19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhurıy«t 8 1 ŞUBAT 1982 £( MADANOGLU Kartal'da annem, ablam ve ben oturuyoruz. Annemle babam ayrı. Harbiye'de okuyan ağabeyim blrgün eve geldlğinde gözüm takıldı, sordum, «Aaa, kocaman kılıcı neden cebine soktun?» Sen küçüksün Cemal bllmlyorsun, Balkan Harbi'nde yenlldlk bOtfln Rumell elden glttf.. "Balkan Harbinin utancıni unutmamak için kılıçlar böyle cepte taşınıyor» Ağabeyim, "Emir verdiler, kılıçlar artık böyle tasınacak, gösterilmeyecek,, dedi 1llk neyl anımsıyorum? Kartal'da oturuyoruz. O gun annem benl oldı. Tren e bindirdl. izmife gıttik. Kalabalık bir ev. Sanırırn konuklar vardı. Ben evln çocuklarıyla oynuyordum. Bir aralık annem bağırdı: Cemal Cemal, gelt... Annemln cağrışı kulaklarımdo. Koştum. Annem pardeyı araladı: Bak, dedi, denizin ucu. Burnumu cama doyadım. Pencereden baktım. Izmit körfezinin bitiml görünüyor. O anı hic unutamam. Çocuklukta öyle anılar vardır kl, önemslz gibl görünüyor; unutulmuyor. Aradan Villor gecti. Subay oldum. ilk gö revlm Mugla. Yıl 926. Genc blr teğmenim. llk kez Muğla'dan yürüyüş yaparak Sakar'a ulaş tığımızda masmavl Kerme körfezinl gördüğüm zaman Ister istemez mırıldandım: Denizin ucu. llk anırn budur. Ama cocukluflıjn anılor zlrv clrlnde blrblrlne yArll yerslz dolanmış halkalar var. O eıralar 5 6 yoşlarındayım. Kartol'ın lclnde Ikl katlı blr ah»op ovde oturuyoruz. Alt katta •vln ocağı var. Clst katta yatak odoları. Yazları «yukanya» çıkardık. Yukarısı dediâim Çakaltepe Idl. Kışın benl Kortal'da sokafla »almıyan onnem «yukarı» da •«rbeat bırakırdı. OynarCocukluk bırşey beklenlrmlş glbl blr hava esiyor. Birisi: Hah işte... dedi geliyof. Sol yandan ikl geml, birt onde bıri arkado, yavaş yavaf ılerlîyorlardı. Kuşkusuz bana yavaş yavaş llerlıyorlormış glbi geliyordu.. Gemiler sırayla adaların ardında kaybolup sonra göründüler. Olağanüstu birşeyler karşi6inda olduğumu iu anlıyordum. Cunkü ovde d« anlıyamadığım konuşmalar g» ciyor, cocuk kafamda ver edl yordu. O gemilerin blzl llk Dünya Savaşı'na sürüklemekte rollerl olacagını sonradan öğrenecek tim. ANNEM Cocukluk onılarım, kopuk kopuk blr fllmln parçolan glbi gözlerlmln önünde. Kartal'da oturuyoruz. Yazları cyukarıya» Çakaltepe'ye çıkıyoruz. Blrgün çocuklarla yılan öldürdük. Anneme onlattığımda, «Aman oğlum ne yaptın» diyerek, hayvanlarla llgill blr hlkâye anlattı. Cok etkilendim anneml dlnleylnce. Bende hayvan sevglsinln başlangıcı bu olaydır. Oğıız Alp Zükür Mektebi İptidaisi Aradon zaman gectı. Okırt yaşıma ulaşmıştım sanırım. Evdekıler birgün: Haydi, dedller, okula baş lıyorsun. Beni okula pırasa bıyıklı znptıye götürecektl. Zaptıve •> lımden tuttu ve dedi ki: Billyor musun ben s«nl cok sevlyorum. Neden seviyorsun? Eeee, sen papaza kızdın, onun klllsesine gltmedin. Senden sonra kaymakam da oghJ nu gondermedi. Sen şlmdl okula gldlyorsun: onun icin M r viyorum. Zaptıye He arkadaş olduk. Ben birlncı sınıfo başladım. Kartal Oğuz Alp Zükür Moktebl İptldalsl (Kartal Oâuz Alp Erkek llkokulu) altı »ınıflıydı. llk Ikl sınıfına devrel u» lo; Ocüncü dördüncü sınıtlaro devrel usta dlyorlar: 8on tkl sınıfa da devrel aliye adını vm rlyorlar. İşte bu okula gldlp gelmeye başladım. öörenclllk başlayınca tatiller de önem kazandı. Yazın Cakaltepe'v* cıkmok lcln tatili iple cek«r oldum. Mustâfa EKMEKCİ Canalıcılar flocalar köyünden Hadlm Uoesine gçff dört yaşuıdaymışun. Anımsıyorum, yağmurlu bir gündu. Durmuş dayımın kansı, Gelin ablam (yengem) omuzlanna almış, bürgusuyle de sımsıkı örtmllştu. Ananı, ya*tnurlu bir havada bizl yol» çılcardjgı için Cemal uocama içlnden içinden söylenfjrordu.•• Dedemden kaJsrr, b*raJrtığımız köy evinda artık Oemal amoam ouıracaktı. Köy ilçeya uzak deglldi. Ama. çocuk Ktalerime o ısamftn uzak görünürdü. Babam tlçeden blr ev »atın almıştı. Altı abırdı. $lmdiki deyimle «dubleka». Üstte dört odası, uzun bir •oftuu vardı. Babam evi Sanalioğlu Koca'dan satın almış, parasını da ödemişti. Sarıalioğlu Koca, seksendoksan ya. şında vardı. Kendi çocukları, onların da evleri olduğu lıalde, sattığı evde, yani bizim evde oturuyordu. O oğullarını. oğulları da babalarını sevmiyorlardı. Yaşlı adam, babama: Ben ölünceye degın, odalardan birinde oturayıro, ne oıur? demiş, babam da buna, «hay hay» karşılıgıru vermlş. Bız, ona «dede» derdik. Bızleri de çok severdi. l'utün ıvcrdt. Rejl (Tekelt memurlugu. yılın beıli ııylanncla bıt.lenmiş ttitünleri evimizln vakınındaki alana toplar yakardı. Tütünler yakılmadan gızlice tutün yıfcınlarıua sukulur, bir tutam tütün çalar, Sarı Ali dedenıe eeürırdim. Çok sevtnir, tb'mbeki yaprakİBrına zevkle kıyar. sonra keyifle sarar Içerdi. Sarı A U dedemın sağlığında, babam onun oğullanyla, 'la hoş geçindl. Aına. yaşlı adam ölünce, sorunlar baçladı. Oftlu, Sarı Alt Kona'nın Mehmet Afta babama: Babamın oturduftu odada benim de hakkım var. O oda benim, demeye başladı.. Valıu, babana baktıysak köIUlük mü etttk? Sun Ali Oede'nin oturduğu oda evln bir köşesine dttşüyordu. Orayı yıkmaya kalktı. Orayı yıkmadı ama, bir sabah Oaktık, evin blr bölümü gıtmiş. Bahçedeki elınm nı;aı:ı da çit.le çevrilip, sahip dsgiştirirmiş. Ahırın Önlittdeki çeşıneyi de aldj. Babam uzülür ama, kavga çıkarıııak ıslemezdi .. Ha.san Esat Işık, Yatıya Kanbolat, AU Sırmerı. Prtrf. suat Aksoy geçtlftimiz halta Anadolu kulübUnde oturmuş, tconuşuyorm. Hasan Esat Bey, Yunanlı dostlarunızın 1»teklenrıe cleftinerek, fıkralar arüatıyor. Blri şöyle: Bir adam bir eve konuk geliyor, az sonra eşyalannı verleştirıyor. Ev sahibine de, «Bu ev Iklmlze çok gelmeve başladı. sen evden çıksan da ben oturnam» demeye biişiıyor. Yuııanlıların ıstckjeri böylel. A H Sırmen. Rknıckçi, bsıbanın ev öykUstlnU yazs&n», dlyor. Şovanliği hiç sevmem. TUm dünyada lnsanlann, ulu»ların kardesçe, bnrış Içinde yaşamalarını isterim. NereAe olursa olsun, ezlyete Işkenceye kar^ıyım. Çocuklujtumda, nardeşine eziyet eden çocuklan an»lar: Canalıcı mısın? Neden eziyet edlyorsun kardefinat Y'ıınan mısın, Ermeni misln? dıye azarlarlardı. YunanJı. Kurtuluş Savaşmda yakıp yıkrruş, Ermeni ınsaııcıklan camilere doldurup öldilrmüş. Çocuk UBUinla, nöyle ezıyet edenlerin ne bıçim varlıklar olduğunu düşümırriüm. IJUnyanın çeşıtll yerlerinde, yıllar sonra Ermoıuierı de Yunaıılılan da gördüm. Tanıdım. Hiç de öyla lcritii ınsunlıır dcgillerdi! Ne olduysa oldıı, llk Amerika'da LOH Angeles'da başladı. Melimet Baydar, Bahadır Deınır (ilüüıuldü Sonra çeşitli ülkulere sıçradı. Yüzyıllardır siinip geİRn. «Klviye zeval olıtıaz» deylmi agıza alrnrnaz duruma geldi. Yaşadıklan Ulkclerde, siyasal başarı kazanmnk için. yalan yanlış gficmişln tarlhe RömtUmüş, va da gömülmest gereken olaylanndan bir çeyler umuvnrlardı. Uzmanlar, tarihçiler yazıyorlar: Türkiye bir kurtuluş savaşı verirken, onu arkadan vurmak istemişlerdı. Büyiik emperynlıst. devletlerin oyununa gelmişler, ovuncafiı olmuşlardı. Bunları oturup sogukkanh degerlenrlırecek yerde, ög adı altmda düşmanlığı körUklUyorlardı. Türk diplomatlarıru vurmak için, varlıkiı Ermerillerden para topluyorlardı. Korku belası para verme durumunda kalan sagduyulu Ermenllerin de bundan hoçnut oldukları dUştinülemi'?.. Bir arkadaşun: Bir Kiin Relerek, Ermeniler birblrlerinl vurmaya Daşlayacaklar. KÖT bak! dedi. Los Angeles Başkonsolosumuzun öldürUldtlgü akşAm, naberi veren BBC. Ermonilerin Türklerden öç aldıkiannı, bajSımsızlık sovaşını verdiklerini söyledi. Haberi, böyle yorum yaparak verdl. Bunu. BBC'de çalışanın gazet»filiftine yakıştıramndım. HaıiRi bagımsızlık savaşımı? Bagımlı bir Ermeni devleti mi var ki, bajjımsıılık sava•sımı verilecek? Harıi. oıılar da bilirler olmayacajSmı ya, «Ofil, «lcflenin dodesînln oturduğu PVCIP otur» desek. Relip oturur mu? YoksullujSu paylaşır mı? Bir ülkcde kurtuluş savaşımı vprilerek, Osmanlı ylV rıptimi kaldınlmış, Cumhuriyet kunılmuş. Ondan neyin hesabını soracaksınız? Çarlık Busyasınm hesabı, SovyetIprden sonjlabilir mi? Yılan... Yazları v tepe'ye Rahmonkır do denlr. Ben orada özgürleçlrdlm. Zey tlnMkler arasında koşuşur dururduk. Blr gun blr arşın boyunda blr yılan gördük. Çocuk larla blrllkt» taslamaya başladık. Tam ustune gldemlyoruz. Korkuyoruz. Yılan kıvranıyor. kacomıyor. Ağzını acıp tıslıyor, eavunma oabasında... En sonunda öldüremesek de yıla nın ustüne taşları yığdık. O akşam eve geldlğlmde: Anne, dedlm, blz bugün trir yılan öldürdük. Aman oglum n« yaptın? Olayı anlattım: Annem dedi kl: Bafc cocuğum, ben ••nln yaşmdayken blr oğlan cocuğu arkadasım vardı. Cok yaramazdı. Kuşlarr yakalar flözlerlne Iğn* sokardı, ya da duvardakl toşları cıkarır bo?luğa kuşlon gömer, sonra ta?ları üstün» kapardı. Zavallı hoyvancıklann ogızlarını acar, dlllerlni keaerdl. Sonra büyiidü, «vlendl, cooukları oiduı arna çocuklan ya dllslz. ya kör oldular. Cok etkilendim onneml dln(•ylnce... Söylenenlerl hlo unutamadım. Bende hayvan «ev glalnln boslangıcı •onırım bu olaydır. Blz Kartal'da. onnem, ablam, ben oturuyoruz. Annemle babam avrı. Ağabeyim aske rl öğrencl. Harblye mekteblnde. Eve gellp gldlyor. Annem ağır blr hastalık geclrdlfllnden kücükken ağabeylme büyük annem bakmış. Ağabeyim bu yük anneme «anneı, anneme de «abtaı dlyor. işte ağabeyim o zamanın Dniformasıyla birgün eve oeldlğinde gözüm takıldı: Aaa dedlm, kocaman kı lıct neden cebine toktun? Gerçekten kaputun ceblnden kılıcın kabzası görünüyordu. Bunun Ozerlne ağabeyım anlattı: Sen kücüksün Cemal, Balkan Harbl'nl bllmlyorsun. Balkan Harbi'nde bütün Rumell elden gittl. Halk muhaclr ol du. Yenlldik. Vatan toprağını kaybettik. İşte bu olayın utan cını unutmamak gerekiyor. Emlr verdiler. kılıçlar artık böyle tüşınacak, gösterilemlyecek... Sonra asker ağabeylm kapu tunun önünü acıp kılıcını 0ös terdi. Gercekte kılıc kaputun eteğl altmda kalıyor, yalnız kobzası cepten dışan cıkıyor. Sonradan öflrendim, bizrio qelenekmlş; savaşta ateş olmıyon toplorı yere caktıkları blr kanga zlnclrle baglorlar BABAM, DAYILARIM, KARDEŞLERİM ., p*d«m, Esm«'d« Kaymakam olunca, yörenln •şratından Madanoglu Muttafa B«y, annwn« lallp olmuf. Bu beraberligl uyguırgörmayen dedem, uzun sOrail blr göravla glttlgl Mutul'dan geh dönOnc* bir d« Mkmış M kızı Nazif*, Madanoglu Muttofa BçyT* •Vftftmif. Babahı dar «tmlş heman oglunun kayınpaderi Rejlt Paşa'ya «tkmtş. «Ben kızımı Istlyorum» damlş. Davlr o d*v1r, tımlr Vallllğl'n» telgraf çekllmls, (andarmalar anneml «vden alıp vopura blndlrmlşler. Annem kucagında ablam v* ağab«ylml« Ittanbul'a gefmlş. (Reslmd*, soldan •aga; Madanoglu'nun ağabeyl, babası. ablatı, dayıtı Kolağao Behc*t B«y, Trablua'tan Mesut ve yerde dayıaı 'Aaaf). Ç Ç Yaşım küçük olduğu, okula gidemediğim için semtin kılisesinde açılan okul gibi yere devama başladım. Padişah 5. Sultan Reşat döneminde kilisedeki okula gitmem Osmanlı hoşgörüsünü gösterir. mış. Top böylece «zlnclrbend» edllerek cezalandırılırmıç. Bu gelenekten esinlenerek kılıcla rın glzlendiğlni sanırım. Padişah 5'lncl Sultan Reşat döneminde kllleedekl okula gltmek ne demektl? Bu olay Osmanlı hoşgörusünü gö» terlr. Klllsede uzun boylu blr papaz vardı. Otuz kadar öflrenol lclnde ylrmlsı büyük. do kuzu onu kücük... Papaz büyüklerle uğraşır, onlara blrşey l«r okutur, konuşur, tartışır; blz anlamayız. Dokur on kuçük arasında blz dört be» klşlylz. lclmlzde Kaymakamın oğlu da bulunuyor. Adı Şukrü. Kartal Kaymakamı'ntn oğlu Şükrü'yü omuzu kordonlu Irlyan. pnrasa bıyıklı blr zapttye okula geMrlr götürürdü. O zamanlar |andarma erlerln» zap ttye d«nlrdl. Anneel ŞukrO'nun oeblne eeker doldururdu. ŞOk rü aryah önlugünOn c«b)nde grzlefdl ••kerlerinl... N» var kl bunlar oklde »ekerlert oldu Yazları gittiğimiz Çakaltepe' de bir de baktık ki, askerler çadır kurmuşlar. Hemen asker amcalarla ahbap oldum. Onlarla birlikte talime gidip geliyorum. Bana da tahtadan bir tüfek yaptılar. gundan oğlonın her yanı yapış yapıs... ötekl çocuklar Şükrü'nun »ekerlerlne düşman lar... Cocugun karşısına B»ciyorlar, esntyorlar, esnlyorlar; uyudu rnu şekerlerlnl calıyorlar. Blrgün Şukrü şekerlerlnl arayıp bulamayınca ağlamaya başladı. Papaz lş« karıştı: Klm yaptı bu Işl? ŞOkru benl gösterdl: Işte bul... Oysa ben Şükrü'nün el)er1 yopış yapış olduğundan tlkslnlr, kendlslnden uzak durur, verdlğl şekerlsri blle olmazdım. Sanırım buna lcertemi» olaoak. Ne var kl derdlml anlatama dım. Papaz benl cezalandırdı. Yuzumü duvara cevlrip ayakta durdurdu. Caza ağrıma glttl. Ben ayakta »ürenln dolmasını beklerken çocuklar gerceğl papa za anlottılar. Papaz kararını deglştlrmedl. Ev» geldlğlmde dlrettlm: Ben blr dah a klllsey» glt mem. Evdekller Ostelemedller. Klllse öyküsü de burada blt tl. Askerler Blr seferindo yukanya Cıktı ğımızda baktık kl sohıplerl gelmemlş «vlere askerler yerleşmlşler; yemek pişlrıyorlar; talime gidlyorlar; türküler «öy luyorlar. Benim icin blr yenillk oldu bu durum. Hemen oskef amcalarla ahbaplıklar kurdum. Onlarla birlikte tatlm» gldip geliyorum. Bana da tahtadan blr tüfek yaptılor. Silah* la askerllkle yakınlığım zaten aileden geliyordu. Bu Işl kücük yaşta lylce benlmsemlf olacağım. Bir gün bütün askerler m»y danda toplandılar dört köşeH blr toplulukta safsaf dizlldlI(V. Orta yere blr masa kondu. Blr suboy masaya cıktı ve d*> dl kl: Gun gelecek cok flnemH blr görev üstleneceksinlz demkştlm; İşte o gün geldl. Sonra askerler hazırlarKlılor. Asker amcalar nerey«? Bostancı'ya... Trene blneceklermlş Bostancı'dan. Neden Kartal'doo değil de Bostancı'dan dlye du şünmüştüm cocuk aklımlo.™ Sonradan nedeninl öğrendlm: Ordıınun hayvanlarını aflırlıklannı trene bindirmek >cin an cak BoRloncı'da düznn varmış. Askerler gittikten sonro Rah manlar'o şlmrii yedeksubav adnyı dedifjimız zabıt namzetlori geldiler Kilise?.. Böyle blr ortom lclndB bOyüyorum. Rahmanlar (Cakaltapeı güzol... Ama Kartal'da •vln lclnde bunaldıflımdan cok yaramazlık edlyorum. Benl okulo vermek Istediler. Yojım kücük olduğundan okınak yok. Sonradan nasıl okfuflunu anlıyamadım; semtln klllseslnde acılan okul gıbl blr yere devama baçlodım. Şlmdl oogu klçlye tera ve anlaçılmaz aelir. Dayım Erkunlharp zabltl (kurmoy subay) Idl; ağabeyim Harblye Mektebl öğrenclsi... Evde marşlar söylenlyor: 1328'de Türk nomueu le> kelendl... Goben Breslay Cocukluk anılan kopuk kopuk bir fllmln parcaları glW ln sanin gözlerlnln önünden geclyor. Yln» yazlıktayken vaşadığım bir olayı unutamam. Çakaltepe, ya da Rahmanlar. reytinlik, bahcellk, meyva ogacları bulunan blr yer. Yağmur yağıp da hava actığında karşıdakl adalar elle tutuluroasıno yaklaşır. Böyl» blr gün konu komşu toplandı. Ksderll v e huzünlü blr sesslzllk. Kötü Cepteki kılıç Bir gün arkadaslarım i/e oyun oynuyoruz. Banliyö treni geldi, çocuklar birden oyunu kesîp kostular. Babalan gelmisti. Ben yalnız kalakaidım. Baba Ozlcmi Bırgun cocuklarln ovnuyoruz. Cocuklor birden oyunu kestıler; koçuşlular. Banliyo trenı gelmiştl; yazlıkta oturanların bnbaları ışten dönüyorlardı. Hepsi cocuklarının ellerinden tutup evlerin» doğnı yollandılar. Ben yalnız kolakaldım. Olay beni cok etkiledl. Sanırım bir bunalım gecırmiçim. Doğru bızim eve koştum. Ne kadar pencere varsa laşlayıp hepsınln camını cercevesinl aşağı Indirdim. Ayokyolunun penceresi köşeye geldlğinden bir tek onu atlamışım. Ev blrbiriıie gırdi. Annem ve ablam beni yakaladılar. ABLAM VE BEN Kartal'da ablam, annem ve ben oturuyoruz. Ağabeyim Harbiye mekteblnd« okuyor. Eve gelip gldiyor. (Resimds Madan oğlu ablası lle). YARIN: Dedem ve babam...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle