bir köşebaşmda. kırmızılaşmış yeşil renkli çarşaf ve bezler yığılı duruyor. Tekerlekll çöp sepetl ile bir hademe geldi. KirlHeri topladı. Az ötedekl ameliyat eldivenlerini görmedi. Cöp kutusunu. kirlileri aldıgı köşede bıraktı. başka bir yere gitti.. Biten bir ameliyatin ardmdan. aletler ve örtüler değiştirilerek yerine yenileri getirildi ve odaya yeni bir hasta alındı. tşte fı tık ameliyatı olacak bir hasta.. 40 yaşlannda bir erkek.. Olabilir. C nelerimizin olanakları sınırlıdır. Ama bazı kamu hastanelerinde gerekli tıbbl malzemeler yeterlidîr.. Fakat, parası olanlar da özel hastanelerde amelt yat olmayı düşünüyor.. Ameliyat olmanı gerekse kesinlikle kamu hastanelerinde olurum. Cünkü özel hastanelerde bu olanaklar büsbütün azdır. Ora larda nasıl ameliyat yapıldıginı da hiliyorum. Rn küçük bir ameliyat hile çok büyük sornnlar çıkartabilir. Bir sişe kan eprpkse bn lamarsmı/. Amelîvatta tpk basınasmızdır. Kimseden yardım îstpypmpzsinîr. Sıkı Mustafa EKMEKÇİ Hosgörü... Falih Rıfkı da anlatır, Hasan Rıza Soyak'ın «Atatürk'ten Hatıralar» adlı yapıtmda da geçer; Atatürk hoşgörulü bir devlet adamıdır. Geçmiş olaylardan biri şöyle: Bir gün bir vatandaş, köy kahvesınde gazete kağıdına sardığı tütünü kav çakmakla yakıp ıçerken, oksürüğe t.utulur; Atatürk aleyhinde ağzma geleni söyler. Kahvede bulunanlar tutanak tutarlar, ış hükümete yansır. Cumhurbaşkanına karşı işlenen suçlardan dolayı kovuşturma yapabilmek onun iznine ve «olur» demesine bağh olduğu için, ılgıli bakan konuyu kendisine sunar. Atatürk bakana sorar: Sen hiç gazete kağıdıyla sarılmış sigara i{tin mi? Bakan karşılık verir: Hayır efendim. Ben içtim, der Mustafa Kemal, o kadar berbat hlr şeydir ki... Adam hakhdır, ben de olsant aynı şeyi yapardım. Tatbikat» (kovuşturmaya) lüzum yoktur. Zavallıyt serbest bırakınız... Hasan Rıza Soyak, olayı Bursa eskl Valılerınden Fazlı Güleç'ten dinlemış. O anlatıyor, özetle şöyle: 1935 yazında Atatürk Bursa'ya gelır. Bir yemekte, o zaman milletvekili olan Muhiddin Baha Pars'a: Sizin benimle sınıf arkadaşı olan blr kardeşiniz vardı, ne oldu? Dıye sorar. O da: İzmir'de öğretmendlr; fakat tatil dolayısıyle şimdl burada bulunuyor, emrederseniz çağırayun... der. •Atetürk çağırmasım ister. Muhiddın Baha Pars'ın bir kardeşi daha olduğunu öğrenınce onun da çağrılmasını uygun görür. Hasan Rıza Soyak'tan okuyorum, şöyle: «Bir saat kadar sonra davetliler geldüer... Atatürk'ön sınıf arkadaşı olan zat salon kapısından girer glrme« yüksek sesle ve gayet laubali blr tavırla, «Hoş geldin Kemal...» dedi. Bu her bakımdan yakışıksız hareket, Meclise bir ağırbk çökmesine sebep oldu. Büyük Adam a gelince, o hiç hozmadı; «buyurun oturnn» diyerek her ikisine yer gösterdi. Sofraya oturmuş içmeğe başlamıştık, belki de içkinin tesiriyle sınıf arkadaşı (Hakkı Baha Pars): «Bu akşamki davetl muhterem talebemden bilirim, beni başka klmse hatırlıyamaz» yolunda bir sitcnnle bulundu; talebem derken sofrada bulunan Afet I.anımı (Prof. Afet Inan) kastediyordu. Bu sözler de davetin nasıl olduğunu bilen bizler üzerindo çok fena tesir yapmıştı, fakat Atatürk arkadaşının yüzüne bakıyor, haftfçe gülöyordu; hatta bir ara çok ağırlaşan havayı dağıtmak da istedi. Arkadaşına ismiyle hitabederek şöyle bir muhavere kapısı açtı: Sen Selanik'le evlenmiştin çocnklann olmadı mi? Oldu efendim, bir kızımla bir oğlum var; her Ikisi de benim gibi öğretmenlik yapıyorlar... Kemal; bilir misin o zaman sana da... Paşanın kızını istedikti de vermedilerdi. Yok canım . Ben evlenme işinl bir defa düşündüm ve yaptım. Bunlar laftır. Arkatiaşmın bu birbirinden münasebetsiz sözlerine çnk içerlediği, fakat misafirini hırpalamamak için nefsiyle mücadele etmekte olduğu her halinden seziliyordu. Ama ona mutlaka bir ders vermek lazundı; lazımdı ama bunıı bir mlktar daha içmeden yapamayacaktı; kadehe sanldı, arkadaşını da beraber içmeye davet etti. Birbiri üstüne birkaç kadeh içtiler, tekrar arkadaşma hitap etti: Sen hangi dersi okutuyorsun? Felsefe... Ruh nedir bana anlatır mısın? Felsefe hocası sınıfta ders verir gfbi bir tavır aldı; «Tevrat bunu diyor. Kur'an bunu diyor, filan filozof bu fikirde .. Falan filozof da şu fikirde» diye konuşmaya başladı. Atatürk dayanamadı, sözünü kesti. yüksek sesle: Ben senin kendi kanaatini sordum... Harbiye'de senlnle beraber okuduk, fakat felsefe diye blr ders görmedik. Ren senden sonra iki yıl daha okudum; yine boyle bir ders yoktu. Insan okumadığı dersi okutmaya kalkarsa işte böyle olur. vatan evladl da cahlller elinde perişan olur, gider. dedi ve bana dönerek «Yann bunu hocalıktan uzaklaştınnız...» emrinl verdi. Münakaşa sırası degildi. «Başüstüne efendim» dedim. Bundan sonra hadiseden büyük bir gönül azabı duyduğu yüzünün çizgilerinden helll olan ötcki kardcşiyle (Mehmet Baha Pars) konuşmaya başladı: Sen ne okutuyorsun? Müzik efendimîz... Bir parça çal bakalım... Zavallı adam beraberinde gettrdiği udla Mr parça çaldı; beğcnmemişti. Onun da işine son verilmesini emrettî ve sofrayı dağıttı!. Ertesi günü Atatürk, Vali Fazlı Güleç'i çağınr, şoyle der: Ben Uludağ'a çıkıp döneceğim; bu geceyi de burada geçireceğim, o iki kardeşin gönüllerini almak istivorum... Siz dün akşam sofrada bulunanların hepsini bu akşam da yemeğe davet ediniz.» «O akşam bir gece evvelld davetlllerin hepsi beraber yine sofradayız... Atatürk sınıf arkadaşıyle uzıuı tızun konuştu, ona Manakyan'm taklidini yaptırdı. böylece mektepten hatıralannı canlandırdılar, yemeKİn sonuna doğru bize döndü; sınıf arkadaşı için: Bu zat, kıymetH bir arkadaştır, dedi. Kendi kendinl yetiştirmiş, kendi kendine felsefe ögrenmiş ve okutmaktadır; bunun kıymetinl bllmek gerekör™ Müzik öğretmenl olan zatt3n da tekrar bir parça çalmasım rica etti, dlnledi: Bu parealar dedi, atalarmnzın yadlgan fcıyınetli eserlerdir; bunlann kaybolmamalan Ianmdır (bana hakarak) beyefendiye yardım ediniz de çok talebe yeHştirsinler... Herkes memnundu... Yemek de bitmişti, ayaga kaiklı, iki karrieşe, dikkati cekecek kadar nazik bir tavırla veda etti. neşe içinde dafıldık..j Atntürk'ün hoşgbrüsünü şunun için aktardım; gençifinmize. aydmlarımıza, yazarlarımıza hor bakma yerine, hoşgörüyle davranmak gerektiğini vurgulamak istedim... ANESTEZİ YAPILIYOR Sedyeden alınarak ameliyat masasma yatırüdı. Çıplak vücudu yeşil bezler le örtüldü. Kolları ve ayak ları masaya bağlandı.. Has ta, gözlerini tavana dikmiş. belli bir noktaya bakivor gibiydi.. Belki de dua ediyordu.. Asistan. kesilecek bölgeyi bazı sıvılarla sterilize edip. kuruladı. Viicudun açıkta kalan bölümü bir sieara paketi boyuna indiril di.. O Kira. anestezi uTmanı. sol koluna damardan bir igne yaptı. Hasta igne bit meden derin bir uykuya daldı. Birkaç saniye sonra. tüm vücudu kasıldı. hemen ardından kasları gevşedi.. Operatör doktor. asistanı ve anestezt uzmanı ile iki de hemşire vardı odada. A meliyathane sorumlusu dok tor, «Artık ameliyat başlayacak» dedi. Peki, bu hasta neden kasıldı?. Genel anestezi sonucu. Artık hastanın kasları çalışmıyor. Soluk alıp veremez bile. Simdi solunum ay gıtına bağlanacak.. Meğer bu işi Afrika yerlileri de yaparlarmış. Okla rmın ucuna taktıkları «ze hir»le kas gevşemesinden. düşmalarını öldürürlermiş.. Bir de lokal anestezi var. Küçük cerrahf müdahalelerde kullanılıyor ve sadece müdahale edilecek bölKe uyuşturuluyor. Hasta acı duymuyor fakat olan bitenl görüyor.. Eski Sağlık Bakanı Necmi Ayanoğlu. cerrahlara «Biraz tasarruf yapın. GMIPI aneztesi uygu layacak kadar zengin degi liz, lokal yapın.» demiştl.. Evet. lokal anestezide has ta acı duymuyor ama. dışa rıya çıkartılmış bagırsaklarını görünce korkudan ba yılıp «scnkop»a girerek öle biliyor.. Biraz önceki fıtık anıeliyatmda soluk borusuna sokulan plastik boru vardı ya; K . onu yırtılıncaya kadar kullanıra. Batıda bir kere kullanıldıktan sonra atılır. Ameliyatlarda kullandığımız oksijen ise sanayide kullanılan oksijendir. sıp kahrsmız. Burada bir aksilik olsa, en az 10 cerrah vardıma gelir, 10 şişe kan isteseniz bulunur. özel hastanelerdekî ameliyatlar rizikoludur. Ya doğum? Dogum da aynı. Üstelik doğumda iki can blrden söz konusn.. Ameliyathane bölümünden çıkıp dogumhaneye ge çiyoruz. îçertdeki odadan avaz avaz bağıran bir kadın sesi geliyor. «Sa«<".ı Odası»nda oturan. dolaşan anne adayları kendi sancılarmı unutmuş gibiler. îçerden gelen sesi dinliyorlar.. hastanın vücuduna yaklaş tırdı ve kesiyormuş gibi ya parak operatör doktora bak tı. Doktor tahta başında öğrencisinin elini tutup ya zı yazdıran ilkokul birinci sınıf öğretmeni gibi asistanının elini tutarak kesmesi gereken yeri gösterdi. Ve kırmızı uçlu bir kalemle çizilmiş gibi hastanın de risinden neşterin geçtiği yer belli oldu. Bir daha. bir da ha.. Asistan kanı temizli su doktor, kadmın kulağına eğildi ve yüksek sesle: Dilini çıkart teyze.. dedi. «Teyze» söylenenin farkına varmadı. Doktor bu kez: Teyze sana söylüyorum. dilini çıkartsana.. diye bagırdı. Yaşlı kadın agır ağır ag zmı açtı. Dışarı çıkartama dığı dilini agzının içinde hafifçe oynattı. santim uzunluğundaki ameliyat yerine son dikişleri atıyor. Ameliyat örtüler! alabildiğine kana bulanmış. Doktor. anestezinin et kisini yitirdiginin farkında. Hastanın çırpınışları arasında dikişleri bitirip saçlan ustııra ile kazmmış bası tümüyle sargılıyor.. Üç saat kadar süren zorlu bir ameliyatm yorgunhı gu doktorun ytizünden bel li.. rın geçiş doneminde kaldıkları özel bölüm. Ama ço ğu hastanede yok.. Ameliyat eldivenlerini çı karan doktor ellerini yıkamaya başladı.. Duvarda bir dizi musluk var. Fakat lavabolardan bazısı kırık. Su lar yere akıyor. Kapılarm tamiri bittikten sonra belKi de ISVabolar onanlacak. Çekiç ve matkap sesler) ko ridorda çmlamaya devam ediyor.. 1980 yılı rakamları ile hastanelerin yaptıkları ameliyat ve doğumlar Hastane SSYB'ye bağh SSYB dışı TOPLAM DOGUM normal 252.667 117.90G 274.824 müdahaleli 22.157 21.727 43.884 AMELtYAT büyük 71.045 65.245 136.290 orta P3.79S 712.60 165.088 küçük 102.597 61.060 163.657 ÖLÜM 27.050 13 297 40.347 «ELÎ AYAĞI DÜZGÜN MÜ?» yerek ameliyat edilecek or gana kadar geldi. Bundan sonrasını operatör doktor sürdürdü.. BAYILANLARIN AYILMAS1 Odadan çıkıp. koridorda ilerliyoruz. Yaşlıca bîr kadın ameliyattan çıkmış. sedyede taşınıyor. Ayılmış ancak henüz kendinde değil. Ameliyathane sorumlu Tamam. dedi doktor. Sedyeyi taşıyan hademelere döndü: Kendine gekniş, servise çıkartın.. Koridorda yürürken, odalardaki ameliyatları pen cerelerden gözlüyoruz.. Kafatası kemiği zedelen mesinden hastaneye yatan bir hasta geçirdiği beyin ameliyatmdan ayılmak üzere. Doktor, kafatasmın ar kasında açtığı yaklaşık 10 DOĞAN AVCIOĞLU AMELÎYAT BAŞLIYOR Kasları tümüyle gevşemiş hastanın soluk borusuna. anestezi uzmanı 20 san tim uzunlugunda bir boru soktu. Plastik borunun dışanda kalan ucunu da so lunum aygıtının borusuna taktı. Borular birbirine geç ti. Ama üzerlerine bir de seloteyp yapıştırdı.. Sağlama alıyorsunuz galiba? Evet. Aygıt çıkışı düşüp zedelentnişti. Hava ka çırmasın diye bantlıyoru;:. Hasta. solunum aygıtma bağlandıktan sonra. anestezi uzmanı birkaç düğmeyi çevirdi ve elindeki siyah pompa ile hastaya oksijen vermeye başladt. Ritmik hareketlerle avucunu sıkıp gevşeterek hastanın «soluk» almasını sağladı. Bu aletin otomatik olanı y~k mu? Bn otomatiktir.. Neden elle çalıştınyor sunuz? Böylesl daha zevklf.. TJzman. sol elîndeki pom pa ile hastaya oksijen verirken tabureye oturdu ve sag eli ile ameliyat kayıt defterini doldurmaya başladı.. Asistan elindeki neşterl I VI İt İ BÖMKÎKİTfiP ÇIKTI TEKIN YAYINEVI Ankara Cad. No. 51 Istanbul TÜRKİYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ MESLEK TOPLANTISI tKURUMLAR VERGtSl BEYANNAME TANZtMtl Konusu 20 Nisan 1982 sah günü saat 14.30 17.30 arası HARBÎYE Cumhuriyet Cad. No: 329'daki YAPI ENDÜSTRÎ MERKEZt alt salonunda üye ve meslekdaşlanmıza girişte DAVETÎYE alınarak sunulup tartışılacaktır. KONUŞMACI: VEYSEL ÇAKIR Maliye Bakanlığı Eski Müşavir Hesap Uzmanı BtLGI ÎÇIN: TÜRKÎYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ Teşvikiye Hüsrev Gerede Cad. No: 21/1. TELEFON : 48 42 27 47 48 18 (Cumhurıyet: 2361) Sürekli genişleyen hasta neye, yeni ameliyat odaları da eklenince ameliyathane nin koridorları labirente dönmüş. Yerlerin «pml pırü» olduğu söylenemez ama ameliyathane sorumlusu doktor «mikrop voktur!» dedi. TV'de yayınlanan «Tıp Merkezi» dizisindekl görtintüleri aradığım icin dok tora o dizlyi beğenip beğenmediğini sordum. Güldü: Blzîmkiyle tni kıyaslıyorsunuz? Satılık Telefon Hayır hayır.. Siz o has Bahcelievler'de satılık taneleri görmüşsünüzdür. TELEFON Hep öyle mi çahşıyorlar? Üç aşaği beş yukarı öy Adresı: 5. Sokak 58/1 ledir.. Ancak dizldeki olay Bohcellevler . ANKARA Jarın bir senaryo olduğunu da unutmamak gerekir. Ay rıca biz onların hastaneleGenel Kurul tlânı rinde çalışabiliriz. Onlar 9 Üskudar Amerıkan Kız Lise buraya çelseler elleriayak si Yardımlaşma Derneğinin vıl ları birbirine dolaşır.. Neden? lık genel kurul toplantısı 23 Bir kere her istediği Nlsan 1982 cuma günü saot 16.00'da okulumuzda yapıla şey için düğtneye basamaz. caktır. Topfontı, ekseriyet ol 10 tane makas «rerekiyorsa madığı takdirde aynı yer ve beşini bulur. Kullandıgı saatte 30 Nisan 1982 cuma gü malzeme yeni değildir, bir kere knllanıp atıltnaz. Binü yapılacaktır. raz önceki fıtık ameliyatm GÜNDEM: da soluk borusuna sokulan 1. Başkanlık dıvanı seciml plastik boru vardı ya biz 2. Yönetim kurulu raporunun onu yırtılıncaya kadar kulve 1981 bilâncosunun okun lanırız. Batıda bir kere kul ması lanıldıktan sonra atılır. En 3. Denetlme raporunun okun basitl ameliyatlarda kullan ması , dığımız oksijen. O oksijen, 4. Yöoeiim kurulunun ve de sanayide kullanılan oksinetcinin ibrası jendir.. 5. Yenl yönetim kurulu ve de Durum kötü yanl? netcilerin seciml Yok öyle demcdim. Bu 6. Dilekler koşnllar altında çok lyi so Üsküdor Amerlkan Kız nuçlar ahyoruz. Ayrıca has Llsesl Yardımloşma tanelerimizde pek çok moDerneğl dern aygıt da var. Kalbi duran bir bastayı ilk üç da • O.D.T.Ü. Fizik Bölümü ! i kika içinde elektro şok ile sans dlplomamı yltirdim. Hü yeniden hayata döndürecek cihazunız btle var. Bir kumsüzdür. Cumhur ÖZDEMİR hastanın ameliyat masa• 34 O 9361 nolu pJokomı sında kalma olasıhgı çok azdır. Bizde eks vak'a yok kaybettim. Gecersizdir. gibfdir.. Edlz ADORAN Eks vak'a? • Ehllyetimi, Cerrahpaşa Tıp ölüm.. Fakültesl Kimlik kartımı, İETT Bazı hastanelerde. akartımı kaybettim. Gecersiz meliyat için gerekli birçok dir. malzemenin hasta yakınıS. önder SAYINBAŞ na aldırıldığı söyleniyor.. Son dikişleri atılırken. hasta neden kendine gelmeye başladı? özellikle ağır vak'alar da hastanın ameliyat masasmda ayılması gerekiyor. Reanimasyon servisimiz ol madıgı için hasta buradan doğruca servisine götürülecek ve eski yatagına yatırılacak.. Reanimasyon. Türkçesiy le «hayata dönüş» servisi. Ameliyattan çıkan hastala Doğum masasındaki anne adayınm başında bir doktor, bir ebe ve iki hem sire var. Ebe, kadının karnına bastınrken soluğunu kontrol etmesini söyledi. Doktor, masanm ayskuçun da bir tabureye oturmuş. Kadın bağırıyor. bağırıyor.. Hemşirelerden biri: Biraz daha gayret.. de di. Odada bulunanlar İçin saniyeler sanki yıl gibi uzu yor.. Ve bebeğin başı doktorun ellerinde.. «Ha gayret» Dünya'ya ilk merhaba olarak tiz bir <nnga» sesi do ğum odasımn duvarlarında çmladı. Artık anne'nin sesi çıkmıyor. Çiçeği burnun daki anne duydııSu arıdan konuşacak halde değil. «Geçmiş olsun»lara gözleri nl kapatarak yanıt vermeye çalısıyor. Doktor göbek kordonunu keserken hemşire «Ogrlun oldu» dedi. Genç annenln merakı ise başka: Eli ayağı, düzcün mü? AMELTYAT İÇİN RANDEVU Doğumhaneden de ayrılıp. ameliyathane içinde doktorlar için yapıhnis «Dinlenme Odası»na geçtik. Kimi zaman tist üste birkaç ameliyata glrme du rumunda kalan cerrahlar burada «soluk» alıyorlar. Araeliyathane bu kadar yo^un mu çalısıyor? Hem de nasıl.. Hastaların sıraya Kirmest gibi, doktorlar da ameliyat yap mak için sıraya Ririyorlar. Tabif ki acil vak'alar dışm da. Sabah saat 8*den 14'e kadar «randevulu» ameliyatlar yapılır. Bunun dışm da ameliyathane 24 saat hizmet görür. Saat 14'den sonra temizHk baslar. Kul lanılan aletipr ve bpzler steriiize edilir. Masalar ve odalar yeniden düzenlenlr, her şey sabaha hazır durn ma getirilir.. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Yataklı Tedavt Kurumlan 1980 bültenine göre Türkiye'de bir yıl için de amelfyat olanlarm sayısı 465 bin 0^5 kişi.. Bun ların yarıdan çogu Sağlılc Bakanlığı hastanelerinde ameliyat olmus.. YARIN: İnsanlamnız nasıl ölüyor?