19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 rtamı yabşbrmak ve banker»ur aracv hğı lle mevduat sertifikası sa(an bankaları ödeme guçlüğündea kırtarmak lçln Merkez Bankası'nca bazı bankalara para yardımı yapılmasi; temmuz ayuıın ortalannda Maliye Bakaru lle ekonomik İslerle görevll Başbakan Yardımcısı'nm görevlerinden Istifa yoluyla fiynlmalan ve yeni Maliye Bakam'mn göreve başladığı günlerde bankalar ve banka sistemi gündeme gelmlş ve eylül ayuım geçlrllmesl halinde bunalımın atlatılabileceği ifade edilmiştir. Eylül ayı geçmiş ve bankalar korkulan ayı korkusuzca atlatmışlardır. Ancak, eylül ayının geçirilmiş olrnası bankalann hiç bir sorununun kalmadığı anlamına gelemeyeceği de gözden uzak bulundurulmamahdır. Banka sistemlnin gözden geçirilmesi ve bazı önlemlerin alınması gerekli ve hatta zorunludur. Ancak, nedenler araştınlırken bankalann niçin bu hale geldiğinin ve her gün adından söz edilen kurumlar haline geldiğinin belirlenmesi gerekmektedir. «1 Temmuz Bankacılığı»nda yüksek faizle bankalann mevduatı artarken fiktif faizlerle aktif ve paslfleri kabarmıştır. Fiktif mevduat artışlan, ödenmeyen devre faizleri ve geri dönmeyen krediler bankalan açmaza sokmuştur. Bu açmazda bazı bankalar için mevduat sertifikası felaket simgesi olmuştur. Bankalan bugünkü dunıma getiren yüksek faiz ve bunun yanında izlenen politikalar ve bir yerde de bir iş adamının çok güzel ifade ettlği gibi, bankacılığm bankacüar tarafından yapılmamasıdır. Bu nedenle, belirlenen açmazlar üzerinde durulmadan ve bunlar giderilmeden alınacak önlemlerden fazla bir «ey beklenmemelidir. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 8 KASIM 1982 O Bankalar Sorunu EYLÜL'DE BANKALAR, BİR BUNALMDAN KORKUYORLARDI. EYLÜL, KORKULDUĞU GÎBİ OLMADAN ATLATILDL AMA, BU SORUN KALMADIĞI ANLAMINA GELMEZ. Mehmet Ali TUNABOYLU sayılı Faiz Kararnamesl iptal edilmeli ve faizin kamu düzenini ilgilendirmesi. nedeniyle bankalarca serbestçe belirlenmesine eon verilmeli, hükümet kararname ile her türde mevzuata ve kredilere verilecek ve alınacak faizleri günün koşullanna göre ve ekonominin kaldırabileceği ölçüde bellrlemelidir. Faizlerin kararname ile belirlenmesi hükümetçe istenilen zamanda ve miktarda faiz verilmesine engel değildir. Mevduat faizleri konusunda hükümetin tutumu mevduatı paranın değeri ölçüsünde para degeri düşerken korumak İçin enflasyon hızına eşit bir faiz vermek olduğundan, faizlerin düşürülmesinde ilk fedakârhk devletçe yapılarak faizler gelir vergisinden istisna edilmeli ve bankalarca bir yü vadeli mevduata bugün verilen brüt yüzde 50, yüzde 30'a düşürülmelidir. 13 aylık mevduatın faizi yüzde 30'a yaklaşık olmamak üzere yüzde 5,10 ve 15 gibi belirlenmelidir. • Kredi faizlerinin (maliyetinln) düşürülmesiı Mevduat faizleri düşürülünce kredi faizleri de belli bir oranda düşürülecek ve dolayısiyle kredi maliyetinde düşüş olacaktır. Bu arada, gider vergisinden vazgeçilebilir. Faiz fonuna yapılan tahsilat üzerine de durulmalı, gider vergisi kaldırılamazsa fon tahsilatından vazgeçilmelidir. # Kredilere seyyaliyet verilmeslı Banka sistemini gündeme getiren konulardan biri ve en önemlisi budur. Bankalar verdikleri paralan geri alamıyorlar ve faizlerini tahsil edemiyorlar sözü sık sık işitilmektedir. Kredilerin geri dönmemesi ve faizlerin tahsil edilememesinin nedenleri kredi maliyetinin yüksek oluşu, üretim azlığı sebebiyle birim maliyetindeki artış, talep yetersizliği ve bir de bankalarımızın dün kredi vermediği çok kişiye bugün kredi vermeleridir. Kredilere seyyaliyet verilmesi çok zordur ve krediler kullandınidıktan sonra eksen ahvalde müşteri bankaya değil banka müşteriye tabi olmaktadır. Kredilerde tahsilat yapabilen bankalar rahatlayacaklar ve sıkıntıh dönemi desteksiz veya palyatif yardımlarla aşabüeceklerdlr. • Münzam karşılıklann oranı düşürül mellı Mevduat munzam karşüıklannın oranı yüksektir ve haziran 1982 sonu itibariyle bir çok bankanın munzam karşıhklardan dolayı T. C. Merkez Bankası'na borcu vardır. Bankalann fiktif olarak artan mevduatından yaklaşık 1/3'nün Merkez Bankası'na yatınlması bir sorun olmaktadır. Munzam karşılık oranı 1983 1984 yıllan İçin düşürülmeli ve 1211 sayılı yasanın 4, ve 40. maddelerinde gerekli değişiklik yapılmalıdır. • Yeni kaynak saglanmanı En önemli sorun bankalara kaynak saglanmasıdır. 8 ekim 1982 tarihli Merkez Bankası vaıiyetine göre, tedavüldekl banknotlar 533 milyar lirayı aşmaktadır. Sonbaharda devlet ahmlan ve taahhütleri sebebiyle piyasaya bir miktar para çıkanlabilir. Ve izlenen sıkı para politikasma rağmen yü sonundâ tedavül hacmi 600 milyan bulacak, enflasyon hızı yüzde 35 40'a yaklaşacak ve fiyat artışlan olacaktır. Her alman önlemjn getirdiği olumsuzluklar bankalara kaynak sağlanmasmı da zorlaştırmaktadır. Aynca, alman kararlarla banker kuruluşlannın disiplin altına alınması ve bankerlerin güvenilir şirket tahviilerini yüzde 54'e kadar net faizle pazarlamalan bankalara kaynak (para) akışını yavaşlatmaktadır. özel kesim bankalanna bir süre ithalattan yapılacak yüzde 2 fon tahsilatınm denetim altında aktanlması yerinde olur. ••• Yukanda açıklanan önlemlerin yanı sıra akla gelebilen ve üzerinde durulabilecek olan ihtisas bankacılığına geçiş ve birleşme konularındaki düşüncelerimizi açıklamak isteriz. • thtfsas bankacılığına geçişı T. C. Ziraat Bankası hariç, Türkiye'de bankalar Cumhuriyet döneminde kurulmuş, gelişmiş ve bugünkü hale gelnıişlerdir. 1960'lara kadar T. C. Ziraat Bankası ülke çapında tek banka olarak çalışmasının yanmda öbür millî bankalanmızın geniş bir vatan Oretim düşüklügü, lşletmelerin tam kapasite ile çahşamaması, yatırımların istenilen düzeyde olamaması, talep azlığı, işsizlik nüfus artışı, belirgin hal alan tekstil sanayiindeki bunalım, bir çok işletmenin devlet, desteği istemesi ve beklemesi; bunu öbürlerinin izlemesinin olanak içinde görülmesi, ekonomideki genel durgunluk. sanayiin istenildiği şekilde dışa açılamaması gibi olumsuz etkeler sürerken ve bunlar bankalan etkilerken, bankalar hakkında önlem alınmak da zorlasmaktadır. Bu ortamda banka sistemimizde sarsıntıya ve tstenmeyen olaylara meydan verilmeden almabilecek ilk önletnlerl şöyle özetljyebiliriz: • Faiz oranlarınm düşürülmesit Faiz oranlan düşürülmelidir. Bankalann mevduata verecekleri faizin oranı düşürüldükçe kredi faizleri de disiplin altına ahnabilecektir. Bunun için 29/5/1980 tarihli 8/909 das kitlesine yannyan 25 yülık bir çalışmalan vardır. Bankalar genelde yüzde 10 özkaynak ve yüzde 90 yabancı kaynakla çalıştıklanndan, en büyük ve önemli yabancı kaynakları da mevduat (kısa vadeli 12 yıl ve vadesiz) olduğundan ve bu kaynağın sahibine ödenmesi ilk talepte derhaı emre âmade tutulduğundan bankalanmız mevduatı kısa vadeli kredilere tahsis etmek zorunda kalmışlardır. Orta ve uzun vadeli kredilere karşıhk olan fonlardan istenilen sonuçlar alınamamış, zaman içinde esnek ve kısa vadeli Merkez Bankası reeskont kredileri de îster istemez ticari krediye tahsis edilmiştir. Kaynaklarm yetersizliği ve özelliği bankalann ihtisaslaşmasma olanak vermemiştir. Özel yasa ile kurulan ve kendilerine belirli görevler verilen devlet bankalarının dışında kalan bu bankalarımız tarım. konut, meslekî krediler maden, petrol, enerji ve ulaşım konulannda kredi vennelerine yapılan, kaynakları ve teşkilatlan yeterü olmayıp, bu bankalanmız zorunlu olarak iş ve ticaret bankalan hüviyetinde kalacaklar. ticaret ve sanayii finanse edeceklerdir. Ihracat konusunda ihtisaslaşma düşünülebilir ve zaman içinde buna en yatkın olan bir banka bu konuda görevli kılınabilir. * 0 Birleştnet özel bankalann birleşmesini hiç bir banka istemediği gibi, birleşme konuya çözüm de getiremez. Devlet ortaklığı da bir çözüm değildir. Bankalann birleşmesi kredilerin tasfiyesi ve geriye dönüşünü olumsuz yönde etkileyeceğinden üzerinde durulmamahdır. Sayın Maliye Bakanı da, «Birleştirmek diye bir şey de çözüm değil.» demektedîr. • Bankalar Yasasında değişiliklik t 7129 sayılı Bankalar Yasasınm bazı maddelerinin (4, 6, 8 11, 15, 16, 28, 39, 44, 48 v.s.) 1983 yıhnda değiştirilmesi olası görülmekle beraber, yasa değişikliğinin banka sistemine istenilen rahatlığı getirebileceğini iyimserlikle söylemek mümkün değildir. SONUÇ: Bankalann yıllardan beri kaynak sıkmtısı çektiklerini, açılan bir kısım kredilerin her dönemde faizlerinin alınamadığını ve geriye dönmediğini ve enflasyonun da öz sermayeleri iş ve faaliyet sahasınm dışuıa iterek şahıslann ve kurumlann kendi varhklannm dışındaki varlıklarla iş yaptıklarını ve bu sistemden kolay kolay kurtulamadıklannı unutmamak lazımdır. Yukanda alınması önerilen önlemlerin bir kısmınm üzerinde durulması olanağı vardır: Bu önlemler geçici bir rahatlık sağlayabilir. Elimizde Kalan? 1930 yılında Türkiye'nin dıs satımı 116,5 müyon dolarmış. Dış alımı da 113,5 milyon dolar. 1947'ye degin (1938'deki 3,9 milyonluk açık dışmda) Türkiye'nin dış alımsatım (dış ticaret) açığı yok. 1940'lara kadar aşağı yukarı 100 milyon dolarlık dışsatım, 100 milyon dolarlık dışîlım ortalamasıyla bir denge tutturmuşuz. îkinci Dünya Savaşı bitimine doğru tırmanmaya başlayan dışahm 1949'da 247,8 milyon dolar oluyor. Aynı yıl 290,1 milyon dolarlık dışahm gerçekleşiyor ve 42,3 milyon dolarlık bir açık verlyoruz. 1947 yılından bu yana dışalım ile dışsatım dengesi sürekli açık verlyor. Demek ki 35 yıldan beri süren bir hastalık. Yeni birşey degll. , 1950'lerde dışahm ortalama 400 milyonlarda, dış satım ise ZCO milyon! arua dolaşıyor. Açık da 100 milyon do'.p.r ortalamasmda sürüp gidiyor. 1958'de Türk paraRinm devalüasyonuyla blrUkte 19G0 askeri müdahslesl geliyor. 1960'larda dı°3lımın 600 milyon dolarda. dıs satımm 400 (hatta 500) milyon dolarlarda dolaştığmı görüyorıız. Bir örnek vermek gerekirse:1967'de dışalım 685 milyon dolar, dışsatım 522 milyon dolar. 1970'de dışalım 1 mllyar dolar sınırma dayanıyor: 948 milyon dolar. Aynı yıl dışsatım 588 milyon dolar. 1970 devalüasyonundan sonra bir askerl müdahale daha slyasal yaşamı yönlendirmiş. 1970'lerde dışalım önce 1,5 milyar dolara, sonra (1973'te) 2 milyar dolara çıkıyor. 1970'Ierin ortalannda 4 milyar doîara erişen dışalım 70'lerin son yarısmda 5 milyar çizgisini izliyor. Buna karçılık dîşsatımda da bir gelişme var: 1970'lerin ortasında 1,5 milyar dolar olan dışsatım 1970'lerin sonuna doğru 2 milyar doları geçiyor. Böylece djşsatım ve dışalım arasındaki açık 3 milyar dolara ulaşıyor. 1978'de dışsatım 2 milyar 288 milyon dolar; dışalım 4 milyar 599 milyon dolar. 1979'da mşsatım 2 milyar 261 milyon dolar; dışalım 5 milyar 69 milyon dolar. Geliyoruz 1980'lere... 1970'lerin sonunda yapılan küçük devalüasyonlar; 1980'in başında görülmemiş bir oran Kazanıyor. 24 ocakta 1 dolar 47 lirayken 70 Uraya çıkarılıyor. O günden bugüne sürekli devalüasyonlarla 1 dolar 180 liraya yükseliyor. 1980'in 24 ocpğından bu yana enflasyon oranı da yüzde 180'dir. Bugün enflasyonun yuzde 20'ye, yüzde 30'a düşürüldüğünü söyliyenlere siz bakmayın; 1 ocak 1980'den başlayarak (ve Işln lçine 24 ocak 1980 zam paketlni de katarak) hesapladığınızda yüzde 180 enflasyon oranı ortaya çıkar. Bu arad)a 1 dolar da 180 liraya tırmanmıştır. Bir toplum İçin dayanılmaz ekonomik göstergelerdir bunlar; bir altüst olugtur. Benlm merak ettlğim soru şudur: 1982'de 6 milyar dolar dışsatım 9 milyar aolar dışalımla, dış alım satım açığımn 3 mllyar dolar dolayında olacağı öngörülüyor. 1970'lerin sonunda da böyleydl; üstellk 1970 lerde Türkiye'nin sanaylleşme yolunda olduğu söyleniyordu; bugün «çiftçilik, çobanhk» yolunda olduğu söyleniyor. 1980'lerde elektrik, petrol, çimento üretlmlerlnde ve kullanımlarında gerileme olduğuna göre sakm 24 ocak kararlarından elimizde yalnız «1 dolarm 180 Uraya düşmesi» gibi acı bir sonuç kalmasın? OKTAY AKBAL CTCT HOTIR Sağlam'ın Acıklaması.. Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam'm 21 ekim tarihli basın toplantısında yaptığı konuşmayı okuyorum. Bakanlık Genel Sekreterliği Bakanlığın yayinlannı en kısa sürede gazetecilere, yazarlara ulastırıyor. Böylece Bakanm sözlerini, bir takım işleri, eylemleri doğru biçimde öğrenmek olanağını buluyoruz. Sayın Bakan Her yönü ile büyük tahribat gören Türk Milli Eğitimine yeni bir yön vermek kar çınılmaz olmuştur» diyerek başlamış basm'toplantısına... Amaç nedir? Atatürk Devrim ve İlkelerinin Bakan İnkılâp' diyor tümü ile yerleştirihnesi. eğitim ve öğretimin her düzeyinde yurdun en ücra köşelerine kadar yaygınlaştırılması. Hep tstediğimiz bu değil miydi? Doğru yorumlanmış. saptanmış saptınlmamış, ters yöne döndürülmemiş 'tlke ve Devrimler'in tüm yurtta yerleştirilmesi. eğitim ve öğretimin Atatürk'cü yöntemle yapılmasi... Bu amaçta Türk înkılap Tarihi' kitaplan hazırlatılmı^, Temel Eğitim uygulamasına geçilmiş, yeni ders kitanları bastınlmıv. Milli Güvenlik Bilgisi ile 'Dın. Kültiır ve Ahlâk Eilgisi' küaoları yeniden yazdırılmış. Tarih ve Coğrafya kitaplan da "gereksiz bi'giler'den neyse bunlar! kurtarılarak kendi ulusumu?a ve kültürümÜ2e dönuk olarak «Ataturkcü bir görüşle» ha/ırlatılmış .. Bu arada Bakan «Sözlük Klavuzu» ile 'Yeni Sözlük'ün Bakanhkça yayıplanacağınt da bildirmektedir Sayın Sağlam'ın konuşmasında sevindirici. övgüye değer bölümter var, araa bunlann yanısıra üzucü. çok üzücü haberler de var. Okumayazma seferberliğinde 105 bin kursta 2 milyon 22 bin yurttaşın ders gördüğünü. bunlardan l milyon 286' bininin okumayazma belgesi aldığını, aynca 50 bine yaktn yurttaşın da ilkokul diploması almaya hak kazândığını öğreniyonız. Böylece okumayazma oranının yüzde 67'den yüzde 72.5'e yükseldiği de saptanmıştır. Bu seferberlikte görev alan 2 bin kişiye üstünbaşan, 15 bin'den çok kişiye ds basarı beigeleri verilmiştir. Bakan'ın verdiği bilgiler arasında. üzücü olanlan da; 12 Eylül 1980den bugüne kadar 5040 kişinin görevine son verildiği acıklaması da var. Beş bin öğretmen meslekdışma atılmış dunımdadırlar. Okurlarım bu sorun üzerinde sürekli dıırduğumu, binlerce öğretmenin işsizliğe, yoksulluğa mahkum edılmelerinın çok yanlış bir tutum olduğunu yazdığımı. iigilileri bu konuda uyardığımı anımfayacaklardır. Saym Sağlam bu uygulamanın 1402, 657. ve 2559 sayüı yasalara göre yerine geürildiğini bildirmiş, bu sorunu fazlaca deşmemiştir. Bıldiğime göre, bu beş bin öğretmenin meslek dışı edilmelennde Bakanlık "ikinci derecede' bir etkinüktedir, daha çok Sıkıyönştimler kendi yetkilerini kullanmışlardır Beş bin genç aydının işsizliğe, yoksulluğa itilmelerinde büyük bir yanlışlık vardır. Bunu yazmak. söylemek bir görevdir. Saym Bakan "normal emeklilikle meslekten aynlanlann' bu beş bin kişinin dışmda olduğunu söytemiştir. Bu 'zorunlu' emekliye ayırmalann da başka türlü bir ceza olduğu açıktır. Gencecik oğretr menlerin, eğitim adamlannm su ya da bu nedenle, eğitim dünyasından uzaklaştmlmalan aydm karamsarhğına, kırgmlığına yolaçar, ruhsal tepkiler yaratır. Toplumda gerçek bir banş ve huzur havasını kurmak, demokrasi yöntemlerini yeniden yaşatmak özlemleri. istekleriyle böyle davranışlar, bir birlyle çelişir. Milli Eğitim Bakanı, 23 bin 224 personel hak kında soruşturma açıldığını, bu soruşturmalar so nunda 7429 kişiye idari işlem; 4909 kişiye de adl* işlem uygulandığmı, 410 suiistimal ve yolsuzluk ola yının saptandığını, bunlardan 5137 kişiye idari ce za, 1801 kişiye adli ceza verilmesinin kesinleştiğin' bildirmlştir. Öte yandan görevlerinde üstün başan sağlayan 600 personel de çeşitli biçimde ödüllendi rilmiştir. Binlerce kişiyl işten uzaklaştırmak, zorun lu emekll etmek. şu ya da bu cezalan vermek bir yanda. ödüllendirilen altı yüz kişi öte yanda... Üzücu bir sonuç değil tnîdir bu? ısa bir süre önce yargı alanmda reform niteliğinde denllebllecek bir degişiklik sessiz sedasız yurürlüğe girdi. Günlük gazetelerde kuru kanun mad delerinln özetle verilmesinden başka konu ile ilgill herhangl bir yorum yayınlanmadı. Bu degişiklik, 20 ocak 1982 tarlhinde kurulan Vergl Mahkemelerinin 20 temmuz 1982 güntt göreve başlamalarıydı. Ancak araya Adl! Tattlln glrmesiyle bu mahkemeler fillen 6 Eylül İ982 günü göreve başlayacaklardı. Böylece, 50 yılı aşkın bir süredlr vergi yargısınm ilk basama ğını oluşturan, önüne gelen vergl uyuşmazlıklarını çözdüğü gibi, kararlanyla uygulamalara da yön veren Vergi îtiraz Komlsyonları ve Vergiler Temyiz Ko misvonu, tarih'n karanliklanna kanşmış bulunuyordu. Artık. MaMye Bakan lığı vergi kannnlanm uyftulavacak. milkelieflerl inceleyecek fakat bu uygulamaların yargısal denetimlni Adaiet Bakanlı6ı yanacaktı. Onun lcindir ki, böv le köklü bir deSisikHk «Reform» karakterini taşımak tadır diyoruz. Bu karakterinl koruyun koruyamayaca ğını zamania uygulama so huçları gösterecek. K Vergi Yargısı Vergi Mahkemeleri, sessiz sedasız 6 eylülde göreve başladılar. Şimdilik reform niteliğindeki bu vergi mahkemelerinin ne oranda başarıh olacağım uygulamalar gösterecek rağandır. Vergi uygulaması inceleme yargı üçgeninin eski sistemde olduğu gibt yine Maliye Bakanhğı bünyesi içinde çözümü bizce daha yararlı olurdu, aksayan ve hukuka aykırı yönler düzeltilmekle yetlnilirdi. Bu durumda, yukanda da belirttiğimiz gibi. diyebl Hrlz kl, vergl yargısmın hız landınlması bakımından Vergl Mahkemelerinin ne oranda başanlı olabileceğt ni ancak uygulamalar gös terecektir. Hızlandırmanın yanı sıra vergl uyuşmazlıklarmm sağlıklı çözümti vergi idaresine ısık tutacaktır. Bu nedenlerle Vergl Mah kemelerinde görev alanlar la, uyuşmazlıklan getiren mükelieflere ve temsllcllerine büyük görevler düşmektedir. öte yan 'dan Maliye Bakanlığı'nın da vergl uyuşmazlıklarmı takip eden blrimlerini ör neğln hizmet içl eğitim programlanna tabl tutmak gibi bir takım önlem ler alması yararlı olur ka msındayız. Çağımız bir vergl çağı«ır. Vergiler yelpazeslnin ilgill olmadığı vatarHaş kesfmi yok gibidir. Öte yandan Devlet için de ver giler en güvenli gelir kaynağıdır. îşte böyle bir konuda Devlet ile vatandaşı davalıdavacı durumuna getiren vergi uyuşmazlıkları konusunda getirilen yfeni vergl yargı sisteminin hayırlı olmasmı ve bu alanda çalışanlara başanlar dilerlz. Kudret ŞENER Maliye Bakanhğı Eski Bas Hesap Uzmanı ve Emekli Vergl îtiraz Kom. Başkanı cak unutuluyordu kl, yargı hangi türde olursa olsun ağır işleyen ve bu yüzden de Devlete pahalıya mal olan bir hizmettir. Bir uyuşmazlık hakkmda hüküm vermeden önce. akla gelebilen her olasılığın değerlendirilmesi gerekir. Bu ise, elbette zaman alıcı bir iştir. Onun için, vergi yargısmın bu değişlklikle hızlanacağma biz pek Inanamıyoruz. Aksine, îdari Yar eılama Usulü ile getirilen. Dava Savunma Savunmaya CevapCevaba Cevap. şeklindeki dosya tamamlanması ve bazı sürelerin 15'ten 30 güne çıkarılması, Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunu'nun bazı müesse selerinin uygulamaya almması, vergi davalarını uzatacaktır. Değişikliğin İkinci gerekCesi, Verei îtiraz Komisyon ları lle Vergiler Temyiz Ko mİByonu'nun yargı görevi lfa etmelerine rağmen, mah keme niteliğinl taşımamalarıydı. Başkan ve tiyelerinin «Hakim Teminatından» yoksun bulunmaları ve ida reye bağımlı olmalanydı. Ancak teoride vergi politikası üçlü bir sacayağı gibi dtişünülür. Ayaklardan btrini vergi kanunu uygulamaları, ikinctsini vergl in celemeleri, üçüncü ayağı ise vergi yargısı meydana ge tirir. Bu üç ayak arasında karşılıklı bilgi iletişimi ve uygulama birliği vergi poii tikasını başarıh kılar. Kanımızca, vergi yargısmın ilk aşamasında bu amaç eski sistemde pekâlâ sağlanıyor du. Vergi hukuku ticari ve sınat hayatm gelişmeslyle paralel olarak dinamik bir karakter taşır. özel hukuk müesseseleri ise azçok du r Cymhuriyeİ HASAN CEMAL EMİNE UŞAKMGİL OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN * Bu değişikliğin yapılması temelde belli başh iki gerekçeye dayanıyordu: Birincisi, vergi yargısı ağır iş liyor, vergi uyuşmazlıkları uzuyor ve Devlet vergi alagec elde ediyordu. An Sahibi: Cumhuriyet MatbaacılıkveGazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü MüesseseMüdürü Yazı ijleri Müdürü Çay Kurumu Genel Müdürlügunden .Ortaokul ve Lise mezunlarma. 1 Kurumumuz ihtiyacı 3 kalem dizel yedek parçalan teklif alma usulü ile satınalınacaktır. 2 Bu işe ait şartnama Çay Kurumu Genel Müdürlüğü Satınalma Müdürlüğü / Rize, tstanbul Bölge Ticaret Müdürlüğü Sinanpaşa Köprüsü Sokak No: 19 Beşiktaş/îstanbul ve îrtibat Müdürlüğü Satınalma Müdürlüğü / Rize, tstanbul ra adreslerinden ücretsiz temin edilebilir. 3 İhaleye katılmak isteyecek firmalann şartname esaslan dahilinde hazırlıyacaklan ' teklif mektuplannı engeç 30/11/1982 sah günü mesai saati sonuna kadar Çay Kurumu Genel Müdürlüğü Satınalma Müdürlüğü/Rize adresine iadelitaahhütlü olarak göndermeleri veya makbuz mukabili elden venneleri gerekmektedir. 4 Postada vaki gecikmeler ve telgrafla yapılacak müracaatlar kabul edilmez. 5 Kurumumuz 2490 sayılı yasaya tabl olmayıp. ihaleyi yapıp yapmamakta, bölerek kalem kalem yapmakta veya mledlğln» yapmakta serbesttir. (Basm: 23402)! 7334 • Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Haber Merkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni TEMSİLCİLER • »ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVİS ŞEFLERİ JŞGARANTİSÎ Jlkokul mezunlarma BEYAZIT Mithatpaşa Cad.H Tcl:22 2106 BEYOĞLU Istiklal Cad.87,7 Tel:4490U îstanbul Haberleri:Selahattin GÜLER Dış Haberfer : Ergun BALCI Ekonomı: Osman ULAGAYYıırt Haberleri: Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ Magazin : Yalçın PEKŞEN Düzeltmfe: Konur ERTOP Araştırma: ŞahinALPAY BUROLAR Konur Sokak No. 24/4 Yenişehir ANKARA Tel:17 58 2517 58 66ldare: Halil Ziya Bulvarı No: 6 5 / 3 İZMİR Tel: 25 47 09131230 Atatürk Caddesl, T.H.K Işhanı Kat 2/13 ADANA Tel:145501973l Baaan ve Yayan: CUMHURİYETMatbaacılıkve GazetedllkT.A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41, CağaloğluÎSTANBUL P.K.: 246 îstanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) ' T A K V t M 1ŞOLANAKLARL KADIKÖY AHıyol.KuşdiIİ Cad.No:8 Tel:361150 it AN ANKARA 9. ASÜYE HUKUK HAKÎMLİĞİNDEN Dosya No: 1982/265 Duruşma günü: 30.11.1982 saat 9.45'de. Davacı DSÎ Genel Müdürlüğü tarafından davalılar Ahmet Özgen ve arkadaşlan aleyhine mahkememize açılan mecburi hizmetin ihlalinden dolayı tazminat davası sonunda mahkememizden verilen 2.7.1981 gün 1980/914 Esas sayılı dava Yargıtay 15. Hukuk Dairesince bozularak gelmekle yeniden yapılan duruşmada, duruşma günü ilanen tebligine karar verilmekle. Davah îstanbul Şişli Çağlayan Bahar Sokak No: 13'de oturan ve bu adreslerine tebligat yapılamıyan Mehmet Yazıcı ve Vahit Okumuş'un yukanda belirtilen gün ve saatte mahkememizde hazır bulunup dava ve bozma ilamı hakkmda beyanda bulunmalanna. Duruşmaya gelmedikleri mazeretlerlnl belirtmedikleri takdirde, adlanna önceden ilanen gıyap karan tebliğ olduğundan duruşnanın gıyaplannda yapılacağı davetiye yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. (Basın: 24041)' 7332 " 8 KASIM 1982 İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI 5.58 7.37 îş hayatmda eksikllğl duyulan Muhasebe Yarduncısı yetiştlrllmek üzere Mali Müşavlrler Muhasebeciler Derneğl kısa dönemll meslek kursu açmaktadır. Bu ayın İçinde başlayacak Muhasebe Yardımcısı kursunu başaranlara bitlrme belgesi verilecektlr. üygulamalı yapılacak kurs haftada üç gün üç ögretmenle yürütülecektlr. Dersler İş saatlerl dısındadır. Muhasebe mesleğlnl kendine meslek edinmek isteyenler 26 70 09 ya da 48 9137'den bllgl alablllrler. MUHASEBE MESLEK YARDIMCI KURSU 12.57 15.40 17.58 19.31 Atatürk Erkek Lisesi (Beyoğlu) 1972 mezunları toplanıyoruz. Mür: Her gün 912 arası 46 95 67
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle