17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EKİM 1981 *•*• Cumhuriyet 7 K |SAKISA Avrupa (Baştarafı 1. Sayfada) sine (yani değer yitirmesine) karar verdiler. Böylec e mart 1979'da işlemeye başlamasından bu yana Avrupa Para Sistemi (APS) dördüncü kez ayar lanmış oldu. APS'ne dahil diğer AET ülkeleri olan Belçika, Lüksemburg, İrlanda ve Danimarka'nın paraları böylece Alman markı ve Hollanda florinine karşı yüzde 5 oranında değer yitirirken Fransız frangıyla İtalyan liretine karşı yüzde 3 değer kazanmış oldu. AET üyesi olan İngiltere ve Yunanistan'ın paraları ise APS'ye dahil bulunmuyor. APS içindeki son ayarlama kararı Fransız frangı ve İtalyan Mretinin Alman markı ve Hollanda florini karşısında sıs tem limitlerini aşan ölcülerde değer yitirme belirtisi gösterdikleri için ve öncelikle Fransa'nın isteğiyle alındı. Bu devalüasyon sonrasında Fransız hükümetj faiz oranlarını düşürerek ülkede ekonomik hayatı canlandırabileceğini ve işsiz lik sorununa çözüm bulabileceğini umuyor. Fransa'nın yanısıra devalüasyona razı olan İtalya ise para değerindeki bu ayarlamanın ülkede enflasyonu azdırmasından kaygı duyu yor. Paraları değerlenen ülkelerden F. Almanya'nın Maliye Ba kanı Hans Matthoefer kararın ülkesinin ekonomik durumunu olumlu yönde etkileyeceğini ileri sürdü. Kararın Alman dış satımını çok olumsuz etkilemeyeceğini belirten Matthoefer buna karşılık ülkede enflasyonu denetim altına almanın kolaylaşacağını belirtti. BORSALARDA NE OLDU? AET Maliye Bakanlarınm pa zar günü açıklanan kararından sonra pazartesi günü dün ya borsalarında ABD dolarının Alman markıyla Fransız frankına karşı değer kazandığı, Hollanda floriniyle AET üyesi olmayan İsviçre'nin frangı kar şısında ise değer yitirdiği görüldü. ABD doları pazartesi gü nü 5,54 Fransız frangı, 2,2525 Alman markı, 2,5325 Hollanda florini ve 1,9085 İsvicre frangından Işlem gördü. Doların İtalyan lireti karşısındakl değeri de 1180 lirete yükseldi. LİRAYI NASIL ETKİLER? Bu gelişmeler sonucunda 1 Mayısta 45 lira iken eylül ayı içinde 53 liraya kadar yükselen Alman markının Türk lirası döviz alış kurunun yükselmey e devam etmesi olası görünüyor. Türkiye'nin en önemII ticaret ortaklarından ve dö viz kaynaklarından olan Alman markmin değerindeki gelişme ler bizi yakından ilgilendiriyor. Markın özellikle dolara karşı değer kazanması işçj dövizlerinin alış gücü açısjndan olum lu etki yaparken fthal ettiğlmiz malların pahalılaşması açısından olumsuz etki yapabillyor. Boşanmalar kolay lasmıyor (Baştarafı 1. Sayfada) soyadını aldı, kocası öldü. evfendi. O «Gül» soyadını kullanamayacak. İki kocayı birleştir medik bir arada. O, kızlık soyadını kullanabilecek. İşin ince yanı bu. BOŞANMA KONUSU Geldik boşanmaya: Boşanmada taraflar razı olurlarsa, orada böyle bir ilkeyi güttük, vatandaşlar kirli çamaşırların mahkeme önüne serilmesini za man zaman istemeyebilirler, bu nun da tek çaresi nedlr? İki ta raf gidip de yargıca «Biz ayrıl dık, artık boşanmak Istiyoruz» dediği zaman, yargıç «Boşanmak istiyorsunuz ama, bu bir kamu düzenidir, aileyl koruma Anayasada devlete verllmiştir. 35'incl maddeye göre, allenin korunması devlete verllmiştir, devletin koruma görevi İle yü kümlü olduğu bir müesseseyl siz yıkmak İstiyorsunuz, bunun nedenlnl ben bilmeilylm, Inanırsam bu boşanma kararını vermellylm» diyor. Bizim sistemimlz bu. Şimdi yargıc bundan delil Isteyecek. Vermek istemiyorlar. Tarafların da artık bir arada kalmaları mümkün değil. Bizim bugünkü sistemde ille bir delil gelecek, yargıç buna inanacak. Yeni bir şey getlrdik dedik kl: «Eğer iki taraf yargıç Önü ne glder, blz artık bu allenin çöktüğüne Inandık, geçlnemlyoruz, blnaenaleyh blzl boşa» derlerse yargıç, delil istemeye cek. Yargıç boşayacak ama. bu öyle sanıldığı kadar kolay bir müessese değildir, tehditle de gidebilir kadın, para verile rek gkjebilir, çeşitli nedenlerle özgur Irade dışında gidebilir, onun İçin yargıç, havayı kontrol edecek, yargıçlık sanatını gösterecek. KISIRLIK BOŞANMA NEDENİ OLMAYACAK Yine medeni kanunda bir şey daha getirdik, «Kısırlık» halen boşanma nedeni değildir. Yeni tasarıda biz bu kısırlık konusunu ele aldık. Kısırlık boşanma nedeni olsun dedik. Ama, sonunda ylne kısırlığı boşanma nedeni yapmadık. Tartıştık, bu bekleniyordu, ayrıoa Isteniyordu, sonucta, kısırlığın boşanma nedeni olmaması görüşünü benimsedik. Dedik kl. eğer bir kimse, kl evlllikte asıl olan tabil çocuğun olma8i, eğer eşler başlangıçta çoouğumuz olmazsa biz bu yuvayı devam ettirmeyelim, diye bir düşünoe taşıyorlarsa, bugün bu tıbben mümkün, evlenmeden önce git sinler, muayenelerini yaptırsın ,1ar, herşeylerini tamamlasınlar. sonro evlensinler. Bunun oyıp tarafı yok. Eğer. evlilikte aalolan neslin devamıdır. Bunu kabul ediyoruz. Ancak açık olmalıdırlar birbirlerine karşı. ıCocuğumuz olmazsa blz " bunu sürdürecek miyiz, sürdürmeyecek mîylz?», «çocu ğumuz olmazsa evlilik bağınj sürdürmeyeceğim» diye düşünüyorsa taraflardan biri, bunu karşı taraftan gizlememeli. Bu nu başlangıçta söylemeli. O halde ne yapsın? Tıbben önceden saptanması kolay bir konu yarken, bunu ihmal edip sonradan yargıcın önüne gelmeleri, «efendim çocuğumuz olmadı, bizi boşayın» demelsri, uygun değildir. Onun için bunu bir boşanma nedeni kabul etmedik ve eski hükmü olduğu gibi bıraktık. AKIL HASTALIKLARI Akıl hastalıkları vardır, üç yıl sürerse bunları boşuyorduk, üç yıl akıl hastasıyla birlikte yaşamaya zorlamak güç. Süre uzadığı zaman eşlerden birisi, çirkin davranışlara giriyor. Çeşitli sakıncaları oluyor. Biz, üç yıiı bir yıla indirdik. ÖBÜR BOŞANMA NEDENLERİ Boşanma nedenlerini olduğu gibi bıraktık. Güçlük bundan gelmiyordu, güçlük «geçimsizlik»ten geliyordu. Bir taraf, «ben geçiniyorum» diyor ise, öbür tarafın geçinemediğinl ispat etmesi şart. Yoksa, gide gide bir tarâfın arzüsuna uyarak boşanmaya gideriz ki, şer'i hükümleri geri getirmiş oluruz. Eskiden neden göstermeden koca «ben boşadım» diyordu, olup bitiyordu. Şimdi eğar biz bunu çok kolaylaştırırsak, yani kadın çıkacak mahkeme önüne gelecek yargıca «efendim, biz bununla geçinemiyoruz, bizi boşa» diyecek, neden? «neden ne gerek var, ben geçinemiyorum.» ya da erkek, aynısını söyleyecek, olmaz böyle, boşanmaların kolaylaşması şu: Rızaî boşanma eskiden yapılmıyordu, bunu ge tirdik. Şimdi, bazı gaıetelerde «boşanma kolaylaştı» deniyor. Böyle bir şey getirmedik. Bizim getirdiğimiz kolaylık. rıza ile boşanma. REİSLİK GİTTİ AMA... «Aile'nin reisl koca» sorunu vardı, onu yani 152'nci maddeyi kaldırdık. «Reislik olma sın» dedik, «birlikte yönetslnler» eskiden 152'nci madde şöyleydi: «Evin reisi kocadır. Cocuk larının ve karısının münasip şekilde iaşesi, Infakı kocaya aittir» deniyordu. Şimdi biz o maddeyi tek bir cümle haline getirdik. Şöyle oldu: «Eşler, aiie birliğlnin mutlu luğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetlmine bsraberce öze n gösterme yükümlülüğü al tına girerler. Eşler blrbirlne sa dık kalmak ve yardımcı olmak zorundadtrlar.» Eskiden ailenin reisi kocadır, diyorduk ve arkasından he men ekliyorduk, «Koca, eşini ve çocuklarını geçindirmekle yükümlüdür» aslında bu hüküm erkeklerin yararına oldu. Erkekler farkında değiller. Eskiden erkek, karısına mutlak olarak nafaka verirdi, kadın gelirinı eve tahsis etmeye mec bur değildi. Ancak yargıç, «Sen eve yardım edeceksln» diye hüküm verirse, verirdi. Şimdi öyle değil, şimdi gellrlni o oran içinde aileye tahsis et mek zorunda Yürürlükteki uygulamaya göre, nafakayı erkek veriyordu. Gerekirse kadın da kudreti ölcüsünde «nafaka» verecek. ARA VERDİ Medeni Kanun Komlsyonu, çalışmalarma on gün kadar ara vprdi. 16 Ekimde yeniden çahşmalarına başlayacak. GÖZLEM (Baştarafı 1. sayfada) dosyalara kısaca göz gezdireceğiz.. Elimizdeki ilk dosyayı, TCDD Yüksek Disipün Kurulu'nun 24.7.1981 gün ve 72 sayılı kararındarı şu olıntıyı alarak özetleyelim: Avukat Bekir Kalaycı gazinonun tahliyeslno 26.2.198*1 tarihinde görevlendirilmesine rağmen 22.4.198i tarihinde gazinonun işleticisi Sami Gülender'den borçiu , olduğunu ve sıkışık durumda bulunduğunu bildirerek 200.000. lira istemiştir. Sami Gülender, bu miktarda parası olmadığını bildirerek 100.000. lira verebileceği ni söylemiş ve komşusu Istanbul kasabı Nursu Cebeci oğlu'nun dükkânına 100.000. liralık çeki Bekir Kaiay cı adına düzenleyip vermiştir. Çekin verilmesi sırasında karşılığında herhangi bir bono tanzim ediimemiştir. Avukat Bekir Kalayeı, çekin üzerinde 100.000. lira rakamı ve yazısı üzerine tahrifat yaparak, aynı gün İş Bankası Cebeci şubesinden 200.000. lirayı çekmiştir.. Yanı, özetle DDY avukatı, mülkiyeti TCDD üzerine kayıtlı Gazi Gar Gazinosu İşletmecisinden kira mukavelesinin feshini istemeye ve tahliye davası açmaya gö revlendirilmiş İken, işletmeciden 100.000. TL istemiş, bu para karşılığı çek almış, bu çek üzerinde de değişik lik yaparak 200.000. TL.'yı çekmiştir.. Olayın kendisi ile pek o kadar ilgili değiliz. Buna benzer olaylara sıksık rastlandığından, bu gibi olayları, köşemize almaya da gerek görmeyiz. Bizim üzerinde durduğumuz sorun bu değildir. «Ya nedir?...» diyeceksıniz.. Şudur: Disipün Kurulunun anılan kararında (sayfa 4, parag raf 2, satır, 4) avukata «teşekkül ile ilişiğinln kesflmes!» cezası verilnıiş ve ayrıca «durumun baroya duyurulması» kararlaştırılmıştır. Avukatın suçu yetkililerce savcılığa ve de avukatın kayıtlı bulunduğu baroya bildirilmiş midir?... Durumun baro'ya duyurulmadığını kesin olarak biliyoruz.. Önce durumun baroya yarisıtılmasına karar verildiği, bunun karara yazıldığı, ancak, nedense sonradan avukatın kurumla ilişklsinin kesilmesi ile yetinildiğini ve «durumun baroya bildirilmesi» bölümunün karardan çıkartıldığını da aynı kesinlikle biliyoruz, Böylece alınmış bir karar, sonradan değiştirilmiş ve avukat hakkında baro'nun kovuşturma yapma olana ğı ortadan kaldırılmıştır. Buna benzer bir örneğimiz daha var: özetleyelim: 2.7.1981 gün ve 61 sayılı TCDD Yüksek Disiplin Kurulu kararının 3. sayfasından bir paragrafı olduğu gibi aktarıyoruz: 26.1.1981 tarihlndeki gaybubeti nedeniyle kendisine açılan ifadeye cevap vermediği için görevden uzaklaştırılan ebe Sevim Ciğer'den, memuriyetine iadeyl temin vaadiyle 5.000 lirayı isteyip aldığı, Sivas Sıkıyönetim ve Emniyet 2. Şube ilgililerince tanzim edilen suçüstü yakalama zabtı ve kendi beyanı ile anlaşıldığın dan ve bu nedenle Sivas 1 Ağır Ceza Mahkemesinin 3.6. 1981 tarih ve esas: 198156, karar no. 1981/66 sayılı ka rarlarıylo 10 ay hapisle mahkumiyetine. 1660 lira para cezası ile cezalandırılmasına ve 2 ay 15 gün süreyle memuriyetten mahrumiyetine karar verildiğinden eylemıne uyan TCDD Personel Yönetmeliğinin 115/3 ve 115/11 maddeleri uyarınca «teşekkül ile llişlğinin kesilmesi» cezası ile.. TCDD Sivas Hastanesi Başhekimi Ismet Ayan hakkındaki bu karar alındıktan sonra, aynı karar ve sayılı bir başka karar yazılarak söz konusu başhekimin kurumdan ilişkisinin kesilmesi yerine «bir ay geçici olarak görevden çıkanlması» kararı verildiğinl de kesin olarak biliyorui Bu değişikliklerin nedenini bulmak TCDD yetkililerl için hlç de güç değildir. Yapılacak kısa bir soruşturma bu olayları gün ışığına çıkartmaya yetecektir.. Korkarız yetkililer, bunları araştırmak yerine, bizlerin bu belgeleri nerelerden bulduğumuzu araştırmaya çalışacoklardır. Bunları nerelerden bulduğumuzu bilse lerdi. dudakları uçuklardı. İyisi ml bunu bir yana bırakıp, devlet bürotfrasisl İçin oldukça «vahim» olan aynı tarih, aynı gün ve aynı konulu değişik kararlarm doyurucu açıklamalarını yapmaya çalışsınlar: . Nedir bunların anlamı?... Evet yanıt bekllyoruz, nedir?... • TURlZM ve Tanıtma Bakanı tlhan Evliyaoğlu turizm işblrllğl konusunda görüşmelerde bulunmak üzere bugün Romanya'ya gidecek. # ANAYASA Mahkemesi üyeliğine seçilen Hasan Semih özmert ile Mahmut Celalettin Cuhiruk yann Anayasa Mahkemesinde and içecekler. . # YÜKSEK Sağlık Şura'sının 16 ekim cuma gütıü olağanüsttt toplanacağı açıklandı. # GÜVENLİK kuvvetlerinin bir ihbar üzerine Bakırköy Osmaniye mahallesi maden semtinde boş bir arsada yaptıklan aramada 5 tabanca, 586 mermi, şarjör, 10 aydınlatma fişeği, boş kovanlar ve bazı silah parçaları ele geçirildi. • HARBE hazırlık uçuş eğitimini başanyla bitiren 1979B devresi eğitim pilotlarma diplomaları Konya'da düzenlenen tö. renle verildi. # ANKARA'da dün başlayan cezaevleri infaz personelinin fonksiyon ve görevleriyle bu personelin mesleki formasyonu konulu seminerde konuşan Adalet Bakanı Cevdet Menteş, infaz kurumlan bakımından istenilen niteliğe ulaştığımız söylenemez dedi. Seminer Avrupa Konseyi ve Adalet Bakanhğının işbirliğiyle düzenlendl • DENİZCİLİK Bankası Oeniz Nakliyatı T. A. Ş. adına inşa edilen 18.000 DVVT'luk M/S Bolu Dökme Yük getnisl, dün Camialtı Tersanesinde yapılan bir törenle denize indirildi. # ÎSTANBUL Belediye Konservatuvan ile ODTÜ'de yeni öğrenim yılına dün başlandı. ORTAK PAZAR (Baştarafı 1. Sayfada) n n ne zaman yapılacağı henüz bilinmiyor. Ancak tartışmanın en erken iki aydan önce yapılamayacağı kanısı geçerli. Kesin tarih için önce siyasi komitenin 20 ekimde yapacağı toplantı bekleniyor. Kasım ayı, AET'nin 1982 bütçesi üzerindeki tartışmalarla geçeceğinden Türkiye oturumu en erken aralık eyında gerçekleşebilecek. (5) Genel Kurulda yapflacak görüşmelerde tartışma zeminini Siyasi Komitenin hazırlayacağı karar tasarısı oluşturacak. Ancak Komiteden ne yönde bir tasarı çıkacağı nenuz bilinmiyor. EVREN'İN 29 EKÎM KONUŞMASI (3) Türkiye oturumu büyük bir olasılıkla aralık ayına kalırken, Avrupa Parlamentosu Türkiye'deki gelişmeleri de yakından izleyecek. Kurucu Meclisin fiilen çahşmalarına başlaması ve Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren'in 29 ekimde yapacağı konuşma bu çevrelerde merakla bskleniyor. Bu bekleyiş sürerken, komisyon ve sağ kesimdeki gruplar havayı olumsuz yönde etkileyecek berhangi bir davranıştan kaçmmaya özen Rösterecekler. (3) Aynı eğilim AET Komisyonu ve Topluluğun siyasi karar organı Bakanlar Konseyv için de geçerli. Bunun en açık belirtisi. kasım ayında yürürlüğe girmesi beklenen dördüncü mali protbkolün Konsey tarafından ikinci kez geciktirilmesi. AET'ye üye ülkelerin Dışişleri Bakanlarınm bir araya geldikleri Konsey geçen temmuz ayındaki toplantısmda 650 milyon dolar tutanndaki, beş yıl süreli mali protokolü onaylamamış ve ekim toplantısma bırakmıştı. Brüksel'den Ankaraya ulaşan bilgilere göre, protokol Konseyin önümüzdeki hafta yapacağı toplantının gündeminden de çıkarıldı. Bunun nedeni, Türkiye'deki siyasi gelişmelerin beklenmesi. Bu durumda mali protokolün yürürlüğe girmesi 1982'ye sarkabilecek. İstanbul'dkı (Baştarafı 1. sayfada) çerçevesinde yürürlüğe girecek olan kamulaştırma karar larında, kamulaştırma bedellerinin vergi beyanlan üzerinden gerçekleştirileceğinin de hükme bağlanacağı öğrenildi. Kamulaştırma çalışmalarının gızliliğinde bu saptamanın rol oynadığı ve milyarlarca lira tutan kamulaştırma bedelleriy le devletin fazla zarara girmesinin önüne geçilmesinin amaç landığı belirtildi. Kamulaştırma kararlannda sözü edilen Toplu Konut Yasası'nın geçici 3. maddesi de aynen şöyle: «cllfin edilecek toplu konut yerleşme alanlan içinde bu ka nunun yürürlüğe girmesinden önce kendl nam ve hesaplanna toplu konut İnşa etmek tizere kurubnuş olan şirketler tarafından bu amaçla alınmış arazilerin en geç 3 yıl İçinde alt yapı inşaatı tamamlanarak # yapj inşaatımn yüzde 30 Haşîaricıası'şartıyia kamulaştınlması yapılAne. Wn çatilann yerine getlrllmemesi hallnde tmar ve Iskan Bakanlığı kamulaştırma hakkını tokrar kul lanır.» DÖRDÜNCÜ MALt PROTOKOL Derimod (Baştarafı 1. Sayfada) lı dört kişi, fabrika kasasında bulunan 5 milyon lira ile bazı giyim eşyalarını alarak, 34 P 9377 plakalı Anadol marka otomobil ve plakası belirlenemeyen MT kainyone&e ^y i J yerinden uzaklaştılar. Emniyet Müdürltiğü, yetkililerl, olayla ilgill soruşturmanm derinleştirilerek sürdürüldüğünü ve. soygunculann aranmalarına başlandığını bildirdiler. MUHTEREM HALKIMIZIN MÜESSESEMİZE LÜTFETTİKLERİ ISRARLI İUGİYE SONŞUZ ŞÜKRANLARIMIZI SUNARIZ Daima olduğu gibi yasalarımızın hükümleri doğrultusunda kitlenin temel ihtiyaç maddelerinin temin ve tedariki ile, milli hedefimiz olan jhracat faaliyetlerimizi gün begün artan bir şevk ye heyecan içinde sürdürdüğümüzü yüksek ıttılaınıza derin saygılarımızla arz ederiz. Kolektif Şirkett Şişlı Halâskargazi Cad No 230/7 Istanbul {11)40 22 93 U1)4O2294(11)4S4958(11)4S33 78 İjjjjjjjjijİİiİjjljİjjjjİjjjjlİİiiiljj^^ tı.ı (Baştarafı 1. sayfada) durma»ya davet ediliyordu. Steiner tasarısının oylaması na geçilmesinden önce bu de ğişiklik önerileri üzerinde öner g e sahipleri dinlendi. İngiliz İş çi Partili Hardy arkadaşları adına da yaptığı konuşmada. ta sarıdaki formülü çok yumuşak bulduğunu, Konsey'in Tür kiye'deki durum hakkında şim diye kadar mümkün olan anlayışı gösterdiğini ,ancak zamanla böyle bir tutumu devam ettirmenin gittikçe güçleştiğin| söyledi. «Konsey özellikle Insan hakları konusunda daha açık bir tavır ortaya koymalıdır» dedi. Hukuk Komisyonu Başkanı inglllz Muhafazakâr Greeve İse, herhangi bir hükümetten, gözaltı ve tutukevlerindeki kötü muamelelerln önlenmesl için ancak, «elinden geleni yapması»nın istenebileceğini, bunları «durdurması» isteminin gerçekçi olamayacağını ifa de etti. «Her memlekette bu gl bi muamelelerin kaynağını oluşturan sadlst ınsanlar vardır. İngiltere'de de vardır. Ve bunlar amirlerinln bu muamelelerine karşı olmalarına, bun ları önlemek istemelerine rağ men, hatta yaptıklarının suç olduğunu v e öğrenildiğinde hakkırında kovuşturma açılacağını blle bile bu suçu işlerler. Bu suçu işlemekten kendl lerini alıkoyamazlar. Bu gerçek karşısında, bir hükümetten bunları tamamen durdurma8inı istemek, o ülkede a* dam öldürme, soygunculuk, hırsızlık suçlarının tamamen önlenmeslni, hiçbir öldürme, soygunculuk, hırsızlık suçu ol mamasını sağlamasını istemek gibldir. Bu da mümkün ol mayacağına göre, hükümetler den ancak, bu yolda elinden geleni yapması istenebllir» dedi değişiklik önergesinin reddini istedi. Siyasal Komisyon raportörü Steiner de kendi raporuna ge tirilmek istenen bu değişikliğa karşı çıktı. Bu görüşmelerden sonra İngiliz Hardy ve arkadaşlarının oya konulan değişiklik önergesi salonda bulunan 120 kişiden 80 kişinin oyuyla kabul edildi. Ve Steiner tasarısı nın ilgili bölümü istenilen şekilde değiştirildi. SİYASAL PARTİLER TEMSİLCİLERI İkinci değişiklik önergesi ise 11 eylül günü siyasal partiler üyesi ya da temsilcisi olanlara konulan sınırlamalarla ilgiliydi. Yine birinci önergeyi verenlerin imzalarını taşıyan bu önergede Steiner tasarısında yer almayan bu durumla ilgili olarak tasarıya şu ibarenin eklenmesi isteniyordu: «Assamble, Türk hükümetinl 11 eylül 1981 gününden önce siyasal partiler üyesi ya da temsilcisi olan kimselerln bundan sonraki parlamenter faaliyete adaylıklarını koyabilme hakkını sağlamaya» davet eder. Daha sonra tasarı bu değişiklik şekliyle oya konuldu ve Genel Kurul'da bulunan 120 kadar üyenin 80 kadarının oyuyla kabul edildi. Geriye ka» lan 40 üyeden bir kısmı karşı oy kullandı, bir kısmı da çekimser kaldı. SONUÇ: Bu şekilde Avrupa Konseyi Genel Kurulu'nun eylül ekim döneminin Türkiye İle llglll top lantıları tamamlanmış oldu. Yalnız bu haftanın sonuna kadar gündemindeki diğer konularla ilgili çahşmalarına devam edeaek olan Konsey'in Si yasal Komisyonu, yarın Türkiye He ilgill bir toplantı daha yapacak ve Komisyon dışından üç kişlyi dlnleyecek. Bu üç kişi, Paris Barosu'ndan Türkiye'ye MHP duruşmakırını izlemek üzere gelmiş olan Alain Baumier, Uluslararası Hukukçular Komlsyonu'undan Türkiye işçi Köylü Partisl davasını izleyen Pierre Martlns ve DİSK Yürütme Kurulu'ndan yurt dışında bulunan Kemal Daysal. Komisyon, Türkiye'ye göndereceğl 21 kişilik heyefln gidişinden önce burada da çeşitli kaynaklardan bilgi edinip bu bilgiler üzerinde görüşmeler yapacak. Türkiye'ye 7 aralıkta gidecek heyetln orada ele alacağı konular ve görüşeceği kimselerle İlgili ön program ise, buradaki Türk Büyükelçiliği aracılığı İle Türk Yönetimi ne bildirildi. TÜRKİYE'NİN KONSEYDEN ÇIKMASI KONUSU Avrupa Konseyi'nllı Türkiye İle ilgili Genei Kurul toplantılarınin sona ermesinden sonra kulislerde Dışişleri Bakanı İlter Türkmen'in New York'ta yaptığı görüşmelerde «Elestiriler İçişlerimize kanşmak şeklin de gellşirse, konseydsn çekffmek zorunda kalabillrlz» şeklinde konuştuğu haberleri dolaştı. Bu haberler üzerine Siyasal Komisyon Rapörtörü Steiner, gazetecilere yapılan ve yapılacak eleştirilerin yanlış anlaşıldığı. Türkiye'nin içişlerin e karışmakla bir ilgisi olmadığını, Türkiye'nin, kendi Imzasıyla üye olduğu ve statüsünü ve statüsünün koşullarını kabul ettiği Avrupa Konseyi'nin likeleri ile bağdaşan bir durumda olup olmadığının gene Konsey statüsüne göre tartışılması çerçevesinde oluştuğunu söyledi. Steiner, Türkiye'nin içinde bulunduğu duruma karşı başlangıçtan beri aniayış gösteren bir tutuma sahip olan Avrupa Konseyi üyelerinln bu tutumlarmın başka türlü anlaşıl masının yanlış olacağını sözle rine ekledi. TRT KANALI İPTAL ETTİ Avrupa Konseyi'nin dün yapılan karor oylaması sırasında bu kanudaki görüşme ve oylamanın TRT'ye görüntülü olarak yansıması için ısmarlanan kanal, son anda vTRT tarafından iptal edildi. Dünkü görüşme ve oylamayla ilgili flimler buradaki TRT elemanları tara fından hazırlanmış ve yayına hazır hale getirllmlştl. Bunlar Strasbourg ve Ankara arasında. daha önce TRT tarafın dan ısmarlanan bir kanaldan Türkiye'ye geçilecekti. Ancak TRT haber yöneticlerinden son anda gelen bir bildirimle kanal iptal edildi. # Nüfus cüzdammı kaybettim. Hükümsüzdtir. Oğuz TARTAN Istanbul'da 7 idam (Baştarafı 1. sayfada) değişen hapis cezası ile yarğılanmalarını istedi. Diş Hekimli ği Fakültesi'ne tedavi için götürülürken kaçırılan Orhan Ba kır Elazığ'da bir çatışma sırasında ölü olarak ele geçmiş, kimliği daha sonra saptanmıştı. DİYARBAKIR Apo'cular davasında yargılanan Devlet Ba kanı Mustafa Kılıç tahliye edildi. Kısa adı PKK olan ve halk arasında Apo'cular diye bilinen örgüte maddi ve manevi yardım sağladıkları gerekçesiy le CHP eski milletvekili Celal Paydaş, Ahmet Türk ve Devlet eski Bakanı Mustafa Kı lıç hakkında açılan davanın dün kü duruşmasında tanık olarak ömer Cebreiloğlu dinlendi, daha sonra Bülent Ecevit, Mehmet Can, Hasan Fehmi Güneş, ve îrfan Özaydın'lımn yazılı ifadeleri okundu. Ecevit 1978 * 79 yıllarında hükümette bulundukları dönemde Mustafa Kılıç'ın Devlet Bakanlığı yaptığı nı bildirerek özetle şöyle dedi: «Mustafa Kılıç, Devlet Ba* kanlığı sırasında Güneydoğu Anadolu bölgesinde özellikle Hilvan ve Urfa'da başgösteren anarşiden büyük ölçüde hoş* nutsuzluk duydugunu, kabinede defalarca bana ileterek bu yönde gerekli önlemlerin alın> masını istemişti. Bu nedenle, hükümet olmamız nedeniyle Güneydoğu'da şiddet hareketle* rini gösteren Apocular hareke* tini önlemek amacıyla g^ivenlik güçlerini bir takım yerlerden alarak bu bölgeye takviye olarak gönderdik. Ayrıca Hil* van ve Urfa yöresindeM anarşik olaylar sürekli Milli Güvenlik Kurulunda da görüşül* dü. Bu görüşmelerimiz sırasında Mustafa Kılıç sürekli olarak hize endlşelerini bildirir ve önlem alınmasmı isterdi. Bu nedenle bizi zaman zaman uyardığı için kendisine şimdi te> şekkür ederim. Aynı bölgedett parlamenter seçilen Celal Pay« daş da endişelerini bildirir, all» nan önlemleri yakmdan takip ederdl. Mustafa Kıhç'ın Apocular örşrütüne yardım ettiğini sanmıyorum.1» Türkiye (Baştarafı 1. sayfada) rand'dan en az j^eşil ışık alındığı, tarafsız gözlemcilerin ileri sürdüğü hususlar arasında. Öte yandan Strasbourg'a bir konuşma yapmak için gelen Adalet Bakanı Badinter gazeteci lerin son Ermeni olayları ile il gili sorularını cevaplandırırken, bu konunun şu sırada İçişleri Bakanlığıyla ilgili btr kon u olduğunu, Bakanlığm mütalasının beklendiğini bildirdi. Daha önce İsviçre'de Ermeni saldırılarımn suçlusu Kilimciyan'm avukat lığını yapmış olan bu Bakan'a Kilimciyan konusu ile ilgili tu tumu sorulduğunda da Bakan: «Bu bir avukatlık olayıdır. Benim Ermeni davasını savunduğum anlamına gelmez. Bir mü vekkilimi savunduğum anlamına gelir» dedi. öte yandan TRT'de dün gece «Olayların içinden ve 19. şehidimiz» programında Ermeni saldınları anlatıldı. Bu arada Pran sa'da Türklere yönelik saldırıla nn artışma dikkat çekilerek «Fransa niye susuyor» denildi. Wa!dheim (Baştarafı 1. Sayfada) Parlamento Heyeti, bu yöndeki haberlerimizi doğrulayan açıklamalarda bulundu. Ana Muhalefet Toplumcu Kurtuluş Partisi Genel Başkam Alpay Durduran, Cumhuriyet çi Türk Partisi Genel Eeşkanı Özker Özgür, Demokratik Halk Partisi Genel Başkan Vekili ve Genel Sekreteri îgmet Kotak'la Ulusal Birlik Partisi Magosa Milletvekili Derviş Eroğlu'nun, dün Federe Meclis'te düzenledikleri basm toplantısında, «Waldheim'in, birleştirici unsurları ekim ayı ortasında, görüşmeler masasuıa getireceği» açıklandı. Waldheim'in, iki tarafa birleştirici bir belge sunacağını bildiren DHP Genel Başkan Ve kili İsmet Kotak, «BM Genel sekreterinin, Türk ve Rum öne rilerinin birleştirici unsurlaruu halen derlediğini ve ekim ayının ortasında, Kıbns'ta, özel temsilcisi Gobbi eliyle masaya getirmiş olabileceğini» söyledi. Kotak, sözlerine şunlan ekledi: «Waldheim, Türk tarafı ve Rum tarafımn sunmuş oldukları önerilerde hangi noktalarda anlaşmışlar veya anlaşmamışlarsa, o konulardaki bir envanteri masaya, bu şekilde BM kanalıyla sunmuş olacaktır.» DİSK (Baştarafı 1. Sayfada) dava açılmış kabul edildi. Ancak DİSK avukatları yaptıklan yazılı itirazda, ne 42'si tutuklu 52 DÎSK yöneticisi, ne de bir yıldır tutuklu diğer sanıklar hakkında ortada açılmış bir davanm henüz bulunmadığını belirttiler. Müvekkillerinin tutukluluk hallerinin kaldırüması gerektiğini savundular. Mahkemenin tutukluluk halle rinin kaldınlmasmı red eden karanna karşı avukatlann yaptığı itirazlar, önümüzdeki günlerde yeniden incelenecek. (Baştarafı 1. Sayfada) 82 saldırıda 21 görevlinin şehit edildiğini belirtti. «Ermenl teröristlerin iğrenç saidırıların daki soyıca artışın yurt içerslndeki anarşik eylemferdekf sayısal artışla paralellik gös4ermesl dikkat çekicidir» dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle