19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 3 KASIM 1982 2. Dünya Savası'nı Türkiye açısından incelemeli Cumhuriyet'te çıkan yazısında İsmaii Habib «cihangir» ile «cihandar»ın tanımlamaların yapıyordu. unune gore Bugünlerin ilhamı Yazan: İsmaii lurını cetse Habib SEVÜK üyanmca gordük ki bu. yaraar, O aldamşm hıncile «tngi.f lizer güven olmaz!> diye bağırdıH.ı daha büyük bır ald&mstı. Onun en traz dusmEnı kı «en tehhkelı olan» â\ cr.a karjı yüruduğii zaman yolunun zerındp..'1urma, kım olsan ve kim oli çifrer Tanhîmız ıbretımiz ciduğu içfl ohunla nasıl ayak uydurulacağıaı arhî ıyı bıl' v oruz miinasebetile Sovyetler Karadeniz'in kuzeyinde îlerledikçe İNÖNÜ SORUNU BÜYÜK MİLLET MECLİSÎ'NE GETtRDİ Ben olaylan kafamda evırijor. çeviriyor, kendime göre yorumlar yapıyordum. Stalin, Türkiye'nln savaşa katılmasmı istemiyordu diye kuruyordum. Bilgiye dayanarak değil, varsayımlara dayanarak bu yakışbrmaları yapıyordum. Churchill Adana'ya bunun için gelmiş olmalıdır, diyordum. Haber a)ma olanaklanmız da kıttı. tnönü Adana'da Churchill ile görüşrükten sonra sorunu Büyük Millet Meclisi'ne getirmişti Savaşa girmek konusunda Mareşal'in düşüncesi de olumsuzdu.. (Fotoğrafı Cumhuriyet Arşiv) CDısnglrle cöıandarj karifurmamalı. Cıhangırler buyuk letîhler yaparlar, U. Ikat fetıhîerı fah;darma bağhdır, sahıs ^nce fetih gıder. Garbcid. liKender, al, Napolyon, bızde Atüâ, Cengtt, •ımurienk. Buna kargılık cıharıdarlar ' uzun omurlü eserier bıralurlar ötede I Almanlar Balkanlar'ı boşaltmak zorunda kalacaktı İSMAIL HABİB SEVÜK'IJN CUMHURİYET'TEKİ YAZISI larih. 18 kasım 1943. Yazar İsmaii Habib Sevük «Cihangir» ile «Cihan dar»ın tanımlamasını yapıyor, Atatürk'ün bir «Cihandar» olduğunu belirtiyor, sonra İnönü'nün savaşa gitmek için Büyük Millet Meclisi'ne başvurdugunu belirtiyordu. İsmaii Habib yazısım Meclis'in yüceligini uzun süren o toplantıda daha iyi anladım» diye bağlıyordu. tFotoğraf: Cumhuriyet ArşivJ YÖK Masası ile Çök Masası... Gazetecllik uğraşı sezgiye. kuşkuya, araştırmaya büyük ölçüde yaslanır. Gazetecı düş gücunden yoksun olmamalıdır. Neler olup bıtebileceginı kestırmeden yola çıkmak. gazetecıyi yolda bırakabil:r... Milliyet'te çalıştığım 60'h yıllarda bir işım; ne omp biteceğini kestirmekü. Büronun şefi arkadaşlara gorev bölüınü yaparken sorardım Ben ne yapacağım? Oturup düşünerek haber çıkartılır mı? Haydi hayırbsı!.. Bir gun gazeteye geldim, butun arkadaşlar oturrrmşlar duşünuyorlar: Başbakanı arıyoruz, bir türlü bulamıyoruz. Nerededir sen bilirsin .. Nerelere baktımz? Bakmadıgımız yer kalmadı' Basbakantıjra baktık, konuta baktık, evine bakttk. Çubuk Barajı'na, Gölbaşı'na gittik. Asmaaltı kebapçısına baktık yok... Gazi Ortnan Çiftliğrndö Merkese Lokantasına baktımz mı? . * • • }.. *y < Oraya bakmadıhfe.ıi rt.u.*vMs ı<tft»«<& MbM* Bir de oraya bakın, dedim Gazi Orman Ciftlıgi'ne giderken. yolda arabasivla dönprken kar<;ılaşmışiar. Arkadaşım sordu: Başbakanın orada olduğunu nasıl bildîn? Bir kez, Merkez Lonkantesinda yemek verken görmüştüm' Olaya daha önce «Ankara No*1ar!»nda bir kez daha değinmiştîm. Yinelemek istedım. 7 kasım Anavasa oylaması ilo ilgiienen vabrmc\ gazeteciler, televizyoncular Ankara'ya akın ettiler. Vızır vtzır dolaşip, ne olup biteceğini öğrenmeye çahşıyorlar. Türkiye'de kamuoyu yoklatnalan yanacak Gallup Enstitüsü gibi kuruluşlar yok. Olasihklar sanılara, kanılara dayanıyor... Bu sırada, «îstatistiklerîn manidarhğı ve örneklem» adıyla 1978'de çevrilmiş bir kitap geçti elime. 1971'd9 L. Saidman tarafmdan yazıîmış. adı «Data Analysis». Çeviren: İlhan Akhun. ABD'de 1936 yılında, Başkanlık seçimleri öncesînde Literary Digest dergisinin vaptı^ı yanıltna öylesine önemliydi ki, dergi bu yanılgıyı izleyen günlerde yayın yaşamına son verdi... Dergi, sözkonusu seçim öncesi yaptığı kamuoyt* yoklamasmda, on milyon oy pusulasmı postalamış, bunlann geri kalan 2.3 milyonunu degerlendirmiv tî. Bu örneklemin somıçlanna dayanarak, Cumhurıyetçi Parti Başkan adayı Alfred Landon'un seçimi anlamh bir çoğunlukia kazanacağını qç»klamıştı. Ne var ki, seçim sonurunda, geçerli ovların vüzde altmışını aJan Franlin Roosevelt'in, o gune değin en güçlü oranla Başkan seçildiğl açıklanmışt». Daha sonra bu yanılgı, kamuoyu araştırmacılannı, istatistik uzmanlarmı ilgilendirdi. Yanılgı, örneklemenin yanlış oluşturulmasından kaynaklanmıştı. Dergi. çoğunlugu üst sosyo ekonomik düzeydeki gelir gruplanna oy pusulası göndermişti. Çünkü dergi, adresleri kendi aboneleri, tolefon ve otomobil sahipleri arastndan seçmişti. Daha öncekl dört seçimde, dergi aynı türdekt örneklemeye dayanarak yaptığı arastırmada Başkan adayını doğru behrlemisti. Ancak 1936 seçiminde gelir parti yeğleme ilişkisinin cok güçlü olmast. önceki seçimlerde isabetli kestirimîerin tersine önemli br yanılgıyı doğurdu. Benzer bir yanılgı. 1948 yılı Baskanufc seçîmlerinde ortaya çıktı. Devrey ile Truman arasında geçen 1948 seçim savasımı öncesinde, kamuoyu araştırmalan Dmvey'in şanslı olduğunu göstermiş, ancak sonuçta seçimi Truman kazanmıştı. YÖK'ün üzerinde büyük sorumluluklar var. YÖK Yasası, devletin kalkınma planlannın ilke ve amaçlan dogrultusunda ve yüksek öğretim planlaması çercevesi içinde, yeni üniversitelerin kurulmasını öngörür. Acılan birçok yenl üniversite ise öyle hic do, kalkmma planlannm önerisiyle açılmiş değil. Belki bazılan, politik amaçlarla açılmıstır. Onceleri. yüksek okullara. fakültelere giremeyen bir lise mezunlan yığmı vardı. Hesapsız, plansız açılan yüksek okullarla, ortaya ilerde bir de iş bulamayan ünîversite mezunlan sorunu Çikacak gibi... Yasada, «Ana bilim dalı diye bir deyim geçmiyor, «Bilim dalı» gecıyor. Yönetmelikte, «Ana bilim dalı» diye bir deyim kullanihyor. Yasadakl boşluktan yararlanarak. yanlış uygulamalara geçilebiliyor. Örneğin, Bölüm Başkanı Profesör. Dekan Yardımcısı Doçent olabiliyor. Hocası dururken, öğrendsi «Ana Bilim Dalı Başkanı» yapılabiliyor. Bir Öğretim üyesi şöyle dedi; Kuramlan ayalıta tutan geleneMeridir. Bir kurumı yerleşmiş geleneği varsa ayakta kalır, onu ayaklar altma aldınız mı çöküverir! Bilmiyordum, veni öğrendim. Ankara'da bîr üniversitede kafete.yada bile masalar ayrılmış. Klmine «YÖK masası». kimine «Çök masası» diyorlarmış yan saka.. Gözde ^eğflseniz, YÖK maaftsına degil, buyurun ç8k masasma Türkiye, savaşa katılsaydı, Dogu Avrupanınyazgısı değişebilir miydi? 17en olaylan kafamda evırıyor, çeviriyor. kendime gore yonımlaıualar yapıyordum. Sovyetler, Alman ordulannı gerı atarak Karadeniî'ın kuzeyinden bıraz daha ılerleyınce Nazıler Balkanları boşaltmak /orun da kalacaklardı. Fransa'nm kuzeyinden Avruca'ya çıkacak olan Bağlaşık ordular, Almanya'ya dahncaja kudar, Sovyet ordulart Avrupa'nın gobe?ıne davanabılirlerdı Bızım savaş olanaklanmı/ı bilıp de üstümu?e du^.tüğüne göre Churclıill sövlf dtiöünüyor olamaz mıvdı: Ruslar Avrupa'nm ortasma çöreklenip komunı&t lik saçmaya başlayacaklar. Avrupa'ya daha önce Balkanlar'dan gırıhrbe durum değişebilir. Türk ordulaıı elden geldiğince güçlendırllir. Aîmanlar Karadeniz'm kuzeyinde Sovyetler'ı dur~ dunnaya çabalarken denızden ve karadan desteklene cek Türkiye. Bulguristan'a girerek küçük Balkanlara doğru ilerleyebilir. Bu ilerleyişinde tıkansa da Baglaçık*Kuv\'etler Kuzey Kge kı yılarmdan yetışip bu ilerleyişi de aşarak daha içerilere dalabilir. Yugoslavya'daki direnişcilerle dayanışabılir Böylece Bağlaşıklar Avru pa'ya Sovyetler'le birlikte girmiş olur. Avrupa'yı boşaltmak gerekince de bu işi Sovyetler'le birlikte yapar ve Avrupa'nm dhiiğini bütünlüğünü güvenceye alabüir. Churclıill böyle düşüntiyordu, Stalin bunu bildiğinden Türkiye'nin savaşa katılmasmı istemiyordu diye kuruyordum. Bilgiye dayanarak değil. varsayımlara dayanarak bu yakıştırmalan yapıyordum. Churclıill Adana'ya bunun icin gelmiş olmalıdır, diyordum. O dönemde haber alma olanaklanmız da kıttı. İnönti, Adana'da Churchill ile görüştükten sonra sorunu Büyük Millet Meclisi'ne getirmişti. Savaşa gir mek konusunda Mareşal'in düşüncesi de olumsuzdu. Cumhuriyet'te daha sonralan İsmaii Habib Sevük'un bir yazısı çıkmıştı. Yazar «cihangir» ile «cihandar»ın tanımlamasını yapıyor, Atatürk'ün bir «cihandar» olduğunu belirtiyor; sonra înönü'nün savaşa girmek için Büyük Millet Meclisi'ne başvurduğunu be lirtiyordu. İsmaii Habip yazısım «Meclisin yüceliğini un süren o toplantıda da ha iyi anladım» diye bağlıyordu. Benim kurgularımda ne kadar gerçek payı olduğunu bilemem. îkinci Dünya Savaşı gerçeklerinin bir de Türkiye açısından incelenmesi gerekir. Yahu boşuna dolanma; Orduevinin altmdaki bodrum ağzma kadar şişe dolu.. Gerçekten Orduevi kuruldu kurulah rakı şişelerini aşağıdaki mahzene atmışlar Bir girip baktım kl dag gibi rakı şişeieri Bodrum u dolaşırken bir de ne gdreyim? Değişip giden bütün eski komutanların fotograflarını orava buraya atmışlar. Kolordu Komutanı Kenan Paşa'nm fotoğratmı da yerde gördüm. Birlsi üstüne basmış. resmin camını kırmıştı. Cam çatîakla rı Kenan Paşa'nın çenesindf>n haşlavır) Hnik Partisinin altı oku Eibi bütün yü?e yayılıyordu. Cok üzülmttştüm. Oysa bunlar değerli fotoğraflardı. O zaman Beyoğlu'nda Foto Süreyya'ya, Foto Sabah'a dünyanın parası verilerek çektirilir ve çopaltıhrdı Bizim eskt Tümen Komutanına ve eşine bütün bunlan uygun bır dille anlattıktan sonra dedim kl: Efendim, bunlar güzel anılardır. yakınlannıza verirsiniz diye slze sundum. Yoksa yitip gidecekler. Kim bilir bunları nereye koyarlar? Komutanın eşinîn yuzü düzeldi, havadaki soğukluk dağıldı, anlaşmıştık. Benİ geç saatlere kadar salıvermediler: güzel gtizel konuşup söyleştik. TUTSAK ALM4N ASKERLERÎ Kişisel yoıumîarıma göre Sovyetler Alman ordularım geıı atarak Karadeniz'in ku7eyinden bira^ daha. ılerlpyince Naziler Balkan'ları boşaltmak zorunda kalacaklardı. Fransa'nın kuzeyinden Avrupa'ya çıkacak olan Bağlaşık ordular Almanya'ya dalınraya kadar Sovyet ordulan Avrupa'nın göbeğine dayanabilirdi. Fotoğrafta Sovyetler in tutsak aldıkları Alman askerleri görülü yor... (Fotoğrai": Cumhuriyet Arşiv) % Komutan Fotoğrafsan sıralarda bizım Tümen Komutanı Ankara'ya atandı. Ben de komutanın birliklerdeki fotoğraflarmı toplattım; hepsmi ıki büyük sandığa ancak sıgdırabıldik. Komutanın Kıztaşı'ndakı evine bu iki büyük sandığı yolladım. O Birkaç gün sonra da evine gittün. Komutan: Gönderdiğin fotoğraflar nedeniyle bızim hanım sana kırgm, dedi: ben ayrılır ayrılmaz böyle bir ise ne den gerek gördün? Ben dedim ki: Hanımefendiyi bıraz çağırabilir misiniz? Hanım geldi, oturüu. Ama durgundu, belli ki bana kızmışU. Ben anlatmaya başladım. Siirt'te Seyyar Jandarma da iken bir süre süvari bolüğüne de komuta etmiştim. O sırada ruam çıktı. Veterinerimiz Tahsln Doruk' la ruam salgmımn önüne geçmeye çabalıyoruz. Huam, korkunç bir saynlık. Hayv&n yakalandı mı kurtulma sma olanak yok. Ruamh hayvanları kazdığımız çukurlarm başma götürüyo ruz; ahnlanna bir kurşun sıkıp yuvarlıyoruz; üstünü toprakla örtüyoruz. Üzüntülü günler geçiriyoruz. Tahsin Doruk, lizoollti bîr ilaç yapıyor; her yeri ilaçlıyoruz. Tahsin benden şişe istiyor, veterinere şişe yetiş tıremiyoruz. Şişe anyorum yok. «Breh Breh Rıza» , diye anılan bir yüzbaşı arkadaş dedi ki: YARIN: Tatsız bir olay, Kurmaybğım tehlikede (soyiCjnSE 3 KASM 1932 # Dil Cemiyeti mesaisine başladı Ankara 32 Dil Cemiyeti dunden itibaren faaliyete geçmiştir. Şimdüik derleme, ıstılah ve gramer işleriyle ıştigal edecektir. Derleme menüeke1;!!! her tarafmda komisyonlar teşkili ve halkın seferberligi suretiyle yapılacaktır Cemiyet gazetelerde bir dil köşesi açılmasını kolaylaştıracak, her ay bir bnltcn negredecektir. ^ ^ giden Belediye vergisi alınmak lazım gelmekte ise, de halka okumak fikrinı telkin etmek gayesiyle açılmış bulunduğundan ahnacak resmin bir muavenet olmak uzere prim olarak serginın murettibi bulunan Halkevine terkedilmesin© dalmi encümence karar verilmiştir. Maliye Bakanlığı'ndan Bankalar Yeminli Murakıp Muavinlişi Gîriş Sınavı Türkiye'de faaliyette bulunan bankalann inceleme ve denetimine yetkili MALİYE BAKANUGI BANKALAR YEMINU MURAKIPLARI KURULU BAŞKANLIGI'nca, 16.11.1982 Salı günü saat 9J0'da haşlamak üzere yapılacak yarışma sınavı ile yet«rli sayıda Bankalar Yeminli Murakıp Muavüü alınacaktır. Sıoava katılabilmek Için: a) Devlet Memurlan Kanunu'nun 48. maddesindeki nitelıkleri taşımak. b) 1982 yılı Ocak ayı basında 30 yaşmı doldurmamış o'.mak. c) Siyasal Bilgiler. îktisat Hukuk, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Idari Ilimler Paküiteleri, llstlsadi ve Tirari Ilimler Akademileri veya meslek konusuyla iigli diğer yüksek öğrenim kurumlanndan veya bunlann eşiti yabancı fakülte ve okullardan birini bitirmiş olmak. gerekmektedir. Isteklilerin sınav için gerekli belgelerle sınav konularmı belirten broşürü Ankara'da Bankalar Yeminli Murak ılan Kurulu Baskanlığı'ndan. tstanbul'da Karaköy Maliye binasındaki Kurul'un Istanbul Grup Baskanlığı'ndan veya adlan geçen fakülte ve akademilerder» bizzat veya mektupla sağlayarak başvurma ve kayıt tslemi için en geç 10 Ka^ım 1882 Çarsamba günü çalışma saatinin bitimtne kadar Bankalar Yeminli Murakıplan Kurulu Başkanhğı'tıa başvurmalan (lan olunnr. (Basra: 21189) 7203 (günün Hanları) # Bu markayı iyi belle Bu markayviyi belle, boyacıya gitme: Holstine'île kendin boya. Rengi sol muş, modası geçmiş, beğenmediğin yünlü, ipekli, pamuklu her şeyi kolay boyar, istediğin renkte boyar. İsmine, markaya dikkat e t Türkiye'nln her kösesinde satılu. # Neşriyat davaları Mustehcen neşriyat suçundan dolayı ikincı cezada muhakeme edilmekte olan Akşam gazetesi muharrirlerin. den Vala Nurettin ve gazetenin eskl mesul mudürü İskender Fahrettin Beyler hakkmdaki karar dün tefhim edilmiştir. Mahkeme bu muharrirler hakkmda birer ay hapis cezası vermiş. # Macar bir madam Bey, hanım ve çocuklara asri ve ritmik dans dersleri mükemmelen vermekte ve zavıflama ve narinleşme usullerini fenni bir surette öğretmektedir. Her gün saat 10 18 arasında Taksim'de Sıraselviler'de 145 No'lu Setvan Bey apartmanımn birind katına müracaat olunması. $ Kîtap sergisinden ahnacak prim Geçenlerde Halkevı tarafmdan Darulfünun meydanmda bir kitap sergisi tertip olunmustu. Kannnen bu sor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle