22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLAvOARve GORÜŞLER 30 AĞUSTOS 1981 skeri terminoloiide Meydan Savaşı, ctaroflardan birının veya her ıkısimn kesın sonuç arodiğı genei ve sürekli bir savaş» oiarak tanımlanır. Bu tanımlcmadan da anlaşılaccğı gibi, her Meydan Savaşı, mutlak «Kesın sonLç» getirmez. işte bu nedenledir ki, profesyonsl askerler <Meydan savaşı» ile «Kesm sonuclu Meydan Savaşunı doırna bırbirınden ayırmışlar ve hsr deyimi yerli yerince, d;î<katle kullanagBlmişierdır. Oyleyse «Kesin sonuç» ne dir? Bunu, Askeri tarih {Harp Tcrihılm gecmişe uzanan sa/fc!arma ve, en kapscmlı örnek erini 193945 doneT.inda gördüğümüz İkinci Dünya Savasına bakarak ozetle şöyle lanımîıyabiürız: Kesın sprıuciu Meydan Savaşı, düşnnanın askeri kuvvetierini tüınü ile, ya da büyük kısmı ile eylemiı oiarak tahrip ve ımha edip uzunca bir süre bir kez daha ciddi, düzenli ve orgonıze askeri harekâta kalkışamoyacak duruma duşüren ve hasım devletin savaşı sürdürme istencinl (iradesini) kıran bir savaştır. Â BAĞIMSIZ DEVLET YARATAN ZAFE: 30 AĞUSTOS'TA DUMLUPINARDA GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA'NIN KAZANDIĞI BAŞKUMANDAN MEYDAN MUHAREBESİ, KESÎN SONUÇLU BİK MEYDAN SAVAST)IS VE YENİ, ÇAĞDAŞ CUMHURİYET TÜRKÎYE'SİNİ GETİRMİŞTİR. Celil GÜRKAN Emekii General ferle sonuçlandırmıştır ama Kartaca, gene de «yıkılmak»tan kurtulamamış ve Roma ayakto kalabilmiş|ir; Austerlitz'teki parlak zaferi ile Na polyon, tarihte «Austerlitz güneşiı ününü kazan mıştır ama ne Avrupa'ya getırmek istediği barışı getirebilmiş ve ne de sonunda düşmanları tarafındcn Sointe Helene adasına sürülüp orada ken.dl yaşamı gibi Büyük Fransa umudunun da sona ermesini görmekten kurtulabilmiştir. Birinci Dürtya Harbinde, Askeri tarihın parlak bir Meydan savaşı oiarak kay.dettiği Tanenberg Meydan Savaşını kesin bir yengi ile 8onuclandırmak, Almanların, Paris yakınlarında Campiegne ormanında bir vagon içinde Müttefiklere teslim elma belgesini imzalamalarını önleyememiştir. Nihayet Hitler, yukorıda sözünü ettiğimiz meydan savaşlarını tam imha ile kazanmıştır atjıa, 1945 yılının ılık bir Moyıs günunde, Berli'ndeki Başbakanlık sığınağmda kendi eli ile yaşamı na ve dolayısıyla de Üçüncu Relch'in sözde bln yıllık yazgısını belirleme emellerine son verip cesedl üzerine benzin dökülerek yakılmak gibi bir acı sonucu değiştirerremiştlr. Şlmdl kendl kendimize soralım: 30 Ağustos Başkumandan Mşydan Savaşı da böyle nvdir?.. Kuşkusuz hayır.. O meydan Savaşı, bir dâhl Başkumandanın yönetiminde bilinen Zaferln kazanılma8ının hemen ardından aynı dâhınin bu kez yejenekli Devlet adamı ellerinde yep yenl, tam bağımsız, cağjiaş bir Türkiye Cumhurtyetinin doğuşunu sağlamışiır. Bir başka de yimle, bağımsız devlet yaratan bir askeri zafer olmuştur; cünkü «Kesin sonuc»lu bir Meydan Savaşıdır ve çünku o askeri zaferi siyasal rafe re dönüştürmesini bile n bir ıckıl» ve «gercek» adamı baştadır. Biz, h«r yıl 26 Ağustosu Izleyen günlerde tZafer Haftasıını, Büyük Zaferi haklı bir gurur içinde kutlarken, 30 Ağustos Dumlupınar Başkumandan Meydan Savaşını: t... üc tümen şuradan taarruz etmiş... Düşman filan kolordusu İle şu hatta direnmeye calışmış.. filan tepe bü mem kaçıncı tAlayın Allah! Allah!» seslerıyle yapîığı süngu hücuınu sonucu elimize gecm;ş. duşmanın zayiatı şu kadar bın...» gıuı sadece sait askerlik, muharebe ve taktık perspektiften, duygusal yönden değıl, bir ulusun yaşa mına yön veren, yazgısmı değiştıren, dahası Binnci Dünya Savaşı sonrasında dünyanın e; Kritik böigeler.nden birınde sağlam, âdil ve sü rekli barışı getıren cok genış kapsamiı tarihseı bir olay aiarak gormek, goscermek ve değerlerdirmek ıstenz. OzeU;Me yenı gelen kuşskların Ulusal Kurtuluş MücadelemıZin nedenlerını. matris güçlerıni ve sonuçlarını olabildıgınce ge niş boyutları ile oğrenmesi. sentezini yapması v'e buguna daha ,yı cniaması bokımından koC.nılmaz bir zoruniuk oiduğu kadsr oniora buau oktarmak ta hepimız içm ulusal bir gorevdır. kîele, hs'.e lAnafartcîar savaşını Mustata Kemal kazanmsdıis diyebilen tkaranlık irtıcaın» hortlcma özlemi çektiği günlerde... İşte bu nedenledır ki, zoman zaman üzüisrek tonık oldujuınuz, burunlan kafdağınj'a oiduğu ıcin ayakları yerden kesık bczı «turfa» aydının, savaşan kuvvetlerin aritmetik miktarlarını ölçül (kriter) alıp Ulusal Bağımsızlık Savoşımızın ve nzellikle Buyük Taarruz ve Başkumandan Meydan savaşınin zaferlerini kücümsemek eğilimin 1eki çarpık gâruş ve savlarına «ia karşı çıkmayı görev sayıyopjz. Yukandan beri aeıklamaya ca!ıştıĞırr>i2 g;bi, 26 Ağustos 1922 sabahı başlayan Buyük Taarruz, 30 Ağustos gunü veri'en Meydan Savaşının her bakımaan KESIM SONUÇ getirmesi ile sadece beş giın içinde gerçek boyutlarına ulaşmış ve Mustofa Kemal'in deyimi ile «Rum sındığı Meydan Savası» nlteliğ) kazanmıştır. Sonuc beüidir: İsîilâcı bir hırsla ve arkasındaki büyük emperyc'ist güclerin özendirme ve desteği üe Anadolu'ya cıkan Yu nan ordusu, Başkumandan'.arı ve ust düzeydeki pek cok komutanı basta olmak üzere binlerce esir vermiş, savas alcnını ö!ü ve varalıları üe do!durwıuş. İsa'dan once 4. yüzyıldaki atalannın nun binlerin dönüşu» ha reketine çağdaş bir nazire yapmak isterceslna ama her turiu .ahşet ve clçakl.ğı ırtikcp ederek «On bınlerm kcçisi» halınde ana.atan Yunanıstan'm yoiunu tutnT,uştur. 9 eyıülde asken harekât, ganeı olaraK izmır'de temh,r (mürıürleme). buyuk askeri zafer 23 temmuz 19£3'te Lozaa da tesoil oiunıruş, Dumiupınar'ın sağıcrn temererı uzerıne kuru'an Türkiye Cumhunyeîi. kurucusunun ozgür ırcdesı ile gencliğe emcnet edilmist'r. O gençlığe ds, «Çağdaş uygarlık düzeyinin üstünde» bir hedef gosîeriım ştır 6ünjmCzü r ı SJTUTJ bu emanetın. nitel'klen cs'a bozu'madan, bekcileri oîan ve nasıpsiz pciitikocıların bj/îmeye calıştıkları genc'ik tarGîındın ne denii korunabüeceği, tam anlamı i e özgür ve bağımsız, gerçek derrokrcsiyi yaşam duzeni kcbul eden bir ATATÜRK Cuffihuriyetı oıarak cdğdaş uygnrlık doğrultusund.a ne denli atılımlar yopabileceğimiz noktas'nda duğümlenmektedir. •••* Bu vesile ile önernli ve son aerece anlamlı saydığırr.ız bir noktayı vurguicmayı ve belirtmeyi yararlı görünjz. ATATÜRK, Büyük Zcfer hakkında 30 ağusıos 1S23 tarihinde basın tems.lcıüğıne verdıği bir demecte şöyle demiştir: «... 30 Ağustosta sevk ve idare ettığim muharebe, Tur!< nJ'etimn yanmda oulunduğu halde idare ettiğim ILK ve SON munnrebsjir. B r mson, ksndinı mi ie'.:e beraber hissetîiği zamon ne kcdar kuvvetli buluyor bilemezsiniz. Bunu tnrif muşküldıjr. Fğer ben izahta izhcrı aczedersem beni mazur görünüz!...» (Türk İnkıtâp Tarihı Ensütüsü Yayınları I. ATATÜRK'ün Soylev v© Derneç'.erı II. Cıit). ATATÜRK'ün askerlik yaşantısındo katıldığı, kendins özgu yeteneği ile sevk ve idare edip başanya. zafere. yengiye u!aşt'.rdığı cok savaş vardır Bu savaş'cr. kuilcnılon kuvvetin capı ve nıteliğı. stratej k ve coğrafı cevre. uygulcnan tc!<tık. rrufcretenıp maksadı ve harbin hedefi (ki bu son ikisi askerlik san1atı yönünden apayrı şeylerdir) ışığmda incelenir ve değerlendırilirse. Bjyük ATATÜRK'e, 30 Ağustos Başkumandan Meydan Savaşı icin yukarıdakı söîleri söyieten neden daha lyi aniaşıhr sanıyoruz. Birinci Cünya Savaşının akışı ve Osrr.anlı devletinın yazgısı üzerinde etkıler yaratan ve o dcnerr.dekı düşmanlamttizı', ıstemeye istemeye cıddı ıtıraücrdo ve hak tesliminde bulunrraya zorlayan Conkb«yırı Arıburnu Saıaşları. Ansfarta Savaşları da Mustafa Kemal'in essndır ama o Mustafa Kemal, gene de 30 Ağustos Başkumandan Meydan Savaşını «Türk miüetinin yanımda bulunduğu halde idare ettiğim ILK ve SON muharebe» olarak nıîe!eme'<ten kendini clamaz. Bu gerçek, Ulusnl 8ağırrıSizlık Savaşımızm nasıl ve neden kazanıld'.ğını acıkladığı kadar, bu zafenin terrei oiusturduğu tam boğımsız ve çağdaş b r Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulmcsının gercek dinamiğıni de kcn'tlcmaktadır samrız. Cumhuriyet Sahibi: Cumhunyet Matbaacılık je Gazetecilık T. A. Ş. aüına NADİR NADİ Genel Yayın Mudürü HASAN CEMAL Müessese Müdüru EMİNE UŞAKLIGİL Vazı i$;erı Müdürü OKAY GÖNENSİN Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaaclık ve Gazetecı• :k T.AŞ. Caâaloğiu Türkocağı Cad. 39 41 PojSta Kutusji: 216 İSTANBUL Tel: 20 97 03 BOROUR: • • • ANKARA: Konur Sokok 24/4 YENİŞEHİR Tel: 17 58 25 17 58 66, idare 18 33 35 İZMİR: Hclıt Zıya Bulvarı No: 65. Kat: 3. Tel: 25 47 09 13 12 30. ADANA: Atpturk Çaddes' Türk Hava Kurumu !şHonı. Kat 2. No: 13". Tel. 14550 19731 T A K V I M Akşam 19.45 Tatsı 21.23 ••• Harp Tarihi'nde, ya da Genelkurmay Başkanlığımızın yenilerde kabul edip uyguladığı deyimle Askeri Tarih'te, taraflardan b'ırinin, tar tışma götürmez askeri zaferi ve yengisi ile sonuçlarmvş pek cok Meydan Savaşı örneği vardır: Mllâttan 216 yıl önce Kartacalı Annibal'ın Roroalılara karşı kazandığı «Cannes» Meydan savaşından tutunuz da, örneğin Napolypn'un Austerljjz (1805). Hindenburg'un Tanenberg (1914), Hitler'in Batı cephesindfl başardığı Sedarj Yarmosı ve Somme Meydan Savaşı (1940), Doğu cephesinde her biri en azından yarım milyon Rus askerinin imhası ya da esır edilmesl ile sonyclanan Lwow, Smolensk. Brest Litovsk. Minsk, Kief. Harkof Meydan Savaşları (1941)na kadar. Savaşı ceşitlt kişiler değişik biçimlerda tanımlamışlardır. Bunlardan biri ve kanımızca belki de en kapsamlısı şu olmak gerekir: tSavaş, kolaylıkla yani barışcı yollardan, diplomatik müzakereler, ekonomik, politik baskı yön temlerl, ya da tehdtfle elde edilmesi mümkün olamayan YÜKSEK MENFAATLER'in ZOR'la alınmasıdırlı. Bu itibarla, eğer savaş, ya da onun en geniş ve kapsamlı uygulama.si olan Meydan Savaşı. öngöruien YÜKSEK MENFAAT'I sağlamış ve gerçekleştirmişse bir anlarn. taşır. Bunun en güzel ve özlü deyişini ATATÜRK dile getirmiştir: cHarp, zarurî ve haya{i olmalıdır. Millet hayatı tehlikeye maruz kalmadıkca harp bir cincryettir..» ATATÜRK, 1923 martındo bunu der ama, 1915 nisanının 25'inde Conkbayırındoki Yarbay Mustafa Kemal oiarak da, emrindeki birlik kumandanlarına: tBen şlze ta amız emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!» demekten gerl durmaz; çünku Gelibolu yarımadasında bir ülkenin yazgısı söz Vonusudur!.. Şlmdl, savaşın ve Meydan savaşının bu tanımlamaları ışığında düşunelim: Annibal, Cannes Meydan savaşını söz götOrmez bir za tmsak 4.33 Güneş 6^2 30 AĞUSTOS 1981 Öğ\e İöndi 13.14 16.57 Cumhuriyet 30 AĞUSTOS 1931 Bugün Zafer bayraraını kutluyoruz Tayyore ve Zafer Boyramı bugün memıeketin her tarafında ve İstanbul' do büyük tprenlerie kutianccaktır. Zafer Bayramı ıcm Koiordu Kumandanlıâl'nda yapılacak resmt kabulden sonra Darülfunun meydanında büyük bir resmı gecit yapılacak. tır. Toyyare Cemıyeti de, tstanbuTun ceş'tli yerjerinde müsamereler tertıp etmiştir. Sorayburrui'nda. Suadıyede, Taksm bohcesınde, Kız Kulesi parkın da ve Caddebos'^jnı'nda müsamereler ve baioiar venlecektır. Bugun Tayyore Cemiyetı adma rozet ler dafiitılccaktır. öğleden scnra on altıda Yeşilksy tayyare istasyonu/ıda İstanbul haik'nın büyuk yar dımlarıyla satın alınmış olan uc tayyareye «Beyoğlu, Üsküdcr ve Adalar» ısırnlerı verilpcektir. ••• Sııriye istikîali Paris 28 (a.a.) Cemyetı Akvam'in önümuzdekj toplontısın^a ve man lotann tatbikatına dar ce reyan edecek goruşmeler sıra^mda Fransa hüküme tı. İngiltere'nin Irak ıcm yaptığı gibi, Surıye üzerm dekı mandasından feragat edeceğini ve bu hususta Suriye hukumetıyle bir ittifck anlaşm^sı müzakere edeceğini bıldirecektir. İVİT OKTAY AKBAL Hft¥8H Biz, Kimlere Sesleniriz CZBiBBmDünyası/ ollanda, Ankara ilimizden bıraz büyük, Tiirkıye'den kez küçıik bir üüae. 15 müyon püfus ile de bizden 3 kez küçüic Fakat, ei^onomik gUÇ hpinmirı^nn bİZden ÇOk 1 ^ BELGJL Bilimsel meyve, sebze, çiçek, çiçek scğan: ve her türlü tohum yetiştirmenin bu kadar büyük boyutlara ulaşmasrnın nedeni, Hollanda"nın, en zengin ülkelcrle çevrili olmasıdır. Belçika, Daiıimarka, Isveç, Nor v«ç, tngiltere, trlanda, Amerika Blrleşlk Devletleri, Fransa, Batı Almanya, ÎSRanya... gibi. Bunlar Hollanda'nın sürekli müştftrtleridir. Bunun dışmda, 120 Ulkeye çiçek soğanı ve tohum satmakudır. Bjı zengin ülkelere ürünler, anmda, uçakla, trenle gönderilmektedir. Hollanda bütün tanmıru camlı kösklerde yapıyor degil tabii. örneğin, dünyaca ünlü Hollanda laleleri «La Haye» ile «Harlem» arasındaki Keukenhof. kıyı seridinde, açıkta, yetiştirilmektedir. (Seb» bahçeleri açlaauna geicn Keukeöho!, îkinci Dünya Savaşının sonlarında, Almanya'nın îngiltere'ye attağı VI ve V2 îüzelerinin ram pa yeri idl.) Bilimsel limonluk tanmı sadece HoUanda'ye özgü değüdir. Belçilıa'da, Frarçsa'da, Almanya'da, Italya'da, İskandinav ülkelerinde ve tabü Amerika Biıleşik Devletleri ile Japonya da da aynı yöntemle meyve, sebze. çiçek ve tqîrum yetiştirilrnektedir. Limonluk üriinleri kuşkusuz biraz paaalıdır. Pakat, yüksek kalitc, ekmek pey nir gibi satılmalannı kolaylas tırmaktadır. Butmsel limonluk tanmı bızde de, özellikle güney illerimiz de, ileri duzeydedir. Fakat, ürünler daiıa çok }ç piyasaya, daha doğru bir deyimle, Ankara, İstanbul gjbi bir iki pıyasaya sürülmektedir. Çünkü, paha lı olan bu ürünleri ancak bu piyasalar kaldırabilir. Limon luklaıın güney illerimizde ol tnası, taşımacüık gibi büyük bir maliyet unsurunu fiyatlard sQkmaktadır. .Oysa, limaniuKİaı büyük kentler dolaylannda da kurulabilir, ve tstanbul bu » için biçilmiş kaftanoır. Bunvffi için büyük işletmeciüğe bik gerek yoktur. Aile limonlukla n da yapüabilir. Bahçesi oları lar için bu iş daha da yararlı du\ Biraz geıjisçe tutulacak r. ^lar kı? bahçesi oiarak, misafir ağırtamada da, kullanılabilir. Belçika'da, özellikle kır sal alanda, limonluğu olmajan ev yok gibidir. Hoiianda'da da böyledir. Yani, yukarda anlattığjmız ticsri limonluklar yanm da aile limonluklan ev ekonomisine büyük katkıda bulunmakta, her mevsim turfanda sebze yenmesini, mevsimsiz çiçekler yetiştirilmesini mümkün kılmaktadır. Lâleyi 1562'de bizden alıp götüren Hollanda, bu çiçeği ulusal ekonomisinin baş tacı yapnuştır. On binlerce aile limon luk tanmı ile geçinmektedir. Bu tanma Sovyet Rusya da büyük çapta el atmıştır. Hele «gen mühendisliğuTün bitki alanına sokulması ile çiçekçüiğe, la.lecüiğe yeni çevrenler (ufuklar) açılmıştır. Bu güne kadar yeni türler, bir çiçeğin polleninin öbürünün pistili ne a?ılanması ile yaratılıyoruu. Cren mühendisliği De, âkla, hayale gelmedik türler, dayanıklı türler* yetiştirüebileraektedır. İhracatınuz Son hatta zarfında istanbul mıntıkasından muh telif memleketlere yapılan ıhracat: 101 sandık afy.on, 322 balya tiftik. 705 cuval kuş yemi, 115 balya yapağı, 510 cuva! iç fındıktır. Somsun mıntıkosm dan ise, 1600 kilo tütün ıhrac edılmiştir. Tütün stoku 7 milyon kılodur. KÎ Hollanda'nm Canıdan Bah^eîeri yarlanmaitadır. İ,çerinin serin, havanın kuru olması frezja (freezia), alünçan (forsythia), zambak... gibi çiçeklerin açmalanaı geciktirmekte, bıiyümelerini yavaşlatmaktadır. Havanıa ısıtılınası ve rutu'betl«ıdirilmesi •bitkilerin birden boy atmasını sağlamaktadır. Böylece, piyasa gereksinmelerine göre 1 8 1X tim de ayarlanmaJKadır. # Sulama, gübreleme aym zamanda yapUmaktadır. Bunun için, limonlukta, glibreli yjığmur yağdırümaktadır. TopraktaM rutubet ölçme araçlan nemin yeterliliğlni, yetersüliğini her an bildirmeJrtedir. # Kimi çiçekler aydınlıktan hoşlanmadığından (gece sşfası gibi), bunlann sadece istenen zamanda açmalan içia, ltmonluklar, geceleri bcl ışıkla aydmlatılmalstadır. Işılc ayarı elektTOnik gözlerle otomaük olarak yapümaktadır. Salatahk ve dcmates üretiminde bu yola gidilmektedir. Kasımpatlan da, yine bu sayede, sadece sonbahann belirli haftalannda yetişen bir çiçek olmaktan çıkanlrmş, her mevsim çiçeğl naline getirilmiştir. Bu tekniklerin etkinliğini ^u rakamlar açık ça göstermektedir: Bu yöntemlerle hektardan 120 ton domates almdığı halcje açık hava tarlalannda hektşrejan ancak 40 ton domates alrnmaktadır. lz kimiere seslenirlz? Biz, hemen gazete, dergl yapraklarında durmadan yazan kişiler?... Evet. biz kıme, kimlere sesleniriz? Kimler icin yazarii? Arada bir gorürüm, otobüste, trende, vapurda, ya da kahvede, park kanapesinde, bjr adam acmış gazetesını okuyor... Benim iki gün önce yazdığım bir yazı bu. Şu ya da bu duygulanma, öfkelenme, gözlemleme, araştırma sonucu ortaya çıkmış bir yazı En cok beşalîı dakikada okunabilecek uzunlukta... ukur, ok.ur okur, bitireme.z. bir türiü. Arada bir bırakır, düşünür, yeniden başlar. En sonunda katlar cebine koyar, cantasma sokar. başka birine verir. O anlarda ne düşünür, ne djsr içinden? İnsanları dıştan anlq.mak olanaksızdır. Gülümsese, ya da kaşlarını çatsa bir anlam verirsiniz, ama yanlış olur bu anlam. Hatta sorsanız bile gercek düşüncesini öğrenemezsinir, cekinecektir, şaşıracaktır, 'neden soruyar, ne anlamak istiyor?' diyecektir, ya hiç bir şey söylemeyecektır, ya da düşüncesinin tam tersini bitdirecektir. Ama o yazı bir to.hum atmıştır düşüncesine, ya yeşerir o tohum. ya çürür gider İşte, biz böyle okurlara da yazarız Gözümüzle gördüğümüz, tanıdığımız kişilerdir bunlar. Ama kaç tanesini gormek olanaklıdır? PeK azı. Binlerce, on binlerce, hatta yüzbinlerce okur var. Bir gazeteyi beşaltı kişi okur en azından, demek yüzbınleri aşıyor şu satırlan okuyacak, beğenecek, kızacak, kesip saklayacak, yırtıp atpcak oian ınsanlar... Böyie büyük bir kalabalığı sürekli hoşnut etrnek, sürekli doygun kılmak erı güçişlerden fcirıdir. Hele bu uğraşı on yıl, yırmi yıl, otuz yıl, daha da uzun bir süre hemen her gün yerine getırmek ne demektır, bunu düşünmek bıie akılları durdurur! Biz, k:me yazonz? Bir zamanlar b ı r tartışma çıkmıştı yazın aianında... 'Kendimiz icin yazmak' başlıklı bır deneme yayıniamıştım. Fethi Nacı hemen, ne demek kendimiz ıçın yazmak, toplum icin yazılır, gıbılerden söı'er etmıştı; sonra üa bu yazısını 'insan Tukenmez'e de olmıştı. Bu kitapta en cok benım adım geçer. O sıralardo bırbirımıze pek takılırdık Sonra Nacı, bu kitcbı tümuyl» yodsıdı, 'yürürlükten' kaldırdı, oysa ılg.nc bır kıtaptı. Naci'nin gencük evresinin ateşlı yazılan vardı içinde... B lerde. Gayri safi hasüası 1ÛJ truiyar dolar (bizimki 4C). kı$ı bsç.na geür 7 bin doiar (hizunkx ı OüC). İbracat geüri & ud0 yar dcuj ("DiMinki 5). Ülie, zengiaıiğıran önemli bır kısmmı bilimsel tanırjna boıç lu. be'oze, meyve, çiçejc ureUırü başta geliyor. Hollanda sadece bu üretiminâen, daiıa doğru bir deyışle, sadeee bu Üretiminîn djşsatumndan, bizim dışsatım gelirimız kadar bir geiir sağüyor. Nasıl yapıyor bunu? Çağdaş biiim ve teknolojiyi tanma uygulajarak yapıyor. Soyle: Holıanda'mn batası ve güneytıatısıada 1.000 heJctarlilt bir alaa, cam örtülü bahçelerle kaplıdır, yani, teknik deyimi iie, limonlıiklarla (seralarla)... Etın lann bir kısmı aile boyu büytiklükte, bir kısmı ise, «cam faDrikalar» denecek büyüklüktedır. LrmonluJılax ev gıbı taşınmaz durumda değüdir. Vagon g.bi ray iızennde gidıp g.eimek tedir. Bunun yararı, bahçenın zariian zaman açıiıp havalandırılmasını, topragın bazırlanmasını sağiamaktır. Limonluk, hiç bir şeyi doganın keyüne bırakmamak için düşünülmüş bir tesis olduğundan, buiilanu içleri şöyle düaenlenmiştir: 0 Karbon gazı ayarlaması: Biüii, karbondioksit denen gazın karbonunu alıp oksijejmni bırakuğı ve bu karbonu, toprağın suvundaü hidrojen ila birleştirip bçşine dönüştürdügii iç.in, limorüuğım havasında bu gaz miktannın çok olması, domates, hıyar... gibi ürünlerın daha irüeştnesini, daha lezzetlenmesini sağlar. Bu nedenle, UmonlıüdarAa marsıklı kömiir, mazot, propan yaiularak ksxbon gasa artırıhr. Avrupa manavlaruıda saülan yanm Hietre, 60 santim lüunlüktaki salatalıklar böyle yetişmektedir. # Limonluklarda ısı, rutubet, hava akımı' da yapay olarak a CENNET ÖREN'İN İNCİSİ VİLLA nız. Lâle OREN INDİRIMLİ TATİL OIJ^NAĞI SUNUYOR Tatilinizden önce ödeyinlz. Indirimden faydalanı Tatilinizi yaDinız. Daha sonra zamsız ödeyinlz. VİLLA LÂLE ülkenin en lüks. en ucuz, en temiz motelidır. 2 KİŞl TAM PANSIYON 2650 TL 2 K1Şİ YATAK 1000 TL. KAHVALTI 125 T L VİLLA LÂLE'de tqm pansıyon zorunluluğu yoktur. ÖREN • BURHANİYE TEL: 343 Bilgisayarh satış Satıslar, arttınna salontında şöyle yapılmaktadır: Hollandalı kabzımallarla dışalımcı ülkelerın tenosilciliğini yapan kabzımallar, üzerlerinde kendl numaralan yazılı kürşülerde oturmakta ve duvardaki büyük bir saatin yelkovanını izlemektedir. Fiyatlar yük^k tutularak, elıa durumuna göre yavaş ya%aş indirilmekte, her fiyat saatte gö'rülrnektedir. Kendisine uygun . fiyatı gören kabaamal önündeki düğmeye basınca o fiyat için bağlartmaktadır. Kalıte kontrplünde güyence, firmalanri dürustlüğü olmaktadir. Piyatlar, hiç bir zanıan, üretici için zarar çizgisinln altır.a indirilmemektedir. Evet. 'Kendtmız ıçin" yazarız demiştım o tartışmalar uyandıran yazıda Bıraz 'ıleri' gitmıştım belki, daha doğrusu gorüşümü lyi acıklayamamıştım, 'kenaımiz'in, 'toplumun bir parçası olduğunu daha iyı benrtmek gerek rdı. Ama hangj bır toplumun parcası? Yalnız bugün kü mü, yanı icmde yaşadıgımız zaman surecinin toplumu mu? Değil, yorının obur gunün toplumlarıydı söz konusu oian... lcınde yaşadığjmız zamanın kurallarından, beğenıs.ndsn kcpmak gsreKtiğıni belirtmek ıstemıştım. Okuriarı duşunmemek, anlamını verdüer ycnhş oiarak..! Okur içın yojmczsan kimın icm yazıyorsun?' dediler. Elbette, kımse ya.nız kencüsj icm yszmaz, ama kendıs gibî, kenüısme Cenzer nıce ınsanlar oulunduğunu düşünerek yazar. boyieiıkle de bslırlı bir düzey tutturur. Siendhal'in 'mutlu bır czmlık" cedığı ds, bnce az, sonra sayıları artan buyük bir okur yığınıdır. işın yazınsal yönü hep ağır basar bende! Politjkadan da, gündehk sorunlardan da soz acsam, yaıına dayanır konu, yazından güç, anlam kazanır... Yazın, yaşamın dışında sovut bır uğraş değil de ondan... Yazın okuru ıla gazete okurınu b;r turlü bırbirinden ayırmak ısternem Bence 'okur', hep aynı kışıdır, roman da, koşe yazısı da.. şıır de, deneme de, bılimsel kıtaplar da okusa, 'okur'dur en.nce sonunda... Bizım sestendiğımız bir sessız inSGn yığınıdır, buyuk bolumü gozle görülmeyen üır bu2dağına benzetmek gerekir okur yığınını... Ne düşünduğu, ne sevdıği, neden hoşlandığı, ne istediği hemen belli oimayan, arcak zaman ıcınde sezıierek. duyularak anıaşıiabılen bir giz... Stendaai şayle der: «Een bu öyküyü hiç görmedığ;m, hıc bir zoman da görgmeyeceğim bu yüzden de üzüldüğüm, kücük bır okur topluluğu icin yazdım. Gecelenmi onlorla birlikte gecirmek hoşuma gıdiyor do endan...» Evet. büyük yazar doğru söylüyor, okurlaria başbaşa gunler geceler gecrmek ya^arların en cok sev dığı şeydîr. 'Ey okur. bemm benzerim' dediği gibi oza nm, kendımızj kımi zoman okur. klmi zaman yazar yerıne koyarak... Sizleri Moskova ve Leningrad a davet ediyor AEROFLOT ve İNTOURİST 1825 Eylül 1931 arası TÜRKİYESOVYETLER BİRLİĞİ FUTBOL KARŞILAŞMASINI izleyin Ver ayırmak ıçin DURU TURİZIV1 Tel: 43 76 50 V/O TECHNOINTORG 20 Ağustos10 Eylül 1981 tarihleri arasında İZMİR ENTERNASYONAL FUARINA KATILAN standlarında : • saatler ve duvar saatleri : kol saatleri, cep saatleri, yazıhane ve duvar saatleri, çalar saatler; • amatör sinema ve fotoğraf kamera ve aksesuvarları, dürbinler, teleskoplar; • portatif TV cihazları V/O TECHNOINTORG Standına hoş geldiniz!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle