27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 Ç Ç Kolordu Komutanının isteği üzerine bir savaş durumu düzenledik. 1015 düşman askeri çıkardık. Bir ere dedik Id, Sen esir olacaksuı. Yanıt Türk askeri esir olmaz. Sözde düşman askerleri erin üstüne yürüdüler. Er direniyor. İtiş kakış bir türlü tutsaklığı benimseyemiyor. Düşman askerleri rolündeki arkadaşlanyla savaşmaktan ne ceket kaldı ne düğme. Sonıında Kolordu Komutanı Bırakın, dedi, erin davranışım beğendim. 13 ŞUBAT 138g MADANOGLU ANILARI davranışım beğendim, sorumdan vazgeciyorum. Eğitimde, bir askeri esir olmaya asla razı edemedik .13. V© "Asker ocağının kendine özgü birhavası vardır. Bu havayı iyice özümsedim Niğde'de, Çavuşa bir gün önceden eselam dur, uygun adım, sağa mir verirdim. Cavuş önceden dön, sola dön, cök. yat kalk eğitim yerine gider; yanında gibl bütün düzenleri öğrenme manevra fişekleri vardır; calısi gerekir. Oğleden sonra bun lara calışıyoruz Iki saat... Sa iarın arasına gizlenir. bahkl eğitim sürekli olarak sa Ben erlerl toplartm. Onlavaş üzerine... ra anlatırım ki, ortada bir saSavoş eğitiminde kendl ken vaş durumu vardır. Düşman karşıki sırtlara yerleşmiş. Tedime bir öğretlm yöntemi uypeden aşağı doğru sarkıyor. gulamaya başladım. Biz buiunduğumuz yerdeyiz. Şöyle yapordım: Manga komutanı benim. Ve erlerden birinl cağırır, manga komutam olarak emir veririm: Blzim takım komutanı şu yandaki tepededir. Düşmanın aşağıya sarktığını görmüyor. Cünkü arazi engebeli, görünümü glzllyor. Sen düşmonın ilerlediğini görüyorsun. Git takım komutanına durumu bildir, dön gel!.. Başüstüne komutanım. sırtından çıktı. Sen de öldün, gel buraya arkadaşının üstüne yat! Erler dikkat .kesilirler. Her biri kafasını calıştırmaya başlar. Konuya ilgiyle eğilirler. Ücuncü er, dördüncü er, beşin ci er birbiri ardına yola cıkarlar. Ben cavuşa öyle bir yerde işaret veriyorum ki er o sırada bir hendeğin yanında buiunuyor. Önce kendini nasıl yere atacak, tam siper yapacak, ateşi yer yemez korunmaya girecek, bir anlasm bakalım. Üstüste yığılan ölü askerlerin en altındaki sızıldanmaya başlar: Komutanım üstüme çok yükleniyorlar. Yaaaa, derim, kafanı işTutum ve davranışı ne olacak? Çünkü yürürlükteki Cenevre Aniaşması'na göre. savaş tut sağı ancak, belirll sorulara yanıt vermekle yükümlüdür. Acaba erler bu işin bilincinde midırler? Sorguda sır verecekler mıdir? Gevezelikler edecekler midir? Tuzaklara düşecekler midir? Emre göre bir savaş durumu düzenledik. 10 15 düşman çıkardık o yandan, 5 10 düşman çıkardık bu yandan... Bizim erler iki kişi. Tutsak olacak erin arkadaşını yere yatırdık. Sen vuruldun, dedik, düşDerim ki: man öldürdü seni. Sen de nöbetini satarsın. Sağ kalnn ere: Nasıl satanm? Sen de esir olacoksın... Yantt: Türk askeri esîr olmaz. ASKERLİK SADECE EMİR KU Buyur Komutanım. Ben eğitimde askeri işlemlAlay Komutanı uyarıyor. FiMANOA İLİSKİSİ OLARAK şim: Türk askeri esir olmoz, lanca arkadaş Kurmay Başölen arkadaşının ölüsünü ken GÖRÜNÜR, OYSA BU BİC!kanımn evinin önünden sık disine siper yapmaz gibi kugeciyormuş. Kurmay BaşkaMİN ARDINDA İNSAN İLİSralları Inanc niteliğine dönüşnının gelinlik cağda güzel bir türmüşüm. KİLERİ VARDIR. 3 kızı var: Bizim er tutsaklığı yadsıyor. Söyle ona, yakışmaz bu Sözde düşman askerlerj erin Yakın yörelerden bir or bize... letseydin de ölmeseydin. üstüne yürüdüler. Er direniyor: Sonunda birisi araziden ya kadaşına dersln ki benim ye Başüstüne. Esir olmam.. rarlanarnk takım komutanına rlme nöbet tutarsan elimdekl Teğmen arkadaşı coğırıp u Olacaksın ulan.. doğru ilerlemeye calışır, ateşi damgalı yuvarlağı sana veri yarıyorum. Olmam!.. yer yemez tam siper yapar. O rim. Sekiz on daklka mücadezaman herkese derim ki: Esir Böylece eğitimde başarı gös le itiş kakış, er bir türlü Şimdl tamam. Sıra din terenlere armağanlar vermiş olamayan er.. tutsaklığı benimseyemiyor. Ba lenmede, yakın bakalım sigara olurum; erlerde heves gelişir. ğırıyoruz, cağırıyoruz: Asker gözümün icine bakar. Benim bölüğüm sivrilmeye, lorı. Şimdl esirsin.. parlamaya boşladı. Kolordu Sabah akşam eğitimde, tur Olamaz1, Türk dskeri esir Komutanımız Abdurrahman Na Armağanlar şu gibi oluyoruz, ama sonuç olmaz... biîim birlikleri alıyoruz ya bu güzel birşey... fiz Gürman Çevresindeki düşman askeBaşarı gösteren erl cağırıdenetlemeye geldi. Denetim ri rolündekj arkadaşlanyla sarrni: sırasmda bir konuyu kurcalaDisiplin vaşıyor, ne üst kaldı, ne baş, Sen gel buraya! mak istedi. ne ceket kaldı, ne düğme... subayıyım Mukavvadan kesip hazırladıAnlamak istediğf şu: Bir türlü ere tutsaklığı kabu! ğım ve cebimde sakladığım yııSubaylığıtn güciendi. Muğla' Bir sav€ş durumu lcinde ettiremedik. variaklar vardır. Üstüne fmza daki gibi değilim. Haylaîlık bir er çaresiz kolsın, tek baEn sonunda Kolordu Komı atıp bölüğün damgasını da yapmıyorum. Ya da ne yapı şına kalsın, tutsnk edilsin ve mutanı Abdurrahman Nafiz vurmuşumdur. Derim ki aske yorsam, evımde yapıyorum. sorguya çekîlsin. Bakalım soPaşa: re: Dışarda patırtı gürültü yok. rulara nasıl karşılık verecek? Bırakın, dedi, erin bu Al bakalım. Alır. bakar: Ne olacak bu? Sen bunu sakla! Hafta sonunda cavuşa cferim ki: Cebinde kortı olanlar gelsinlerl Sorarım: Sen hangi köydensln? Erlerin coğu cevredendir. Sözgelimi 8 saat ötedeki bir köyden olon ere derim ki: Hadi sen köyüne git, hafta başında eğitime yetiş!... Elinde damgalı yuvarlak bulunan bir er Nevşehir'lidir diyelim. Nevşehir'e gidiiemez. Hicbir olay cıkarmıyorum. Sa bahları duyuyorum: Sözgelişi filan yerde teğmenler ıcmişler, olay cıkarmışlar; ya da, falan düğünde gürültü cıkarmışlar. Ben ortaiıkta görünmüyorum Yaşam yollarında ustalık kazandım. Alay Komutanımız Bahir Bey, kendine özgü düşünceleri olan bir adamdı. Her rütbenin, bu arada teğmenlerin bir Onur Kurulu var, O zoman buna Haysiyet Divanı diyoruz. Ben yüzbaşıdan aşağıda ne rütbe varsa, o kesimln Onur Kurulu Başkanıyım. Bir subay kusur işlemişse, sakıncalı bir davranışta bulunmuşsa, Alay Komutanı onu doğrudan doğruya cağırmıyor, cıkışmıyor, azarlamıyor. Bana haber gönderiyor. Gidiyorum. Askerlik salt emir kumanda ya da altüst lllşklsl görunür. Oysa bu biçlmln ardında lnsan illşkilerl yatar. Asker ocağmın kendine özgü bir ortamı, havası vardır. Bu bu havayı iyice özümledim Niğde'de... Kendime özgü yöntemler bu lup cıkarıyorum. Yoğun bir calışma icindeyiz. Eğitim yapıyoruz. Yenl gelen asker hic bir şey bilmiyor. Askerliğin A'sından haberi yok. Hazır ol. Yedi onda dokuz çap... Bir gün ben başka bir gdrevle uğraşırken Tümen Komutanı geimiş, bizim bölükte denetleme yapmış: Oğlum bu ne tüfeğidir? 7.9 çapında mavzer tüfeğidir. Ne demek 7.9 copımkı mavze1' tüfeğl?... Soru karşısında bizim asker teklemiş. Olayı duyunca canım sıkıldf. Ben bu gibi bfigileri askere öğrettiğimi sanıyordum. Gece derse geldim, Yakın şu lüks lambastnı... Zaten gaz lambaları yamyor. Lüksü yakmak zaman alıyor. Ben derse başladım, lüke geledursun diye... Amo luks bir türlü gelmedl. Onun da bir nedeni varmış, sonrodan öğrendim. Ancak dersîmiz sürüyor Gülücük... Oğuz Aral, yolladığı «Avnl»'nin baş sayfasına, «Paylaçılmayan gülücük, gülücük ola mı?» diye yazmış. Bir bayan ckur da bankere para kaptırmıştı. Hemen her gün, Ulus'taki Kıraner Han'a gider, bankerlerin aurumlannı izlerdi. Pek çok kimse kuyruktaydı. Bankerler de, bankere para yatırmış olanlar da. Tam bir ana baba günü; Otuz yaşlarında bir adam, önünde sıra bekleyen bir kadının kalçaiarını okşuyordu. Gözleri takıh kaldı. Herkesin bunca derdi içinde, adam ne yapıyordu? Adam kendinden geçmiş gibiydi. O saatte elektrikler de yanmıyordu. Loş bir ortam. Adam, kadımn kalçasını sol#iiyle okşarken, bir ara iki eliyle okşamaya başladı. KİJİından hiçbir ses çıkmadı. O, iri gözleriyle bir açıklama bekliyor, bir umut arıyordu. Birinin kalçalarını okşadığımn o da farkmda mıydı? Olmaz olur mu? Bayan okur bir ara kadının: Çek elini terbiyesiz; demesini bekledî. I Ihh. Adamın yanına yaklaştı: Seııin kaç liran gitti kardeşim? diye sordu. Altı yüz bin; diye karşıİJk verdi adam. Yüzü azıcık kızarmıştı. önündeki kadının kalçasıru okşamaya ara verdl... Yaınız gülücükler mi, acılar da paylaşılmalı, üzüntüler de. Belli günler, geçmişte kalmış olayları ammsatır, yaşatır. Bu bir ölüm yıldönümüdür, doğum yıldönümüdür. Evlenme yıldönümüdür. Bir işin başlangıcı, sonu olabilir. Ankara'da Sıkıyönetimde görülen davalarm bazılarına vaktim oldukça gittim. İlhami Soysal'ın, TÖB DER'ih, yargılanmakta olan hiç tanımadığım bazı gençlerin, MHP'nin duruşmalarına. Bunlan yer yer «AnKara Xotlan»nda aktardım da bir izlenim biçiminde. DÎSK'in duruşmalarına henüz gidemedim; ama, gitmek lstiyorum. Orada henüz iddianame okunuyor. Belki, gela cek hafta biter diyor izleyenler. Avukatlar girmiyorlar duruşmaya. DİSK'in kurulduğu günlerl anımsıyorum. On Beş yıl önce bugiın Kurulmuştu. Erzincan'm Çayırıı Lisesi'nde görev yapan edebiyat öğretmenı Avni Bayrak, Giresun'dan buraya 12 Ey'üTden önce verildi. Eşı, Giresun'un Piskobirlik kuruluşla.nnda sigortah olarak çalışmakta. Avni Bayrak, ikı yıldan berı yaptığı başvurularına, Bakanlık'tan olumlu bir yanıt alamadı. Eşi, sinir hastası olmuştu. Elinde raporlan vardı. «Haydi, Giresun olmazsa Ordu olsun. benl oraya verln» diye başvurdu. İ İh.. İstemi geri çevrildi. Avni Bayrak, «N'eden eş durumum göz önünde tutulnmvor?» diye soruyor kendl kendine. «Eşlerin bir arada çalıştırılmalan, ailenin parçalanmaması gibi kurallar, blzim aile K'in ncden geçerli değil?» diye dertleniyor. Hasanoglsn Atatürk Ögretmen Lisesi'ndeki yangın olayına değinmiş, kimsenin bu olayın üstüne gitmediğine şaştıgımı vurgulamak istemiştim. Olayın üstüne gitmışler, okul müdürü olan din dersi öğretmenı İstnall Aksoy'un beden eğitimi öğretmenı olarak ona da şaçtırn ya atanraasına karar vermişler. İş orada kalmış. Hasanoglan'dan Ankara'ya gelenler, atamayı durüurmuşlar; müdürün görevde kalmasmı sağlamışlar. Kimsenın gorevden alınmasını istemedim. Olaym içyüzü araştınlsm. olayın üstüne gidilsin, dedim. Olayın arkasını bırakmayaeağım... Erken emeklilerle, «Re'sen emeklUer»in durumlan bellı olmaya başlıyor. «Re'sen emekliler» ocak sonunaa belli oldu bile. Mülkiyeliler Birliği Başkam, Merkez Valısi Güngör Aydın da, 22 yıüık hizmeti varken, «Re'sen emeklî» oldu; Güngör Aydın'ı daha önceden Tanımadım, aclını duyardım. Elazığ Valiliğı, etkiliydi. Orada «devlet var» dedirten valilerden. Çok kimsenin pıstığı korktuğu bir donernde, kargaşanm büyük güç merkezlerinden biri durumuna geimiş olan Elazığ'daki valillği sırasmda tüm devlet gücünü kargaşanm üzerine sürdüydü. Ölümle tendn edüdı. Yılmadı. Elazığ'daki görevinden alınarak Antalya Valiliği'ne verildi. Tüm valiliği iki yıl. Oradan da haberleri geliyordu. Elazığ Valiliği sırasmda Ahmet Kabaklı'ların, Rauf Tamer'ıerin kalemle saldırdıkları vali. Bu yazılan okuyarak valinin nasıl bir vali olduğunu anlıyordunı. antalya'da çalışmalarını duymaya başladık. Antalya Valiliği sırasmda, dünyanın turizm değerlen açısındarı en yiiksek potansiyeli olan Kemer'deki kıyı yagmasına karşı kesin tavır aldı. Güçsüzün, zayıfm üzerine görıderılen devlet gücünü yağmacıların üstüne yöneltti. Gözdağlarına baskılara karşm gerilemedi. Kumıuk alandaki yasa dışı ve yıkımı kesinleşmiş yapılan yıktırdı. Kıyılarcta ülkenin, toplumun çıkarlannı sonuna ueğin savundu. Suları devlet eliyle kurutulduktan sonra, suba*ı ağa'.arınm eline geçerek yıllarca çevre köyler halkını yarıck çalıştıranların karşısına çıktı. «Avlan» göîü yatağı anlaşmazhğında, köylülerin yanında yer aldı. Soruııun köylüler yararına çözülmesine katkıda bulundu. Güngör Aydın'ın bir öyküsünü de başkaıarından dinlemiştim; Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov'un Antalya'ya gelişinde, onda bıraktığı olumlu izleniml. Todor Jivkov, Antalya'da gördüğü konuksevenikten öylesıne hoşnut kalmış ki, Güngör Ayclın'la eşini Bulgaristan'a çağırarak orada ağırlatmıç. Merkez Valisi olarak Ankara'ya alındıktan sonra boş durmadı. Güngör Aydın, Mülkiyeliler Birliği'nln başına getirildl seçimle. «Anayasa», «Tam Bağımsızlık». «Dev letçilik». «Bilim ve Kültür» konularında bir dizl açık oturumlar düzenledi. Bu açık oturumlarda demek yönetimıne egemen kılınan ilerici, halktan yana, demolcratik çizgi doğrultusımda, demokrasi, insan haklan, tllKe ve toplum çıkarlan, 1961 Anayasası, ulusal banş ve hagımsızlıktan yana ilke görüş ve düşüncelerin savunulrnasmı sterçekleştirdi. Bunlar da kolay değildi... 12 Eylül'den kısa bir süre önce, yapılan Genel Kuruı seçimleri sonucunda Halkevleıi Yönetim Kurulu'na seçllmişti. Genç yaşmda bir emekli... Uygulamalı öğretim Asker, hem acemidir, hem çalının arkasına sipere yatmış çavuştan habersizdir. Ellerini kollannı sallaya sallaya emri yerine getirmeye yönelir. Biraz yürüdükten sonra ben elimi kaldınrım; «tak» diye bir silah sesi duyulur. İşaretimi gören cavuş manevra fişeğiyle ateş etmiştir. Asker şaşırır. Hic düşman karşısında köyde yüründüğü gibi yürünür mü? Askere derim ki: Gel buraya oğlum, sen vuruldun, öldün, yok yere... Bu kez ikinci bir eri çıkarırım: Sen git bakalım... Bu yenisi biraz daha acıkgöz davranmaya cabalar, koşmaya başlar. Ama ben eliml kaldırıp işareti verınce cavuş yine ateş eder. Ben ikinci ere: Kurşun göğsünden girdi, Pire ile Kuyruğu.^ Ben bunların kafasına 7.9 çap kavramını nasıl sokarım? Düşünüyorum. Sonundo karatahtayı getirttim. Karatahtanın üstüne tebeşirle bir tekerlek cizdim: lakın, dedim, bu namlının ağzı. Evet, bu namlının ağzı. Sordum: Namlı ağzının en genty uzaklığına ne diyoruz? Cap. Demek k) namlı ağzmın en geniş uzaklığının bir ölcüsü var. Asker beni dinliyor. Şimdi bu namlı ağzınu en geniş yerini bir hayvan boyuyla ölcelim. Koc hayvan ba yudur bu cap? Bilelim. öne« bulun bir hayvan, adım söyleyin bana... YARIN: 7,9 Pire CAĞLAYANGİL \ anlatıyor ALİSİRMEN 2şefkat. arkadaşlık, vefa» gibi tek tek 4050 kelime yozdırSİRMEN Ankora, o zadı. Bu kelimelerin hizasına manlar nasıldı? herkesin o kelimelerden ne CAĞLAYANGİL O zaman anladığını açıkça yazmalarını lar, nüfusu 18 bin civarında istedi. Dediğini yaptık. Sonra olan bir şehirdi. Elektrik gece herkesin yazdığı acıklamalar saat 10'a kadar yanardı. Yolokundu. Görüldü ki hepimiz bu lar toz icindeydi. Gidiş geliş kelimeleri ayrı ayrı tarif etmifaytonlarla yapılırdı. Stadyum, şiz. Bu gerçek acığa çıkınca Hipodrom, Genclik Parkı tarafhoca bize «gördünüz mü çoları tümüyle bataklıktı. cuklar aynı kelimelere verdiğiAnkara Erkek Lisesi şimdl Haniz cevaplorda nüans farkları cettepe Üniversitesi'nin bulunvar. Meseia biriniz öbüriine duğu tepenin üstünde (Taş vatansız, namussuz, veya ben Mektep) denen binadaydı. Üni vefalıyım dese, kastetmek isversite yapılırken o okulu yıktediği şeyi kendi kağıdında yatılar. Liseyi orada bitirdim. zılı kavramlordır. Halbuki siz aynı kelimeleri kendi kağıdıSİRMEN Kaç kardeşsıniz? nıza yadığınız manada anlıCAĞLAYANGİL Hiç karyorsunuz. Aynı kelimeleri farkdeşim yok. lı kayramlarda kullanıyorsuSİRMEN Tek çocuksunuz... nuz, Bu yoı tartışma hatta CAĞLAYANGİL Evet tek co çatışmalora yolacmaz mt? Bicuğum. riniz başka söylüyor, öbürü SİRMEN Birşey sormak iskendine göre anlıyor. Hocamız, Emin Aii Bey, «Bütün kelimeler kafonıza klişe olarak tiyorum: Tek çocuklar çok haÇ Ç Eğitim kavramma «Programınız belşarı olur derler, siz de haşarı Bundan kurtulmanın yolu sokulmuş, hepsini kafanızdan ev taşır gibi cıkarın, sonra tek li, smavda bundan sorumlusun» dimıydınız? vardır. Bu kelimeler sizin ka tek mırıldanarak, gümrükten geçirir gibi tekrar kabul edin. Görfanıza klise halinde sokuluyor. düğünüz gibi kelimelere herkes başka bir mana verdiği içii CAĞLAYANGİL insan kendi yerek yaklaşan hocamız bir gün, anlaşmamıza ımkan yok» dedi. Size tavsiyem şudur. Zihninizsinin haşarı mı, uslu mu oldu«Hepiniz Türkçe konuşuyorsunuz deki bütün kavramları ev taşır ğunu pek farketmez ki. Ne diama, aynı şeyî anlamıyorsunuz» degibi kafanızdan dışarı cıkarı bir klmse Için babanız cok lyi, tlz bir hoca gtbi notlarım kıyeyim? nız, kapının önüne yığınız. Son hocanız pek kötü diyebîlir. Si rarsînız.» di. Hepimiz itiraz ettik, bize «vatan, SİRMEN Anneniz ne derdi? Sonraları Vali oldum, Bakan ra onları teker teker içeri ca zin yapacağımz, o kimse için CAĞLAYANGİL Cevremde namus, şefkat, arkadaşlık» gibi 40oldum. Yüzlerce kişiye sicil ver rınız. (Sen kimsin ben intika okuldan size verilen sınav not pek haşarı olarak tanınmaları gibl birer karne acmaktır. dim. herkes icın not verirken 50 kelime yazdınp, anlamlarmı açıkmım) deyince kendinize göre dım. Daha cok okumayia, spor hocamın bu sözleri bana yol mana'andıracak vs gümrükten O karnede (ahlak, fazilet, dülamamızı istedi. Herkes yazdı ve la uğraşırdım. rüstlük, sadakat) gibi sosyal gösterıniştir. geoirir gibi kendi malınız yapSİRMEN Neler okurdunuz? gördük ki, hepimiz kelimeleri ayrı iüşkileriniz icin gerekli bütün tıktan sonra zihin arşivinize DÜZELTME CAĞLAYANGİL Büyük bir ayrı tarif etmişiz. J J notları 10 üzerinden tam olaöyle yerleştîreceksiniz. Birisi okuma tutkum vardı. Eüme Dünkü bırinci bölümde, Aİİ rak doldurunuz. Ne babnnızın size Intlkam nedlr dedi mi? ne geçerse okurdum. Bütün ne hocanızın yargıları lle bu Sirmen'in ik.nci sorusuna yaII, konulannız kitaplarda yazı bu oldu. «Çocuklar slz heplnlz cevabınız tereddütsüz artık ha klasikleri yer gibi okuyarak notlara dokunmayınız. Dokun nıtın 2. paragrafının doğrusu zır ve bellidlr. Bu yo! karşılıklı hatmettim diyebilirim. Sonra lı, sınavlarda bundan sorum Türkce konuşuyorsunuz ama, tartışmoları oçıklığa kavuştu mayınız ama, duruy inandıkla şöyledir: «Dedem 93 Harblnd9 ları, metodlu bicimde okuma lusunuz. Ben sizin kafa yapı konuştuğunuz lisan aynı değll. rur. insan ana dilinl blfe ancak Kafkasya'nın Gence havalisinrınızt karnelerin mülahozat haya başladım. Bize nasıl oku nızla ilgili meseleleri, sizinle Konuşulanlardan aynı şeyi an böyle ögronmelldir.» nelerine oiduğu gibl geciriniz. den göc etmiş.» Ayrıca yazımamız ve neleri okumamız ge birlikte cözmeye calışacağım» lamıyorsunuz» dedi. Aynı kimse günün blrinde siz nın 7. sayfasında son bölümü«Nasıl olur? İşte Türkçe korektiğinl şimdi rahmet, takdir derdi. Hoco başka bir gun gelir den borc oldı, sonra inkar et nün ilk cümlesi de şöyle olave minnetle andığım Ankara Bir gün gelir, «Çocuklar ta nuşuyor ve anlaşıyoruz» diye «çocuklar, derdi. yeni tamştığı ti, söz verdi, gelmedi, beraber caktır: «Hayır, Sarachane baErkek Lisesi'ndeki tarih hoca rih ilim midir fen midir? Size hep birden itiraz ettik. O, «Du nız biri hakkında sözlerine i oynadığınız oyunda hile ya şında Münir Paşa Konağındaymız Emin Âli Bşy öğretti. 15 gün izln. Bu konuyu tartı rum öyleyse, ben size yargını nandığınız güvendiğlniz klmse parken yakaladımz. O zaman dı.» SİRMEN Bu öğretmenin şacağız» der, bizi düşünmeye zın yanlış olduğunu ispat ede lerin kimi (cok iyidir) klml (ber mülahazat hanesi işlemez. TiDüzeltlr, özür dıleriz. ceğim. Heplnlz kalem kağıt battır) derlşrse o Insonı nasıl özelllği ne Idi? zorlardı. değerlendirlrsîniz?» Biz ayrı Bir gün öyle bir konuyo Cikarın» dedi ve bize. CAĞLAYANGİL Emln Âli «Vaton, millet, bayrak. na ayrı fiklrler söylerdik. O yol değindı ki, beni hoyat boBey ,bize tarihten başka her YARIN: Atatürk smıfa girdi.. yu kendisine bağlayan yonü mus, intikam, aşk, muhabbet. gösterırdi: «Yenl tonıştığınır şey okuturdu. cProgramınız bel Hocamız: Sizin kafa yapınızla ilgili meselelerin izi çözmeye{ çalısacağım
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle