17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 16 AĞUSTOS 1981 Tahliller sonucu civaya rastlandı Tuz Gölü, yavaş yavaş öldürülüyor Zekai DURMUŞ KONYA (ANKAl Dur.ya nın en kahteli tuzunun çıkarıl dıgı ve 1680 Km. kare taüyuk lukte olan ıınlu tuz gölü yavaş yavaş ölmekte hsmde bir daha kurtanlmamaâ üzere öldurulmekte. Tuz golünün ölumu bağrma bir bıçak gıbı saplanan ve çok uzun yollar kat ederek gelen bir kanal yüzünden olmakta. Berşehır golünün taşkınlarmı önfemek ve yoreyi su baskınlarmdan kurtarmak içm yapılan bu kanal «damarlanna tuzla su verilip öldüriilmek istenen bir insanın tersine olarak vücu duna tuzsuı su verilmek suretivle öldürülmek istenen tuz gölü.» Tekel ekspertızlerının verdıkleri raporlara göre tuz goHınde bulunan tuz dünyanın en kahteli tuzu, ancak bu nıteliğini giderek yitırmekte. Her yü haziran sonlan ile temmuz başlanndan ıtıoaren tuzlar gölden çıkartılmaya ve stoklanmaya başlanırmış ve bu tuz çıkartma Işlemleri bir kaç yü öncesine kadar gölün 78 km. ıçlerine girilerek yapı'.ırmış. Ancak iki üç yıldan bu yar,a golün değıl yedi sekiz kilometre içlerine girmek 100 metre icıne bile girmek mesele olur hale gelmiş ve görevhleri kara kara düşündürmeye başlamıs ÇOK BAŞLI CANAVAR Gölün kurtanlması içm Konyada bazı kamu gorevlılerı harekete geçmişler bazı iyı niyetli girişimlerde bulunmuşlar ancak bunların gölü kurtarmak içın yaptıkları gırısımlerın ödülü surülmek olmuş. Şımdıye kadar gol ile şu kuruluşlar yakından ilgılenrmşler: Maden Tetkık ve Arama Enstitüsü, Devlet Su Işlerı Genel Mudurluğü, Turkiye Bilim hesaplamalara göre her halükarda göle yılda 70 milyon met re küp su basılacak ve gölün EU se\ayesı 13 cm. yükselecek, hesaplamalara göre bu su tuz sokum zamanı buharlaşabılecek ve tuz istıhsalme devam edılebilecek. Ancak yapılan bu hesap evde yapılan hesaba uymamış. Bu konuda da açıklamalarda buıunan \e kamu görevlisi olduğu içm ismınin açıklanmasını ıstemeyen bir görevli şoyle di>or: «Ilk öncelerl söylendiği gibi senede 70 milyon metre küp su göle hasıldı. Aradan zaman eectikçe bu verilen su miktarın da artmalar oldn ve bugün gün cle iki mihon metre küplük su giile basılıyor. Göldeki su seviyesi bazı verde 50 cm'yi btddu eğer bu su basmalar durdurnl madısı % köklü bir çözüm bııe lunmadıği takdirde bir kaç yıla kalmaz göl ölür ve artık bu çölden tuz verine kurbağa çıkartılır. Balik çıkartümaz diyorum çünki o da ayn bir sorun ejtr balık olsa bile a da venihnpz Konya'nın tüm fosseptik kanallan bu gelen kanala bağlı oldu ğu için kirlenmekte.» CIVA BLXUNDli Tuz golünde 1979 yılında Ankara Hıfzıssıhha Enstitüsü tara fından alınan su numunelerı Fransa'nın Nıce kenti belediye labararuvanna gonderilip tahlıl yaptırılıyor. Yapılan tahlıl sonucunda gol den alınan tuzlu su içerisinde ınsan sağlığını etkıleyecek mık tarda Cıva'ya rastlanıyor. Daha sonra ayni tahlıl Türkıye'de MTA Enstırusu tahlil labaratıı varlarında araştırılıyor ve burada aynı şekilde civaya rastla myor. SUÇ KIMDE Golun kırliliği ile ilgili olarak her kuruluşun bırbinni suçladığı bır ortam yaşanıyor Tuz golü cıvarında Tuz satıcılan Tekel'ı, Tekel DSI'yı derken bu uzantılar uzayıp gıdıyor. Bu arada Kanalın geçtiğı yer uzerinde bulunan bir fabr.kadan da bahsedüıyor ve cıvar köylüler sodyum sülfat üre ten bu fabrikanmda tanm arazıleri üzermde büyük etkilerı olduğunu, gölu kırlettiğira söy lüyorlar zaman zaman kanalın korkunç, dayamlmayacak kokular saçarak aktıgını belirtıyorlar. Ancak gaderek görüştugumüz Al Kim, Alkali Fabrikası yet kılilen fabrıkanm gblıi kirletmesınm soz konusu olmadığmı soyledıler, mümkun olmayışmı yerme gotürerek gösterdiler \e kanala kırli su vermedıklerını aksıne kanaldan su alarak kul landıklarını bunu da her zaman kanıtlayabıleceklerini beUrttıler. Sonuç olarak bır zamanlar yapılan iyı nıyetli bır girişün daha sonra mılli bır felaket ha l:ne gelerek içinden çıkılmaz durum yaratmış ve şımdı de mıllı ekonomiye teiafisi hiç bır zaman giderılmeyecek yaralar açmaya başlamıs, eğer zararın neresinden donülürse kârdır hesabıyla olaya yaklaşılmazsa Turkiye ileride tuz itlıal etmek zorımda kalabilir. [istanbul'dan ÇBkınca 1 Orhan Veli. «Ne var ki yolculukta Her sefer ağlatır beni..» dıyordu. Gurbete çıkma duyarlı ğmdan kaynaklandığı ıçın boyle yanık olmalıdır bu dızeler. Bilmez mıyız, bizım ınsanımız yüzyıllardır, gur bet ve sıla gerçeğinde gördu yaşamı. Geldiyse, sritme fgo 'urülme) korkusunu atama dı üzennden. Gittıyse (göturuldüyse) dönme umuduna tutunmaya çalışarak jaşadı. Dıyebiliriz ki, dededen toruna gırme ve gelme geleneği ozgur insan kavramına ters duşen ahşümış bır sür^ünlügün ifadesı oldu Anadoluda. Acı olan, bır savasın ınsana aykırı etkilennden kurtulamsdan ötekıne ^ürüklenmek değıldi yalmz. Toprağa, düzene baftlı sorunların kaçmtlmaz sonuçlarına Doyun eğerek ekmek kavgası uğrunda evi ocağı arkada bırakmak da vardı. Edremit'ın yeni otobüs bekleme kalkma yerinde düsunuyorum bunları. İki adım ötemde sekızon kişı dürülmüş yorganların üstüne bırakmıslar kendilennı. Kasketlerinin altına çekilmiş tam Orhan Kemal insanları. Konuşmadan cıgara ıçıyorlar. Yukarı, Çanakkale'ye doğru rnu gidecekler? Aşağı, Izmir'e doğru m u ' Kırsal kesımde mi çalışacaklar? Inşaatta mı 1 Sormayacagım. Beş yıl kadar önce tüm Ege'de belediye başkanı, kooperatifçi, sendikacı, yerel gazetelerın yazarlanndan, dernek ve oda başkanlanndan oluşan yuze yakm çafdaşımızla konuşarak üç temel konuda gerçekleri saptamaya çalışmıstım. Kırsal kesimde başat Urunlerın ve bu ürünlen yaratanlarm durumlan nedır? Endüstn kesiminde üretım, işçı, işveren ilişkilen, toplu sözleşme ve grevler hangı özellıkleri taşımaktadır 1 Ser.dikalar temelde hangı amaçları gerçekleştınneye yönelmıstır. Aydınlann örsrütleri han gi gereksinmelerin sonucudur? Bu kez sormayacagım. Yalnız elimden geldigınce, görerek bakmaya çalışmak istiyorum bu yolculukta. Do ğaya, kentlere, insanlara ilış kın izlenimleri biriktırmek istiyonıtn. Bir de çağnşımlara bırakmak istiyorum kendimı. Edremıt denince ne gelır aklmıza. Denızmden fışkıran buz gibi tatlı sulariyle Akçay mı 0 îda dağları mı? Zeytın mi? Birçok zeytın üreticisinın yıldan yıla artan girdılerle verilen taban fıyatlan arasında sıkışıp kalarak mandalm uretme yollannı aramalan mı? Sükran KURDAKUL ma olanagı bulamadan her vıl taban fıyatı bekler durur Uzmanlaıın «kullaudıkları sabit serma.ienin azlığı», «uretinı hacminin düşüklüğu* \e «i^letme bo>utlannnı ailr içindekı kullamlabiiir iijgucu ile sınırlı olma» avırıcı ru teiıklerıyle tanımladıkJarı ku çuk üref.cıler özelliile pa muk, zevtın, tütuıı g:bı fa^la ozen ve bakım ısteyen bu nedenle de yuksek girdı ge reksinımı duyulan uretım dallannda yıldan yıla yok sullaşarak toprağı bırakma.; zorunda kalnıaktadırlar. Zeytın üretımınde de tu çik uretıcı, pamuk, ozellıkıe tutunde de olduğu gibı. bü yuk olçüde alıc! rüocar gö rünümündekı tefecı sermaye nın etkı alanındauır Yılırı sıkıntılı avlaruıda alıvre (u rünun elde edilmesınaen on ce) satış vapma zorunda ka larak, dolaylı yoldan çok VUK sek faız vermevı kabul eden küçük üreticı »erçekte alın terını kapatan tuccarın arka sında neden firmaların bu lunduğunu ka\Tavamaz b:le Sonuçlan sdrür ve yakınT valnız. Son üretim vılı 125 l:ra olarak saptanmıs olan zevtinvağı fivatları. TARIS almakta gecikınce birincı hafta 105 lirava, ıkincı hafta 8590 lirava kadar perı lemiştır Ydrede üretıciler nzel sektörün onerdıŞi bu fiyatlarla bankaya ve rüccara olan borclarını bile ödevemez duruma d'iseceklprini ifade etmislerdı.r. (Cum huriyet. 5 aralık 1980) ÇAĞIMIZIN RİBAHUR'LARI Esladen. ama çok eskıden X\ r I. yüzyılların basmda vayımladığı fermanda Padisah I. Ahmet, «reava»yı ekonomik baskı altında tutan «ribahur» (faizci)lann amansız faizlerle halln haraca kes*ık lerini belirtır ve bu baskı sonucu «reava»nın zorunlu olarak uzerinde çalışttğı top raft bırakıp kaçtıŞmı vurpulavarak önlem alınmasını ister. Dbrt yüz yıl sonra çagımızm «ribahur»!an yeni yontemlerle küçük üretıcıyi yıldan yıla darbogaza sokarak bin aileden kaçmı İzmirnere Istanbul'lara olanak bulıır larsa ülke dısma goçe zor lamaktadır kimbilir. Evet bizim otobüs eeldı Benzin yeniden zam gormüştür ama otobüs kalkacaktır. Trak+örün de çalısması eerekir. Liramızın neredeyse ABD Dolanna esit olduğu, Amerikan yardımı görmedlğımız kendi kendimize yetme vıllannda îstanbul'dan vapurla gelinirdi bu kıvılara. Canakkale. Gökçeada. Bozcaada Küçükknyu, Akçay, Burhanive. Ayvalık, Dikili, Poca ve îzmir. YARIN : AYVALIKTA ZEYTİN AĞACLART II Sağlık Kurulu Haliç'teki 30 tersaneye ruhsat ı ver nıedi ISTANBLL (a.J.) îstanoul'un 19 ılçesmde 39 turdeki roplam 47 ^32 ruhsatsız ışyerın den 45 945'ı «Sağlık kurallarına uygun olaii.: çalıştıklarıniv ka nıtlamak amacıyla ruiısat ıçın oaşvuruda bulundu Bunlardan 59 ışverımn ıstemı. II Sağlık Müdur'.üğünce reddedıldı II sağlık kurulu Haliç'teki 30 tersaneye cıe ruhsat vermedı HÂLIÇTEKI TERS^NELER TLZLAY\ GİDECEK Ilk Sağlık Mudurluğü yettuıleıı. ruhsat almak '.çsn 39 tur ısyerı arasmda kometeıyon fab rıkalan. ekmek pıde lahmacun fırm ve unalathanelerı, çesitlı tur gıda maddesı yapımevlerı. kimya laboratuvarları, oto tamır ve bakım atelyeleri taşocaklan, deterjan fabrikaları. sucuk, saîam ve sosıs zarfı yapan bağırsak ımalathaneleri ve benzeri kunUuslar oldufuı.u açıkladılar. Alman bılgıye gore. II Sağlık Müdürluğü Halıç'te kurulu özel sektöre aıt 30 tersaneye ruhsat vsrmedı tersanelenn gerek ıç düzenleri. gerekse Haliç'i kırletmeleri açısmdan sağlığa aykırı olduklan belırlendı. Bu nedenle tersanelere duyuru ya nılarak. en kısa sürede Tuzla'ya taşınmalar: ıstendi. GOLDEKt ÇAMT.R Gölün altının balçık hatine geldijtfni ispat edecegini sovleven yore jençlerinden Kerim Candan el lerini suya sokarak avuçladığı balçığı çösterip, «çöl kanaldan gelen sııdan kurtanlmazsa i>le bu hale gelip bir daha kullanılmaz olacak» diyor. sel Teknık Araştırma Kurumu, Tekel Onel Müdürluğü, Çevre Musteşarlığı, her kuruluş ken dı açısmdan bır ınceleme yapmış ancak elde edılen bılgıler kendilerınde kalmış ve gol ıçm yapıcı hiç bır hareket hıç b:r kuruluştan gelmemiş. GÖL YUKSELÎYOR Devlet Su Işlen, Beyşehır taşkmlartnı onlemek içın kanallar açarken Tuz Golünün ıçın akıtılacak c~ lan su raiktannı da hesaplamış ve o zaman yapılan Mustafa Seyyıt Sütüven rn:1' Kuyucaklı Yusuf mu? Kaymakam Hamdı Bey mı? Sabahattin Alı, ikmcı bolümunden sonra Edremit'te geçen Kuyncaklı Yusuf adlı romanında II. Meşrutıyet yıl larını anla^ırken. kasaba esrafmın döndürdügu çıkar çarkını yansıtır. Bugün satış mağazalanna, lokantalara, otellere asılan vergi açıklayıcı «levba lara bakarken düşünmemek elde değü Yetmiş se:%sen yıl önce, siyasal iktıdara ağırhğını koyan kasaba eşrafırun ulaştı»ı gızılguç (potansıyel) bu mu? Yuz b:n.. Bılmedmız iki vüz. üç vüz bm ORHAN KEMAL ÎNSANLAR1 Benımkı gelmeden, Orhan Kemal'm ir.sanlan yorganlannı, çantalannı kavra\ap vu karıya, Çanakkale yöresine gıdecek otobüse vanasıyorlar. Gurbet kokusu ve ürkek bir telaş sanyor çevreyı. Kasketler vana, arkaya düsüvor. Cıgara durranlannın çızdilh resimler de£:şıvor. KlîÇÜK URETtCt DEYİNCE . Een bıhyorum kı. zeytin depolarımızdan b>; o'an Zeytinhk gıbı Edreaııt'in sa 7 bin kadar eski hükümlü is bekliyor ANKARA, (ANKA) Cezaevlerinden tahliye edılmiş 6884 esId hükümlünün Iş ve îşçi Bulma Kurumu'ndan iş bekledığı bıldırılai. Cezaevlennden çıktıktan sonra iş bulmakta güçlük çeken eski hukümlülerın ise yerleştirilmesi içın yenl önlemler alınacağı açıklandu Adalet Bakanı Cevdet Menteş, eski hükümlülerin işe yerleştırümesiyle ilgıli olarak ANKA aıansına yaptığı açıklamada, «cezalan infaz edilmiş bulunan hükümlülere iş temin edllerek cemiyete yeniden kazandınlmalan konusunda Bakanbğunızca ber türlü yasal imkânlar uygulanmaktadır» dedi. Cevdet Menteş, AdaJet Balsarüığına başvurarak iş isteminde bulunan eski hükümlülerin, dururrüarının Iş ve Îşçi Bulma Kurumu'na bıldirıldiğinı söyledı. Bakan Menteş, eski hükümlülerin kadro durumuna göre, cezaevlerindeki iş atölyelerine de yerleştirümekte olduğunu bildırdı. Meslek ve sanat sahıbi eski hükümlUlerin iş yeri açabilmeIenni sağlamak üzere, Turkiye Halk Bankası'ndan meslek kredisi alabilme imkanı bulundugunu da açıklayan Menteş, «bu yön de iştemde bulunanlara meslepini gösteren yazı ve hükümiülük belgesi Bakanlığımızca verilmektedir» dedi. Edremit yöresinde her bin aileden 400'ü zeytinlikte çalışıyor Evet. tüm Ege'de de Maliye Nazın Cavit Beyın «TerakM» reçetelerinden umutlanan, daha sonra Adnan Menderes'in dışa bağlı ekonomi politikasından sıçrama hayal lerıne kapılarak burjuvalaşmayı bekleyen kasaba eşrafının (bır anlamda orta tabakanm yukarı kesımınıni geldiği duzey gunümüzde bu levhalarda simgelenıyor iste.. Bir çay içimi zamanda, ben sormadan sövledıklerı ise peşin vergi uyeulamasıran gftırdiği sayılar.. Elli bin.. yılı yerleşme merltszîerinde ortalama bin aileden 350 400'ü belediye ve vak'flann sahip olduğu zeytinlikJerde ealısır. BeUd. orta ve büytik niteliktekı yüz ailenin dışında kalan çoğunluk da leytincıliğın çılesini omuzlarında duyan küçük üreticiîen tem s:l ederler. Bır yıl verimli, bir n l kısır olan zeytın agaçlannın bakımı için durmadan artan pirdiler karşısında şaşkma donen kiıçük köylülük geleneksel koşullanmalar içinde toplumsal durumunu algıla Tratik kazaiannda dün de 9 kişi öldü Hab«r Merkezı Guncellığını yıtırmeyen trafık kazalarında dün d© toplam 9 kışı oldu KONYA Konya Aksaray karayolunda Enver Faruk Tugan yonetımındeki plakasız traktorun aşırı hız nedenıyle devrılmesı sonucu, Atı Çağ ol da. Aynı yorede, Muharrem Ayının kullandığı 51 AN 779 plakalı traktorun altında kalan Fah.r Ozdıl hayatını yıtırdı. BİLECIK Bozuyuk Bılecık karayolunda, otomobıl motosıklet carpışması sonucu rıeydana gelen kazada, Mustafa Kececı oldu, uç kişi de yaralandı. Kullandığı 11 AL 190 plakalı traktorun devrılmesi sonucu da Ali Durdeneoğlu ezılerek oldu. BURSA Yonetımındeki 16 FU 796 plakalı ozel otomobıll 'le sanayı bolgesınde park ha lındeki kamyonun altına gıren Nazif Batur olay yerinde oldu. Karacabey'e bağlı Bakırköy'de, Faruk Yalm yönetımindeki 16 AS 212 plakaiı traktor romorkundan duşen Faruk Tahsin Gonen adındakl çocuk öldü. ERZURUM Mehmet Yıldırım yonetımındeki 25 AF 393 plakalı kamyonun frenlerınin patlaması sonucj, aracın altında kalan Behim Çelik Yıldınm adındakı cocuk ezilerek oldu. AYDIN Ismaıl Koyuncu. yonetımındeki 35 EF 444 plakalı özel otomobıl, Ali Kemal'e, Soke yakınlannda carparak olümüne neden oldu. Ankara İstanbul karayolunun (E5) İzmıt Derince yöresınde bır kamyonla tankerın carpışması sonucu Ikı taşıtın sürucüleri yaralandı. Devrllen tankerde buluncn fuel oıl'in yo \a yoyılması üzerine ulaşıma kapanan karcyolu 3 5 saat son ra ocıiabi'aı. PaİTİKA VEÖTESİ Mehmed Kemal Umut Ne Zaman Yiter? Kültür Bakanlığı, eski eser alımı için 60 milyon lira ayırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür Bakanlığı, eski eserlerin müzelerce satm almması için 60 mılvon lira ödenek ayırdı. Kültür Bakanhgı Genel Sekreterı Süreyya Ildenız, kaçak kazı vapanlar ile eski eser kaçıranlara a^ır cezalar öngöruldüğÜTiü anımsatarak. özetle şu göruşlere yer verdi«Yurt lçinde. güvenlik fcuvvetlerince vapılan sıkı denetim \e kontroller sonucu eski eser kaçakçılıçı vapanlar derhal vakalanmakta ve haklarında kanunl islemlere çecilmektedir. Avrıca, Bakanlığımız bütçesi içinde e<ski eser alımı için 60 milyon lira ödenek avnlmıştır. Vatandaslanmız tarafından satılmak üzere getirilen tüm eserler eerçek değerleri üzerinden müzelerimizre satm almmaktadır. EHerindeki eserleri resmi makamlar verine baska ellere kaptıranlar kanun önünde suçlu duruma düseceklerdir.» Dostum Alj Gevgılılı'nin tYükseiiş ve Düşüş» Odlı 1945'ıen 1973 yılına değin uzanan olayiarı icıne alan Iri kıyım kitabını okuyorum. Bizim de yaşadığımız olaylar bir sınema şeridi gıbi tane tane gozümun önünden gecıyor. Insan sağ olanda neler gorur, neler işıtir, neler yaşarmış! . B r buncağıı orrrümuz daha olursa kımbiiır neler goreceğız. neler ışıteceğız, neier yaşıyacağız... Eskıler, dıı oğretırlerksn, «Benim oğlum bina okur, döner döner gene okur...» derlermış... Oylesi... Halkçılar, ikınci Dünya Savaşı'rtdan sonra Ödunc ve Kıralama yasasından, Marshaıl yardımından yararlanırken ulkeyı kalkındıracaklarını sanıyorlardı. Atatürk'ün bağımsızlık ılkesınden ılkın sakal ela böyla veri'di. Demokratlonn başı 18 Ocak 1954 yılında istanbui'dan yola çıktı. iki gun ingıltere'de evleştıkten sonra Amerıka'ya uzandı. Amerıka'da tam ellı ıkı gun kaldı. Ekonomık lıberalızmın ve kapıtalıstleşmsnın ozlenen temelleri bu elli ıkı günds atıldı. Demokratların bası geziden donduğunde. «Kucuk Amerika olacağız...» dedi. Ekonomık açıdan bakıldığında hıç b r zaman tKücuk Amerika» olamadık ama, Amerıkan lokomotıfme bağlanan b r vagonluktan kurtuıamadık. O giin, bugün samanlıkta Pentagon duşlerı görDr dururuz. Kore'ye asker gonderdık, NATO'ya demirledık. CENTO'ya (Boğdat Paktına) bağlar.dık. NATO ıcın bir çey dıyeceğımız yok. hâlâ bağlıyız. Fakat CENTO tcln b r şey dedığımizde adımıı bolucuiüğe cıkardı, bereket CEN TO yıkıldı, artık böyle ad komazlar. Acaba bolucüler kimlermiş, bir hesabını soran çıkar mı? Bızım kuşağın mesleği baharı çok partıli doneme raslar. Çok parti dânemınde ıse yerden biter gıbi çıkan partıler sermayeleri «yoksulluk edebiyatı» üstune kurmuşlardı. Meydanlarda toplanan ve particilığın ne olduğunıı henuz kestıremeyen halka seslenırlerdi: «SLzi açiık ve yoksulluktan kurtaracağız!..» Hepsi ağızlarını actıklarında halkı, «Aclık ve voksuliuktan kurtaracaklarını» soylerdı de, halkı açlığa ve yoksulluğa kimlerin duşurdüğünu soylemezlerdi. Ortada şamar oğlanı gibl bır iktıdar partısı vardı, gelen ona vururdu, gıden ona... Köylüler durmaksızın yeni partıye oy verirlerdi, kentliler ise her secimde bir kalleşlık ederdı: bır ona, bır otekıne... Ali Gevgilili dostum rakamlorm dill, özgürlüklerin gulü ile b'r toplum yapısını Konuşturmaya çalışıyor. Umutludur, ben de umutluvunn. Zafen umudun gülü ne zaman solmuştur ki, her zemherıden sonra bir baharı beklemıs durmuşuzdur. Kitabını da b'r selamla bıtıriyor: «Selam olsun gerçek özgürlük alanlarına, gerçek özgurlük coğiarındo!.. Selam olsun acılon, birbiriyle butunleşerek toplumculukta !ek insan varlığı arasındaki köprüleri kuron yeryüzünün güzel yarıniarına!.. Ve selam olsun böyle b'y çağ içindekl canım Turkiye'mize!..» Selam olsun! Türkiye'de 52 yılda 197binkitap yayınlandı İSTANBUL, (THA) ilk der lemenın başladığı 1928 yılından 1980 yılı sonuna kadar Türkiye'de 196 b'n 753 kitap basıldığı saptandı. İstanbul Derleme Mudürluğünun yaptığı araştırmaya göre 1928'de başlayan derlemeler sonucu en az 1934 yılında 1530 kıtap basıldı, en fazla kıtap basımının ise 7479 adet ile 1973 yılında yapıldığı saptandı. Derleme Müdürlüğünden edınüen bılgılere gore, Türkiye'de 940 gazete 1079 dergl cıktığı ,bunların 421'ınin gün luk, 168'ınin haftalık, 55'inın onbeş günlük, 142'sınin oylık olarak yayınlandığı belırlendi. Ayrıca 1980 yılında Turklye'de 113 gazete, 130 derginin yeni yayma başladığı bıl Han restorandan sokaga çıkıyoruz. însanlarla hayvan lann ortaklasa kullandıkları sokağa. Sağa doğru birazcık >urudünüz mu Cemal üslu'nun işyeriyle karşılasırsınız. Yapı Kredi Bankası ile omuz omuzadır. Hem paralan, hem de kendıleri banka kom şuluğundan son derece mut ludurlar. Biz orada Mehmet'i yakalıyacağız. Mehmet bnem li bır kiçidır. Ya da olaylar onu önemli yapmıştır. Daha önceleri Bodrum kalesinde, müzede çalısmış, biraz da dıl oğTenmıstır. Turistleri karşılayıp onlara rehberlik etmekten zevk almaktadır. Dürüst bir insandır. Belleği güçlüdür. Arkeoloji, sanat tarihi, eski eser hastalan, profesorlerden oluşan kalabalık bir turist topluluğu Bodrum Müzesini gezmektedır. Mıizenın bır rehberi yofc tur ama. Mehmet bu işi, ken dıne sorulursa, başarıyla ya rüfmekted:r Mehmet bır mermer heykehn başma geidığinde, yaşını da söyler. «İki bin dört yülıktır.» der. Bılim adamlan saşkındır. Bu kadar kesin bir tarih sapfamasıyla ilk kez Bodrum MU zesınde karsılaşmıslardır. önce bırbirlenne bakarlar, sonra Mehmet'ın res:mlerini CskmFSe baslarlar. Bu tanhm ?erçek o'.up olrnadıfını sorariar. Mehmet kesin oldu ?unu sövler. Olav çok önem lidir. Müze Müdürü Haltık Fibe'den vardım îsterler. Elbf pelir onlan dinler. îki bin dört vılı onu da şaştana çe i'rmîstir. Adamlara re yar.ıt vp«rrŞini saşınr. Bn k°z Mehm°t'in bu tarih santamas.nı ne^priPn c:kard'Sım s • ırj. \îehmpfin yanıtı ^örk°mlidir. «Efendim ben bıı miiıeye eeldiçfmde üiz hn etprin iki Hn vıllık oldugunn «övlemistiniz. Dört vıldır ben l'irada calı«ıvorrTm. pder iki hîn dört vıl. Bunun ner»>sl rma dunım olduğu sribi arJa M T Mehmet'in saf!:&ı tebrrt ediMrkPn. kameralar is1er Çünkü Mehmet pibi öVPTUV. b'r tarih sarjtavıeısinı eormekten çok mutludurlar. Bodrum sokaklannın uçan belalılan vardır. Kargalar .. Bazan mikrofonlar onlan a Mendirek kargalarıyla uğraşmak hiç kolay değildir Mehmet'in tıtristlere bir heykelin yaşmı tam olarak 2004 olarak söylemesi önce şaşkınhğa yol açtı, ama işin gizi çabuk çöziildü... ysğh kaldırır, bazan olmadık patlama ve gürültüler. Bir de kargalann pıslıklen, eibı selen berbat eder. Heıe hemen sılınmezse, elbise gıttı demektır, rengıni değiştırır, lekelı bırakır. Bunu bızim Seiçuk'a sorduk. «Asitlidir rengini alır» dedi. Buna inanmak gerek, çünkü kargalar her uçtuğunda, ilk turu onun turistik tezgâhının üzermde atarlar, bu konuda yu !ann deneyıni geçırmiştır. Ama Bodrum'da iki cins kar ea vardır. Kanatsız karga.. Diyeceksıniz ki 'Kanatsız kar ga olur mu?. Olur efendim olur. Hem de bal gibi olur. Bu kargalar turizmin Bodrum'a gelisivle aynı yastadırlar. Tünev.şleri, duruşları, hareketleri ile tam b:r kargadırlar. Kale kargalarına karşm onlarm da adları vardır. Mendırek kargalan.. Mendireğin arkasmdan denize girilir. Suyu temiz ve derindir. Oraya gelenler culup atîamamn zevkıni vasarlar Turistler, yerliler, taşlar üzerinde sereseıue uzamrlar. Ya*!ı vücutlar püreşten kıs Bodrum Mektubu • Mustafa Yesılova meydanı savaş alanına dönmuştür. Yaralı kargalar ya şam savaşı vermektedır. A ma avcılar da çember ıçuıdedir. Komiser namaz vakü olduğunu düşünemermştir. Sılahlar patlavınca, savaş çık tığıru sanan cemaat, camiden dışan fırlamıştır. Silah sesine namazı bırakmanın ezikliğini sırtlananların öfkesi keskinleşmiştir. Kahve sefası yapanlarm kahkahalan, cemaata çımdik atmaktadır. Karakol boşalmış, polislerm eli tabancalara ulaşmıştır. Ama başkomiser konuşma ustasıdır ve cemaatin yüreginde kabaran öfkeyi çalabileeek vetenektedir. Nitekim çalmıştır da. KBrga avlama, öfke çalma savaşı verdiğinde de düşüvermistir yasamn tuz?fına. «Halkı hevecana vermek, meslcım verde silah atmak» hem de nedensız olaraJ:... Elbette ki karsanın ciçefe pi?lemesi bır neden değildir. Şimdi emekli olan o başkomıser. ne vakit bır karga sürüsü eörse: «Geçin aslanlanm. eeçin..» dive sövlenmektedir. metini alırken mendirek duvan üzerinde sıralanan mendirek kargalan da röntgencılığe başlarlar. Denizde yuzen ınsanı, kadınııı cıbıldağmı ılk kez gorenleri vardır. Issızler, plaj hırsızlan vardır. Dızdızcıs:yla, soğüşçüsüyle. mendirek kargalan önemlı bir yer tutmuşlardır. Karakolla cami arasındakı Eğaçlıkta, kargalar akşam se fası yaparlar. Bu sefaları so nunda, aşağıdaki çiçeklerin üzerine ede ede, onlan badanalı duv^ra döndürmüşlerdir. Kendı ellenyle diktıği suladıgı çiçeklenn bu duruma gelisinden sıtmalı bır öfkeye kapılan başkomiser heaıen yalnndaki, Mimar Kıral Nalbantoğlu'nun işyerine daldığı sibi kaptığı çiltevle virümüstür, karsaîar.n Ü2enne. Avcılık hastası olan Nalbantoğlu da ikınci bır çıfteyle koşuvermistir komisenn saflanna K:bns olavlannm gündemin önüne gec tiŞi anlar vasanmaktadır. 1ki avcı karsaîan a f eş cembenne almıslardır. tskele istanbul Haber Servisi tstanbul Emniyet Müdürluğü Denız Polisi Şube Müdürluğü, İstanbul Lıman Başkanlığı ve Kuzey Denız Saha Komutanhğı ekiplerince sürdürülmekte olan denetimler sonunda, çok sayıda kişinın amator deniz ehliyetı almak içın Lıman Başkanlığı'na başvurdukları bildırıldi. Amator denizci ehlıyeti almak isteyenlsrm giderek artan oranda baş\ıurmaları üzerine Liman BaskanUğı'nca ayda bır yapılan sınavlar 15 günde bir tertıp edil meye başlandı. Sıklaştırılan kontroller sonucu son 3 ayda toplam 400 bin lira para cezası kesildiği belirtiliyor. DENETİM ARTINCA DENİZ EHLİYETİ İÇİN BASVURULAR ÇOĞALD1 tstanbul Haber Senisi Bey koz'dakı taşocagı yolu uzerinde, parçalanmış bir erkek cese dı bulundu. istanbul Emniyet Müdurlü ğü yetkililerinden edinılen bilgı ye gore, önceki gün saat 19.30 sıraiarmda yapılan bir ihbar üzerır.e, kiremıtdere taşocagı yo lu üzermde, î0 metre aralıklı olarak parçalanmış bır erkek cesedi buîundu. Govdesı bır çu val ıçerisme konmuş cesedin diğer kısımlan îO metre uzak lıkta bulundu. Yetkililer bır ba cağının bjlunmadığ.m soyledik leri cesedm kafasımr. yanmış olduğunu ve olayla ilgili sorustırmanm surduğünü bildırdıler. Beykoz'da çuval içinde bir ceset bulundu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle