Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 8 28 MAKT 1982 | ASKERLİĞE İLİŞKİN OKUMADIĞIM KÎTAP KALMADI, BÎR GÜN EVDE YÖNETMELİK OKUYORUM. O ZAMAN ORDÜDA MANDA KOLLARI VARDI. YÖNETMELİK YAZIYOR, «MANDA KOLLARINI NE KADAR ZORLARSANIZ ZORLAYIN BİR ANLAM TAŞIMAZ. BU HAYVANLAR GÜNDE HEP AYNI TEMPODA 25 KİLOMETRE YÜRÜYEBİLİRLER. DAHA FAZLASINA ZORLARSANIZ ÖLÜRLER.» MADANOGLU 56Sürt Binnci Pıyade Alayı Sekızıncı Boluk Makinelı Tu fek Komutanıyım. Şark hızmetımın bitmesine az bir sure kalmış. Yenıden klasik askerlik koşullanna gırmiştim. Bir ev tuttum. Askere eğitim yaptınyoruz. Akşamüstu ben hemen eve koşuyorum. Çalışmaya başlıyorum. Elime ne kitap geçerse okuyorum, Coğrafva. tanh. askerlik... Askerlığe ılişkin okumadıIrım kitap kalmadı. Evımde rahatjtn. Sıirt sinekli bir yerdir. Bîr yerde yemeğe otursan sinekten yıyemezsin. Benim evimde sinek yok. Arkadaşlar bonu aaptamış Iar, diyorlar kî: Hep senin evinde toplanalım, senin evde rahat ediyoruz, çünkü sinek yok... Peki. neden benım evde sînek yok? Anlamıyorum. Ev biraz loşça, perdeler kabn; belki bunun için sinekler gelmiyor dıye yorum luyorum. Benim ev «Cas»tan yapılmjş. Bir tur çımento gibi harç... Buna Sıırthler «Mübarek cas» derler; çunku bu maddeden yapılan duvar birden yıkılmaz, bel verir. yam yıkıİBcağını onceden haber verir. Benım odanın bir penceresmm camı köşesmden kırılmış; aldırmıyorum. Bir kırlangıç alışmış, o delikten eve dalıp yuva kurmuş. gınyor çıkıyor kuş, ortalığa pislıyor .. Ne olsa bekar evı... Uzun sure dağda çadırda yatmışım, bana saray gıbi gelıyor, hayvanları da çok sevdiğımden kırlangıça dokunmuyorum Bır gun portatif karyolada bir yönetmelik okuyorum. O zaman orduda manda kollan vardı. Yonetmelîk yazıyon manda kollannı ne kadar zorlarsanız zorlaym bir anlam taşımaz Bu hayvanlar gunde 25 kılometre yurüme gucündedırler. Bu volu hep bır tempoda yürurler. Eğer fazlasına zorlarsanız, olur Benim evimde neden hic sinek yok? ler. Kendi kendime: Allah Allah, diyorum. Ben bunlan bilmiyorum. yonetmelikte bir ba$ka mad deye daha bakıyorum: Tavialardaki (askerlik te atlann bulunduğu ahırlar) kırlangıç yuvalarını boz maymız. Çünkü bu kuşlar sinekle bpslenirler, hayvanlar böylece rahat ederler. Gozum bızım kırlangıça kaydı. o sırada kırlangıç bır dalış yaptı, benden bır metre otedekı sıneğı kapıverdı. Hemen durumu kavradım; bızim e v de neden sinek olmadığını anladım. mamış olanlara üç ay izin yeriliyor. Hem de yollukla birlikte.. O maddeye dayanarak bir dilekçe verdım. Kolordudan yanıt geldi. Kolordunun yetkisi bir buçuk ay içindi; arkadan bir da geçirdım. Sonra yine Istanbul'da göreve başladım. İstanbul... Askerliğimin yeni bir dönemi başlıyordu. Istanbul'da 189"uncu Alayin 2'inci Böluk Komutanlığına verilmıştim. Benim bölüğümde dokuz takım subayı vardı. Oysa üç takım komutanı olması gerek. Kimı bölüklerde subay azhğından bır tegmen bulunurdu Eenim takım subaylannın ikisı havacı, blnsi Askeri yonetmelikte bir maddeye daha bakıyorum şöyle yazıyor, «Tarlalardaki kırlangıç yuvalarını bozmayın, çünkü bu kuşlar sinekle beslenirler.» Bu sırada odama yuva yapmış olan kırlangıç hi dalış yaptı, 1 metre öfedeki sineği kapıverdi. Benim evde neden sinek olmadığım o zaman anladım. buçuk ay daha verılecekti Boylece Şark hizmet surem doluyordu. Ver elıni istanbul dıye yola çıktım Üç ay ıznımi Istanbul"da Kadıkoy'de annemın yanınYıl 1937 Bugunku Teknık Ünıversıte bınası o zaman Taşkışla dıye anılırdı Birlığımız Taşkışladaydı Kent ıçınde çjkışıp kaldıgımızdan savaş eg'tımı yapamıyoruz, ama yanaşık duzenden yana çakı gıbivız jandarma Bunlar piyadecilık staıı yapıyorlar Gerıye kalan altısı Ankara'da «Durmayalım düşeriz» dıye soylev atanların yakınları Yedeksubaylar .. Bunlann ayakbagı olmaktan başka yap tıkları ve yapacaklan bır ış yok. Hepsinî evlerine gonderdim: On onbeş günde bir ugrarsınız. Derken bızimkıler aybaşında a>lık almak ıçın gelmeye başladılar. Havacı teğmenler Ekrem'le. Kadri adında ıki genç. Ben de bpkarım Evım Kadıkoy de ama çoğu kez kışlada srksdaşlarla kalıyorum Paramız yettığı oranda Beyoğlu'nun tadını çıkar mava çalışıvoruz. Dağdan Kente.. Tsfanbu' sınemalarıvla ga zınolanyîa. tiyatrolarıvla, pastahanelPriyle. ma&azalarıyla. Bryoglu'su Bebek'i. Kadıköv ü Moda'sı Şışli'sıvle Sason daglanndan ne kadar uzaktı Turkıyf'de Lırbırı ıle ıhşkısı bulunmayan ıkı dunva İZİN Sıırt'teki yaşayışım bu Yönetmeliklen okurken birden gordum ki bırkaç yıl ustuste benim gıbi çetin gorevlerde bulunan ve izın al nın bırınden çıkıp ötekine gelmıştim. Sason dağlanndaki savas durumundan istanbul cadde lerindekt toren subaylığma geçiyordum. Bızim Sason'daki Tumen Komutanımız Osman Tufan da Istanbul'a Selımıye ve gelmışti Tişkışla Selımıveye bağIıydı O sırana Ataturk'ün Balkan Aptantı polıtıkasında trafık yngun Balkan Antantı uvelerinın dıploraat'an Bakanlan, süc sık Ankara'ya gelıyorlar. Hava vollsn bugunku gibi gehşrnerlığındPn konuklanmız trenı veghyorlardı. Sırkpri'dp hepsını törenle kaı^ı!ayıp aâırlamak gerekivordıı YARIN: Sason'da savaş düzeninden îstanbul'da tören düzenine.. PaiTİKA Mehmed! »VE Ö T E S İ KEMAÜ Çok eski olan yakınlığı beüriemek İçin, «Kırk yıllık dostum» derler. Şalr Ümit Yaşar Oğuzcan da blzim kırk yıh aşkın dosturauzdur ve kırkıncı sanat yıiını kutluyor. Bu kutlama İçin bir kîtap çıkarmış, bir sergı açmış, bir gece düzenlemiştir. Kadim dostumuzru kutlar, başarıH nice yıllar dileriz. Ümit Yaşar Oğuzcan, şiır sanatınm dikenli yollarmda yaygın bır üne kavuşmuştur. Sayısı, adlarını bîr bır yazsak yarım sayfayı dolduracak ka.dar kitap yaymlamış, bır çok şiirleri klasik musikimize ve hafif batı müzığine güftelik etmiştir. Aynca bir çok gürlermi kendisi plaklara okumuştur. Eskişehir Ticaret Lisesı'ni bltırdikten sonra bankacılığı meslek seçen Ümit Yaşar Oğuzcan'ı ne zaman tanıdığımı düşünüyorum. 1954 yılında Ankara'ya geldiğine göre. herhalde bu yıllarda tanışmışızdır. Şimdi anımsayabildiğim bir Karpiç akşammda bizi alıp evine götürdügüdür. Evinde kaşıklar üstüne yazdığı şilrlerini göstermiştî. O yıllarda moda olan cicili bicl11 Konya kaşıklarma o da dizeler yazıyor, eşine, dostuna armağan ediyordu. Aramızda en gencimiz olmasma karşın sırtı sırtma hemen her yıl bir şiir kitabı çıkanyordu. Biraz dağınık. her telden çalan şiirleri edeblyat dışı çevrelerde çok beğeniliyordu ama. edebiyat çevreleri o yıllarda onu pek benlmsemiyordu. Bunu kendi de gözlemiş olacak ki. kitabma yazdığı giriş yazısmda, «Geçimimi saglamak içfn çalıştığım Jşlerde şairliğim tüm yeteneklerimi gölgeledi» diyor. «... Şiirime politikayı sokmayışım ve şiirln politikasını yapmayışmıdan sanınm çogu edebf çevrelerin benİmsediğI, tnttugu, şişirip yucelttîgl şairlerden olamadım» diye yakınıyor. Acaba sadece bu mu? Şiir. bir insana ne kadar Un sağlayabilirse. Ümit Yaşar Oğuzcan. onun çok üstünde yaygm bir üne kavuştu. Özellikle taşlamalan ile çoğu şairin gıremedigi kapıları açtı. günlük gaze telerde yer verdiler. Kazanılabilecek oranda para da kazanmış olabilir. Neden doyumsuzluk ediyor. yakınıyor, orasını bilemiyeceğim. Eğer amaç e Bir Hos Sada debiyat tarihl, edebiyat çevrelerince aynı oranda benimsenmekse, bır koltuğa her zaman iki karpuz sığdırmak güçtür. Bir zamanlar taşlamalan çok tutmuştu. Bu doğrultuda erişilemiyecek başarılar gosterdiğinı de bilırım. Rahmetlî Doğan Nadı. onun taşlamalarını herkesten çok severdı Ama Ümit Yaşar Oğuzcan'ın dıli, çoğu taşlama yazanlar gıbi durmaz. en sevdıklerı için bile kıyıcı olurdu. Çalıştıgı yerde genel müdürüne bır taşlama yazdığı için işmden gücünden oldugunu söylerler. Ümit Yaşar Oğuzcan, elınde olanlaAa yetinecek kışılerden değildîr. Samrım 1961 yılında bütün işi gücü bırakarak gelip tstanbul'a yerleştı. Bir yandan şnrleri, bir yandan aşkları ve ıntıharları ile birden bıre yaygm bır un sağlamasım bildı. Her intıhar gırışimı, şiirleri gibi. gazetelerin bîrınci sayfasında yer alıyordu. Nıtekim kendisi de, «Üç kez intiharı denedim, başaramadım» der. Intıhara gırişıp de başaramamak bir tür beceriksizlık olmuyor mu? Uzun omürler dılerim. ama, demek o yıllarda bu işi o kadar cîddiye almamış. Bir reklâm ögesı olarak kullanmasa da iyıce sarılsaydı ne olurdu? Nitekira. çok yakını olan biri, bir glrişimde bu İşi başardı. Ümit Yaşar Oğuzcan şiir yolunda önemli, bireysel girişimlerde bulunmuştur ama. her tökezlediğinde bir yan işi olmuş, bankacıhğı hem de özel bankalarda çahşması ile her zaman imdadına yetişmıştir. Şiirleri üstünde yakını ve uzağı olan eleştirmenler çok durdular. kendilerlne göre değerlendirdiler. Kitaplar dolduracak kadar çok şiır yazması, şiir yazmada rekorlar kırması, degerlendirme kalburundan bazılannın dökülmesini doğurmuş olabilir. Değerlendirmede eleştirmenler, şairlerden daha titiz davramrlar. Taşlamalan, rubailerl ve aşk şiirleri arasmda gerçekten çok güzellerinin bulundugunu biliyorum. Şairlerin yazgısıdır. her dizede bır «hoş sada» bırakmayabilirler. Bu yazgıyı daha işin başında her şairin bağrına basması gerekir. 7Urfa'da görüştüğum herkes. eskı beledıye baş kam Av Feridun Yazaı Av. Mehmet Tüysüz, berber Zülfükâr Arpacı, lokantacı Ismail ve Osman Saka «Reform» deyınce gulup geçtıler. Av Fendun Yazar «bu iş bitmiştir. yasa çıksa bi le, başlamış ya da başlamış gibi görünen bir uy gulama sonuçlandırılacaktır. Genel kanı topraktarım reformu yasasının artık çıkmayacağıdır.> dedı. Av Mehmet Tuysuz, «Turkiye'nin Güneydoğu Anadolu bölgesindeki durumun, toprak dağıhmından kaynaklandığını artık bilmiyen yok. Bunu düzeltirim diye yönetime gelen herkes, karşısında büyük güçler görmüşler, işler başlanıldıgı gibi sonuçlandırılamamıştır.» dedı Zulfukâr Arpacı «Başlan gıçta kişilik kazanmıştı insanlar, birşeylerin değişeceğine inanıyorlardı. Sonra yıkıldılar, inanrlan kalmadı, yıkıntı hâlâ sürüyor» dedı Boylesi umuttan, boylesı coşkudan sonra ortaya çıkan yıkmtı, ınsanların dunyalarını baş larma ters çevırdi kı, Urfa Dıyarbakır, bolgesinde bılmen olaylar ya şandı Bır başka devlet kurma ıradesını yalnızca kendi kafalarından geçıren bırkaç kışınin başlangıçta. ağalığa karşı çıkarak baslattıgı hareket sonra doğal olaıak içenk değıştirdı Radikal ekonomik çözumlen de içeren toplumsal yanı agır basan Toprak ve Tanm Reformu fıkri, boylece, bır daha filiz vermemek üzere engellendi Son durum bır anlamda bu. Eskıden kaçakçıymış, or taboy bır kaçakçı. Söylediğıne gore, adı Abdo Genç. Kırk yaşlarınm us tünde bır görunuşu var. 29'unu yeni bitirmiş. Urfa'dan Diyarbakır'a birlikte gidiyoruz Pencere ko nanndaki koltuğunu ba, na verdı. «Merhaba» diyerek konuşmaya başladık. «tşler nasıl?> diye sor dum bıryerinde: « Sınır kapandı artık. Ne giren var, ne çıkan, kapandı da ne oldu? Ekmeğimizden olduk. İstendiği zaman kapanıyormuş demek.» «Nasıl kapandı da kuş uçmuyor?» «Eskiden de zaman zaman kapanırdı. Gedik, ge çit arardık. Adam ayartırdık, Şimdi bir başka korku var. Kaçakçılık yine yapılır yapılmasma da. Korkumuz, anarşistlerle karışmak. Üçbeş kuruş için adımız anarşiste çıktı mı, temizleyebilirsen temizle.» «Eskiyi anlatır mısın, nasıl yapılırdı, nasıl giderdi binlerce koyun Suriye'ye?» «Esldyi anlatmanm bir faydası yoktur. Urfa, Mar din,, Diyarbakır, Sürt ve Van'da koyun çoktur. Sayar parayı alır gelirsfn, Akçakale, Suruç. Mur şitpınar, Cizre. Nusay Dogu'dan iki kıs bir bahar Erbi! TUSALP Urfa'dan Diyarbakır'a giderken bir kaçakçıyla söyleşirken «Sinır kapandı artık. Ne giren var, ne çıkan. Kapandı da ne oldu? Ekmeğimizden olduk. îstendiği zaman kapanıyonnuş demek» diye konustu Günde ortalama Diyarbakır'da masal dinledim bin'e. ya ürkütüruz. ya da iz açar tek sıralar, ko yunları öyle geçirirdik.» 1 • Urkuttugunuz kım ?Kim olacak, koyunlar tabii. Koyun un sayısı bin den fazlaysa, önce sınır boyunda toplardık. Sonra otomatik tüfeklerle ha vaya ateş açılır. Koyun urker, ürkünce ne yapar? Başlar kaçmaya. Doğru Suriye, Jandarma da ateş açıyorsa işimiz iyice kolaylaşırdı. Jandarmamn ateşinden daha da ürken koyunlar, karşıda adamımız dururdu, koyunları toplar, dinlendirirdi. Sonra doğru Halep'teki hayvan pazarına.«I? açarak nasıl geçinr dınız?» «Olmayan şeyi komışmanın bir faydası var mı? Varsa söyle bana. SiveDİYARBAKIR'DAYIM Onbırıncı gun Dıyarba kır'dayım. Şehırlerarası otobus termınalinde. karşılayıcı suratlı bırkaç kışıden başka kımseler yok Goilerım 1977 yümın kalabalıgına alıştığı ıçın Diyarbakır, boş bır kent ızlenimim uyandırdı ilk bakışta. Taksi şoforu Moh met Alfnın admı radyosunun kenanna yapıştırdığı karttan oğrendîm. «Mehmet Ali» dedım. Trafik sıkışıklığı mı var? Hayır anlammda başını salladı «Peki nedîr?» dedım «Mahkumlarm güvenligi» dedı. Birkaç dakîka sonra, sıkı guvenlik önlemleri dıye duyulan şeyin aslını gordum Paletler gıcırdıya gıcırdıya geçip gıttiler önumden. Ve aralannda ıkı cezaevi arabası. pohslen üzmuştür Mehmet Ali yı dıye duşundum. O gun 199 samklı KUK dava&ı duıuşması sonunda öi kışınm tutuksuz yajgılanmalarına karar verdı U) numaralı Aske n Mahkeme. Diyarbakır Sıkıyonetım Komutaniıgı Askeri Mahkemelerı'nde gorulmekte olan toplu da valarda ılk kez çok sayıda sanıgın tahhyes.ıne ka rar venhyordu HAMAMCININ TASI KULHANCININ FESI Dıyarbakır'da da bır masal dinledim. Koca koca adamlar ne anlıyorlar dı masal anlatmaktan? ya da dınlemekten dıye duşundum. Yuksekçe bır bmanm en ust katında yemek yedık bırkaç dostla fakır bır ana ıle ıkı oglunun masalını da orada dınledım. «Hamamcımn tasi yoh, külhancinin fesi yoh» dıye başladı masal: «Heç bir şeyleri kalma miş yalavuz bir koyunla rından başka. Bir gün analan buyük oğluna götır bu koyıni şehirde sat. Bize birez dan a] getir, oni de yiyip bitirinceye kadar bahah allah ne yapi demiş. Oğland» almış koyini getirmiş Diyerbekir'e satmağa. Mardin kapısından içeri girmiş. Orda kırh köse gardaş yanyana dükkân açmışlarmış. Biri demiş bu horozi kaça verisen, öbürü demiş bu horozu neçiye verisen. Herif şaşırmış kalmış, yafao bu horoz değil koyindir. Demiş, amma heç para etmemiş kırh köseler oni aldatmışlar koyini horoz fiyetine almışlar.» Aldatılmanm acısını çıkarmak için düşünen yoksuJ kardeşlerin büyuğu, küçuk kardeşme bır çarşaf giydirip kadm kılığına sokar ve kırk köse kar deşlerin dukkânınm önüne gider, «Bu bacımdır beslemiyorum isteyene hiz nıetçi oiarak vereceğün» der. Kırk kardeşın otuzdo kuzu evlı oldugundan yal nız bınnın evlenmesme kalmısjtir 1^. Masal bu ya evlenme gerçekleşu": « Alilar oğlani eve götüriler üzerine güzel el bıse giydiriler gerdege gi riler. Once evi gezdir, o işi nasıl olsa sonra yaparıh deyi. Güvegi de bu soze kani. Tuti oğlani evin içinde gezdiri. Herşeyi ona gösteri. Sonında zemzemiye giriler. Orada bir işkânce varmış. Güvegi de yi ki, karı biz zengin bir tüccar gelende oni bu iskenceye koyiyıh. Oldıriyıh. Parasi bize kali. Oglan deyi hele içine girim bakım. Nasıldır. Güvegi iskencenin kolini çevirt. Oğlan ay ay delince guvpgi bırahi. Oğlan, güvegi ye hele sen gir. bahım kolu ben çevırebilirem deyi. Güvegi iskenceye giri, oğlan kolu çeviri. Güvegi ah dedik çe, o çeviri. Herif içinde ezilip hamur gi mi oluncaya kadar. Oğlan çamaşırlaruu değiştiri, evde ne kadar para varsa ali. Ufak bir tezkere yazi masanın üstüne bıra ki. Obirki gün gardaşlan geliler güvegiyi alıp sıcağa götürmega, içeri giriler bir de ne baksmlar. kardaşlan iskencede olmiş hamur kimi. Masanın üstündekı kağızı ohiler. (Bu koyini horoz yapmanın hakkıdır. Daha sizden çok hayf alacağam) yaalı.. iki kış bir bahar, iki ma sal ve yüzlerce gerçekle yuzleşe yüzleşe. tam on üç gun dolaştım, Doğu Anadolu'nun kuzeyinde ve guneyinde. Kuzular meleyince baharda yeniden görüşsek, konuçup soyleşsek ne güzel olurdu. BtTTt DIY4RBAKIR TIP FAKÜLTESI Otobüsten indiğimde Diyarbakır bende boş bir kent .• lenimi uvandırdı ilk bakışta. Taksisine hindiğim şoför sorulanmı ya basıvla, 5a omuzuUa yanıtladı. Fotoğrafta Diyarbakır Tıp Fakültesi 11in bulunduğu a ' a n görülüyor. öldürüldüğü Siverek'te şimdi canlılık var 5 kişinin KİRAUK CAĞADOĞLÜ'NDA KtBALIK BÜRO BANKAVTKTİK 1982 yılında üretılecek yaklaşık 6000 ton Plrlt Cu.^ a kapalı zarfla teklif almak suretiyle bir sene müddetle satıiacaktır. So7konusu satışa aıt şartname Müessesemiz Satış Grup Amırliğinden. Genel Müdürlüğümüzden. îstanbul îzmir ve Ankara Alım Satım Müdüıiüklerınden ücretsiz olarak temin edilebilir. Ü7erinde «Pirit Curufu teklifidir> kaydı bulunan kapalı 7^1flann ve gpçici teminat bedeli olan 100 000 TL'nm 20 4 1582 SALI günü saat 17.00'JL. kadar Mupsse?pmi7de bulundurulması gerekmcktedir. Postada vuku bulacak gecikmeler dikkatvi ahnınayacaktır Müessespmı? artırma VP eksiltme kanununa tabi r^rmdı&ı eıbi satışı yapıp yapmamakta veya di1. • ;inp vapmakta sprbesttir (Basın: 13128) Tel.: 27 99 58 Masal «Hamamcımn tası yok, külhancınm fesi yok» diye başlıyor. rek'e geldik bak. İnelim seni Suruç'a götüreyim. Faydası varsa sen sor ben söyliyeyim.» Gunde ortalama beş ki şinın oldurulduğü Siverek'te inanılmaz bir canlılık vardı. insanlar pazarda alışveriş ediyorlardı. Ortada bır adam iki kişinin bileğinden yapışmış el sıkıştınyordu. Adamlardan biri, bir tomar parayj kucağma soktu. Öteki, sarı bir danayı boy nundan çekip götürdü. Siverek'te yaşanmaya baş lanılmıştı. insanlar konuşuyor, alışveriş ediyor, evlerine gidip gelebiliyor lardı. Abdo Genç de Siverek'te ındi. «Hayvan alıp satıyorum şimdi, bir iki tane alıp satmaya besicilik denîrse, besicilik de. Dünyalığımızı çıkanyoruz işte» dedi. VedaJaş tık: Benden başka çok az kışi baktı konvoya, 17 dakıka sonra önce kavşak, sonra da benim çenem açıldı. Ben, durma dan sordum. Şofor Mehmet Ali, durmadan sustu. Sorularımı, omuzuyla, başıyla ya da,eHeri üe yanıtladı. Kontişmamaya yemmlıydi anlaşılan Otelin önune geldiğimiz de, «bodrum?» diye sordum da ona bile yanıt ver medi Mehmet Ali. Torpi* do gözünden tarifeyi çıkardı. 200 liranın tam karşısma işaret parmağım koydu, «Küsmüyüz? diye sorunca hafiften güldü. Başmı yine yukan kaldırdı. «Küs değilmiyiz yani?» dedim. Sag elini göğsünün tam orta yenne koydu, başını one eğdi. «ÜzüntOlüyüm biraz. Canım hiçbir şey Istemiyor abî, konuşmak bile» dedi. Trafik SATILIK tş merkezi Cağaloğlu"nda 67,5 M2, 3 katlı ahşap blna sahibinden satılıktır. 719085.. ILAN Pirit Curufu Satıiacaktır KONGRE Cemiyetımizin kongresı 26.4.1982 gunu saat 14'de Sa hpazarı Liman Işletmesi Mu durlüğü bınasında yapılacaktır. Ekseriyet olmadığı takdir de, 3.5.1982 tarihinde ayni yerde ve saatte açüacaktır. DENÎZCİLİK BANKASI LİMAN ÎŞLETMESİ MEMUB MÜSTAHDEM VE İŞÇtLERİ YARDIMLAŞMA CEMIYETİ RUZNAME ı Kongre divanı seçiml, Idari. Mall ve Murakrplar raporunun oktmması, fdare Heyetl, murakıplar seçimi.