19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 26 KASIM1982 HINDJSTAN VE TAYLAND GEZİ İZLENİMLERİ Sokakta Yaşayanlar NehirdeYaşayanlar 0 Bangkok'a gelen turist Türk kadınları mücevher alışverişi yaparken kocaları da masaj salonlarına «kaçamak» yapıyor 0 Budist rahipier çok süs(ü ve görkemli tapınaklarda yaşıyor, orada yatıp, yiyip içiyorlar. Sabahları da ellerinde bîr torba, kentte dilenmeye çıkıyorlar. 9 Yılan çiftliğindeki küçük havuzlarda başlarını suyun dışında tutarak ustahkla yüzen yılanlara verilen yiyecek minik ve canlı beyaz fareler Füsun ÖZBİLGEN ^ ı > a tiAMAMi TayiandTı kızlann erkeklere ance masaj sonra seks yaptıklan merkezlere Turkish Bath (Türk Hamamı) dlyorlar. Bu iş Tayjand'da meşru ve turistik gelir sağlayan bîr ticarete dönüşmüş BUDİST RAHİPLER Görkemli tapınaklarda çeşitli Buda heykelleri ve turuncu renkta sarilere bürünüp saçlaruu kazıtmış Budist rahipier içiçe yaşıyor. Sabahlan kentte dlIenmeğe çıkan Budist rahiplerinin kadmlara dokunması da yasak» Türk olduğumu öğrenen Bangkoklu satıcı 'teşekkürederlm, diyor • 3ğer bîr gün yolunuz Bangkok'a düşerse ve bir dükkanda ahşveriş ettiğiniz dük kancı kadın, Türk olduğunuzu ögrenince sizi ugurlarken Türkçe; «Teşekkür ederim» derse, çok şaşırtrsınız değil mi? E çok gördüğüm turlstler Jar ponlar, Araplar ve Türklerdi. Masaj salonlan izlm Türk turistler bir anda şehir içine dağıldılar. Akşam otele döndüklerinde kadınlar birbirlerine aldıklaBen de şaşınrdım doğrusu n mallan ve mücevherleri ama bu olayla karşılaştığım gösteriyorlardı, Cebine döda hîç şaşırmadım. Nedeni vizlerl dolduran, Uzakdoğu ni anlatayım. üzerinden kendini dünya ruruna vuruyor anlaşılan. Günün birinde Bangkok'a Kendi aralannda konuşmayolumun düşeceğini hayal ları da çok ilginç. edebılirdim ama gerçekleşe Sen kaç bin bozdurceğini pek ummazdım. Bu nedenle Delhi'den uçağa bi dun? Sizde kaç bin kaldı?... nip de Tayland'a doğru uçar ken kendimi neredeyse U Ben burada bin dolardan zakdoğu'ya ilk giden Türk fazla bozdurmam.. Izleyebildiğim kadanyla gibi hissediyordura. Bir de Japon turistler. kadınlı erne göreyim, Pan Am'ın dev Jumbo jetinin içinde en çok kekli genç gruplar olarak konuşulan dil Türkçe. Me kentl gezmeye geliyorlar. El ğer 60 kişilik bir Türk turist lerinde fotoğraf makineleri de ,bizimJşL birUkta ile, A,raplar daha çokBang k°k'a geliyormuş. Bu kok'uh dünyaca ünlü seks merkezleri ile ügili. Bizim îtafilenin bir bolümü benim Türkler, iie.Taylaııd'ın yine fSatöığım otelde kaldılar. > dünyaca ünlü yakut, zümBangkok'tan sonra da Hong rüt, topaz taşh mücevherleKong, Tokyo. Honolulu üze ri, el dokuması ipekleri İle rinden Amerika, Avrupa ve haşır neşir oluyorlar. Bu yüz Türkiye'ye ulaşan dünya tu den dükkand kadınlann ru yapıyorlarmış. Bangkok' Türkçe bilgileri oldukça ge ta kaldığım süre içinde en lişmiş. Kanlan alışveriş ya pan veya yalaız gelen Türk erkeklerinin kaçamaklanm da konuşmalanndan anlıyorum. Otelin lobisinde otururken Bangkok'ta Türkçeyi kendilerinden başka bilen olacağmı tahmin etmeyen beyler, birbirleri ile kendi aralannda bağırışarak şakalaşıyorlan Masa)a gittin mi sen bugun masaja?.., Gittim tabiî, ama o senin dfin söylediğin yer çok pahahydı... Sen ne kadar verdin, 75 dolar mı? Ohooo, o kadar verdikten sonra bizim oteldeki masaj salonu da var... Ilgi ile konuşmaları izledigimi anlayınca biraz tuhaf olup sözlerini anladığımdan kuşkulanıyorlar. Hemen anlamsız bir ifade ile başımı çevlriyor ve için için gülüyorum. Bahsettikleri masaj Türkish Bath (Türk hamamı) denilen, Taylandh kızlann erkeklere önce masaj sonra da seks yaptıklan mer kezler. Gerçekten bu iş Tayland'da meşru ve turiskfc* ga lir sağlayan bir biçime dökülmüş. Otelin alışveriş mer kezinde de böyle bir masaj salonu var ve müşteri bekleyen küçük kızlar akşamlan dükkanlann önündekl ha lıların üstüne oturarak, ken dl aralarinda oyunlar oynuyorlar. Mücevher pazarlığı ayland, Ekvator'a oldukça yakın tropik bir ülke. Hava çok sıcak ve korkunç nemli. Seks salonlanna Türkish Bath (Türk hamamı) diyorlar ama asıl Türk hamamına benzeyen, sokaklan, İnsan sokağa çıkmca bir anda yapış yapış bir sıcaklık sarıyor her yanını. Otellerde, arabalarda ve büyük mağazalarda soğuk hava ter tibatı var. Omuzumda asılı içi harita ve turistik broşür dolu çanta, boynumda asıh iki fotoğraf makinası ile bu yapış yapış sıcakta Budist tapınaklarını dolaşırken kan ter içinde kalıyorum. Işte o zamanlar serinlemek için müthiş keşfimi uyguluyorum: Mücevher pazarlığı... T luyor. Sonra aramızda hiç çaşmadan şu konuşmalar ge lişiyon Bu yüzügün fiyaü ne kadar? Sizin İçin 6 bin baht olur... Yani dolar olarak ne kadar tutuyor? Bu noktada kadrnın gözleri parhyor... Hemen tezgahın üstündeki hesap ^nakinesine uzanıp çarpıp, bölüyor ve söylüyon 270 dolar ama slze 260 dolara bırakırız, Nedense dolar olarak alışveriş etmeyi yeğliyoriar. Bu nun için dolar ödeyeceğimi hissettlrince benim ciddi bir müşteri olduğum kanısına varıyorlar. Ben fiyatı pahah bulduğumu söylüyorum. Başka dükkanlarda daha ncuza benzerlerinl gördüm.. diye de ekliyorum. Bu nun üzerine aramızda sıkı bir pazarhk başlıyor. Siz ne kadar verirsiniz? diye soruyorlar genellikle. Ben de söyledıgj fiyştın yansmı veriyorum. Peki verin 250 dolar aIm yüzüğü... kın bunun taşı birinci kalite yakuttur. Başka hiç bir yerde bulamazsınız. Sizin gördüğünüzün kalitesi düşüktür. Peki, bunun kalitesinin birinci kalite olduğunu nasıl bilebilirim. Blz size garanti serüfikası veririz... Pazarlık ilerleyip satia ka dın benim verdiğim fiyata yaklaşınca benim için tehlike başlıyor. Kendimi bir an önce mağazadan dışan atmalıyun. Öyle de yapıyorum. Diğer mağazalara da ba lap öyle karar veririm diyerek kapıya yöneliyorum. îyi ce bir serinlemiş olarak. Ar kamdan hâlâ daha düşük fiyat vermeği sürdürüyor satıcı kadm. de ise Kanada'dan Aîmanya ve Brezılya'ya kadar ilişki kurulabilecek Budist merkezlerinin adresleri var. Buddha Hindistan'da milattan önce 4. vüzyılda yaşatnış bir Hint duşünurü ama felsefesi daha çok Hındi Çinı'n de tutunmuş. Tayland'lılar Buddha'ya tapınmak için her adım başında çok büyük görkemli ve süslemeli tapmaklar yapmışlar. Bu çok süslü tapmakların icinde küçüklü büyüklü Buda heykelleri yer a(ıyor. Tapınaklara ayakkabı çıkanlarak giriliyor ve Buda heykehnin önunde mum yakıp ko kulu bitkilerle tütsü yapılarak yere vaöp dua ediliyor. yorlardı. Bu da blraz işıma yaramadı değil Yılanların agızlarmdan zehirlerini nassl aldıklannı seyretmek için gittiğım yılan çiftliğinde turistlerin olayı görüp reshnlerini çekebileceğim ber yeri doldurduklarını gö rünce, oldukça iyî bir yerden olayı seyretmekte olan budist rahiplerin yanına sokulup üstlerinden abanarak fotoğraf çekmeğe koyuldum. Hemen kaçışıverdiler. Böylece bana yılanlan rahatça izleyebileceğün geniş bir yer açıldı. Yılan çifüiğindeki yılanIan izlemek Hindistan'daki yılan oynaîıcılarma yaklaş maktan daha kolay. Çünkü bu kez aramızda yılanlaıin aşamayacağı engeller var. Ve bu engelleri aşarak yılanların arasma giren bir gorevli şimşek hızıyla en ze birli yılanlardan kobranın başını ensesinden yakalayıveriyor. Bir başka görevli îso. yıi.'inm ağzına bir şırmga sokarak zehirini alıyor. Buhındukları yerdeki havuzda başlannı suvun dışm da tutarak yüzen yılanlara verilen besin îse minik canlı beyaz fareler. 6 Budist rahipîer 9 Budaöğretisî Sıcaktan bayılmak üzere iken girdiğim mücevherat mağazalan soğuk hava tertibatı ile püfür püfür sbğutulmuş. Bîr yandan serinlerken, bir yandan da yakut taslı bir yüzük beğeniyorum. Satıcılar kl genellikle kadın oluyor, hemen yuzüğü parmağıma geçirip ne kadar yakıştığını anlatmaya koyu tel odamm çekmecelerinde iki kitap vardı. Biri îngilizce încil. Diğeri ise «Buda Sgretisi». Bir sayfası îngiLizce, karşı sayfası Japonca olarak vazılı 600 sayfalık nefis baskılı bir kitap. Kitabı karıştırıyorum. îçinde bir küçük broşür ve bu kîtap Yok canım, ben bunun tan satmalmak istediğim za aynısım 200 dolara gördüm man adımı ve adresimi yazıp göndereceğim hazır posde almadım. <s* İmkansız olamaz. Ba ta kartlan çıkıyor. Broşür O apınaklarda turuncu renk sari gibi örtulere sarınmış, baş lanndaki saçlar kazmmış budist rahıplere de sık sık rastlanıyor. Bu rahipier genellikle tapınağın içinde yaşıyor, orada yatıp kalkıp yemek yiyorlar. Sabahlan da kentte diîerinİeğe çıkıyorlar. Düenmenin adı da tapmak için yardım toplamak. Budist rahiplerin ka dınlara yaklaşmaktan ve değmekten özenle kaçındıklaruıı farkettim. Kadına do kunmayı dinen yasak sayı T Q Yann: Bîr demet orkide 180 lira tLAN KADIKÖY BULH HUKUK HAKÎMLtGİNDEN aıtfcara.. «ılsara.. anlıae*a.. Değerli bestecimiz Ferit Tüzün ile aynı apartmanda oturduk bir süre. Sağlık Bakanlığmda, Hanımeli sokağmda bir apatman, ilk katta Ferit çatı katında biz. Çeşmebaşı balesinin başansını birlikte kufcladık. Midas'm Kulaklan operasmm sancılarını birlikte yaşadik. Çalışmasına ara verince kapıyı çalar, kahve söyleşileri yapardık. Sanatçı kişiliğine sevgim ve saygım artardı bu söyleşilerde. TRT kurumunun isteği üzerine radyofonik bir opera bestesine hazırlanıyor, konusuna karar veremiyordu bir türlü. Önce Yaşar Kemal'in «İnce Memet»ini düşündü. Ben de çok sevdim bu düs.ünceyi. Evrensel bir yazarımıza müziksel bir boyut katacaktı o opera, dünyanın birçok sahnesinde söyîenecekti. Bir kahve söyleşisinde sordum Ferit Tüzün'e. Ince Memet bariton olur değil mi? Kahkahayi bastı. Elbet bariton ya da bas ama asla tenör değil. Aynca ben solisfclerden cok koroya ağırhk veren bir opera düşünüyorum. Midasın Kulaklan'nı yenlden seyrederken bu sözler canlandı kulağımda. Cüneyt Gökçer koroyu çok güzel kuüanıyor bu operada. Hele bir sahnede sanatçılarla yetinmiyor. seylrcileri de oyuna katıyor. Ferit Tüzün görseydi çok hoşlanırdı. O sahneleri ben de çok sevdim, ama Devlet Operası'ndan üzülerek ayrrtdun biraz. Ünlü yazar ve yönetmen Elia Kazan'ın bir sözü çınladı ku« lağımda. Bir oyunda oyuncu değil yönetici önemlidir, diyordu. Bu sözlerin doğruluğunu kanıtlayan oyunlar çok seyrettim. Ama bir gerçeğl görmezlikten gelemiyor insan. Bir operada yöneticinin de Müşerref HEKİMOĞLU znadan. Sahne ile salon. Timu r Selçuk ile başkentliler bütünleşiyor giderek. O salonda kaç kişi rahmetli Münir Nurettin Selçuk'u tanıdı acaba? Timur Selçuk babasının şarkılarını da söyledi ama yeni bir yorumla. başka bir boyut katarak. O şarkıları dinlerken düşünüyorum, bu güzel ses babadan blr kalıntı mı diye. Kalıntı da olabilir. ama Timur Selçuk'un şarkılannâa başka bir birikimi, yıllann emeğini, uğraşım da hissediyor insan. Seslendiklerine neler vermek istediğini görüyor. Sevgi dolu bir sesleniş bu. Tüm sahnelerdeki şarkıcılardan aynı seslenişi bekliyor insan... ••• Siyasal sahneler açılmadt henüz. Ancak kulis çalışmalan iyice yoğunlaştı. Hergün yeni bir söylentiyle dalgalanıyor ortalık. Özellikle iş çevrelerinde göze çarpar çabalar var. Türkiye'nin geleceğîni yönlendirecek kadrolan onlar bîçimlendirmek istiyor. Eski bir şarkıya benzlyor bu çabalar. O eski şarkıyı yeni solistler söylecek, o kadar. Turgut özal, diyorlar. Devlet Partisı diyorlar.. Nevzat Yalçıntaş diyorlarKarşı söylentiler d e var... Bu köşede çoğu kez yazdım. Siyasal sahnelerde solistlere değil, koroya ve orkestraya lhtiyacımız var. Solo şarkılar döneml çoktan gerilorde kaldı. Değişik renkli, değişik dalgalı seslerden oluşan ama birbiriyle uyum sağlayarak güzel bir şarkı söyleyen, dinleyenlere güven ve umut veren bir koro gerekiyor. Böyle bir koro da bi r sanat birikimi ister herşeyden önce. Yoksa zumayla peşrev çalmak durumuna düşülebilir!... I5O yıoncE ı 26 KASIM 1932 Siyasal Sahnede Solist Değil. Koro Gerekiyor eli • kolu baglanıyor kimi zaman. Çünku opera sessiz olmuyor. Ses yoksa o güzel müzik, insanı çok etkileyen sahneler ve reji oyunlarında bir eksiklik var. Güzel bir yapıtın blr boyutu kayboluyor birden. Uzun yıllardtr Ankara'da oturan bir seyircl olarak bu kayboluşu adeta avuçlanmda hissediyorum. Kuruluşunu Atatürk'ün istedîfi. Inönü'nün çok desteklediği Devlet Operası nerden nereye geldi diye çok üzulüyorum. Operanm parlak dönemlerlni hatırlayinca şimdl yıldızlan sönmüç bir gecede yaşar gibi oluyor insan. Bu karanhğı delmek için ne gerekli acaba? *•• Geçen hafta bir gece de Timur Selçuk'u dinledim. O konserin en yaşh dinleyicis! bendim sanınm. Sinema salonunda boş koltuk yok, genç kuşaklar büyük coşkuyla dlnliyor Timur Selçuk'u. Bir yanda yüzlerce milyon bütçesîyle Devlet Operaaı, öte yandan çok dar olanaklanyla bir Timur Selçufc. Tek başına şarkı söylüyor, ama sesi bîr orkestra gibi. Yürekli ve coşkulu, milyonlarm soluğunu verir gibi. Danteiler örüyor o güzel sesle, eski ve yeni şarkılarla siz de yeni danteiler örüyorsunuz dlnlerken. anılanmzla, o anda içinizi saran sıcak duygularla. sevglyle. özlemle. Şarkılarla köprüler kuruluyor # Profesör M. Marks'ın tetkikatı Konservatuvar mütehassısımız ve halen Avrupa'nm çok tanınmış bir bestekârı olan M. Marks dün kendisile görüşen bir muharririmize îstanbul Konservatuvan, Türk ve Avrupa musikileri hakkmda şu şayani dikkat izahatı vermiştir: « îstanbul Konservatuvarının ıslahı hakkındaki tetkiklerime devam etmekteyim. Burada daha bir hafta kadar kalacağım. Fakat tetkiklerim bitmezse belki bir müddet daha kalmak zarureti hâsıl olacakür. Buraya senede, iki defa gelmekliğim takarrür etmişür. llkbaharda ikınci defa olarak Istanbul'a gelerek çalışacağım. Bir kaç sene içinde îstanbul'da Avrupa'dakiler gibi beynelmilel bir şöhreti haiz bir Konservatuvar vücude getirılebileceğine kaniim. Konservatuvarın mevcut muallimlerinin hepsini de çok kıymetli hocalar buldum. Bütün bunlar ve Türk'lerin musikiye olan buyük istidatlan ve Konservatuvar talebesinin çahşkanlığı tstanbul'da mükemmel bir Konservatuvar vücude getirilebilecegi ümitlerini kuvvetlendiriyor. Esasen bu güzel gehir insana şiir ve musiki ilham ediyor. Fakat gene ne yazık ki bu ilham merubaı şehirde bütün sene muntazam surette konserler verecek büyük ve güzel bir orkestra, her zaman büyük temsilier verecek bir opera ve operet heyeti, teşekkül edecek operet ve opera heyetıle birlikte çahşacakmusikişınaslar yoktur. Bütün •Bunlardan başka bütün dünyada çok tanınmış şehrinize Avrupa'nm en meşhur opera ve operet heyetlermi vakit vakit davet eden bir teşkilat ta mevcut değildir. Ben bütün bunlan nazari dikkate alarak tstanbul Konservatuvarının bun dan sonra takip edeceği usul ve şeklllerin tayinine calışıyorum. Türkiye'de musiki hareketlerini tevsi etmek lazımdır. Bunun için de her şoyden evvel iyi elemanlar ye tiştirecek iyi bir Konservatuvara ihtiyaç vardır. Talebenin yalnız musiki aletleri üzerindeki ihtisaslarını değil, musiki tarihi ve musiki edebiyatı hakkındaki bilgilerini artırmak lazımdır. Yegâne gaye ve arzum tstanbul Konservatuvarının da Viyana ve diğer Avrupa konservatuvarlan seviyesine geldiğini ve beynelmilel şöhreti haiz musiki§inaslar yetiştirdigini görmektir.» ^ Turnuvanın en mühim maçı Gayrimüttefik kulüpler arasmda gazetemiz tarafından tertip edilen ve bir buçuk aydanberj devam eden turnuva maçlannm en mühimlerinden birisi bugün yapılacaktır. Turnuvanın Ve gayrimüttefik kulüplerin en kuvvetlilerinden olan Pera ve Kurtuluş takımlan bugün karşılaşacaklardır. Bir nevi Galatasaray Fenerbahçe vaziyetinde bulunan bu iki takımın karşılaşması, günün en buyük ve heyecanlı spor hâdisesi olacaktır. Mağlup olan takım, turnuva harici kalacağından iki tarafın da turnuvadan çıkmamak için azami gayreti göstereceklenne şüphe edümemektedir. Bu müsabakaya saat üçte başlanacak Ve maçı Sami Bey idare edecektir. Müsabakada beraberlık olmadıgı için muayyen müddet zarfında takımlar berabere kaldıkian takdirde oyun on beşer dakikadan yarım saat daha uzatılacaktır. Bu maçtan evvel de îtalyan , Necmiistiklâl takımlan karşılaşacaktır. Bu müsabaka da turnuvanın mühim karşılaşmalanndan biri olacakür. Bu maçı da îzzet Bey idare edecek ve oyuna saat birde başlanacaktır. 1882/533 Vesayet îstanbul Üsküdar Tavasi Hasanağa mah, Cilt 1, Sayfa 85, Kütük 39'da nüfusa kayıtlı Ali Bıza kızı Nadlde'den olma 315 3.'İU, Ayşe Kadriye Çizen akü hastalığı nedeniyla hacir altına alınmış kendislne ay nı nufusa kayıtlı olup halen Kadıköy Selamiçeşme Güzel sokak No: 20, D. 6' da ikamet eden ana baba bir kardeşi Fatma Nimet Ener vasi tayin edilmiştir. tşbu vesayete herhangibir itirazı bulunanlann 1lan tarihinden itibaren 10 gun içinde mahkememizin 1982/533 esas sayılı dosyası na müracaatlan ilan olunur. 22/11/1982 (Basın: 12244) İLAN 3. İCRA TETKİK MERCİt HAKİMLİGİNDEN Dosya No: 1882/295 Îstanbul • Şişli . Bomontı, Birahane sokak, 7 numarada mukim Say Çelik Adi Komandit Şirketi Sami Yazıcüaroğlu ve ortaklarının isteği üzerine yapılan ınceleme sonunda; Bu borçlu ortaklığa IÎK 287. maddesine göre 23.11. 1982 tarihinden itibaren iki aylık konkordato mehili venlmesıne, Hacı AU Şenel'in konkordato komıseri tayinme karar verilmış ohıp bu ilan tarihinden itibaren 7 gün içinde her alacaklmın dilekçe ile itiraz edebtleceği ilan olunur. 23.11.1982 (Basın: 12240) İLAN FATÎH 2. SULH HUKÜK HAKİMLlGtNUEN Balat, Ayan cad. No: 18' de oturur MUnir tle Ayhan Kafiye çocuklan 1.11. 1967 D.'lu, Serpıl Aydm ile 13.3 1971 D.'lu, Fatma Aydm "a küçük, anasız ve babasız olmalan neden) 1le enışteleri aynı yerde oturur Hasan ile Fırdevs* ten 1339 tarihinde olma Sa dık Karahallı vasi tayin edilmiştir. îlan olunur. 26.10.1982 (Basın: 12248) 1983/338 ÎSTANBUL ŞİŞLÎ (günün üanterı) Q Hayatınızı kurtarın Sinire çarpıntıya Nevrol'dan müessir ilaç yoktur. 20 damlası hayatınızı kurtanr. Evlerlnizde bulundurunuz. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odasx Izmir Şubesi 2. Başkanı Elektrik Yüksek Mühendisi Hikmef Davashoğlu'nu yitîrdik. Aydm kişîliği ile her zaman omır duyacağız. EMO YÖNETİM KUBULU SAĞLIK VE SOSYALYARDIM BAKANLIĞ1 eEDÎKULE GÖĞÜS EASTALIKLARI HASTANESİ BAŞTABÎBLÎĞÎNDEN Hastanemiz araçlanndan 34 AE 457 no. lu resmi plâka zayi olunmu§txır. Hükümsüzdür. O Yok pahasına Bahçekapı'da Ertuğrul Mağazasında kazara vaki olan yangında ıslanmış olan malların yok pahasına kati satışı. On beş günde ikmali icap eden bu son fırsattan istifade etmelerini muhterem müşterilerimize tavsiye ederiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle