18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 12 1 EKİM 1982 Avcılar kampüs inşaatuıın bitmesi için 1.8 milyar lira gerekli stanbul Üniversifesi kampüsü için DPT 700 milyona evet derse mutlu son yaklasacak Asiye UYSAL Avcılar'da «Batı Yakasmın Hikâyesi», bu yılki bütçe ça lışmaları sırasında Devlet Planlama Teşkilâtı 70O milyon liraya «Evet» derse mut lu sona yaklasacak. Yapımına 1971 yılında baş lanan ve parasal nedenlerden dolayı bugüne değin tamamlanamayan istanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü inşaatının tümünün bitmesi için bir milyar 812 milyon lira para gerekiyor. istanbul Üniversitesi Ya pı Işleri Başkan Yardımcısı Kerim Gökçe'den edinilen bil giye göre, bütçeden her yıl programlandığı kadar ödenek çıkar ve zamanında öde İngiltere Mektuta Ahmet TAN Bir milyon 850 bin metrekare alan üzerine kurulan Avcılar Kampüsü tümüyle hizmete girdiğinde toplam 5 bin genç daha öğrenim yapma olanağına kavuşacak. nirse Veteriner Fakültesi kli nikleri 1983 yılında, Kimya Fakültesi'nin toplam 5 blokundan üçü 1984 yılında, kampüsün tümü 1985 yılında tamamlanacak. Inşaat bittiğinde bu bölge de istanbul Üniversitesi'ne bağlı Kimya ve Yer Bilimle ri Fakülteleri ile Fe n Fakültesi'nin Radyobiyoloji Bölümü yeralacak. Son olarak yürürlüğe giren Yüksek Öğretim Kurumlan Teşkilâtı Hakkında Kararna m e ile, Mühendislik Fakülte si adı altında Kimya ile Yer Bilimleri Fakülteleri birleştirildiğinden Yer Bilimleri Fa kültesi'nin de Avcılar Kampüsü'ne taşınacağı bildirildi. Bir milyon 850 bin metrekare alan üzerine kurulan Avcılar Kampüsü tümüyle hizmete girdiğinde toplam 5 bin genç daha öğrenim yapma olanağına kavuşacak. Kimya Fakültesi'ne bağlı Üretim ve Araştırma Merke zi yaklaşık 10 ay önce hizmete açıldı. Bu merkezde ör • Vedat Akbaşak (Anadolu Üni. Ekonoml Fak.): YÖK ortaya çıktığından berı yüksek öğretim hayatım raJifttsız eden karariar aldı. Dileğimiz çerçeve yönetmelik hükümleritıin yumuşatılması, kazanılmış haklann geri verilmesi, borçlu geçme ile yıl kaybetmeden bir üst sınıfın derslerine devam etme olanağma kavuşmamız. Bu şartlarda okul bitıren arkadaşlarımızm heykelini dikmek gerekir. Şehirlisinden Afgan mültecisine kadar tüm yurttaşların dertlerıni dinıeyen ve sorunlarına çözümler srayan Sayın Evren Paşa'mızır. ve göreve başladığından beri çalışk&nlığı ve dürüst kararlarıyla, fikirleriyle halkın takdirini tonlayan Sayın Başbakan Bülend ülusu' nun bu konuda yapabilecekleri bir şeyler yok mu? Bizleri atıiciığımız çukurdan çıkaracak ellerin uzanmasını ve bizlere destek olabilecek tüm klşi ve kuruluşlann ilgisini bekliyoruz. • Cflneyt Can Oğuzer (tü Hukuk Fak.): , Zatsn olanaks)zhklar ve güç ekonomik koşullar altmda öğreniminı sürdürmeye çalışan üniversite gençliğine YÖK adeta «okuma» demiştir. Üniversitelerin kapılannı geniş kitleiere açma düşüncesinin olumıuluğuyla dersane yetersizliği ve devam zorunluluğu çelişmektedir, CJniversitenın ön kapısmdan içeri alman öğrenci üniversite öğreniminden hevesini alamadan arka kapıdan çıkmak zorunda bırakılacaktır. Dileğimız, üniversite gençliğinin görüşii almmadan hazırlanan bu yasamn uygulamada düşeceği açmaalarla uzun olmayan bir erimde bir tarihi belge niteiiğine bürünmesidir. Kenan Görcaner Rafet Yılmaz (Yüdız Üni. Elektrik Fak.): Üniversite orgariian dahi hazırlanmamış bir okulâa, hem eski yönetmelik hem de mantıktan uzak yeni yönetmelik uygulanıyor. Okulun özel durutnlan hiç gözönüne almmadı. Saym YÖK uzmanlan, koyduğumuz fcarmafcanşık kurallar bizleri okuldan atmcaya kadar mı uyguıanacak? • Atilla Taner (Konya Selçuk Üni. Jeoloji Mfih. Bölümü): Bu yönetmeliği hazırlamakla Sayın Prof. Doğramacı kendisine verüen görevi yapamamış, sınıfta kalmış olmanın ezikıiğini elbet bir gün duyacaktır. Bunca öğrencinin yarıniarı ile oynama günahım YÖK yöneticileri ilerde hissedeceklerdir. Sayın Doğramacı'mn Dünya Rekorlar Kitabı'ndaki yeri şimdiden kutlu olsun. • Necmettin Ozdemir (Gazi Üni. Basın Yayın YO): YÖK bize ya çalış ya oku derken haksız değil. Bireyin verimli olması bunlardan birini seçmesine bağlıdır. Ama bu durumda öğrenci krediierinin günün koşullanna uygun hale getirilmesi gerekli değil mi? YÖK verimi artırmak için gerekli olduguna manarak, okuyamn doğru dürüst okııması, çalışanın verimli çalışabilmesi için bizi bu almaşıklar karşısında bırakıyorsa, neden eski bir tarihten geçerli olmak uzere öğrenci kredilerini gerektiği gibi artırmıyor? • Turan llguı (İ. ü. Hukuk Fak.) Kuruluşunun üzerinden bir yü geçmedi ama YÖK öğrenci ve öğretim üyesi kesimlerinin tepkilerine yoj açıyor. YÖK'ün atadığı rektörlerin YÖK'ün Anayasa'ya girmesi yönündeki açıklaması, Doğramacı'ya teşekkür niteliğini taşıyor. Araştırma merkezi olarak görülen ünlversiteier orta öğretim konumıına geririldikten sonra Türkiye'de araşürmalar gerilemeyecek mi? öğrenci sorunlanndan uzak kararlardan ne beklenebilir? Gelecek yıllarda öğretim üyesi yetiştirmede güçlük çekilmeyecek midır? öğrenciler kazanılmış ve geri alınmış haklannı aramayacaklar mıdır? v.b. • Erdoğan Yılmaz (Marmara Üni. Atatttrk Eğitim Fak.) Mehmet Şener (1, Ü. Veteriner Fak.) YÖK'ün getirdiği kararlar paketiyle yüksek öğrenim gençliğinin hakları liselilerden daha alt düzeye iniyor. Bu böyle devam ederse yüksek öğrenim gençliği diye bir şey kalmayacak neredeyse. öğrenciler sokaktaki işsizler ordusuna itıliyor. YÖK'ün bunlardan haberi vardır herhalde... • Çetin Savaş Çelik (Gazi Üni. Gazi Eğitim Fak.) Bir şeyi yapmak için bir şeyl yıkmamız gerekiyor... Ünlversitelere bu yıl 120 bin kişinin alınması lise mezunla, rmı sevindirmiştı Ancak dört yıl sonra bunların iş bulamayacağını düşüriüyor, yüksek okula girmenin soruna çözttm olmadığma manıyordıık. Tam bu sırada YÖK sorunu çözdü. Atılan öğrencilerin çoğalacağını, atılanlann zaten iş bula'tıayacağını ve son kararlarla öğrenci öğretmen çelışkisinin büyUyeceğinl kestirmek için müneccim olmaya gerek yok. • trfan Çuhadar (t. Ü. Siyasal Bilimler Fak.) Fakülte kontenjanı ıki kat artınldı. birinci sınıfa 300 yeni öğrenci alındı. Bir sınıfta bu kadar öğrenci ders dtalerse öğretım düzeyi düşmez mi? Bu durumda devam zorunluluğu nasıl bir amaca ulaşabilir? • Mustafa Arslan (Yüdız Üni. Kocaell Mfih. Fak.) Öğrencileı aleyhine bu kadar karar alınırken bunlann lehimizeymiş gibi gösterilmesi çok acı. Böyle bir uygulamaya gıdilmesinde amaç, çocuklarına üniversite öğrenimi görme fırsatının tanınmadığım ileri sürüp yakınan ağızları «biz aldık, çocuğunuz okumadı» gibi bir yanıtla kapamak. Ikiüç yılmı üniversitede geçirdikten sonra atılan bir öğrenciden Türk toplumu ne bekleyecek? Halkımızm ordumuzla sırtsırta vererek başarıyla sonuçlandırdığı terörle savaşa bu uygulamalar zarar vermeyecek mi? • Unutularak kapatılan bölümde bütünleme s\navları yapıhyor ANKARA, (Cumhuriyet Bü rosu) Hacettepe Üniversitesi'nde unutularak kapatılan Sosyal Çalışma ve Sos • yal Hizmetler bölümünde bütünleme sınavlannın sürdüğü öğrenildi. Yüksek öğretim Teşkilat kararnamesinde yer almaması nedeniyfe kapatılmış duruma düşen bölümde bütünleme sınavlarımn yapılmasına karşın öğretim üyeleri ve öğrencilerin durumu açıklığa kavuşmadı. Bölüm öğrencileri, üniversite ve YÖK yetkilileriyle görüşmelerin sürdüğünü belirttiler. Adının açıklanmasını istemeyen bir öğrenci, şunları söyledi: <1968'de kurulmuş olan ve 15 yıla yakın süredir başarılı bir eğitim yapan, şu anda 300 öğrencisi bulunan böltimümüz kapatıldı ve ortada kaldı ki. Bu 300 öğrenci fakülte girişli olup Hacettepe Üniversitesi'ne bağlı olarak yeni kurulan Sosyal Hizmet ler Yüksek Okulu'na da aktarılamamakta ancak ken di fakültesi içindeki bölümlere dağitılması düşünülmek tedir. Bu da üçüncü sınıfa veya ikinci sınıfa kadar sos yal çahşma eğitimi görmüş bir öğrencinin son bir veya nek tanm ilacı üretiliyor ve Kimya Fakültesi öğrencileri öğrenim döneminde pratik derslerini, yaz aylarında da stajlarını yapıyorlar. Geçtiğimiz baharda açılması programlanan Veteriner Fakültesi Hayvan Yetiştirme Çiftliği hizmete girmedl. «Doğal deney ve etüd alanı» olarak adlandırılan örnek çiftlikte süt inekleri koyun ve sığır yetiştirilecek, göl sularından yararlanılarak balıkçıhk çahşma ları yapılacak. Çiftlikte üretilecek bazı hazır yem tür leri ile Marmara ve Trakya bölgesindeki çiftçilere hizmet götürülecek. Çiftlik programlanan tarihte tamamlanmış olsaydı, bugün îstanbul Üniversitesi lokan talan ile istanbul Tıp ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri hastanelerinin et ve yumurta gereksinimleri en az maliyetle karşılanacaktı. Yapı İşleri Başkan Yardımcısı Kerim Gökçe, inşaat alanmın yüzde 85 oranında istimlak edildiğini, kalan bölümün istimlak çalışmalarınm sürdürüldüğünü söyledi. İnşaatın bu kadar uzamasının bölgede alt ya pınm yetersizliğinden kaynaklandığını kaydetti, Kampüsün su gereksinimi, 7 kilometre uzaklıktaki Ispartakuleden karşılanacak. Elektrik konusunda TEK île işbirliği yapılarak, kampüse 20 megavatlık bir elektrik kaynağı sağlandı. Dağıtımın gerçekleşmesi için. yüksek akımı düşürücü trafoların alınması ve dağıtım sebekpsinin dösenmesi gerekiyoV Kömıirle ısınması program lanan ve tesisat! buna göre haztrlanan Avcılar Kampüsü ne ısı merkezi için her biri 120 müyon lira tutarında 3 kömür kazanı alınacak. Kam püsün kanalizasvon şebekesinin yapımmı İller Bankası üstlendi. Sigaranın dumanı hnkulc devletinin bedeli LONDRA Hukuk devleti olmanın da fiyatı var. îngiltere de bunun için anasının nikâhını ödüyor t anasının nikahı sözün gelişi, aslında ödenen neredeyse Kraliçe'nin nikahı). Sabaha karşı Kraliçe'nin yatak odasına giren, hem kraliçeyi hem ülkeyi ayağa kaldıran adama ceza verilemedi. Adam hem aklıbaşında olduğu, hem de suçunu kabul ettiği halde. Çünkü mevcut hukuk sistemi içinde, bu «zoraki ziyareti» cezulandırmak olanaksız. Ne Kraliçe'nin güı hatırı uğruna, ne de kamuoyunun yoğun tepkisi için adamı cezalandırmak da kimsenin aklma gehniyor. Mahkemede «Kraliçe'ye aşık olduğunu» açıklayan Kraliçe'nin odasına sarayın ne ölçüde zayıf olduğunu kanıtlamak ve böylece Kraliçe'ye «iyilik» için girdiğini söyleyen adamm savunmasını jüri yerinde buldu ve kendisini akladı. Kaldı ki mahkeme, adamı Kraliçe'nin yatak odasına girmek, bu uygunsuz yerde sigara tüttürmek suçlarından değil de, Prens Charles'a ait bir şişe şarabı çalmaktan yargıladı. Mister Fagan çok susamış olduğunu, ortalıkta su bulamayınca eline geçirdiği bir şarabı kafasına diktiğini söylüyordu. Şarap içmenin de (kendisi Müslünıan olmadığma göre) hiç bir ters yanı yoktu. Yargıç sordu: •tnsan kendisine ait olmayan bir şarabı içmemeli, öyle değil mi?< «O zaman Buckhingham sarayı da bana ait değildi, ama girdim işte, şarabı da içtim. Şarap içmek çalmak sayılamaz.» Ingilizlerin haftalardır beklediği davada jürinin karara ulaşması 20 dakika sürdü. Mr. Fagan suçsuzdu. Ertesi gün kıyamet koptu. özellikle yüksek tirajlı gazeteler takunya büyüklüğünde harflerle başlık atmışlardı, «Bu ne biçim adalet!» diye. Oysa hukuk açıktı. Mr. Fagan başkasma ait bir binaya girmişti ama suçun unsurları tam oluşmamıştı. Çünkü amacı hırsızlık değildi. Içeridekileri tehdit maksadı da yoktu. Ayrıca bu fiili sırasında hiçbir maddi zarara da yoı açmamıştı. Açık pencerelerden, yağmur borularından tırmanmış, kilitsiz kapılardan içeriye süzülmüştü. Bu durumda kamu davası açılamıyordu. Tek açık kapı Charles'a ait bir şişe «Amerikan şarabını» içmesiydi. Jüri bunu hırsızlık olarak kabul etmedi. Herhalde Amerikan şarabını, Amerikan ambargosu, (Arkası 9. Sayfada) iki yılında felsefe, Türk dili veya ekonomi eğitimi görme sini gündeme getirecek ve ilgili bölümlerden mezun edecektir. Bunu diğer bölümlerin kabul etmesi düştinülemiyeceği gibi, bizler sosyal çalışma ve sosyal hiz(Arkası 8. Sayfada) Yüksek ögrenimli issiz oranı hszlo ortıyor ANKARA. (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek öğretimdeki plansızlık yuzünden. ış sizler kitlesı içinde vüksek öğrenim görmüşlerin oranı gıtgide büyüyor. Son 4 yılda toplam işsizler arasında yüksek öğrenimlilerin oranı üç kat arttı. Türkiye'de işsiz sayısı res mî verilere göre 2,5 milyon dolaymda. Ancak bazı araştırmalar, çalışma yaşmda ki nüfus içinde 4 milyon ka dar işsızin varlığım gösterıyor. Yeni iş alanlan açılmaması, düşük kapasite il e çalışmanın yaygınlaşması ve bir kısım işyerlerinin kapanması sonucu işsizlerin art tığı belirleniyor. Aym zamanda, işsizler içinde yüksek öğrenim görmüşlerin oranı yükseliyor. 1977 yılında tüm işsizlerin binde 8'i yük(Arkası 9, Sayfada) Apaydın: Gizli örgütlerle ilişkimiz yok Nebioğlu: DISK'in sendîkal mücadelesi, Karıs mücadelesidir İstanbul Haber ServUİ DİSK davasında 15 Eylül günlü oturumda s o r g u s u yapjlan Kemal Nebioğlu duruşma yargıcının bir sorusunu yanıtlarken, «DİSK'in sendikal mücadelesl de banş için mücadeleden başka birşey değUdir» dedi. Yargıç, Çetin Güvener'in, «içı çi sıhıfı bUiminin fasizmi nasıl anladığını» sorması üzerine Ne bioğlu, «sermaye sınıtının kanh diktatörlüğü» yanıtını verdi. DİSK'in neye mücadele verdiği sorusu üzerine ise, fasizmin ön celikle işçi sınıfının cıkarlanna karşı olduğunu söyjedi. Karşılıklı soru yanıt şöyle sürdürüldü: Sermaye smıfı var mı? Var. Faşizm sermaye sınıtının nesidir? Kanlı diktası. O halde ne oluyor şimdi? Her sermaye sınıfının laşizm silahı vardır demedim Faşizmle çağdaş sendikalar mücadele eder. İktidarda faşizm var diye değil, faşizm bir tehlike olduğu, mücadele verilmesi gerekUği için mücadele verir. Olmıyan şey için mücadele verilir mi? Mücadele edilmesi için mutlaka iş başına gelme8i gerekli değildir. Sendikalar doğası gereği faşizmle mücadele ederler. 12 Eylül öncesi ülkemizde faşizme yönelik dav ranışlar vardı. İşçi sınıfı bilimi de böyle tarif etmiyor mu? tnsanlar öldürülüyordu. Terör tırmanıyor du. DİSK'in Anayasal kurum olarak bu konuda görevleri var dı. Bildiri ile üyelerimizi uyar mak, yürüyüşler düzenlemek, mitingler yapmak cagdaş sendlkacılığın gereğidir. Çağdaş sendikacüıkta bu görevleri yap ı Biz avukatlar açiklıktan hoşlamra diyen Apaydın «beni sanık sandalyesine sürükleyen, meslek disiplinine bağhlığım ve üstlendiğim görevleri yerine getirmemdir» dedi. istanbul Haber servisi Banş Derneği Davası'nda 21 Eylül günU yapılan duruşmasında sorgusu yapılan îstanbul Barosu Başkanı Avukat Oıhan Apaydın iddianamedeki suçlamalara ilişkin verdiği genel yanıtta sonuç değerlendirmesini özetle şöyle yaptı: «Başta Anayasa olmak üzere yasalara, ahlaka, meslek onuruna ve kuraUanna uygun dav ranmaya, namua ve vicdan üze rlne ant içerek göreve başlıyan bir meslek mensubuyum. Baro üyesi bağımsız hukukçular topluma karşı da görevlerinin bilinctnde olmuşlardır. Baro tarihlnde bunun parlak örnekleri vardır. Çağdaş baro anlayışı ev rensel ölçüde belirlidir. Millet lerarası Hukukçular Komisyonnnun kararlan baroların fonk siyonlanm ve topluma karşı %a revlerini açıklamaktadır. Baro lar, kuvvetler aynlığı, hakim bağımsızlığı, temel ha'klar, ida TUTANAKLARDAN BARIS DERNEĞİ DAVASI rl tasarrufların kanuniliği, kanunlann ve idari tasarrufların bağımsız haklmlerce denetlenmesi, hukukun fistünlüğü kav> ramlarını savunmaya kendini hasretmiş, yürütme karşısuıda bağımsız baro anlayışını dünyanın her yerinde savunuyorlar. îstanbul Barosu Başkanı olarak temsil ettiğim çağdaş baro anlayışı bütün davranışla rıma egemendir. Biz avukatlar açiklıktan hoşlaıunz. Gizlilikle, gizU örgütlerle iliştdmiz olmaz. Iddianame ile şahsıma yapılan suçlamalan şiddetle red ediyorum. Beni sanık sandalyesine sürükleyen, meslek disiplinine bağhlığım ve üstlendiğim görev leri sonuna kadar yerine getirmemdir. Bizim için mesleki gö revlerimizi engellemeye yönelik haskılar karşısında başeğmek sözkonusu olamaz. İddianamedeki suçlamalan bütünüyle red ediyorum.» (SÜRECEK) Terlemeden para solumadan Ölüm, (Arkası 9, Sayfada). Tutanaklardan TIP davası «Okunan bu bilgilerlc yargdanıp mahkum edîleceksek bu sekilden ibarettîr» İstanbul Haber Serrisl Duruşmanın bırakıldığı 9 eylül günü mahkemeye atanan subay tiyenin henüz katılmaması nedeniyle 23 eylül gününe ertelenen Türkiye îşçi Partisi (TİP) davasına İstanbul Sıkıyöneüm Komutanlığı 2 nolu Askeri Mahkemesi'nde devam edildı. Mahkeme heyeti Başkanı Top çu Pilot Albay Cengiz 5nce, duruşma yargıcı Dz. Hak. Yb. Bahri Yağcı üye yargıç Hak. Kd. Yzb. Saygı Nalbantoğlu, savcı Çayhan Ülge'den oluştu. Tutuklu sanıklar adına söz alarak ortak dilekçelerini okuyan sanık Dinçer Doğu'nun dilekçelerini okumasından sonra dosyadaki yazılı kanıtlarm o kunmasma devam olundu. Etninönü ilçesinde ele geçırilen (TİP Merkez Yönetim Kurulu' nun 10 U temsilcileri toplantısına sunduğu rapor 12 . 13 o cak 1980) başlıklı be'.ge okundu. Sanık Vedat Baranoğla, rapo» run Sıkıyönetim döneminde ha zırlandığını belirterek. «gizll kapakü herhangi bir yönü yok tur, rapor yetkililer buzurunda okunmuştur ve o BÜnkü basında da yaymlanmıştır. Parti ya» yınlannda yeralmıştır ve her. hangi bir takibata u&ramamıştır» dedi. TİP 1. Büyük Kongre Tutanağı isimli kitap okunarak sanıklardan diyecekleri soruldu. Sanık Yavuz Ünal söz alarak yasal bir kongrede alınan kararlann kitap haline getirüdiğini, aradan geçen 5 vüa karşın kitap hakkında hiç. bir soruşturna açılmadıjbnı belirtti. Ünal, «biz, okunan bu (tibi bilgilerle yargilanıp mahkum edîleceksek, bu sekilden tbaret kalır. Görfildügü eibl hiçbir sekllde suç teşkil etmeyen sadece parti çalışmalarını içeren bir belgedir, bununla mahkum ve snclanmamu mfim İArkası 9, SayfadaL unanistan'dan Bodrum'a ulaşan haberler, süngercilerimizi düşündürmeye başladı. Hem de kara kara... Çünkü Yunanistan kendi üreticistai korumak için kaba sungere yüklediği gumrük vergisini arttırdı Böylece Türk sungeri, yani kaba sünger, Yunan tüccan için cazip durumdan çıkanldı. Aslında, dünya sünger piyasasını eline geçiren Yunanistan, Türkiye'yi de tekelinde tutmaktadır. Yunanistan yıllık olarak Türkiye'de ne kadar sünger üretileceğini bilir. Söz geliml bu yü geçen yüdan sünger üretiminin düşük olacağını Yunanlüar söylemektedirler. Bozcaada, Çanakkale yöresinden elde edilen süngerin bir Mustafa YEŞİL0VA ton civannda olduğunu, Yunan tüccan Manoli bizden daha kesin bilmektedir. Kaba sünger sorunu, Yunan tüccannı, bızim Tarım ve Orman Bakanhğı'ndan daha çok llgilendirmektedir. Çünkü orüarın da dünyanın ri sünger cinsi tpsatur . Melat • Pil kulaçeşitli ülkeleriyle bsğlantılan vardır. Zaten ğı diye adlandırdıklarıdır. Oysa en çok çıTarım Bakanüğı, Tanm Bakanlığı olduğu kan, üretimi bol olan sünger Mantaba • Kagündenberi sünger sorununu üslenmemiştır. ba adı verilen einslerdir. Yıllarca süngerin Tütünü, şeker pancannı, fındığı, şunu bu bir hayvan mı, yoksa bir bitki mi olduğu üze nu tekeline almıştır ama, süngerl görmemez rinde tartışmalar yapılmıştır. Yapı ve ürelikten gelmiştir. Süngercilerimizin feryadı me sistemi nedeniyle sünger bir hayvandır. na Bakanük yanıt verememiştir. «... Sünger Ancak duygu ve hareket organlan olmadığı cinin sesi duyulmaz abem. Çünkü sünger için bu hayvan bitkisel bir yaşam sürmekses geçirmez. Yıllar yıü Bakanlıkla aramıztedir... da sünger var. Ne vakit önlerine sürsek yolYıllar önce «her nasılsa» Bodrum'a su larını değiştıriyorlaı. Dünya Türkiye'de de ürünleriyle ilgili tesisler kuruimasına başsünger üretildiğinin pek farkmda değildir. landı Bazı bölümleri bitirildi. İnşaatiar Çünkü, bizim süngerimizin üzerinde de Yu sürüp gitmektedir. Üstelik kadrolar görevlinan damgası var...» Bunlan söyleyen Bod ler de gelip göreve başladılar. îyi, çalışkan, rumlu eski muhtar Hasan Ali. gimdi vur genç bir ekip gerçekten de birşeyler yapma gun yediği için ölümle savaşıypr.' Vurgun savaşı lçindeler. Bazılarına soruyoruz. yiyen dalgıcın, en kısa surede, ^Dasmç odası» «... Vurgun olaylan nedeniyle, halkımız yana alınması gerekiyor. Gerekiyor da basınç nıt bekliyor. Yakınlarını, kocalarını. kardeş. odası Türkiye'de nerede o bilinmiyor. Ve lerinl kaybediyorlar, bilmek istiyorlar. BaHasan All Antalya'da yediği vurgundan son sınç odası durumu ne aşamada?» Memurlar ra îstanbul'a götürülüyor. Orada basınç oda beyanat vermediği için açıklama yapamıyorsı varmış. Bu sütunlarda gazetemiz daha ge lar. Nazik bir dille, «... SUngerciler Kooçenlerde, «Vurgun» konusunu bilimsel olaperatiti kanalıyla, bunu Ankara'dan, Bakanrak açıklamıştı. Vurgunun ne berbat birşey lık'tan sorsanız, daha doğru bilgi alırsınız» olduğunu vurgulamışb. En kısa süre, vurgun diyorlar. «Baiıkçılar, süngerciler, dalgıçlarolaymda üç beş dakikalık bir süredir. Üç da bizim ardımıza düşiiyorlar Yaz diyorbeş saatlik İstanbul Antalya yolunda umut. lar. «Tann aşkına yaz, siz gazetecislniz, şu larmı kaybeden sUngercilerimize artık ba bizim basınç odası ne durumda. Bu kadar sınç odasının yapacağı pek önemll birşey uzun sürmemesi gerekirdl Yoksa vaz mı geç yoktur. tiler? Olmazsa Başbakanımıza çıkalun der«... özellikle kayalara tntanarak yaşam dimizl anlatalım. Ama, önce dnrum nedlr lannı sürdürürler. Tomnrcnklanma lle (spor. bilelim, şunu bir sor...» Biz de soruyoruz, larla) çoğahrlarsa da, yuc ırtayla çoğalan Basınç odası ne vakit hizmete girecek? Yoklan vardır. Süngerin pek çok çeşidi vardır.» sa, öien ölür, kalan sağiar bizimdiı mi, deSüngercilerimiz en lyi cins stlngerin Antıl necek. Bodrumlular bunu bilmek istiyorlar. Adalan ile Ege, Akdeniz kıyüarında yetiş Çünkü vurgunun getirdiği ölüm bu kıyılartiğini Söylemektedirler. En önern verdlkle da dolaşıyor». Y BOODUM MEKTUBU Londra'da mahkeme Ermeni teröristlerin durusması • 7 ekime ertelendi LONDRA Londra TUrk Büyükelçisi Rahmi t Gümrükçüoğlu'na suikast duzenlemeye çalışırken İngiliz polisince yakalanan Ermeni teröristler Zaven Bedros ile Griş Gregoryan'ın durusması 7 ekim gunüne ertelendi. Scotland Yard, Bedros ve Gregoryan ile ilgili dosyayı önümüzdeki hafta içinde savcılığa teslim e decek. Bedros ile Gregoryan hakkınâaki davanın bundan sonraki seyrine savcılık üg dört hafta içinde karar verecek. Ahmet TAN bildiriyor Ekmekciyan'ın ailesi gelmeyeceğini bildirdi (Arkası 9, ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Esenboğa saldmsı nedeniyle ölüm cezasına çarptırüan Levon Ekmekciyan'ın ailesi, kendisini görmek için Türkiye' ye gelmeyeceğini bildirdi. Ermeni terörist Levon Ekmekçiyan bundan bir süre önce Türk makamlarına başvurarak, ailesi ile görüşmek istediğini belirtmişti. Ekmekçijan1 m bu isteği, Beyrut'ta bulunan ailesine iletilmiş ve Türkl ye*ye gelebilmeleri için her tür İU yardunın yapüacağı lfade edilmişti. Ancak, Ekmekçiyan ailesi, Levon Ekmekçiyan'ı gör mek için Türkiye'ye gelmeyeceklerini ilgili makamlara duyurdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle