27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 anınmış sanayici ve işadamlanmızdan Sayın Başbakan'a kadar siyasilerin de katıldığı Asil Çelik polemiği gazetelerde ekimin iklnci yarısından beri önemli konulardan biri haline geldi. Söylenenleri göylece özetlemek olanağı vardır: Özel sektör, Asil Çelik'in devlet tarafından satm almmasıni «üzücü ve düşündürücü», «sorunun firma bazmda çözümJenmesini sakracalı» buluyor ve bu üzüntüeümi haklı göstermek için de, tümüno birden yanlış diyemeyeceğimiz birkaç hususu dile getiriyor. özel kesim içinden bazı kişiler de «bırakm, beceremeyen batsın!» diyecek kadar ilerî gidiyor, serbest piyasa ekonomisi şampiyonluğu yaparak. Gerçekten birçck ağız «beceriksizlik» temasını dillno dclamı? görünüyor. Kapasite fazlasi varaış, yönetim yetersizmiş. teknoloji yanlıs seçilmişmiş.... OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 28 EKİM 1982 T Asil Celîk Nasıl Kurtulur? • ÜLKEYÎ OLDUĞUGİBİ ASİL ÇELİK'İ DE ANCAK SANAYİLEŞME KURTARABİLİR. BU KURULUŞU, SOĞUK ÇEKME HADDEHANELERİYLE GÜÇLENDİRMEK, RANTABİLİTEYİ SAĞLAYACAĞI GİBİ DIŞALIMI DA ÖNLER. Burhan Oğuz ay içinde müşterek yatınmlart tetkik amacıyla ülkemizi ziyaret eden ve sadece tarıına yönelmemizi öğütleyen dost Amerikalı işadamlarmı alkışlayan yine bu sektör olmuştur. Bu itibarla «başından büyük işe kalkışmış.» bir üyelerinin batarak cezalanması bir bilinçaltı sevinci yaratmıçtır. Bu sevince. bu kez bilinçüstünden, yabancı dostlanmizın da katıldıklannda şüphe yoktur. Böyle olmasaydı özel teşebbüsün elbirliğiyle kendi mensuplanndan birinin imdadma koşmasj gerekirdi. Ne bunu yaptı, ne de yapanın yanmda oldu. Bu davramşın tsk bir tanımı vardır: Kendi kendini inkarl •*• Şimdi konuya biz kendi açımızdan. yine Işin felsefesinden başlayarak yaklaşalmv. Bir kere «karma ekonomi llkesi» Anayasal öz kazanmış olmakla bu ekonominin bir ortağJnın öbür ortak tarafından kurtanlması mantığa uygundur, normaldir. Kaldı ki Asil Çelik'in büyük ortaklan olan Zıraat Bankası, lş Bankası, T. Ticaret BankaEI, Sınai Kalkınma Bankası, büyük hisseleri devletin elinde bulunan kuruluşlardır. Yani işin aslma bakılırsa Koç grubu bir devlet tesebbüsüne ortak olmuştur denilebiII r. Devlet de bu sefer bu ortagin hisselerini satm alıyor, tıpkı birçok işte özel sektörün, küçük ortak durumunda bulunan dovloti dışlamaya çalışması gibi... Gelellm bu kez olgulann maddi yanlarma: 1 Ülkemlzde teknolojik bilgi birlktmi böyle bir projeyi en iyi şekilde gercekleştirmeye müsait düzeydedir. Eğer teknoloji seçiminde bir bata olmuşsa, bu takdirde işi üstlenen teknik kadronun yetersizliğine hükmedilmesi gerekir. Ancak, gazetelerin yazdıklan yaolış teknoloji konusunun tesisi baştan mahkum edecek mahiyette olduğunu 6anmıyorum. Bunun telâfisi her zaman mümkündür. 2 özel sektörün KÎT'lere yaklaşımmda da yine kendi yönünden bir çelişki ortaya çıtoyor. Ele geçirtneye canattığı bu devlet tesislerini blr kambur olarak nitelerken TÜSlAD'ın kendi yaymlarından ortaya çıkan bir büyük gerçeği görmezlikten geliyor, daba doğrusu bunu kamuoyundon saklamaya çahşıyor. Bu özel sektör kuruluşunun «1982 yılına girerken Türk ekonomisi» adlı raporunda beliren gerçek de şu: îrnalât sanayünde hiç kredi artışı olmaksızın KlTlerin üretimi yüzde 20 dolayında artarken, kredl artış» yüzde 75'i bulan özel imalat sanayii üretimi duraklamıştır. Yalçm Doğan'ın 16 şubat 1982 tarihli Cumhuriyet'teki bu konuda «Yorum»unu özel sektör «susma* ile geçistirmişti. 3 Asil Çelik gerçekten her bakımdan övünülecek olumlu bir girişimdir; hatta özel sektörün ülke ekonomisinin temeli niteliginde tek ciddi, ileriye dönük eseridir. Bu tesls, savunma sanayüne büyük ölçüde hitabedecek yatenektedir. Nitekim Sayın Ulusu. Özal'a yanıtmda, bunun satmahnmasıyla Makina Kimya Endüstrisi'nin benzer bir yatırımından vazgeçildiğini söylemijtir. Kalda ki Başbakanlık'm son açıklamasmda da «Hisselerini satmak isteme» yen aatmayabileceği gibi bu hisseleri satmalmak isteyen baçka özel sektör kuruluşu varsa, devlet mü«t«ri olmak niyetinde de degildir. Amac Badece bu tesisin ekonoıriye kazandınlmasıdır» deniliyor, O halde bu «üzüntü» neden? Asil Çelik, kurulurken devletin daha üstün nitelikli çelik projesini engellemiş olması da mümkündür. Ama işin bu a$amasmda polemiği bu yana çekmerıin şinı Blr de bu olayı fırsat büip KlT'lere çatma kampanyası ve darboğazdaki öbür firmalan AUah'ın bu aynı formülden koruması dualan... Asil Çelik'in bir KÎT kuruluşuna dönüşmesiyle devlet hazinesine yeni bir kamburun ekleneceği kehanetleri. Ülkenin önde gelen özel sektör temsilcilerinin gazetelerde okuduğumuz bu demeçleri dıkkatle incelenecek olursa bunlarm altında kuvvetli psikolojik etkenlerin yattığı hemen farkedilin 1 Devlet bir büyük kuruluşu kurtarmak İçin özel 6ektörün işine müdahale etmiştlr. Kanımca açığa vurulmayan endişe buradan kaynaklaniyor. Gerçi devletin müdahalesi olumlu yönde olmuş, firmanın kurtulması amaçlanmış. Ama ya alışkanlıkla bu Iş devam eder de bu müdahaleler ters yönde işlemeye başlarsa? KlT'lerin özel sektöre gelmesj beklentisi sürerken blrdenbire özel sektörden KlT'lere doğru bir hareket ortaya çıkıveriyor: farenin gectlğt bir çey degil. ya delik kalırsa?... 2 özel sektör içindeki bazı büyük gruplann rekabet duyguları, çıkarlara dayanan kişisal sempati ve antipatiler de okunuyor bu demeçlerde. 3 Dünya burjuvazlsinl simgeleyen cesaret ve daima ileriye yönelme niteliklerinden yoksun bizim özel sektör, her zaman için ağır sanayiden çeşitli nedenlerle tirkmüs., marjinal ışlerle para kazanmayı yeglemiş olup geçen yıl, motor sanayii TÜMOSAN'a ortak olmaya yanaşmamakla da bu «ğilimini bir kez daha belli etmiştir. Bu dilik bir yaran yoktur. Pratik sonuç alma gereği önde geliyor. Sorun ülkeyi nitelikli çelik dışalımından kurtarma yönündedir. 4 Kuruluşu çıkmaza götüren etkenlerden biri hiç şüphesiz kur garantisinin kaldırılıp döviz kurlannm alabildigine yükselmesi olmuştur. Ama teknolojik açıdan bir başkası daha vardır ki en az bunun kadar önemlidir: Ülkemiz çelik endüstrisinin darboğazı, yıllardan beri, soğuk çekme ince saçtır. Galvanizli saç, elektrik motoru... îmalâtçıları yüzbinlerce ton mertebesinde çeşitli kalitelerde ince saç ithal etmektedirler. Aynı şekilde Asil Çelik'in ürettiği yarı mamuller inca saç haline getirilememektedir. Paslanmaz saç işleyen çok sayıda küçuk ve büyük kuruluş bu saçlan ithal etmektedir. Oysa kl Asil Çelik, bütün bu nitelikli çelik istemini yarı mamul düzeyinde karşılayacak güçtedir. Durum böyle olunca da, yani yarı mamulü mamul ince saça getirecek soguk çekme hadde tesisleri olmaymca, Asil Çelik dolayısiyle düşük kapasite ile çalışmak zorunda kalmaktadır: Kim ne yapsm kütük halinde hatta en kaliteli çeliği... ••• Çıkan yıhn son aylarmda, yani tam Asil Çelik'in ciddi bunahma girdiği günlerde. gazetelerde yoğun Fransız Uginox paslanmaz ve Krupp'un çeşitli kaliteli çelik saç ilânlan boy gösterir olmuşlardı. Hele Krupp'un Türkiye mümessili olan firmanın adının «ASAL ÇEÜK» oluşu aynca dikkate değerdi. Bu denli benzerlik rastlant* mıydı?... Asil Çelik'in soğuk çekme saç haddehaneleriyle takviyesi bu dışalımı rabathkla önleyebilir va tesis rantabilite smırlan içine döner. Bu kadar laf arasında özel sektörün bu gerçeği görememiş olması, yıllar yılı hiç değilse 200300 bin tonluk bir soğuk çekme saç haddehanesi kurmayı düşünmemis olması onun Avrupa burjuva tipinin ne kadar uzağmda olduğunu gösterir. Şimdi özetleyelim: Asil Çelik nasıl kurtulur? Asil Çelik. daha nice Asil Çelik'lerin kunılması ile (yani sanayileşmekle) kurtulur, Hem kurtulmakla kalmaz, ihya olur. Ülke ekonomisinin gerçekten düze çıkması ancak bu yolla mümkündür. Gerisi boş laftır. Yüreği Tomur Tomur.. eçenlerde Aşık Ihsanl çıktı geldi. Elinde bir saz. Bana armağan edecekmis. Dedim ki: Ben bunu çalamam. Olsun erenler. Sonra sazı eline aldı Ihsanl, cahp söylemeye basladı: G Bin düşman öldürmektense Dostum bir dost kazan bir dost Düşman öldürmekle bitmez Dostum bir dost kazan bir dost Bir dost bir dost ile gelir Gele gele ordu olur Duşmamn o zaman ölür Dostum bir dost kazan bir dost • Ihsanl 1960'larda İstanbul'un hızlı ay'dmlan ve devrimcileri arasma düşmüştü; öyleslne pohpohlanıyordu ki bir ara sallanır gibi oldu; ama, çabuk toparlandı. O yıllarda İhsani'yl yere göğe koyamıyan şaşkmlardan çoğu şimdi başka taraklarda bez dokuyorlar. Geleneksel ortamda yetlşmlş bir halk ozamnın dengesini bozmak için herşey yapıldı da Aşıfe Ihsani yine kendislni iyi kurtardı; yeteneğinin güctine dayanarak ayakta, kalabildl. • Her neyse... Ben îhsani'nln geçmişinden ya da geleceğlnden değil dostluk şiirinden söz açmak istiyorum. Bizimki gibi acı renklerle donanmış toplumlarda, dostluktan çok düşmanlıklar geçerlidir. Gücü gücü yetene toplum düzeninde düşmanlıklar çağdışı çelişkllerin zehirll memelerinden süt içer. Insan bu ortamda bozulur. Zamanla yüzünün anlamı değişlr kişinin: gözü kaşı oynamaya başlar: beyinsel üretimi düşman yaratan fabrikanm uğultularıyla çahşır. Bir kez düşmanlığın sarmalına dolanan kişi korkunun kuyusuna sannlarınm döner merdivenleriyle iner de iner. Artık her köşebaşında bir düşman dikilmektedir. Bakarsmız ki klşinln bakışı birkaç yılda değlsmi§; suratı yeni bir anlam kazanmış: Ne oldu sana? Namussuzlar, alçaklar, halnler; ben hepsinln canına okurum; görürler günlerini... • Düşman üretimi, toplumların sosyal ve siyasal dengesindeki çarpıklıkla yoğunlaşır; kişinin ruhsal sağlığmı bozar: mantığını kemirir: beynini tırmalar. Bir insan çevresinde düşman tiretmeye basladı mı, bilin ki karanllğın eğik düzeyinde kayıp gitmektedîr. Artık kimsa tutamaz onu... • Oysa dostluk diye blr güzellik var yagadığımız dünyada, scvecenlik diye bir erdem var. Eger insan dostluğun, sevecenliğin, barışçıhğra üstünlüğün» gerçekten inanmışsa, güçlüdür;' serinkanlıdır; dengelldir: sağlamdır. Hiçbir saldırıya pabuç bırakmaz; karanlıklarda türkü söyle' mez. Kısacık ömrünü düşmanlıgın ağusuyla yoğurup da benliğini kahreden kişilere acınm. Yüreği düşmanlık duygularıyla tomur tomur bir adamın savalhlığı ne büyükttir? Bu adam. üstüne iki kürek toprak atıhncaya kadar yalmz tırnaklarım değil. kendi kendisini de yiyip bltirerek kısamk ömrünü tükfitir. AKBAL HBvm OKTAY A EVST Kültür Üstüne Düsünmek oRurîardan... # Ereğli Amele Yardımlaşma Sandığı ne işe yarar Kuruluşundan Zonguldak'ta Sosyal Sigortalar hastahk sigortası uygulama tarihi olan 1975 senesine kadar, işçi ve memura en iyi hizmeti vererek tarihi roisyonunu bitiren ve yeni ismiyle Ereğli Kömürlert Havzası Amele Birliği Birtktirme ve Yardımlaşma Sandığı olarak faaliyet jrftsteren bir kuruluş var. Bu kurulusun, üyelerinin iştira kı veya üyeleri arasmdan seçilerek toplanan genel kurulu yapılmaz, üyeleri kendi sandığının harcama ve hesaplarından bilgi sahibi olamaz, kâr ve zarar durumlannı da bilemez. Bunun yanında mevzuat gereği olarak havzada çalışan her işçi (muvakkat işçi dahıl) iradesi dışı mecburen üye yapıhr. Eğer iş çinin üyeük durumu kendi iradesine bırakılsa sandığın bugünkü durumuna göre hic birinin üye olacağı düşünülemez, O zaman bu san dık kimln yaranna çalışıyor. Bu sandığa üyenin aidatı verme dışın da iştirakı bölgelerde 3 senede bir yapılan sandık yönetimi seçiminde kullandığı oydur. Bu sandığa mecburt Üye yapılan her işçinin aylık brüt istihkakı «ın % 1,5 net Cvergisinl işçi öder) olarak isçiden, aynı tşçinin yine brüt istihkakının %1,5'da isverenden olmak üzere her bir işçi için % 3 her ay aidat alınır. Bu sözüm ona Birtktirme ve Yardımlaşma Sandığı Işçiden ve işçi adına işverenden aldığı % 3 aylık aidatlann yıllık toplamı milyarlan bulan bütçesine ragmen verdiği aldığmın, yanmda bir hiçtir. Sandık yöneticilerl meriyete koyduğu çeşitli yönetmeliklerle çok 8ey veriyormuş gibi gösterir. ashn da verdiği aldığmın yanında bir hiçtir. Üstelik sandık yöneticileri kendi menfaatlan ile ilgili kararlan da kendilert alırlar, ahnan bu kararlar Sosyal Güvenlik Bakanhğı veya bakan adma yetkili onaylayınca yürürlüğe girer. Sandık üyelerinin bu kararlardan haberi ol« maz. Sayın Sadık Şide'den sandılda ilgili işçiler ve işverenler yaranna tedbirlerini bekliyorus, Mustafa DURMUŞ, Haltl SARI TEK Çatalağzı Elektrik Santrah mıştir. Çunlıu aynı ırk hayvanlar iklim koşullannm aynı olduğu Çukurova ve Ege Bölgesinda rahatlıkla yeti§tirilmektedir. Adı geçen ilden hastalık ihban, Hayvancılığı Geliştirme Genel Müdürlüğüne geldikten sonra. Pen dik Veteriner Arastırma ve Kontrol Enstitüsü'nden uzman bir veteriner hekim ve diğer yetkililerden oluşan 3 kişilik bir heyet anında yerino gönderilerek durum incelettirilmiştir. Heyetin yaptığı bellrleme ve laboratuvar incelemesi sonucuna göre, hastahğra keneler vasıtasıyla buleşan ve Proplasmosis adı verilen " bir hastalık olduğu saptanmıştır. Bu arada Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi ile de temasa gecilerek U gili kürsünün yardmu sağlanmıstır, Diyarbakır îl Veteriner Müdür lüğü ile işbirliği yapılarak hastalığm çıkıg nedenleri üzerinde durul muş ve yapılan genel değerlendirme sonucunda; Diyarbakır tle mer'a lannın hastalığı taşıyıcı konakçı kena parazitleri ile munten olduğu çiftçilere bu konuda koruyucu önlemlerin almması yönünden yapılan uyanlara rağmen çiftçilerin ilgisiz kaldıklan ancak, hastalık çık tıktan sonra ilgili yerlere başvurduklan. bizzat çiftçilerin ifadesinden öğrenilmiştir. Hastalığm önlenmesl ve yeüştiricilerin bu konuda egitilmesi için îl Proje ve Veteriner Müdürlüğü elemanlan gerekll gayretl sarfetmektedirler. Hayvanlar önümüzdeki yıl Veteriner Teskilatınca Tayleryoz aşılama programına alınacaktır. Kamuoyunun aydınlanabilmesi için, açıklamamızm gazetenizds yaymlanmasım rlca eder. saygılar BUnanm. Ali thıan YAZGAN Tanm ve Orman Bakanlığı Basın vt Halhla Highiler Crup Başkanı nkara'da toplanan «MtUI Kültür Şurası» dün sona erdi. Çağrılı olduğuro halde islerimin çokluğundan bu toplantıya katılamadım. Bildlrller ve konuşmalar tam olarak yaymlanacağına göre 'Şura'da ileri sürülen öneriler. »lınan kararlar üzerine düşüncelerimi daha sonra yazacağım. önce «Milli Kültür Şurasi» bashğında bir tek Türkçe sözcük bulunmamasmm kültür arayışına, kültürün ulusallaştırılmasma ne denll ters düşmesini anımsatmak isterim! Ne 'milli', ne 'kültür' ne de 'şura' Türk dilinin sözcükleridir. Arapca, Fransızca sözcükleri bir araya getirerek Türk Eklninin bugünü, yarını nasıl, hazırlanabilir? Niye 'Ulusal Ekln Knrultayı' denilmez de 'Müll Kültür Surası» denillr? Bunu anlamak zordur. Bayın Devlet Başkanı 'Şura'yı açıg konuşmasında söyle demistir: «Türk toplumunun çağdaş medeniyete ulaşmasını, hattâ aşmasını isteyen Atatürk, çağdaşlaşma ilkesi açısından bültürü medeniyet içinde mülahaza etmiştir. Medeniyet milletlerarası hale gelmiştir, ancak kültür millidir, tnilli kültüre Atatürk büyük önem vermiştir. Bir milletten diğer miüete medeniyet geçer, ancak kültür geçmez.» «Culture», Türkçesi, Ekin nedir? Ekmek'ten gelir ekin, Cultııre'ün de 'Cultiver'den geldiği gibi.,. Ekmek, tanmsal bir eylemdir. Kültür, Ekin adı verilen eylem de 'edinilen bllgilerin tümü'nü kapsar, bir 'kafa eğitimi'dir. Sözlüklerde tanımı böyledir Ekinin... Kimi ünlü kişiler de ekinl tanımlamıglardır, îsveçli kadın yazar Selma Lagerlöf'e göre, 'Ekin bütün ögrendiklerimizi unuttuktan sonra bclleğimizde kalan bllgüerdir.» Bir asker, ünlü Fransız Mareşali Poch ise, «Kültürlü insan diye blr şey olamaz, kültürünU durmadan artturan kişiler vardır yalnız...» der. Uzun yıllar önce yazdığım bir yazıyı, («Kültür Sorunu» Konumuz Edebiyat. 2. Baskı. 1975) yenlden okudum. Mareşal Foch'un bu sözünü beğenmiş, şöyle yazmışım: «Bu sözde, kültür denen geyin bir sınırda durmadıgı, sürekli olarak beslenen, güçlenen, zenginleşen canlı bir varlık oldugu anlatılıyor. Bunu, bir kültür adamının degil de bir askerln söylemesi aynca önemli. General, çevresîndeki, bir noktada durmuş, paslanmış •ktilttirltt* adamları görmüş, bu sözü onlar Içln söylemiş olmalı.» 'Milli Kültür Şurası'na katılanların adlarım okudum. îçlerinde çok değerli sanatçılar, yazarlar var, ama, toplumu çok çok gerilere, ilkelliklere, bağnazlıklara, çağdışı tutumlara sürüklemek isteyenler de çok. Bunlar hep yazarlar; 'dilimiz Türkçe adı altında Osmanlıca olmalıdır, tnüziğimiz Bizans kırması Alaturka seslenişlerden öteye gitmemelidir, yazımmız çağdaş akımların, çagdag eğilimlerin çizgisüıde yürümemelidir, Türk insanının kafası günün dünyasma uymamalıdır.' Bunlara göre, Atatürk'ün açtıgı 'uygarlaşma, çagdaslaşma' çığırı bagtanbaşa yanlıştır, bizi 'köklerimizden, gelenek ve göreneklerimizden, yani Kültürümüzden koparmıştır. yanlış bir deney olmuştur, en kısa yoldan geri dönülmelidir'. Bunlara kalsa, okullarda Arap harflerini zorunlu hale getirlrler, Arapça, Farsça dersler koyarlar, Batı'dan gelen her akıma, her görüşe, her dügünüşe engeller dlkerler!.. «Ulusal Kültür», elbette vardır, bu yadsınmaz blr gerçektir. Kendi ekini olmayan bir topluluk zaten 'uius' sayılmaz, bir sürüdür, blr ilkel lnsanlar topluluğudur. Bir Türk ekini vardır, geçmişte de vardı, bugün de vardır. Ama bu 'ekin' dondurulamaz, belli çizgilerde sınırlarda tutulamaz. Evrensel ekin içinde, yerini alacaktır, evrensel ekinin ürünlerinden yararlanacaktır, kendi «geri bırakılmış ve kiml çevrelerce bırakılmak istenen» eklnini yüoeltmek, geliştirmek lsteyecektir. Bizlm ekinimiz büsbütün ayrı, biz Batı ekmine kapah kalmaUyız, diyemeyiz. O evrensel ekinin bir parçası oldusıumuzu bllmek zorundayız. O evrensel ekine ne kadar katkımız var, ne kadar olacak. daha ne kadar olmalı, bunun bilincinde olmahyız. Sanatta, yazında, billmde, düşüncede evrensel ekin alanında adımız ne kadar duyuluyor, hangl (Arkası 11. Sayfada) 0' Damızlık hayvanların ölüm nedeni hakkında açıklama Gazetenizin 7.9.1982 tarihli sayısmm 7. sayfa 3. sütununda yaymlanan «Ithal Edilen Damızlık Hayvanlar Ölüyor» başlıkh haber Tarım ve Orman Bakanhğı'na bağlı Hayvancılığı Geliştirme Genel Mü» dürlüğü'nce incelenmlştlr, Ülkemiz hayvan yotlçtîricilerlnin yültsek nitelikli damızlık hayvan ihtiyacını karşılamak VB damızlık nüve işletmeleri kurmak ama cıyla hükümetimizle Dünya Kalkınma Bankası arasmda 5 haziran 1978 tarihinde imzalanan Proje ve îkraz Anlaşmalan gereğince, dış ülkelerden belirli teknik jartlara uygun damızlık hayvan ithal edilerek projeli işletınelere verilmektedir. Proj«, Diyarbakır ilinin de bulundugu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin 11 ilinde uygulanmaktadır. Haberde sözü edilen Diyarbakır ilindeki ölüm olaylan, Iddia edildiği gibi hayvanlann iklim koîullanna uymamaamdan meydana gelme Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet MatbaacılıkveGazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ CenelYayınMüdürü MUesıeseMüdürü YazıİşleriMüdürU , HASAN CEMAL EMİNEUŞAKLIGİL OKAYCONENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR • Yazı işleri Müdür Yardımcısı Haber Merkezi Müdürü MizanpajYönetmeni TiMeİLckjm • ANKARA : • İZMİR • YALÇIN DOĞAN HİKMETÇETİNKAYA • ADANA ; .,...„.„...... • , MEHMET MERCAN SERVİS ŞEFURİ İLAN SİNOP İLİ KORUNMAYA MUHTAÇ Ç0CUKLAR1 KORUMA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞINDAN ı Mülkiyeti Birliğimtze ait îstanbul Patih Darüşşafaka Caddesi. Başimam Sokak No. 43' teki yurt binası (eski Sinop Talebe Yurdu) ile 18 no.lu dükkân 2490 Sayılı Kanuna göre kapalı zarf yöntemiyle ve artırmayla ayrı ayrı kiraya verllecektir. 2 Yurt binasının aylık kira muhammen bedeli 110.000 (yüzonbin) lira olup, sartname gereği yıllık geçici teminatı 39.600 (otuzdokuzbinaltıyüz) liradır. 3 Dükkânın aylık kira muhammen bedeli 10.000 (onbin) lira olup, yıllık geçici teminatı 3.600 (tiçbinaltıyüz) Uradır. 4 İstekliler kapalı zarflarını ihale günü ihale saatinden en geç blr saat Önce bizzat veya vekili tarafından Komisyon Başkanlığma vereceklerdir. 5 İhale 15 kasım 1982 tarihinde pazartesl günü saat 14.00'te Sinop Özel Idare Müdürlügü salonunda yapılacaktır. 6 Kira şartnamesi hakkında geniş bilgl Sinop Vallliğinden ve îstanbul'da Fatih Kaymakamhğında görülebüir. 7 Geçici temlnatlar süresl İçinde Sinop Zlraat Bankası 3598 sayılı Birlik hesabına yatırılır. Almacak makbuzun teklif mektubu İle blrlikte dış zarfa konulması zorunludur. 8 Posta ve telgrafla müracaatlar kabul edilmez. Keyfiyet ilân olunur. (Basm: 23442) 7034 DUYURU Istanbul Haberleri.Selahattin CÜLERDış Haberler s Ergun BALCI Ekonomi: Osman ULACAYYurt Haberleri • Barbaros CENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ . Magazin ; Yalçın PEKŞEN Düzeltme: Konur ERTOP Araştırmat ŞahinALPAY BÜROLAR Dr. NECDET ALACA Kadm Hastalıklan ve Dogum Mütehassuı Amerika »eyahatlnden dönmüş ve hastalannı kabule bajlamıştır. Muayenet 563120 Ev : 9847SS Tel:1758 251758 66 Idare: 183335 Konur Sokak No. 24 M Yeni?eh!r ANKARA Halit Ziya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Tel: 25 47 09131230 Atatürk Caddesi, T.H.K IşhanıKat2/13ADANA T«l: 1455019731 BasanvtYayan: CUMHURİYET Matbaacılıkve GazetecilikT.A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41, CağaloğluISTANBUL P.K.: 246 Istanbul, Tel; 20 97 03 (5hat) JMSAK GÜNEŞ ÖÖLE IKINDI AK«ÎAM YATSI 5.42 7.24 12.58 15.50 18.11 19.42 TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMUNDAN BÎLDİRİLMİŞTİR 9.9.1982 gün ve 2705 sayılı kanuna göre; l kasım 1982 tarihinden itibaren İl Merkezleri Elektrik İşletmeleri hak ve borçlan ile Türkiye Elektrik Kurumu'na bağlanmış olduğundan 1 kasım 1982 tarihinden başlayarak türo il, rtferkezlerinde elektrik hizmetleri Türkiye Elektrik Kurumu tarafından yürütü lecektir. Bu nedenle elektrik abonelerinin 1 kasım 1982 tarihinden itibaren, bu tarihten önceki elektrik borçlan da dahil olmak üzere tüm elektrik fatura tutarlannı Türkiye Elektrik Kurumu'nun veznelerine veya, 1 kasım 1982 tarihinden önce Belediye veya ilgili kuruluşlarca elektrik bedellerinin ödenmesi için hesap açılmış olan bankalarda bu defa Türkiye Elektrik Kurumu tarafından açılmış olan yeni hesaba yatınlacaktır. Elektrik ücretlerinin 1 kasım 1982 tarihine kaÖar tahsildarlar eüyle tahsil edildiği il merkezlerinde ise söz konusu ücretlerin bu defa kuru^ıumuz tahsildarlan vasıtasıyla ahnmasma devam edilecektir. Elektrik abonelerine önemle duyurulur. DUYURU POLYAK (S.S. POLİS VE YAKINLARI KONÜT YAPI KOOPERATtFt) OLAĞAN GENEL KURUL DUYURUSU Kooperatifimizin üçüncü olağan genel kurul toplantısı. 20 kasım 1982 cumartesi günü saat 10.00'da, Yüksek Cad. No. 12 Kızılay Ankara adresinde Mülkiyelller Birliği Vakfı Binası toplantı salonunda yapılacaktır. GÜNDEM: 1) Açılış ve yoklama. 2) Kongre dlvanı seçimi, 3) Çalışma raporunun okunması. 4) Deneki raporunun okunması, 5) Hesapların ve bilançonun tetkiki İle yönetim ve denetim kurulunun aklanması. 6) Seçimler, 7) Genel kurul J kararlan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle