27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 KASEVI 1982 KÜLTÜRYAŞAM Cumhuriyet 5 Onasis Vakfı Ödüiü Andrzej Wajda'ya verildi Kültfir servisl Onasis Vak ftiıın Atina OdülU «Özgürlüge yaptığı katkılardaıı» dolayı unlü Polonyalı ölm yönetmena Andrzej Wajda'ya verildi. Oimıpiya Ödülü'nün ise Sadrecidin Ağa Han ile Avrupa çapıncla bir fcültür kuruluşu olan Eıiropa Nfostra arasında bölilştü rülmesl kararlaştınldı. Onasis Vakfı Seçlcl Kurulu Yazmaru Voannls GenrgaHs, Cenevre'de verdiği demeçte, 100.000'er dolarlık para armağanmı da ıçeren ödüllenn nisan ayında Yunanistan DPVlet Başkanı Konstantin Karamanlls tarafmdan Atina'da verlleceğinı açıkladı. Bilindığl gıbı, Polonyalı slnemscı Andrzej \Vajda, 1980 Can nes Pilrn Şenliği'nde Altın Pal mlye alan «Oemir Adam» ve da ha önce çevırdigi «Mermer A(lantB adlı fılmleriyle polnnya' da 1960'larda Gdansk tersanelerinde başlayıp Dayanışma Sendıkasınm kuruluşuna kadar uzanan işçi ve öğrend ha reketlennin gehşlınıru belgele mışti. Olimpiya ödiılü Ise Sadreddln Ağa Han'a «nfikleer enerjırun banşçı amaclarla kullanılma*ı turtışmalarına yaptığı Id ş.isel katkıtardan» otüru, Europa Nosttru'ya da «keııt alanları xe amtlarınııı korunmasına kat kılanndan» dolnyı verildi. îlk kez 1979'da düzenlenen Onasis Vakfı ödülleri üniü Yunanlı annatör Onasis'i anmaK amacıyla veriliyor. H ü y ü M e k i N a r A a a c ı YASAB K M L EA 15Ayağa kalkıp, sofrayı, tencereyl, kaşıklan da yanlarına ahp köyün dışma çıktılar, ay ışığında kabaran bir hoyüğe varıp, ot topladılar, hemen de çakmak çakıp ot lan tutuşturdular. Sivri sinek sesleri ateş yanar yanaıaz eksildi. <?Başınıza bela olcium kardeşler, bir de başmıza bela ben oldum. Keş iki yarnı hastalannıasam. Hosük kardeş ölecek beni sırtmda taşıya taşıya.» >?Hösük yarın sabah dağların yolunu tutar», dedı Hösük. «Yann sabah gün ışımadan. Bu köylerin ağaçhsmda da iş yok, ağaçsızında da.. Siz varın kalın burada, bakın ötede minareli bir fcoy gözüküyor. belki cırada t§ var.» Memet çocuk: «Orada iş olur». dedi. «Minareli koylerde her zaman çok İş olur. Yoksa ne diye minare dıksinler köye?..» diyordu. Ak kemlklerlnereden çıkardın?..» Memet: miz kalacak Çukurova«Ben çıkarınadım, hak «Çocuk doğru söylüda. ölümüze bir agıt çıkardı.» j'or». diye güldü. Yok soyleyen blle bulunma«Yusuf da iyi olacak, sa ne demeye mlnare yacak, it ölüsü gibi ölü o nar ağacını bulursak, yapsınlar köye, hem de mü^ü bir hendeğe atablz de iş bulacağız.> spak, hem de upuzun..» caklar, diyordu. Soldu «Ben aramam o nar «Upuzun.» dedi Megülümüz, kimbihr ki ağacını» diye öfkeyle met çocuk. «Gecede bınerde kalır ölüaıüz, disoylendi Hösük. «Ben le upuzun yarlıyor. Gd yordu. Orada nöytikte az sonra yola düşüyoge de ağmış bitmiş..s. bir nar ağacı, kadim rum..> ?Şu Çukurovayı taşıy günlerden bu yana, o«Dur Hösük», dedl Ala toprağıyla bana verse rada, tepede salınıp duşık All, sazma yapıştı ler bundan sonra., Yarur, diyordu. Dertlüere gene. üstüne yumuldu, rın sabah gün ışır ışiderman, işslzlere iş verlr bir nar ağacı türküsü maz..» diyordu. Aİ ciçekli nar daha tutturdu. Ymuf: ağacınm dibmden ışık Yusut: «Yarın sabah gün ışır ışımaz, bçn de Hösüklen.. Ah, bir hasta olmasam..» Ateş sondükoe. duman «Tövbe de Hösük, tövbe de» dedi Memet üreksüdıkçe sinekler rana küntüyle. «Amaıı o ağaca bir şey söyleme, var gibi saidırıyorlardı. cont olursun sonra. Bizim ocağımız sönmüij, ^Hepimiz Yusuf gibı rezilimiz çıkmış zaten, bir de sen çıkma başıolacağız bu gidişle, daglann eteğinı tutrnalıyız ya mıza.» rın akşama kadar', dedi Aşık Ah. <Asık Alı...» gibı bir su kaynar, di* «Çukurovada herkes <Buyur Memet kardeş,". yordu. bilir o nar ağacmı. Etme ıAşık Aİ). . Başka ça Gün ışıyıncaya kadar Hosük, bu marazı ben re^i var mı?..» nar agacı üstüne duyul karnımda yedi yüdır ta «Yokv, dedı Aşık AH nıadık birçok türküler, şırım. Belki bir şifa vegdlerek. Sonra da savı hıkayeler anlattı Aşık rir Allah bana, nar ağam kncagma çekti, üstü Alı. cına varırsak..» ne vumuldu, l^^ladı çal MemeJ: «Ağaçlarda cok kera msğ.i. Ak cağş^kh. mor #Aşıfer"seh gdrdfîn mtt raet olur>, diye inançla, âümbüllü. yarpıj7lu pıbu nar açacmı?..» diye güvenle konuştu Memet. narlar, diyo başladı. frz sordu." • • • Memet cocuk: lpm. dfvordu. Zulüm, di «Gornıedim..> Dedem der ki, ağaçyordu. Her .sineğl bir a•'Duydun mu hiç?..» larda.. Öyle ağaç var ki, lıcı kurt olmuş. yarıyor. «Duymadım. O köylüermış gibi.. Belki beniın parcalıyor. diyordu. Yuter hep bılîyorlar. Bize de hakkımı verirler..» sufu kuyudan çıkaran yemek getiren o avrat Yusuf: Allah. bizım yüztımüse söylemedi mi?..» «Çok keramet var abakmadı. bakmayacak. «Sen, sen bu türküyü ğacta. O ağacm yöresıV ne hiç sinek yaklaşamazmış. Bir gece orada. o ağacm altında uyuruz..» «Slz gidin», diye hınç la bağırdı Hösük. «Ulan hiç Çukurova olur da sinek olmaz mı?.. Bir fıkara nar ağacı ne ya par sivrisıneğe, her birisi kemikli?..» «Tövbe de Hösük, töv be de,» dedi Memet ür küntüyle. «Aman o ağa ca bir şey söyleme, çont olursun sonra. Bizim ocağımız sönmüş, rezilimiz çıkmış zaten, bir de sen çıkma başı mıza, bir de sen çont olup da.. Yusuf yetlyor zaten bize. Aman ha Hö sük, sen senl bilin ml, aman ha!..» Aşık Ali: «Aman ha», dedl. «Aman ha siz slz olun er•înişlerin işine karışmayın. hele ağaçlann..» Ayağa kalktı: «Yolcu yo lunda gerek», dedi, yo la düştü. <rHele yürüyün şu köye bir daha varalım. Belki Allah..» Ses çıkarmadan onun arkasma düştüler. Yürüdükçe efü efil esen se rın seher yeli onları bir hos ediyor, içlerinde bel lı belirsiz bir sevinç, bir umut inceden yeşeriyordu. Hösük de en arkadan geliyordu. Kuyunun başma, ağaçların altına geldiler, oturdular. Köyü birden bir gürültu aldı. Köy hep birden, atlan, sıgırları, eşekleri, traktorleri, at arabaları, bi çerdöverleri ırgatlarıyla tıyanmıştı. Sesler biribirine kanşmış, horozlar ötüvor. köpekler ürüşüyorlardı. Bir yerlerden koygun, hüzünlü bir dt; ezan sesi geliyordu. Dut ağaçlannın altında. kuyunun başında beklediler bir süre. «O düldül dağından olan, o iyi avrat..» dedl Memet. «O biliyon. «O biliyor», dedi Aşık A1L «Bilmez olur mu!» de di Memet çocuk. <Bu Çukurovada o yer! herkes billr», dedl Yu suf. Traktorler, kamyonlara do!mu$ köyltiler, bl cerdöverler köyün dı^ı na cekiliyorlardı. Az son ra da köy gene derin bir sesslzlige gömüldü. KALEMİ TUVALE VEĞLEMİŞTİ İyi bir ressam olan O. Zeki Çakaloz, yazıyı resmc yeğlemenin bep yüreğini sızlattığıuı yakın dostiarma zamaıı zaman beürtirdi. * to öğrenimint Afyon'da, yükseh öğrenlmini G. Sanatlar Akademisi Yükseh Resim bolumünde tamamladı. Sivas Lisesi'nde resım ve sanat tanhi öğretmenliğı yaptı. 1955 53 yılları arasında Süleymaniye Eski Eserlar Kitaplığı'nda çalıştı. Daha sonra, 1966 yüına kadar Vefa Lisesi sanat tanhi öğretmenliğinde bulundu 1968 • 67 ve 7975 yülarında Paris'te tncelemeler yaptı. Duzenlı olarah Devlet Rasim ve Heykel sergüerine hatılan Çakaloz'un yapıtlan, özel koleksiyonlarda. müzelerde ve kendi koleksiyonundadır. 1968 69 öğretim yılınclan 1976'ya kadar Eğitim Enstitüsu' de öğretim üyeliği ve bölüm yöneticilıği yapan Çakaloz. bu tarihte emekli oldu. Ancah konuk öğretim üyesi olarak derslerini 1980'e kadar G. Sanatlar Akademisi'nde sürdürdü 1976'dan bu yana çeşitli dergüerde ve «Cumhuriyet»te yazan Çakaloz'un ilk yazısı 1944 yılında, Afyon'da çıhan «Taşpınar» dergisinde yayımlanmıştu Olmeden önce Cumhuriyet döneminden günümüze Türk resim sanaH üzerine çalışan Çakaloz'un, Urart Sanat Galerisi tarafmdan yayımlanan «Eleştiriler» adlı kltabı yakında çıkacah. O. Zeki Çakaloz'un vaşam öyküsü Geîeneksel Âsıkiar Bayramı sona erdi KONIA, (a.a.) Konya'da 27 ekim çarşamba günunden berl süren 17. Gelenekstl Tur kıye AfjJklar Bayramı sona er dı. Oilîemn çeşıtlı yöreiennden gelen altmış halk ozandokuz gıın boyunca nalk şıırmın degışık daüarında yaıış tılar. Oluşturulan Büyük Jürı, Aşıklar Bayramrnm son gunua ds daüarında cterece alan haJk ozanlarını beltrledı. Atışma da lında ijeref Taşlıova, turKU dalında Murat Çobanoğln, hikâyell turku dalında Vaşar Revhani, dogmaca tlirkil daluı da Mehmet Yılmaz, usta mahal ü türkü dalında Maıısur Alyaus oğlu, koçuklama uzun bava da lında Hacı Karakılcık, güzelleme dalında Uavut Suvari, şıır dalında Abdülmuhap Kocaman, cioğrnaca çnr öahnda Deryaml Baba ve dudak degmez dalmda Îlli3mi Denıir binnci oldula1'. Muaıama'yı bilen tıalk oza nı olmsdıŞından bu dalda oa.ıl vpriîemedi. Yilın 5'edı şiıri yanşrnastnda ( se Halil Karabu lut birinci seçildi. Yazılarım konusunda i Ingiliz televizyonunda dördüncü kanal da yayına geçtî Kultür Serrisi îngıliz devlet televızyonu, 2 kasım glinün den başlayarak dördüncü kanaldan da yayına geçtı. Uzun tartaşmalardan sonra bu yeru kanaiın masraflarının reklam gelirleriyle karşılanması karar laştarüdı. îşçi Parusl mUletvelcUlen BBC gibi bir kamu hızmetı öngörüyorlar, Muhafaeakar Partı temsilcüeri ıse tica rt Dir Kanal onerıyurUııdı. Ozel de olsa, bu yeni kuruluş yıne ötekl tıcarı kanal tTV gı bi Bağımsıa Vayın Kurumu' nun deneünıinde olacak. Yeru kanaloa başlangıg maiiyeti 1U4 mllyon sterlın (yaiilaşıjı otua milyar Türk lirası). Dördüncü kanal kendi programlarının yapınunı, özel şuketlere ya da kamu şırketlenm sıparış edecek. Bu nedenle büyük stildyoUıra gereksınim duyulmayacak ve perso nel sayısı ıkı ytız cıvannda kalacak. Yeru kaımiın yonetıcısı Jeremy İsaacs, bu sıınrlı goru nüme karşın iunaglarınuı, geniş kitlelerin y<uiı sıra çeşıtlı azmlıklara hizraet etmeye yonelik deneysel ve kültürel prog ramlsrda vermek olduğunu beiirtiyor. Dördüncü kanal aynı îsamanda çok sayıda sanat ve deneme fılmi, iıer akşam güncel olaylaria bırlıkte bıürn ve egiüm baberlenne de yer vexen bir saatlik bir haber programı yayımlayacak. Hedel, Uç yıl lçlnde televızyon ızleyıcilerinin yüzde onunu kazanmak. Ama BBC üdnci kanalımn bu vüzde onluk bedefe yırmi yılda varabildıfi düşünülürse, araaçlanan şeyin ne denli güç oldugu daha iyi anlaşılıyor. dek Nedir, yüzde doksant nma yönelen, hlr yerde bu yabancı dilde. Kaçımız bir uyarılarımın dıkkatle ve ayabancı dill okuyup anlaya macına yönelik bir ö^en ve azetemiz sanat e cak denli biliyoruz. O yülar titizlikle lncelenmemesl ve leşUrmeni O. Zeki kaç tane yayınlanmış telif tecüüsel kaygılar sonucu Çakaloz. «Cumhuri ya da çevlri Türkçc kitap, yonelen duygusal hırçmlıkyetste ve sanat der dergi var?.. Sonsuz saygımı, ları yanıtla, bana ayrılan gilerinde yayııulanau ya/.ı kendısıni yltirdiğimiz gün sayfaları ve emegi harcalarını «Ele^tiriler» adını den bugüne değin hiç ek manıayı ilke edindim. Yaverdigi bir kitapta topla iiltmediğinı sevgili hocaın, nında rEleştimyl bir tümel ınıştı. Kitabıu önsöziı nitc ustam Zeki Kocamemi ve ozgürlük ifinde anladım lifindeki «Yaitılarım Ronıı de sanırun diger hocalamı hep.. Salt, sanatın soylulusunda» başlıklı mptnin bir cogunluğu, Akademi oğrenı gu ve sanatfi emeğlne savbölütnünü. onu Mitunları mirnia içinde bize, tekniıi gıyı onde tuttum . Uj'arı go mı/;da bir ke/ daha anıuak deyimle, genelde bir «Cor rekıyorsa, isterseniz y«»riçin koyuyoruz: rectiorı» düzeltme yapı gi deyiniz, ama bfn yergiyî îlk yazımın yayınlandıgi jorlardı.. «Bu armut önde, de&il ujarıyı yeğîediıa bu 1944 yılmdan bu noktalama şişe arkada..». «Bu ayak ye nu, ele^tırmcnın, toplumuya değin. uzunca arahklarkı re basmıj'or» gibi ve de ne na karşı bîr gorevı savıyla yaEdım. Nedir, soziü egitim rredeyse ögrenim sürecimi gününde yerıne getirmeye /in &onuna dek.. Bense, bir cahştım. Bu uyarı aslında ciligim de yukarda degindiğim bu ilginç koşullar, dev. Cıritique» cleştiri bek ve o gününde amacına ulaş nımler lçlnde, bir öğretici lıyordum. Düşünsel kurcala mıştır artık.. Keden poleolarak biterken, üreticillgı malar istiyordum.. Bunu a mik ve de yanıt.. Vazılanmin kopmaması için. artık rar, araştınr, okurken once ranı kertdisi daha baştan. daha düs;enli ve sürekll ya^ anlatmaya sonra da yaznıamam. bu bittşle ve bu gelişhfete jvanıtJgrmı. bu igtevşel meler ivmesiyle özdeşli bir • Acıyla notlayayim fık tasa», i^öde ,Û6trl«cw ı biçimde örtüştü yıne bir burada: îkisinl birlikte vüTüflı bu tasalanmı. o^yazgı/raslantıyla. rutmek olmaz raıydı. büf lemlerıml. toplumuma karÇoğu dost ictenükle &or mem "e bunun tartısması şı, sanat dünyaraua. kültumu?tur bana, neden doğru bir yana, böylece de resim rümüze karşı soruınlulusîudan kendi asıl uğraşım için yapmayı büyük oranda bîr ınu ve gorevimi acaba belli de sanat yapıtı üretmeyi sür keııara itmiş oldum. îçim yeterhlikte de ol;>a yerine d«ki sızısını hele sevgili getırebildim mi''.. dürmedim diye.. 1945'lerde gırdiğlm Aka eşıradekini ben bilirim.. Asıl yargı sız okuyuculaEleştlrinin işlevi gereği, deminin kitaplığı çok, varsıldı o acımasız yangına kimi kez, uyarıcı dokunuşla rımın ve geleceğin.. O, Zeki ÇAKALOZ G SÜRECEK Bir celebinin ölümü Doğan HIZLAN akaloz Iloca zorluklar çekmış bir kuşaktandı. Okumadan tutun yazı yazmaya kadar her başanyı tırnaklanyla kaaıyarak elde etmişti. O kuşagın alçakgonüllüğünün bütün ozelhğinî taşırdı. Gönül kırmamak, kimseyı ıncıtmemek İçin hakkı olanlann büe lütfen verildigi ızlenıminl uyandınrdı. Kişiliğinln bir aynasıydı yazı uslubu. Kılı kırk yaran, emeklerin zayi olup gitmesine göz yummayan, bir fırçanm bue kırk yıl hatırını sayan bir yorumcuydu. Hocalıktan gelen bir özelligiydi. anlaçihrlık, kolav terımlerle bir resım &orununu dıle getirmek. Bizim gibi resıra sanatınm cok dar bir cerçevede bılınrîipı ulkeleıde resım üzfrıne yazı yktirmafc çok zordur. Birkaç buyıik kent djşmdnki okııra Rörmediği resımleri nasıl anlatacaksınız'' O ıenk dünyasmdaki kışiliğı. sorunları nasıl iletecek&ınu? Hangi düden konusacakPinız? Çakaloz Hoca, bu ytizden eleştlrilennde terirn karmaşasına bogmadan, bir sanat tarlhinin sayfalanndaki ağırlığa düşmeden, ortalama bir resim meraklısı için yazardı. Bir gazete yazısınm da niteliği hele resım konusunda bu olmalıydı. Yazılarım izleyenler onun Anadolu'nun çorak köşelerınrle tuvale gonül vermiş resım emekçilerlne nasıl sevgıvle yakUştıgım bilırler. Bir ıesım. yapmanın, onun malzemesinl saglayabtlmenın. bir sersi salonu bulabilmenin zorluğunu bilir. Çakaloz Hoca. resimlerini ortaya çıkarmazdı. Kuşağmın iyi bir ressamı olduğunu söylerlerdi resimden anlay:in)ar. Ben de blrkac deseninl görmüştüm. Resim yapma yerıue yapılan reslmlerin tadına vardırma ışinı benimspmiş. Resnıe emegini yogunlaştıracağına resme emek verenleri aniatmayı yeğlemiş. Kalemi tuvale yegler oimuş. Birlikte uzun süre çalıştıgımız Çakaloz Hoca, en kötü reslmde bile emeğin degerint gün ışığına çıkarmak için çaba harcardı. Bunca hakyemezliği bir Behçet Nccatigil' de görmüsümdür. bir de Çakaloz Hoca'da. Bir resme. herhanei bir sanat eserine dlk yaklasmaz, onu yorumuyla sevdirmeye çalışırdı. Sergileri gezer, bu gezintisinden lzlemmlerlni bi7e anlatır, sonra da beyaz daktilo kagıdma yazar getirirdi. Anadolu dinlencelerinde resmin ötesinde mu7eclilgimizin sorunlanna egilir, perişan halrle olan eski eserlertn dıırumunu okurlanna yansıtmayı görev billrdi.. Yetiştirdiğl öğrencilerln hepsine de resml sevdirdi. Resml sevdiren bir kalem yazmayacak artık. lyillk dolu bir yürek durdu. • ı ıstıyorum.., ve \>u s' rimi, herkesın ^ Ç DUMDUMA un msanlann ÖZGÜH Mi/TLl/ olmalann\ bırbırlni Behic AK I s n l , öz6üR.ve MÜTLU U Insanlann, ö TflBlL BUWN olmglcjnnı. birbirlerlrfı sevmelerini BEN DÖSÖNDÛM/A, Ugînç bir hırsızlık Kfiltflr servisl JoseLnto fıantaniMİa adındaki Meksıkah avukat, ülkesıne ai' olanı ülkesine iade etmeyi ever. Bir Pransa gezlsı sırasmda, ünlü Fransız (Jlusal Kitaplığı'nda gördüğtl agav kâğıdından (ıçkl ve teksttl yapımında kullarulan bir bltki) on sekiz saylalık Aztek takvimini ponçosunun altana gızlediği gibı dışa n flrladı. îlk fırsatta da ülke alnln yolunu tuttu. Şimdl JoseLuis Castaneda Meksıka'da bir kauraman. î'ransa tarafındsnsa lanetl» nlyor. İLAN BURSA ÜÇÜNCÜ İCRA MEMURLUĞUNDAN DOSYA NO: 1981/838 tf. Müflisin Adı. Soyadı ve Adresi: ESAT ACAR. Acar Oteli. Çekirge Çad BUHSA. Yukarıda adresi yazıh ESAT ACArfın tFLASINA ve Iflasın 12.4 S82 günü saat 900'dan itibaren açılmasına, Bursa Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nin 12.4.1982 tarih ve 981/410 esas 982/204 sayılı karari ile karar verilmiş bulundugu tcra ve tflas Yasam'nm 168. maddesl geregince teblıg ve ilan olunur. 1110.1982 (Basin: 23839) 7360 Ankara Tabip Odası Lokali 6 kasım 1982 tarlhlnden itibaren, Tiirk, Kransız ve Rus mutfaklarının zengın çeşitlen, Amenkan barı. briç bezık salonu, çocukların hoşça vakit geçırebileceğl oyun odası ve özel servisi ile tüm tebiplerin hizmetine glrmiştir. Adres: Adakale Sok. No: 20 Kızılay ANKARA. DUYURU KONGRE ILANI Tiyatro Yazarları Derneğı'nden ikınci toplantı: Derneginıiz Koogresi daha ön ce ilan edılen tarıh olan 5 Kasım 1982 cuma günü gerekiı çoğunlulc o)ıriadıgı ıcın toplanamanııştir. tkiaci toplantı 17 Kasım 1982 çarşamba günü saat 17'de Cagaloğlu'nda Gazetecüer Cemiyeti kütuphane salonunda katılanlarla mutlaka toplanacaktır. Üyelerimizln bu ^oemll top* lantıya mutlaka iratıimıtinıiın rica ederiz. ÎÖNETtM KURULO 0 ÜN DE M : 1 Başkanük Divanı seçlml, 2 Yönetlm Kurulu faalıyet raporu ve Denetciler raporunun oktmması, 3 Yönetlm Kurulu ve Deaetçileıin akianması. • Yönetlm Kurulu. Denetçller ve Onur Kuruluium seçtaal. • DüBkler. Cımnaatik Utusal Tahım çaUstırıcm Zafer Ozhabes ve eşi Fıgen'in bir kız çocuklan dunyaya geldı. Hande adı venlen yavruya uzun ömur dtleriz. CUMHURİYET SPOR SERVİSİ MAKAL Hik^eler TAHİR Delitay KUTSİ AUSTRALIAN EMBASSY ANKARA NEW TELEPHONE NUMBERS COMMENCING 10/NOVEMTER/1982 28 67 15 (4 LINES) Dağıtan SERVET CACALOCLU KlUptdudı buUunazuaıs 180 TL. pullt Ittvylnlz. PK: 95 BEYAZIT ISTANBÜl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle