17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 10 25 EKİM 1981 Tutanaklardan Partizan davası Sultanahmet'te bir sokak ilgi bekliyor 'Ölü elegecirilen kişinin Süleyman Cihan olup olmadığı aroştırı i İstanbul Haber Servisi İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde görülmekte olan ve 4O'ı hakkmda idam istenen 178 sanıkh TKPML TIKKO (Partizan) davasmda ıddıanamenın okunması bitti ve sorguya geçildı. İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mah kemesi'nde görülen davanm 21 ekim 1981 günü yapılan duruşmasında, sorgusu yapılan sanık lardan ibrahım Ünal'ın, Süley man Cihan hakkmdaki sözlerı ve Askeri Savcının yanıtı tutanaklara şöyle geçti: «E<u sırada söz alan sanık ' İbrahim Ünal, arkadaşım bulunan Süleyman Cihan'ın gözaltında olduğunu öğrendim, fakat daha fazla malumat edinemedim, hayatından endişe ediyorum, bunun hakkında Askeri Savcıdan mütalaa talep ediyorum demekle Askeri Savcıdan soruldu: Bu hususu mahkemeye yazılı olarak bildireceğız de ve tahkikatının devam etmekte olduğunu bildirdiğinden Süleyman Cihan hakkmda gerek çeli mütalaanın gelecek celse hakimliğımize yazılı veya sozlü olarak bildirmesi bakımmdan keyfiyetin iddia makamına duyurulmasına.» Duruşmada daha sonra sanık avukatlarmdan Ahmet Kırım söz alarak, tutuklu bulunan sanıklar hakkında bir evvelki celsede, cezaevı idaresince işkence ve darplara maruz kalan bir kısım sanıklarm hemen doktora sevkleri hususunda mahkemece ara kararı alınmış olduğunu bildirdi ve tutanaklara geçtiğince şöyle dedı: Yıkılsın mı, korunsun mu? Belediye bu sokaktaki bir eski yapı için «haraplıktan yıkm» derken, Yüksek Amtlar Kurulu da, «yıktıktan sonra aynısı yapılacak» kuralını koyuyor. Sokaktaki bir yapının sahibi de inat etmiş, borç harç daha güzelini yapacağım diyerek inşaata başlamış. Deniz SOM Anıtlar Yüksek Kurulu'nca birinci derecede korumaya alman Sultanahmet'tekı Soguk Çeşme Sokağı, ılgılılerm ılgısızlığı sonucu harabeler sokagına dondu . Ayasofya Muzesi ile Topkapı Sarayı'nın dış duvarları arasında Gulhane Parkı'ndan Sultanahmet Alanın'a dek uzanan Soğuk Çeşme Sokağı'nda bulunan tarıhı evler, sahıplerınm maddı olanaklarmın bulunmaması nedeniyle yavaş yavaş terkedılerek yıkılmaya bırakıldılar. ITU'nun beş yıldır nasıl korunacağına ılışkın araştırma yaptığı tarıhı evleıden Kültuı Bakanlığı, Turızm ve Tanıtma Bakanlığı ile kısa ad: TAÇ o!an Türkıye Anıt, Cevre, Turızm Değerlerıni Koruma Vakiı'nın sorumlu olmasına karşılık bugüne dek sokakta bir tek «çivi» bile çakılmadı. Bu arada, Soğuk Ceşme Sokağı sâkınlerinden emekli işcı Mahır Çanlıaya'nm başına gelenler de pışmış tavuğun oaşına ffeimemıştır. Cankaya, 24 numaralı, gıderek harap olan üç katlı ahşap evmde otururken komşusu tarafından Beledıye'je şikâyet edilmış. Şıkâyet eden komşu da tek katlı kaçak beton bir evde oturuyor. Belediye, bınanın oturuma tehlıkelı olduğu görüşüne vararak yıkım kararı almış. Ancak bu kez ortaya Anıtlar Yüksek Kurulu'nun koruma kararı çıkmış: Yıkılacak ve yerıne aynı yapılacak.. Topkapı Sarayı'nın dış duvarlarına dayanmış yüzyıl lık ev. bır zamanlar Saray personelınce kulanılırmış. Neyse, 11.800 lıra emekli maaşlı Mahır Çankaya, nefes darlığma aluırmadan başlamış ilgili kapıları çalmaya. Anıtlar Yüksek Kurulu, «Biz yardım yapamayız ancak koruma kararı alırız» demış. Turızm Bakanlığı'nın TAÇ Vakfı'na yazılı başvuruda bulunmuş, «Evi restore edin, kaydı hayat şartı ile varislerim de dahil olmak üzere aytta beUi bir kira ödeyerek oturayım» demış. Fakat olumlu yanıt alamamış. Kultür Bakanlığı'nın Roleve Anıfiar Müdürlüğü'ne gitmış, teknik yardım ıstemış, «Biz proje hazırlamayız, hazırlanam onaylarız» demişler. Turkiye Turing ve Otomobıl Kurumu'ndan para yardımı istemış, oradan da sonuç çıkmamış.. Bır yanda Belediye «bmayı yıkacaksın», öte yanda Anıtlar Yüksek Kurul u «yıktıktan sonra aynısmı yapacaksın» diyor. Ve emekli işçı Mahır Çankaya, ^tmm^mmmmmm^mmmm^^^m0 11.800 lıra maaşla bu işın içinm den nasıl çıkacağma bir türlü akıl erdıremıyor. Sonunda eş dost yardımı ile ge» olup, olmadığına orası bmanın rolevesmı hazırlatıyor, karar verırmış. Olayın tum onaylatıyor, yıkım, yapım kaayrıntılarını bır dılekçede rarlarını alıyor ve yığıtlik gostoplayıp, derdını anlatmak terıp borçlanıyor. Çankaya, yıkım çalışmaları süren evinın ıçın Fennı Muayene Istasyo onunde konuşurken «İnat etnu'nda kuyruğa gırmış. Gu tim, ibreti âlem için eskisinneşın altında kendısı gıbı den daha güzelini yapacağım» saatlerdır sıra bekleyen birı dıyor. Dıyor ama, onca borcun ne derdını anlatınca, başına altından nasıl kalkacağını da ne gıbı sorunlar gelebıleçeşımdilık bilemiyor... ğım oğrenmış. Eğer şase nu Bırıncı derecede korumaya marası uzmanlarca da bualınan Soğuk Çeşme Sokağı'nlunmazsa, arabanjn ilk sahı da her an yıkılabilecek ıki ev bı bulununcaya dek, kasap daha var. Altından geçenlerin İbrahım bey çezaevıni boyla başına yıkılmasm diye, sahipleri tarafından terkedilirken yaoaktı. O güne kadar, potahta perdelerle çevrilmiş. Onlıs, karakol, aezaevı nedır larca ev de ıçınde oturulmasıbılmeyen kasap yurttasımız, na karşılık birkaç yıl içinde büyük bir suç işlercesine yıkılacak gibi. kımseye görünmeden yavaş Eski Istanbul'dan bır sokayavaş kuyruktan çıkmış ve ğın koruma kapsamma alınana yola çıkınoa da tum hıması olumlu bir girişim. Üstezı ı|e kaçmaya, başlamış. Ar lık bu sokak yüzbinlerce turistık İbrahim bey arabasını tın gezdiği Sultanahmet'te oatsa atamaı, satsa satamaz lursa daha da değer kazanıdı. Tam çaresızlık ıçındeyyor. Amâ bugünku görüntüsü ile değil. Kısaca, Soğuk Çeşme ken, bir arkadaşı yetışmış Sokağı sâkinleri ilgililerın ilyardımına. Arkadaşı arabagısını beklıyorlar, hem de en nın üretildiği fabrıkada çalı kısa zamanda... şıyormuş. Meğer salt o model arabalarda, şase numarası ruhsatta yazdığı gibi traverzin sağ ön köşesinde değil, tam ortasında ve altındaymış. Sanki, suçsuzlu ğunu kanıtlayıp, yaşam boyu hapisten kurtulmuşçasına derin bir nefes almış İbtstanbul Haber Servisi ÎETT otobus ve troleybüsleri yarahim bey. rın sabahtan itıbaren kış prog ramına gore sefer yapacaklar. Arabanın hatırı için İstanbul Beledıyesı'nden yapılan açıklamaya gore sayfıye Anaak sorunlar yıne de yerlerınden kent merkezine kay bitmemış İbrahım bey içın. malar, okulların açılması ve Huzur içinde arabasını saiş hayatının hareketlenmesi gl tıp, yenı bır araba aldığınbi hususlar gozonünde tutulada bu kez sigorta şırketlerıy rak toplu taşım araçlarının sele anlaşmazlığa düşmüş. Alferleri yeniden duzenlendı. dığı yeni araba Japon malıy Yeni planlamaya gore toplam mış. Yedek parçası hem az 424 değışik hatta sefer yapabulunduğundan, hem de cak IETT otobus ve troleybus lerinın hatlara dağıtımı yolcu çok pahalı olduğundan si. yoğunluğu dıkkate almarak ya gorta şırketlen arabasını pıldı. Ayrıca kış mevsımınde ış sigorta etmek istememiş. Egünleri 965, cumartesı günlen ğer oturduğu evı ve kasap 856 ve pazar günleri de 689 adıikkanınin da sigortasmı racın çalıştırılması planlandı. yaptırırsa, arabasını sigorta EKSPRES SEFERLERDE edeoeklerini soylemişler. İbYENİ DUZENLEME rahim bey buna da razı olOte yandan 12 Eylül 1981 ta muş ve sonunda 1 mılyon rıhınde başlanan ve bazı hatlarda denenen ekspres otobus 750 bın liralık Japon malı seferlerınde uygulama sonuçla arabasının hatırı içın evini rına gore yenı duzenlemeleı ve dükkanını da sigorta etyapıldı. Buna gore 25 hat sayıtirmek zorunda kalmış. Toplı Emmönu Sarıyer ekspres lam sigorta üoreti ne kadar seferınin devam etmesı, 51 hat ödedığinı mi merak edıyorsayılı Yenı Levent Yenıkasunuz? Hemen soylıyeyım: pı ekspres sefennın kaldırık Tam 110 bin lira. ması kararlaştırıldı. Ayrıca K» dıkoy Bostancı, Beşiktaş Beykoz, Şışlı Kartal, Tak YARIN Gümrük sım Florya ve Taksim kazazcdesi Yeşılköy ekspres seferleri yol ve bazı durak değışıklıkleri ile sürdurülecek, Kadıkoy Bostancı, Taksim Florya ve Taksim Yeşılköy cumartesı ve pazar, Enıınonü Sarıyer ve Beşiktaş Beykoz seferle ri pazar gunlerı yapılmayacak. «Süleyman Cihan isminde bir f şahıs olü olarak ele geçmış, soruşturma dosyası halen savh cılığımızda bulunmaktadır, f a•fkat kesınlikle bu şahsın Süley nıan Cihan olup olmadığı belli 'değıldır, şu anda tahkikat yapılmaktadır, bu husus mahkemece savcılığımızdan sorulduğunda detaylı olarak bildireceşğız dedi.» ' Mahkeme heyeti daha sonra konuyla ılgilı kararında ise şöyle dedı: Î «Sanık Ibrahim Ünal'ın yuIkarıda zapta geçen beyanma j göre samimi arkadaşı daha tdoğrusu Tunceli derneğınden (tanıdığı Süleyman Cihan'ın ölü * olduğu yolunda bazı söylentiler ;duyduğunu bildirmesı üzerine ^keyfiyet iddia makamından so'rulmuş iddia makamı da kesin jolmamakla beraber Süleyman $ Cihan olduğunu sandıkları bir e şahsın ölü olarak ele geçtiğinı 9 Askeri Savcı, bir haber nedeniyle «Tercüman» hakkmda suç duyurusunda bulımulmasını isteyen avukatlara teşekkür etti, isteme katıldı. Mahkeme de bu yolda karar aldı. « . Kendi beyanlarından öğrendiğime göre şu ana kadar doktora sevk edilmedikleti bildirildiğinden, yetkililer hakkında Askeri Savcılığa suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyorum dedi.» Mahkeme heyeti, sanık avukatının bu istemi üzerine ise tutanaklara geçtiğince şu kararı verdi: «Tutuklu samklardan bir kıs tnı duruşma sırasında arka ar kaya mahkemeye verdiği fakat vaktin darlığı sebebi ile hepsi okunamayıp bir kısmı okunan dilekçelerinde cezaevi yönetimince çok kötü bazı hareketle re maruz bırakıldıklarını, yapılan hareketin insanlıkla bağdaşmayacak şekilde çfrkin olduğunu müştereken dile getirmiş olduğundan adı geçen dilekçelerin gereğinin ifası için iddia makamına duyurulmasına, «Bir evvelki celsenin yani 23.9.1981. günlü celseyi muhakemenin 11 nol u ara kararında sanıklar Melımet Kobal, Ali Dilli, Mehmet Ali Eser, Ali Ek ber Ozdemir, Hüseyin Sayın, Abdurrahim Bingil, Erkan Macit, Veli Altındemir, Ali Şan Şahin, Hıdır Güler, Selahattin Sancaklı, Salih Çelik, Yaşar Kabakulak, Yaşar Gülmez, Hay dar Uğur ve Ali Rıza Akyol'un kendi beyanlarına göre adı geçenlerin beldenmeksizin mua yeneye gönderilmesi için Askeri Savcılığa teskere yazümasına... TERCÜMAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULMUŞTU TKPML TİKKO (Partizan) davasının, 23.9.1981 tarihinde yapılan duruşmasında da Tercuman sorumluları hakkında, mahkemeyi etkileyici nitelikte yayın yapıldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmuştu. Askeri Savcı, geçen duruşma da, «Dağlardan Gelen Silah Sesleri» başlıklı haber nedeniy le suç duyurusunda bulunulma sını isteyen avukatlara da teşekkür etmış ve yazının yazarı hakkında «sayın yazar herhalde hayal gücü geniş olacak ki, kendince tamamen gerçeklere aykırı bir şekilde bu yazıyı yazmıştır» deyıp, suç duyurusunda bulunma istemine katıldığını belırterek şoyle konuşmuştu: «Bu yazı aynı zamanda MGK nun 52 numaralı bildirisinin 5 numarah maddesine de aykırı lık teşkil etmektedir.. Güvenlik Konseyi'nin 52 numaralı bildi risini takdim ediyoruz dedive bildiriyi mahkemeye ibraz etti, dosyaya konuldu, askeri savcı devam etti: «Türk milleti adına yargıiama yapan bağnnsız Türk mah kemelerine açtığımız bu davaya kişi ve kurumlar tarafından hangi gaye ile olursa olsun gölge düşürülemeyecektif. Adı geçen gazetenin yazarı hakkmda Sıkıyönetim Komutanlığı'na suç duyurusu yapılması hususundaki talebe aynen iştirak ediyoruz.» Mahkeme heyeti ise konuya ilişkin olarak şu kararı vermıştı: «10 eylül 1981 tarihli sayılarında, Tercüman gazetesinin sanıklarla ilgili olarak ve MGK'nun 52 numaralı bildirisine mu halif şekilde neşriyatm geliştiği anlaşümakla Tercüman gazetesi yazarı ve mes'ul müdürü hakkında gerekli kanuni kovuşturmanın yapılması için Askeri Savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına...» «İNAT ETTİM» Sultanahmet Soğuk Çeş me sokağındaki tarihi yapılar llgililerden ilgi bekliyor. Bu sokakta korumaya alınan evlerden birinin sahibi Mahir Çankaya, harap hale dönen evini yeniden yaptırmaya karar ver miş. (Fotoğraf: Ender ERKEK) (3) Otomobıl pıyasasında «change» denen bır olay vardır. Yanı eskımış; çuruk ya da çalınmış bir arabayı, aynı marka ve modeV de bır başka arabayla değış tırme ışlemı. Ancak, arabalar her ne kadar profesyonelc e değıştirılırse değiştırıl sın, bır ıhbar ya da bır şüphe halınde Trafık Kontrol Merkezlen'nde bu ışın uzmanları tarafından suç hemen saptanabılıyor. Yasa dışı bu işlemın ceıası, elinizdekj «change» arabayı kaybetmenin yanısıra, cezaevını de ziyaret etmek oluyor. Dılerseniz mesleği kasap olan İbrahım adında bır yurt taşımızın konu ile ilgili başından geçen ilgınç bir serüveni anlatayım sizlere. İstanbul'da mahalle arasında 20 yıldır kasaplık yapan ve kıymayı 00, bifteki 460, bonfıleyı 600 lıraya satan İbrahım bey, bundan altı yıl once ıkıncı elden bır araba almış. Başlangıçta kuçuk çarpmalar ve çarpılmaların dışında buyük bır masrafı ol mamış ama, araba eskimeye yüz tuttukca sürpriz mas raflar ortaya çıkmış. Bu yuz den de arabasını bir yenisıyle değiştirmeye karar ver mış. Önce kendi arabasına bır müşteri bulmak için başlamış işe. Alınan ekonomık önlemler nedeniyle nakit pa ra sıkıntısı çekildiğinden, otomobil pıyasası feloe uğramış. Hangi alıcıyı bulduysa, «yok pahasına» almak istemiş arabasını. 3 ayrı gazete ye 3 kez ilan verdıkten sonra bır altcı bulmuş. Pazarlık ta anlaşmışlar, hatta kaporasını bile almış. İşlem resmj satışa donüşmeden, alıoı ruhsattakı motor ve şase numaralarının arabadakı numaralarla tutup, tutmadığını merak etmış. Kasap İbrahim bey,motor ve şa se numaralarının arabanın neresinde olduğunu o güne değın bılmemesine karşın, kendinden emin olarak hemen açmış kaputu ve başla mış söz konusu numaraları aramaya. Alıcınm yardımıyla motor numarasını bulmuş ama, trafıkten alınan ruhsat ta şase numarasının, traver Âraban mı var. var Ali ACAR wr POLİTİKA (*"STCCİ Birde Tersinden Mehmed Kemal B a k m a k aliç'in temizlenmesi yeniden gündemdedir. Ne yapacağız, ne edeceğız de Halıç'i temızleyeceğız? Komisyonlar toplanıyor, etkili, yetkih kişiler bu sorunu çözmeye çalışıyorlar. Temizleme sorunu bugünün işı değıldır, yıllardır bunun üstünde kafa patlatılır. Yazarlar, çızerler de bu konunun üstünde durmuşlardır. Hatta bendenız bile kaç tane yazı yazmışımdır. Benee Haliç'in temizlenmesi üstünde değil de, kirlenmesi üstünde dursak daha iyi ederiz. öyle ya Bizans'ın Altınboynuz'u, Osmanlı'nm bir kanadı ile Sadâbâd'ı ne oldu da böylesine kirlendi, bir bataklığa döndü? Kımler ne yaptılar da bu güzelim iç limanı nerdeyse kuruttular? Bunun sorumlusunu aramak gerekir. Hadi, diyelim ki, bırincil sorumlu Abdülhamit'tir, ilk fabrikayı, ılk tersaneyi oraya, o kurdurdu. Ondan sonrakiler ne yaptılar? Fabrikalar, atölyeler, işlekler kondurmadılar mı? Bir yere bir fabrıka kurduracaksmız, onun pisliğini, döküntüsünü, ötesini berisini düşünmeyeceksiniz. Bir yere bir fabrika konduracaksınız, onun işçileri nereden gelecek, nerede barınacak, artığmı, dışkısını nereye sığdıracak hesaplamayacaksınız... Bu olmaz!.. Nerede olmaz? Dunyanın her yerinde olmaz. Ya bizde? Bizde olur, bal gibi olur. Eğer filmi geriye doğru çevırsek de Haliç'i kimlerin doldurduğunu, bu iç limanı yürekler acısı hale Klmlerin soktuğunu bir aramaya kalkışsak, o zaman çok sorumlu, çok sanık, çok sapık yakalarız. Böylece de Haliç'i kirletenlere Haliç'i temizletmek daha kolay olur, nasıl temızleyeceğiz diye bugün komisyonlar kurmayız. Bizde her işte böyledır, birileri gelir ortalığı kirletir, başkaları gelir, bunları nasıl temizleyeceğiz diye duşünmeye başlar. Adamlar fabrikalar kurmuşlar oralara, Haliç'i kırletmişler, çok paralar kazanmışlar, şimdı fabrıkalarını da söküp gidiyorlar, biz Haliç'i nasıl temızleyeceğız diye kara kara düşünüyoruz. «Fabrikalaruıızı söküp giderken şu kazandığınız paralardan birazını ua Haliç'i temizleme parası olarak verin!...» demıyoruz, belkı de diyemıyoruz. Bir zamanlar bir söylenti vardı: Japonlar gelip temızleyeceklermiş ama, karşılık olarak içinden çıkardıklarını alacaklarmış... Killenmiş toprağmdan çok güzel seramık yapılırmış, derinliklerinde batan gemilerin içinde altınlar, gümüşler, bir çok antik eserler varmı^, onları ahr giderlermış, onun içın olmazmış... Japonlar lçın olmaz, kendimız de temızleyip dibindeki topraklardan seramik yapamayız, batan gemilerin altınlannı, gümüşlerini, eski eserlerini çıkaramayız. Ne olacak? îşte Japonlar karışırsa Halıç hep pıs ve kirli kalacak!... Peki, burayı kirletenlere burayı temizletsek... O da olmaz... Çunkü burayı kirleten fabrikacılarm, parababalarının sırtları kalm... Sırtıkalınlara da Öyle her babayığidin gücü yetmez. Haliç'i kirlettiler Haliç'in çevresı ne oldu? Eaıraya kurulan fabrikalar, atölyeler, işlikler yüzünden ış bulmak için yorganını sırtlayan geldi, sırtlayan geldi. Eyüp'ten Kağıthane sırtlarma, Alibeyköyü'ne, Küçükköy'e, Sağmalcıiar'a. Gazi Mahallesıne (bu mahalle Haliç'in ürünüdür), Erzurum mahallesine (orası da öyle) değin her taraf birer gecekondu bölgesi olmadı mı? Hiç kimse de, Arkadaş, sen buralara fabrika kuruyorsun, bunun işçisi nereden gelecek, nerede barınacak, nerede oturacak, nasıl yaşıyacak, diye sormadı, sormamış. Sanıyorum Haliç, Haliç'i temüslemek için gösterdiğimiz çaba tilkemizin kapkaççı kazanç düzeninin bir simgesidir. Biraz dikkatlice bakarsak yurt düzeyinin birçok bölgesi birer Haliç olmuştur. Körfez, Bursa ovası, Çerkezköy, Trakya sahillerl, Marmara'nın Anadolu kıyılan öyle değil mi? Bu gidişle daha bundan sonrs» da öyle olmayacak mı? Diyeceğim odur ki, Haliç'i nasıl temizleyeceğiz diye çaba harcamayalım, Haliç'i nasıl kirlettik diye takkemizi önümüze koyup bir düşünelim, sanırım kl çözümün çoğunu bulmuş oluruz. Böyle düşünenimiz var mı? Haliç'in kirlenmesine bir doğal olgu Iml? gibi ba' kar, kırletenı değil de temizleyecek olanı aramaya koyulursak hiç bir şeye çözüm getiremiyeceğimiz ortadadır. Ama ortada olan ve sırıtanı görenimiz var mı? yurttasımız yıllardır kullandığı arabasını 'change,, sanarak günlerce ölüp, ölüp dirildi H YDGD Baskamna iskence yapaniarla ilgili suc duyurusunda bulunuldu tstanbul Haber Servisi İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesı, görülmekte olan bır davada, samklardan birine işkence yapıldığmm hastane raporu ile saptanması üzerine, sorumlular hakkında gerekli kovuşturmanın yapılması için suç duyurusunda bulundu. istanbul Sıkıyönetim Komu tanlığı 1 Numaralı Askeri Mah kemesi'nde görülmekte olan ve 4'ü hakkmda idam cezası istenen 87 sanıklı Yurtsever Devrimcı Gençlik Derneğı (YDGD) davasmda, sanık avu katları, Dernek Başkanı Ahmet Necdet Oğütçü'nün işkence gördüğünü, bu nedenle de Gümüşsuyu Askeri Hastanesi'nde tedavi gördüğünü ileri sür müşlerdi. Bunun üzerine man keme heyeti dş Gümüşsuyu Askeri Hastanesi'ne konuya ilişkin raporun gönderilmesi için yazı yazılmasmı kararlaş tırmıştı. Davanm 22 ekim 1981 günü yapılan duruşmasında, «Anmet Necdet Öğütçü hakkmda yazılan yazıya cevap geldiği» belirtildi ve «Gümüşsuyu Askeri Hastanesi Baştabibliği'nin 90029 105 81 arşiv, 2257 sayılı bir raporunun gönderilmiş olduğu görüldü, okundu.» Raporun okunmasmdan sonra sanık avukatı, «gelen somut belge nazara almarak müvekkili hakkmda rapora göre, suç duyurusunda bulunulması gerektiğini» belirtti. Mahkeme heyeti de sanık avukatmın bu istemine katıldı ve «Ahmet Necdet öğütçü'ye ait Gümüşsuyu Askeri Hastanesi tabibliğinin rapor suretlerinin çıkartılarak, İlgilileri hakkında gerekli kovuşturmanın yapılmasınm takdir edilmesi için Sıkıyönetim Komutanlığı'na, suç duyurusunda bu lunulmasına» karar verdi. Duruşma, 27 kasım 1981 gü nü saat 14.00'e ertelendi. lETT'de kıs seferleri yarın baslıyor Arabanın hatırı için evini ve dükkanını da sigorta ettirdi zin sağ ön köşesinde yazma sına rağmen böyle bir numaraya rastlayamamış. He men bu işlerden anlayan bir tamıroiye!. gıtmışler. Numa rayı bulabilmek için arabanın sağını, solunu sokmuşler, yıne d e bulamamışlar. Sonuçta alıcı arabayı almaktan, kasap İbrahım bey de arabayı satmaktan vazgeçmış. Ama gelgelelım, İbrahım beyin huzuru kaçmaya başlamış. Geaelerj gözü ne uyku girmedıği günler ol muş. Arabası ya çalıntı, ya da «change» olduysa başı derde gıreoekti. Bu kez, işini güounü bırakıp, 6 yıl önoe aldığı arabanın sahibini bulabilmek için yollara düş müş. Sormuş, soruşturmuş, anoak arabanın ılk sahıbinın ızine rastlayamamış. Korkudan kaçıyor.. Bu işm gerçek uzmanları Goztepe Kavşağı'ndaki Mer divenkoy'de Kara Yollarının Fennj Muayene İstasyonu'n daymış. Arabalarin «chan Cancun Doruğu'nda sonuç yok, uzlasma havası var CANCUN, (a.a.) Dünya üzerindeki zengin ve yoksul 22 ülkenin devlet ve hükümet baş kanlarını bir araya getiren Cancun Doruğu, zenginler ve yoksullar arasındaki derin eko nomik uçurumu kapatma yolunda uluslararası görüşmelerın başlatılması çağırısıyla sona erdi, ancak bundan sonra ki adımm ne olacağı sorusu yanıtsız kaldı. Doruk toplantısının iki baş kanı, Meksika Devlet Başkanı Jose Lopez Portillo ve Kanada Başbakanı Pierre Trudeau tarafından yayımlanan bildiride, B.M. çerçevesinde, karşılıklı olarak benimsenen bir temel üzerinde ve anlamlı gelişme olanakları sağlayacak koşullarda evrensei görüşmelerin başlatılması isteği dile getirildi. Doruk bildirisi, B.M. de gıda, enerji, ticaret ve finansman konularının vakit geçirilmeksizin ele alınmasını sağlayamıyor. Kanada Başbakanı Trudeau da, düzenlediği basın toplantısında, yayımlanan bildirinin «Bir somut adım olmadığını» kabul etti. Ancak görüş ayrılıklarınm şimdi daha iyi ortaya çıktığını söyledi. EvrenTrudeau, hiçbir ülkenin evrensei görüşmelere karşı olmadığım ancak bundan sonra atılacak adımm ne olacağı ko nusunda anlaşmaya varılamadığını belirtti. Konferans çevreleri, Reagan'ın. toplantılarm ilk gününde yaptığı konuşmadan, ABD'nin geçen temmuz aymda Ottawa Doruğu'nda izlediği çızgıden daha ileri bir noktaya geldiği sonucunu çıkardılar. Trudeau, Meksika Devlet Baş kanı Portıllo'nun, Doruğun, toplantıya gelen ülkeler arasındaki anlayışı geliştirdiği yolundaki sözlerine katılarak durumun umutsuz olmadığını da belirtti. Meksika Başkanı Portillo da, Doruğun, gelişmiş ve ge lişmekte olan ülkeler arasındaki kuzeygüney diyaloğunu yeniden başlatmaya yardımcı olduğunu kaydederek, «Diyalog artık çıkmazda değildir, Cancun Doruğu'ndan sonra, bu rada bir dayanışma ve uyunı havası yaşandığından söz edi Iecektir» dedı. ENERJİ KONUSU Bu arada, Cancun Dorugu'nun ikinci önemli tartışma ko nusunu oluşturan enerji alanında somut bir karar almamadı. Dünya Bankası'na, yoksul ülkelerdeki enerji üretimini mali yönden destekleyecek bir yan kuruluş eklenmesi önerisi, öneri düzendinde kaldı. Ankara İstanbul arasındaki karşılıklı uçak seferleri artırıldı İSTANBUL, (a.a.) THY'nın kış tarıfesı 1 kasım pazar gu nunden itıbaren uygulanmaya başlanacaktır. 31 mart 1982 tarıhıne dek uygulanacak seferlere bazı yenılıkler getirildi. Buna gore THY IstanbulAnkara arasında karşılıklı olarak bazı gunler dokuz, bazı günler de on sefer yapacaktır. THY Istanbul'dan sonra Trablus ve Cıdde'y© Ankara'dan sefer duzenledi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle