19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ŞUBAT 1982 KÜLTÜR YAŞAM Cumhuriyet 5 Paclisah ile Aslan Perdeıersızdır kaiıp s>abunlarsızdır; uzamış pencerelerı duşunuyorum Duşunuyoruz tarıhte koraşın Çınarlar gecelerı buyur Osuruk aâaclart ounduzlen kuculur bır kent Cok eskı adıyla Istanbul yuksekte Sultanahmet'ten gıdılıyordur Gulhono Cankurtaran arasındaymı$ yuksekte Sultanahmet'ten gidıılyordur (Benım uydurduöum) Gırıt taşlon ıle guzel doşenmış bır avludur Işte orada bır arslanhane varmış Bır ırtsan takvımlnde, 19 yüzyıl. blr DOdışah bır arslonla arkadaşlığı ılerletmış ilerletır Arsları kofesınden Cikortılır, podlşah eilert orkosında avluda Ikısl bir aşağı blr vukarı dolaşırlarmış «Cesaretll padişah zincirslz arslan» dıvedır vozmış sopsarı olduğu Delll bır vakanuvıs Karo aoiumde ve de kara gercekte; «cesoretll orslandır! padişah zincirslz!» (Yarım Meseller, I) ECE AYHAN Ece Ayhan kimdir? ruıkıye'de bugün çağdaş şiırin önde gelen ustalanndan bın olan Ece Ayhan (Çaglaı) W eylul 1931'de Datça'da dogdu Babası o sırada Datça Mal Muduru olan Behzat Bev'dı Aıle Istanbul'a geçtı fcce Avhan Atılmlı Ilkohulu ve Vefa'dakı Zeyreh Oıtaokulu'nu bıtırdı, lıseyı Beyoğlu Ataturk Lısesı nde okudu 1953 vılında Ankara ya geldı ve Mulkıye'ye (Sıyasal Bırgıler Okulu) gırdı Idan şubeden 1959 vılında mezun olduktan sonra Gurun ve Alacada kaymakam olaıak gotev yaptı Üaha sonra Istanbul'a yerleştı ve serbest yazarhga başladı Sınematek ve Meydan Larousse'ta çalıştı Geçırdıgı cıddı rahatsızlıh yuzünden 1974 yılmda Isvıçre'ye gıttı ve burada beyın tumoru amelıyatı oldu Isvıçre'de bır yıl kaldı 1976'da tedavı ıçm yıne lsvıçre've ıkı kez gıttı. 1978'dekı gıdışınden sonıa donuşünde bır süre Eceabat'ta kaldı. sonıa Istanbul a geçtı Ece Ayhan geçen vıldan ben Ankara'da yaşıyor llh şnnnı vazdıgmda orta ıkı'de ög rennydı Dahtılovla tanışması ıse orta uç' te oldu. 1954 yılmda ılk kez Turh Dılı* dergısınde şıırı çıktı, sonra «Pazar Postası»nda şıırlen çıktı Ilk şıır kıtabı «Kmar (Fotoğraf: Doğan KEMANCI) Hanımın Denızlen» 1959 yılmda yayım ECE AYHAN İLE SÖYLESİ Sedat ERGİN dört elle sanlmıstmı. Ştmdi 1982'de ls« «slvll toplum» gündemdedır, büyüyerek gelecek günlerde aylarda yıllarda da olacaktır. Ama bakıyorum ortalıkta ıkıuç çahşmadan başk«ısı yok (bın Alı Gev gılılı'nın) . Tarıh şıır ılışkısıne gelince; daha şiır tarıh ilışkısı aşama sındayız. Duşunuyorum; îlkm ve hemen akluna Yahya Kemal gelı yor. Daha once, Osmanlılar'da tarihe boylesıne duşkun bır şaır yoktur. (Dogallıkla, bır çeşıt (kızgınlık) adına herhangı «bır tarıh kıtabı» derleyen şaırlere bır şey demıyeceğım demıyorum. Meyha nede onlara «sen tarıhten ne anlarsın'» denmlştır gıbı, eve gıdınce «bır tarıh kıtabı» yazmışlardır Namık Kemal'e tarihsel blr şaîrdır dıyebılır mıyız' Ahmet Rasım'e tarihsel bir yazardır dıyebılır mıyız' Dıyemeyıa herhalde Geçmışte, Anadolu Orta Çağı'nda bır tek Yunus Emre var, o da «derviş» olduğu ıçın ıster ıstemez tarihe gır mıştır. Yahya Kemal, Istanbul'da eskı Park Oteı'de koşesmde «Fatib Sultan Mehmet kokmadı mı acaba?» dıyedır olunceye dek duşünmuştur (Gebze'de öluşuyle, cenazesının Istanbul'a ge tırılışı araünda 12 gun vsrdır çunku) Sonra, 1951'e dek, Nâzım Hılcmet var Aradan yıllar geçmıştır, 1970197S, O«tav Rıfat gxrmış tarihe, ve nedense çıkmış tarıhten Tarihe tarıhı «koşun:»laştırdıktan sonra bakan Turan Oflazoğlu var îlhan Berk gıbı, Cemal Sureya gıbi, Sezaı Karakoç gıbı tarıhle ılgılenenler değıl burada amacırn « Nesnel karşılıktan ne anlıyorsunuz?» Sıze bır jakm olav anlatarak bu, 'nesnel karşılık'ı açıklamak ıstıyorum Aşağı yukarı ıkı yıl onceydı, Eceabat'da bır kahve landı, bunu «Bakışsız Bır Kedl Kara» C1965) ve «Ortodoksluklar» (1988) ızledı 1973 yılında yayımladıgı «Devlet ve Tabıat» ıle şıırmm daıuguna çıktı. Butün şurlenm daha 1077'de Yort Savul» adlı kitapta topladı Şıınne gelınce, en iyısi bunu bır başka ozanın dılınden dınlemek llhan Berk, «Tuzuklerla çarpışarak buyumuştur, onun ıçm hem usta hem çıraktır, şıırın eskı tanhmde> dedıgı Ece Avhan'ı 1979'da çıtean «KuU adlı kıtabında soyle anlntıyor: «Adalara, gemılenn bınde bır uğradığı insan ayağının bmde bır ayak bastığı adalara benzer Ece Ayhan Bır de Ortaçağ kalelerıne şatolarına, o surlar hendekler, kuleler, mazgallar, asma koprulerıe çevnh, nerden ve nasıl gıdıleceğı bellı olmayan, bu yüzden dft yanma pek yaklaşılmayan. ancak karşıdan gorulen, bakılan Ortaçaj; kalelenne, şatolarma Gerısmde yol ız bırakmamıştır çunku. görunraek yetmış gıbıdır Hera nıçın bıraksm? Kendısı de oyle gelmemış mıdır buraya Kımsenm ebnı tutmadan, kımseye yaslanmadan, yalruz kendı kulünu yaka yaka Kapısıru onun ıçm kolay kolay açma7 Aslında kapUan ardına kadar acık bırıdır o Beşıktaşlı kuşçular, kantocu Peruz'lar, orta ıkı den ayrılan çocuklar mor kulhanıler pantolonlan kostak dehkanhldr devlet dersmde derslerınde oldurulmuş ogrencıler kendi kendısınm temsı kamburlar zulmun çocuk yurtları, fakır kuşlar, yemyetmeler en yakm aıkadaşları degıl mıdır9» ANKARA (Cumhurivet Bürosu) Ece Ayhan, uzun süren bir sessızlık donemınden sonra geçtığumz aylarda yayımlanan ikı kıtabı ıle yenıden okurlarıyla buluştu Bunlardan oırmcısı, «Yort Savul»dan sonrakı şıırlerını kapsayan «Zambaklı Padışah».. «Ne jaman elleri zamhaklı padişah olursam / Sana uzun heceli bir kent vereceğım / Oırîlince kapıları yitecek ve boş / Azizim, früzel atlar gu7e) şiirler gibidlrler / Öldükten sonra da tersine varışırlar, vesselam!» (Savfa 7) Yıne Tan vayınlanndan çıkan «Defterler» ise Ece Ayhan'ın Zurıh'te W74 ekımınden 1976 ağustosuna dek tuttuğu gunceanı turundekı «dlpyajnları»ndan oluşuyor. «26 arahk 1974 perşem ran, Akıf Kurtuluş ), ötekısi kasabalann şilri. (Yaşar Miraç, Ahmet Tellı, Ahmet Ada. Huseyın Haydar, Cahıt Zartfoğlu ) Ben kentlerden yanayımdır o başka, 'duşünce (ve de her bır şey şıır ) Ancak kentlerde oluşabilir oluşur' da ondandır herhalde. (îsmet Ozel'ln deyışıyle) 'Beşerî mesele'yı deşenler ya da kurcalavanlardan, sozgelımı İ7zet Yaşar, İsmet Özel, Süreyya Berfe gıbı şaır'erm sıırlen benım dıkkatımı çok cekıyor. Bu toplumun temeı nıtehŞı, tarıhı ve oluşumu uzennde duşunuyorlar ve duşündurtüyorlaı, kulyutmuyorlar yaru Izzet Yaşar gırgır geçıyor, 'gorınuş ' Ismet Ozel aeık yuzlu, 'gormuş' Sureyya Ber Şimdi 1982'de «sivil toplum» gündemdedir, büyüyerek gelecek günlerde, aylarda, yıllarda da olacaktır. be: B«ı, daha b(r zaman. bir süre dar kentlerdevim diye yaydım Londra'daki Faruk Sipahi>e Vann atacağım postava mektubu. tnsan evrendeki durumunu sık sık duşunurmu'?. Vakit bulursa . Sozgelimi, birisı, annesi olduğunde ikide bir deni/e bakar ya Avtıaya ve atlasa bakmadım, vakışıyor mu dıyc. Yine, insan fifline çekivorum, hutün /aınanlarda. Bütun kıplerdc!» (Sayfa 30) Ozar.ın tamamladığı «Ydrıın Meseller» ıse onumuzdekı aylarda yayımlanacak Ece Avhan'ın gundemmde bır de roman çalışması vaı, «Oaza Yollan.» Ece Ayhan, halen Ankara'da Mülkıyelıler Bırlığı'nde kalıyor. Kendlayle burada vaptığımız soyleşıde yönelttıfımız sorulara şu yanıtları aldıkTarihe bakişınızı ve tarlh şilr ilişkisini nasıl dpğerlenanlatır mısınız?» Tanhe bakışım'.. Ancak tanhtır kı yenlden yeniden yenlden yazılabılir Şimdı 1982'deyız değıl mV Oysa. 1839'lan da ilıklerımıze delc vaşıyoruz (kımılerıne gore. devlet toplum ikılığının başlangıcı 1908'mış, yakın çevreme bakınca Anadolu Orta Çağı'ndayız gıbıme gelıyor.) Sayıya gelme7 çok boyutu var tarlhln; verevme, yatay ve dıkey ve bir dolu değişik değişik düzlemler, bıleşkeıer ve ortalamalar. 1973 yılında bır Istanbul gazetesınde bır acık oturum duzenlenmıştır. Bır partı bırdenbıre Istanbul'un, yeni ve eski İstanbul'un kimseyi dinlemezliğini sevîyorum ben.. Hele bir Sirkeci'nin, bir Sultanahmet'in.. direnmesi vardır ki.« fede kopkoyu bır üzunç ıçınde, 'gormüş.' Akıf Kurtuluş'un ıkı vırgul arasında guzel şıirlerını okudum, ama duşunuyorum 'gormuş' m u ' Ahmet Eıhan' Muratlıan Mungan'. bılemıyorum, bılemıyeceğım. Sukur kı, dıyorum gozu kara ıki uç şaır var Izzet Yaşar 'apostroi'u bır şurmda kullanabılıyor îsmet Özel 1962'den bu yana çok şeyı bır tek kıp'ın ıçıne sığdırabılıyor. « Şürinize gençler arasında ilıri son zaraanlarda artıyor. Bunu nasıl aııklıyorsunuz?» Evet; oyle gorunuyoı Ama yazın alanındakı çok büvuk bir çoğunluk da (Rauf Mutluay'uı, Mehmet Salıhoğlu'nun, Asım Bezırcı'nın, Halım Yağcıoğlu'nun, Atılla îlhan'ın . ağır şeyler yazdıklarını hatırlıyorum benım uzerıme) tam tersını düşunuyor bunun. Işte burada bır çelışkı var, yatıyor. Aşağı yukarı 2627 yıldan bu yana şıırler yayınlıyorum Eleştırmenlerın yazdıkları yazın kıtaplarında adım hıç geçmez ya da geçerse şoyle bır degınılır, derledıklerı antolojılerde de şıırlerını yoktur (genış oylumlu. hemen her şaırın olduğu anıolojılerde bıle benden pek az sayıda şıır ahnır ) Çeyrek yuzyıl snaren bu olura suzluklar ınsanm be'ırl' bır yargıya varması ıçm olçut olrnayabıhr ama nedendir? dıyedır dusunülmesı gerekır. 51 yaşındayım, kendımı avutamam avutmayacağım da hıç Kısacasr, «kahır ekssrıyet» şıırlerımı beŞenmemıştır; (belleğım fena değıldır) bunlar bana sozle de onemsız, sıradan şıırler yazdıklanmı soylemışlerdır Gpnçlerın ıçıne bır kusku duşmuş olabılir; adam kendi bıl dtğı \olda hıç ıstıfın: bozmadan yuruyor yurumuş hep, eleştırmenlerı dmlemıyor dmlemez' Neden'' Şurıme gençler arasında gosteıılen ılçının son zamanlarda artmış olması ^arsajımını şoyle açıklayacağım Sanıyorum kı, şurlerıiTLn, dııçuncelerımın Süzdızımı anlayışımın, vardığım ya da vaımıs oldu*um sonuclarır, Genelgeçerhklerden, ne menemlıklerden alabıldığme kendını uzak kıldığım; soylendığı gıbi hıç de bır «a\kın dal» olmadığımı sezmış olabilirler (Dertlen akbabalık değılse'i « Şiirınİ7c >ansı>an izduşumleri ile tvtanbui sizde nerede duruyor?» Ben gerçekustucu olmadım hıç Ama sıze gerçeküstuculenn bır keten astarlı hantasından soz açacağım. O hantada ıkı kent gostenlmıştır jalnızca, bııı Pans, otekı îstanbul. Bunun bır nedpnı olmahdıı İS^O ekımınde Istanbul'a gelmışız Çanakkale'den ılk Karartma geoelerı1 Istanbul, Sırkecı benım şurlerımın başkentı olacaktır doSallıkla Soluk alıp vprdığını gerçekten duyduğum tek kent. (Nıce kentler kasabalar gordumse de ) Sozgelımı, Sırkecı'de butun şimdiki Anadolu, biıtun Anadolu zamanları yaşıyor, hâla ya ?ı>or Hlç değilse pazar gunlerl şıir oradan geçmek zorundadır ya da oturmak İnsan ılışkılerını, dil değışımlerınl, argoyu. Duvabılırsın duyarsan Bir şeyı yerinınm; 1882 ıle 1884 arasıdır herhalde, Kavafoğlu annesıyle bırlıkte Istanbul'a uııyor îskenderiye'den (ben Atlas'ı başaşağı çevırdım) Fotıadıs'lere, eskı Yunanca'vı da burada oğrenmış denır, Istanbul ınsanlarıyla ılgıh tarihsel bır şurı var mıdır acaba? îs.tanbul'un, yem ve eskı îstanbul'un kimseyi dınlemezlığınl ssvıyorum ben, başkaldırışını sevıyorum ben, dırenmesmı seviyomm ben . Hele bır Sirkeci'nin, bır Sultanahmet'in . direnmesi vardır kı « «DaUas» diztsinin Tiırk toplumunda ba kadar llgi gbrme> sinl nasıl değerlendiriyorsunuz?» 1954'den bu yanadır, bu toplumun temel nlteliğl Uzerlnda kuşku duyuyordum Gıderek bu kuşku derın kuvu bır kuşku durumuna geldıydı 1977 başlarmda ıse artık bır «duşünce»ye ^'ardımdı varmıştım vardım dıvebılırım Şu yakın geçmışte ozellikle çok konuda benım deneyımlerım oldu; hem ozel hem genel alanlarda çok buyuk bır yanlışlıklar i^lenivor, gozlerımle ve (ya da) 7ihnımle goruyorum Anadolu Orta Cağı1 Işte tam da burada duruyoruz. Adına ben dupeduz bır «kotuluk toplumu» dıyorum . Boylesı nıtelenmış topluluklarda «Dallas» gıbı dızı fılmler llgl gorur gorebılır îçerde kımbılır neler kıpırdatıyordur! 1933'de do bır «Avare» fılmı vardı Öylesme zavallı bır toplumdur kı, bu sbzcuğun ne anlama geldığını bıle duşunulmez (1977 başlarınaa, Zurıh'de, Omer Kut adlı bır aıkadaş, «bu toplumda. manınm, her bır şev olabılir» demıştı, hıç aklımdan çıkmaz ) Sermayerun, sermaye kurallarınm dort başı bayındır ışledığı toplumlarda «Dallas» Gençler şiirlerimin, düşüncelerimin, sözdizimi anlayışımın, vardığım ya da varmış olduğum sonuçlann.. genel geçerliklerden, ne menemliklerden alabildiğine kendini uzak kıldığını; söylendiği gibi hiç de bir «aykırı dal» olmadığımı sezmiş olabilirler. (Dertleri akbabahkdeğilse!) de bana sormu^lardı; Istanbuldaki gençler «ne istiyorlar inhısarlar idaresinden?» (Eskıden Tekel'ın adı 'Inhısarlar' ıdı ) Tekelcı kapıtaüzm' deyımını duyınuşlar bır yerlerden Evet, özellıkle şiırde her bir şevin Turkçe'sini bulacaksın! gerçek'm, şıırm arkasmdaysan dogallıkla Yoksa şıır sur olamıyor olamaz bence . Tarıhte de bir duşuncenm bır duygunun, (meram anla tılmak ıstenıyorsa), ne yapılır yapılır bır 'npsnel karşılık'ı bulu nur, bulunmuştur Bence çok lyı bır şaır olan Turgut Uvar ba kın bugunlerde bu yuzden bocalıyor Ahmet Arıf geçmışte meçrmşte, bulmuş Sezaı Karakoç, Cemal Sureya bulmuş Izzet Yaşar, îsmet Özel buluyor Oktay Rıfat 1970'den sonra buldu llhan Berk 'Kuşlar' şurmde bulmuş Cbız CumhurıypHe hayvan gıbı yaşadık'da da bulmuştu) Korkarım kı, Ahmet Eıhaıı, Akıf Kur tuluş (ıkısı dp bır şejlerı yokluyorlar) daha uç oeş on yıl bulamıyacaklardır. « Genç şairlerı izleme fırsatmı buluyor musunuz? fzledikleriniz içindc dıkkatinızı çeken oluşumlar neler?» Evet, 'genç şîir seruveni'nı, genç şaırleım serüvenlerınl ızlıyorum olabıldığınLe Zaman zaman arkadaşların evlenne gıttısımde onlardan dergılerı kıtapları alıp okuyorum Saptıyabıl dıgım ıkı ana ozellık (ya da eğılım) var, bııı kentlerm şiırl (Ismet O^el, Izzet Yaşar, Surevva Berfe, Murathan Mungan, Hav dar Ergulen Alı Ccngızkan, Eanş Pırhasan, Enıs Batur, Erdal Alova, Murtaza Vural, Mehmet Mülıt, Ahmet Erhan, Guven Tu Birkaç yıl sonra «Bahar Ayini» Parb'te yine çahmyor; raüzik kent lilerce güzel bulunmuştur bulunuyor! (Ama Stravinski buruşturulmuştur o başka! Zaten adam o giinden sonra ayağa kalkamadı kalkamamış.) ın jlssi görmesi doğaldır Ama «külturü olmamış» (daha doğrusu olmayan) bır toplumda, dedığın gıbı, «bu kadar» Jigi gormesi düşündurücudur Bızım uzmanlarımı? bıle, Ingılızce nereden duymuşlarsa duymuşlar, bır kultur edmme yolu dıyorlarmıs televızyona. Hah^ 1912'de, Parıs'te, Stravmskı'nın «Bahar Aymı» çalınıyormuş ılk kez Daha müzıgm yapıtm başlanndayken salonaa ıslıklar, yuhalar duyulmaya, ksvgalar çıkmaya başlıyor «Barbar guaüler» ayaklanmıştır çunku Bırkaç 5.1i sonra «Bahar Ayını» Pans te yıne çalmıyor, muzık kentlılerce guzel bulunmuştur bulunuyor< (Ama Stravmskı buruşturulmuştur o başka1 Zaten adam o gunaen sonra ayağa kalkamadı kalkanramış ) « Siz bir MulidyeU olarak. Mulkiyeliilk olgusunn nasıl degTrlendinvorsunuz?» «Mitlkiyelilik olgusu».. Bır kez, bütün'unu kucaklamak zor bu sorunun, bu sorunun şimdilik. Govdesı adamakıllı kalın ve de çıllı bır çınar agacı daşunulsun1 duşunun' Istanbül'da Çengelkoy'dekı desteklı çınar agaçlan sankı Sonıa, cehlıkeh deDoğrudan doğruya devîet katlan uzerıne bır soru yoneltmışsmız bana Gerçı. Mulkıyeliler'den ozel kesımde çalışmavı seçmış olanlar da olmuş olabılir az sayıda (Cevırı Turkıye nın toplumsal ağır aksak akışı gereğınce, boyle bır ıvmenın gıderek bırazcık yukseldıgı gözlemlenır), ama eski günlerde de. yenı günlerde de devlet katlan yeğlenmış yeğlenıyor daha çok ve hep. Bır ceşıt akuçuk ıktıdar» yanı' Bence, «sıvıl toplum» denılen şeyın koldaşlarından bırıdır de . Mektebı Mülkıyeyı Şahane, 1859'da açılırken, oğretmenler ve oğrencıler erkek (Aklıma, Golcuk'te yaşıyan Olcay Anıker arkadaşın bu olguya ne dıyecegı geldı), dü Ben kentlerden yanayımdır o başka; «düşünce ancak kentlerde f>lusabilir oluşur» da ondandır herhalde. 48 mllletvekılıyle belirmıştı seçım sonucunda Elıne kâğıdı kalemi alırsan yanlış sonuçlara varırsın Bu açık otuıumda, Boğazı çi Ünıversıtesmde profpsorlük yapan Şerıf Mardın goz önundp bulundurulmayan (ya da gozle görühneven) boyutlara dıkkatı çekiyordu Profesor Idns Kuçukömer de toplum katlarınm gun demınde ve umunında olmayan yenl seyler soylemıştı Anlaşılıvor kı Anadolu'dakı ınsanlarm, topluluklann, toplumların tarıhml terıhlennı (ve de ayıklıyarak budavarak vakarak btırus turarak) her> «sanşınlan» va^mıştır şımdılere dek hem de «rnuhtasar» ve «npzıh» kıltnmıştır perekçpsıvle Bu yuzden, ıftne ıle kuvu kaadım ama, Ömer Lutfı Barkan'a Mustafa Cezzar'a Ah met Bedevi Kuran'a, Mete Tuncav'a llhan Tekeh've. Mustafa Akdag'a (onda bıraz düş kınklığına uğradım) bır dolu adama L ^i ±^ .***: îtalyan mutfağıns genelde olan duşkunluğume kar&ın, baş yemeklennden olan pız zayı pek sevmem, bu yemek bende ınce bır tad yerıne bır harnur lezzetı bırakır dıye duşunurüm Istanbül'da ınsana pızza'yı sevdırebüecek sayılı yerlerden bırını ıse, geçen yıl keşfettım Akadlardakı Pızzerıa Papıllon lolcan Usi barası Gıtgıde sev kın lokdntdldrda bezeneıek üır adamak tadı» semtı ha lıne Eelmekfe olan Etıler yorcınde açılıiji oır yılı bıraz bır yer Ama bu kısa karşın, ıyı ve zevklı vemek yenen bır lokanta, Pız zena Papıllon Inanılmaz zpngınlıkte bır pızza çeşıtlemesı \ ar once Napolı, Portotıno Oryantdl Truva, Kaprı, Atlantık 4 Mpvsım Marınaıa Opera VeKetarıen, Papıllon Ozel Marna Mıa, Sarayh Venedık, Baretta Bunlann ıçıne neler gırmıyor kıAnçuez, aana etı, kıyma, mantar karıdes, mıdve, man tar sucuk, salam, pastırma, dana jambonu vs 1ı peşıtlemeler Daha once turızm alamnda otobus şoforü olarak tanıdığım lokantanın 3 ortağından Ercan Erguder şoyle dıvor Pizza, Avrupa Yemekleri ve Salyangoz Sevenler Için: Pizzeria Papillon ıstirıdve servısi yapıhyor. Akdenız salatası, karıtık seb zeden oluşuyor Fransız salatasmda ıse, sebze denız hayvanları kanşımı var. Ama asıl et yemekleri 11gmç. Bıftek Sefa, «piccata» denen pane bıfteğm Turkçe sı «Dag Kıralıçesı». Madagaskar bıberıyle acılaştınlmış, «ale\lı» bır bıftek Ama daha acılı ıstıyorsanız. «1001 Gece» sızi beklıyor.. Şnıtzel çesıtlerınm yanısıra, asıl spe sıyalıteler gelıyor Ağaç ke babı. Isveç Guzelı (Iskandı nav usulü kotteler), 2 kışı lık olması şereken Galata Kulesı, Tıle Monaco, Bıftek Fungı Ayrıca Chateaubrıand, Kordon Blo etlerı VP de salvangoz var Goruldugu gıbı, zor bır seçım Bız, çeşıtlı şevler ısmarlı yarak buranın duzeyı hakkın da fıkır edınmege çabalıyoIUZ Pızzalarımızı bsklerken, haşlanmış mıdve, kalamar ve karıdeslı Fransız salata mızla oyalanıyoruz Sonra pızzalar e;ehyor Ilk açıldı Sında ınanılmaz buvuklukte geylerdl bunlar şımdl bıraz kuçulmuş Iyı de olmuş, ınsanm ıştahı hemen başta tukenmıyor 4 Mevsım, pevnır, mıdye karıdes, jambon, domates ve erıtme kaserden oluşan çok le/zetlı bır pızza Papıllon, boıek gıbı uzun sa rılmış bn hamurun ıçınde şışten oluşuyor Hamuru yan laıda bıraz az pışmış, etı ıse bıraz sert buluyomm . 4 Mpvsımı veğlemeli, dığerlenm de denemelı, bır daha sefeDağ Kralıçesı, tam bana goıe yanı acılı j'emegı se venler ıçın Etın yumuşak lığma dıyecek yok Bıftek r u n p peynır ve lambonlu bır et bıftek kesılıp i(,ıne bunlar yerleştırılmış Çok ıyı bır yemek, ama ıyı etın tadına başka •şeyler kanştırmak ıstemıyenler ıçın değıl Ağaç Kebabı ıse, dıkdörtgen ahşap tepsılerde servıs edılıyor Çok ıyı dınlenmış, lezız bır et bu, buraya gelınce mutlaka yenmesı gereken . Tarıf ını aşagıda bulacaksımz, alabıldıgım kadadarıyla... Pızza fıyatlarının 200 250 Iıra, (yalnız Pızza Papıllon 400'e çıkıyor), et yemekleıının 3U0 500 arası değıstığı lokantadan, adam başı 1000 1200 lıraya çıkılıyor Ama, yalnızca bır pızza, salata ve tatlı yıyıp bunu 50ü 550'ye ındırmek de mumkun, ışta hınıza bağlı Karaf şarabın buyuğü 500, kuçuğü 250'ye malolduğu Papıllon, meraklılarına 750 lıraya 'özel rezerv' Kulup veya Vılla Doluca da sunuyor. Tatlılar arasmda ıse, (ne yazık kı, beklemek gerektığı ve vaktımız de kalmadığı ıçın tadamadığımız) Safaı (lıkor soslu meyve tatlısı) adlı spesıyalıte var. Ercan bey, sonra lokanta nın bzellıklerınl anlatıyor. Pızza'cıları îsveçlıvmış; «ttalya'da pizza bitti, tamamen tıcarileşti. i\i pizza, vnidi Kuzey Avrupa'da ve Amerika'da rapılıvor».. Aılesmde 20 yıllık aşçılar bulunan Erguder, eskıden beri lokantacıbğa meraklıymış, şoforlugu bu ış ıçın bırakrnış Şımdı devamlı lokantada ya o cak başmda, ya muşterüerle sohbet edıyor Pızza'cılığın gızlerını soruyorum « Bizim üzerlınizc pizza yapan yok Istanbül'da.. Tum malzemeji en ıvısinden se^eriz. Hamurda ckstra un kullanmak gerekir. (En pahalısından, Çiftkoç unu alırız.) Sonra süt, kabartma tozu şeker ve tuz girer. Ha7irlanan 'pizza topları', <ki bunlar hamıır makinesindcn cıkıyor), 45 dakıka sonra havayla tenıas ettirilir ve ozel buzdolabma konıır. Bu topun o gün servısi gerekır. ertesi güne kalırsa hı pizza olmaz..» Muşterılennın çevreden geldığını. devamlı olduğunu soyluyor. Hafta son ları rezervasyon gerektığmı eklıyor. Pızza'larm gozonundekı bır ocakta yapıldığı lokalde en çok pızza çeşıtlerı \e ağaç kebabı ıstenıyormuş «\ma mu^terimiz devamlı olduğu içiıı biz her 23 a>da jeni jemekler eklivoruz. Spagettı çp«.itlerimiz zenginlcşijor. Şimdl salyangoza da basladık. Bu Fransız yenteğini bizde de Isteyenler, yivenler çoğalıyor. Ama, bazıları nasıl yeneccğini blltniyor, arkadaşlarla dolaşrp gös terlyoruz.» Lokantanın ıstendığınde evlere de servıs yaptığını ekliyor ... Adrcs: Pizzeria Papıllon Akadlar, 50. Yıl Çarşısı, No.: 21. Tel 65 5114 65 75 34 Dikkatimi çekmiştir çok; kimileri Türkçe'yi gerçekten çok güzel çızıyorlar. (Sözgelimi; Mazhar Leventoğlu, Gıingör Aydin, Ayla Kutlu, Yalçm Küçük, Aydın Ozakın, Füsun ve Tunç Tayanç...); kimileri de alabildiğine ve pervasızca çok kötü. pedüz Osmanlı împaratorluğu duşünülmüştur, marşlar soy'emp yururken de Cumhuriyet ılan edılmı*, badem bıyiKİı laıkler çısmış, açıkça Turkıye Cumhurıyetı duşunulmıye başlanmıştır Yanı kımse Devlet ıle Toplum'un açılmıs olan aralarını bulmajl gozetmıyor Neyse, her toplumda boyle okullar, okul toplulukları vardır Memurluktan ayrılıp da, bır şırkete sozse.ımı g^nei yonetmen ya da ne bıleyım derm aanışman olanlarm uzennde vapur dumam rengınde bır devlet golgesı cşemendır, en azıncUm bır şemsıye de dıyebılırız buna, \ağmuıa kara karşı Okul, Fakulte yıllarını duşunuyorum, Devlet deıslerı. Devlet kuraüarı belletılırdı ozellikle. Devlet, sağlık anlamma getırılıvordu De\letın ne denlı onemlı bır ayraç, herkesı ama herkesı ıçıne alabılecek çapta genış bır kavram olduğu ıyıce ogretıhyordu «Kaç/imazsm1» dıje bır tango vardır galıba, sonıa ıstcrbem? Taiı^o Sevenler Derneğı'nı de kurabılırsımz (Nıtekım kuruımuşTur da, Istanbül'da Elmadağı'ndadır) .. Bır «zıhın atlaması» yapacağım, bıı konuya gınrıek ıçın, ben şuna onem verıyorum, ıçınde yaşadıgımız ve de karınca kararmca kıyısmdan koşesmden oluşturmaya çalıştığımız Türkçe ,e ve Turkçe'yı kullanmaklara değıneceğım 1954'den bu yana. Kesmkes ve benzersız sağdan sola yepyenı bır sozdızımı olagelaı j tu, belkı de Türkçe'nır. en yaman yılları olduğundan aKıl ı r alnıamış olabılir değışımlen di5orum Mulkıyehler de, saıiatlrn, zenaatları gereğı, vazıyorlar ve konuşuyorlar DıkKt>tunı çakmıştır çok; kimileri Turkçe'yı gerçekten çok guzel viZ'^c'iar (Sozgelımı, Mazhar Leventoglu, Gungor Aydın, Ayla Kutlu Y^ı^ın Kuçuk, Aydm Özakın, Fusun ve Tunç Tayanç ), kımlten de aıabıldığlne ve pervasızca çok kotu (Ad vermıyeceğım Ama b.r oykü, bır masal anlatacagım, doğruluk payını bıleraıyorum. yıllar öncesı bır yerlerden ışıtmıştım, Ahmet Haşım de, Cahıt SUKI Tarancı da Mulklye'ye gırmışler ve Mulkıye'yı bıtırmemışlcı . Acaba bu alacakanlıktakl Jlışki uzerıne hıç duşünülınemıs mıdır?) Televlzyon yaymlarında Mulkıyehler takımının konuşmalanna, en yalm bır deyımı seçtim, çok şaşırdığımı soylemeden geçemıyeceğım. Turkçe'ye hıç onem verılmedığı anUşılıyor evet, bır yerde kendılerıne hak vermıyor da dpgılım ha, knan kırana bır ortamda devlet katlarmda sağlamca bır durum cd'nmekten başka gercekte onem verılecek bir şey yoktur oularca; ama izın venrlerse «hayırlı ve uğurlu olsu.ı'p «bırlık ve beraberlik!», «gunün mânâ ve anlamı!» gıbı alabıldığıne ılkel yanlışlıklan gıHUmsıyerek karşılıyayım.. Acaba, kendılerıne goz gore gore bu aşağı duruma duşurmeler, dortbaşı bayındır daha buyük bır yanlışlıgın bır parçası olmasm?. Ağaç Kebabımn Tarifi Yanmayan ağaçtan dortkoşe, kalın blr tabak üstüne, bır yuzu ısgarada daha once hafıf, pışmış 2 bonfıle konuyor Us tune «pıfi sosu» suruluyor, çoreotu, susam, hındıstan oevızı, « Bu çeşitlerfn dışmda, tuz, karaoıber, toz kırmızı bıber, un karışımmdan yapılan o muştrrinm açır tadına gore zel bır et sosu bu Lokantanın hemen tum et yemeklerınde her istedipi turde pizza va kullamlıyor. Pışmış yuzu altta kalmak uzeıe konmuş boniı panz.» îşte pı.'za ustune tum leler, tabak çevıesı krema tupüyle sıkılmış ozel pureyle donandıktan sonra fırma verıhyor. (Meraklıları ıçın. Ozel puıe, fantezılermızı doyurabılecosut, patates, Salad yagı, 10 kılo patatese bır çay kaşığı olarak ğınız bır verl.. eklenen özel Mıskot Not Avrupa sosundan oluşuyor). Ama, tam tad ıçın, fırına verılmeden etın üstune bır sos daha sürulAma burasmı valnızca bır mesı gerekli Ka£e de Barı sosu (bu yoksa, bırçok evde bulupızza lokantası sanmaym. nan Knorr sosu da oluyor.) Et gereğı kadar pışmce fınndan Zengm ve bzgun yemek çe alınıyor, ustune soya sosu doküluyor. (Bu sos da et suyu, yışıtleri de var «Antre»lerde ne Avrupa'dan gelmış soya sosundan oluşuyor) Yanına bemıdve çesıtlen çoze çarpı zelye, havuç, patates kızartma, yaprak kıvırcık, domates ve maydanozdan oltışan garnıturuyle servıs edılıyor Eh, Hmdıs yor onos Rıvıera mıdye, tan cevızmı, Mıskot Not sosunu ve Kafe de Earı'yı bulur sampanvada haşlanmı^>, Molı bulmaz, bu yenıegı yapabılırsmız. Aslında bu lokantanın yeeıe usulu mıdye Ise üstten mek'.erı (pızza dahıl) kolay kolay evde yapılacak türden deateşts kızarmış. Mevsımmde gıl kuşkusuz . Bu tarıfı, bnaz da bunu göstermek içm yazdım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle