17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 Cumhuriyet 11 MART 1981 Universifelerarası Kurul Yüftsek Oğrenim yoso fuslnğı honrlodı Hazırlanan yasa taslağı, Bakanlık taslağı hakkındaki görüşlerle birlikte Milli Eğitim Bakanlığı'na sunuldu KURUL TEMSİLCİLERİ VE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞİNDA YASA ÇALIŞMALARINIYÜRÜTEN KOMİSYON İKİ GÜN SÜREN TOPLANTILAR YAPTI. Cumhuriyet Bürosu NKARA, Ûniversiteler arası Kurul'un bir Komisyon oluşturarak, Mılli Eğitım Bakonlığı tarafından hazırlanan Yüksek Öğretim Yasa Taslağı hakkında görüşlerini saptadığı ve bunun yanısıra bir Yuksek Öğretim Yasa Taslağı hozırlayarak Milli Eğitim Bakanlığı'na sunduğu öğrenildi. Üniversitelerarası Kurul temsil cileri ve Mılli Eğitim Bakanlığı'nda yasa calışmalarını yuruten komisyonun bakanlıkta ıkı gün süren toplantılar yaptığı ve bu toplantılar sonucunda, Milli Eğitim Bakanının Üntversıtelerarası Kurul'un göruşleri nı yazılı olarak vermesini istedığı belirtildi. A Mustafa EKMEKÇİ "YURT YAZISI,, olağm HUseyin, Singil'in Hüseyin, daha birkaç ark»daşlan, degirmenden dönerken Hasan dayımı vuımuslar. Hasan Dayım, değirmene glderken babam, çuvallann ata yüklennıesine yardun ediyormus. O sırada bir kadın gelip, Hasan dayımı arkadan kavrar gibi yapmış. Dajim genç, yiğit.. Tabancam olup olmadığma mı batayorsyn? demis, belinden tabancasmı çıkanp kansma vermiş: Al şunu.. Ben onlarla tabancasız da bâşa çıkanm! Hasan'a «Dayım» diyorum ya, o gerçekte babapun yeğenl.. Babam, şöyle diyor: Yetenim, tabancasız gltme değirmene. tki çakal senl yer! Benl kimse yiyemez dayı, sen korkma! Atın üstünde vuruyorlar Hasan dayımı. Silahı da yok, Olmadığmı da bijiyorlar. Bes kişi: Kjmıldams Hasan! diyorlar.. Sabahattin Ali, bizim yakm köylerde olan olaylann öykUlerini yazdı. Hasan dayunın olayını bilmiyordu besbelli.. Hasan dayımı bilmiyorum. öykilyü, sonradan dinledim. Vuranlar, onbeş yıl kaçtıktan sonra yakalanmışlar. Yakalantn&Iannâa, genç Cumhuriyet'üı ilçedeki Jandarma Komutanı Yüzbaşı Hulusi Bey, büyük çaba göstermlş. Hulusi Bey, şimdi Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şeli olan Hikmet Şimşek'in babası.. Evde, dayımı vuranlar içtn «katillen deniyordu. Kap güdülmüyordu ama, vuranların çocuklanyla, yakınlanyla konuşulmuyordu. Küs duruluyordu.. Dayımı vuranların tümü Uçenın cezaevindeydl. îlkokula gidiyordum. En sevdigim arkadaşım Haydar'dı. Haydar Singil.. Babası hapisteydi. Ders arasında birlikte oynuyor, birlikte ders çalışıyorduk. O, yakm olan köyden üçeye geliyordu okumak için. Ben de altı, yedi yıl önce, aynı köyde doğmuş, dört yaşma dek orada oturmuştuk. Bir gun: Haydi, bizim eve gidelim köye.. dedi. Anam da seni görmek ister.. Okuldan çıkınca, köye gittlk. Haydar'ın anası, beni görünce azıcık sarardı. Oğluna gizlice şöyle fısıldadıgmı duydum: Niye geürdin hay oğlum? Babası duyarsa, çok döver.. Akşam karanlığı olmuş, güzel bir sofra hazırlanmıştı. Yoğurt, pekmez, kuru fasulye, kaymalc da vardı galiba.. Sofraya oturmuştuk önce nal seslerini duyduk, Atlı gelip kapının önünde durdu. Haydar'ın anası dışan çıktı. Gelene şöyle diyordu: Ne olur, dövdürmeyin babasına. Bunlar çocuk, düşmanlığı ne bilsin? Dısan çakttm. Babamm yardımcısı Seyit AhmettL. Haydi bakalım, Kara Mustafa gidiyoruz! Abn terkisine aJdı. Yıldınm hızıyla sürüyordu. Kayalıklartla, atın nallanndan knnlcımlar çıkıyordu. Soluk alraıyordum.. Babam, Seyit Ahmet'e: Süratle al, gel. Kayahklarda düşer, kafası parçalanır diye düşünme. ölürse, davacı olmayacagım! demis.. Eve geldik. Daha babam gelmemiş. Anam, ne yapacağını şasırmış. Kardeşlerim, yiyeceğim dayagı düsünerek, biraz acımaklı bakıyorlar.. Komşulardan gelealer van Ne olmuş? Duşmanların evine gitmiş! Az sonra, anam: Bir sey ister misin? Canın birşey çekiyor mu açsmdır? diye sordu.. Kavun isüyonım.. dedim. tşkenceden önce, carum kftvun çekmişti.. Hemen yattun. Herkes oturuyor, benim başıma gelecekleri merak ediyordu. Başıma yorgam çektim. Bir şeycikler görmek istemiyordum. Babamm geldiğini, sesinden anladım. Bir ara, yorganın altmdan ayagımı kavradı. Çekemedim. Ayağıma bir sopa indi. Sopa kırılmıştı Babam: Yak şu lambayı! diye bağınyordu. Anam, petrol lambasını söndürmüş. Kulağıma: Kaç! diye seslenmişti. Karanukta kaçtun. Arkadan gelen komşular, babamı yatıştınyorlar Gel Allahaşkına amca, diyorlardı, bunlar çocukl Düsmanı ne bilsin? Haydar'm babası, cezaevinâe öldti. Ondan sonra, şasırtta bir şey oldu. Aileler konuşmaya başladüar. Biz HaydarTa yülarca arkadaşük ettik. Duşmanlık kalmadı, kimsenin arasında. Bu dostlukta, çocuk sevgisimn de ufacık bir payı var mı diye düşündüğüm olur... Gençlere seygiyle yakJaşmahyız, diye düşünürken, Tercüman'm bumundan estetik ameliyat yaptırmış bayan yazan, «Yaşar Miraç adU komünist bir vazann kitabına Dil Kurumu ödül vermiştir» diye yazıyor. Mahkemede olan bir olayı, yasalara aykuı olarak, usunca yorumluyor. Bir baska Tercüman yazan, Cumhuriyet'e «Babı Ali Pravdası» diyor. Toplumda yülar yılı ekilen duşmanlık tohumlan yetmedi, yenilerini ekmeye çalışıyorlar. Ayıp ediyorlar... Can Yücel'in Ud dizelü «Yurt Yaasj» başlıklı btr şöri yat. Şöyle der: «Ne yaman zor imiş yonca yolması / Bizim memlekette adam olması!» S Mıllî Eğitim Bakanlığı tara fından Yüksek Öğretım Yasa Taslağı hazırlanmaya txjşladı ğı süreden itıbaren. Unıversılelerarası Kurul ceşitlı calışma lar ve girişımlerde bulundu Ünıversıtelerarası Kurul'un yasa calışmaları konusundakı gı rişimiennı Üniversitelerarosı Kurul Başkanı Prof. Dr Nıhot Balkır, tum universıtelerın yö rreticı ve öğretim üyelerıne gön derdıği bir yazıyla acıkladı.. Üniversitelerarası Kurul'un tüm girişimlerınin kronolojık olarak anlatıldığı yazıya göre, universiteler, Milli Eğitim Ba kanlığı tarafından gönderilen fo rumları yanıtlayarok, ayrı ayrı görüşlerini bildirdiler. HZÎ Vakfı Amerika'da yaşayan Prof. Dr. Turan ttiriıı annesi ve babasmın anısına kuruldu. Vakfın adı bu kişilerin adlarının bjş harflerınOon oluşuyor. Fotoğrafta vakıf laboratuvaruıda psikolog Mahir Bozak tarafından bir hastaya test uvşulamrhen görillüyor. Gayrettepe'de Nöropsıkıyatri Merkezindekı deneylerde Türklerin smir llaçlarına ahskın olmayışları nedeniyle iyı bilgi verdıkleri HolİrtİlHî U t î l l l IIIUI KURUL GORUŞUNE GEREK YOK Milli Eğitim Bakanı Hasan Soğlam'ın 28 aralık'ta Burso'yı ziyareti sırasında Bursa Üniver sitesi Rektörü ve tüm Dekan ların katıldığı toplantıda konu tartışıldı. Toplantıda Millî Eğitim Bakanı <O güne değin dört yasa taslağı hazırlandığını, üniversitelerden gelen görüşlerin, dış ulkelerdeki ünlversitelerin kuruluş ve calışma özelliklerinin incelendiği, yerli ve yabancı kültür ataşelerinden fl kir alındığını ve universiteler öğ retim üyelerlnin katıldığı calışmalar sonucu taskığın son şeklin) aldığını, ocok oyının ilk haftasında Bakanlar Kuruluna sunulacağını ve Üniversitelerarası kurul'da görüş almaya ge rek kalmadtğıt bicimınde konuştu. Bakanla yapılan konuş mada. yasa taslağı colışmaları na katılan oğretım üyelerinın Bakanlığa kendi başvuruları ya da Bakanlığın davetiyle Üniversıtelerorosı Kurul'u temsil yetkisi taşımaksi2in görev aldıkiarı anlaşıldı. ABD'DE KULLANILACAK SİNİR İLAÇLARI ÖNCE TÜRKLER ÜZERİNDE DENENİYOR ayrettepe'de bulunan HZİ Vakfı Nöropsikiyatri MerKezi Psıkologu Mohir Bozak, sınır ılaçtarınm değışık memleketlerde değişik etkıier yaptığını ve omeğın sinır ilaclarını cok kullanan Amerikalılar ve Avrupalılar ıcin etkisiz kalan bazı ılocların. bu ılaclara aiışık olmayan Turkler uzerinde cok etkili olduğunu söylüyor Bu yüzden adı acıklonmayan. ancak piyasaya cıktığı zoman tüm sinir ilaclarını «demode» duruma düşürecek olon bir ılacın ılk denemeierının Türk' ler üzerinde yapıldığını acıklıyor. 6 Yalçın PEKŞEN giderıldıkten sonra sinır sıstemı ile ilgilı araştırmaiara girıüyor. Hastanenın butun gıdsrlerı Prot. Turhan Itıl tarafmdan karşılanıyor. Buna karşılık hastalara Turhan Itıl metodu denilen b>r sıstem uygulanarak ılaclann etkısı öıcüluyor. Ilaclara karşı hastaıonn veya hasto olmayanların gosterdıklerı tepkııer kaydedilerek bunlar ABD'ye gönderilıyor. ABD' de komputer analızınden geçen • buigular, yeni ılacın etkisi Konusunda soğlam bilgiler ortaya cıkarıyor. Turhan Itıl metodu ise kısaca şflyle acıklanıyor: Hastalara ceşltli dozlarda gercek ılaclar verılırKen, bunların yanısıra hıcblr nac etkisi olmayan ve «plocebo» adı verilen şektr, tuz kanşımı bir madde veriliyor. Fakat ne hasto. ne de Türkiye'dekı araştırmacılar, bu maddenin hangisi olduğunu bılmiyorlar. Bunun da nedenl, hastanın veya arastırıcının bu bılgı yü zünden ılacın etkisi konusunda psikolojık bir etki altında kalmaması. YASA TASLAĞI İSTENİYOR Üniversitelerarası Kurul'un 2930 aralık tarihlerinde yaptı ğı toplantıda Yüksek Öğretim Yasa Taslağı görüşüldu. Görüşme sonunda, dört sayılı tas lağın görüş bildirmek uzere Millî Eğitim Bakanından istenmesine ve «gerek duyulursa ko nunun sayın Başbakonla da görüşülmesine» karar verıldı.. Sorun 29 aralık'ta başbakan Bülent Ulusu ile Üniversitelera rası Kurul Başkanı, Ankara. is tanbul ve Boğazici Üniversiteleri Rektörlerı ve ıki profesörden oluşan kurul'un goreviendir diğl bir grup tarafından görüşüldü Gorüşmede, «Durum Başbokana anlatıldı ve sonun da basına sızdınlmamak kay dı İle tastak hakkında Üniversi telerarası Kurul'un gorüşunün alınmasında yarar görüldüğu rfade eden Başbakan, Milli Eğitim Bakanı ile bu konuda go rüşeceklerlni» bildirdı.. GÖRÜŞLER SUNULUYOR Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam, 5 ocak'ta Kuru) Başkanı Nihat Balkır'a başbakanın da onayıyla taslağı görüş bildirmek üzere unlvereitelerarası kurula vereceklerini bildir di. Bakan, kurul göruşünün 9 ocak günü öğleye kadar bildi rilmesini istedl. Bu gelişmeler uzerlne 0niversitelerarası kurul görüşlerini yazılı bir metin haline getirdi ve kurul başkanı ile bir komisyon tarafından Hasan Sağlam'a sunulmasını karar laştırdı. Karar uyarınca yazılı metin Bakana sunuldu ve «üç saat süren görüşmeler sonunda Ba kan, kurul metninio son parag rafında teklif edilen birlikte ça lışma ve yardımcı olma önerl sini kabul ederek, taslak üzerlnde yapılan çalışmalara katılmak iızere bir grup oluşturul rnasını istedi. Daha sonra Yüksek Öğretim ve Yasa Taslağı calışmalarını sürdüren komisyonun başkanı General Osman Feyzıoğlu ile yapılan görüşmeler sonunda Üniversitelerarası Kurulu temsi len dört kişilik bir grubun gö revlendirilmesi ve bu grubun 20 ocakta Bakanlıkta calışma lara katılmok üzere gelmelerı İ6tendl. Üniversıtelerorası Kurul Prof. Dr. Nıhat Balkır. Prof. Dr. Aykut Ebengi. Prof. Dr. Ad nan Güriz, Prof. Dr. Kemal Ka falı, Prof. Dr. Kemal Oğuzman, Prof. Dr. Hurşit Ertuğrul, Prof. Dr. Nedim Cahanoğlu, Prof. Dr. Turhan llgaz'ı görevlendirdi. Bakanlıkta iki gün süren toplantılar yapıldı.. HZİ Vakfı New York Tıp Koleılnin Bıyolojık Psikıyatri Bölümü Dlrektörü Prof. Dr. Turan Itil tarafından kurulmuş. Vakfın adı do profesorün annesı Hamide hanımla, babası Zekeriye Itil'ın adlarının baş harflerinın bıraraya gelmesınden oluşuyor. Vakıf oncelıkle NöroPsıkiyoırik «sinırsel ve ruhsal» hastalıklann teşhıs ve tedavileri için kurulmuş. Ancak merkeze başvuran bir kışinin, gercek . ten ruh ve akıl hastası mı. yoksa bedensel rahatsızlıklorı nedeniyle mi bazı ruhsal hastalık beiırtileri ortaya cıkarıp cıkarmadığmı anlamak ıcin daha sonra genişletilmiş. Şimdi tam teşekküllü bir hastane gibi calışmalar yapıyor. «Placebo» * ması gibi, sinlr llaclan da TOrklerl, Avrupa ve ABD'lilerden daha fazla etkiliyor. HZİ Merkezi'nde bulunan aletler Türkiye'de pek rastlanır cinsten değıl. Psıkolojj laboratuvarında insanların kişilığini bile ortaya cıkarmak mümkun. Ayrıca unutkanlık dereceleri de gelişmiş aletler sayesinde olcülebıliyor. Uzun süre Almanya ve ABD'de calışmış bulunan Psikoıog Mahir Bozak, Türklerin bir özelliğinden daha söz ediyor. Bu da ABD ve gelişmiş Avrupa ülkelerine göre daha kötü maddi koşullarda yaşayan Türklerin ruhsal ve sinirsel acıdan daha sağlıkiı oldukları. Bozak, bunu «Madal sorunlan olan kişilerin ruhsal sorunlarını ikinci plana attıkları» şeklinde yorumluyor. Yaşhlar İçin Özel Bir Durum Beden ve Ruh Dfğer akıl ve sinlr hastonelarinden farklı olarak burayg baçvuron hastaların önce bedensel mr rahatsızlıklorı olup olmadığı araştırılıyor. Bunlann olmadığı saptandıktan veya Psikolog Mahir Bozak, bu deneylerin Avrupa ve ABD'de de yapıldığını, ancak Türklerin slnlr llaçları konusunda özel bir durumu olduğunu söylüyor. Başta do bellrttiğlmiz gibi. Türklye'de Avrupa ve ABD'ye göre daha az ilac kullanılıyor. Bu yüzaen Türklerin Ilaclara karşı toleransları daha cabuk ve daha cok sorhoş ol HZİ Merkezi'nde yaşlılığın ortaya cıkardığı sinirsel değişmeıer de araştırılıyor ve tedavi edılıyor. Yaşlılorda ortaya çıkan unutkanlık. uykusuzluk, korku ve sıkıntı duygulanmn giderilmesi icin ilmi calışmolar yaoılıyor. Bütün bu işlemlerds hicbir kör amacı güdulmediği icin hastalardan piyasa koşullarının cok altında ucretler alınıyor. Araştırmaya katılan gönüllü kişilerden ise hic ücret alınmıyor. 1971 yılında kurulan ve 1975 yılından itibaren tam teşekküllü bir hastane gibi halkın hizmetınde bulunan merkezin bir tek sorunu vor: Fazla tanınmamak. Gayrettepe'de bulunan 3 katlı binayı komşuları arasındo dahi bilmeyenler cıkıyor. VERGILER VE 5ORUNLARINIZ Yanıtlayan: Maliye Bakanhğı Müşavir Hesap Uzmanı Uluer ARAL 16 SORU Toplantılardan sonra Bakan la yopılan göruşmede, Millî Eğitim Bakanı 16 sorulu bir me tln vererek. kurulun göruşleri nl bu çerçeve icerisinde bildirmelerini İstedl. Yazılı olorak görüş verılmesinin Istenmesi üzerine daha önce görevlendiri len komisyon üyelerinden ba zılan Boğazici Ünlversltesl Bil gisayar Merkezinde toplandılar. Bu toplantıda, genel olarak bir ön yazı ile taslak hakkında gö il rüşlor bakanlıkta yapılan görüşler doğrultusunda belirtüdlkten sonra bir yasa taslağı metnlnin de birlikte hazırlana rak Bakanlığa sunulması ka rarlaştırıldı. Bu konuda yapılan kurul calışmaları ile son dö nemde yapılan toplantılarda belirlenen görüşler doğrultusunda hazırlıklı bulunan komisyon bir taslak hazırladı va taslak ile diğer yazılar bakan Sağlom'a sunuldu.^ İŞYERİ KİRASfNIN BONO İLE ÖDENMESİ HALJNDE KİRA STOPAJI = SORU Son yoso değişlklikleri ile işyeri klrosından klrocılann yüzde 25 stopa| keserek Maliyeya yatıracaklannı verdiğiniz yanıtlardan öğrenmis bulunuyorum.. Sizd%n öğrenmek istediğim husus şudur, işyeri kirası bono ile ödeniyorsa, yine yüzde 25 vergi kesintisl yapmak gerekiyor mu?... ibreıhlm SÖZEN NAZİLLİ ARSA KARŞILIĞI ALINAN DAİRENİN SATIŞI S O R U «wı%v Sohltrt butunduğum arsa koTsılığında mötoahhitten aldığım uç dalreden ikisinl 1981 yılı ocak ayındo sattım. Kalan dolrade kendlm oturuyorutn. Emekliylm, mooşımdan başka gellrim yok. Dalre sotış(orı ticori Iş sayılarak yüzde 40 oranmda vergiye tabi olacak mı? Bana yardımcı olur musumız? BAKİ SONAR BAKIRKÖY Arsa karşılığında sahfp olunon doirelerln satışı Işl, Danıştayın bugüne kadarkl uyoulamasına göre, ticari nltelikte bir uğraş değildir. Bu nedenle kişlsel olarak bizim de katıldığımız bu görüş sonucu sattığınız ikl daire dolayısıyle kazancınızı ticari kazanc olarak beyan etmenizi gerektirmemektedir. Ancak, 1.1.1981'de yürurlüğo giren Gelir Vergisl Yasası'nın mükerrer 80. maddesinin birinci bendine göre. (eskl yasada Md. 81 Bent: Tln. değişik şeklidir.) İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak İktisap edilenler dahil) binaların İktisap tarihinden başlayarak dört yıl lcinde elden cıkanlmasından doğan kazanclar. tDeğer Artışı Kazancı» olarak vergi kapsammdadır. Bu kazancların 125 bin lirası vergi dışı olup, blnalann elden çıkarılmosmda bu boğışrklık her tam yıl icin ayn ayrı uygulanacaktır. Dolayısıyla, durumunuzun yukarda acıkladığımız madde kapsamına uyması halinde, İkl daire satışından elde ettiğıniz kozancınız «Değer Artışı Kazancıı olarak vergi kapsammdadır. Kişisel görüşümüze göre, dört yıflık sürenin hesabındo iktisap tarihi, Inşaatın tamamianıp, yapı kullanma izninln alındığı tarlhtir. Safi kazancı nasıl hesoplayacağınız konusuna gelince; dairelerin satışı karşılığında aldığınız para ile (para dışmda başko menfaat sağlodrysanız o do dohil) dairelerin iktisap bedeli arasındaki olumlu fark safi değer artışını oluşturur Binanın İktisap bedeli Emlak Alım Vergisi'ne esas olon değeıie İktisap Icin yapılan her tutiu giderlerle, ÖDENEN aynı vergi. resim ve harcların toplamıdır. «Değer Artışı Kazancı»nızı 1982 yılı mart ayında beyan etmenlz gerekmektedlr. = YANIT Ülkemizde özellikle Işyerl klra ödem«lerinin nakit yanında, ticaret erbabı arasında nakit gibi el değiştiren bono (ya da müşteri senedi) ile yapıldığı bilinen bir gercektir. Yeni yasa değişikllğl ile 1.1.1981'den itibaren naköen ya da hesaben yapılan işyeri kıra ödemeleri, yüzde 25 oranmda vergi kesintisine tabi olduğundan konu bu yönüyle güncelük kazanmaktadır. Daha önceleri sinerrta sanatcıları. rejisör ve benzeri kişiler arasında geniş bir uygulama alanı bulan bono ile ödeme sistemi yapılan başvurular üzerine Danıştay'ca incelenmiştir. Film işverenleri ile Vergi idaresi arosmda ckan uyuşmazlık, bono lle ödemenin nakit ödeme sayılarak serbest meslek stopaima tabi tutulup tutulmamasındao kaynaklan mıştı. Bu konuda Danıştqy'm verdiği kararlarda, bononun da bir nakdi ödeme aracı olarak kabulü gerekeceği gözlenmektedir. Aksine bir görüşun kabulü holinde, bo nonun hakeden tarafından ciro edilmesi durumunda, ödemeyi saptayarak vergilendirme yapmak olanaksız haİ8 gelecektir. Bu hususu gözönünde bulunduran Danıştay bir kararmda: tTicart hayatta nakdi ödeme yanında nakit gibi tedavül eden bono, çek, police gibi senetlerte ödeme yapılmaktadır. Bu bakımdan ödemenin bilfiil yapılmosı şart olmayıp, bono ile yapılan ödemelerin de ödemenin kapsamına dahil bulunduğunu kabul etmek gereKmek tedir. Öte yandan, bononun ciro suretiyle tedavül kabill yeti bulunduğuna, vadenln bitiminde ücuncü şahıslann eline geçmesi de mumkün olduğuna göre, bono verlldlği zaman tevkrfat yapılmaması hallnde bu ödemelerln takibinln ve vergilendirilmesinln mümkun olamayacağı aCiktır..» denilmektedir.. Bu karanyla Danıştay. bononun bir ödeme aracı olduğu görüşundedir. Bu görüşe katılmamak olanaksızdır.. Bono konusunda ileri sürülen, bononun ödenmeme8l halinde başlangıcta yapılan vergilemenin dayanağının kalmayacağı bicimindeki Itiraz bizce önemli değildir. Önemli olan hazine alacağının sürüncemede bırakılmasıdır. Vergi Usul Yosası'ndaki düzeitme hükümlerine göre, önceden alınan verginin Vergi İdaresi'nce ilgiliye red ve iodesl mümkündür. Bu acıklamaların ışığı altında, ömeğin 1931 şubat "V işyeri kirasının bono ile ödenmesl durumunda, kiradan yapılacak yüzde 25 vergi kesintisinin 1981 mort ayı 20 gunü akşamına kadar Muhtasar Beyanname ile beyanı va ödenmesi gerekeceği görüşundeyiz 1931 ELÜ YIL ÖNCE Üniversite giriş sınavında bu kez yıldırıcı sorular sorulmayacak ıt Cumhuriyet ŞEYH SAİT'İN OĞLU 12 SENEYE MAHKÛM OLDU ANKARA 10 (Telefonla) Ağır Ceza Mahkemesi bugün saat dörtte toplanarak Şeyh Sait'in oğlu Selahattin üe arkadaşlan haktanda hüküm vermlçtir. Bu hükme göre Selahattin Ceza Kanununun 171. maddesine göre 12 yıl hapse mahkum olmuştur. NKARA Üniversitelerarası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başka nı Prof. Dr. Altan Günatp «bu yıl uygulayacoğımız yeni sınov sistemlnde gecen yıilarda o!du ğu gibi yıldıncı sorutar sorulmayacaktır» dedl. A MEŞHUR İNGİLİZ CASUSU LAVVRENS ÖLDÜ Bir çok siyasi fesat ve Juyımlann teşvikçisi, bilbassa Birinci Cihan Harbinde bütün Araplan Türkiye aleyhine isyan ettiren tngiliz casusu Miralay Lawrens'in vefat ettlği Alman gazetelerl aracılığıyla bütün dünyaya duyurulmuştur. Bu esrarengiz adamm ölümü de hayatı gibi esrarenglz olmuştur. Lawrens bir uçak kazasmda ölmüştür. Günalp, THA muhabirlne yap tığı açıklamada adaylardan mörkeze gelen mektuplarda «sınav sorulannm nasıl olacağr ve klaslk modern ayınmı yapılıp yapılmayocağı» blcimindeki sorulann cokluğunun dikkaorulann cokluğunun dıkka ti cektiğini kaydederek, «kendl lerinl yıldırıcı değişik hiç Wr şeyln olmadığmı göreceklerdlr. Bu soruların cevabını biz ÜSS kitapçığında yeterinc» verdik» bicimınde konuştu. ÜSYM Başkanı Günalp sınav süresinin 210 dakıkadan 150 dakikaya indirildiğini de söyledi. Günalp soru kıtapcıklarının basımına ise 2627 mart tarih!eri arasında başlanacağını bildirerek soru sayısmın 150 200 arasında olacağına dikkati cektl. (THA) cektl. (i İZMİR'DE DÜN GECE ŞİDDETLİ BİR ZELZELE OLDU ÎZMtR 10 (a^.) DUn gecc sabaha karşı tzmirde çok şiddeüi bir zelzele vuku bulmuştur. Evlertn saUandığı, zelzele sırasmda bilttin trmir halla sokaklara fniamıstır. llk şiddeüi sarantıdan sonra küçtik sarsmtılar de vam etmiştir. Panik haUndeM halk geceyi sokaklarda geçiımistir. Türkiye'de çok sayıda kâdın tüp bebek salıibi olmak istiyor NKARA Türkiye'de cok soytda kadının «tüp bebek» sah bi olmak içln has tanelere başvurdukları blldlriliyor. ANKA muhablrlnln Hacettepe Onlversitesi Kadın Doğum Bölümü yetkililerinden aldığı bilgl ye göre. «tüp bebek» için yapı lan başvurular «parasal yeter A sizlikler» nedeniyle geri cevrillyor. Doktorlar. «tup bebek» teknlğlnin Türkiye'de «koloylıkla» uy gulanablleceğini belirtiyorlar. Ancak. zaman alıcı ve masraf1ı bir teknik olması nedeniyle «tüp bebek» uygulamasına gecilemediğlni ifade ediyorlar. GÖNDERİLEN MEKTUPLARIN ACIK ADP.FSU OLMASI İSİM VE SOYADı DA ICERMESI GEREKMEKTEDIR VERİLEN VANITLAR UZMANLARIN KİŞİSEl GÖRÜŞLERİNİ VE VORUMLARINI YANSITMAKTA. BAKANLIĞI 8AĞLAMAMAKTADIR.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle